İSTANBUL - Dengbêjlik sanatının bir kadın yaratımı olduğunu belirten dengbêj Xalide, “Dengbêjler yürüyen hem tarihimiz hem de müthiş bir birikimimizdir” dedi.
Kürt sözlü edebiyatının bugünlere taşınmasına vesile olan dengbêjlik kültürü, bugün hala yoğun ilgi görüyor. Dengbejlik sanatının sürdürücüleri olarak bilinen dengbêjler, Kürt kültür ve sanatı üzerindeki tüm baskılara rağmen bu geleneği hem sürdürüyor hem de yeni nesillere aktarıyor.
Bu dengbêjlerden biri de halk arasında Dengbêj Xalide olarak bilinen Halime Demirkapı. Henüz çocuk yaşlarda dengbêj olan babasının radyosundan dinlediği klamlarla dengbêjliğe merakı oluşan Xalide, bu hünerini bugün başta Kürdistan olmak üzere birçok kentte sergiliyor.
DENGBÊJLİK VE KADIN
Dengebêjliğin tarihsel arka planını anlatan Xalide, bu sanatın bir kadının çocuğunu emzirirken söylediği ninnilerden başlayarak süre geldiğini ifade etti. Bu durumun 1630’lu yıllarda kadınlar tarafından medreselerde kaside ve mevlit okuma olarak devam ettiğini aktaran Xalide, kadınlar ile dengbêjlik arasındaki bağı şu sözlerle açıkladı: “O tarihlerde kadınların yüzde 70’i her zaman stran söylerlermiş. O dönemlerde kadınlar saraylarda erbane, cümbüş, lîr gibi enstrümanlar çalarak raks etmişler ve stran söylemişler. 1630 yıllara kadar bu gelenek bu şekilde devam edip günümüze kadar gelmiş .”
DENGBEJLİĞİN EL DEĞİŞTİRMESİ
Tarihte erkeklerin dengbejlik deneyimlerinin ilk olarak savaşlarla ortaya çıktığını aktaran dengbêj Xalide, bu geleneğin zamanla kadınların ellerinden alındığını vurguladı. Bu dönemin özellikle de 1700’lü yıllarda Osmanlı-Rus savaşlarıyla iyice yayıldığını kaydeden Xalide, o tarihsel sürece şu sözlerle ışık tuttu: “Savaşlarda erkekler acılarını dindirmek için stranlar söylemeye başladılar. Zamanla dengbêjlik de erkekler için böyle başladı. O zamandan beri dengbêjlik kadınların elinden alınıp erkeklerin eline geçmiş oluyor. Ve o dönemden sonra erkek dengbêjler, mîrlerin, beylerin divanlarında stran söylemeye başlamışlar. 1700’lü yıllardan sonra dengbêjlik erkeklerin divanlarda söylediği çoğunlukla Kürdistan’da Serhat hattı üzerinden Botan’a, oradan da Rojhilat ve Rojava’ya yayıldı. Bugün hala oralarda dengbêjler var. Her yörenin kendi kalıbına göre, kendi üslubuna göre, dengbêjleri olmuş. Bu kültürü devam ettiren de daha çok erkekler oldu, tarihsel süreç içerisinde.”
‘DENGBEJLİK TARİHİMİZDİR’
Zamanla Kürdistan’da bulunan farklı topluluklar tarafından da dengbêjlik sanatının kabul edildiğini ifade eden Xalide, özellikle Ermeni halkının da bu konuda çok iyi dengbêjler çıkardığını belirtti. Kendi yörelerinde de birçok dengbêjin olduğunu kaydeden Halide, Ahmedê Bertî’sinden, Dengbêj Şakiro’dan, Resoyê Gopala ve Huseynê Mûşî gibi birçok dengbeji tanıdığını dile getirdi. Xalide, “Bunlar bölgenin farklı farklı yerlerinde olmasına rağmen sanki onlar bizimleydiler. Ve biz tarihi onlarla birlikte yaşıyorduk. Bir bölgeden bahsedildiğinde mesela bunu gidip görmek gerekiyor. Ama biz olduğumuz yerde mesela ben Diyarbakır’da doğdum. Ona rağmen Serhat’an, Rojhilat’an, İran’dan, Zilan Katliamı’ndan, Dersim Katliamı’ndan yani bir sürü olaylardan, aşklardan ve destanlardan haberdar oluyorduk. Yani dengbêjler bizim aslında yürüyen hem tarihimiz hem de müthiş bir birikimimizdir” diye konuştu.
‘DENGBÊJLİK KADIN YARATIMIDIR’
Meryem Xan, Ayşe Şan, Fatma İsa, Zadîna Şakîr gibi önemli dengbêj kadınlar olmasına rağmen bugün bu sayının çok az olduğunu aktaran Xalide, bugün bu sanatı sürdürmesindeki amaçlarından birinin de kadın emeği üzerinden gelişen dengbêjliğin tekrar kadın üzerinden gelişmesini sağlamak olduğunu belirtti. Xalide, “Dengbêjlik, kadının Kürt kültürüne kattığı kendi yaratımıdır. Ama ne yazık ki feodalizm yüzünden kadın elinden düşüyor ve erkeğin eline geçiyor” şeklinde konuştu.
‘OLDUKÇA İYİ BİR KAYNAK’
Dengbêjlik tarihinde usta çırak ilişkisinin her zaman olduğunu kaydeden Xalide, dengbêjlik divanına oturmak isteyenlerin bir emek sarf etmesi gerektiğinin de altını çizdi. Xalide, “Sarf edilen emekten sonra dengbêj ustaları derki, ‘Evet, artık sen divanda oturup stran söyleyebilirsin’, dengbêjliğin böyle ilkeleri var. Ben aslında Kürt gençlerine buradan bir mesaj da vermek istiyorum. Eğer ki Kürt kültüründe ve sanatında ilerlemek istiyorlarsa, kendi kaynaklarından beslenmelerini tavsiye ederim. Çünkü dengbêjlik bunun için çok büyük bir kaynak. Dengbêjlere baktığımızda dengbêjler bilgedir, dengbêjler tarihi iyi bilir, dengbêjler bir hikâyeyi, yazılı olarak ya da bir materyale bakarak anlatmazlar. Çünkü onlar bu halkın yaşayan hafızalarıdır” ifadelerini kullandı.
DENGBÊJLİK VE DİL
Xalide, Kürt kültürü ve diline en büyük hizmeti dengbêjliğin yaptığını belirterek, “Eğer dengbêjlerin eserlerine kulak verirsek, ister istemez bir kulak dolgunluğu oluşuyor ve bu da dile katkı sunuyor. Dilin en iyi korunduğu alan dengbêjliktir” diye konuştu.