Erdoğan'dan Kıbrıs'a hareketi öncesi mesajlar

img
İSTANBUL -  AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs ziyareti öncesi yaptığı açıklamada, “Kıbrıs’ta çözüme ancak adadaki gerçekler temelinde ulaşılabilir. Bundan sonra yeni bir müzakere süreci olacaksa, bu ancak iki eşit ve egemen devlet arasında yapılabilir” dedi. 
 
AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de katılacağı iki günlük Kuzey Kıbrıs ziyareti öncesinde Atatürk Havalimanı Devlet Konuk Evi'nde basın toplantısı düzenledi.
 
Kıbrıs Barış Harekatı'nın 47. yıl dönümü münasebetiyle düzenlenecek 20 Temmuz Barış ve Özgürlük Bayramı törenlerine katılmak üzere Lefkoşe'ye hareket edeceklerini dile getiren Erdoğan, "Adadaki kardeşlerimizle birlikte çifte bayram yaşayacağız" dedi.
 
Erdoğan, “Ziyaretimiz sırasında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile bir araya gelecek, milli davamıza ve Doğu Akdeniz’deki gelişmelere dair durum değerlendirmesini yapacağız. Türkiye ve KKTC arasındaki yakın iş birliğinin daha da ileriye taşınmasına yönelik görüş alış verişinde bulunacağız. Lefkoşe’de bugün ayrıca Cumhuriyet Meclisi’nde tertiplenecek özel oturuma katılarak bir hitap gerçekleştireceğim. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar ile KKTC ile birlikte yürüttüğümüz farklı alanlardaki projelerin açılışlarını gerçekleştirecek, yeni projelerin ilk adımlarını birlikte atacağız" diye konuştu. 
 
Kıbrıs Türk’ünün adada yarım asırdan fazla bir süredir eşitlik ve adalet mücadelesi verdiğini söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti: 
 
“Kıbrıs Türk halkı, eşit ortağı olduğu adada egemen eşitliğe ve eşit uluslararası statüye sahiptir. Cumhurbaşkanı Sayın Tatar tarafından bu doğrultuda Cenevre’de sunulan öneri, bugüne kadar sonuç vermeyen çözüm çabalarını gerçekçi bir zemine oturtan, çözümün önünü açan tarihi bir fırsattır. Bu şekilde Kıbrıs Türk tarafı dünyaya kimin çökümden yana olduğunu, kimin de çözümsüzlükten nemalandığını bir kez daha göstermiştir. 
 
'YENİ MÜZAKERE SÜRECİ OLACAKSA...'
 
Kıbrıs’ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir gelecek arzu eden tüm taraflara bu tarihi fırsatı değerlendirmeleri yönündeki çağrımı tekrarlıyorum. Kıbrıs’ta çözüme ancak adadaki gerçekler temelinde ulaşılabilir. Bundan sonra yeni bir müzakere süreci olacaksa, bu ancak iki eşit ve egemen devlet arasında yapılabilir. Unutulmasın ki KKTC, her türlü zorluğa rağmen kendi ayakları üzeninde duran bir devlettir. Demokrasi geleneği, gelişmekte olan ekonomisiyle müreffeh bir geleceğe emin adımlarla yol almaktadır. Türkiye ve Türk halkının her bir ferdi de dün olduğu gibi bugün de yarın da Kıbrıs Türkü’nün yanında olmaya devam edecektir.”
 
Erdoğan, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.  Kuzey Kıbrıs’ta vereceği “müjde” ile ilgili soruya Erdoğan, "Biraz sonra Kuzey Kıbrıs Parlamentosu'nda yapacağım konuşmada inşallah orada açıklayacağım. Şimdi burada bunu açıklarsam o zaman Kıbrıs Parlamentosu'ndaki konuşmam boşa geçer" karşılığını verdi.  
 
AB ADALET DİVANI'NIN 'BAŞÖRTÜSÜ' KARARI 
 
AB Adalet Divanı'nın başörtüsü kararını eleştiren Erdoğan, "Adalet Divanı ismini değiştirmesi lazım. Bunun Adalet Divanı ile uzaktan yakından alakası yok. İnanç özgürlüğünden anlamayan Adalet Divanı olamaz. Bu lafı gitsinler aynen kipa takanlar için de söylesinler. Kipayı takanlar için bu tür bir şey söyleyebilirler mi?" ifadelerini kullandı.
 
TALİBAN'A SESLENDİ
 
Erdoğan, "Türkiye'nin Afganistan'ın başkenti Kabil'deki havalimanının güvenliğini sağlaması söz konusu. ABD ile yapılan görüşmeler var. Taliban'dan 'Türkiye'yi istemiyoruz.' şeklinde bir açıklama geldi. Bu konudaki görüşmeler hangi aşamada?" sorusunu ise şöyle yanıtladı:
 
"Taliban'ın yapmış olduğu açıklamalarda 'Türkiye'yi istemiyoruz.' gibi ifadeler yok. Onlar kendilerine göre bazı açıklamaları yapmış durumdalar. Bu açıklamalarıyla da güya bize yönelik bazı yaklaşım türleri var. Bu konuda Türkiye'deki yönetimin ne konumda olduğunu Taliban gayet iyi biliyor. Bu adımları atarken bizim Türkiye yönetimi olarak bazı planlarımız var ve bu planlarımızın da gereğini yerine getiriyoruz. Şu an itibarıyla gerek Dışişleri nezdinde gerekse şahsım olarak bu adımları atıp inşallah Taliban'la da ne gibi görüşmeler yapacağız ve bu görüşmelerle de nereye ulaşacağız bunun gayreti içindeyiz. Tabii Taliban'ın şu anda Afganistan'daki bizce yaklaşımı bir Müslümanın bir başka Müslüman'a yaklaşımı değildir. Zira Afganistan halkının kahir ekseriyeti Müslüman olan bir ülke. Burada Taliban'ın adeta bir işgal hareketini devam ettirmesi doğru bir yaklaşım değildir. Biz de Türkiye'den Taliban'a sesleniyoruz; Bu işgal hareketini, kardeşlerinin topraklarını işgal etmeyi bırakması lazım ve bir an önce Afganistan'ın genelinde barışın egemen olduğunu dünyaya göstermek lazım."