ANKARA - Büyük bir coşku ve heyecanla bir araya gelen HDK’li kadınlar, Ankara’nın soğuk havasını ısıttı. HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit, kadına yönelik saldırının global olduğunu belirterek, “Buna karşı kadın enternasyonalizmini başlatma zamanı gelmiştir” diye konuştu.
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) 8’inci Kadın Meclisleri Konferansı, Tüm Bel-Sen toplantı salonunda başladı. Salona “Kadın Dayanışması Yaşatır” sloganı ile “Faşizme İnat Yasasın Hayat” sloganı ve şiarının yer aldığı 6 ayrı dilde dövizler asıldı. Konferansa aynı zamanda HDP bileşenleri olan SYKP Eş Başkanı Tülay Hatimoğulları, HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, Sosyalist Kadın Meclisleri Sözcüsü Fadime Çelebi, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Besime Konca, HDP milletvekilleri Feleknas Uca, Meral Danış Beştaş, Dirayet Taşdemir, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eş Başkanı Leyla Güven, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit ile çok sayıda kadın katıldı.
Konferans Divanı’na ise Gülseren Pusaklıoğlu, Yurdusev Özsökmenler, Feryal Yazıcı seçildi. Kadınlar daha sonra “erkek ve devlet şiddetiyle katledilmiş kadınlar ve devrim mücadelesinde hayatını kaybedenler” anasına saygı duruşunda bulundu.
Divan Başkanı Gülseren Pusaklıoğlu, hayatları dört duvar arasına sıkıştırılmaya çalışılan kadınların, HDK öncülüğünde bir araya geldiğini belirterek, “Korkmuyoruz, sinmiyoruz mücadele ediyoruz” dedi. Daha sonra kadın mücadelesini yansıtan bir sinevizyon gösterisi yapıldı.
HDK Eş Sözcüsü Gülistan Koçyiğit de, HDK Kadın Meclisleri adına salondakileri selamlayarak başladığı konuşmasında, siyasal gelişmelere dikkat çekti. Sistemin savaşlarla yaşadığı krizleri aşmaya çalıştığının altını çizen Koçyiğit, “Bugün krizi aşmak adına uyguladıkları yöntemler yeni bir aşamaya girdi. Halkları, aileleri, aşiretleri, kabileleri bölerek, çarpıştırarak 3’üncü dünya savaşını dayatıyorlar. Çünkü burada zengin kaynaklar var ve bu savaşı çıkarmak isteyenler bu zenginleri kendi ülkelerine taşımak istiyorlar” dedi.
‘SURİYE’DE SAVAŞTAN KAÇAN KADINLAR TÜRKİYE’DE ÖLDÜRÜLDÜ’
Konuşmasında Arap Baharı’na da dikkat çeken ve bu devrimlerin “karşı devrimlere dönüştürüldüğünü” dile getiren Koçyiğit, bu devrimlerin öncülüğünü kadınların yaptığını, ancak karşı devrimlerle birlikte en fazla kadınların hedef alındığını söyledi. Koçyiğit, Suriye’deki savaştan, tecavüzden kaçan kadınların, Türkiye’de de sömürüye maruz kaldığını, tecavüz, taciz ve katliamlar yaşadıklarını söyledi.
‘KÜRDİSTAN’DA BAŞLAYAN KADIN KARŞITI SAVAŞ BATIYA GELDİ’
Konuşmasının devamında AKP’nin uygulamalarına dikkat çeken ve “1870’lerden beri başlattığımız, dişimiz, tırnağımız ile elde ettiğimiz bütün kazanımlarımıza el koymak istediler” diyen Koçyiğit, “Kürtaj yasasını getirdiler. Nasıl giyineceğimizden, eteğimizin boyutuna kadar, hamileyken dışarı çıkıp çıkmayacağımıza kadar karar vermek istediler. Buna karşı biz kadınlar her zaman her yerde direnmeye devam ettik” ifadelerini kullandı. Koçyiğit, Türkiye’de 40 yıldır savaş sürdürüldüğünün altını çizerek, “Kürtlerin birlikte yaşama isteğine karşı bu savaşı derinleştirdiler. 7 Haziran sonrasında yaşanan bu savaşta önce kadınlara saldırdılar. Ekin Van’ın şahsında kadınların bedeni üzerinden bu savaşı sürdürmek istediler” diye konuştu.
“Bu savaş ve cinsiyetçi politikalarını Taybet Ana şahsında sürdürdüler” diyen Koçyiğit, JÖH ve PÖH’ler eliyle Kürtlere yönelik yürütülen savaşta Kürt kadınların şahsında kadınlara karşı nasıl bir yaklaşım sergilediklerini gösterdiklerine işaret etti. Bu savaşın daha Türkiye metropollerine de aynı şekilde yansıdığını belirten ve Dilek Doğan’ın öldürülmesini hatırlattı.
‘KADINLARDAN KORKTUKLARI İÇİN’
Kadınların aynı zamanda ekonomik krizde ilk kurban seçilen kesim olduğunu da ifade eden ve 15 Temmuz sonrasında yaşananlara işaret eden Koçyiğit, şunları söyledi: “KHK ve OHAL eliyle kadınlara karşı savaş ilan ettiler. Kamudan yüzlerce binlerce kadın işsiz ve aşsız bırakıldı. Kadın direnişleri grevleri yasaklandı. Kürtlerin iradesi olan Belediyelere kayyımlar atandı, kadın müdürlükleri kapatıldı. Tek kadın ajansı olan JİNHA kapatıldı. Bütün bunları kadınlardan korktukları için yaptıklarını biliyoruz.”
'SİSTEM BİZDEN KORKSUN…'
Yine kadınlara karşı yeni düzenlemelere işaret eden ve “Kadınlar olarak ne zaman evleneceğimizi, ne zama boşanacağımızı, nasıl yaşayacağımızı devlete ve AKP’ye soracak değiliz. Biz özgürlük mücadelemizi yürütmeye kararlıyız” diyen Koçyiğit, “Biz bu ülkede 1980’lerde 12 Eylül’e karşı direnmiş onların yüzüne tükürmüş Gülten başkanların Sakine Cansızların, DAİŞ’e karşı bedenini siper etmiş Arin Mirkanların yoldaşlarıyız, Kaderlerin yoldaşlarıyız. Bugün binlerce kadınla yan yana omuz omuzayız” dedi.
“Bizden korkuyorlar, bizce de korkmalılar, biz isyanımızla coşkumuzla bu ülkeye bam başka bir heyecan ve özgürlük getireceğiz” diyen Koçyiğit, örgütlenerek büyüyeceklerini söyledi.
‘KADIN ENTERNASYONALİZMİNİ KURMA ZAMANI GELMİŞTİR’
Koçyiğit, “Faşizme karşı kadın direniş mücadelesini örmek zorundayız. Yeni bir süreci başlatma zamanı gelmiştir. Biliyoruz ki dünyanın neresinde bu global erkek şiddetine karşı bir kadın acı çekiyorsa biz kadınlar özgür değiliz. O yüzden kadın enternasyonalini kurmanın zamanı gelmiştir. Kadın özgürlükçü anayasa mücadelesi başlatmanın zamanı gelmiştir” şeklinde konuştu.
“AKP’yi biz yıkacağız, ne ABD’ye nede oradaki mahkemelere bırakacağız” diyen Koçyiğit’in konuşması alkışlarla son buldu.
KEMALBAY: MEYDAN OKUYORUZ DİRENİYORUZ
HDP Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay, ise salondakileri Kürtçe ve Türkçe selamlayarak konuşmasına başladı. Kadınların yaptığı konferansın moral olduğunun altını çizen ve “Dayatılan bütün ayrımcılığa karşı biz bütün farklılıklarımızla bir aradayız. Tam da kutuplaşmanın bu kadar dayatıldığı bir dönemde bizler bütün farklılıklarımızla buradayız. Meydan okuyoruz, buna karşı direniyoruz” dedi.
Kemalbay, “Bir avuç elit, egemen bize siyaset dayatıyorlar. Bizler HDK, HDP’li kadınlar olarak diyoruz ki hayır bizler kendi devrimci siyasetimizi, yeni yaşam mücadelemizi sonuna kadar savunuyoruz. Bizler bunu sonuna kadar inşa edeceğiz ve bunun için sonuna kadar mücadele edeceğiz” dedi. AKP’nin kadın-kırımını dayattığını, kadınları yaşam dışına itmeye çalıştığını belirterek, kadınların mücadelesinin buna karşı olduğunu ancak bunun aynı zamanda halkın demokrasi ve barış mücadelesinin bir parçası olduğunu anımsatan Kemalbay, en son 25 Kasım’da kadınların bunu gösterdiğini söyledi.
‘ROJAVA’DAKİ KADINLARIN MÜCADELESİ DÜNYAYA İLHAM OLDU’
Kemalbay, kadınlara karşı yürütülen saldırılar ile kadınların verdiği mücadelenin bir “iç savaş” görünümünde sürdüğünü belirterek, bu mücadelenin çok çetin geçtiğini söyledi. “Bizim mücadelemiz erkek egemen devlet şiddetine karşı bir mücadeledir” diyen Kemalbay, “Kadınların mücadelesinin enternasyonalist bir şekilde büyüyerek bu global saldırılara karşı gelişmesi gerekiyor. Bu mücadelelerin geçişken ve bir birini beslemesi gerekiyor. Suriye’de IŞİD faşizmine karşı QSD’nin verdiği mücadele ve kadın devrimcilerin buradaki mücadelesi bütün dünya kadınlarına ilham kaynağı oldu. Orada bütün farklılıkların bir arada yaşamasında kadınlar önemli bir rol oynuyor, öncülük ediyorlar” diye konuştu. Kemalbay, bunun bütün dünya için önemli bir model olduğunu söyledi.
Her alanda faşizm koşullarının ağırlaştığını ve “Faşizmin sandıkla gitmeyeceğini” bildiklerini belirterek, her alanda örgütlenmeye çalıştıklarını belirten Kemalbay, “Bu sorumluluğu yerine getirmek zorundayız. Bulunduğumuz alanlarda dayanışma içerisinde olmak bazen hayat kurtarıyor” diye konuştu. Kemalbay, konferanstan önemli kararlar çıkacağına inandığını dile getirdi ve sık sık cezaevindeki kadın siyasetçileri selamladı.