CHP'li Tezcan: Bu rejimin adı faşizm değil de nedir?

img

ANKARA - AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yönelik "faşist diktatör" tartışmalarıyla gündeme gelen CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, sözlerinin arkasında durarak, "Bu rejimin adı faşizm değil de nedir" diye sordu.

CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK) sonrası CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, MYK'nin gündemine dair basın toplantısı düzenledi. Tezcan, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik “faşist diktatör” sözlerine  üzerinden başlayan tartışmalara değindi. Tezcan, "Pazartesi günü bir gerçeği açıkladım; dedim ki ‘kral çıplak'. Ortalık karıştı. AK Parti'nin yöneticilerinden, milletvekillerinden taşı alan üstüme koşmaya başladı. Niye bu telaşa kapıldıklarını biliyorum; ‘olur da Reis kenarda oturduğumuzu görürse bizim de istifamızı ister' diye en fazla hangimiz yükleniriz telaşına düştüler, görüntüyü kurtarmak için koşuştular" diye konuştu.
 
‘AHLAKİ LİTERATÜR'
 
Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ'ın sözlerinden dolayı kendisine “edepsiz, ahlaksız, terbiyesiz, seviyesiz” dediğini anımsatan Tezcan, “Benimki siyaset literatüründen alınmış sözler, bunlarınki ahlaki literatürden çıkarılmış sözler. Kimin sözü hakaret içerikli, kiminki siyaset içerikli vatandaşlarımızın vicdanına bırakıyorum” dedi.
 
‘FAŞİZM DEĞİL DE NEDİR?’
 
Sözlerinin arkasında duran Tezcan, şunları söyledi: “Demokrasi yok da ne var, rejimin adını koyacağız. Biz diyoruz ki, bu rejimin adı faşist diktatörlüktür. Millet rejimin adını bilecek. Millete anlatacağız. Faşizm büyük yalanların organizasyonlarıyla yalanlarını sürdürmez mi? Goebbels Hitler'in yalan bakanı değil miydi? Bugün büyük yalanlar yürütülmüyor mu, dün FETÖ ile işbirliği içinde olan iktidar şimdi kendisine muhalif olan herkese ‘FETÖ'cü' diyor. Sözcü gazetesi, Cumhuriyet gazetesine ‘FETÖ'cü' diye dava açıyorlar, bundan daha büyük bir yalan olur mu? Goebbels bunları görse utanırdı, ‘ben mesleğimi iyi yapamamışım' diye. OHAL, KHK rejimi… 20 Temmuz darbesinin üzerine kurulmuş bir diktatörlük ile karşı karşıya değil miyiz? Parlamento devre dışı bırakılmış, tek kişi her şeyi kontrol ediyor. AYM korkudan denetleyemiyor, bunun adı faşizm değil mi? Davaların adını Erdoğan koyuyor. Daha iddianame düzenlenmeden ‘bunlar casus' diyen Erdoğan değil mi? Savcılar o saatten sonra casusluk dışında başka iddianame düzenleme şansına sahip değil. Büyükada iddianamesinde gördük. Gazeteciler, aydınlar, öğretim üyeleri, siyasetçiler herkes tek merkezden talimatla suçlu olarak mahkeme önüne çıkıyor. Bu rejimin adı faşizm değil de nedir?"
 
Türkiye'de bir korku rejim yaratıldığını belirten Tezcan, "Gazeteci yazmaya, öğretim üyesi konuşmaya, öğrenci sokağa çıkmaya, hakim karar vermeye korkuyor, savcı yargıya uygun soruşturma yapmaya, siyasetçi konuşmaya korkuyor. Böyle bir Türkiye tablosu yarattılar. Korku düzeninin adı nedir, faşist düzendir. Bunun sorumlusuna ne diyeceğiz? Bu koparılan fırtına ve yaratılan atmosfer dahi faşizmin kanıtıdır. Kararlılığımızdan taviz vermeyeceğiz. Bu bir demokrasi mücadelesidir, zor bir mücadeledir. Bu mücadeleyi tüm kadrolarımızla vermeye devam edeceğiz.”
 
'TARİHİN ÇÖPLÜĞÜ DİKTATÖRLERLE DOLU'
 
Tezcan, AKP Sözcüsü Mahir Ünal'ın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için "tarihin çöplüğünde yer alacaksın" ifadesine de şöyle cevap verdi: “Tarihin çöplüğü diktatörlerle doludur. Diktatörlere karşı mücadele eden demokrasi kahramanları ise her zaman tarihin şeref locasında yer almıştır. Onun için tarihin çöplüğüne birileri gidecekse o kendi genel başkanlarıdır. Tarihin şeref locasında yeri şimdiden ayırtılan biri varsa o da Adalet Yürüyüşü'nü yapan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'dur."