ANKARA - Türkiye’nin yaşadığı temel sorunun “Erdoğan’ın tek adam rejimi olmadığını” söyleyen HDP Eş Başkanı Serpil Kemalbay, mevcut tablo için “Yaşanan CHP destekli Erdoğan, Bahçeli ve Ergenekon ittifakıdır. Bu ittifak da kendisini Kürt düşmanlığı ile sürdürüyor” tanımını yaptı.
KESK, DİSK, TMMOB ve TTB tarafından OHAL’in kaldırılması amacıyla başlatılan kampanya kapsamında Ankara’da düzenlenen “OHAL değil, Demokrasi” başlıklı forum, konuşmalarla sürüyor. Forumda, düzenleyici sendika ve meslek örgütü yöneticilerinin konuşmalarının ardından ihraç edilen akademisyenlerden Mutlu Arslan, OHAL’in hukuksal dayanaklarına ilişkin bir sunum yaptı.
KHK ve OHAL rejiminin, yargıyı da tekeline aldığını belirten Aslan, KHK’ler ile kış lastiği, izdivaç programları gibi günlük konuların bile düzenlendiğine dikkat çekti. Aslan, OHAL sürecinde 21 ilde, 84’ü DBP’li toplam 94 belediyeye kayyım atandığını, kayyım atamalarının demokratik pek çok hakkı geriye götürdüğünü söyledi. Şimdiye kadar KHK ile 111 bin 588 kişinin ihraç edildiğini, uzaklaştırmalarla birlikte bu sayının 130 bini bulduğu bilgisini de paylaşan Aslan, bunun tamamen keyfi sürdürülen bir süreç olduğunun altını çizdi. Aslan, OHAL süresince 23 bin işçiyi ilgilendiren 5 işletmedeki grevin engellendiğini de kaydetti.
‘DARBE OHAL ÖRTÜSÜ İLE SÜRDÜRÜLÜYOR’
Aslan’ın sunumunun ardından kürsüye HDP Eş Başkanı Serpil Kemalbay çıktı. Ekim devriminin 100’üncü yıldönümüne işaret ederek başladığı konuşmasında HDP Eş Başkanı Kemalbay, halkların o günkü özgürlük taleplerinin bugün de devam ettiğini söyledi. Halen devam eden bir darbe süreci yaşandığını dile getiren ve bunun “OHAL örtüsü” altında yürütüldüğünü vurgulayan Kemalbay, “Türkiye halkları ve ezilenleri bu yaşadığımız sürecin ağır bedelini ödüyor. Fakat biz biraz daha geriye doğru kazmak zorundayız. Yaşanan Türkiye halklarının kadim sorunu olan, demokrasi ve özgürlük sorununu sürekli olarak darbelerle baltalanmaya çalışılıyor” diye konuştu.
HDP süreci ve 7 Haziran seçimlerinin toplum için büyük bir çekim haline geldiğini ve çıkan sonucun devleti korkuttuğunu dile getiren Kemalbay, daha sonra MGK’de “demokrasi ve barış için yükseltilen çabayı tasfiye etme” kararı verildiğini söyledi.
Kemalbay, 4 Kasım tarihinde siyasete yönelik gerçekleştirilen darbenin de doğrudan kendilerini ve HDP’yi hedef aldığını ifade etti. Kemalbay, “Bu darbe sonucunda Eş Başkanlarımız Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile birlikte milletvekillerimiz, belediye başkanları rehin alındı” diye konuştu. Bunun 1994 2 Mart darbesinin devamı olduğunu ve o dönemde de DEP milletvekillerinin tutuklandığını anımsatan Kemalbay, “O zaman bu darbe, 12 Eylül hukuku ile gerçekleştirildi. Ama ne oldu, o siyasi irade daha güçlü bir şekilde ortaya çıktı. Darbelerle halkların iradesi yok edilemiyor” dedi.
‘ASIL SORUN CHP DESTEKLİ BAHÇELİ, ERDOĞAN, ERGENEKON İTTİFAKIDIR’
Konuşmasının devamında “Yeni devlet yeni rejim oluşturulurken bu darbe hukuku kalıcılaştırılıyor” sözleriyle OHAL’in neden kaldırılmadığı üzerinde de duran Kemalbay, “Eğer biz bu konuda bir adım atamaz ve başarılı olamazsak, kalıcı bir darbe karşı karşıya kalırız. Sorun sadece Erdoğan’ın tek adam rejimi değil. Temel sorun Erdoğan, Bahçeli, Ergenekon rejimi ve ittifakı iç içe geçmiş durumdadır ve buna devletin bekası söz konusu olduğunda destek veren CHP ile de karşı karşıyayız. HDP’lilerin rehin alınmasını başlatan süreç, aslında dokunulmazlıkların kaldırıldığı süreçtir. Daha sonra bu hukuksuz süreç devam etti. Bu süreç dokunulmazlıkların hukuk dışı kaldırıldığı bir süreçtir ve bu HDP dışındaki partilerin onayı ile gerçekleşmiştir” dedi.
‘MÜCADALE DEMOKRASİ İÇİN VERİLMELİ’
CHP’nin savaş politikalarına da destek verdiğinin altını çizen Kemalbay, “Sınır ötesi operasyon tezkerelerine evet demek, AKP politikasına destek vermektir. OHAL ile mücadele etmeyi sadece Erdoğan rejimi ile mücadele etmek olarak değil, bunu demokratikleşme süreci olarak görüyoruz” dedi. Kemalbay, bu sözlerinin devamında gelinen aşamada barış, demokrasi ve emek meselesinin birbirinden ayrılamayacağının altını çizdi.
‘CEMAAT İLE AKP AYRI DEĞİL’
“AKP, OHAL’i devlet için ilan ettiğini söylemişti” diyerek, isim vermeden Bülent Arınç’ın ‘Belki de Türkiye’de 80 kişi Fethullah’a sempati duymamıştır’ sözlerini hatırlatan Kemalbay, şunları söyledi: “Aslında demek istediği bütün AKP’nin bu yapıya sempati duyduğudur. AKP ile Cemaati ayrıştırmak mümkün değil. O yüzden yapılan Fethullahçı yapıyı tasfiye etmek değil, halkların mücadelesini engellemeye yöneliktir. OHAL’in işçiler emekçiler için cehennem, sermaye için cennet olduğunu görüyoruz.”
‘AKP, KÜRT DÜŞMANLIĞI İLE AYAKTA DURUYOR’
OHAL olmadan AKP’nin ülkeyi yönetecek bir fikrinin olmadığını da söyleyen Kemalbay, “O yüzden halkların ve emekçilerin mücadelesi birleşerek verilecek demokrasi ve barış mücadelesi, bu çürüyen sisteme yönelmek durumdadır. Eğer bugün AKP ayakta duruyorsa, bunun nedeni Kürt düşmanlığıdır. Buna karşı ancak Rojava halkının Efrin halkının yanında durarak Erdoğan’ın elindeki bu silahı alabiliriz” diye konuştu.
Kemalbay, “Yaşanan ülkenin beka sorunu değil, AKP’nin beka sorunudur. Bütün bunlara karşı söylememiz gereken şey, ‘sen günahlarını bayrak ile gizleyemezsin’ demektir” şeklinde konuştu.
‘DİRENENLERİN MÜCADELESİ İLE SELAMLIYORUM’
Çalışma Bakanı’nın, asgari ücret konusunda “işçilerden fedakarlık bekliyoruz” sözlerini de hatırlatan Kemalbay, “Kendileri zevk û sefa içerisinde yaşarken, dememiz gereken haramilerin bu saltanatına izin vermeyeceğiz demek olmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Gücümüzü sokakta ve her alanda birleştirmemiz ve büyütmemiz gerekiyor” diyerek, ortak mücadele çağrısında bulunan Kemalbay, sözlerini “Geri adım atmıyoruz, bulunduğumuz alanlarda ilkelerimizle mücadeleye devam ediyoruz. Mutlaka kazanacağımıza inancımız sonsuz. Nuriye ve Semih’in mücadelesi ile sevgili Selahattin ve Figen’in mücadelesi ile sizleri selamlıyoruz” diyerek noktaladı.
