Barış Anneleri: Abdullah Öcalan halkıyla beraber olmalı

  • kadın
  • 09:01 15 Aralık 2025
  • |
img

İSTANBUL - Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasını isteyen Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, "Bugün Önderliğin cezaevinde değil, halkıyla beraber olması gerekirdi" dedi. 

Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla başlayan Barış ve Demokratik Toplum Süreci devam ederken Barış Anneleri İnisiyatifi üyeleri, Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanmasını istedi. Abdullah Öcalan'ın Mecliste olması gerektiğini ifade eden Selahat Targay, "Biz diyoruz ki Önder Öcalan bu süreçte özgür olursa tüm dünya özgür olur. Barış ve Demokratik Toplum Süreci önemli. Geç olmadan bu sürecin hızlı bir şekilde tamamlanmasını bekliyoruz. İnsanların barış ve huzur içinde yaşaması için Önder Abdullah Öcalan'ın Meclise gelmesi gerekir.  İnsanlarımız dağlarda, zindanlarda. Türkler ve Kürtler bu süreç için el ele verip dünyayı bir barışa kavuşturabilir" diye konuştu. 
 
'ÖNDERİMİZ ÖZGÜR OLURSA BARIŞI DA GETİRİR'
 
Devletin adım atması gerektiğini belirten Selahat Targay, bunun için herkesin çaba göstermesi gerektiğini ifade etti. Kadınların "jin, jiyan, azadî" sloganıyla Barış ve Demokratik Toplum Sürecine öncülük ettiğini söyleyen Selahat Targay, "Kadınların sürece öncülük ederek bu süreci başarıya ulaştıracak. Sonunda barış olacak. Önderimiz özgür olursa barışı da getirir. Her şey, önderle gelişir" ifadelerini kullandı. 
 
'DEVLETİN ADIM ATMASINI BEKLİYORUZ'
 
Güler Yılmaz da Abdullah Öcalan ve cezaevlerindeki tutsakların serbest bırakılmasını istediğini söyledi. Güler Yılmaz, "Cezaevlerinden tutsakların hiçbirisinin suçu yok; kardeşlerimiz, çocuklarımız suçsuz bir şekilde cezaevlerindeler. Önderliğimiz özgürleşirse onunla beraber diğer tüm tutsaklar da serbest bırakılır. Bu yüzden Önderliğin fiziki özgürlüğü bizim için önemli. Kürtler şu zamana kadar birçok adım attı, şimdi de devletin adım atması gerekir. Bu süreç sadece bir tarafın adım atmasıyla olmaz. Türk devletinin de adım atmasını bekliyoruz" şeklinde konuştu. 
 
EVLATLARINI YİTİREN ANNELER BARIŞ İSTİYOR
 
Barış Annelerinin süreçte yer almasının önemli olduğunu vurgulayan dile getiren Güler Yılmaz,"Annelerin hep yüreği yandı, Sayın Öcalan da bir ananın evladı, cezaevinde ve dağdaki insanlar da annelerin çocukları, ölen askerlerin de bir annenin evladı. Bütün annelerin gözyaşları aynıdır. Ölen askerlerin de gerilla da tutsak ve hasta olan insanların hepsi bir annenin evladıdır. Bunun için anneler Sayın Öcalan'ın fiziki özgürlüğü için süreç içerisinde yer alması gerekir. Annenin her yerde çocuğunu koruması gerekir. Bunun için anneler; Türkler ve Kürtler el ele vererek bu süreci yönetmeli. Barış Anneleri olarak çocuklarımız şehit olsa da biz 'Barış' dedik. Çocuklarımız yıllarca zindanlarda tutsak edilmişse de biz yine barış dedik. Evladını da yitirmiş her anının yüreği yaralıdır ve savaş istemez, barış ister. Bunun için biz barış istiyoruz" diye belirtti. 
 
ÖZGÜRLÜK TALEBİ 
 
Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğünün sağlanması gerektiğini ifade eden Feleknaz Karabaş, şöyle devam etti: "Bu süreci başlattığı için Önderimize başarılar diliyoruz. Biz devletin bizi tanımasını ve haklarımızın verilmesini istiyoruz. Bugün Önderliğin cezaevi değil, halkıyla beraber olması gerekirdi. Bugün Önderliği kim orada tutmuş, biz biliyoruz. Kürt halkının hakkını ve hukukunu tüm dünyaya tanıttığı için tutsak ediliyor. Bizim binlerce köyümüz kayıldı, işkenceden geçirildik, tutsaklık gördük, ölüm ördük, gözümüzün önüne her şeyi yaşandı. Şimdi bütün dünyaya çağrımız şudur ki: biz Önderliğimizin özgürlüğünü istiyoruz. Zindandaki insanlarımızın da özgür olmalarını ve haklarına kavuşmasını istiyoruz. Atık kendi ülkemizde özgür olmak istiyoruz. Bugün insanlar evlerindeyken bizim insanlarımız dağda ve onlar da hakkıyla burada yaşasınlar istiyoruz." 
 
BARIŞ İÇİN ADIM ATILMALI 
 
Barış Annelerinin bu yollarda devlet tarafından yıllardır şiddet ve tutuklamalar gördüğünü kaydeden Feleknaz Karabaş, şunları söyledi: "Devlet Kürtlere her şeyi yaptı, ama Kütler yine de barış, güzellik ve özgürlük diyor. Milletimizin artık ölmesini istemiyoruz. Biz bugün adım attık; ama devlet hala bir adım atmamış. Biz adım atıyoruz, siz neden adım atmıyorsunuz? Adalet, barış için adımlar gereklidir. Hala devlete karşı güvenimiz yok samimiyet yok. Bir yerde gerçeklik yoksa hiçbir yerde gerçeklik olmaz. Ben Cumhuriyet Halk Partisi'ni de kınıyorum. Geçtiğimiz seçimlerde Kürtler bunlara oylarını verdiler; ama onlar bizi tanımadılar, biz de onları tanımıyoruz. Cumhurbaşkanı da milletvekilleri de artık bu ölümlere tutsaklıklara dur demeleri lazım ve adaleti getirmeleri lazım. Eğer adaleti getirirsen her yerde getirirsin. Barış anneleri Mecliste de konuşma yapmak istiyor; çünkü barışı istiyorlar. Biz de Önderliğimizi görmek istiyoruz ve ondan bir şeyler anlamak istiyoruz. Cumhurbaşkanın 'Barış' demesi gerekir, bu güne kadar hiç Kürtler için barış istemedi.  Bir kere de Kürtler için barışı istesin. Kürtler ölüme, tutsaklığa rağmen mücadelelerinden vazgeçmediler."