YJŞ'li Berîvan: Artık fermanların önünü alacağız

img

ŞENGAL - DAİŞ’in başkenti sayılan Rakka’da Êzidî kadınların intikamını almak için savaşan YJŞ’li Arîn Berîvan, "Fermandan önce Êzidî kadını zor ve zahmetli bir yaşam sürerdi. Hak ettiği değeri görmezdi. Önder Apo’nun düşünceleri ile Êzidî kadının gücünü oluşturmayı temel ilke edindik. Artık fermanların önünü almak istiyoruz” dedi.

DAİŞ'in 3 Ağustos 2014 tarihinde Şengal'e saldırarak on binlerce Êzidî'yi katledip binlerce kadın ve çocuğu esir alarak yarattığı trajedinin üzerinden 3 yılı aşkın süre geçti. Tarihe 73'üncü ferman olarak geçen bu süreçte Êzidîler, yaşadıklarının bir daha tekerrür etmemesi için hem örgütlenmelerini hem de öz savunma güçlerini oluşturdu. Askeri güçlerini ve kurumlarını güçlendiren Êzidîlerin gündemi ise Demokratik Özerk Şengal.
 
Saldırılarda esir alınarak köle pazarlarında satılan Êzidî kadınlar da, Yekîneyen Jinên Şengal’ê (YJŞ) çatısı altında örgütlenerek hem topraklarını savunuyor hem de hala DAİŞ'in elinde bulunan kadınların kurtulması için mücadele ediyor. Bu kapsamda DAİŞ'in başkenti olarak kabul edilen Rakka'nın özgürleştirilmesi için Demokratik Suriye Güçleri (QSD) tarafından yürütülen operasyonlara katılan  YJŞ'li kadınlar, tarihe ışık tutan önemli anlara tanıklık etti. Aylarca verilen mücadele sonucu Rakka ve çevresinin DAİŞ'ten temizlenmesi ile tekrar yurtları Şengale dönen YJŞ'li kadınlardan Arîn Berîvan, operasyonları ve özgürleştirdikleri kadınlarla buluştukları anları anlattı. 
 
AMCASI KATLEDİLDİ, YENGESİ VE KUZENLERİ ESİR ALINDI 
 
DAİŞ'in saldırısı sırasında 15 yaşında olan ve 8 çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğu olan Berîvan'ın amcası DAİŞ tarafından katledilirken, amcasının eşi Zînê ve kızları Şîrîn ile Sarîna ise DAİŞ tarafından esir alınır. Yengesi bir süre sonra kurtulabilinirken, Şîrîn ve Sarîna'nın izine ise hala rastlanmış değil. Doğup büyüdüğü Herdan köyünde olağan bir yaşam sürdüren Berîvan için de aniden zorlu bir kaçış hikayesi başlar. Sonraki süreçte Berîvan, Êzidî toplumunun ve özellikle kadınların maruz kaldıklarının hesabını sormak için YJŞ'ye katılır. 
 
Köydeki erkeklerin bir araya toplatılarak katledildiğini belirten Berîvan, Herdan’da amcası Xêro’nun cenazesinin de bulunduğu bir toplu mezarın hala açılmadığı bilgisini verdi.
 
UZUN VE ZORLU BİR KAÇIŞ HİKAYESİ
 
Katliamdan kurtulmak için ailesiyle zorlu bir yolculuk yapan Berîvan, nasıl kurtulduklarını şöyle anlattı: “Köyümüzden çıkmak istemiyorduk. 3 Ağustos günü dahi akşam saat 19.00’a kadar köyümüzden çıkmadık. DAİŞ’liler, hepimizi toplu yakalamak için 'Gitmeyin, biz kardeşiz bir şey yapmayız' dediler. İlk etapta sayıları azdı. Köyümüzde Araplar ile birlikte yaşardık. Arap komşumuz bizi kurtardı. Bizi bir arabaya bindirerek, başka bir Arap ailenin yanına götürdüler. Çeteler, 'O aileyi bize teslim edin, etmezseniz onları da sizi de öldürürüz' dedi. Aralarında bir genç çıktı ve yemin ederek orada olmadığımızı söyledi. Arap aile, bir yandan onları ikna ederken diğer taraftan da evin diğer tarafından bizi geçirdiler. Arabamızın ışıklarını kırdılarki karanlıkta belli olmasın diye. Uzun bir müddet gittikten sonra DAİŞ arabalarının arkamızdan geldiğini gördük ve arabamızı vadiye sürdük. Arabadan çıkıp vadide saklandık. Bir süre el fenerleri ile bizi aradılar, o anda çocuklar ağlayıp da ses çıkarmasın diye ellerimiz ile ağızlarını kapattık.
 
Toplam 3 aile ve yaklaşık 30 kişi idik. İki arabayla kaçmıştık. Ana caddeye çıktık, bir araba devrilmişti. Yerdeki camlar arabamızın tekerliğini patlattı. Ondan sonra gece boyunca yürüdük ve sonunda bir Arap köyüne vardık. O köyün muhtarı yemek ve su verdi. Sonra bizi Şengal’deki Gohbel köyüne getirdi. DAİŞ girmişti Gohbel’e ama hala biraz halkta vardı. Gece buradan da çıkıp yürüdük. Çok zahmet çektiğimiz bir yürüyüştü. Küçük çocuklar vardı, onları kucağımızda taşıyorduk. Vadi vadi yürüdük. Vadide de halk dolmuştu. Uzun bir yolculuktan sonra Çilmêra’ya ulaştık, dağın başına.”
 
ÇOCUKLAR SUSUZLUKTAN ANNE KUCAĞINDA ÖLDÜ 
 
Bu yolculuk sırasında yaşananlara anlam vermediğini ifade eden Berîvan, en çok çocukların durumunun kendisini etkilediğini söyledi. Berîvan, o an hissettiklerini “'Ne oluyor, bu nedir?’ diye soruyordum kendi kendime. Çocuktum hala anlayamıyordum tam olarak neyin olup bittiğini. Annelerin durumu, çocukların anne kucağında susuzluktan ölmesini hiç unutamıyorum” diyerek anlattı. 
 
'YAŞATILANLARIN HESABINI SORMA SÖZÜNÜ VERDİM'
 
İnsani koridordan sonra Rojava’ya oradan da güneye geçen Berîvan, YJŞ’ye katılım sürecini, "Orada (Güne Kürdistan) bir ay boyunca ağladım. Herkes ağlıyordu. Yemek yemiyordu insanlar. ‘Bu hayatı kabul etmeyeceğim’ dedim. Ardından bir ay sonra YJŞ’ye katılmaya karar verdim. İlk kez YPJ’li kadınları görmüştüm Şengal’de koridor açılırken. Ellerinde silahları vardı ve savaşıyorlardı. ‘Demek ki kadınlar da savaşabilir’ dedim kendi kendime. Bu kadar anne ve kadın katledildi. Ancak kendi kendimizi kurtaracağımızı fikrini edindim ve YJŞ’ye katılma kararı aldım. ‘Artık Êzidî kadınların intikamını alacağız, kanımız yerde kalmayacak’ diye kendime söz verdim" sözleriyle aktardı. 
 
'İNTİKAMIMIZI RAKKA’DA ALACAĞIZ DEDİK'
 
Sonraki süreçlerde Rakka'daki operasyona katılan Berîvan, şöyle devam etti: “DAİŞ 6 yıldır Rakka’da idi. Orada kendi gücünü, sistemini oluşturmuştu, merkezi haline getirmişti orayı. Orada Êzidî kadın ve çocuklarına zulmediyordu. Sadece Êzidî kadınları yoktu ama özellikle Êzidî kadınlar için bir cehenneme çevirmişti orayı. Birçok Êzidî kadın orada satıldı, tecavüz edildi, işkence gördü ve yakıldı. Biz de ‘Gidip Êzidî kadınların intikamını alacağız’ dedik. 
 
HER KADINLA BİR VATANI KURTARMIŞ GİBİ HİSSEDİYORDUK
 
Rakka’ya ilk gittiğimizde tanımıyorduk. Zaman içinde öğrendik kenti. Çok farklı bir duygu ile savaştık. Büyük bir hırsla savaşıyorduk. O kadar yüreğimizde acı oluşmuştuki Rakka’da savaşmak bizim için Êzidî kadınının intikamını alınması anlamına geliyordu. Êzidî kadınları kurtardığımızda onlar bizden daha fazla mutlu oluyorlardı. Birbirimize sarıldığımızda sanki bir vatanı kurtarmış gibi hissediyorduk.
 
ÖCALAN'IN FİKİRLERİ İLE GÜCÜMÜZÜ OLUŞTURMAYI İLKE EDİNDİK  
 
Êzidî kadın ve çocukları nerede esir ise oraya gidip onları kurtarmaya ve intikamlarını almaya ant  içtik ve hazırız. Her zaman YJŞ’yi büyütme, Êzidî kadınını içine katma gibi bir isteğimiz var. Fermandan önce de Êzidî kadını zor ve zahmetli bir yaşam sürerdi. Êzidî kadını toplumda hak ettiği değeri görmezdi. Hakkı yoktu. Önder Apo’nun düşünceleri ile Êzidî kadın gücünü oluşturmayı temel ilke edindik. Artık fermanların önünü almak istiyoruz.”
 
MA / Selami Aslan