Ekolojist Beyza Üstün: Ekolojik talana karşı 3'ncü yolu sahiplenelim

img
MUĞLA - İktidarın yönetememe politikasından kaynaklanan ekolojik talanın kendilerini yok oluşa sürüklediğini söyleyen ekolojist Beyza Üstün, "Bunun karşısında demokratik bir rejimi inşa etmeliyiz. Bu sisteme son vermek için 3’üncü Yol siyasetini sahiplenmeliyiz" dedi. 
 
Türkiye başta Antalya, Aydın ve Muğla olmak üzere iki haftadır 32 kentte çıkan orman yangınları ile boğuşuyor. Günlerce söndürülemeyen yangınlar sonucu 8 kişi yaşamını yitirirken, on binlerce hektar ormanlık alan küle döndü, ekosistem tahrip oldu. Yerleşim yerlerine de sıçrayan yangınlar sonucu yüzlerce ev hasar görürken, bu yangınlara müdahalede ortaya çıkan yetersizliklerle birlikte daha alevler sönmeden yanan alanların geleceği tartışma konusu oldu. 
Manavgat’ta ilk yangının başladığı gün Resmi Gazete’de yayımlanan yasa ile ormanlık alanların imara açılmasının önü kolaylaştırıldı ve bu alanlar için Kültür ve Turizm Bakanlığına geniş yetkiler tanındı.
  
Ülkenin batısı ve güneyinde ormanlar tutuşurken Van, Rize ve Artvin gibi şehirlerde ise sel felaketleri yaşandı. 
 
Ekolojist Beyza Üstün, ülke genelinde yaşanan ekolojik tahribata ilişkin sorularımızı yanıtladı. 
 
Ülkenin birçok yerinde bir anda orman yangınları başladı, günlerce söndürülemedi. Sizde Muğla’daki yangını yakından takip ediyorsunuz. Durum nedir? 
 
Birden bire eş zamanlı her tarafta orman yangını başladı. On binlerce hektar alan yandı, yanmaya da devam ediyor. Bu bölge kontrol atına alındı. 8 gün sonra sadece gönüllüler ve köylülerin kendi mücadelesi Türkiye'nin her yerinden gelen itfaiyeler müdahalesiyle yangın söndürülmeye çalışıldı. Rüzgarın etkisiyle çok hızlı yayıldı. Bir taraf söndürülürken diğer taraf tekrar alev aldı. 8 gün sonra helikopterler devreye girdi ama maalesef Marmaris tarafından otellerin olduğu kısma ilk müdahale yapıldı, daha sonra ormanlık alanlara müdahale yapıldı.  Bu ilk zamanda yapılsaydı, bu alanların hiçbiri yanmayacaktı. Yanmasına resmen göz yumuldu, yol verildi ve şuan on binlerce hektar alan içerisindeki tüm canlılarla birlikte öldü. 
 
Şimdi yanan yerlerde yeniden ağaçlandırma yapacaklarını söylediler. Uzmanlar; yapmayın aynı yer tekrar kendisini canlandırıyor, uyarısı yapmasına rağmen iş makinalarının yer yer kesim yaptığına rastlıyoruz. Bölgelerin tamamı ‘turizm gelişim alanı’ olarak ilan edildi. Buraların pek çoğuna maden ruhsat sahası verildi. Bu kadar yangına yol verilmesi şaibeli geliyor. Son derece kontrollü bir yakma tekniğidir ve doğrudan yakmak doğru değil şüphesiz ama yanmasına göz yumuldu.
 
Yangınlara karşı tedbirler ve müdahaledeki yetersizlikler çok konuşuldu. Görüldü ki Türkiye'nin orman yangınları politikası ve bunu engelleyici hiçbir hazırlığı yok. Türkiye'nin içine düştüğü bu hali nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlk defa orman yangınları ile karşı karşıya kalmıyoruz. Her sene bir yerler yanıyor. Her yıl orman yangını olmasına rağmen biz bu sorunları yaşıyoruz. Yangını önleme politikaları üretmek gibi bir dertleri yok.
Ben kasıtlı olduğunu düşünüyorum. İlk defa orman yangınları ile karşı karşıya kalmıyoruz. Her sene bir yerler yanıyor. Her yıl orman yangını olmasına rağmen biz bu sorunları yaşıyoruz. Yangını önleme politikaları üretmek gibi bir dertleri yok. Türk Hava Kurumu’na ait onlarca yangın uçağı yerlerinde bekletildi. Uzmanlar uçakları kaldırabilecek eğitimli personellerin olması gerektiğini söyledi, ancak var olanlar da kadrodan atılmış. Dolayısıyla uçakları kullanacak bir pilot da yok. Bu nasıl bir akıldır ve nasıl bir politikadır? Bizler bunun karşısında doğru bir politik mücadele yürütmeliyiz. Siyasi olarak politik durumumuzu netleştirip, HDP’nin de söylediği 3’ncü Yolu önümüze koymalı, siyaset hattında ortaklaşmalıyız. Hep beraber buradan mücadelemizi yürüteceğiz. 
 
Yangın bölgesine giden Erdoğan'ın halka çay fırlatması, yine konvoyunun itfaiye ve ambulanslara engel olması çok konuşuldu. İktidar yangınlarda sorumluluğu büyükşehir belediyelerine attı. Bu tabloyu dair neler söylersiniz?
 
Yerel yönetimlere kayyım atadıktan sonra o faşist akıllarından farklı bir tutum beklemek yanlış olur. Çay fırlatmak halkı aşağılamak ve alay etmektir. Halklar bunu nasıl değerlendirecek bunu düşünmemiz lazım. Asıl olan onların nasıl bir tutum sergilemesidir. Artık hiç zamanımız yok. Her yer çöküyor, her yer yanıyor, hepimiz yanıyoruz.
 
Kendi ülkesinde uçak olmadığı için yangınları günlerce kontrol altına alamayan ve kiralık uçaklarla durumu kurtarmaya çalışan Bakan Pakdemirli, Yunanistan’a uçak gönderebileceklerini söyledi. Nasıl oluyor da Yunanistan'a uçak gönderebiliyorlar?  
 
Yunanistan'dan yardım talebi gelmiş, biz ret etmişiz. Yardım etmek isteyen bir ülkeye biz şimdi yardım edeceğimizi söylüyoruz. Son derecek ikiyüzlülüktür. Ayrıca gelen uçaklar zaten buraya gelmedi. Günlerce havaalanında bekledi. Havalimanına indiğini duyduk, geldiğini görmedik. Yani eğer gelmiş ve müdahale etmişse, örneğin ikizköy yakınlarındaki termik santrale yardım etmiş. Sadece termik santraller ve otellere etmiş. Bu alanlarda görmedik. Bu gerçeklik burada yaşanırken bizim Yunanistan’daki yangına uçak göndereceğimizi söylemek, bana hiç samimi gelmiyor, ikiyüzlü geliyor, yalan geliyor, inandırıcı değil...
 
Türkiye'deki orman yangınları başka bir ülkede olsa istifalarla sonuçlanacak bir durum. Keza Yunanistan Ordu Hava Kuvvetleri uçakların yetersiz olması nedeniyle istifa etti. Ancak Türkiye'de bu durum çok normal karşılanıyor. İktidar yönetememeyi politika haline mi getirdi?
Hangi alanı açarsanız ekonomiye bakın, eğitime bakın, salgın sürecine bakın nereye bakarsanız bakın özelde yönetemiyorlar. 
Yani bunu bir politik yöntem haline getirmelerine gerek yok. Zaten somut duruşları bu, beceremiyorlar. Hangi alanı açarsanız ekonomiye bakın, eğitime bakın, salgın sürecine bakın nereye bakarsanız bakın özelde yönetemiyorlar. Yani onların yaptığı bunlardan amade bir şey değil, bunu da yönetmediler. Yönetmek istemediler sanırım. Çok daha acı ama bir şeyi elinizde araç varken yapmak istemiyorsanız, yapamıyorsunuz demektir. Dolayısıyla ikisini birlikte yapıyorlar. Hem zaten becermiyorlar. Bir çaba ortada görmüyorum. 
 
Yine orman yangınlarında ırkçılık tavan yaptı. Yangınların nedeni Kürtler olarak gösterilmeye çalışıldı. Buna karşı bazı illerde insanlar silahlanarak, Kürt avına çıktı. Yaratılmak istenilen neydi, ne oldu?   
 
Bu bir nefret söylemi. En kolay şey bu zaten. Kürt halkına saldırmak, bu ülkede en kolay yapacakları şey buydu. Sıkıştıkları zaman bu yapılıyor, Hemen buradan bir söylem üretiliyor, Buradan bir politika üretiliyor. Yönetilemeyen neyse bunun üstü böylece örtülüyor. İktidarın bu sefer yaptığı tutmadı. 
 
Orman yangınları başta olmak üzere doğaya yapılan birçok müdahalenin kaynağı kapitalist sisteme dayandırılıyor. Gidişatın var olan sistemle bağı nedir?
 
Devlet sistemine dönüşmüş durumda. Şirketleşmiş bir devletle karşı karşıyayız. İkizköy’de devletin kolluk kuvveti jandarma Limak şirketinin korumacılığına soyunmuş. Bunu her yerde görüyorsunuz. Hasankeyf’te, Dersim’de, Pembelik Vadisi’nde suyunu korumak isteyen köylülere özel güvenlik ve devletin kolluk gücü beraber saldırdı. Hem siyasi iktidar kapitalizme hizmet ediyor hem de devlet organları kapitalist mantık halinde çalışıyorlar. Böyle bütün bir sistem var karşımızda. Bu sistem sadece sermayenin varlığı, sürdürülebilirliği yaşam alanlarına, ormanlara, derenin içine kolaylıkla müdahale edebiliyor. Bunun karşısında duran tek güçse halklar. 
 
İktidar, doğaya karşı sınırsız sömürü politikasıyla yaklaşıyor. Peki doğa bunu nasıl karşılıyor, yanıtı ne oluyor?
Bu kapitalist sistem durmadan doğa kendisini yenilemeyi başaramayacak. Çünkü kapitalist sermaye daha hızlı, yıkıcı ve yok edici. 
Doğa tek başına mücadele veremez fakat zaman zaman bu karşılığı görüyoruz. Gölcük depreminde denizin doldurulduğu yeri deniz tekrar geri aldı. O bölgedeki evlerde yaşayan halklar öldü. Orası zaten kent suçuydu. Sermaye orada kendisine yeniden üretim alanı yaptı. İnşaat şirketleri sermaye biriktirdi ama doğa kendisini yenilemek için ceza vermiyor. Doğanın yenilenmesi yüzlerce yıla mal oluyor, hemen olan bir şey değil. Doğanın yenileme hızını biz aşıyoruz. Bu kapitalist sistem durmadan doğa kendisini yenilemeyi başaramayacak. Çünkü kapitalist sermaye daha hızlı, yıkıcı ve yok edici. Tek koşul kapitalizmin durdurulması ve ona hizmet eden faşist iktidarların sona erdirilmesi. 
 
Yanan bölgelerle ilgili ciddi endişeler var. Yakın tarihten de görüldüğü gibi yanan veya yakılan birçok ormanlık alana sonradan devasa yapılar ve oteller inşa edildi. Yetkililer bir çivi çakmaya izin vermeyeceklerini söyleyedursun, daha öncekilerde de benzer sözler kullandılar. Şimdi de böylesi bir tehlike var mı?
 
Şu anda yanan yerlerin tümü maden ruhsatı içinde değilse bile bu sefer turizme açılacak. Özellikle Marmaris civarında denize bakan bütün yamaçlar çok rahat şekilde yapılaşmaya açılabilir. Zaten genelgelerinde de bu yazıyor. Ayrıca TOKİ’de nasıl evler yapacağının reklamlarını yaptı. Mimari projelerini dahi sundu. 
 
Yangınların yanı sıra aynı mevsimde büyük bir kuraklık ve sel yaşıyoruz. Nasıl bir tabloyla karşı karşıyayız, tüm bunların kaynağı nedir?
 
Doğanın kendisini yenileme hızını aştığımız andan itibaren doğa size sel ve kuraklık gibi yanıtlar veriyor. İklim krizinin nedeni de biraz buna ilişkin. Ekolojik krizler yaşanıyor. Dünyanın birçok yerinde sulara müdahale edilerek metalaştırılmış durumda. Doğal akışından koparılmış ve sermaye birikimine sokulmuş demek. Suyun döngüsüne bu kadar müdahale edildiği zaman dünya üzerinde kuraklık olarak cevabını göreceksiniz. Dere buradan bir daha akmayacak denilerek yapılaşmaya açılan yerlerde ise bedelini daha ağır ödetecek. Ama hemen ardından seller bütün yaşamı alt üst ederek devam edebilir. Ya da burada orman yangınları sonrasında yaşadığımız gibi sıcaklık olağanüstü bir artışla bize baskı kurabilir, yangını daha şiddetli kılabilir. Ama bütün bunların hepsini siyasi iktidarların politikalarından kopartıp, iklim krizine bağlamak son derece zayıf olur. 
 
Bütün hepsini birlikte okumak gerekiyor. Bir taraftan ekolojik kriz derinleşiyor. Ekolojik kriz derinleştikçe sonuçlarını yaşam alanları üzerinde yeniden baskılanıyor. Baskılandıkça sermaye aynı yerlere daha hızlı giriyor. Nasıl olsa ormanlar yandı, buraya madenler yapalım. Suları kontrol altına aldık, onun kuruduğu yerleri yapılaşmaya açalım mantığıyla hareket ediyor. 
 
Üzerine HES yapılmayan dere, nehir kalmadı; ormanlar yakıldı, tahrip edildi. Doğa, canlı, insan ve toplumdan neler götürdüğünü hep beraber görüyor ve yaşıyoruz. Böyle giderse bizleri gelecekte neler bekliyor? 
 
Bizleri yok oluş bekliyor. Bizler bunun karşısında ekolojik yaşamı örmemiz lazım. İktidarın umurunda değil, halkın umurunda. Yeni yangınlara hazır değiliz. Yangınlara hemen müdahale edebilseydik bu hale gelmezdik. Siyaseten bunu engelleyebilecek bir anlayış olsaydı daha başlar başlamaz müdahale edilir ve ekosistemler korunurdu. Daha ötesi zaten doğal ortamlara kapitalistlerin girmesine izin veren politikalar üretmez, madenlere ruhsat vermez, ormanları megakent alanları ilan etmezdik. Dolayısıyla orman ekosistemi, dereler, şimdi de denizlerin içi bütün kıyılarda denizler doldurulabilir, yapılaşmaya açılabilir oldu. Yenikapı ve Maltepe’de olduğu gibi alanlar doldurulup, üzerine parklar yapılıyor. Daha sonrada binalar yapacaklar. Umarım Gölcük depremi gibi bir deprem yaşamayız. Doğal sistem onları geri alacak. Çünkü oralar deniz. 
 
Yaşam savunucuları olarak sizin çözüm önerileriniz neler? Bu tahribattan geriye dönüş mümkün mü? Bundan sonrası için ne yapılmalı?
Ekolojik toplum paradigmasının ne olduğu, kapitalizme karşı yaşam alanlarını savunulması gerektiğinin politik düzleminde buluşmamız gerekiyor. Kapitalizm ve faşizme karşı duramazsak, orman yangınları için  daha çok kendimizi paralarız.
Bu tahribattan geri dönüş için bu siyasi akıldan vazgeçmek gerekiyor. Bundan vazgeçmedikten sonra yapılabilecek bir şey yok. İkizköy’de gördüğümüz gibi yasaklarla halkın yaşam alanlarını korumasına engel olacak bir yönetim tarzı söz konusu. Bunu iş cinayetlerinde, sağlık politikalarında, nefret söyleminin dönüşümünde de yaşıyoruz. Siyasi iktidarın yürüttüğü politikaların sonucudur bunlar. Bunu aşmak için hep beraber özgürlükçü, demokratik bir rejimi inşa etmeliyiz. Bunu da ancak çok kararlı bir şekilde inşa etmek gerekiyor. Bu sisteme son vermek içinde 3’üncü Yol diye söylediğimiz siyaset hattının iyi düşünülmesi gerekiyor. Bu yolda sistemle uzlaşmacı bir yer yok. Bugüne kadar öğretilen egemen sistemin getirdiği politikalar yok. Bu yolda halklar eşit ve özgür bir arada karar verip, yöneteceği bir sistemi inşa edecekler. Buna herkesin bakması gerekir. Ekolojik toplum paradigmasının ne olduğu, kapitalizme karşı yaşam alanlarını savunulması gerektiğinin politik düzleminde buluşmamız gerekiyor. Kapitalizm ve faşizme karşı duramazsak, orman yangınları için daha çok kendimizi paralarız. Yok olan derelerin ardından gözyaşları ile bakarız. Birkaç tane basın açıklaması ile bu olaylar kapanır, onlar yollarına devam eder. Hiç vaktimiz kalmadı. Bırakın bunları söyleyen politikacıları sürekli tutuklamalarını, yaşam ölüyor. 10 gün önce burada yaşayan canlıları geri getirme şansımız yok ya da nefret söylemi ile linç edilen Meram’daki aileyi geri alma şansımız yok. Bunların hepsi siyasi iktidar aklının toplumsallaşmasından kaynaklanıyor. Bunlardan siyasi iktidar sorumludur. 
 
Bizleri patriarkal, kapitalist bir sistemle yaşatan iktidarın sonuçlarını yaşıyoruz. Onun için her ne olursa olsun bizler kararlıyız. Tutuklansak da söylediğimiz söz aynı. Biz bu topraklarda yaşam alanlarını koruyacağız, halklar birlikte karar vereceğiz. Emeğin sömürüsüne, kadınların, çocukların katledilmesine son vereceğiz. Bu kapitalist, patriarkal, faşist akıldan kurtulacağız. Eşit ve özgür yaşayacağız. Sadece yapacağız diyen bir hatta yürümüyoruz. Hemen yapmamız gerekiyor. Yeter ki 3’üncü Yol siyasetini hep beraber sahiplenelim.
 
MA / Hakan Yalçın 

Diğer başlıklar

18/07/2025
23:52 CHP kurultayı davası AYM’ye taşındı
23:24 Halk, katılımcı bütçe toplantısında taleplerini dile getirdi
23:19 Suriye geçiş hükümeti ateşkesi reddetti
23:13 DEM Parti: Mahkeme açıkça suç işliyor
22:41 DEM Parti ve CHP'den Kobanê Davası'ndaki tahliye talebinin reddine tepki
22:18 Akdeniz'de 4.1 büyüklüğünde deprem
21:22 Barış mücadelesinde meslek örgütlerinin rolü tartışıldı
20:33 ATK'den Murat Çalık'ın tetkiklerinin tekrar yapılması yönünde karar
20:19 İzBB'de eylemler sonuç verdi: İşçiler geri alınacak
20:12 Ankara’da sel: Yurttaşlar mahsur kaldı
20:08 Özerk Yönetim: Devrimin kazanımlarını koruyalım
20:04 Gever’de farklı tarihlerde tahliye edilenlere kitlesel ziyaret
19:57 Mêrdîn’de DEDAŞ tepkisi: Halka zulüm yapılıyor
19:49 Kobanê Davası tutsaklarının tahliye başvurusu reddedildi
19:32 İzBB işçileri belediyenin kapısına dayandı
19:28 Kayyıma rağmen beşinci kez toplandılar: Sürece her kesim destek vermeli
19:13 Erdoğan'dan Putin'le telefon görüşmesi
19:07 Êlih Emek ve Demokrasi Platformu: Kayyım, imar planını gizlemeye çalışıyor
18:52 Bahçeli: İmralı açıklaması sonuç vermiştir
18:24 85 yaşındaki tutsak Güler cezaevinden çıktı
17:49 Elazığ Cezaevi önünde işkence protestosu
17:47 Erdoğan'dan süreç açıklaması
17:34 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Tüm siyasi partiler sürece dahil olmalı
17:21 Meletî'de kimyasal madde üreten fabrikada patlama
17:10 Elbak’ta halk buluşması: Direnişle kendimizi tüm dünyaya tanıttık
16:56 Aydın'da Alevi buluşması: Silah bırakanlara güvence verilmeli
16:33 Çocuklara dışkı yedirildi, bakanlık 'korumaya' gerek duymadı!
16:10 Amed'de kadın buluşmaları başladı
15:41 Munzur Festivali'nin programı açıklandı
15:38 Marmara cezaevleri raporu: 3 ayda bin 351 hak ihlali
15:26 Süveyda Askerî Meclisi: Stratejik kontrol sağlandı, direniş sürüyor
15:11 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Aleviler olmadan demokratik toplum olmaz
14:41 Ailelerden İmralı için başvuru
14:39 BM’den Süveyda için acil soruşturma çağrısı
14:28 Sıddık Güler hakkında tahliye kararı
14:14 Sağlık emekçileri TİS taleplerini açıkladı
13:55 Adana Alevi Platformu: Dürziler için koridor açılsın
13:53 Suriye'de kaçırılan Alevi kadınlar için 7 ilde eylem
13:38 Cezaevinde Amedspor ismine ve rengine sansür
13:23 Komisyon toplantısında hangi kararlar alındı?
13:05 Dumlu Cezaevi’nde 1980 uygulamaları devrede
12:54 Sırrı Süreyya Önder'in adı Meletî'de yaşatılacak
12:46 30 yıllık tutsağın tahliyesi 2’nci kez ertelendi
12:44 Meclis'teki komisyon toplantısı sona erdi
11:44 Ayşe Barım ATK’ye sevk edildi
11:38 İki gazeteciye beraat 1 gazeteciye ceza
11:12 MHP'li Yıldız'dan 'İmralı Notları' kitabıyla paylaşım
10:45 Tunç Soyer ve belediye yöneticilerinin iddianamesi hazırlandı
10:24 Partiler komisyon için toplandı
10:13 Kayyım Qelqelî'ye tahsis edilen aracı geri aldı, projeleri iptal etti
09:50 Töreni izleyen SYKP Eş Genel Başkanı: Herkes için umut oldu
09:47 Orta Anadolu Kürtleri sürecin yanında
09:45 Riha'da gençler 'özgürlük' şöleninde buluşacak
09:43 'Yasal düzenlemeler yapılmalı'
09:42 Ağaç kesimi Mêrgomar’a uzandı!
09:38 Riha’da 200’ü aşkın buluşma: Devlet somut adım atsın
09:34 Özlem Bilgi: Çocuk istismarına karşı sessizlik suçtur
09:32 Çocuklarını törende izlediler: Dünya Öcalan'ın teorik ve pratik gücünü gördü
09:30 Sêrtliler: Abdullah Öcalan özgür olmalı
09:27 Koplular: Devletin büyük adımlar atması gerekiyor
09:25 ‘Analar Çalıştayı’ düzenlenecek: Rêya Heq inancında kadın yaşamdır
09:23 Sosyalist gençler Pirsûs'ta katledilenlerin izinde
09:22 Silahlarını yakanlarla görüştü: Geri dönüş yok, mücadele bitmedi
09:04 Barış Annesi: Gerillaların güvenli şekilde dönmesinin yolu açılmalı
09:02 Salih Müslim: Teslimiyeti kabul etmeyiz, zihniyet değişmeli
09:00 18 TEMMUZ 2025 GÜNDEMİ
08:56 İBB soruşturmasında 18 kişi hakkında gözaltı kararı
08:48 Suriye'de yüzlerce kadın kaçırıldı
08:06 Riha'da mahalle mahalle süreç buluşmaları
17/07/2025
23:49 SOHR: Siweyda'da 516 kişi hayatını kaybetti
23:41 30 yılın ardından tahliye edilen Filizer: Süreci desteklemeliyiz
23:37 Ekolojik kırıma karşı dayanışma festivali
23:13 Pirsûs anması: Adalet tesis edilsin
22:14 Elazığ Cezaevindeki tutsaklar açlık grevine başladı
22:08 Ali Kenanoğlu: Silahların yakılması sonrası devletin yapması gerekenler var
22:00 'Ayşe’nin katili Cemil Koç, suç ortağı katili koruyan polisler'
21:49 Duran Kalkan: Gerilla hazır, demokratik entegrasyon ve özgürlük yasaları çıkarılmalı
20:26 Erdoğan LGS'deki iddialar için 'dedikodu siyaseti' dedi
19:18 Dîloklu kadınlar Ayşe Tokyaz'ın katledilmesini protesto etti
19:14 İzBB işçilerinin eylemi 9'uncu gününde
19:11 'Elektrik akımı’ davasında bilirkişinin dinlenilmesine karar verildi
18:56 CHP'de kurultay süreci başlatıldı
18:51 Kürtçe müzik dinleyen aileye yönelik saldırıya tepki sürüyor
18:42 Kırşehir cezaevlerinde tutsaklara ‘darbe’ tehdidi
18:08 Fransa, Senegal’deki askeri varlığını sonlandırdı
17:51 Tişrîn 'de hayatını kaybeden Akyüz’ün taziyesine kitlesel ziyaret
17:44 ‘Suç farkındalığı’ olmadığı ileri sürülen tutsağa pişmanlık dayatılarak tahliyesi engellendi
17:20 Hayatını kaybetme riski olan hasta tutsak Ayık Meclis gündeminde
16:31 ESP ve SKM üyeleri tahliye edildi
16:24 Ankara’da dikkat çeken görüşme trafiği
15:58 32 yıllık tutsaklığın ardından memleketinde karşılandı
15:51 ‘Pexşan Ezîzî, fiziki ve psikolojik saldırılar altında’
14:51 Sozdar Avesta: Şengal’i yeniden inşa etmek hepimizin görevi
14:47 Eş Genel Başkanlar: Arkadaşlarımızın sürece destek vermelerinin yolu açılmalı
14:25 Dürziler: Özerk Yönetim Bölgesi’ne koridor açılsın
14:13 Zaxo’daki petrol kuyularına bir saldırı daha
14:11 İmralı Heyeti ve Özel'den açıklama: Güvenceler süreci toplumsallaştırır
13:45 DSİ önünde su protestosu
13:29 İHD 39 yaşında: Yeni bir toplumsal sözleşme yapılmalı
13:04 Pakistan’daki yağışlarda 54 kişi yaşamını yitirdi
13:01 İmralı Heyeti ile Özel görüşmesi başladı
12:55 KESK'li kadınların TİS talepleri
12:34 Nasıl bir komisyon?
12:03 Eş Genel Başkanlar Demirtaş ile görüşmek için Edirne’de
11:24 Öcalan'dan Êzidî Aydınlanma Konferansı'na mesaj
11:08 Germencik'e bir JES daha
11:05 Süveyda’da ‘güvenlik’ Dürzilere bırakıldı
10:59 Irak’taki yangında ölenlerin sayısı 61'e çıktı
10:55 İlayda Alkaş katledildi
10:49 Abdullah Öcalan’ın paradigmasıyla eğitim veriyorlar
10:36 DEM Parti'nin komisyon üyeleri belli oldu
10:11 Balıkesir'de yangın 2'nci gününde
09:27 Çözüm umuduyla 3'üncü kez sınırı geçti: Yakılan ateş özgürlüğe vesile olsun
09:11 Şirnex doğası talan ediliyor, sıcaklıklar artıyor
09:09 Yıllar sonra kızlarını gördüler: Biz de demokratik toplum istiyoruz
09:07 Elazığ Cezaevi'nde tutsağa şiddet
09:06 Av. Kutluay: Barışı konuşurken çocuk hakları es geçilmemeli
09:03 Kobanê yolunda katledilen Karadenizli devrimci gençler
09:02 Barış Anneleri: Öncelikli adım Öcalan’ın özgürlüğü
09:02 Ahmet Karagöz: Yasalarla gerillanın gelmesi sağlanmalı
09:01 MED TUHAD-FED Eşbaşkanı: Komisyonun önceliği tutsaklar olmalı
09:00 Rojava Devrimi 13 yaşında: Kazanımlardan vazgeçmeyiz
09:00 17 TEMMUZ 2025 GÜNDEMİ
08:35 Irak'ta AVM'de yangın: 50 ölü
16/07/2025
23:29 İsrail'in Suriye'ye saldırısını kınayan tezkere Meclis'te kabul edildi
22:17 Tanrıkulu: Beyaz Toros'lu savcılar görevde
21:53 İsrail’den Dera ve Süveyda’ya 6 saldırı
21:44 Duhok'ta petrol sahası ikinci kez hedef alındı
21:37 BMGK, İsrail'in Suriye saldırıları için yarın acil toplanıyor
21:28 Törene katılan Barış Annesi: Devlet zaman kaybetmeden barışın elini tutmalı
21:04 31 yıllık tutsağın tahliyesi engellendi
20:46 Ayşe Tokyaz için eylem: Cezasızlık politikasından vazgeçin
20:33 Dürzilerin ruhani lideri Şam'la ateşkesi yalanladı
20:07 Balıkesir'de orman yangını
19:46 Türkiye ile BAE arasında 7 anlaşma imzalandı
19:27 İran'da 11 Kürt yurttaş gözaltına alındı
19:16 İsrailli bakan: Colani ortadan kaldırılmalıdır
19:04 Birçok kentte ‘Barış ve Demokratik Toplum’ buluşması
18:57 KESK 30 ilde sahaya iniyor: Yoksulluk sınırının üzerinde ücret istiyoruz
18:48 Bolu Cezaevinde 7 tutsağın tahliyesi engellendi
18:27 Mersin'de madene karşı eylem
18:23 Mazlum Abdi: Dürzilere yönelik saldırılar durdurulmalı
18:16 Kurtulmuş ve siyasi parti temsilcileri komisyon gündemiyle bir araya gelecek
18:07 32 yılın ardından özgürlüğüne kavuştu
17:54 Suriye geçiş hükümeti Süveyde’daki suçlarını itiraf etti
17:48 Son 24 saatte 94 Filistinli katledildi
17:44 Salih Müslim: Barrack, Türkiye'yi memnun etmek için konuştu
17:40 Artvin'de tutuklanan 4 gazeteciye tahliye
17:36 Cenevre eylemi: Tarihi adıma karşılık devlet adım atsın
17:06 31 yıl sonra memleketi Gever’de: Mücadelemiz sürecek