İşlerinden atılan kadınlar, OHAL’de direnişi anlattı

img

İZMİR – İzmir Dayanışma Akademisi’nin 14. buluşmasında akademisyenlerin yerini ihraç edilen kamu emekçisi ve işten atılan işçi kadınlar aldı. Kadınlar, verdikleri mücadeleyi anlatarak, OHAL sürecinde kadınca mücadele etmeyi öğrendiklerini vurguladı.

İzmir Dayanışma Akademisi’nin (İDA) 14. buluşmasında “OHAL’de Kadınlar” başlıklı ders işlendi. Tepekule Kongre Merkezi’nde düzenlenen buluşmada akademisyenlerin yerine bu defa 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla OHAL sürecinde işlerinden edilen kamu emekçisi kadınlar ve OHAL sürecinde işten atılan işçi kadınlar konuşmacı olarak katıldı. Eylem Nazlıer’in moderatörlüğünde düzenlenen etkinlikte Nazlıer tarafından yapılan açılış konuşmasının ardından kadınlar söz aldı.
 
‘OHAL’DE KADINLAR SOKAKTA’
 
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) İzmir Şube Yöneticisi Başak Edge Gürkan söz aldı. Kadınların AKP’nin kurulduğu ilk günden bu yana gündemlerinde olduğunu söyleyen Gürkan, kadınların hiçbir zaman özgür olmamasına rağmen AKP için hep özgür olduklarının düşünüldüğünü ve özgürlüklerinin kısıtlanması gerektiğinin düşünüldüğünü söyledi. AKP’nin kadınlara dair rahatsızlığı olduğunu belirten Gürkan, OHAL ile birlikte AKP’nin kadınlarla ilgili hayata geçirmek istediği her türlü değişikliği hayata geçirmek için fırsat bulduğunu söyledi. OHAL sürecinin son haftalarında kadınlara dönük saldırgan söylemlerin daha fazla arttığını belirten Gürkan, “Yaklaşık bir buçuk yıl önce şu an sarf edilen sözlerin onda biri sarf edilecek olsa kadınların hayatı durduracağını öngörmek mümkünken, bugün bunun pek başarılamadığını görmek gerekiyor. Ancak yine de bu süreçte en fazla sokakta olan, en fazla direnen, mücadele edenin kadınlar olduğunu görmek mümkün” diye konuştu.
 
OHAL koşullarında yaşamanın kadın ya da toplumsal mücadelenin önünde engel olamayacağını belirten Gürkan, yeni bir mücadele tarzı geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Sosyal medyanın önemli olduğunu ancak tepkilerin orada kalmaması gerektiğini kaydeden Gürkan, “Sadece eyleme kalabalık katılmak değil, OHAL koşullarında mücadele tarzını da değiştirmek gerekiyor. Güç bizim elimizde. Bunu yapabiliriz” dedi.
 
‘KOLLEKTİF YAŞAMI ÖRGÜTLEMELİYİZ’
 
Ardından Sosyal Güvenlik Kurumu’nda 23 yıl çalıştıktan sonra OHAL kapsamında ihraç edilen Maile Ariç, söz aldı. “Artık kral çıplak değil, kral sizi soyuyor, kral sizi öldürüyor diyenlerin saldırıya uğradığı bir süreçten geçiyoruz” diyen Ariç, ihraç edileceklerini ve saldırılara maruz kalacaklarını 5 yıl öncesinden “Kurumumuzda Kürtleri/teröristleri istemiyoruz” başlığı ile imza kampanyası başlatılması ile öngördüklerini söyledi. Tüm saldırılar karşısında alternatif yol üretmekte eksik kaldıklarını belirten Ariç, OHAL’in alternatif üretilmesinde etkili öğretici olduğunu dile getirdi. Kadınların kıyafetlerinden, yiyeceklerine kadar her şeyine müdahale edildiğini belirten Ariç, alternatif model olarak kolektif bir yaşamı örgütlemeleri gerektiğini söyledi. Kısmi adımlar attıklarını da aktaran Ariç, devam ettirmekte de kararlı olduklarını söyledi.
 
‘MÜCADELE EDENLER KAZANACAK’
 
Orman İşletme Müdürlüğü’nde çalışırken ihraç edilen Türkiye’nin ilk Orman Muhafaza Memuru Sibel Çelik ise, Dersimli olması nedeniyle OHAL süreçlerine alışkın olduğunu belirtti. Orman Muhafaza memuru olmasının kadın olması nedeniyle çok tuhaf karşılandığını belirten Çelik, çalışma yaşamındaki erkek bakış açısı nedeniyle kendisi için komik ama toplumsal anlamda trajikomik durumlar yaşandığını söyledi. İhraç edilme sürecini anlatan Çelik, şimdi yeniden okul okuduğunu, mum satarak geçimini sağladığını ve mücadele etmeyi sürdürdüğünü söyledi. Çelik, “Bunun sonsuza kadar böyle gitmeyeceğini, mücadele edenlerin kazanacağını sonunda bizim kazanacağımızı biliyorum” dedi.
 
‘OHAL DİRENMEYİ ÖĞRETTİ’
 
Ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne karşı ilave tediye ve kadro davası açtıkları için işten atılan işçilerden biri olan Seval Gündüz söz aldı. Belediyede 25 yıl çalıştıktan sonra “Verimsiz” olduğu iddiası ile işten atıldığını ve işini geri istediği için başlattığı açlık grevinin 110’uncu gününde olan Mahir Kılıç ile birlikte belediye önünde eylemde olduklarını kaydeden Gündüz, OHAL sürecinde direnmeyi öğrendiklerini söyledi. Direnmeye başladığı güne kadar GBT’nin ne olduğunu dahi bilmediğini ve onu da öğrendiğini belirten Gündüz, kadın mücadelesini de bu şekilde öğrenmiş olduklarını söyledi.
 
‘KADINLAR KOMÜNAL YAŞAMI KURABİLİR’
 
Ardından son olarak söz alan Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışırken ihraç edilen Güneş Tercan da, kadınlar olarak eşitsiz bit şekilde doğduklarını kaydetti. Tercan, doğumdan, yaşama, sokakta ve aile içinde mücadele ederken, çalışma hayatına başlamakla beraber mücadelelerinin devletle olmaya başladığını söyledi. Çalışma hayatında kadın olmanın daha fazla mobbinge uğradıklarını belirten Tercan, ihraç edilmeleri ve OHAL ile birlikte halen devlet içinde ne yapabileceklerini düşünerek hata yaptıklarını söyledi. Devleti reddederek çalışma ve mücadele etme yollarını bulmaları gerektiğini kaydeden Tercan, “OHAl sürecinde en az 15 kadın derneği kapatıldı. Karakola giden çok sayıda kadın maruz kaldıkları şiddet hakkında şikâyette bulunmalarına rağmen geri çevrildi. Öyle ki darbe sürecine katılan askerlerle ilgili söylenen sözlerde bile o askerlerin eşleri üzerinden kadınlara saldırıldı. Ama kadınlar bu süreçte daha fazla mücadele etmeyi öğrendi” diye konuştu. OHAL sürecinde en direnenlerin sokaklarda olanların kadınlar olduğunu görmek gerektiğini belirten Tercan, kadınların komünal yaşamı örmekte öncü olabileceklerini söyledi.