Beştaş: AYM siyasetle çatışmayı göze alamamıştır

img

ADANA - AYM'nin tutuklu milletvekilli Gülser Yıldırım ile ilgili verdiği karardan sadece HDP'nin zarar görmeyeceğini, Türkiye'nin hukuku, demokrasisi ve uluslararası itibarının zedeleneceğini belirten HDP'li Meral Danış Beştaş, "AYM siyasetle çatışmayı göze alamamıştır" dedi.

Anayasa Mahkemesi (AYM) Genel Kurulu'nun dün tutuklu Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım’ın bireysel başvurusunu "kabul edilemez" diyerek ret etmesine ilişkin bir tepki de HDP Adana Milletvekilli Meral Danış Beştaş'tan geldi. 17 Kasım 2016 tarihinde AYM'ye başvurduklarını hatırlatan Beştaş, "Bu kadar geç karar vermesine gerek yokmuş zaten daha erken verebilirdi. Bu kararı geciktirmesinin bir sebebi de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) karar sürecini etkilemek ve uzatmaktır. Kabul edilemez bir durum" dedi.
 
'AİHM HUKUK KATLİAMINA DUR DEMELİ'
 
AİHM'in savunma için Türkiye'ye 5 Aralık'a kadar süre verdiğini anımsatan Beştaş, AYM'nin dün verdiği kararında aslında Türkiye'nin bir siyaseti olduğunu ve AİHM'e, "İşte bakın iç hukuk işledi, işliyor" demek anlamına geldiğini belirtti. AİHM'deki dosyada birçok uluslararası kurumun HDP'nin yanında olduğunu ve dosyaya müdahil olduğunu ifade eden Beştaş, "Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri gibi bir çok kuruluş bizim yanımızda . AİHM şimdi cevabını vermeli. Gerçekten Türkiye Avrupa hukukun bir parçasıysaki parçası olduğunu söylüyor, gereğinin yapılması istenmeli. AİHM biran önce cevabı istemeliki  Türkiye artık bu süreci uzatamaz. AİHM en kısa zamanda bu hukuk katliamına dur demeli" diye konuştu. 
 
' AYM SİYASET DIŞI BİR KARAR VERMEK ZORUNDAYDI'
 
AYM'nin Türkiye'de Anayasa'nın uygulandığını denetleyen, özgürlükleri garantiye alan, uluslararası değerleri norm olarak esas alan, kişi özgürlüğünü, serbest seçim hakkını, halk iradesini, demokrasiyi güvenceye alan tek mahkeme olduğunu ifade eden Beştaş, "Anayasa Mahkemesi siyaset dışında bir karar vermek zorundaydı" diye belirtti.
 
'YARGI KARARLARI BİRÇOK İHLAL ALANI AÇIYOR'
 
Beştaş, AYM'nin ne HDP ne CHP  ne MHP ne de iktidar partisine bağlı olmadığını ancak verdiği kararla iktidarın sözünden dışa çıkamadığını bir kez daha gösterdiğini vurguladı. AYM'nin dün verdiği kararla yargının siyasallaştığını en üst organ olarak tescillediğinin altını çizen Beştaş, şöyle dedi: "AYM herhangi bir mahkeme değil. Türkiye'de hukuk devleti olmanın en önemli güvencelerinden biridir. Her gün hukuk katliamları işleniyor. Yargının verdiği kararlar birçok ihlal alanı açıyor. AYM bugün demokrasinin temeli olan serbest seçim hakkını, seçme ve seçilme hakkını, halk iradesinin parlamento da temsil hakkını görmezden gelmiştir."
 
'SADECE HDP ZARAR GÖRMEYECEK'
 
AYM'nin 4 yıl önce tutuklu CHP Milletvekilli Mustafa Balbay hakkında verdiği kararın tamamen zıttı bir karar verdiğini hatırlatan Beştaş, milletvekilliğiyle tutukluluğunun bağdaşmadığı, halk iradesinin temsilinin engellendiği yönünde tahliye kararı verilmesi gerektiğini söyleyen AYM'nin 16 Nisan'dan sonra şu anki mevcut atmosferde kendi kararını eliyle çöpe attığını vurguladı. Kararın HDP'nin Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesini dile getirdiği için verildiğine dikkat çeken Beştaş, "Ama bundan sadece HDP zarar görmeyecek, Türkiye hukuku, demokrasisi, Türkiye'nin uluslararası itibarı zedelenecek. Yarın bir gün CHP'li vekillerin tutuklanmayacağının garantisi yok. Onlara da yansıyacak. AYM kendi kendini inkar etmiştir. Kendi varlık sebebini inkar etmiştir" ifadelerini kullandı.
 
'SİYASETLE ÇATIŞMAYI GÖZE ALAMAMIŞTIR'
 
Hem bir hukukçu hem de siyasetçi olarak AYM'nin verdiği bu kararı vermeyeceğini düşündüğünü belirten Beştaş, şöyle devam etti: "Karar açıklanıncaya kadar hala hukuk katliamının bir yerden dönebileceğine inanıyordum. Çünkü Türkiye'nin, siyasi geleceği ve en önemlisi de demokratik gelişmelerin buna bağlı olduğunu düşünerek bunu beklemiyordum diyebilirim. Ha bu kararla  bir şok hali de yaşamadım. Maalesef  en üst düzeyde yargıya talimatların verildiği ve beğenilmeyen kararlara saygı duyulmadığı bir ortamdayız. En son Can Dündar kararında Erdoğan 'Ben bu kararı tanımıyorum, saygı da duymuyorum' demişti. AYM siyasetle çatışmayı göze alamamıştır. Halbuki hukuk siyasetin dışında bir alandır. Mahkemeler ve hukuk, siyaset dışında olduğu müddetçe saygındır." 
 
'80 MİLYON SİYASALLAŞAN BİR YAGIYLA YÖNETİLEMEZ'
 
Yargıya güvenin git gide azaldığı bir dönemden geçtiklerini vurgulayan Beştaş, Türkiye halklarının zaten artık yargıya güven duymadığını bununda yaşananlarla bağlantılı olduğunu söyledi. Türkiye halklarının kendine güvendiğini aktaran Beştaş, "Halk kendi iradesi ve mücadele azmine güveniyor. Bundan sonra da umudu kırmanın, enseyi karartmanın hiçbir gereği yok. Biz mücadelemizi AYM'nin verdiği kararlar üzerinden yürütmüyoruz. Bizim mücadelemiz AYM'yi rolünü oynamaya zorlayacaktır. AYM ancak karşısında yargı tarafsızlığı ve bağımsızlığını dayatan bir mücadeleyle kendi misyonuna dönebilir. Artık bizim için bu da bir mücadele hattıdır. 80 milyon yurttaş bu şekilde siyasallaşan bir yargıyla, diktatörlük anlayışıyla yönetilemez" dedi. 
 
'KADIN MÜCADELESİ VE KAZANIMLARI HEDEFLENİYOR'
 
İktidar eliyle siyasallaşan yargının aslında kadın mücadelesi ve kazanımlarını yok saydığına dikkat çeken Beştaş, "HDP'li kadın olmak baskıları katmerleştiriyor. Şuan da 4 kadın arkadaşımızın vekilliği düşürüldü. Eskiden şunu derdik Kürt olmak, kadın olmak ayrı bir baskı ama bu tersinden de kadın mücadelesini daha da güçlendiren ve bağlılığı artıran bir durum oluşturuyor" diye belirtti.