İSTANBUL – Man Adası belgelerinin kaynağını açıklayan CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Bir adım kaldı” diyerek yeni gelişmelerin sinyalini verdi. Kılıçdaroğlu, Zarrab’ın söylediklerine ilişkin olarak da “Haysiyetli ve onurlu olanların o makamlardan ayrılması lazım” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın yakınları tarafından Man Adası'nda bulunan bir off-shore şirkete on milyonlarca dolar aktarıldığını belgeleyen dekontları kimden aldığını açıkladı. İstanbul'da düzenlenen "Eşitlik, Adalet, Kadın Zirvesi"nin ikinci oturumunda, “Eşitlik ve adalet arayışında liderlik” başlığı tartışıldı. Gazeteci Ayşe Arman’ın moderatörlüğünü yaptığı oturumda Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmacı olarak katıldı. Man Adası’yla ilgili belgelerin kaynağına ilişkin yönetilen "FETÖ'cüler mi verdi?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır. Bu ülkede, ülkesini seven milyonlarca insan var, milyonlarca bürokrat var" yanıtını verdi.
‘BİR ADIMIMIZ KALDI’
Kılıçdaroğlu, "Man Adası olayı ne kadar önemli?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Man Adası olayı şöyle önemli; vatandaşına dönüp diyeceksiniz ki 'vergi ver'. Evde musluğu açtığınız andan itibaren kadın beş çeşit vergi ödüyor. Ama Ankara'daki beylerin çocukları Türkiye'de vergi ödememek için başka ülkelere gidip şirket kuruyorlarsa burada bir ahlaki sorun var. Ahlakın olmadığı bir yerde ne kadın-erkek eşitliği olur, ne adalet olur, ne insan hakları olur, ne insana saygı olur; çünkü orada sadece ve sadece kişisel çıkarlar olur. İlk açıklamadan bu yana izlediğimiz bütün strateji tuttu. Bir adımımız kaldı. O adımı da bugün yarın gerçekleştireceğiz. Bir adım kaldı. Bunları veren bir insan tabi, uzaydan gelmedi."
'HAYSİYETİ OLANLAR O MAKAMDAN AYRILIR'
Kılıçdaroğlu, Zarrab davasıyla ilgili olarak ise şunları söyledi: “Haysiyetli insanların Zarrab davasından sonra bulundukları makamlardan ayrılması lazım, haysiyetli insanların. Düne kadar Zarrab'ı devlet protokolüne oturttular ve Zarrab için hayırsever iş adamı dediler. Bir de biliyorsunuz Fesli Deli Kadir vardı o da devlet protokolündeydi. Şimdi Zarrab düşman oldu, neden çünkü itirafçı oldu. Adam rüşvet vermiş, rüşvet alanı da biliyoruz. Haysiyetli ve onurlu olanların o makamlardan ayrılması lazım. Hırsızlık olayı var, hırsızlık olayı Türkiye meselesi değil ki. Olay Türkiye'de oluyor, hepimiz biliyoruz, olayı kapatıyorlar. Ama Zarrab ABD'de yargılanıyor. Beni üzen bu. Bu ülkenin mahkemesi yok mu? Bu dosyaları kapatan savcı- hakimler ileride çocuklarına hesap veremeyecekler.”
'HIRSIZLIĞIN BİTMESİNİ İSTİYORUZ'
"Zarrab davası Türkiye meselesi mi AKP meselesi mi?" şeklindeki soruya ise Kılıçdaroğlu, şu cevabı verdi: "Hırsızlık meselesi bir Türkiye meselesi değil ki. Bir hırsızlık olayı var. Bu rüşvetin ve hırsızlığın bitmesini istiyoruz. Bu ülkede herkesin alın teriyle kazanmasını isteriz. Alın teriyle çalışmasını, üretmesini, kazanmasını isteriz. Ama 'Ben çıkar sağlayayım, rüşvet alayım, köşeyi döneyim, devletin makamlarında katlarında oturayım, kimse bana dokunamaz' anlayışıyla gidilirse Türkiye'nin sonu felaket olur. Geldiğimiz nokta bu. Olay Türkiye'de oluyor, hepimiz olayı biliyoruz, olayı kapatıyoruz, şimdi Amerika'da yargılanıyor, bizim bakanlar burada, rüşvet alanlar burada. Beni üzen bu, beni kahreden bu. Bu ülkenin mahkemesi yok mu? Bu ülkenin adaleti yok mu? O davalarda 'burada bir şey yoktur' diyen savcılar, dosyaları kapatan hakimler gelecekte çocuklarına hesap veremeyecektir" şeklinde cevap verdi.
'YASALARIN ERKEKLER İÇİN POZİTİF YANLARI VAR'
Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da "skandal" olarak nitelendirdiği kadına şiddet konusundaki sözleriyle ilgili, "Ben siyasetçiyim. Anadolu'nun her tarafına giderim, her eve girerim. Her evde kadınlarla erkeklerle konuşurum. Erkek şiddetinin birden fazla gerekçesi var. Psikolojik nedenleri var. Kültürel dokudan kaynaklanan sorunlar var. Ekonomik nedenlerle var. Yasaların erkeklere yönelik pozitif uygulamaları var. Söylemek istediğim şuydu; ekonomik nedenler kadına yönelik şiddetin oluşmasında yüzde 15. Az bir oran değil" dedi.
Şiddettin toplumun hiçbir kesiminde olmaması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Kadın-erkek eşitliğini sağlama konusunda, kadına yönelik şiddetin azaltılması konusunda, aslında bunu bir kadın veya erkek hareketi olarak da düşünmek bana göre de çok doğru değil, kadınların önde olduğu; ama erkeklerin de her türlü desteği verdiği bir toplumsal harekete dönüştürmemiz gerekiyor. Çünkü çocuklara ve gençlere yönelik de şiddet var. Toplumu şiddetten arındırmamız gerekiyor. Ve bunun alt yapısını hep birlikte oluşturmamız gerekiyor" ifadesini kullandı.
Verilen öğlen arsından sonra zirve üçüncü oturumda "İslam’ın eşitlikçi yorumları ve toplumsal cinsiyet eşitliği" başlığının tartışılmasıyla devam edecek.
