Uyuşturucuya karşı sanat alternatifi

img
İSTANBUL - Gölge Kültür Sanat Merkezi, yürüttüğü çalışmalarla uyuşturucu, asimilasyon gibi politikalarla yüz yüze kalan gençlere ve çocuklara farklı bir alternatif sunuyor. 
 
Verili işleyişin dayattığı kültür ve sanat anlayışına karşı alternatif olma iddiasıyla 2009’da İstanbul’un Esenyurt ilçesinde bir grup sanatçı öncülüğünde, yurttaşların desteğiyle temelleri atılan Gölge Kültür Sanat Merkezi (GKSM), yeni dönem çalışmalarına başladı. Özellikle bölge kentlerinde yaşanan çatışmalı süreç, işsizlik gibi nedenlerden ötürü İstanbul’a göç eden ailelerin çocukları ve gençlere odaklanan merkez, bu gençlerin ve çocukların uyuşturucu bataklığına sürüklenmemesi, kendi kültür ve değerlerinden kopmaması için kurulduğu günden bu yana yüzlerce çalışmaya imza attı.
 
Bugüne dek tiyatro, müzik, dans gibi kültür sanat alanlarına dair açılan ücretsiz atölyeler ve farklı çalışmalarla merkezindin bünyesinden Gölgedekiler Müzik Grubu, Gölge Tiyatro Topluluğu ve Gölge Halk Dansları gibi birçok grup ve topluluk çıktı. Bu grup ve topluluklar içerisinde yer alanlar gençler, şimdiler sergiledikleri oyun ve eserlerle sahnelerde yer alıyor. GKSM, açılan müzik ve tiyatro atölyeleri ile Eylül ayında yeni dönem çalışmalarına başlattı. Ücretsiz olan bu atölyelerin kayıt işlemleri halen devam ediyor.
 
Kurulduğu günden bu yana GSKM’nin bünyesinde yer alan müzik eğitmeni Sinan Gökçe ve tiyatro eğitmeni Revşan Apaydın ile yürüttüklerini çalışmaları konuştuk.
 
ÖĞÜT YERİNE MERKEZİ AÇTILAR
 
Kuruldukları tarihlerde bulundukları çevrede gençlerin çok büyük problemler yaşadıklarını, etraflarının yoz, yobaz anlayışlar ve uyuşturucuyla çevrildiğini belirten müzik eğitmeni Sinan Gökçe, bu durumlara karşı gençlere sadece öğüt vermek yerine onların kültür ve sanat alanında gelişmesini ve kendilerine yönelik tehditlerden uzak tutmayı amaçladıklarını dile getirdi.
 
Gençlerin yeni bir pencereden yaşama bakmaları için bağlama, gitar, keman, piyano, şan üflemeli ve vurmalı çalgı derslerinin yanı sıra yaratıcı drama, halk dansları, çocuklar için resim ve tiyatro dersleri verdiklerini anlatan Gökçe, yine bir tiyatro sahnesi kurduklarını paylaştı. Gökçe, ilk günden beri ücretsiz olarak verdikleri bu faaliyetlerini günden güne büyüttüklerini kaydetti.
 
SICAK BİR BAĞ KURDULAR 
 
Her dönemde müzik ve farklı alanlarda atölyeler açtıkları bilgisini paylaşan Gökçe, “Bir hafta önce yeni bir müzik atölyesi çalışması başlattık. Ders kayıtları dönem boyunca açık olacak. Burada çeşitli üflemeli ve vurmalı enstrümanların derslerini veriyoruz. Gençlere ulaşmak, onlara alternatif sunabilmek bizleri mutlu ediyor. Onlarla sıcak bir bağ kurma şansı yakalıyoruz. Kültür sanat atölyeleri sayesinde Gölge Tiyatro Topluluğu oluştu. Bu topluluk, açtığımız atölyelere katılım sağlayan gençlerle kuruldu. Şu an profesyonel oyunculuk yapıyorlar. Yine benzer şekilde Gölge Halk Dansları Atölyesi’nden yetişen gençler var. Onlar da artık sahne alabilecek düzeye geldiler. Yine müzik atölyesinden de birçok kişi yetişti. Şu an Gölgedekiler Müzik Grubu’nda bulunanlar bu atölyelerde yetişti” diye konuştu. 
 
SALDIRILARA SET OLMAK İÇİN
 
Egemenlerin toplumların değerlerini ortadan kaldırmak üzere çok ciddi saldırı mekanizmaları geliştirdiğini ifade eden Gökçe, bu saldırıların özellikle kültüre, dile ve tarihe olduğuna dikkati çekti. Kendisinin de bölge kentlerinden göç eden bir Kürt aileden olduğunu, bu nedenle göç eden Kürtlere dönük saldırıların farkında olduğunu dile getiren Gökçe, bu saldırıların ise tek yönlü olmadığının altını çizdi. “Kürtler ve halklar burada çok büyük ve boyutlu bir saldırı altında” diyen Gökçe, bu saldırılara karşı set olmak için alternatif geliştirdiklerini kaydetti. Gökçe, “Saldırılara karşı kendi doğal kültürümüzü korumamız ve yaşatmamız gerekiyor” dedi.
 
YENİ YAŞAMA YÜRÜYÜŞ 
 
Verili sisteme karşı gençlere yeni yaşamı alternatif olarak görmeleri ve benimsemeleri için çalışmalarla telkinde bulunduklarını vurgulayan Gökçe, “Gençlerin etrafı olumsuzluklarla kuşatılmış durumda. İşsiz ve eğitimsiz bırakılıyorlar. Bunların farkında olarak mücadele etmeleri gerekiyor. Onlara dayatılan asalak bir yaşantıyı kabul etmemeleri gerekiyor. Kendi yaşamlarına sahip çıkmalarını istiyoruz. Kültür sanatın geliştirici ve dönüştürücü yönü var. Bu bağlamda yeni bir yaşamı birlikte yürümek istiyoruz. Bize dayatılan yaşamı bir bütün olarak bir araya gelerek ona alternatif üreterek ancak ortadan kaldırabiliriz” şeklinde konuştu. 
 
ÜCRETSİZ ATÖLYELER 
 
Tiyatro atölyesinde eğitmen olarak ders verecek olan Rewşan Apaydın, atölyelerinin 8 ay boyunca devam edeceğini belirtti. İlk üç ay boyunca hareket, beden ve doğaçlama teknikleri üzerinden eğitim vereceklerini aktaran Apaydın, daha sonra tiyatro tarihinin teorik dersleri ve çalışmaları ile süreceğini söyledi. Bu çalışmaların ardından ise temel oyunculuk ve tiyatronun ileri düzeyi dersleri ile devam edeceklerini dile getiren Apaydın, “10 yıldır ücretsiz bir benzer atölyeler veriyoruz. Bu dersleri de profesyonel bir ekiple sürdürüyoruz. Bu dönem en az 3 eğitmen ile dersleri sürdüreceğiz. Bu atölyeler sayesinde Gölge Tiyatro Topluğu kuruldu. Sürekli oyun çıkaran ve festivallerde kendi oyunlarıyla katılan, farklı sahnelerde sürekli oyun oynayan bir tiyatro ekibimiz oluştu” ifadelerini kullandı.
 
KOLEKTİF RUHLA ÖĞRENME 
 
12 kişilik bir tiyatro ekibi ile çalışmalarını sürdürdüklerini, yeni atölyelerle yeni tiyatrocu yetiştirmeyi hedeflediklerini ifade eden Apaydın, şunları söyledi: “Burada tiyatro anlamında çok ciddi bir seviyeye gelebilirler. Bir yıla yakın eğitim görecekler. Sahnede yer almak istemeyen ama dikkat gözlem, beden vücut çalışmalarıyla birlikte, kişinin kendisinde olan bir yolculuğa hizmet etmektir. Tiyatroda ki psikodarama çalışmaları bireyin, bir gencin kendini tanımasına yol açıyor. Kolektif bir şekilde hareket etme bilinci de oluşuyor. Burada bir kişinin öğrenmesinden ziyade, birlikte öğrenme hareketi oluyor.”
 
TOPLUMSAL KONULAR 
 
Gölge Tiyatro Topluluğu olarak özellikle toplumsal konulara ağırlık verdiklerini söyleyen Apaydın, sözlerine şöyle devam etti: “Bu coğrafyada yaşadığımız sorunlar, sıkıntılardan tiyatronun kendisi de sıyrılamıyor. ‘Politik bir tiyatro yapmıyoruz’ diyenler dahi politik tiyatrolar yapıyor. Yaşamın sorunları, problemleri bizim tiyatrolarımızda yer alıyor. Uzun zamandır Fernando Arrabal’ın 'Piknik' oyununu oynuyoruz. İspanya iç savaşını ele alan absürtlüğünü ele alıyor. Bu tiyatro savaşın aslında ne kadar absürt olduğunu gösteriyor. Bizimde o oyunu tercih etmemizin bir sebebi var. O oyunu yanı başımızdan olan savaşların absürtlüğünden çok farklı değil aslında. Kuraldışı ve Kural oyununu da oynuyoruz Bertolt Bercht tarafından kaleme alınmış.  O da adalet mekanizmasını sorgulayan bir tiyatro oyunu.”  
 
Gökçe ve Apaydın, gençleri ve çocukları ücretsiz olarak verilecek atölyelerine katılmaya davet etti.
 
MA / Mehmet Aslan