KOCAELİ – 15 yaşındayken evlendirildiği eşinin uzun yıllar sistematik şiddetine maruz kalan 62 yaşındaki Nuran Cansever, “Kadınlar hayatını karartmasın” sözleriyle kadınlara şiddete karşı mücadele etmeleri çağrısı yaptı.
Yaşama gözlerini açar açmaz kendilerine verilen toplumsal cinsiyet rolüyle büyütülen kız çocukları, ilerleyen yaşlarda da erkek egemen sistemde var olma mücadelesi veriyor. Sakaryalı Nuran Cansever de o kadınlardan sadece biri.
Henüz 15 yaşındayken hiç tanımadığı bir erkekle evlendirilen Cansever, şu an 62 yaşında ve 3 çocuk annesi. Evlendirildikten sonra Kocaeli’ye göç eden Cansever, ömrünün en güzel yıllarını erkek şiddetinin gölgesinde geçirir. Kız çocuğu doğurduğu için sistematik olarak işkenceye maruz kalır. “En heyecanlı, en verimli olduğum gençliğimin tam baharında evlenmek zorunda kaldım. Kimse bana evlenir misin diye sormadı” sözleriyle yaşadıklarını özetleyen Cansever, kendini şimdi daha güçlü hissediyor.
Geçmişin acı izlerini her an yaşasa da her şeye rağmen direnmesini ve ayakta durmasını öğrendiğini söylüyor Cansever.
'YEMEK YAPMAYI BİLMEDİĞİM İÇİN ŞİDDET GÖRDÜM’
Cansever, yıllar önce yaşadığı şiddeti, “O sözler bugün bile kulağımda” diyerek anımsıyor. Yemek yapmayı bilmediği için eşinden şiddet gördüğünü anlatan Cansever, “Köy işlerini bilmediğim için sürekli şiddet gördüm. Köyde elektrik yok, su yok, sırtımızda 20 kiloluk bidonlarla su taşıyorduk. Aydınlanmak için gaz lambası kullanıyorduk. Bir gün gaz lambasını temizlemek için sildim, lamba elimde kırıldı. Bunun için hakaretler, küfürler, dayak yedim” dedi.
‘YAŞADIKLARIM BENİ BÜYÜTTÜ’
Evlendirildiği erkekle hiçbir zaman sevgi bağı kuramadığını söyleyen Cansever, “En zor zamanımda bile ailemi arayamadım. Telefon olmadığı için kimseye bir şey anlatamadım. İstediğim zaman annemi bile görmeme izin yoktu. Sürekli kavga içinde bir yaşam sürdüm ve yaşananlar beni küçük yaşta büyüttü” diye konuştu. 16 yaşında anne olduğunu ve bu duyguyu bile tadamadığını ifade eden Cansever, kız çocuğu doğurduğu için de eşinin şiddetine maruz kaldığını dile getirdi.
'O ERKEKLERİ BİZ DOĞURDUK’
Erkeklerin şiddet uygulamasını anlamlandıramadığını söyleyen Cansever, “Eskiler belki cahilliğinden yapıyordur diyeceğim; ama şimdi bile erkeklerin içinde o şiddet duygusu çok yoğun. O erkekleri biz dünyaya getirdik. Babaları, abileri, kocaları doğuran bir anne. Bir erkek eşine nasıl şiddet uygulayabiliyor anlamıyorum?” diye sordu.
‘KADINLAR KÖLE DEĞİL’
Erkekleri yaşamla buluşturanların kadınlar olduğunu söyleyen Cansever, “Erkeği yaşatan, doğayla, insanlarla yüz yüze getiren bir kadındır. Erkek, kadını köle olarak görmemeli. Ancak, erkekler, kadınları mal ya da muhtaç olarak görüyorlar; ama biz mal ya da birilerine muhtaç değiliz” dedi.
‘YAŞANANLARI KABUL ETMİYORUM’
Yıllarca gördüğü sistematik şiddete karşı direnmeye çalıştığını söyleyen Cansever, “Benim için çok karanlık o günlerden bahsetmek çok zor. Nerede yaşarsak yaşayalım, bir an için bile sevgi olsun istedim. Sevgi olsaydı köyün tüm zor işlerine katlanabilirdim; ama benim ekmeğimi bile önüme zehir ettiler, ekmeğim önümde kapkara duruyordu. Ailemin kurbanı oldum. O gün gücüm yoktu; ama bugün olsa hiçbir şeyi kabul etmem” diyerek şiddete karşı mücadele etmeye başladığını söyledi.
‘ÇOCUKLARIM ŞİDDETE TANIK OLDU’
İki kız çocuğu ve bir erkek çocuğu olduğunu anlatan Cansever, oğlunun babası gibi olmaması için elinden geldiği çabayı gösterdiğini söyledi. Çocuklarının şiddete tanık olduğunu belirten Cansever, “Oğlum bana yapılan muameleyi gördü. Babasının şiddetine tanık oldu. Oğlumu da kızlarımı da kendim gibi büyüttüm. Çocuklarım şiddeti sevmez ve şiddetten uzak durur” ifadelerini kullandı.
‘KADINLAR AYAKLARI ÜZERİNDE DURMALI’
Kadınların şiddet karşısında durması için ayaklarının üzerinde durması gerektiğini söyleyen Cansever, “Kadınlar bir şeylerin önüne geçmek istiyorlarsa ayakları üzerinde durmayı öğrensinler. Anneler kızlarının yanında olsun. Şu an eskisi gibi değil, kadınlar kendilerine sahip çıkabilirler” sözleriyle kadınlara çağrıda bulundu.
Cansever son olarak, “Güzel gülmek varken, güzel renkler varken kadınlar hayatını karartmasın” sözleriyle yaşamın herkes için eşit koşullarda olduğunu ve erkeklerin bunu kabullenmesi gerektiğini söyledi.
MA / Elif Çetiner