Asya Yüksel’in kızı: Ben farkında olmadan, o güçlü duruşunu beynime işlemiş

img

ŞIRNAK – Botanlı kadınlara büyük bir miras bırakan Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Asya Yüksel’in kızı Jiyan Yüksel, “Onun mücadele ruhunu her yerde yaşatmalıyız. Kadınlar bu ruhla alanlara akmalı” sözleri ile 8 Mart'a katılım çağrısında bulundu ve “Ben farkında olmadan, o güçlü duruşunu beynime işlemiş” dedi.

Şırnak'ın Cizre ilçesinde 14 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen ve 79 gün boyunca devam eden sokağa çıkma yasağı sırasında, “Ben bir anneyim, çocuklarımı bırakamam" diyerek, sokakları terk etmeyen ve mahsur kaldığı bir evin bodrumunda birçok arkadaşı ile yakılarak öldürülen Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı Asya Yüksel, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla alanlara çıkan kadınlara büyük bir miras bıraktı. 
 
90’LARDA BAŞLAYAN SOLUKSUZ MÜCADELE
 
Uludere ilçesinde 1973 yılında dünyaya gelen ve çocuk yaşta evlendirilen Yüksel, daha 20 yaşındayken, 2 çocuk dünyaya getirir. Yüksel, 22 yaşına geldiğinde, iş kazası geçiren eşini kaybeder ve hayat mücadelesine daha sıkı bir şekilde sarılır. Yüksel, 1990’lı yıllarda kardeşi Necmettin’in öldürülmesi üzerine devletin baskısı ile tanışır. Kürt halkına karşı yürütülen politikalara karşı, o günden sonra mücadele etmeye karar veren Yüksel, 2005 yılının ilk aylarında Uludere’de dönemin Kürt siyasi partisi olan Demokratik Halk Partisi’nde (DEHAP) aktif bir şekilde siyasi mücadeleye başlar. Siyasi parti yöneticiliği göreviyle birlikte kadın özgürlük mücadelesine başlayan Yüksel, 2011 yılına kadar Şırnak'ta önemli çalışmalara imza atar. Ardından Siirt ve Batman'da uzun süre kadın çalışmalarını sürdüren Yüksel, son olarak 2015 yılında Cizre Halk Meclisi Eşbaşkanı olarak mücadelesine devam eder. 
 
Cizre’deki yasak sırasında sokakları terk etmeyen Yüksel, yaralılara yardım etmek amacıyla gittiği bir evin bodrum katında mahsur kaldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamadı. Daha sonra cenazesine ulaşılan Yüksel, Cizre’nin “kadın ruhu” oldu ve Botanlı kadınlara büyük bir miras bıraktı. 
 
Yüksel’in, “Meleğim” diye hitap ettiği ve defalarca, “O benim hayatımı yaşamasın diye mücadele ediyorum” dediği kızı Jiyan Yüksel, annesini anlattı. 
 
SON SÖZÜ: ASLA BOYUN EĞME
 
Annesi ile son olarak 6 Şubat 2016’da telefonda görüştüğünü aktaran Jiyan Yüksel, o görüşmeyi şöyle aktardı: “O ana kadar her şeyin yolunda olduğunu, durumunun iyi olduğunu, endişelenmemem gerektiğini söylüyordu. Fakat bu son konuşmada bir şeylerin ters gittiğini anladım. Artık umutların tükendiğini, seslerini duyuramadıklarını söyledi ve ekledi: ‘Meleğim, bu saatten sonra her şey olabilir. Belki hiçbirimiz buradan sağ çıkamayacağız ve ölüme terk edileceğiz. Ama senden tek isteğim; olabilecek her durum karşısında sana öğrettiğim gibi güçlü ve dik duruşunu koruman. Asla boynunu eğmemeni istiyorum. Sana ağlama demeyeceğim, elbette ağlayacaksın; özleme demeyeceğim, tabi ki özleyeceksin. Ama güçlü olmalısın, bırakmayacaksın kendini. Ben bu mücadeleyi kendim için, senin için ve bütün kadınlar için verdim. Benim başım dik, senin de başın dik olsun. Ben hep seninleyim. Meleğim, kendine de, abine de çok iyi bak…’ Ve ondan sonra bir daha haber alamadım.”
 
‘BENİM GURUR KAYNAĞIM OLDU’
 
Hayatı boyunca annesinin verdiği mücadeleden etkilendiğini dile getiren Yüksel, annesi ile yaşamından bazı kesitlere de değindi. Annesinin hayata karşı olan duruşunun kendisini etkileyen en önemli husus olduğuna vurgu yapan Yüksel, şöyle konuştu: “Cizre’de yasak sırasında gösterdiği muazzam cesaret, bodrumlarda mahsur kalanlara verdiği o destek benim en büyük gurur kaynağım oldu. O herkesin annesi oldu ve hayatının sonuna kadar herkes için mücadele etti. Son nefesine kadar kadınlar için mücadele etmeye devam etti. Anneme, ‘Yapma, beni sensizlikle sınama’ dediğimde, ‘Bunu senin için, bütün kadınlar için yapıyorum’ diye cevap verirdi. ‘Biz iyi bir yaşam süremedik, bizden sonra yetişecek nesil bu şekilde büyümemeli. Bütün mücadelem bunun için’ diyordu. Bu mücadelede son nefesine kadar erkek egemen zihniyetine karşı boyun eğmedi.” 
 
‘ANNEM BENİM KAHRAMANIM OLDU’
 
Annesi için, “Herkesin bir kahramanı vardır ya, benim de kahramanım annem oldu” diyerek konuşmasına devam eden Yüksel, “Babamızı erken yaşta kaybettiğimiz için pek vakit geçiremedik. Sadece anne sevgisi gördük, o her şeyimiz oldu. Anneme hayran kalıyor ve tapıyordum. Onsuz bir an bile nefes alamayacağımı düşünüyor ve onu kaybetme düşüncesi bütün hücrelerimin donmasına yetiyordu. Ama ben farkında olmadan, o güçlü duruşunu beynime işlemiş. Bu şekilde yokluğuyla baş etmeyi öğrendim” dedi.
 
‘KADINLARA MÜCADELESİNİ MİRAS BIRAKTI’ 
 
Annesinin, “Jin, Jiyan, Azadî” sloganını kendisine esas aldığını belirten Yüksel, annesinin mücadelesi hakkında ise şunları söyledi: “Anneme göre; kadın elinin değdiği her yer hayat buluyordu. Kadın özgürleştikçe güzelleşir. Kadın her yerde olmalı ki, yeryüzü yaşam bulsun. O, kadınlar için verdiği mücadeleyi bize miras bıraktı. Mücadelesi ile kadınlara öncülük etti ve onun sayesinde birçok kadın boyun eğdiği hayata başkaldırdı. Doğduğu topraklar başta olmak üzere, yaşadığı her kentin, her sokağın feodal yapısını az da olsa değiştirdi.” 
 
Son olarak tüm kadınların 8 Mart’ını kutlayan Yüksel, “Asya Yüksel’in mücadele ruhunu her yerde yaşatmalıyız. Kadınlar bu ruhla alanlara akmalı” çağrısında bulundu. 
 
MA / Özgür Paksoy