Ayman: Eşbaşkanlık sistemi ütopya olmaktan çıktı

  • kadın
  • 09:02 19 Ağustos 2022
  • |
img
DİYARBAKIR - Kürt kadınların kırmızıçizgisi olarak gördüğü “eşbaşkanlık sistemi”nin ütopya olmaktan çıktığını belirten Kadının İnsan Hakları Derneği’nden Zelal Ayman, “Devlet artık Kürtlerin mücadelesinin önünü alamıyor" dedi.  
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) yönetimindeki Diyarbakır, Mardin, Van Büyükşehir Belediyelerine 19 Ağustos 2019 tarihinde İçişleri Bakanlığı kararıyla kayyım atanmasının üzerinden 3 yıl geçti. Bu süre zarfında kayyımlar, ilk iş olarak 2014 yılında Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) tarafından kazanılan belediyelere atanan kayyımlar gibi kadın kurumlarını kapattı. Eşbaşkanlık yeniden yargılandı ve kadın müdürlüklere erkekler atandı, kadınlar işten çıkarıldı. Kayyım politikasıyla yaratılan tahribata rağmen kadınlar, ne mücadeleden ne de kazanımlardan vazgeçti. Bu sürede yaşananları 1993 yılında kurulan Kadının İnsan Hakları Derneği’nden Zelal Ayman değerlendirdi. 
 
Hükümetin kadın hareketlerinin eşitlik mücadelesini hep engellemeye çalıştığını belirten Ayman, yine hükümetin kadınların büyük mücadelelerle elde ettiği kazanımlarını bir şekilde geri almaya çalıştığını belirtti. Böyle bir hükümetin elbette ki Kürt kadınlarına çok daha şiddetli saldırdığını dile getiren Ayman, “Bu aslında beklenen bir şeydi. Özellikle 2014 yerel seçimlerinde kazanılan başarıdan ve kadınlar adına atılan çok iyi adımlardan sonra, bu darbe süreci bahane edilerek Kürt kadın kurumları kapatıldı. Benim saydığım kadarıyla 11 Kürt kadın örgütü kapatıldı. Bunların hepsi çok önemli işler yapan kadın örgütleriydi. Çok aktif çalışıyorlardı. Bunların kapatılması bizim açımızdan büyük bir kayıp” dedi. 
 
MÜCADELE KORKUSU 
 
Kapatılan kurumların geri alınması gerektiğini söyleyen Ayman, Kürt Kadın Hareketi’nin bunlardan vazgeçmediğini ve bu kazanımları aktif bir şekilde geri talep ettiğini dile getirerek, “Bunlar güzel şeyler, bize düşen onları desteklemek, ittifak ilişkileri kurup dayanışarak, bu kazanımları tekrar geri alabilmek” diye belirtti. Kadın kurumlarının kapatılmasındaki amacın Kürtlerin yüz yıllardır verdiği mücadelenin önünü kesmek olduğunun altını çizen Ayman, “Aslında meselenin adını koyacak olursak devlet artık bu mücadelenin önünü alamıyor. Kazanımlar elde ediliyor, çeşitli örgütlenme modelleri ortaya çıkıyor. Pek çok başarı elde ediliyor. En önemlisi genel seçimlerde de yerel seçimlerde de Kürtler belli partiye, belli partilere blok ve kitlesel halde oy veriyor. Eskiden böyle bir şey yoktu. 2000’lerden sonra bu yükseldi. Kürtlerin durmaması, haklarını talep etmesi ve almak istemesi korku yaratıyor. Bu Kürt kitlesi içinde de kadınların sesini yükseltmesi ‘bizde varız, eşitiz, haklarımız var’ deme durumu var” dedi.
 
SÖMÜRGE VALİLİĞİ
 
Tamda bu noktada “sömürge valisi karakterinde” adım atılıp her yere kayyımlar atandığını belirten Ayman, bu durumu şöyle açıkladı: “Hiç şaşırtıcı değil. Bu çok eski bir yönetim modeli. Sömürge üzerine kurulmuş, pek çok devlette bu yöntem uygulanır. Oraya valiler atanır, o sömürge devletinin temsilcisidir. Basbayağı orayı ele geçirir, gasp eder ve yönetir.” 
 
ÜTOPYA OLMAKTAN ÇIKTI
 
Kürt kadınların kırmızıçizgi olarak gördüğü “eşbaşkanlık sistemi”ne dönük saldırılara da değinen Ayman, şunları söyledi: “Eşbaşkanlık sistemi çok önemli bir model ve küresel çapta örnek alınması gereken bir model. Bunu hem küresel hem de Türkiye’deki genel kadın hareketinin ve Kürt kadın hareketinin çabalarının bir sonucu olarak görüyorum. Türkiye kadın hareketi, Kürt kadın hareketi yıllardır bu eşit olma iddiasında. Kürt kadınları ‘Eşitsek bu makamı da bu koltuğu da eşit paylaşacağız’ dedi, iddiasını ortaya koydu ve gerçekleştirdi. Zamanın birinde ütopya olarak görünen bu konu gerçekleşti. Şu anda her ne kadar bu model darbe yemişse de eminim ki Türkiye koşulları değiştiğinde bu eşitliği temel alan yönetim modeli geri gelecektir. Ve tekrar devam edecektir.” 
 
KADINLAR GÜÇLENMELİ
 
Kadın mücadelesindeki ortak mücadelenin önemine dikkat çeken Ayman, Kürt Kadın Hareketi’nin kendini güçlendirmesi ve tanımlamasını önemli bulduğunu söyledi. Kürt Kadın Hareketi’nin ayrı örgütlenerek, güçlenmesi gerektiğini belirten Ayman, “Kendi araçlarını, yöntemlerini yaratmalı ve uygulamalı. Ki yapıyor da bunu. Aynı zamanda Kürt diline önem verilmesi gerektiğine inanıyorum. Yani ben yerelden bir ilerleme olmadan ortak işlerin sağlıklı olacağını düşünmüyorum. Dolayısıyla da politik olarak öncelikle Kürt Kadın Hareketi’nin yerelde, bölgede Kürt diline önem veren bir perspektifle, kültürel ve dinsel halklara önem veren bir yaklaşımla hareket etmesinin daha doğru olacağını, sonrasında diğer hareketlerle ittifak kurmasını, doğru strateji olarak görüyorum. O noktada da karşılıklı ilişki, dayanışmanın hiçbir şekilde önünde engel olmamalı zaten. O da yapılıyor” dedi.