Müzisyenler 'yasak'tan enstrümanlarını satıyor

img

ANKARA - Salgınla birlikte işsiz kalan müzisyenler, geçimini sağlamak için enstrümanlarını satmaya başladı. "Susma" eylemine katılan müzisyenler, dinliyecilerini ve sahnelerini istiyor. 

Koronavirüse (Kovid-19) karşı önlemlerin ilk olarak kültür-sanat faaliyetlerini kısıtlaması, meslekleri resmi olarak tanımlanmayan milyonlarca müzisyeni daha zor duruma soktu. Müzik ve Sahne Sanatçıları Sendikası’nın (Müzik-Sen) verilerine göre; salgının başlamasından bu yana intihar eden müzisyenlerin sayısı yüzü geçti. Başka mesleklere yönelmek durumunda kalan müzisyenler, enstrümanlarını satarak geçimlerini sağlamak zorunda bırakılıyor. İçişleri Bakanlığı genelgesiyle kafe ve restoranlar dahil birçok işyerinin saat 22.00’den itibaren kapatılması kararı, mekan sahipleri işletmeciler kadar müzisyenleri de etkiledi.
 
Yasak kararının ardından Konur Sokak’ta saat 22.00’de yapılan susma eylemine katılan müzisyenler, salgın döneminde yaşadıkları maddi ve manevi zorlukları anlattı. 
 
‘BİR KARA BULUT ÜZERİMİZDE’
 
Beş yıldır müzik alanında çalışan Irmak Ayoğlu, Mart ayından bu yana işsiz kalan müzisyenlerden. İşsiz kalmakla birlikte içine kapandığını, depresyon belirtilerinin başladığını ifade eden Ayoğlu, şöyle anlattı: “Bir kara bulut üzerimizde ve buna dair çözüm yöntemlerimiz çok kısıtlı. Benim müziğimi icra edeceğim yerler kısıtlı, sesimizi duyuramıyorum ve eve kapanmış durumdayım. Elimden de başka iş gelmiyor, dolayısıyla bir alternatifim yok. Bu beni giderek mutsuz bir yere çekiyor. İçişleri Bakanlığı genelgesiyle mekanların saat 22.00’da kapanması da politik bir karar. Dışarı çıkabilirim, alışveriş yapabilirim, okula da gidebilirim ama bir yerde oturup yemek yiyemem veya müzik dinleyemem, kültür sanat etkinliklerinden faydalanamam. Virüs sadece kültür sanat alanlarında mı yayılıyor?”
 
ENSTRÜMANLAR SATILIYOR 
 
Ayoğlu, “Kiramı ödeyemiyorum. Enstrümanlarımızı satıyoruz ve başka meslek bilmiyoruz. Ben müziğimi icra etmek istiyorum. Yazılan şarkıların 22.00’dan önce yazılmadığını biliyorum. Dinleyicilerimi, sahnemi geri istiyorum” dedi.
 
İNTİHARLAR ARTIYOR
 
Yaklaşık 16 yıldır müzik yapan Bilgin Köksal, salgınla birlikte başka mesleğe yönelen müzisyenlerden. İşsiz kaldığı için inşaat ve mobilya sektöründe çalışmaya başlayan Köksal, borçlarını ödemek için çalışmak zorunda kaldığını belirtti. Yakın çevresinde enstrümanlarını satan arkadaşlarının gün geçtikçe çoğaldığını söyleyen Köksal, “Neredeyse her gün arkadaşlarım arıyorlar, ‘Kiramı ödeyemiyorum, bağlamamı, mikrofonumu satacağım’ diyorlar. İntihar haberleri geliyor. Yüzden fazla müzisyen intihar etti deniliyor ancak bunlar sadece medyaya yansıyanlar. Yüz deniliyorsa, gerçek sayı en az bunun 10 katıdır. İstanbul’da enstrümanı dahil her şeyini satan genç bir arkadaşım satacak bir şeyi kalmayınca, Cumartesi günü canına kıydı” şeklinde konuştu.
 
‘ÖRGÜTLÜ OLMALIYIZ’
 
Yaklaşık 15 yıldır müzikle uğraşan Ulaş Akyol, salgınla birlikte grafik ve mizanpaj sektörüne yönelmek durumunda kaldı. Süreçten en fazla etkilenen sektörün kültür-sanat olduğunu söyleyen Akyol, müzisyenlerin örgütsüz olmasından yakındı. Müzik-Sen’i eleştiren Akyol, “Türkiye’de yaklaşık bir milyon müzisyen var ama şu anda bir örgütlülükleri yok. Sendika var ama işlevsizleşmiş durumda, toplumsal alanda muhalefete yönelik bir çalışmada yanımızda durmuyor. Sadece aidat alan bir kuruma dönüştü. Salgında da yanımızda durmadılar. Salgının faturası kültür işçilerine kesildi” diye belirtti.
 
‘22.00 YASAĞI KALMALI’
 
Üç temel taleplerinin olduğunu ifade eden Akyol, şöyle sıraladı: “22.00 yasağının bilimsel bir dayanağı yok, bunun kaldırılması gerektiğini söylüyoruz. Alınacak mantıklı önlemlere biz de karşı değiliz, mantıklı önlemler alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu sektörde çok fazla kişi ekmek yiyor ve aylardır eve ekmek götüremiyorlar. Son günlerde kültür sanat alanına yönelik bir baskı var. Bu 22.00 yasağı baskıların devamı olduğu kanısındayız. Bu baskı ve yasakların kaldırılması gerektiğini söylüyoruz.”
 
MA / Emrullah Acar