Tutuklu kadın siyasetçilerden kongreye mesaj

  • kadın
  • 12:41 2 Şubat 2018
  • |
img

ANKARA - HDP Kadın Konferansı’na ortak mesaj gönderen Kandıra’daki tutuklu kadın siyasetçiler, Efrin’e yönelik saldırının bütün Kürtlere yönelik olduğunu ifade etti. Kadınlar, konferansa ilişkin önerilerini de sundu. 

Tutuklu bulunduğu Kandıra F Tipi Cezaevi’nden HDP Kadın Konferansı’na mesaj gönderen DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Efrin’e yönelik saldırıları değerlendirdi ve mücadele çağrısında bulundu. Aynı cezaevindeki tutuklu diğer kadın siyasetçiler adına gönderilen mesajda şunlar kaydedildi:  
 
“Koşullar ne olursa olsun özgürlük, eşitlik, demokrasi yürüyüşünden asla vazgeçmeyen kadınların her duruşu için mücadele eden, direnen siz mücadele arkadaşlarımızı saygıyla, sevgiyle selamlıyor, başarılar diliyoruz. 
 
‘GÜÇLÜ BİR ÇIKIŞA VESİLE OLSUN’
 
Türkiye’nin Efrin’e yönelik işgal saldırılarının devam ettiği, OHAL nedeniyle tüm özgürlüklerin askıya alındığı bir dönemde gerçekleştirdiğiniz konferansın güçlü bir çıkışa vesile olacağına inanıyoruz. Konferans, yaşanan siyasal, toplumsal, kültürel ve ekonomik sorunlara yönelik çözüm tartışmalarının yapılacağı, kadın örgütlülüğü ve kadınların özgürlük yürüyüşünün tüm toplum için büyük önem taşıdığı bilinciyle, öncülük sorunlarımızın ve sorumluluklarımızın ele alınarak güçlü bir çıkışa vesile olacağına inanıyoruz. 
 
‘EFRİN İŞGALİ SAVAŞI DERİNLEŞTİRECEK’
 
Kadınların en temel gündemlerinden biri her zaman barış olmuştur. Savaşın en büyük mağduriyetini biz kadınlar yaşıyoruz. Ortadoğu haklarının barış içinde özgür bir gelecek kurması kadınların, özgür, güvenli, sağlıklı bir yaşam ortamına kavuşması açısından da önemli. Savaş, şiddet, yoksulluk, yolsuzluk, taciz, tecavüz ve göç demektir. Savaşa karşı durmak bir tercih değil zorunluluktur. Türkiye’nin Efrin’e yönelik işgal operasyonu Ortadoğu’da savaşın daha da derinleşmesi, daha çok insan kaybına bağlı tahribatlar ve halklar arası kardeşlik duygularını zayıflatmaya neden olacaktır. 
 
‘EFRİN SALDIRISI BÜTÜN KÜRDİSTAN HAKINA YÖNELİKTİR’
 
Suriye’nin en güvenli bölgesi olan, savaştan kaçan yüz binlerce insana ev sahipliği yapan demokratik, eşitlikçi ve kadın özgürlükçü bir sistemi kurmak için mücadele eden, çok kimlikli, çok kültürlü, çok inançlı yapısıyla, bir arada eşit ve özgür yaşamın mekanı olan Efrin’e yönelik saldırı asla kabul edilemez. Efrin’e yönelik saldırı sadece Efrin’e değil tüm Kürdistan haklarına, insanlığa yönelik yapılan bir saldırıdır. Efrin’in Türkiye’nin güvenliğine tehdit oluşturduğu yollarına sığınarak işgal planını devreye koyanların asıl amacı Kürt halkına yönelik düşmanlıktır. Kobani’de, DAİŞ çetelerine karşı direnen Rojava halkı, tüm insanlığın umudu haline gelmiştir. 
 
‘KOBANÊ MEŞALESİ EFRİN’DE YANIYOR’
 
Kobani’de yanan özgürlük meşalesi şimdi Efrin’de yanmaktadır. Kandıra cezaevinde olan siyasi tutsaklar olarak, Efrin’li kadınlar başta olmak üzere tüm Efrin halkını selamlıyor, Efrin halkıyla dayanışma içerisinde olduğumuzu ifade etmek istiyoruz. 
 
AKP-MHP faşist iktidarının hem içeride hem de dışarıda yürüttüğü savaş politikalarına dur demek, bu son demokrasi ve özgürlük güçlerinin en temel sorumluluğudur. OHAL rejimi ile toplumun kılcal damarlarına, tüm hücrelerine kadar uzanan zor ve şiddet politikaları; iktidara biat etmeyenlerin insanlıktan, insanlık onurundan taviz vermeyenlerin, gözaltı, tutuklama, siyasal lince tabi tutulduğu, herkese asker yurttaş dayatmasının yapıldığı bir karanlık içinde, karanlığa karşı bir ışık yakmak, faşizme barikat kurmak, özgürlük, demokrasi durağını terk etmemek Türkiye halklarının geleceği açısından çok kıymetli.  O nedenle faşizme karşı direnen savaş değil, halkların eşitliği ve kardeşliği diyen cinsiyetçiliğe, milliyetçiliğe, dinciliğe, tekçiliğe, karşı ses çıkaran, bedel ödeyen tüm cesur kadınları, cesur insanları selamlıyoruz.”        
 
‘ÖZGÜRLÜĞÜ ÖRGÜTLEME SORUNU’ ÜZERİNDE DURULMALI
 
Konferansın gündemine ilişkin de önerilerde bulunan Kandıra’daki tutuklu kadın siyasetçiler, “Kadınlar olarak özgürlük sorunlarımız ve özgürlüğü örgütleme sorununun öncelikli olarak ele alınması” gerektiğini belirti
 
“Kadın örgütlülüğü geliştirmek, kadın dayanışmasını çoğaltmak şimdi her zamankinden daha önemli” vurgusunda bulunulan mesajda, “Kadın katliamlarının sistematik hale getirildiği, çocuk gelinler, çocuk anneler gerçeğinin artık gizlenmez olduğu, kadınların eve kapatıldığı, sokakta, otobüste, kadınların erkek şiddetine maruz kaldığı, kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel istismarın açığa çıkan boyutunun bile insanı dehşete düşürdüğü koşulları, bunun nedenleri ve nasıl çözüm bulunacağı tartışmalarını uzun süredir yapıyor kadınlar. Kadın hareketleri, konferansımız, kadınların öz örgütlülüğünü sağlanması ve kadınlar için güvenli bir yaşam için güçlü tartışmalar yaparak, çözüm projeleri açığa çıkarma sorumluluğundadır” denildi. 
 
‘ARAMIZDAKİ DUVARLARA RAĞMEN DUYGU VE DÜŞÜNCEMİZ ORTAK’ 
 
Mesajın devamında şunlar kaydedildi: “Kandıra’da bulunan kadın yoldaşlarınız olarak konferansın doğal delegeleri olarak görüyoruz kendimizi. O nedenle kısaca da olsa gündemlere dair görüşlerimizi ifade ediyoruz. Konferans eksik bileşenle toplanmış olabilir, aramıza zindanın soğuk duvarları girmiş olabilir, ancak duygu ve düşüncemizin ortak olduğunu biliyoruz. Bugün aranızda olması gereken Aysel Tuğluk, Selma Irmak, Çağlar Demirel, Burcu Çelik, Gülser Yıldırım, Gülten Kışanak, Edibe Şahin, Nurhayat Altun, Ayten Yılmaz ve diğer siyasi tutsaklarla birlikte konferansta yapılacak tartışmaların, alınacak kararların, kadın özgürlük yürüyüşünü güçlendireceğine, toplumun özgürlük özlemine cevap olacağına inanıyor büyük heyecan ve coşkuyla karşılıyor, takip ediyoruz.”