'Rojava'da kadın toplumu koruyan pozisyonda'

  • kadın
  • 09:24 2 Aralık 2021
  • |
img

URFA - Rojava Devrimi ile kadınların yeni bir sistem kurduklarını belirten Cizre Bölgesi İnsan Hakları Örgütü Yöneticisi Evin Cuma, "Kadınlar toplumu koruyan bir pozisyona geçtiler” dedi.

Kuzey ve Doğu Suriye'de, Özerk Yönetim’in kontrolünde olan bölgelerde 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü etkinlikleri birçok merkezde sürüyor. Tek merkezli sistemlere karşı alternatif modeller üreten kadınlar, düzenledikleri etkinliklerle kadınların tarihsel mücadelesini, kazanımlarını geniş kesimlere anlatıyor. Bunun yanı sıra son günlerde erkekler, Qamişlo, Hesekê, Şehba, Halep ve Kobanê gibi birçok merkezde sokağa çıkarak, kadına yönelik şiddete karşı farkındalık oluşturmaya çalışıyor. 
 
Özerk Yönetim’in kontrolünde olan bölgelerde kadın kazanımları korunarak her alanda yaygınlaştırılırken, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve desteklediği paramiliter grupların saldırılarla hakimiyet kurduğu kentlerde ise her gün yeni insanlık trajedileri yaşanıyor. Efrîn başta olmak üzere birçok merkezde alıkonulan kadınların çoğunun akıbeti hala bilinmiyor.
 
KADIN SİSTEMİ YARATILDI 
 
Kuzey ve Doğu Suriye Cizre Bölgesi İnsan Hakları Örgütü Yöneticisi Evin Cuma, Türkiye ve desteklediği grupların kontrolünde bulunan bölgelerde kadınlara dönük şiddetin her geçen gün arttığına dikkat çekti. Kadınların en ufak bir hak için ağır bedeller ödediğinin altını çizen Cuma, “Kadınlar yaşamlarını renklendirmek için direniyordu, ancak zorlukları da çok fazlaydı. Rojava Devrimi ile birlikte kadınlar için yeni bir yaşam yaratıldı. Kadınlar artık bütün alanlarda rol almaya başladı. Topraklarını savunma konusunda olduğu gibi, eğitim ve çalışma hayatında da kadınlar ön plana çıktı. Devrim’den sonra kadınlar artık sadece kendini savunmanın ötesine geçerek toplumu koruyan bir pozisyona geçti” diye belirtti.  
 
Bir kadın devriminin yaratıldığını vurgulayan Cuma, “Kadınlar ekonomi, eğitim, çalışma, sanat, kültür, politika, askeri başta olmak üzere her alanda kendilerini var ettiler ve kendilerini örgütlediler. Kadınlar oluşturdukları projelerle eril sistemlere karşı bir alternatif oldular” dedi. 
 
ERKEKLERDEN YÜRÜYÜŞ 
 
Özerk Yönetim’in kontrolünde bulunan alanlarda kadına karşı şiddetin sıfırlanması için çalışmalar yürütüldüğüne işaret eden Cuma, “Bütün çalışmalara rağmen kadına karşı şiddet sıfırlandı diyemeyiz. Özerk Yönetim’in temel amacı kadınlara karşı işlenen suçları bitirmektir. Bunun için hiçbir şekilde taviz vermeden çalışmalar yürütülüyor. Yapılan mahkemelerde beyanları esas alınarak, kadınlardan yana tavır alınıyor. Şiddet gördüğü için mahkemeye başvuran bir kadının hakları sonuna kadar korunuyor, gerekli bütün önlemler alınıyor. Kadın kazanımlarına gölge düşürmek isteyenler, ‘namus’ adı altında katlederek, özel bir savaş politikası yürütmek istediler. Kadınları hedef aldılar. Bu noktada sivil toplum kuruluşlarının rolü çok önemlidir. Kadın haklarını topluma anlatma, onları bu konuda bilinçlendirme çok mühim bir mesele. Özerk Yönetim’de düzenlediği seminer, çalıştay, halk toplantısı ve benzeri organizasyonlarla toplumu bilinçlendiriyor. Son dönemde erkeklere yönelik kadın haklarının anlatıldığı seminerler yapılıyor. Birçok merkezde erkekler kadına karşı şiddete tepki göstermek için yürüyüşler düzenlediler” ifadelerini kullandı. 
 
İLK KADINLAR HEDEF ALINDI
 
Farklı tarihlerde Türkiye ve desteklediği paramiliter grupların, bölgeye karşı başlattıkları saldırılarda ilk olarak kadınları hedef aldığını anımsatan Cuma, şöyle dedi: “Çeteler kazanımlara karşı bölgeye saldırdığında kadınlar bir yandan yeni yaşamı inşa etti, diğer yandan saldırılara cevap oldu. Bunun için hedef alındılar. İradelerini kırmayı esas aldılar. Kadınlara bakış açıları kirli, karanlık bir bakış açısıydı. Kadınların kazanımlarını ellerinden almak, onları devrimden önce içinde oldukları yaşama geri döndürmek istiyorlardı. Eğitim ve çalışma hayatında yer almasına, siyasette aktif rol oynamasına karşılardı. Buna karşıda kadınlar bütün güçleri ile direndiler. Özellikle Kürt kadını direnebileceklerini bütün dünyaya gösterdi. Bunu gören diğer halklardan kadınlara da cesaret örneği oldular. Birçok halktan kadınlar omuz omuza bütün alanlarda birlikte yer aldı, alıyor.”
 
İNSANLIĞA KARŞI SUÇLAR
 
Türkiye ve onun desteklediği paramiliter grupların kontrolünde olan bölgelerde, her gün kadınlara karşı insanlık suçlarının işlendiğini dile getiren Cuma, Rojava Devrimi’nin yarattığı kadın kazanımlarının ortadan kaldırılıp bastırılmaya çalışıldığını sözlerine ekledi. Son dönemde Türkiye’nin kontrolünde olan kentlerde kadınlara dönük baskıların arttırıldığına vurgu yapan Cuma, “İşgal kentlerinde kadınlar şiddetle karşı karşıya kalıyor, kaçırılıyor, öldürülüyor. Kadınların iradesi kırıldığında devriminde kırılmış olacağını biliyorlar. Kadınlar artık işgal bölgelerinde sokaklara çıkamıyor, çalışamıyor, ‘namus’ endeksli bir bakışa maruz kalıyor. Çeteler kadınları çocuk yaşta zorla evlendiriyor, istemediği bir giyime zorluyor. Karşı çıkan kadınları tutukluyor, kaçırıyor ya da öldürüyor. Bunlar bölgede çalışma yapan sivil toplum kuruluşlarının raporlarına yansıyor. Ancak yaşanan çoğu olayın kamuoyuna yansımadığını da biliyoruz. Kadın intiharları işgal ile birlikte başladı ve her geçen gün artıyor. Bunun yüzlerce örneği var. Çoğu kadının nerede olduğu bilinmiyor. Kadınların renkli yaşamları karartıldı. Buna karşı birçok kişi evlerini taşımak zorunda kaldı. Evinden çıkan kişilerin yerlerine çetelerin aileleri yerleştirildi. Bölgede demografik bir değişim yapıldı, yapılıyor. Bu dünyanın gözü önünde yapılıyor” diye belirtti.  
 
ERİL SİSTEM YIKILABİLİR
 
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden kadınların iradesini teslim almak için çekildiğini de sözlerine ekleyen Cuma, devamında şunları söyledi: “Kadınları baskılamak, onları korumasız bırakmak istiyorlar. Cizre Bölgesi İnsan Hakları Örgütü olarak bütün kadın örgütleri ile dayanışma içindeyiz. Türkiye de kadın haklarını savunan, kadınlar için alanlarda olan kadınlarla birlikteyiz. Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclis’i olarak kadın kazanımları için bütün kadınlarla birlikte çalışma yapmaya hazırız. Kadınların kazanımlarını bütün dünyaya yaymak için elimizden geleni yapıyoruz. Kadına karşı şiddetin son bulması için bütün kadınların Rojava’da yükselen kadın kazanımlarına sahip çıkması gerek. Kadınlar el ele verirse yapamayacakları bir şey yok. Kadına karşı şiddeti kadınlar durdurabilir. Kadın örgütleri birleşerek eril sistemi yıkabilir.”  
 
MA / Emrullah Acar