Geçtiğimiz günlerde Meclis’ten geçen, il ve ilçe müftülüklerine nikah kıyma yetkisi veren yasa tasarısına tepkiler devam ediyor. Kadın örgütleri, başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere, ülkenin bir çok yerinde gerçekleştirdikleri eylemlerle yasanın hükümsüz olduğunu ve yasaya karşı mücadele etmeye devam edeceklerini belirtti. Müftülük yasasını değerlendiren Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski milletvekili ve gazeteci Melda Onur, iktidarın hazırladığı ve Meclis’ten geçirdiği yasanın, din odaklı yönetim anlayışlarının bir halkası olduğunu ifade etti.

 

'YASAYA MUHAFAZAKAR KESİM DE KARŞI'

 

Bu yasaya yalnızca laik kesimden kadınların değil, muhafazakar kesimden kadınların da itirazının olduğunu belirten Onur, "Bunu özellikle vurguluyorum. Bugün kimisi gönüllü olarak müftülük nikahını kabul edebilir; ama bunun dışında kalanlar ise buna mecbur kılınacak ve kitle, muhafazakar kitle olacak. Zaten hayatına dini koymayan, seküler bir hayat yaşayan ya da farklı dinlere mensup, inancı olmayan insanlar böyle bir tercihte bulunmayacaklardı. Sonuçta bu kişiler için nikah memurları var ama esas olarak burada sorun olan şey muhafazakar ve hiç bir ortamda sesini çıkaramayan kadınlardır" dedi. 

 

'ANADOLU'DAKİ KADINLARLA DAYANIŞMA SAĞLANMALI'

 

Özellikle Anadolu'da ve kırsal kesimlerde, kadınların imam nikahından resmi nikaha geçiş mücadelelerinin yılları aldığını ifade eden Onur, özellikle Türkiye'nin içinde bulunduğu bu şartlar itibariyle bu yasayı kaldıramayacağını savundu. Türkiye'nin normal koşullarda müftülük nikahının kötüye kullanılacağı bir ülke pozisyonunda olduğunu dile getiren Onur, "Bugün kadın örgütleri bu konuya direnecekler; ama burada esas önemli olan, Anadolu'da ya da muhafazakar çevrelerde buna zorlanan kadınların sesinin duyurulmasıdır. Müftü nikahına zorlanan, sadece resmi nikah isteyen kadınlara bu dayatıldığı taktirde, bu tür zorlama durumlardan haberdar olunması lazım. Bunun için de bütün kadınların çevresine bakar olması lazım" diye konuştu. 

 

'MAĞDURİYETLERE KARŞI İHBAR HATTI OLUŞTURULMALI'

 

Ülkede "din sosu"yla yaratılan, muhafazakar baskı ortamının birinci mağdurlarının kadınlar olduğunu kaydeden Onur, müftülük nikahının kıyıldığı süreçte de ciddi mağduriyetlerle karşılanacağına dikkat çekti. İktidarın kadınlara, "şiddet önleme merkezleri" ve pembe otobüslerin içine koyma gibi roller biçtiğini söyleyen Onur, kadın örgütlerinin iktidarın kadınları tümden yok etme politikalarına karşı mücadelelerini sürdüreceklerini söyledi. Bu noktada yapılacak en doğru şeyin kadın örgütleri arasında müftülük nikahlarıyla ilgili bir ihbar hattının oluşması olduğunu ifade eden Onur, "Herhangi bir dayatmaya, suiistimale ya da baskıya hazır olunmalı ve ihbar hatları bu yüzden önemli olacaktır. Çünkü bu yasanın çok kötü kullanımlarını göreceğiz. Bu uygulamanın başlamasıyla beraber mağduriyetler başlayacaktır. İhbar hattı bu açıdan önemlidir" ifadelerini kullandı.