HDK Kadın Konferansı’nda mektuplarıyla yer aldılar

  • kadın
  • 13:37 16 Aralık 2017
  • |
img

ANKARA - Tutuklu bulunan kadın siyasetçiler, HDK 8’inci Kadın Meclisleri Konferansı’na gönderdikleri mektuplarıyla katıldı. Gönderilen mektuplarda, HDK’nin cezaevlerindeki hak ihlallerini gündemine alması istendi. 

HDK’nin 8’incisi düzenlenen Kadın Konferansı, yerin darlığına rağmen kadınların coşkulu katılımı ile sürüyor. Konferansa katılan kadınlar, yaptıkları konuşmalarda önemli önerilerde bulundu. Kandıra Cezaevi’nde tutuklu bulunan kadın siyasetçiler da konferansa gönderdikleri mektuplarla ile katıldı. 
 
Tutuklu HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ile DBP Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel’in mektupları, katılımcılar tarafından dakikalarca alkışlandı. Gönderilen mektuplar şöyle:
 
Figen Yüksekdağ: 
 
“Sevgili kadınlar, değerli yoldaşlarım, kız kardeşlerim, merhaba. Sayenizde tecrit mekanlarından özgürlük mekanlarına akıyoruz yine. Bir merhabanın kanadında dili direnmeyi, eli üretmeyi anlatan kadınların yanı başına konuyoruz. Dayanışmanın ve birleşik mücadelenin mekan ve sınır tanımadan her yanı saran kolları ile kucaklıyorum sizi. Bilirsiniz ki nerede hangi platformda görev yaparsak yapalım, HDK Kadın Meclisi bizler için ana ve kadın ocağı gibidir. Toplumsal varlık bilincini baba-ata ocağına yaslayarak, oradan beslenerek belirleyen ve otoriterliği faşizmi böyle üreten düzen karşısında, biz de özgürlülüğümüzü bilincimizi direncimizi HDK Kadın Meclisi gibi kaynaklara ocaklara dayanarak üretiriz. 
 
Bugüne kadar HDK Kadın Meclisi programı ve hareketi ile neler ürettiğini görmek hiç de zor değil. Her şeyden önce kadınların siyasetteki atılımının yarattığı düzeyin altında HDP Kadın Meclisi’nin, kadın görüş açısının imzası vardır. HDK’nin 6 yıllık yeni bir toplum ve siyaset inşası için başlattığı yolculukta kadınlar ve kadın özgürlüğü fikri, yol gösterici olmuştur. 
 
Şüphesiz ki, başka bir dünya, başka bir yaşam, özlem ve mücadelesinin öncü kolu kadınlardır. Bunu anlamayan kabul etmeyen bütün politik ve sosyal projeler gericileşmeye ve çökmeye mahkumdur. Bugünün siyasi iktidarı da kadının yaşamda gittikçe artan etkinliği ve yenileyici enerjisi karşısında daha çok gericileşiyor ve kadın korkusu ile sarsılıyor ve saldırganlaşıyor. Kitlesel kadın kıyımı ölümler ve sistematik şiddet kadına karşı devlet ve erken saldırganlığının ne kadar iç içe olduğunu gösteriyor. Mevcut düzen kadına karşı ayrımcılık düşmanlık ve erkeğin iktidar mücadelesinin organize suç örgütü durumunda. Kendini çürütürken kendini öldüren bir düzen. 
 
Toplumun her hücresine habis bir ur gibi yayılan çürümeyle baş edecek yeni yaşam enerjisi ile yeni ahlaki politik toplumu kuracak esas güç ise, kadın gücüdür. Bizim varlığımız dayandırdığımız amaç,  toplumu kadından başlayarak özgürleştirmektir. Kaynağını moral, politik değerlerini Rojava kadın devriminden, sokakta özel alanda büyüyen kadın, isyanda büyüyen kadın, isyanı bilincinden alan HDK Kadın Meclisi inanıyorum ki, sadece yol göstermekle sınırlı kalmayacak, özgürlük için yeni yollar açacaktır. 
 
Bizler de HDP’nin tüm bileşenleri olarak toplumsal yaşamın örgütlenmesinin meclislerin taban yerel inisiyatifleri ve kitle platformlarının kurucu-emekçi dinamiği ve parçası olarak birlikte yürüyeceğiz birlikte kuracağız. 
 
Kandıra Hapishanesi’ndeki tutuklu siyasetçi kadınlar olarak konferansımızı coşku ile saygı ile selamlıyoruz. Kadın, yaşam özgürlük için şehit düşen tüm yoldaşlarımızın anısı ve değerleri önünde minnetle eğiliyoruz. “
 
Sebahat Tuncel:
 
“Özgürlük, eşitlik, adalet, barış ve demokrasi mücadelesinde hep önde olan, başka bir yaşam kurmak için mücadele eden direnen siz mücadele arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı, kandıra zindanından özgürlüğe olan inancımız, mücadele coşkumuz ve direniş ruhumuzla saygıyla sevgiyle selamlıyor başarılar diliyoruz. (…)
 
HDK’nin kuruluşundan bu güne kadın mücadelesini örgütleme, kadınların karar ve uygulama mekanizmalarında yer alması, kadına yönelik her türlü ayrımcılık ve şiddetin son bulması için yürüttüğümüz, mücadele kadınların mücadelesini görünür kılma ve sesini duyurma açısından çok önemliydi. Bu mücadele de emek harcayan, tüm yoldaşlarımızı bir kez daha kutluyoruz. 
 
OHAL rejimi, en çok kadınların hayatını etkilemekte, kadınların nefes alacak bir alan dahi bırakmamakta, kadınları eve kapatmaktadır. Kadın katliamlarını, kadına yönelik şiddet, cinsel istismarın bu kadar artması tesadüf değildir. Erkek-devlet şiddetinin artması da, kadınların kurumsal alandan uzaklaştırılması, geleneksel kadınlık, erkeklik rollerinin cinsiyetçi, milliyetçi, militarist söylem ve eylemlerle güncellenmesi, kadınlara yönelik erkek-devlet şiddetini artırmaktadır. Bu mesele, bireysel bir mesele değildir.
 
Sevgili yoldaşları, genel kurulumuzun şiarı ve gündem maddeleri konusunda bilgi sahibi olmadığım için sizlere yukarıda ifade ettiğim, düşüncelerle katkı sunmaya çalıştım. Umarım ‘Gündem dışı’ kalmamışımdır. Kandıra da bulunan Gülten Kışanak, Edibe Şahin, Nurhayat Altun (Belediye Eş başkanlarının), Selma Irmak, Çağlar Demirel, Gürsel Yıldırım, Figen Yüksekdağ, Aysel Tuğluk ve siyasi tutsaklar olarak ve tabi ben Sebahat, sizleri çok yakından takip ediyoruz. 
 
Kadın hareketi üyesi kadınlar olarak, kadınlara dahi her gelişme, yapılan her çalışma bizler açısından da çok önemli biliyorsunuz. HDK Kadın Meclisi olarak, içerideki kadınların sesini, dışarıdaki kadınlara duyurmanız içeride de dışarıda da kadın dayanışmasını birlikte yürütmenin, araç ve olanaklarını yaratmanız, kadın mücadelesini güçlendirecektir diye düşünüyoruz. Öncelikle son dönemde Tarsus ve Elazığ cezaevlerinde kadınlara yönelik geliştirilen sistematik işkence ve saldırılar başta olmak üzere, cezaevinde bulunan kadınların sorunlarını güncelleştirmek, tecrit ve izolasyon politikalarına karşı hak ve özgürlük gasplarına karşı, itirazı yükseltmenin kadın dayanışması açısından çok kıymetli olduğunu düşünüyorum.”