DİYARBAKIR - Savaş politikaları ve sıkıyönetim uygulamalarının derinleştirildiği, kadına yönelik saldırıların giderek arttığı bir dönemde Dicle Amed Kadın Platformu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için 10 gün sürecek eylem ve etkinlik takvimi oluşturdu.
8 Mart Dünya Kadınlar Günü kapsamında birçok etkinlik düzenlenecek olan kentlerden biri Diyarbakır. Dicle Amed Kadın Platformu (DAKP) tarafından “Vardık, Varız, Var Olacağız” sloganıyla kentte 10 gün boyunca gerçekleştirilecek olan etkinliklerde Diyarbakırlı kadınlarla bir araya gelecek.
Erkek zihniyetinin en vahşi yüzüyle karşılaşan kadınlar ve çocuklara yönelik şiddetin tırmandırıldığı bir dönemde 8 Mart'ta sokaklarda olacaklarını ifade eden Dicle Amed Kadın Platformu üyesi avukat Gülşen Özbek, OHAL’le birlikte tüm toplumsal muhalefetin sindirilmek istendiğini, ancak kadınların en dinamik yapı olarak sokaklarda seslerini yükselmeye devam edeceklerini söyledi.
Özbek, "Kadınlar, savaşa karşı sokaklardaydı, çocuk istismarı yasasını Meclis’ten geçirmemek için sokaktaydı, 8 Mart'ta da tüm engelleme ve yasaklara karşı taleplerini dile getirmek için sokaklarda olacak" mesajı verdi.
‘TÜM ENGELLEMELERE RAĞMEN ALANLARDA OLACAĞIZ’
Hak ve özgürlükler bakımından geçmiş yıllara nazaran olumlu hiçbir gelişmenin yaşanmadığını vurgulayan Özbek, “OHAL baskı rejiminin etkileri devam ederken ülkede tüm hızıyla bir savaş politikası sürdürülüyor. Biz kadınlar olarak 8 Mart’ı var olan baskı ve şiddeti durdurmak, toplumda yaşanan hak ihlallerinin önünü almak için mücadele edeceğiz. Kadınlar olarak sürdürülen savaş politikalarını kabul etmiyoruz ve savaşın karşısında durmaya devam edeceğiz. Hayatımızın her alanında uğradığımız hak ihlallerini kabul etmiyoruz. Kadının emeğinin sömürülmediği, örgütlenme hakkının gasp edilmediği bir yaşam için mücadele edeceğiz ve tüm baskı rejimine rağmen alanlarda olacağız” dedi.
‘DİYARBAKIR'I KADIN KENTİNE DÖNÜŞTÜRECEĞİZ’
8 Mart programını hazırlarken Diyarbakır'ı 10 gün boyunca kadın kentine dönüştürmeyi hedeflediklerini aktaran Özbek, hayatın birçok alanına dokunarak kadınların ve çocukların yaşmış oldukları hak ihlallerini duyurmak ve durdurmak için mücadele edeceklerini dile getirdi. Özbek, “Gün geçtikçe artan kadın cinayetleri ve çocuk istismarlarının yanın sıra kadınlar, özellikle ülkede hakim olan şiddet ortamının daha da arttığı kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete, taciz, tecavüz ve cinsel saldırılara karşı sözlerini 8 Mart alanlarında haykıracak. Kadınlar etkin yasal düzenlemelerin uygulamada da geçerli olması için önlemler alınmasını, haksız tahrik indirimi ya da iyi hal indirimlerinin cinsiyetçi bir biçimde uygulanmamasını, çocuk istismarının son bulması için devletin üzerine düşen görevleri yerine getirmesini talep ediyor” ifadelerini kullandı.
‘8 MART’A GERÇEKLERLE YÜZLEŞEREK GİRMEK İSTİYORUZ’
Özbek, sokağa çıkma yasakları ve bölgede süren operasyonlar nedeniyle yakınlarını kaybeden, yerlerinden edilen, göçe zorlanan, yoksullaştırılan kadınların barış içinde özgürce yaşayabilmek için 8 Mart alanlarında sözlerini söyleyeceklerini de vurguladı. Özbek, bu konuda şunları söyledi: “İç savaş tehdidiyle değil, birbirimizi dinleyerek. Nefret ederek değil, yüzleşerek gelecek kurmak istiyoruz. Huzurun başkalarını veya bizleri yok sayarak mümkün olmadığını biliyoruz. Savaştan daha çok savaşla korunacağımıza, güvenliğin hayatlarımızı bir adamın insafına bırakmayı gerektirdiğine inanmayı reddediyoruz.”
‘SIKIYÖNETİM KOŞULLARINDA 8 MART’I KARŞILAYACAĞIZ’
OHAL ve yasakların ötesinde bölgede adeta sıkıyönetim uygulamalarının hakim olduğu bir atmosferde 8 Mart’a hazırlandıklarına dikkat çeken DAKP bileşenlerinden Büro Emekçileri Sendikası (BES) üyesi Serap Kılıç da, kadının sesinin kısılmak istendiğini kaydetti.
İktidar zihniyetinin kadın üzerindeki tahakkümcü uygulamalarını kadın cinayetlerini ve çocuk istismarını arttırdığını vurgulayan Kılıç, “Şu anda ülkemizde kadına yönelik şiddetin yüzde Bin 400 artmış durumda. Çocuğa yönelik istismarın da kat be kat arttığını görmekteyiz. Biz kadınlar böyle bir süreçte kadınlar gününe giriyoruz” ifadelerini kullandı.
‘SAVAŞI KADINLARIN BİRLİK VE BERABERLİĞİ DURDURACAK ’
OHAL’le birlikte kaybolan, bastırılan haklarını geri almak için 8 Mart’ta alanlarda olacaklarını söyleyen Kılıç, kadın şiddetine ve cinsel istismar gibi suçlarda iktidarın çözüm olmamasından kaynaklı Diyarbakır’da bir kadın platformu kurduklarını söyledi. OHAL’le birlikte birçok kadın sığınma evi ve yaşam merkezinin kapatıldığını anımsatan Kılıç, “Bu yüzden bütün kadınların içinde bulunduğu bir oluşumu kurmak bir zorunluluk haline geldi. Savaş en çok kadın ve çocukları etkiliyor. Ortadoğu bir savaş bataklığında ve Türkiye de bu anlamsız savaşa dahil oldu. Biz çocuklarımızın ölmesini kadınların hayatlarının kararmasını istemiyoruz. Bu ağır koşullara rağmen kadınlar, 8 Mart’ı kadınların birlik, beraberlik ve aydınlanmayla beraber kenetlenme olarak kutlayacağız” dedi.