İSTANBUL- 19 Aralık Katliamı’nın yıldönümünde “Üstü Kalsın” adlı film gösterimi yapıldı. Katliamın tanıklarından Muharrem Kurşun, "Sesimizi çıkarmazsak daha çok Garibe'ler ölecek" sözleriyle duyarlılık çağrısı yaptı.
Kıvılcım Kültür Merkezi, Türkiye cezaevlerinde F Tipi” uygulamalarına karşı açlık grevinin sürdüğü 19 Aralık 2000 tarihinde “Hayata Dönüş Operasyonu” adıyla gerçekleştirilen katliama dönük “Üstü Kalsın” adlı kısa film gösterimi yapıldı. Hayatta kalanların kurduğu "Yaşam Evi" üzerine 2003'te çekilmiş “Üstü Kalsın” adlı kısa film gösterimi yapıldı. Beyoğlu’nda Kıvılcım Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen etkinliğe, 19 Aralık’ta hayatta kalan devrimci tutuklular, Gençlik Komünleri ve çok sayıda kişi katıldı.
FİLM GÖSTERİMİ
Etkinlik, operasyon sırasında cezaevinde tutuklu bulunanların yaşanan katliamı anlatan “Üstü Kalsın” adlı kısa film gösterimi ile başladı. Filmde, cezaevinde yaşamanı yitirenler ve hayata kalan tutukluların yaşadığı sorunlara dikkat çekildi.
‘BASKI POLİTİKASI HALA DEVAM EDİYOR’
Film gösteriminin ardından Gençlik Komünleri adına Arda Yüksel konuştu. F Tipi cezaevleriyle toplumda yaratılmak istenen baskı politikasının bugün hâlâ devam ettiğini belirten Yüksel, “Cezaevlerinde yaşanan işkence ve hukuksuz politikaların topluma nasıl yansıdığını bugün de görüyoruz. Bugün de cezaevlerinde yaşanan işkence ve hak ihlallerine karşı bir direniş olduğunu görüyoruz. Daha dün Kadıköy'de tutsak anneleri ve yoldaşları yine sokakları doldurmaya çalıştı ve yaşanan işkencelerin takipçi olmaya çalıştı. Faşizm içerde uyguladığı politikaları aslında dışarda da halka ve tüm direnenlere uyguluyor. 19 Aralık’ta cezaevlerinde işkencelere karşı direnen ve o dönem mihenk taşı olan Muharrem Kurşuna sözü verdi” şeklinde konuştu.
‘EN BÜYÜK KORKU ONURSUZLUKTUR’
19 Aralık’ta hayatta kalan Muharrem Kurşun, cezaevinde başlayan açlık grevleri ve ölüm orucunun ölümü amaçlamadığını, tam tersine insanca bir yaşamı inşa etmek için yapıldığını belirtti. Kurşun devamla, “19 Aralık’ta cezaevinde fedai eylem gerçekleştiren arkadaşlar çok yüksek bir amaca hizmet ediyor. Cezaevlerinde direnmek için gerçekten ölümü göze almak gerekir. Çünkü saldırının boyutunun ne kadar olacağı belli değil. Orada yaşadığımız tecrit ve insanlık dışı muameleye karşı direnmek gerektiriyordu. Orada arkadaşlarımızın kendini bizim için feda etmesi bizim de içimizdeki korkuları yok etti. Tüm baskı ve işkenceler, devlerin ‘teslim ol’ çağrılarına, ‘devrimci tutsaklar teslim olmaz’ yanıtını verdi. Arkadaşlarımızın gösterdiği irade hepimize güç ve cesaret verdi. Korkmadık çünkü en büyük korku onursuzluktur ” ifadelerini kullandı.
‘SESİMİZİ ÇIKARMAZSAK DAHA ÇOK GARİBE’LER ÖLECEK’
Türkiye cezaevlerindeki tutuklulara yönelik hukuksuzluk ve işkencelerin devam ettiğini belirten Kurşun, yakın zamanda Kandıra Kadın Kapalı Cezaevinde gardiyanların taciz ve tecavüzüne maruz kaldıktan sonra öldürülen Garibe Gezer’i hatırlatarak, “Sesimizi çıkarmazsak daha çok Garibeler ölecek” diye belirtti. Türkiye'de yaşanan hukuksuzluğun geldiği aşamaya dikkat çeken Kurşun,” Eskiden cezaevlerinde yaşanan işkence ve kötü muameleleri kitabına uydurarak yapıyorlardı ama şimdi buna bile gerek duymuyorlar. Bu da ülkede yargı sisteminin geldiği durumu gözler önüne seriyor” dedi.