Oluç: Kürt sorunu zihniyet değişimiyle çözülebilir

img
ANKARA - HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesinin iktidar tarafından savaşa gerekçe yapıldığını belirterek, Kürt sorununda çözümün ancak zihniyet değişimiyle mümkün olduğunu söyledi. 
 
“Çözüm” olarak adlandırılan sürecin sonlandırılarak, savaş sürecine geçişin gerekçesi yapılan Urfa’nın Ceylanpınar ilçesinde iki polisin öldürülmesi olayının üzerinden 6 yıl geçti. PKK Lideri Abdullah Öcalan ile devlet heyeti arasında 3 Ocak 2013’te başlayan süreç, iki yıl süren görüşmelerin ardından açıklanan Dolmabahçe Mutabakatı’yla yeni bir döneme evrildi. Devlet ve hükümet yetkilileri ile İmralı Heyeti’nde yer alan isimlerin katılımıyla Dolmabahçe Sarayı’nda açıklanan mutabakat, daha sonra AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından reddedildi. Erdoğan’ın “Doğru bulmuyorum” diyerek süreci sonlandırılmasıyla PKK Lideri Öcalan’a yönelik tecrit yeniden devreye konuldu. 
 
Sürecin sonlandırılmasıyla DAİŞ’in 5 Haziran’da Diyarbakır’da, 20 Temmuz’da Urfa’nın Suruç ilçesinde düzenlediği bombalı saldırılarla adım adım gidilen çatışmalı süreç, Ceylanpınar’da 22 Temmuz’da iki polisin öldürülmesi gerekçe yapılarak, Kandil’e yönelik hava saldırılarıyla 24 Temmuz’da resmen başlamış oldu. 
 
“Çözüm” sürecinin sonlandırılarak yeniden savaşa dönülmesini, “faili meçhul”e bırakılan Ceylanpınar olayını ve Kürt sorununun çözümsüzlüğünü, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ile konuştuk. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile devlet arasında yürütülen “çözüm” sürecini sonlandıran iktidarın, yeniden savaş konseptini devreye koyduğu 24 Temmuz’un yıldönümündeyiz. Ceylanpınar’da iki polisin ölümü yeniden çatışmalı sürece gerekçe yapıldı. Ancak Ceylanpınar cinayeti “faili meçhule” bırakıldı. Bugün baktığımızda, Ceylanpınar olayının perde arkasında ne vardı?
 
Öncelikle bir noktayı açıklığa kavuşturmak gerekiyor. Aradan yıllar geçti, tartışılırken unutuluyor. 24 Temmuz, çözüm sürecinin bitirildiği gün değildir. Daha öncesinde, 28 Şubat 2015’te Dolmabahçe Mutabakatı’nın bizim İmralı Heyetimiz, hükümet ve devlet heyetiyle birlikte okunması, birlikte bir görüntü verilmesinden sonra yaşananlarla süreç bitirildi. Yanlış hatırlamıyorsam, Nisan başında Cumhurbaşkanı Erdoğan Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımadığını ilan etmiş “Ne mutabakatı” demişti. Dolayısıyla sorun Dolmabahçe Mutabakatı’nın tanınmadığının açıklanmasıyla birlikte ortaya çıktı. 5 Nisan’dan sonra İmralı’daki görüşmelerin sonlandırılması, tecridin yeniden başlatılması, çözüm sürecinin bitirilmesinin en net işaretidir. Daha sonra 7 Haziran seçimleri gerçekleşti. HDP çok önemli bir sonuç elde etti. 24 Temmuz’da ortaya çıkan ise tekrardan çatışmanın başlamasıyla ilgili bir durumdur. Dolayısıyla “çözüm süreci” olarak adlandırdığımız dönemin bitişi, Dolmabahçe Mutabakatı’nın kabul edilmemesi ve inkar edilmesiyle ortaya çıkmıştır.
 
 
Ceylanpınar tam bir faili meçhul oldu. Bunun failleri kimdir, bu provokasyon kim tarafından yapıldı, hazırlandı, devreye konuldu? Bunların cevabı hiçbir zaman verilemedi. 
 
Ceylanpınar’da yaşanan cinayetin gerçek failleri ise bulunmadı. Gözaltılar oldu, tutuklamalar oldu, yargılamalar başladı... Yargılamaların sonunda herkes beraat etti ve aslında faillerin kim olduğu ortaya çıkmadı. Bunun failleri kimlerdir, bu provokasyon kimler tarafından yapıldı, hazırlandı ve devreye konuldu. Bu soruların cevabı hiçbir zaman verilemedi. Ceylanpınar yeniden çatışmalı sürecin başlamasının işaret fişeği oldu. Failleri belli olmayan bu hazırlanmış provokasyon elbette ilk değildir. Daha öncede yakın tarihimize baktığımızda kritik anlarda bu tür provokasyonların yaşandığını görürüz. Ceylanpınar da işte böyle bir provokasyon olarak tarihe geçti. Tekrar çatışmaarın başlatılması için iktidar tarafından bahane olarak kullanılmıştır.
 
 İmralı Adası’nda görüşmeler provokasyonla başladı. İlk olarak 9 Ocak’ta 3 Kürt kadın siyasetçi Sakine Cansız, Leyla Şaylemez ve Fidan Doğan katledildi. Benzer provokasyonlar oldu ancak Öcalan’ın müdahalesiyle görüşmeler sürdürüldü. Ceylanpınar olayının çatışmalı sürece evrilmesinde, Öcalan ile görüşmelerin engellenmesinin etkisi var mı?
 
Ağırlaştırılmış mutlak tecridin başlamasıyla birlikte her türlü provokasyonla çatışmalı sürece geçişin yapıldığı bir dönem yaşanmaya başlandı. 5 Nisan’da tecridin tekrar başlatılması ve görüşmelerin kesilmesi, olabilecek provokasyonlar için çok önemli bir işaretti. O zaman da söyledik. Hatta Sayın Öcalan o zaman İmralı Heyeti’ne ‘Son görüşmemiz olabilir’ diye bir öngörüde de bulundu. İktidar, arada 7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını görmek istedi. Onun sonucunda HDP güçlü bir pozisyon elde etti. 80 milletvekili çıkararak, yüzde 13 oy aldı. Tek başına AKP’nin hükümet kurmasını engelleyen bir sonuç ortaya çıkardı. Bununla birlikte yaşanan bir dönem var, ondan sonra 1 Kasım’a doğru 24 Temmuz’la birlikte çatışmalı, ciddi katliamların yaşandığı bir süreç ortaya çıktı. 20 Temmuz Suruç Katliamı, ardından 10 Ekim Gar Katliamı yaşandı, öncesinde 5 Haziran Diyarbakır mitingimize yapılan bombalı saldırı var. Sürece baktığımızda, bütün bunların hepsi, aslında arka arkaya dizilmiş olan katliamlar ve provokasyonlardır.
 
 “Çözüm” sürecinde toplumda büyük bir barış umudu doğdu. Çözüm için böylesi bir fırsat varken, iktidar neden savaşa sarıldı? 
 
Bu aslında çokça tartışılan bir konu ve bunun çeşitli yanları var. Geçtiğimiz hafta AKP Genel Başkanı, Amed’e yaptığı ziyarette çözüm sürecine dair konuştu. Çözüm sürecinin HDP tarafından bitirildiğini iddia etti. Doğru değil elbette o günleri hatırlayacak olursak hem Dolmabahçe Mutabakatı’nın ortaya çıkmasında hem de onun ertesinde sürecin pozitif bir şekilde ilerlemesi için parti olarak elimizden geleni yaptık. Özellikle Dolmabahçe Mutabakatı’ndan sonra sürece dair toplumda beklentiler çok yükseldi. Toplum aslında barış istiyordu. O dönem yapılan kamuoyu yoklamalarını da hatırlayacak olursak, Türkiye’de barışın olmasını isteyen, demokratik ve barışçı bir çözümün Kürt sorununda ortaya çıkmasını, sürecin olumlu olmasını isteyen çok geniş bir kesim vardı. “Çözüm süreci” diye adlandırılan dönemin, toplumda büyük destekçisi vardı. Bütün kamuoyu yoklamaları bunu gösteriyordu. HDP de aslında çözüm sürecinin olumlu bir şekilde sonuçlanması için çaba sarf ettiğinden dolayı, bu barışçı ortamdan dolayı 7 Haziran seçimlerinde çok ciddi destek aldı. Çünkü toplumun tüm kesimleri barışı istiyordu. HDP’nin büyümesi ve potansiyeli iktidarı ve devlet yapısını rahatsız eden bir konu oldu. 
 
 
Bütün bunlar devlet ve iktidar yapısının çözüm sürecini sona erdirerek, hem ülke sınırları içerisinde hem de Suriye’de çatışmacı bir dönemi yeniden başlatmasına yol açtı… 
 
Hatırlarsak Ekim 2014’te yapılan MGK’sında Kürt hareketine yönelik “Çöktürme Planı” gibi bir kararı alınmıştı. Böyle bir plan olduğu ortaya çıktı. İktidar, bu planı uygulayacağı zamana dair hazırlık yapıyordu. Özellikle 7 Haziran seçimlerinde ortaya çıkan başarılı durum, iktidarın çözüm sürecinden kazanmadığını, kaybetmekte olduğunu gösterdi. Toplumdaki barış talebinin karşılanması iktidara değil, muhalefete yaradı. Ama konuyu sadece seçimlere bağlayarak, değerlendirmek doğru olmaz. Yine bütün değerlendirmeleri yaparken, Ortadoğu’da, Suriye’de ve Irak’ta yaşanan gelişmeleri göz önünde bulundurmak gerekiyor. Rojava’da o dönem yaşananları görmek gerekiyor. Özellikle Kobanê’nin direnişi ve sonuçlarını, ardından IŞİD’in Suriye’de yapmaya çalıştıklarını göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bir taraftan Suriye’deki gelişmeler bu süreci etkileyen ve belirleyen bir özellik taşırken diğer taraftan da Türkiye’deki gelişmeler yaşanıyordu. Bütün bunlar devlet ve iktidar yapısının çözüm sürecini sona erdirip hem ülke sınırları içerisinde hem de Ortadoğu ve Suriye’de çatışmacı bir dönemi yeniden başlatmasına yol açtı… Bugüne kadar da bunun etkilerini görüyoruz. 
 
 İktidarın Suriye politikasının sonucu mu? 
 
Bunu tarihsel olarak geleneksel devlet politikalarından kopuk ele alacağımız bir şey değil. Geleneksel devlet politikası, Kürt halkının sadece Türkiye sınırları içinde değil, yaşadığı her yerde bir hak ve statü kazanması karşısında son derece düşmanca bir tutum sergilemiştir. Tarihte de böyleydi, son dönemlerde de böyle oldu. Özellikle Suriye ve Irak’taki gelişmeler bu süreçte önem arz ediyor. Geleneksel anlayış tekrardan güç kazandı ve Kürtlerin Ortadoğu’da herhangi bir sınır içinde herhangi bir ülkede statü kazanmasını engellemek için adım atmaya başladı. Yani bunu tarihsel politikalardan ayrı düşünmemek gerekiyor ve elbette bir başka yanı da bu iktidarın El Kaide türevi El Nusra, Ahrar -ül Şam ve IŞİD gibi çeşitli yapılarla kurduğu ilişkiler ve Suriye’ye dönük vekalet savaşı içinde bulunmasıdır. Hatırlayalım, “Kobanê düştü, düşecek” lafından sonra yaşananları… 
 
Tüm bu beklentiler geleneksel devlet politikasıyla örtüştü ve bugüne kadar bu çatışma politikaları sürdürüldü. Geleneksel devlet politikasının Kürt halkına yaklaşımındaki yanlışlar bir kez daha yaşananlarda ortaya çıktı. Biz bunları yaşanmadan önce de söyledik; politik uyarılarımız yaptık. Suriye ve Irak’ta yaşayan Kürt halkı Türkiye’nin düşmanı değildir. Tam tersi Türkiye’de yaşayan Kürt akrabalarıdır, kardeşleridir, dostlarıdır. Her zaman hem Irak’ta hem de Suriye’de yaşayan Kürtler, Türkiye’ye barış elini uzatmıştır. Düşmanca bir politika içerisine girmemiştir. Düşmanlık yanlıştır dedik, yanlış politikalar ve yanlış uygulamalara destek verilmesi, vekalet savaşı aynı zamanda bölgede çözümsüzlüğü ve küresel güçlerin etkinliğinin artmasına da yol açar dedik. Biz söyledik ama anlatmaya gücümüz yetmedi. Bugün de söylemeye devam ediyoruz. Bölgede farklı ülkerler yaşayan Kürt halkı Türkiye’nin düşmanı değildir. Düşmanca politikaları hak etmemektedir.
 
 İktidarın politikaları sonucu 6 yıldır savaş ve çatışmalar sürüyor. Erdoğan, 9 Temmuz’da Diyarbakır ziyaretinde Kürt sorununa dair neden söylem değiştirdi?
 
 
 Ne zamanki Kürt seçmende kırılma ve kopma yaşanmaya başlasa, AKP o zaman “Kürt kardeşlerim” lafını hatırlıyor ve buna ilişkin adımlar atmaya çalışıyor. Çözüm sürecine dair konuştukları ise hem doğru değil, hem de güven verici ve inandırıcı değil.
 
Tüm kamuoyu yoklamalarına baktığımızda aslında AKP-MHP ittifakının Kürt halkına yönelik düşmanca uygulamalarının, AKP’ye oy veren Kürt seçmende ciddi bir kırılma ve kopuş yaşatmakta olduğunu gösteriyor. Bu tabi önemli bir faktör, Tayyip Erdoğan’ın Diyarbakır ziyaretinde bu tür konuşmalar yapmasına neden olan bir faktör. Bunu görmek gerekiyor. Bu ilk defa karşımıza çıkmıyor. Ne zamanki Kürt seçmende kırılma ve kopma yaşanmaya başlasa, AKP o zaman “Kürt kardeşlerim” lafını hatırlıyor ve buna ilişkin adımlar atmaya çalışıyor. Çözüm sürecine dair konuştukları ise hem doğru değil, hem de güven verici ve inandırıcı değil. Erdoğan’ın bu açıklamasına hemen biz cevap verdik. Çözüm sürecini HDP bitirmemiştir dedik, sürecin bitirilmesinin nedeni Dolmabahçe Mutabakatı’nın tanınmamasıdır. Çünkü Dolmabahçe Mutabakatı tanınsaydı ve ona uygun adımlar atılsaydı, çok kısa bir zamanda çözüm adına çok önemli sonuçlar elde edilecekti. O zamanki görüşmelerde bunun işaretleri çok açık bir şekilde vardı. Ama tanınmadı. Fakat bugün çözüm sürecini o mu bitirdi bu mu bitirdi tartışması tarih açısından önemli bir tartışmadır. Bunu elbette yaparız. Ama iktidar ve devlet yapısının hala çözüm sürecinin doğru olduğuna ve sürdürmeye dair fikri varsa ki bu çok şüphelidir. Yapılması gerekenler bellidir. Ama zaten inandırıcı ve güven verici olmayan da tam burasıdır. 
 
Ne tür adımlar atılmalı? 
 
Mesela bu iktidar yerel yönetimlerde Kürt halkının kendi seçtiği kişilerle yönetilmesini engelleyen ve halkın iradesini gasp eden bir kayyım politikası izledi. Neredeyse seçilmiş olan tüm belediye eşbaşkanlarımız, belediye meclis üyelerimiz tasfiyeye uğradı, yerlerine kayyımlar atandı. Demokratik yerel yönetimler önemlidir. Yerel yönetimlerde halk kendi seçtikleri tarafından yönetilmelidir anlayışı demokratik çözümün bir parçası olmalıdır. Yani yerinde ve yerel yönetim anlayı ve yerel demokrasi bunun için de kayyım politikasının sona erdirilmesi ve geri çevrilmesi gerekir. Var mı buna ilişkin bir adım yok. Demek ki iktidar demokratik bir çözüm istemiyor. İkincisi açılmış olan ve tamamen siyasi nedenlerle olduğu Avrupa İnsan Hakları (AİHM) tarafından teyit edilmiş davalar vardır.  6-8 Ekim Kobanê Davası sürmekte ve Anayasa Mahkemesi’nde (AYM) kapatma davası açılmıştır. Her ikisinin de amacı HDP’yi demokratik siyasetten tasfiye etmektir. Meclis içerisinde olmasını engellemek, deneyimli kadrolarını tasfiye etmek amaçlıdır. Eğer iktidar gerçekten demokratik bir çözümden yanaysa, HDP’ye yönelik bu tasfiyenin olmaması gerekir. Var mı buna ilişkin bir adım yok. Örnekleri artırmak mümkündür. Çok sayıda tutuklu parti eş genel başkanlarımız, yöneticilerimiz, seçilmişlerimiz vardır. 
 
 
 Eğer iktidar hakikaten bir çözüm üretmek istiyorsa, barış olması gerektiğini düşünüyorsa, o zaman hem hukuk dışı hem de insanlık dışı olan bu ağır tecride son vermesi gerekir.
 
Tüm bunların yanı sıra İmralı’da 5 Nisan 2015’ten bu yana ağırlaştırılmış bir mutlak tecrit uygulanmaktadır. İmralı’ya ne avukatlar ne de aileler gidebilmektedir, eğer iktidar hakikaten bir çözüm üretmek istiyorsa, o zaman hem hukuk dışı hem de insanlık dışı olan bu ağır tecride son vermesi gerekir. Buna dair de bir adım atılmıyor. İktidarın “çözüm sürecini devam ettirmek istiyorduk ama HDP bunu bozdu” söyleminin doğru olmadığını göstermektedir. 
 
Tam tersine HDP barışçıl ve demokratik bir çözüm için her türlü fedakârlığı yaptı, her türlü adımı attı. HDP heyetinde yer almış ve o süreci sürdürmüş olan, İmralı’ya gidip, gelenlerin önemli bir kısmı bugün cezaevindedir. O dönem HDP heyetinde yer alan Selahattin Demirtaş, İmralı heyetinin bir parçası olan İdris Baluken bugün cezaevindedir. Ayla Akat Ata cezaevindedir. Cezaevinde olmayan Ahmet Türk, Sırrı Süreyya Önder’de tutuksuz yargılamaları süren insanlardır. Böyle bir durumla karşı karşıyayız. 
 
Erdoğan’ın açıklamaları sonrası “yeni bir çözüm” süreci iddiaları tartışılıyor. AKP ile çözüm mümkün mü? 
 
Zaman zaman Türkiye’de bunlar tartışma konusu oldu. Esas muhataplarıyla meseleyi tartışmak değil de muhatap olmayan birtakım odakları suni bir biçimde yaratma konusu geçmiş yıllarda da gündeme geldi. Gerçekçi bir şey değildir. Gerçekten demokratik bir çözüm isteniyorsa, muhatapları bellidir. O muhataplarla konuşarak, müzakere ederek, bu adımların atılması gerekir. Halk tarafından kabul görmeyen, halkın herhangi bir desteğini almayan kişilerin ya da kurumların muhatap gibi gösterilmesiyle çözüm yaratılamaz. Varsa böyle anlayışlar, unutulmasın ki bunların geçmişte de yanlış olduğu ortaya çıkmıştır. Bir kez daha denenerek, sadece vakit kaybedilir.
 
Bu konuda Meclis düzeyinde ve demokratik siyasette HDP, çok açık bir şekilde hem iktidar hem de muhalefet partilerine ortak sorumluluk almaları ve bu sorunun çözümü için ortak adımlar atılması doğrultusundaki görüşlerini sık sık tekrar etmektedir. Üzerimize düşeni yapmaya hazır olduğumuzu da her seferinde söyledik. Tabi ki HDP tek başına muhatap değildir. Demokratik siyaset açısından baktığımızda, HDP Meclis’te 3’üncü büyük bir partidir. Atılacak adımlarda görüşmeye ve müzakereye hazır olduğunu hem iktidara hem de muhalefetteki partilere açık bir şekilde ilan etmiştir. Üzerimize düşeni de yapmaya hazır olduğumuzu her seferinde vurgulamışızdır. Bu işin bir yanı olan 2013-2015 yıllarında İmralı’da yapılan görüşmeler unutturulamaz ve çözümün anahtarı İmralı’dadır.
 
 Kürt sorunu nasıl çözülür? 
 
 
: Türkiye’de atılacak barışçıl ve demokratik çözüm yönündeki her adım, Ortadoğu’da da atılacak demokratik adımların önünü açarak, kolaylaştıracaktır. Bunun içinde mutlaka zihniyet değişikliğine ihtiyaç vardır.
 
Kürt sorununu çözmek zor değil. Kürt sorununu çözmek için bu iktidar ve devlet yapısının geleneksel zihniyetini değiştirmesi gerekiyor. Geleneksel anlayış Kürt halkının herhangi bir hakkının ya da statüsünün olmaması üzerine kurgu yapar. Halbuki Kürt halkı Türkiye sınırları içinde ortak vatan demokratik cumhuriyette eşit, bir arada yaşama iradesine ve fikrine sahip olduğunu her seferinde söylemiş ve siyasi temsilcileri aracılığıyla da bunu vurgulamıştır. Çözüm zor değil, talepler gerçekleşmeyecek talepler değildir. Yerinden yerelde yönetim yerel demokrasi için temel bir taleptir. Anadil eğitim önemli bir taleptir. Sonuç olarak Kürt halkı siyasi iradesine sahip çıkmaktadır. Bunu önemsemektedir. Türkiye’de farklı kimliklerin, kültürlerin, anadillerin, inançların eşit koşullarda, bir arada yaşamasının önemli bir zenginlik olduğunu kabul eden ve bunun anayasal, yasal çerçevelerini oluşturan bir anlayışla Kürt sorununda demokratik ve barışçıl çözümünün önü açılmış olur. Ama şu da çok açıktır. Kürt sorunu şu anda Türkiye’nin sadece yerel bir sorunu değildir. Kürt sorunu Ortadoğu’da bölgesel, aynı zamanda da küresel bir sorun haline gelmiştir. Bu açıdan baktığımız Türkiye’de atılacak barışçıl ve demokratik çözüm yönündeki her adım, aslında Ortadoğu’da da atılacak demokratik adımların önünü açarak, kolaylaştıracaktır. Çözüm elde edilmesini mümkün hale getirecektir. Bunun içinde mutlaka zihniyet değişikliğine ihtiyaç vardır.
 
Muhalefete nasıl bir sorumluluk düşüyor?
 
Kürt sorunu toplumsal ve tarihsel bir sorundur. Toplumsal sorun olduğu için hem iktidarı hem de muhalefeti ilgilendirir. O yüzden de muhalefet bu konuda tedirgin ve çekingen davranacağına daha cesur olmalıdır. Siyasi cesaret göstermelidir. İktidar bir diyorsa, muhalefet iki söylemelidir. Ortak sorumlulukla bu sorunun demokratik ve barışçıl çözümü için adım atılacağını gösterebilmeli, bunu konuşabilmelidir. Bu konuda muhalefete de demokrasi güçlerine de çok büyük görevler düşüyor. Biz inanıyoruz ki demokrasi güçleri toplumsal ve siyasal muhalefet üzerine düşeni yapma ve sorumluluk alma konusunda adım atacaktır. Aksi takdirde yanlış bir politika üzerinden gidilir. Bu iktidar dışında hiç kimseye kazandırmaz ama hepimize kaybettirir.
 
MA / Berivan Altan

Diğer başlıklar

23:27 İşkenceyle katledilen Kendirici'nin dosyasına gizlilik kararı getirildi
23:22 Hamburg’da Bîra Sûrê belgeseline ödül
23:17 31 yıl sonra tahliye olan Karatay memleketinde karşılandı
22:55 Riha'da yaşanan 2 ayrı kazada 2 kişi öldü
22:51 Riha’da engelli bakım merkezinde yangın: 1 çocuk yaşamını yitirdi
20:34 Türkiye Kobanê’de çiftçilere ateş açtı
19:44 Kılıçdaroğlu'ndan CHP’nin İmralı kararına tepki: Tarihin doğru tarafında olmak cesaret ister
19:11 25 Kasım etkinliklerinde birlikte mücadele vurgusu
18:39 Tülay Hatimoğulları: Komisyon tarihi bir karar aldı
18:35 Kadınlar katledilmek istenen Yasemin D.'yi ziyaret etti
18:29 Kadın tutsakların çizimleri sanatseverlerle buluştu
18:19 Özel: Komisyonda aldığımız karardan dönmeyeceğiz
17:32 Şax’ta Kadın Yaşam merkezi açıldı
17:29 Ekmek, toprak, adalet mitingi: Ekolojik saldırıya karşı kendimizi korumak zorundayız
17:17 25 Kasım kapsamında medyanın dili tartışıldı
17:10 Halide Türkoğlu: Kadınlar barış ısrarını sürdürmeli
17:02 Ekoloji Kervanı Kuzey Ege'de
16:36 Amedspor maçında Jîna Emînî’nin koreografisi açıldı
16:22 Wan’da Burak Ercan kararı protesto edildi
15:43 Emekçiler bütçe taleplerini açıkladı
15:35 Şevket Epözdemir katledilişinin 32’nci yılında anıldı
15:30 KESK’ten bölge mitingi: Bütçe emeğe ve barışa ayrılmalı
15:23 Pervin Buldan'dan partilere: Çözümün gelişmesi için herkes elini taşın altına koymalı
15:01 Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu: Halkın iradesi derhal teslim edilmeli
14:52 İSKİ’den su tüketimi uyarısı
14:45 Kadınlara yönelik cezaevindeki şiddet tartışıldı
14:22 Hasta tutsakların tahliyesi talep edildi
14:09 Wan’da Çocuk Hakları Dayanışma Ağı kuruldu
14:02 Katledilen ve kaybedilen kadınlar için adalet istendi
13:57 Bakırhan: ‘Şununla oturmam’ diyenler barış istemiyor, bunu da bir yere not ettik!
13:31 Yeni Yol Grubu İmralı'ya gidecek heyete üye vermeyecek
13:09 Cumartesi Anneleri: 45 yıldır Hayrettin Eren’in nerede olduğunu soruyoruz
12:57 Abdullah Öcalan: Hukukun yeniden inşa edilmesi bir gerekliliktir
12:42 Bozkurt ve Akgül’ün taziyesine kitlesel ziyaret
12:37 Mansur Yavaş ve özel kalem müdürü hakkında soruşturma izni
12:31 DEM Parti Mersin’de gazetecilerle bir araya geldi
12:26 Bahis soruşturmasında 149 hakemin kariyeri sona erdi
12:25 Değer Artış Payı Uygulama Yönetmeliği değiştirildi
12:24 Tülay Hatimoğulları: Hiç kimsenin çözümden kaçma lüksü yoktur
12:11 Siyaset Bilimci Aksoyoğlu: CHP’nin tutsak edildiği bir siyaseti izledik
11:35 DBP: Çözüm iradesini yok saymak, barış ve eşitlik taleplerinin inkârdır
10:33 Mazlûm Ebdî’den MA’ya önemli değerlendirmeler
10:12 Komisyonun İmralı’ya gitme kararını gazeteler nasıl gördü?
09:55 Kaybeden Kürtler değil CHP olacak
09:49 Dêrsim Belediyesi’nde kayyımın 1 yılı: Bina ve arsalar satılığa çıkarıldı
09:44 Rojava Film Festivali’ne katılan Ott: Burası Ortadoğu’ya örnek olabilir
09:31 Amed sokakları: CHP çözüm istemiyor
09:27 TTB süreç için çalışmalar yapacak: Hekimler süreci desteklemeli
09:27 Semsûr'da depremzedeler oldukları yerde!
09:24 Bulancak Sanat Tiyatrosu, 38 yıldır sahnede
09:07 Şikayete rağmen çocuk istismarı davasında soruşturma tamamlanmıyor!
09:06 Yoksullaşmanın fotoğrafı: Kirasını ödemek için eşyalarını satıyorlar
09:04 KESK Wan’da bölge mitingi düzenliyor
09:04 Wan'da uyuşturucuya karşı ortak mücadele hattı kuruluyor
09:02 Filistinli kadınlar 'acıma' değil adalet istiyor
09:01 'Barış sürecinde hasta mahpusların tahliyesi sağlanmalı'
09:00 İmralı ziyaretinde hangi başlıklar masada olacak?
09:00 22 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:30 Belen'de 7 katlı binada yangın: 2 ölü
21/11/2025
22:56 İspanya’da 3 madenci göçük altında kaldı
22:53 Bütçe görüşmeleri: Agirî'de doktor yok, doğan çocuklar ölüyor
22:39 Humus’ta kaçırılan Alevi gençler katledildi
22:36 Bangladeş’in başkenti Dakka’da deprem
22:32 Mazlum Ebdî, Şêx Mani El Cerba ile bir araya geldi
22:29 Kayyımın TELE1'de 32 kişiyi işten çıkardığı iddiası
22:25 29 öğrenci zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırıldı
22:01 AKP'den Hüseyin Yaman İmralı'ya gidecek
21:53 Böcek ailesinin kaldığı otelin sahibi ve çalışanı tutuklandı
21:51 Çiğdem Açlan'ın cenazesi köyünde toprağa verildi
21:44 Tülay Hatimoğulları: Kalıcı barışın tek yolu örgütlenmek
21:18 İsrail katlettiği Filistinli'nin cenazesini alıkoydu
21:15 'Sağlık hizmetlerinin 3'te 1'i özel sektöre devredilmiş durumda'
20:57 CHP PM üyesi Fırat: Parti yönetimimiz tarihsel bir hataya düşmüştür
20:24 Aynı firmanın ilaçlaması bir çocuğun ölümüne de neden olmuş
20:16 Şişli'de 25 kişi zehirlenme şüphesiyle hastaneye başvurdu
20:11 'Şüpheli kadın ve çocuk ölümleri aydınlatılsın'
20:06 Temel: CHP stratejik bir hata yapmıştır
19:44 Kadınlar, şartlı tahliyelerin engellenmesini protesto etti
19:35 Amed’de trafik kazası
19:29 Geçiş Hükümeti Reqa’yı Dêrazor’a bağlayan yolu kapattı
19:26 Zaxo Spor taraftarlarından Amedspor’a ziyaret
19:22 Pervin Buldan: Komisyonun İmralı kararıyla daha emin adımlarla yürüyeceğiz
18:47 223 işçinin eylemi devam ediyor
18:45 SRK inşaat, ajansımızı tehdit etti
18:38 ÖGB, Anadolu Üniversitesi öğrencilerine saldırdı
18:23 Murat Çepni: Öcalan’la görüşmek olmazsa olmazdır
18:21 TJA’dan fail Burak Ercan’ın beraat etmesine tepki
18:17 İmralı'ya dört kişilik heyet gidecek
18:12 Ahmet Faruk Ünsal: CHP büyük bir siyasi hata yaptı
18:07 İskender Bayhan: CHP'nin İmralı heyetinde olmaması ciddi bir eksikliktir
18:02 Wanlılar: CHP tarihi bir hata yaptı, kaybedecek
17:55 UNICEF: Ateşkese rağmen İsrail 72 çocuğu katletti
17:37 Bayındır: CHP toplumun sesine kulak vermedi
17:33 DEM Parti'den ilk açıklama: Görüşme kader niteliğinde, mesafeli yaklaşımlar üzüntü verici
17:24 SYKP Eş Genel Başkanı Titiz: CHP kararını gözden geçirsin
17:19 Tülay Hatimoğulları'ndan, hayatını kaybeden işçilerin ailelerine ziyaret
17:12 Bayındır'dan Göktayi ailesine taziye ziyareti
17:06 CHP’nin kararına tepki yağdı
17:01 YSP Eş Genel Sözcüsü: Kürt halkı bunu unutmayacak
16:59 CHP'nin İmralı kararının arkasında İmamoğlu mu var?
16:53 Komisyon'un hafta başında Abdullah Öcalan ile görüşmesi bekleniyor
16:45 İşkence ile katledilen çocuk işçi için yürüyüş
16:40 Komisyon Abdullah Öcalan ile görüşme kararı aldı
16:39 Eren Keskin: CHP’nin davranışı kabul edilemez
16:26 Komisyonda İmralı oylaması başladı
16:20 Agirî’de Sırrı Süreyya Önder Parkı açıldı
16:15 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Kürt halkı not ediyor
Ahmet Şık: İmralı’ya gidilmeli, gerekirse Kandil’e gidilmeli
15:47 Bakırhan’dan CHP’ye: İktidar karşıtlığını çözüm karşıtlığına dönüştürmeye çalışıyor
15:45 CHP süreci sabote etmeyi sürdürüyor: Toplantıyı terk ettiler
15:35 Aydın: Karar hem Türkiye demokrasisi hem de CHP açısından sorunlara yol açar
14:28 CHP'li Emir: İmralı'ya temsilci göndermeyeceğiz
14:18 Meclis komisyonu İmralı ziyareti gündemiyle toplandı
14:11 Kadınlar devlet-erkek şiddetine karşı alanlarda
13:53 MHP’li Yıldız: İmralı’ya ben gideceğim
13:33 KESK’ten 22 Kasım mitingine çağrı
13:31 Özel: Demokratik siyasetin önünün açılmasını savunuyoruz
13:30 Kurtulmuş parti koordinatörleri ile bir araya geldi
13:29 İHD Çocuk Hak İhlali Raporu: Bir yılda en az 192 hak ihlali
13:28 Kadını katletmek isteyen fail tutuklandı
13:09 CHP’nin kurultayda oylanacak parti programında neler var?
13:04 Riha'nın Ape Melle'si son yolculuğuna uğurlandı
12:58 Uğur Kaymaz ve babası mezarları başında anıldı
12:26 Kurtulmuş partilerin koordinatörleriyle bir araya gelecek
12:20 Ankara Tiyatro Festivali başlıyor
11:39 İstanbul’da sahte reçete soruşturması
11:21 Netleşme zamanı
10:31 Katılımcı Bütçe programında Komisyon Süreci’ne geçildi
10:06 Çetin Lodi: Yazarlar barış taleplerini yükseltmeli
10:03 EMEP Genel Başkanı Aslan: Sosyalist partiler tabanlarını sürece hazırlamalı
09:57 Îlham Ehmed ajansımıza konuştu: Genel bir çözüme açığız, Türkiye ile ortak çıkarlarımız var
09:47 Türkiye Riknaddin'de neyi amaçlıyor?
09:38 Ceza hukukçusu Kanar: ‘Geçiş yasaları’ kapsamında köklü reformlar yapılmalı
09:34 DSİ’nin ‘işletmede’ dediği baraj 6 yıl sonra yapılmış
09:29 Asgari ücret yorumu: Kaşıkla verilip kepçeyle alınıyor
09:25 'Barışı kadınların söz ve karar gücüyle inşa edelim'
09:23 Helebcelilerin kimsesiz mezarlarına Mûş sahip çıkıyor
09:22 Uğur Kaymaz ve babası 21 yıl önce katledildi: Adalet için yeni mekanizmalar yaratılmalı
09:15 3 milyon insan köye dönüş için çözüm bekliyor
09:13 Irak ve Federe Kürdistan’da ‘kadın mücadele birliğine’ ihtiyaç var
09:11 Yusuf Karadaş: Enerji ve ticaret yolları yeni gerilimlere yol açacak
09:06 Selime Büyükgöze: Erkek şiddeti eşitlikle son bulabilir
09:02 Kış lastiği uygulaması başlıyor: Fiyatlar cep yakıyor
09:00 21 KASIM 2025 GÜNDEMİ
20/11/2025
23:54 Maduro’dan Karayip'ler için ‘ağır silah’ ve ‘füze’ talimatı
22:50 Edirne’de kadın cinayeti
22:21 Tecavüze uğrayan çocuk yoğun bakımda
22:11 DEM Partililerden MESEM tepkisi: Çocukları öldürüyor
21:34 Trump’tan Zelenski’ye Rusya-Ukrayna Savaşı’nın sonlandırmak için taslak
21:19 Almanya’da Kürt Çocuk Korosu’na 'Entegrasyon' ödülü
21:13 Bina ilaçlamasında 7 kişi hastaneye kaldırıldı