HABER MERKEZİ - Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı ile manifestosu, 2025’in temel gündemi oldu. Kürtler, bir yandan sürece sımsıkı sarıldı, diğer yandan barış, demokratik ulusal birlik ve anadilde eğitim için alanlarda oldu.
İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde tutulan Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın Kürt sorununun çözümü ve ülkenin demokratikleşmesine yönelik yaptığı tarihi çağrılar 2025 yılına damga vuran gelişmeler oldu. Yarım asırlık mücadelesiyle Kürtleri temel siyasi aktör haline getiren PKK, Abdullah Öcalan'ın çağrısıyla kendisini feshetti ve geri çekilme sürecini başlattı.
26 yılı aşkın bir sürenin ardından Abdullah Öcalan'ın görüntülü mesajının yayınlanması kamuoyunda büyük bir yankı uyandırdı. 2025 yılı ayrıca Kürtlerin örgütlülüğünü arttırdığı ve özel savaş politikaları ile ekolojik yıkıma karşı mücadelenin öne çıktığı bir yıl oldu.
Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü ile barış taleplerini merkezine alan Kürtlerin 1 yılını derledik.
'ÖZGÜRLÜK' TALEPLİ EYLEMLER
Kürtler, yıl boyunca Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle çeşitli eylem ve etkinlikler düzenledi. 2 Şubat’ta İstanbul, 8 Şubat’ta Amed ve 9 Şubat’ta Mersin’de “Özgürlük İçin Barış” mitingleri düzenlendi. Abdullah Öcalan’a dönük uluslararası komplonun yıl dönümü olan 15 Şubat'a kadar bir dizi eylem ve etkinlik yapıldı. 15 Şubat'ta birçok kentte kitlesel yürüyüş, açıklama ve etkinliklerle komplo protesto edildi. İstanbul'un Bakırköy ilçesinde bulunan Özgürlük Meydanı ile Amed'de bulunan Şêx Seîd (Dağkapı) Meydanı, kitlesel yürüyüşlerin yapıldığı yerler oldu.
Bu kapsamda Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde 14 Ağustos’ta Amed’de “Barış ve Demokratik Toplum Yürüyüşü" düzenlendi. Öcalan'ın özgürlüğünün haykırıldığı yürüyüşe onbinlerce kişi katıldı.
Komplonun startının verildiği 9 Ekim 1998 tarihinin yıl dönümünde birçok kentte açıklama yapıldı. İstanbul ve Amed’de “Özgür Önderlikle Özgür Topluma” şiarıyla yürüyüş yapıldı. 12 Ekim’de ise Êlih’te “Demokratik toplum ve özgürlük” şiarıyla “Özürlük Mitingi” düzenlendi.
KADINLAR ANKARA'YA YÜRÜDÜ
Özgür Kadın Hareketi, 1 Ekim’de Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması talebiyle Amed’den Ankara’ya yürüyüş başlattı. “Umutla özgürlüğe yürüyoruz” şiarıyla başlayan yürüyüşe yüzlerce kadın katıldı. Bir hafta boyunca süren yürüyüş 7 Ekim’de Ankara’da sonlandı. Ankara Güvenpark’ta açıklama yapan kadınlar, “Öcalan’ın müzakereci siyaset önerisine uyulsun” çağrısı yaptı. Meclis'te "Bijî Serok Apo" sloganı yükseldi.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), TJA ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti), Wan'da "Tecrit değil, özgürlük kazanacak" şiarıyla onbinlerin katılımıyla miting düzenledi.
'UMUT HAKKI' MÜCADELESİ DURMADI
Abdullah Öcalan ve siyasi tutsakların "umut hakkı"nın sağlanması için birçok hukuki girişim, açıklama, yürüyüş ve panel gibi eylem organize edildi. Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED) ile Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD), 31 Mayıs’ta Amed’de "Demokratik toplum ve umut hakkı” konulu geniş katılımlı bir panel düzenledi.
Türkiye’de hak ve hukuk örgütleri, 24 Temmuz’da Abdullah Öcalan ile tutsaklar Emin Gurban, Hayati Kaytan ve Civan Boltan’ın "umut hakkı" için Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne bildirimde bulunarak, AİHM kararlarının uygulanması için gerekli adımların atılması talebinde bulundu.
Asrın Hukuk Bürosu, 25 Temmuz’da "umut hakkı" için Bakanlar Komitesi’ne bildirimde bulunarak, 11 yılı aşkın süredir Türkiye’nin adım atmaması nedeniyle ihlal prosedürünü başlatmasını istedi.
14 Eylül: Kürdistan kentleri başta olmak üzere birçok kentte eş zamanlı "umut hakkı"na dair açıklama yapıldı.
16 Eylül: Kadın Zamanı Derneği, Mimoza Kadın Derneği, Rosa Kadın Derneği ve Star Kadın Derneği, komiteye “umut hakkı” mektubu gönderdi. Mektupta AİHM kararının uygulanması talep edildi.
17 Eylül: Wan’da ve Amed’de Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde "umut hakkı" için binlerce kişinin katıldığı yürüyüş gerçekleştirildi. Abdullah Öcalan'ın dev posterlerinin açıldığı yürüyüşler, "Halklar, Önderinin umut hakkı için yürüyor" ve “Önder Apo’nun umut hakkı için özgürlüğe yürüyoruz” şiarlarıyla gerçekleştirildi.
Bakanlar Komitesi, 15-17 Eylül tarihlerinde gerçekleştirdiği toplantı sonrası açıkladığı ara kararda, Abdullah Öcalan’ın “umut hakkı” ile ilgili Türkiye’yi gecikmeden adım atmaya çağırarak, Meclis’te kurulan komisyonun gerekli adımlar için kullanılabileceğini belirtti.
TARİHİ ÇAĞRI VE MANİFESTO
27 Şubat'ta Kürt sorununun çözümüne dair yeni bir kapı aralandı. Abdullah Öcalan, kendisiyle görüşen İmralı Heyeti üyeleri ve İmralı'daki tutsaklarla birlikte "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı" yaptı. Öcalan, mesajında “Varlığı zorla sona erdirilmemiş her çağdaş cemiyet ve partinin gönüllü olarak yapacağı gibi devlet ve toplumla bütünleşme için kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir” diye kaydetti.
Tüm dünyada geniş yankı uyandıran çağrı, yıl boyunca en çok tartışılan konu oldu. Yanı sıra Abdullah Öcalan’ın yeni sürece dair Barış ve Demokratik Toplum Manifestosu da Kürtlerin temel gündemi haline geldi. Bazı kentlerde "manifesto kampları" kurulurken, manifestoda yer alan "kastik katil", "komün", "demokratik toplum", "demokratik entegrasyon" ve "demokratik sosyalizm" gibi başlıklara dair yıl boyunca çeşitli panel, konferans ve çalıştaylar düzenlendi.
DEM Parti, 6-7 Aralık tarihinde İstanbul’da “Uluslararası Barış ve Demokratik Toplum Konferansı” gerçekleştirdi. Nobel Ödüllü isimlerin de içerisinde yer aldığı dünyadan çok sayıda aydın ve yazar konferansa katıldı. Abdullah Öcalan'ın konferansa gönderdiği mesaj çokça tartışıldı. Öcalan'ın sosyalizme dair görüşleri halen birçok çevrenin temel gündemi.
BARIŞ İÇİN İMZA KAMPANYALARI
16 Ocak: HDK, Meclis'e iletmek üzere "Barış İçin 1 Milyon İmza" kampanyası başlattı. İstanbul’da açıklanan deklarasyonla startı verilen kampanya kapsamında çeşitli etkinlikler düzenlendi. 19 Temmuz’da Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) Kürdistan kentlerindeki odaları “Barış ve Demokratik Toplum” sürecine dair taleplerini açıklayarak, imza kampanyası başlattı.
YÜZLERCE MERKEZDE 'SÜREÇ' BULUŞMASI
DEM Parti, Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında yıl boyunca yüzlerce merkezde halk toplantısı düzenledi. "Toplumsal Barış ve Özgürlük Buluşmaları" kapsamında halk toplantıları, çeşitli etkinlikler ve mitingler düzenlendi. 2 Mart’tan itibaren Abdullah Öcalan’ın çağrısını anlatmak üzere en az 100 merkezde “Demokratik Toplum Buluşmaları” kararı alındı. Türkiye ve Kürdistan kentlerinde ev ev, mahalle mahalle yapılan ziyaretlerin yanı sıra kitlesel halk buluşmaları da yapıldı. 1 Haziran'da ise en az 2 bin noktada buluşma gerçekleştirme kararı alındı ve en az bin 500 noktada halk toplantısı gerçekleştirildi. “Demokratik Toplum Buluşmaları” yıl sonuna kadar devam etti. HDK de 19 Nisan’da “Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları” kapsamında "halk kürsüleri" kurdu.
MİLYONLAR NEWROZ ALANLARINDA
2025 yılı Newroz kutlamaları görkemli geçti. 89 merkezi yerde gerçekleştirilen Newroz kutlamalarına milyonlar katıldı. "Rêbertiya Azad Civaka Demokratîk" ve "Özgürlük İçin Demokratik Toplum" şiarlı kutlamalar kapsamında ilk ateş, Amed'in Licê ilçesinde yakıldı. Abdullah Öcalan’ın Newroz değerlendirmeleri, Amed ve İstanbul'da milyonlara dinletildi. Tüm kutlamalarda ortak talep, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü oldu. 2025 yılında kimi ilkler de yaşandı. Erzîngan’da 2017’den bu yana kutlanmayan Newroz Bayramı, bu yılda "Rêbertiya Azad Civaka Demokratîk" şiarıyla kutlandı. Kırşehir'de de 2015 yılından sonra ilk kez kutlama yapıldı.
4 NİSAN KUTLAMALARI
Bu yılki 4 Nisan kutlamaları daha kitlesel geçti ve ilklere sahne oldu. Kadınlar ve gençlerin öncülüğünde “Özgür Önderlik ile Demokratik Topluma” şiarıyla Riha’nın Xelfetî ilçesinde 2 gün süren “4 Nisan Festivali” düzenlendi. Festival öncesi DEM Parti Gençlik Meclisi tarafından 1 Nisan'da Amed’den Xalfetî’nin Amara mahallesine doğru yürüyüş başlatıldı. 3 Nisan’da başlayan festivale çevre illerden de birçok kişi katıldı. Festivalin ilk gününde kadınlar, Abdullah Öcalan’ın 76’ncı yaşını simgeleyen 76 meşale yakarak, yürüyüş gerçekleştirdi. Festivalin ikinci gününde ise Amara Mahallesi’ne yürüyüş yapıldı ve Abdullah Öcalan’ın doğduğu evde kutlama yapıldı. Abdullah Öcalan’ın 76’ncı yaş dönümü dolayısıyla birçok kentte de çeşitli etkinlikler düzenlendi. Wan’da bulunan Çiyayê Reş Dağı’ndaki (Erek Dağı) kutlaması dikkat çekti.
1 MAYIS’TA BARIŞ MESAJLARI
1 Mayıs kutlamalarına "demokratik toplum ve barış" mesajları damga vurdu. Kürdistan kentlerinde 1 Mayıs kutlamalarında Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması, barış ve demokrasi talepleri yükseldi. Amed'de İstasyon Meydanı’ndaki 1 Mayıs kutlamasına binlerce işçi ve emekçi katıldı.
15 BARODAN 'POZİTİF BARIŞ' AÇIKLAMASI
Kürdistan’da bulunan 15 baro, PKK’nin Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine gerçekleştirdiği kongrede aldığı fesih kararına dair ortak açıklama yaptı. Açıklamada “Pozitif barışı inşa etmeliyiz” çağrısı yapıldı.
KADINLAR 'ÇÖZÜM' İÇİN YÜRÜDÜ
TJA öncülüğünde kadınlar, 31 Mayıs’ta “Toplumsal barış ve demokratik çözüm için kadınlar yürüyor” Amed’de bulunan Şemse Allak Yaşam Parkı’ndan Ulu Cami’ye yürüyüş gerçekleştirdi. Temel talep, cinsiyetçi, milliyetçi ve dinci öğelerden arındırılarak, kadın özgürlükçü bir perspektifle hukuki düzenlemeler yapılması oldu.
ABDULLAH ÖCALAN İLE GÖRÜŞME BAŞVURULARI
24 Haziran’da Wan Kadın Platformu, Abdullah Öcalan ile görüşme talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvuru yaptı. Gazeteciler başta olmak üzere birçok kesimden isimler de benzer taleple bakanlığa başvuruda bulundu.
Aralarında gazeteci, yazar, akademisyen, sendikacıların da olduğu Avrupa’nın farklı ülkelerinden 39 isim, Abdullah Öcalan ile görüşmek için 2 Temmuz’da İstanbul’a geldi. Heyet, Abdullah Öcalan ile görüşme talebini içeren dilekçelerini Asrın Hukuk Bürosuna iletti. Heyet, sürecin demokrasiye ulaşabilmesi için Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması çağrısında bulundu.
1 EYLÜL’ÜN STARTI ÖCALAN’IN MEMLEKETİNDE VERİLDİ
Demokratik Kurumlar Platformu, 1 Eylül Dünya Barış Günü etkinliklerinin startını 31 Ağustos'ta Abdullah Öcalan’ın memleketi Riha'da düzenlenen miting ile verildi. Haliliye ilçesindeki Nova Park’ta yapılan mitingde, Abdullah Öcalan’ın 1 Eylül mesajı okundu. Abdullah Öcalan, 1 Eylül dolayısıyla gönderdiği mesajında, “Gerçek barış; özgürlüğün, demokrasinin ve toplumsal adaletin yaşamın bütün alanlarında vücut bulmasıyla mümkündür. Bu toplumsal dönüşüm önümüzdeki yeni dönemin temel görevidir” dedi. Türkiye ve Kürdistan kentlerinde kutlanan 1 Eylül mitinglerinde “Barışta ısrarcıyız” mesajı öne çıktı.
ULUSAL BİRLİK ÇALIŞMALARI
Kürtlerin demokratik ulusal birliğine dönük tartışmalar yıl boyunca devam etti. TJA, 1’inci Kürt Kadın Parlamenterler Konferansı gerçekleştirdi. “Siyaseti demokratikleştirelim, demokratik toplumu inşa edelim" şiarıyla gerçekleştirilen konferansa, Kürdistan, Ortadoğu ve Avrupa’dan çok sayıda Kürt kadın parlamenter katıldı. Demokratik toplum inşasının öne çıktığı konferansta, önemli başlıklardan biri de ulusal birliğin önemi ve sağlanması oldu.
21 Haziran: Kürt Kadın Birliği Platformu, "Bi yekitiya jinên kurd, ber bi yekitiya neteweyî ye" şiarıyla 2 gün süren 3'üncü Kürt Kadın Platformu Konferansı gerçekleştirdi. Kadınların ulusal birlikte öncü rol oynamaları gerektiği mesajı verilen konferans sonucunda birlik içinde “Kadın ittifakı sekreteryası” oluşturuldu.
27 Temmuz: Demokratik Birlik İnisiyatifi, “Birlik Amacıyla Barışa Doğru” şiarıyla Agirî’nin Bazîd (Doğubeyazıt) ilçesinde “Kürt Ulusal Birliğinin Önemi” adlı konferans düzenledi. Sonrasında farklı kentlerde de benzer konferanslar düzenlendi.
Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük yılın ilk aylarında gerçekleştirilen saldırılar, kitlesel eylem ve etkinliklerle protesto edildi. Türkiye'ye bağlı paramiliter grupların saldırıları yılın ilk aylarında da devam etti. Buna karşı sınır kentlerinde nöbet eylemleri başlatıldı. Qamişlo kentinin sınırındaki Mêrdîn'in Nisêbîn (Nusaybin) ilçesi, nöbet eyleminin başlatıldığı kentlerden oldu. Ocak ayı boyunca devam eden eyleme binlerce kişi katıldı. Riha'nın Pirsûs (Suruç) ilçesinde de nöbet eylemi başlatıldı. 28 Ocak'da Şêx Sêîd (Dağkapı) Meydanı’nda kitlesel bir oturma eylemiyle saldırılar protesto edildi.
ÖZGÜR BASIN'A BASKILAR SÜRDÜ
Özgür Basın emekçilerine dönük baskılar bu yılda da devam etti. Gazeteciler Reyhan Hacıoğlu, Rahime Karvar, Necla Demir, Ahmet Güneş, Welat Ekin, Vedat Örüç, Eylem Babayiğit ve Öznur Değer, mesleki faaliyetleri nedeniyle tutuklandı. Gazetecilerin tümü haklarında açılan davaların ilk duruşmalarında tahliye edildi.
KAYYIMA KARŞI DİRENİŞ
DEM Parti belediyelerine dönük kayyım uygulamaları da sürdü. 29 Ocak’ta Sêrt Belediyesi'ne, 15 Şubat'ta Wan Büyükşehir Belediyesi'ne, kayyım atandı. Wan’daki kayyıma karşı günlerce protesto eylemleri gerçekleştirildi. 100’den fazla kişi gözaltına alındı ve şiddete maruz kaldı. 6 gazeteci de gözaltına alındı. Wan Büyükşehir Belediyesi kayyımı, alelacele 223 kişinin işine son verdi. İşçilerin eylemi halen devam ediyor.
KAYTAN VE ALTUN ANMALARI
PKK’nin 12. Kongre kararlarına dair açıklamada, hareketin kurucularından Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun'un yaşamını yitirdiği açıklandı. Amed başta olmak üzere onlarca kentte Kaytan ve Altun için anma programları düzenlendi.
HASTA TUTSAKLAR UNUTULMADI
Ağır sağlık sorunlarına rağmen tahliyeleri engellenen tutsakların özgürlüğü için girişimler devam etti. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ile Mezopotamya Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), 7 Mayıs-4 Haziran tarihleri arasında 16 kentte açıklama yaptı. Wan başta olmak üzere birçok kentte de hasta tutsaklar için çeşitli eylem ve etkinlikler düzenlendi.
KIRMANCKÎ MECLİSİ KURULDU
Kürtçeye dönük baskılar devam ederken, dil dernekleri buna karşı yıl boyunca ayaktaydı. Eylemlerde Kürtçenin resmi ve eğitim dili olması talebi öne çıktı. 21 Şubat Dünya Anadil Günü kapsamında kitlesel eylemlerle “Kürtçeye statü” çağrısı yapıldı. Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER), 9 Mayıs’ta Kirmanckî Meclisi’sinin kuruluşunu ilan etti.
PENa Kurd 10 Mayıs’ta Çand Amed Kongre Merkezi'nde "Girona manifestosunun maddelerini uygulamak" konulu konferans düzenledi. Konferansta konuşan dil bilimciler ve yazarlar, Kürtçenin yaşatılması için herkese sorumluluk düştüğünü vurguladı.
15 Mayıs Kürt Dil Bayramı etkinlikleri “Kürtçeye Statü, Kürtçe Eğitim” şiarıyla gerçekleştirildi. 4 Mayıs’ta başlayan etkinlikler 1 Haziran’a kadar devam etti. MED-DER ile Amed Kürt Enstitüsü, 20 Mayıs’ta Şêx Sêid Meydanı’ndan Keçi Burcu’na binlerin katılımıyla yürüyüş gerçekleştirdi.
ÖHD de Kürtçeye dair yıl içinde 5 talep sıraladı. Talepler arasında Kürtçenin eğitim dili olması ve anayasal güvence altına alınması istendi. Ayrıca imza kampanyası başlatıldı.
Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında Meclis'te kurulan komisyonda Barış Anneleri'nin Kürtçe konuşmasına izin verilmedi. 20 Ağustos tarihli oturumda, Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından anneler engellendi.
İzmir'in Konak ilçesindeki Avesta Dil ve Kültür Araştırma Derneği, 1 Ağustos tarihinde mühürlendi. Eskişehir Kurdi Topluluğu’nun üniversite öğrencileri için başlattığı Kürt kurs, Odunpazarı İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından "izinsiz eğitim faaliyet" gerekçesiyle engellendi.
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), Amedspor’a formasında yer alan “Koma Me Bona We” Kürtçe reklam sloganı gerekçesiyle 110 bin TL para cezası kesti.
UYUŞTURUCU KARŞI MÜCADELE
Tüm toplumu tehdit eden bir boyuta ulaşan madde bağımlılığı ve fuhuş da Kürdistan'ın temel gündemiydi. Bu konuda farkındalık, duyarlılık ve etkili bir mücadeleyi oluşturmak için 26 Nisan’da Amed’de kitlesel bir yürüyüş gerçekleştirildi ve "Şiyar Be Platformu" kuruldu. Platform, birçok eylem ve etkinlik düzenledi. 2 Ağustos'ta Êlih'te, 4 Ekim’de Şirnex’te, 30 Kasım’da Mêrdîn’de ve 6 Aralıkta Wan’da kitlesel yürüyüşlerle benzer platformların kurulduğu ilan edildi.
Benzer bir mücadele fuhuşa karşı da ortaya kondu. Kadınlar, Licê ilçesinde 14 Aralık’ta “Uyuşturucu, fuhuş ve özel savaş politikalarına karşı yürüyoruz” şiarıyla yürüyüş gerçekleştirdi. Dersim’de de benzer bir yürüyüş gerçekleştirildi. Yanı sıra ev ziyaretleriyle farkındalık çalışmaları yürütüldü.
IRKÇI SALDIRILAR
İstanbul'un Bayrampaşa ilçesinde 13 Temmuz’da piknikten dönen bir aile ırkçı saldırıya maruz kaldı. Aile fertleri, araçlarında dinledikleri Kürtçe müzik nedeniyle polisin fiziki saldırısına uğradı. Darp edilerek gözaltına alınan aile üyeleri, “adli kontrol” şartıyla serbest bırakıldı. Aile üyelerinden 7 aylık hamile olan ve polisin karnına tekme atması sonucu hastanelik olan Zeynep Yaman ise, sezaryenle doğum yapmak zorunda kaldı.
11 Ağustos’ta Mersin Çamlıyayla ilçesine bağlı Kisecik köyünde, 8 kişilik bir aile de geziden döndükleri esnada Kürtçe konuştukları için ırkçı saldırıya uğradı. Riha'nın Sêwerek (Siverek) ilçesinden Niğde’nin Bor ilçesine mevsimlik işçi olarak giden yurttaşlar, 29 Ağustos’ta ırkçı saldırıya maruz kaldı.
TAZİYEYE ENGEL VE MEZARLIKLARA SALDIRI
Taziye engelleleri ile mezarlıklara dönük saldırılar bu yılda da devam etti. Federe Kürdistan Bölgesi kırsalında yaşamını yitiren HPG'li Abdurrahim Erzen için 15 Nisan’da Şirnex'in Cizîr (Cizre) ilçesine bağlı Cudi Mahallesi’nde taziye kurulmak istendi. Polisler, ailenin taziye evinde kurmak istediği taziyeye engel oldu. YJA Star üyesi Şirin Işık (Arvîn Çirav Botan) ile HPG’liler Ferhat Tünç ve Adem Gök'ün (Nizar Cizîrî) taziyeleri de polisler tarafından engellenmek istendi.
Licê ilçesinde bulunan Çemê Elika (Birlik) mahallesinin Kêlesi mezrasında HPG’li Rojhat Önkol ve YJA Star'lı Azize Önkol kardeşlerin mezarları askerler tarafından yıkılmak istendi. Askerler, İçişleri Bakanlığı tarafından savcılığa mezarların yıkılması yönünde talimat verildiğini aileye aktardı. Taziye ve cenazelere dönük saldırılar kitlesel ziyaretler ve yürüyüşlerle yıl boyunca protesto edildi.
EKOLOJİK TAHRİBAT
Kürdistan doğası da yıl boyunca hedefteydi. Şırnex'in Qileban (Uludere) ilçesi kırsalındaki Sket Yaylası’nda özel bir şirketin maden çalışmaları köylülerin tepkisine neden oldu. 3 Ağustos’ta bölgede nöbet eylemi başlatıldı.
Şirnex'in Gabar, Cudî, Cilênimêja dağları ile Besta, Komato, Qaşuran bölgelerinde korucular ağaç kesimine devam etti. Şirnex Ekoloji Platformu, kentteki doğa talanı ve ağaç kıyımına karşı 29 Temmuz'da “Eko kırım insanlık suçudur” imza kampanyası başlattı.
8 Ağustos: Licê ilçesine bağlı Koçmarin Mahallesi’ndeki maden faaliyetleri ve mahallenin suyunun kesilmesine karşı şantiye önünde mahalle sakinleri eylem yaptı.
10 Ağustos: Çewlîg'in Kanîreş (Karlıova) ilçesine bağlı Licik köyünün yerleşim alanında yapılan jeotermal su arama çalışmasına karşı halk yürüyüş geçekleştirdi.
9 Eylül: Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde, Şirnex ve ilçelerinde süre gelen eko kırıma karşı "Eko kırıma geçit yok, doğa talanına karşı yürüyoruz" şiarıyla Besta'da bir gece nöbet tutuldu. Besta’daki son 5 yıllık tahribat yerinde gözlemlendi. Birçok yurttaş, yasaklı olması nedeniyle yıllar sonra arazilerini görebildi.
MA / Diren Yurtsever
