İSTANBUL - Efrin’e yönelik saldırıya tepki gösteren kadınlar, militarizmin acısını en çok kadınların yaşadığını belirterek, “Efrin direnişine ses olmalıyız. Nasıl Kobanê’yi sahiplendiysek, Efrin’i de sahipleneceğiz” dedi.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Efrin’e başlattığı ve adına “Zeytin Dalı Harekatı” verilen hava bombardımanı ile kara operasyonuna toplumun tüm kesimlerinden tepkiler gelmeye devam ediyor. Savaştan en çok etkilenen ve karşı çıkan kesimlerin başında gelen kadınlar da, başlatılan savaşın kendi savaşları olmadığını söyledi.
'KATLİAMLAR İKTİDARIN FITRATINDA VAR’
Saldırının adına “Zeytin Dalı Harekatı” adı verilmesine tepki gösteren Emekçi Kadınlar (EKA) üyesi Nurten Karahancı, “Zeytin Dalı, Hayata Dönüş... Bunlar yakın zamanda tanıklık ettiklerimiz. Umut vaat eden isimlerin altında katliamlar gerçekleştirmek, bu faşist devletin fıtratında var. Bir süredir yaptığı savaş çığırtkanlığını eyleme dönüştürdü. Efrin üzerinde savaş uçakları bombaları yağmur gibi yağdırırken milliyetçi rüzgarlar daha sert eşmeye başladı. Son beş yılda iki büyük halk ayaklanması yaşamış bir ülkede ekonomik ve politik krizin derinleştiği, KHK’larla bile yönetemediği, oluşabilecek bir halk aaaklanması için paramiliter güçleri silahlandırdığı dinci faşist iktidarın bu savaşa ihtiyacı olduğu çok net. Bu kanlı savaşla Türkiye ve Kürdistan coğrafyasını kana bulamayı amaçlıyor” diyerek tepki gösterdi.
'SAVAŞIN PARÇASI OLMAYACAĞIZ’
Savaşın kendi savaşları olmadığını ve Kürt halkının milliyetçilik ve şovenizmle zehirlenmek istendiğini belirten Karahancı, “Bizler emekçi kadınlar olarak, ezilen haklara karşı yürütülen savaşın parçası olmadığımızı bir kez daha dile getiriyoruz” çağrısında bulundu.
'DİLSİZ OLMAYI REDDEDİYORUZ’
Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM) Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyesi Ezgi Bahçeci de, Efrin saldırısına karşı tüm toplumsal muhalefetin ses çıkarması gerektiğini belirterek, “İşgal harekatına ‘zeytin dalı’ diyerek barışın simgesini kullanması, işgalini barış ve sınırlarına güvenlik yalanına uydurduğu bir kılıftır. Biz kadınlar Saray’ın Efrin işgalini, kadınların umudu ve geleceğini, Rojava kadın devrimimize sahip çıkarak birleşik kadın hareketine sahip çıkıyoruz. Onlarca yıldır Kürt halkına yapılan soykırım politikalarına artık sessiz kalmamalıyız. Çünkü savaşlarda en çok zararı kadınlar görüyor evlatlarımız, eşlerimiz öldürülüyor. Kürtlere reva görülen bu vahşete göz yummamalıyız. Bizler hiçbir insanın ölmesini, zarar görmesini istemiyoruz. Bombalar bedenleri yakarken kör, sağır, dilsiz olmayı reddediyoruz” diyerek tepki gösterdi. Savaşın hiçbir zaman halklara rahat nefes aldırmadığını ve sonucun ölüm, kan, gözyaşı olduğunu söyleyen Çorlu Kadın Platformu üyesi Alev Yıldırım da, “Kadınların tarafı nettir. O da barış” dedi.
‘KOBANÊ GİBİ EFRİN’İ DE SAHİPLENECEĞİZ’
Efrin’de kadın ve çocukların bulunduğu sivil yerleşim yerlerinin özellikle hedef alındığını belirten Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Kadın Meclisi Kadın Koordinasyonu üyesi Pınar Ceyhan da, “Daha önce IŞİD’i saldırtan devlet, şimdi kendisi saldırıyor. Çok farklı olmadı Kürtler açısından. Nasıl ki Kobanê sürecinde biz kadınlar oradaki kadın devrimi ve Kobanê’yi sahiplendiysek bugün yine Efrin’i sahipleneceğiz. Bizler açısından Kobaneê direnişiyle bugün Efrin direnişi arasında bir fark yok. Aynı süreci yaşıyoruz yeniden. Bugün hem burada, hem Kürdistan Rojavası’ndaki saldırılara dönük mücadelemizi devam ettirip yükselteceğiz. Hem biz kadınların hem de Türkiye’deki halkların direniş dışında başka bir şansı yok” dedi.
'EFRİN DİRENİŞİNE SES OLMALIYIZ'
Söz konusu Kürtler olunca tüm ülkelerin izlediği politikanın savaş konseptine bağlı olarak şekillendiğini söyleyen Ceyhan, şöyle devam etti: “Kürt düşmanlığı oradaki demokratik ulus gerçekliğine dönük bir saldırıdır. O yüzden oradaki kadın aklı ve devrimine dönük saldırı bugünlük bir şey değil. IŞİD’i de bir şekilde oradaki halkların, Rojava ve Şengal’deki kadınların başına bela eden bu zihniyetin kendisidir. Sürecin devamı bugün Efrin’de yaşanıyor. Aynı şekilde bir sahiplenme yapmamız gerekiyor. Başka şansımız yok. Nasıl ki Dünya Kobane Günü ilan edildiyse ve dünyanın çeşitli ülkelerinde insanlar ayaklandıysa bugün yine Rojava devrimini sahiplenmek ve Efrin’deki saldırıları boşa düşürmek lazım. Efrin’de çok güçlü bir direniş var. Türkiye’deki halklar ve biz kadınlar Efrin direnişinin sesi olmalıyız. Erkek aklına karşı biz kadınların sokağa çıkıp bir şekilde Kobanê serhildanındaki pratikle savaşı boşa düşürmeliyiz” diye konuştu.
'ORTADOĞU HALKLARININ DİRENİŞİ KAZANACAK’
Haftalardır yapılan savaş çığırtkanlığı ardından Efrin saldırısının başlatıldığını belirten Yeryüzü Kadınları üyesi Evrim Gürenin de, “Biz kadınlar dün nasıl Kürdistan ablukasına karşı barıştan yana tavır aldıysak, bugün de Efrin işgaline karşı barıştan yanayız. Militarizmin, savaşın en çok acısını kadınların çektiğini biliyoruz. Savaşın kadınlar için yoksulluk, sürgün, tecavüz olduğunu bu topraklarda kısa zaman önce gördük. Kobanê, Şengal, Minbiç, Rakka için sokaklardaydık. Bugün de Efrin için sokaklarda olacağız. Bir kez daha tekrar edelim sarayın savaşı değil, Ortadoğu halklarının direnişi kazanacak” dedi.
‘BU SAVAŞ BİZİM DEĞİL’
Savaşın kadınlar cephesinden kabul edilebilir bir yanının olmadığını ifade eden Emek Partisi (EMEP) kadınlarından Şenay Kumuz ise, “Bizim için bir tehdit oluşturdu iddiasıyla yapılan operasyonların hiçbir insanı yanı yok, olamaz da. Türkiye açısından baktığımızda orada kadınların, çocukların sivillerin katledildiği ortaya çıkıyor. Ülke politikalarını sürdürmede savaş her zaman kurtarıcı oldu ne yazık ki. Bu savaş, aynı zamanda bizim için yeniden zam, baskı, kadın ve çocuk politikalarında kendi çıkarlarını gözetmek demek. Biz kadınlar olarak savaşa hayır diyoruz. Bu savaş bizim değil. Bu, Efrin’de sivilleri katledenlerin, iktidar destekçilerinin, patronlarının savaşıdır. Askere giden onların çocukları değil. Bu ülkenin yoksul ve emekçilerinin çocukları ölürken onların çocukları Man Adası’na ticaretin hesaplarını yapar durumda. Dolayısıyla kendi çocuklarını göndermedikleri bu savaşta biz de kendi çocuklarımızı göndermemeliyiz. Bu savaşın bize kazanımı olmayacaktır. Kadınlar savaşa hayır diyor” ifadelerini kullandı.
Kumuz son olarak “Biz kadınlar, tüm kadın örgütleriyle bir araya gelerek hem sokağa çıkma hem de Efrin’deki savaşın durdurulması konusunda bir çaba içine girmeliyiz. Buna ilişkin kadınlar olarak eylemlerimiz olacak” dedi.