‘AKP karşısında duracak yegane güç kadınlardır’

  • kadın
  • 17:43 19 Kasım 2017
  • |
img

KOCAELİ - 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında düzenlenen panelde konuşan Eğitim-Sen Kocaeli Kadın Sekreteri Sibel Yılmaz, “Neoliberal olan AKP karşısında duracak yegâne güç kadınlardır” dedi.

Kocaeli Nar Kadın ve Toplumsal Cinsiyet Atölyesi, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Türk Mühendisler ve Mimarlar Odası'na ait Taş Bina’da panel düzenledi. Panelin olduğu salona “Yakarsa dünyayı kadınlar yakar” ve “Karanlığa bırakmayacağımız bir gelecek, hayallerimizi gerçekleştirecek dayanışmamız var” yazılı pankartlar asıldı. Kocaeli Üniversitesi’nde (KOÜ) araştırma görevlisi İren Dicle Develi, Eğitim-Sen Kocaeli Şubesi Kadın Sekreteri Sibel Yılmaz konuşmacı olarak panele katıldı. 
 
‘AKP KARŞISINDA DURACAK GÜÇ KADINLARDIR’
 
İlk olarak Türkiye’de eğitim sisteminde verilmek istenen cinsiyet ayrımına değinen Eğitim-Sen Kocaeli Şubesi Kadın Sekreteri Sibel Yılmaz, siyasi aktörlerin kendi düşüncelerini dayatmak için okulları hedef aldığını söyledi. Yılmaz, “İktidar, TÜRGEV, gibi birçok kuruma destek primi vererek kendi gerici politikalarını dayatıyor” dedi. İktidarın okullarda serbest kıyafet getirmesindeki asıl amacının gizlendiğini ifade eden Yılmaz, “Okullarda sözde kıyafet serbestliği üzerinden aslında nasıl giyinilmesi gerektiği belirlenmek isteniyor. Liselerde kız öğrencilerin etek boylarından, saç renklerine kadar müdahale ediliyor. Kız-erkek kantinleri oluşturulmuş durumda. Kadın ve erkeklerin yan yana olmaması gerektiği öğretiliyor” dedi. Yılmaz son olarak, “Kadının kendi yazgısına emeğine bedenine sahip çıkma serüveni laiklik ile doğru orantılı başlamıştır. Neoliberal olan AKP karşısında duracak yegane güç kadınlardır” dedi.
 
‘MEDYA ŞİDDETİ MEŞRULAŞTIRIYOR’
 
Medya ve kadın özelinde, medya ve toplumsal ilişki konusunda konuşan Kocaeli Üniversitesi (KOÜ) Araştırma Görevlisi İren Dicle Develi, “Medya çok büyük bir güç. Dünyayı daha güçlü, özgürlükçü yapmaya çalışan bir medya var. Öte yandan da havuz medyası olarak nitelendirdiğimiz bir medya duruyor" dedi. Ana akım medyayı ticari kuruluş olarak değerlendiren Develi “Medya toplumu şekillendiren en büyük ajandır” dedi. İktidarların, toplumsal ayrıştırmayı son dönemlerde ana akım medya üzerinden yaptığını ifade eden Develi, “Çoğu zaman gizli özne olarak yapılan ayrıştırmalarda kadınlara ve belli sınıflara verilmiş bir misyon söz konusudur. Gizil ayrımcılık ile açık ayrımcılığı birleştiren temel unsurlar vardır. Kadınlara yönelik şiddetin artış gösterdiğini ve medyanın bunu sunduğunu görebiliyoruz. Daha önce gizlenen şiddet şimdi medya ile aktarılıyor. Bu önemli bir nokta ama bunu nasıl sunulduğu daha önemli unsur” diye konuştu. Haberlerde ölümün, şiddetin meşrulaştırılmaya çalışıldığına vurgu yapan Develi, “Boşanmanın bedeli, şort giydiği için dayak yedi’ gibi söylemler şiddeti meşrulaştırır ve yine kadınların bunu hak ettiği duygusunu uyandırır” dedi.
 
‘DİZİLER İLE TOPLUM ŞEKİLLENİYOR’
 
Medya’nın diziler aracılığı ile de toplumu şekillendirdiğine değinen Develi, “Diziler de aşık adam kendini kabul etmeyen kadını sevdiği için dövebiliyor ve bu bize sevginin bir parçası gibi gösteriliyor. Zengin dayak atar genelde, sınıfsal statü de bu şekilde belirlenir. Bu dizilere karşı savunmasız bir şekilde izliyoruz ve topluma sunulan rol model yeniden şekilleniyor” şeklinde konuştu. Develi, kadınların medya üzerinden şekillendirilmesine tepki göstermesi gerektiğini ifade ederek, “Kadın sadece kadındır. Yaşamı eşit koşullarda ve özgür topluma götürecek olan kadınların iradesi ve gücüdür” dedi.
 
Panel sunumların ardından “Ben Ulrike bağırıyorum” tiyatro gösterimi ve müzik dinletisi ile sona erdi.