Poyraz'ın köyünden seslendiler: Savaş politikalarına karşı her yerdeyiz

  • kadın
  • 13:10 25 Kasım 2021
  • |
img
MARDİN - Deniz Poyraz'ın köyüne düzenlenen yürüyüşte konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran,"Savaş politikalarına karşı her yerdeyiz" dedi. 
 
Özgür Kadın Hareketi (TJA) ve Halkların Demokratik Partisi (HDP), 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü dolayısıyla Mardin’de yürüyüş düzenledi. HDP İzmir İl Örgütü’nde katledilen Deniz Poyraz'ın Mardin'in Ömerli ilçesindeki köyü Xirbêmirîşka'da (Tavuklu) düzenlenen yürüyüşe çok sayıda kadın katıldı. 
 
Köy girişinde toplanan kadınlar, yürüyüş düzenledi. Ellerinde Deniz Poyraz, Gülistan Doku, İpek Er, tutuklu Garibe Gezer'in fotoğrafları ile kadın mücadelesine dikkat çeken dövizler eşliğinde yürüyen kadınlar, "Savaşa, şiddete, yoksulluğa karşı Özgürlük Zamanı" pankartı açtı. Kadınlar, "Jin, Jiyan, Azadî", "Deniz Poyraz ölümsüzdür" ve "Şehîd na mirin" sloganları attı.  Köy meydanında sona eren yürüyüşe Poyraz'ın yakınları da katıldı.
 
Burada konuşan HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, 61 yıl önce Dominik'te katledilen Mirabel kardeşleri hatırlatan hatırlatarak, "Faşist diktatörlüğe baş kaldırdığı için, diktatörler tarafından tecavüz edilip katledildiler" dedi. Türkiye ve Ortadoğu'da da bu fikirlerle hareket eden iktidarların olduğuna dikkat çeken Başaran, Deniz Poyraz'ın da bu şekilde katledildiğini hatırlattı. 
 
 
'KADIN BEDENİ SAVAŞ YÖNTEMİ GÖRÜLÜYOR'
 
"Son altı yıl içerisinde onlarca kadın arkadaşımız katledildi" diyen Başaran,"Paris'te Sakineler, Silopi'de Sêvêler katledildi. Savaş politikalarında ilk hedef her zaman kadınlar olmuştur. Kadın bedenini savaş alanına çeviriyorlar. Tecavüz ve kadın bedenini savaşın bir yöntemi olarak görüyorlar. Bugün de Kürdistan Coğrafyası üzerinde AKP-MHP savaş ittifakı da bu durumu savaşın bir yöntemi olarak görüyor. Her gün kadınlar bu ittifak eliyle katlediliyor. Son 11 ay içerisinde 285 kadın katledildi. Suçlular kadını katleden erkek değil, onu cezasız bırakan adalet sistemidir. Kadınlar öz savunmalarını gerçekleştirdiğinde yargılanıp onlarca yıl  ceza alabiliyor. Ama erkekler AKP ve MHP ittifakı eliyle korunuyor" dedi. 
 
KADIN SAVUNMASI
 
TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan'ın tutuklanmasını hatırlatan Başaran, "30 yıl ceza verildi. Bir kadın katledildiğinde bile faile 30 yıl ceza verilmiyor. Hükümetin bütün politikaları kadınların geri adım atmasına yöneliktir. Kadınların savunmasız ve örgütsüz kalmasını istiyor. Bu yüzden Ayşe Gökkan'a bu kadar ceza verildi. Hükümetin kadına biçtiği rol evin içidir. Özgürlük ve haklar için mücadele eden kadın profilini istemiyor. Mücadele eden Figen Yüksekdağ, Sabahat Tuncel, Gülser Yıldırım gibi birçok arkadaşımız haklarını savunduğu için tutuklandılar. Yani bu yolla bütün kadınların sessiz kalmasını istiyorlar. Bu da Kürt karşıtlığı yürütülen siyasetle bağlantılıdır" dedi. 
 
'KADINLAR İÇİN ÖZGÜRLÜK ZAMANI'
 
Başaran, AKP-MHP ittifakının ayakta kalmak ve kendi çıkarları için çatışmaları her geçen gün  tırmandırdığını belirterek, "Bu savaşla birlikte devletin ve yurttaşların cebinde ki bütün paralar harcandı. Halk büyük bir ekonomik krizle yüz yüze kalmış durumda. Dolar her geçen gün artıyor. İnsanlar çarşıya indiklerinde bir şey alamaz hale geldi. AKP-MHP bunları yaparken de devletin bekasını öne sürüyor. Beka ile bir alakası yok. Devlet Bahçeli ve Erdoğan'ın bekası için bütün halkı açlıkla yüz yüze bıraktılar. En büyük açlığı da kadınlar yaşıyor. Bu karşın AKP ve MHP'liler ile yandaşları da her geçen gün daha zenginleşiyor. Halk, kadınlar ve Kürtlerin payına fakirlik, ölüm ve engeller düşüyor. HDP ve TJA olarak 25 Kasım'da erkek şiddetine verilen AKP-MHP desteğini devletin şiddetine ve savaş politikalarına karşı her yerdeyiz ve kadınlar için özgürlük zamanı" ifadesinde bulundu. 
 
'HESABINI SORACAĞIZ'
 
Deniz Poyraz katliamının sıradan bir katliam olmadığını belirten Başaran,"Bu katliamın planı bu ittifakın eliyle yapıldı. Katliamın planları kirli ve derin odalarda hazırlandı. Bu katliamı yapanlar bugün hala işbaşındalar ve İçişleri Bakanlığı adına çalışıyorlar. Aslında katliamın sorumluları katliama karşı sessiz kalıp faili savunanlardır. Bunun sorumlusu Süleyman Soylu'nun kendisidir. Bu katliamlar vermek istedikleri mesaj bütün kadınlar ve Kürt halkınaydı. Fakat ne olursa olsun kadınlar ve Kürtler baş eğmeyecek. Kadınlara yönelik özel savaş politikaları yürüttüğünüzü biliyoruz. Kadınlar hiçbir saldırı karşısında geri adım atmayacak, baş eğmeyecek ve sizden hesap soracak. Yaptıklarınızın tamamının hesabını vereceksiniz. Bu mücadeleyle İstanbul Sözleşmesini tekrar geri getireceğiz" diye belirti.
 
Bu yıl 25 Kasım'ı Deniz Poyraz'a adadıklarını belirten Başaran devamla şunları söyledi: "Deniz'e buradan kadın özgürlüğünü getireceğimizin sözünü veriyoruz. Bu faşist ittifak yenilecektir. Bütün kadınların mücadelesini yürüteceğimizin sözünü veriyoruz." 
 
Etkinlik, Mezopotamya Kültür ve Sanat Derneği'nin üyelerinin düzenlediği gösteriyle sona erdi.