Kadınlar Urfa'da konuştu: Tecrit kaybedecek

  • kadın
  • 16:51 28 Eylül 2017
  • |
img

URFA - TJA’nın panelinde konuşan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekerek, "Tecritte de olsa düşünceleri yaşam buluyor" dedi. HDP'li Sibel Yiğitalp, barış anahtarının Öcalan’ın elinde olduğunu belirtirken, TJA'lı Gülcan Şimşek ise, “Tecrit kaybedecek, özgürlük kazanacak" dedi. 

Özgür Kadın Hareketi (TJA), “Tecrit kaybedecek, özgürlük kazanacak” sloganıyla PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için başlattıkları kampanya kapsamında Urfa ve ilçelerinde yapacakları 3 günlük eylem ve etkinliklerin birinci gününde panel düzenledi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Haliliye ilçe binasında düzenledikleri panele çok sayıda kadın ilgi gösterdi. Panelin yapıldığı salona, "Kadın soykırımını durduracağız, yaşamı özgürleştireceğiz” yazılı pankart asıldı. 
 
HDP milletvekilleri Dilek Öcalan, Sibel Yiğitalp, Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, TJA aktivisti Gülcan Şimşek de katıldı. Panel öncesi, HDP ilçe binasının polisler tarafından ablukaya alınması ve gelenlerin kimlik kontrolünün yanı sıra aranması dikkat çekti.  
 
Panel demokrasi mücadelesinde yaşamını yitirenlerin anısına yapılan saygı duruşuyla başladı. Açılış konuşmasını ise Urfa Milletvekili Dilek Öcalan yaptı. Tecride karşı başlatılan kampanyanın önemine dikkat çeken Öcalan, tecridin kaldırılması için kadınların öncülük yapmaya devam edeceğini ifade etti.  
 
'ABLUKA FAŞİZM VE DİKTATÖRLÜKTÜR'
 
Urfa’nın kadınlarını selamlayarak konuşmasına başlayan Güven ise, panelin yapıldığı ilçe binasının polisler tarafından ablukaya alınmasına ve gelenlerin aramadan geçirilmesine tepki gösterdi. Yapılanları, "faşizm" ve "diktatörlük" şeklinde niteleyen Güven, tüm baskı ve yıldırmalara karşı halkın partisine ve Önderine sahip çıktığını ve çıkmaya devam edeceğini söyledi. 
 
“Kürt halkı Roboski’yi, Taybet Anayı, Hatun Anayı, Ceylan Önkul’u, Uğur Kaymaz’ı, Cizre bodrumlarında yakılanları unutmaz” diyen Güven, “Bize bunları yaşatanlar 'En iyi Kürt ölü Kürt'tür' diyenlere cevabımız Kürtler asla ölmez. Biz mücadelemizi sürdüreceğiz, halkımızın ve önderimizin yanında olacağız" dedi. 
 
'DİCLE GİBİ ÖZGÜRLÜĞE AKIYORUZ' 
 
Toplumsal yaşamda yok sayılan kadınların, bugün kendi gerçekliklerinin farkına vardığını ve bu farkındalıkla özgür yaşam için mücadele ettiklerini belirten Güven, “Biliyoruz ki Önderlik sayesinde biz kadınlar kendimizi tanıdık ve sesimizi dünyaya duyurduk. Bundan kaynaklı biz sistemin hedefi haline geldik. Ondan kaynaklı Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel başta olmak üzere kadın arkadaşlarımız içeridedir. Bunlar, kölelik yapan kadınlar istiyor; ancak biz bunu asla kabul etmeyiz. Arin Mirkan’lar şimdi de Rakka’da özgür yaşam için direniyorlar. Suyun önünü tutamazlar, biz kadınlar Dicle suyu gibi özgürlüğe akıyoruz” diye konuştu. 
 
'KÜRTLERİN KÖLELİĞİNİ İSTİYORLAR'
 
Federe Kürdistan Bölgesi'nde 25 Eylül günü, yapılan referanduma da değinen Güven, “Halkımız, Saddam’ın zulmünden kurtuldu. Katliamlardan geçen halk iradesi ile bağımsızlık istiyor ve bu temelde referanduma gitti. Haklarıdır, bağımsızlık isteyebilirler. Yüksek bir oranla 'Evet' çıktı. Ancak, 'Türkiye ve İran’ın yaptırım uygularız' söylemleri kabul edilecek gibi değildir. Kürt statü istiyor, 'Hayır' diyorlar. Çünkü her zaman Kürtlerin kölelik yapmasını istiyorlar. Zamanında bizi asimile etmek istediler; ancak biz kadınların öncülüğünde kendi dilimizi ve kültürümüzü yaşatmaya devam ettik ve ediyoruz. Şimdi de 4 parçada da statü elde etmelerini istemiyorlar. Rojava'da yaşananları hazmedemedikleri gibi istemiyorlar. Kölece yaşama karşı özgür yaşam diyoruz” diye konuştu. 
 
'REFERANDUM İRADESİNİ SELAMLIYORUZ'
 
Her türlü baskıya karşı kadınların vereceği özgürlük mücadelesi ile başaracaklarını belirten Güven, Türkiye’nin ne Avrupa’da ne de Ortadoğu’da bir ağırlığının kalmadığını kaydetti. Güven, “Şimdi Türkiye herkese muhtaçtır. Ortadoğu’da ağırlığı kalmamış. Avrupa’da ağırlığı kalmamış. 'Kürtlere karşı duracağım siz de karışmayacaksınız' diyorlar. Şimdi de İran ile birlikte Irak'a yöneliyorlar. Yaptırımlar ile bir yere varamazsınız. Referandum oldu, halk iradesini yansıttı. Şimdi kapılar ve vanalar kapansa bu Türkiye’nin zararınadır. Oradaki halk, bugüne kadar her türlü sıkıntıyı yaşamış baskıların yabancısı değildir. Dolayısıyla iradesinden taviz vermez. Biz referandumu selamlıyoruz, oradaki kadınların iradesini selamlıyoruz” ifadelerini kullandı. Referandumun yanı sıra Kürtlerin kazanımlarına işaret eden Güven, Kürtlerin bir arada kolektif bir mücadele verebilmeleri için ulusal kongreye dikkat çekti.
 
'TECRİTTE DE OLSA DÜŞÜNCELERİ YAŞAM BULUYOR'
 
Çözüm süreci ve sonrasında başlayan çatışmalı dönemi hatırlatan Güven, devamında şöyle konuştu: "Öcalan üzerindeki tecridin amacı nedir? Niye sesi kısılmak isteniyor? Öcalan ile yapılan görüşmelerde çözüm sürecinde belli bir aşamaya gelindi. Ancak ortaya çıktı ki çözüm sürecinde bile savaş hazırlıklarından geri geri kalmamışlar. Ondan kaynaklı tecrit başlatıldı. Ancak, Öcalan her ne kadar içeride olsa da düşünceleri her yerde yaşam buluyor. Biz Kürt kadınlar tecridi asla kabul etmeyiz ve bu tecridin kalkması için elimizden gelen mücadeleyi yürüteceğiz. Her yerde Kürtler ayaktadır. Biz önemli bir noktadayız ve başaracağız. Tecrit kalkacak. Aynı zamanda Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Sebahat Tuncel başta olmak üzere tüm arkadaşlarımız özgürlüğe kavuşacaktır. Dört parça Kürdistan’ın özgürleşmesi için ve başta Öcalan olmak üzere tüm tutsakların özgürlüğü için mücadele edeceğiz.”  
 
'TECRİT KAYBEDECEK' 
 
Bu topraklarda kadınların son 40 yılda ciddi bir örgütlenme içerisinde olduğunu söyleyen ve TJA adına kadınları selamlayan Gülcan Şimşek de, “Bu mücadele, büyük bir emekle bugünlere gelindi. PKK lideri Abdullah Öcalan ‘Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşemez’ demiştir ”dedi.  Öcalan’ın 1999 yılında uluslararası komplo ile yakalanarak Türkiye’ye teslim edildiğini söyleyen Şimşek, “O zaman, kadınlar, ‘Güneşimizi karartamazsınız' sloganı ile mücadele etti. Bu gün de kadınlar ‘Tecrit kaybedecek, özgürlük kazanacak’ diyerek mücadele ediyorlar” diye konuştu. 
 
‘KADINLARDAN KORKUYORLAR’
 
Zor dönemlerden geçildiğini belirten HDP Diyarbakır Milletvekili Sibel Yiğitalp ise, Türkiye’de HDP'nin üçüncü siyasi parti olduğunu; ancak bugün parti binasında yapılan etkinlikten kaynaklı polisler tarafından ablukaya alındığını belirterek tepkisini dile getirdi. Bu tür baskı ve yıldırma politikalarına bir an önce son verilmesi gerektiğini söyleyen Yiğitalp, “Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yoktur. Bugün kadınların paneli yapılıyor. Tabi ki onları en çok korkutan kadınların bir araya gelmesi ve örgütlenmesidir. İtirazlarımızdan korkuyorlar. Biz her türlü baskı ve şiddete karşı itiraz ettiğimiz için bu yaklaşımları gösteriyorlar” şeklinde konuştu. 
 
‘BARIŞIN ANAHTARI ÖCALAN'DIR' 
 
Her şeyden önce insanlık mücadelesi verdiklerinin altını çizen Yiğitalp, şunları söyledi: “Karşımızdaki sistem o kadar çürümüş ki cenazeleri dahi mezardan çıkartmıştır. Ortaçağ'da bile insanlar mezarlarda çıkartılmamıştır. Ancak, bugün kadının mezardan çıkarılmasına şahit olduk. Başkentte cenazeyi mezarlıktan çıkaran zihniyeti lanetliyoruz. Hiç kimse farklılıktan dolayı baskıları hak etmiyor. Bu tamamen DAİŞ zihniyetidir. Daha düne kadar DAİŞ varken ses çıkarmayanlar bugün Kürtler bağımsızlık istiyor diye kıyamet koparmaya çalışıyorlar. Bugün Ortadoğu savaş alan. Ortadoğu barışının anahtarı, Sayın Abdullah Öcalan’ın elindedir. Yürüteceğimiz mücadele ile bu tecrit bitecek ve bu topraklara barışı getireceğiz” dedi.