Öcalan: Eşme ruhuyla hareket edilirse barış kapıları açılacaktır

img

ANKARA - HDP Urfa Milletvekili Dilek Öcalan, 1 Kasım Dünya Kobanê Günü vesilesiyle Meclis Genel Kurulu'ndaki konuşmasında Kobanê'nin bir milat olduğunu ifade ederek, "Eşme ruhuyla hareket edilebilirse barış kapıları açılacaktır" dedi. HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar da, HDP Eş Genel başkanları ve milletvekillerinin tutuklandığı 4 Kasım operasyonunun iktidarın HDP korkusu nedeniyle gerçekleştiği söyledi. 

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Urfa Milletvekili Dilek Öcalan, Meclis Genel Kurulu'ndaki konuşmasında 1 Kasım Dünya Kobanê Günü'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Öcalan, "Bundan tam üç yıl önce, 'düştü düşüyor' denen Kobanê'deki direnişe destek vermek için Nobel Barış Ödülü sahibi, insan hakları savunucusu Adolfo Perez Esquivel ve Amerikalı Filozof ve Dilbilimci Profesör Noam Chomsky'nin de aralarında olduğu dünya çapında tanınan çok sayıda kişinin çağrısıyla 1 Kasım Dünya Kobanê Günü ilan edildi" dedi. 
 
Öcalan, Rojava'da halkların Kobanê savunmasıyla tarihin en barbar saldırılarına karşı fedaice direnerek tüm ambargo ve kuşatmalarına rağmen bugün Rakka'yı özgürleştirdiğini kaydetti. 
 
'KOBANÊ ZAFERİ MİLATTIR'
 
Avrupa ve Amerika kıtasına varan, onlarca hain saldırıyı organize eden DAİŞ çetesiyle mücadele kararlılığının Kobanê direnişi sayesinde mümkün kılındığını ifade eden Öcalan, "Kobanê zaferiyle birlikte Rojava'da başlayan toplumsal dönüşüm, halkların özgür ve demokratik bir gelecek inşa etmeleri için de bir milattır. 1 Kasım, dünyanın her köşesinde 'Kobanê Günü' adıyla demokrasi mücadelesinin zaferi olarak kutlanıyorsa şüphesiz bunun en temel yaratıcısı kadınlardır. Kadın devrimi olarak da bilinen Rojava devriminin açığa çıkmasında, gelişiminde ve sürdürülebilmesi kararlılığının her zerresinde kadının bilinci, emeği ve bedeli vardır. IŞİD karanlığının Orta Doğu'ya dayattığı tekçi, gerici, erkek egemen zihniyetine karşı Ortadoğu kadının özgürlük arayışı galip gelmiştir. Kobanê'de Kürt kadınının cesareti tüm dünyaya umut vermiştir" dedi. 
 
'ROJAVA TÜM DÜNYAYA ÖRNEK TEŞKİL ETMEKTEDİR'
 
Rojava'nın tüm dünyaya bir örnek teşkil ettiğini ifade eden Öcalan, "Kobanê, dünya genelinde farklı uluslar ve inançlardan halkların yaratılmak istenen Orta Çağ zihniyetine karşı birlikte mücadelesinin de adıdır. Çünkü gelişen bu enternasyonal ruh bu karanlığın sadece Orta Doğu halklarının değil tüm dünya halklarının geleceğini boğmak istediğinin farkındalığıyla hareket etmiştir. Rojava'da din, dil, ırk, inanç, mezhep ve cinsiyet ayrımının olmadığı demokratik, ekolojik bir toplumsal sözleşme ekseninde eşitlik, adalet, özgürlük ve demokrasinin tesisi için inşa edilen yerel örgütlenmelere dayalı özerk yönetim modeli bugün başta Orta Doğu olmak üzere, tüm dünyaya örnek teşkil etmektedir" diye konuştu. 
 
'EŞME RUHUYLA HAREKET EDİLİRSE BARIŞ KAPILARI AÇILIR'
 
Öcalan, devamla şunları söyledi:
 
"AKP Hükümeti Suriye üzerindeki politikalarını yeniden gözden geçirmelidir. Tarihten dersler çıkarılarak savaş politikaları terk edilmeli, Rojava halklarının seçilmiş, meşru yönetimleriyle dostane ilişkiler geliştirilmelidir. Bugün ağır tecrit altında tutulan Sayın Öcalan'ın belirttiği üzere Kobanê zaferi halklar arası birlikteliği mümkün kılmıştır. Yine, Sayın Öcalan'ın 2015 Diyarbakır Newroz'unda dile getirdiği "Hem bölgemiz için hem de uluslararası dünya için büyük anlamı olan Kobanê direnişini ve zaferini, bu temelde gelişen Eşme ruhunu halklarımız arasında yeni tarihin sembolü olarak selamlıyorum" mesajı hâlâ güncelliğini ve önemini korumaktadır. Süleyman Şah Türbesi'nin Kobani'de birlikte hareket edilmesiyle Eşme'ye taşındığı, IŞİD saldırılarından muhafaza edildiği unutulmamalıdır. İnanıyoruz ki tekrar Eşme ruhuyla hareket edilebilirse Türkiye'den başlayacak tüm Ortadoğu sahası için barış kapıları sonuna kadar da açılacaktır."
 
SANCAR: SİYASET ÜRETEMEYENLERİN GELDİĞİ YER BASKIDIR

HDP Eş Genel başkanları ve milletvekillerinin tutuklanmasının birinci yıl dönümü yaklaşırken HDP Grubu konuya ilişkin önerge verdi. Partisinin önergesi üzerine konuşan HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, 4 Kasım gecesinin gerçekleşen operasyonun 5 merkezde aynı anda, aynı noktadan düzenlenen bir siyasi darbe operasyonu olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin ya da Meclis'in bu operasyonun benzerini daha önce de yaşamadığına dikkat çeken Sancar, "Sorunlara çözüm üretemeyen, ülkeyi yönetemeyenlerin dönüp geldiği yer yargı eliyle, polis eliyle baskıdır. Başka bir yöntem akıl edemedikleri için kendilerini bu şekilde kurtarabileceklerini sanırlar. 1994'te de aynısı yapıldı fakat bu operasyonların bu ülkeye ne huzur ne refah ne barış getirmediği yeterince anlaşıldı" dedi.

'4 KASIM BİR KORKU OPERASYONUYDU'

"Bu operasyon bir korku operasyonuydu" diyen Sancar, şöyle devam etti: "Bir fikirden, bir siyasi hareketten duyulan korku. Bu korku 7 Haziran’da somutlaşmıştı. 7 Haziran bir kabus gecesiydi iktidar için ve o korkuyla demokratik ortamı terk ettiler. Baskıcı, tehditler içeren, şantajlar içeren bir politikayı devreye soktular. 1 Kasım 2015'te yaşanan da bu korku, şantaj ve tehdit politikalarının yarattığı bir iktidar değişikliğiydi. İktidardan düşmüş olan AKP, bu yöntemlerle çoğunluğu elde etti ama bir kere korku içine girmişti. 7 Haziran’da devrilmenin mümkün olduğunu gördü ve bunun sonuçlarının ne olacağını da herhalde çok iyi biliyordu. Çünkü geçmişte arkasında bıraktığı haksızlıklar, yolsuzluk iddiaları, baskılar ve daha nice adaletsizlikler vardı. Bunların hesabının sorulacağını anladıkları için iktidara sıkı sıkıya yapıştılar.

'İKTİDAR KENDİ KENDİNİ YOK ETMEYE BAŞLIYOR'

Bütün bu baskılara, bütün bu zulme rağmen milletvekillerimiz de içeride ve dışarıda örgütlerimizle, halkımızla boyun eğmedi, kendi doğrusunu savunmaktan vazgeçmedi. İktidar, direnenler karşısında daha da fazla korkuya kapılıyor. Bu sefer, bu korku sadece muhaliflerine değil kendi içine de baskı ve zulüm operasyonlarının yapılmasının zeminini hazırlıyor. İktidar böyle davranınca kendi kendini tüketmeye, kendi kendini yok etmeye başlıyor. Biz tekrar söylüyoruz: İçerideki vekillerimiz, başkanlarımız barış istiyordu, hakikat istiyordu, adalet istiyordu, özgürlük ve demokrasi istiyordu; bunları istemeye devam ediyorlar. Biz 'savaş' değil 'barış' diyoruz, 'yalan' değil 'hakikat' diyoruz, 'zulüm' değil 'adalet' diyoruz. Bunları dediğimiz için arkadaşlarımız bu operasyona, zulme yalan eşliğinde maruz kaldılar; bunları savunmaya devam ettikleri için de iktidara korku salmaya devam ediyorlar."