HABER MERKEZİ - Doğanın kendini yenilediği zamana denk gelen 8 Mart, bu yıl da kadınların renkleri ve isyanına sahne olacak. Fabrikadaki kadın işçilerin direnişiyle başlayan 8 Mart, bugün Kürt ve Türkiyeli kadınların özgürlük ısrarıyla sürüyor.
Her yıl 8 Mart, tüm dünyada Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanır. Doğanın kendini yenilediği zamana denk gelen bugün, aynı zamanda kadının uyanışını da ifade eder. Bugüne kadınlar, günler öncesinden büyük bir coşku ve heyecanla hazırlanır, sokaklara çıkarak avazları çıktığı kadar bağırır kendilerine yaşatılan kırım, sömürü ve şiddete karşı.
8 Mart’ın hikayesi 1857 yılında ABD’nin New York kentinde bir dokuma fabrikasında çıkan yangında yaşamlarını yitiren 129 kadınla başlasa da tüm dünya kadınlarının direniş tarihinde önemli bir yer tuttu.
Bu olaydan 52 yıl sonra Danimarka'nın Kopenhag kentinde Sosyalist Kadın Enternasyonal’inde Alman Sosyal Demokrat Parti öncülerinden Clara Zetkin’in önerisiyle 8 Mart’ın, Dünya Kadınlar Günü olarak kutlanması kararı alındı.
TÜRKİYE’DE 8 MART
Türkiye’de 8 Mart, ilk kez; 1921’de komünist kadınlar tarafından Ankara’da bir bağ evinde düzenlenen toplantıda anıldı. 1975’te Ankara ve İstanbul’da İlerici Kadınlar Derneği’nin girişimiyle 8 Mart ilk kez kamuya açık olarak 400-500 kadının katılımıyla kutlandı. 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle birlikte ülkedeki tüm toplumsal muhalefet olduğu gibi kadınların yaptıkları eylemler de yasaklandı. Bu dönemde kitlesel bir anma yapılmasa da kadınlar, evlerde toplandı ve taleplerini sokağa taşıyarak çeşitli kampanyalar etrafında örgütlendi.
90’LI YILLAR VE KÜRT KADINLARININ 8 MARTI
Faili meçhul cinayetlerin yaşandığı 90’lı yıllarda baskı ve şiddet doruğa ulaştı. Devletin baskı politikasına isyan ederek örgütlenen Kürt kadınları, 8 Mart'ta kaybedilen ve infaz edilen çocukları için alanlara çıktı. Kitlesel bir şekilde sokaklara çıkan kadınlar, yakınlarının akıbetini sordu. Kürt kadınları, sorumlulardan hesap sorulması için 8 Mart’ı direniş gününe çevirdi. Kadınlar, Kürt illerinin yanı sıra Türkiye'nin batısında da 8 Mart'ta etkinlikler düzenleyerek ortak mücadele hattının temellerini attı.
İLK KİTLESEL MİTİNG 1997’DE
Kürt kadınlarının Türkiyeli kadınlarla birlikte kutladığı 8 Martlar, ortak direniş cephesini ördü. Uzun yıllardan sonra 1997'nin 8 Martında ilk kez, İstanbul’da Kürt ve Türkiyeli kadınların ortaklaştığı kitlesel bir miting düzenlendi. Artık Örgütlü adıyla düzenlenen mitingde, Kürt kadınlarının yanı sıra, Mor Çatı'dan Pazartesi'ye, Kadın Kütüphanesi'nden Feminist Kadın Çevresi'ne kadar pek çok grubu, sendika, parti dernek gibi karma örgütlerden kadınlar da yer aldı.
‘GÜNEŞİMİZİ KARARTAMAZSINIZ’ EYLEMLERİ
1998 yılına gelindiğinde miting yapılması yasaklandı. 1999 yılında PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesiyle birlikte gelindiğinde tüm eylem ve etkinlikler 81 il ve ilçelerde valilikler tarafından yasaklandı. Ancak; bu dönemde de Kürt kadınları eylemselliklerini, “Güneşimizi Karartamazsınız” şeklinde yaparak Öcalan’ın teslim edilmesini bedenlerini ateşe vererek protesto etti.
2000’LER VE DİRENİŞ…
2000 yılından itibaren “Dünya Kadın Yürüyüşü” başlığı çerçevesinde ve şimdiye kadar da devam edecek olan 8 Mart mitingleri tekrar başladı. Bugünlere kadar gelen 8 Mart mitingleri, 2000’lerin başından itibaren devletin ciddi baskısı altında gerçekleşti. Baskı sebeplerinden biri de Kürt kadınlarının başta anadilde eğitim olmak üzere kendi siyasal kimliği ve talepleriyle alanlarda bulunmasıydı. Kürt kadınlarının taktıkları sarı, kırmızı, yeşil başörtülerine müdahaleler oldu. 2000’lerin başında, F Tipi cezaevlerinde yaşanan baskıları gündeme getiren ve Kürt kadınlarının taleplerine ortak olan Türkiye kadın hareketi de bu baskılardan nasibini aldı. Ancak; baskı ve saldırılara rağmen kadınlar, sokağa çıkmaktan geri durmadı. O dönemki baskılar şimdiki 8 Martların kitleselleşmesini sağlayan bir süreç oldu aynı zamanda.
FEMİNİST GECE YÜRÜYÜŞLERİ
Kadınların kazanımlarından biri de 2003 yılında 50 kişiyle başlattıkları ve şu an on binleri bulan İstanbul Taksim’deki “8 Mart Feminist Gece Yürüyüşleri” oldu. 50 kadın, 2003 yılında Türkiye’nin Amerika işgalindeki Irak’ta savaşa dahil olunmaması talebiyle yürüdü. O günden itibaren her yıl 8 Martlarda giderek artan sayısıyla on binlerce kadın, İstiklal Caddesi’ni başından sonuna doldurarak yürüyor.
2013’TE DİRENİŞİN SEMBOLÜ: SAKİNE CANSIZ
Devlet heyetinin PKK Lideri Abdullah Öcalan ile 2013 yılının Ocak ayında görüşmesiyle başlayan çözüm süreci, 8 Mart mitinglerinin coşku ve heyecanını kat be kat artırdı. Günler öncesinden kutlanmaya başlayan 8 Mart, tüm Türkiye’de rengarenk görüntülere sahne oldu. Özellikle; Öcalan ile görüşmeden kısa bir süre sonra Paris’te öldürülen Kürt kadın siyasetçiler Sakine Cansız, Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez, Kürt kadınlarının direniş sembolü oldu.
ÖCALAN’IN 8 MART MESAJI
Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) öncülüğünde, "Rosa'lardan Sakine'lere yolunuz yolumuz sözünüz sözümüzdür" sloganıyla Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda gerçekleştirilen mitingde, binlerce kadın, “Sakineler aramızda” diye haykırdı. Mitingde, kadınlara, “Sizler özgürleşmelisiniz” diye seslenen PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın gönderdiği mesaj okundu. İstanbul Kadıköy'de on binlerce kadının katılımıyla yapılan mitingde, kadınlar çözüm sürecinin en yakından takipçisi olacaklarını belirtti.
ROJAVALI KADINLARIN DİRENİŞ YILI
2014 8 Martına da Rojava’da DAİŞ’e karşı mücadele eden kadınların mücadelesi damga vurdu. Topraklarını DAİŞ ve bağlı gruplardan savunmak için örgütlenen kadınların direnişi başta Ortadoğu olmak üzere dünya kadınlara ilham oldu. O yıl, yerel seçimler öncesi yapılan mitinglerde, kadın devriminin gerçekleştiği Rojava’ya selam gönderilerek direnişlerine sahip çıkma sözü verildi.
GÖRKEMLİ 2015 KUTLAMALARI
Görkemli kadın özgürlük buluşmasına yol açan 2015 yılının 8 Mart kutlamaları, tüm dünyada coşkunun doruğa ulaştığı gösterilere sahne oldu. YPJ’li kadınlar öncülüğünde Rojava’da gerçekleşen devrim, dünya kadınlarına umut ışığı oldu. Böylece, Rojava kadın devrimine atfen, Dünya Kadın Yürüyüşü (DKY) Mardin'in Nusaybin ilçesinde 17 ülkeden 200’ü aşkın kadının katılımıyla başladı. Kobanê direnişinin damga vurduğu yürüyüşte, kadınlar tek bir ağızdan DAİŞ çetelerini kınadı. Yürüyüş kapsamında dünyanın birçok farklı ülkesinden kadınlar, sınırın sıfır noktasında Rojava’nın Cizîre Kantonu'ndaki kadınlarla buluştu. Kadınlar, sınırın her iki yakasında karşılıklı düzenlenen mitinglerle var olan suni sınırları ortadan kaldırdı.
YPJ’li kadınların direnişi Türkiyeli kadınlara da ilham oldu. Kadınlar, eylemlerinde “Biji berxwadana YPJ” sloganlarını eksik etmezken, Diyarbakır’da yapılan ve on binlerce kadının katıldığı kutlamada, "Mezopotamya'da direniş ve devrim kadınlar için büyüyor" mesajı verildi.
7 Haziran seçimlerinin de gerçekleştiği yıl olan 2015’in 8 Martı Türkiye metropollerinde de coşkuyla kutlandı. Mora bürünen alanlar, kadınların isyanıyla inledi. Kadınlar, erkek şiddetine karşı öz savunma çağrısı yaptı.
ÇATIŞMALI SÜREÇ VE ARTAN ERKEK ŞİDDETİ
Öcalan ile görüşmelerin sona erdiği ve çatışmalı sürecin başladığı 2016 yılında ise siyasette yaşanan gerilim, kadınların yaşamlarına şiddet olarak yansıdı. İktidarın militarist ve cinsiyetçi söylemleri, kadına yönelik şiddeti artırdı. Kadınların, 2016 yılının temel talebi Öcalan ile görüşmelerin başlaması ve savaşın durması oldu.
Ancak; Kürt illerinde sokağa çıkma yasaklarının devam ettiği süreçte kutlanmak istenen 8 Mart’a birçok yerde izin verilmedi. İstanbul Kadıköy İskele Meydanı'nda yapılmak istenen 8 Mart mitingi için bir araya gelen binlerce kadının miting alanına girmesini engelleyen polis, gaz bombalarıyla kadınlara saldırırken, Kürt illerinde ise kutlama yapılması engellendi.
Devletin yasak ve engellemelerine rağmen alanlara çıkan kadınlar, yaşamları üzerinde kurulmak istenilen erkek egemen ablukayı doğudan batıya uzanan direnişi güçlendirerek kırmayı başardı. Kadınlar, sokağa çıkma yasakları döneminde öldürülen Taybet İnan, Cemile Çagırga, Sêvê Demir, Fatma Uyar, Pakize Nayır, Kevser Eltürk ile erkek şiddeti sonucu yaşamlarını yitiren nice kadının sesi ve isyanı oldu.
2017’DE SOKAKLAR ‘HAYIR’LA İNLEDİ
Ülkenin Olağanüstü Hal (OHAL) ve Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile yönetildiği 2017 yılında, baskı ve şiddet politikası had safhaya çıktı. Gözaltı, tutuklama, ihraç, kapatılmalar, kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz; çocuğa yönelik istismarın gün be gün arttığı 2017 yılının 8 Martı da kadınların direnişiyle karşılandı. Erkek devlet şiddetine karşı sokaklara çıkan kadınlar, AKP’nin politikalarını yaptıkları kitlesel eylem ve mitinglerle protesto etti.
16 Nisan Başkanlık Referandumu öncesi yapılan mitinglerde, kadınlar, “Bizler yenilmeziz, her yerdeyiz” diyerek, AKP’nin baskı ve şiddet politikalarına “Hayır” diyerek cevap verdi.
Bu yıl da, OHAL koşulları altında kutlanacak olan 8 Mart’ta kadınlar, başta Efrin’deki operasyonun son bulması, PKK Lideri Öcalan’ın özgürlüğü, kadına yönelik şiddet politikalarına çözüm talepleriyle alanları doldurmaya hazırlanıyor.