Ekolojist Beyza Üstün: Ekolojik talana karşı 3'ncü yolu sahiplenelim

img
MUĞLA - İktidarın yönetememe politikasından kaynaklanan ekolojik talanın kendilerini yok oluşa sürüklediğini söyleyen ekolojist Beyza Üstün, "Bunun karşısında demokratik bir rejimi inşa etmeliyiz. Bu sisteme son vermek için 3’üncü Yol siyasetini sahiplenmeliyiz" dedi. 
 
Türkiye başta Antalya, Aydın ve Muğla olmak üzere iki haftadır 32 kentte çıkan orman yangınları ile boğuşuyor. Günlerce söndürülemeyen yangınlar sonucu 8 kişi yaşamını yitirirken, on binlerce hektar ormanlık alan küle döndü, ekosistem tahrip oldu. Yerleşim yerlerine de sıçrayan yangınlar sonucu yüzlerce ev hasar görürken, bu yangınlara müdahalede ortaya çıkan yetersizliklerle birlikte daha alevler sönmeden yanan alanların geleceği tartışma konusu oldu. 
Manavgat’ta ilk yangının başladığı gün Resmi Gazete’de yayımlanan yasa ile ormanlık alanların imara açılmasının önü kolaylaştırıldı ve bu alanlar için Kültür ve Turizm Bakanlığına geniş yetkiler tanındı.
  
Ülkenin batısı ve güneyinde ormanlar tutuşurken Van, Rize ve Artvin gibi şehirlerde ise sel felaketleri yaşandı. 
 
Ekolojist Beyza Üstün, ülke genelinde yaşanan ekolojik tahribata ilişkin sorularımızı yanıtladı. 
 
Ülkenin birçok yerinde bir anda orman yangınları başladı, günlerce söndürülemedi. Sizde Muğla’daki yangını yakından takip ediyorsunuz. Durum nedir? 
 
Birden bire eş zamanlı her tarafta orman yangını başladı. On binlerce hektar alan yandı, yanmaya da devam ediyor. Bu bölge kontrol atına alındı. 8 gün sonra sadece gönüllüler ve köylülerin kendi mücadelesi Türkiye'nin her yerinden gelen itfaiyeler müdahalesiyle yangın söndürülmeye çalışıldı. Rüzgarın etkisiyle çok hızlı yayıldı. Bir taraf söndürülürken diğer taraf tekrar alev aldı. 8 gün sonra helikopterler devreye girdi ama maalesef Marmaris tarafından otellerin olduğu kısma ilk müdahale yapıldı, daha sonra ormanlık alanlara müdahale yapıldı.  Bu ilk zamanda yapılsaydı, bu alanların hiçbiri yanmayacaktı. Yanmasına resmen göz yumuldu, yol verildi ve şuan on binlerce hektar alan içerisindeki tüm canlılarla birlikte öldü. 
 
Şimdi yanan yerlerde yeniden ağaçlandırma yapacaklarını söylediler. Uzmanlar; yapmayın aynı yer tekrar kendisini canlandırıyor, uyarısı yapmasına rağmen iş makinalarının yer yer kesim yaptığına rastlıyoruz. Bölgelerin tamamı ‘turizm gelişim alanı’ olarak ilan edildi. Buraların pek çoğuna maden ruhsat sahası verildi. Bu kadar yangına yol verilmesi şaibeli geliyor. Son derece kontrollü bir yakma tekniğidir ve doğrudan yakmak doğru değil şüphesiz ama yanmasına göz yumuldu.
 
Yangınlara karşı tedbirler ve müdahaledeki yetersizlikler çok konuşuldu. Görüldü ki Türkiye'nin orman yangınları politikası ve bunu engelleyici hiçbir hazırlığı yok. Türkiye'nin içine düştüğü bu hali nasıl değerlendiriyorsunuz?
İlk defa orman yangınları ile karşı karşıya kalmıyoruz. Her sene bir yerler yanıyor. Her yıl orman yangını olmasına rağmen biz bu sorunları yaşıyoruz. Yangını önleme politikaları üretmek gibi bir dertleri yok.
Ben kasıtlı olduğunu düşünüyorum. İlk defa orman yangınları ile karşı karşıya kalmıyoruz. Her sene bir yerler yanıyor. Her yıl orman yangını olmasına rağmen biz bu sorunları yaşıyoruz. Yangını önleme politikaları üretmek gibi bir dertleri yok. Türk Hava Kurumu’na ait onlarca yangın uçağı yerlerinde bekletildi. Uzmanlar uçakları kaldırabilecek eğitimli personellerin olması gerektiğini söyledi, ancak var olanlar da kadrodan atılmış. Dolayısıyla uçakları kullanacak bir pilot da yok. Bu nasıl bir akıldır ve nasıl bir politikadır? Bizler bunun karşısında doğru bir politik mücadele yürütmeliyiz. Siyasi olarak politik durumumuzu netleştirip, HDP’nin de söylediği 3’ncü Yolu önümüze koymalı, siyaset hattında ortaklaşmalıyız. Hep beraber buradan mücadelemizi yürüteceğiz. 
 
Yangın bölgesine giden Erdoğan'ın halka çay fırlatması, yine konvoyunun itfaiye ve ambulanslara engel olması çok konuşuldu. İktidar yangınlarda sorumluluğu büyükşehir belediyelerine attı. Bu tabloyu dair neler söylersiniz?
 
Yerel yönetimlere kayyım atadıktan sonra o faşist akıllarından farklı bir tutum beklemek yanlış olur. Çay fırlatmak halkı aşağılamak ve alay etmektir. Halklar bunu nasıl değerlendirecek bunu düşünmemiz lazım. Asıl olan onların nasıl bir tutum sergilemesidir. Artık hiç zamanımız yok. Her yer çöküyor, her yer yanıyor, hepimiz yanıyoruz.
 
Kendi ülkesinde uçak olmadığı için yangınları günlerce kontrol altına alamayan ve kiralık uçaklarla durumu kurtarmaya çalışan Bakan Pakdemirli, Yunanistan’a uçak gönderebileceklerini söyledi. Nasıl oluyor da Yunanistan'a uçak gönderebiliyorlar?  
 
Yunanistan'dan yardım talebi gelmiş, biz ret etmişiz. Yardım etmek isteyen bir ülkeye biz şimdi yardım edeceğimizi söylüyoruz. Son derecek ikiyüzlülüktür. Ayrıca gelen uçaklar zaten buraya gelmedi. Günlerce havaalanında bekledi. Havalimanına indiğini duyduk, geldiğini görmedik. Yani eğer gelmiş ve müdahale etmişse, örneğin ikizköy yakınlarındaki termik santrale yardım etmiş. Sadece termik santraller ve otellere etmiş. Bu alanlarda görmedik. Bu gerçeklik burada yaşanırken bizim Yunanistan’daki yangına uçak göndereceğimizi söylemek, bana hiç samimi gelmiyor, ikiyüzlü geliyor, yalan geliyor, inandırıcı değil...
 
Türkiye'deki orman yangınları başka bir ülkede olsa istifalarla sonuçlanacak bir durum. Keza Yunanistan Ordu Hava Kuvvetleri uçakların yetersiz olması nedeniyle istifa etti. Ancak Türkiye'de bu durum çok normal karşılanıyor. İktidar yönetememeyi politika haline mi getirdi?
Hangi alanı açarsanız ekonomiye bakın, eğitime bakın, salgın sürecine bakın nereye bakarsanız bakın özelde yönetemiyorlar. 
Yani bunu bir politik yöntem haline getirmelerine gerek yok. Zaten somut duruşları bu, beceremiyorlar. Hangi alanı açarsanız ekonomiye bakın, eğitime bakın, salgın sürecine bakın nereye bakarsanız bakın özelde yönetemiyorlar. Yani onların yaptığı bunlardan amade bir şey değil, bunu da yönetmediler. Yönetmek istemediler sanırım. Çok daha acı ama bir şeyi elinizde araç varken yapmak istemiyorsanız, yapamıyorsunuz demektir. Dolayısıyla ikisini birlikte yapıyorlar. Hem zaten becermiyorlar. Bir çaba ortada görmüyorum. 
 
Yine orman yangınlarında ırkçılık tavan yaptı. Yangınların nedeni Kürtler olarak gösterilmeye çalışıldı. Buna karşı bazı illerde insanlar silahlanarak, Kürt avına çıktı. Yaratılmak istenilen neydi, ne oldu?   
 
Bu bir nefret söylemi. En kolay şey bu zaten. Kürt halkına saldırmak, bu ülkede en kolay yapacakları şey buydu. Sıkıştıkları zaman bu yapılıyor, Hemen buradan bir söylem üretiliyor, Buradan bir politika üretiliyor. Yönetilemeyen neyse bunun üstü böylece örtülüyor. İktidarın bu sefer yaptığı tutmadı. 
 
Orman yangınları başta olmak üzere doğaya yapılan birçok müdahalenin kaynağı kapitalist sisteme dayandırılıyor. Gidişatın var olan sistemle bağı nedir?
 
Devlet sistemine dönüşmüş durumda. Şirketleşmiş bir devletle karşı karşıyayız. İkizköy’de devletin kolluk kuvveti jandarma Limak şirketinin korumacılığına soyunmuş. Bunu her yerde görüyorsunuz. Hasankeyf’te, Dersim’de, Pembelik Vadisi’nde suyunu korumak isteyen köylülere özel güvenlik ve devletin kolluk gücü beraber saldırdı. Hem siyasi iktidar kapitalizme hizmet ediyor hem de devlet organları kapitalist mantık halinde çalışıyorlar. Böyle bütün bir sistem var karşımızda. Bu sistem sadece sermayenin varlığı, sürdürülebilirliği yaşam alanlarına, ormanlara, derenin içine kolaylıkla müdahale edebiliyor. Bunun karşısında duran tek güçse halklar. 
 
İktidar, doğaya karşı sınırsız sömürü politikasıyla yaklaşıyor. Peki doğa bunu nasıl karşılıyor, yanıtı ne oluyor?
Bu kapitalist sistem durmadan doğa kendisini yenilemeyi başaramayacak. Çünkü kapitalist sermaye daha hızlı, yıkıcı ve yok edici. 
Doğa tek başına mücadele veremez fakat zaman zaman bu karşılığı görüyoruz. Gölcük depreminde denizin doldurulduğu yeri deniz tekrar geri aldı. O bölgedeki evlerde yaşayan halklar öldü. Orası zaten kent suçuydu. Sermaye orada kendisine yeniden üretim alanı yaptı. İnşaat şirketleri sermaye biriktirdi ama doğa kendisini yenilemek için ceza vermiyor. Doğanın yenilenmesi yüzlerce yıla mal oluyor, hemen olan bir şey değil. Doğanın yenileme hızını biz aşıyoruz. Bu kapitalist sistem durmadan doğa kendisini yenilemeyi başaramayacak. Çünkü kapitalist sermaye daha hızlı, yıkıcı ve yok edici. Tek koşul kapitalizmin durdurulması ve ona hizmet eden faşist iktidarların sona erdirilmesi. 
 
Yanan bölgelerle ilgili ciddi endişeler var. Yakın tarihten de görüldüğü gibi yanan veya yakılan birçok ormanlık alana sonradan devasa yapılar ve oteller inşa edildi. Yetkililer bir çivi çakmaya izin vermeyeceklerini söyleyedursun, daha öncekilerde de benzer sözler kullandılar. Şimdi de böylesi bir tehlike var mı?
 
Şu anda yanan yerlerin tümü maden ruhsatı içinde değilse bile bu sefer turizme açılacak. Özellikle Marmaris civarında denize bakan bütün yamaçlar çok rahat şekilde yapılaşmaya açılabilir. Zaten genelgelerinde de bu yazıyor. Ayrıca TOKİ’de nasıl evler yapacağının reklamlarını yaptı. Mimari projelerini dahi sundu. 
 
Yangınların yanı sıra aynı mevsimde büyük bir kuraklık ve sel yaşıyoruz. Nasıl bir tabloyla karşı karşıyayız, tüm bunların kaynağı nedir?
 
Doğanın kendisini yenileme hızını aştığımız andan itibaren doğa size sel ve kuraklık gibi yanıtlar veriyor. İklim krizinin nedeni de biraz buna ilişkin. Ekolojik krizler yaşanıyor. Dünyanın birçok yerinde sulara müdahale edilerek metalaştırılmış durumda. Doğal akışından koparılmış ve sermaye birikimine sokulmuş demek. Suyun döngüsüne bu kadar müdahale edildiği zaman dünya üzerinde kuraklık olarak cevabını göreceksiniz. Dere buradan bir daha akmayacak denilerek yapılaşmaya açılan yerlerde ise bedelini daha ağır ödetecek. Ama hemen ardından seller bütün yaşamı alt üst ederek devam edebilir. Ya da burada orman yangınları sonrasında yaşadığımız gibi sıcaklık olağanüstü bir artışla bize baskı kurabilir, yangını daha şiddetli kılabilir. Ama bütün bunların hepsini siyasi iktidarların politikalarından kopartıp, iklim krizine bağlamak son derece zayıf olur. 
 
Bütün hepsini birlikte okumak gerekiyor. Bir taraftan ekolojik kriz derinleşiyor. Ekolojik kriz derinleştikçe sonuçlarını yaşam alanları üzerinde yeniden baskılanıyor. Baskılandıkça sermaye aynı yerlere daha hızlı giriyor. Nasıl olsa ormanlar yandı, buraya madenler yapalım. Suları kontrol altına aldık, onun kuruduğu yerleri yapılaşmaya açalım mantığıyla hareket ediyor. 
 
Üzerine HES yapılmayan dere, nehir kalmadı; ormanlar yakıldı, tahrip edildi. Doğa, canlı, insan ve toplumdan neler götürdüğünü hep beraber görüyor ve yaşıyoruz. Böyle giderse bizleri gelecekte neler bekliyor? 
 
Bizleri yok oluş bekliyor. Bizler bunun karşısında ekolojik yaşamı örmemiz lazım. İktidarın umurunda değil, halkın umurunda. Yeni yangınlara hazır değiliz. Yangınlara hemen müdahale edebilseydik bu hale gelmezdik. Siyaseten bunu engelleyebilecek bir anlayış olsaydı daha başlar başlamaz müdahale edilir ve ekosistemler korunurdu. Daha ötesi zaten doğal ortamlara kapitalistlerin girmesine izin veren politikalar üretmez, madenlere ruhsat vermez, ormanları megakent alanları ilan etmezdik. Dolayısıyla orman ekosistemi, dereler, şimdi de denizlerin içi bütün kıyılarda denizler doldurulabilir, yapılaşmaya açılabilir oldu. Yenikapı ve Maltepe’de olduğu gibi alanlar doldurulup, üzerine parklar yapılıyor. Daha sonrada binalar yapacaklar. Umarım Gölcük depremi gibi bir deprem yaşamayız. Doğal sistem onları geri alacak. Çünkü oralar deniz. 
 
Yaşam savunucuları olarak sizin çözüm önerileriniz neler? Bu tahribattan geriye dönüş mümkün mü? Bundan sonrası için ne yapılmalı?
Ekolojik toplum paradigmasının ne olduğu, kapitalizme karşı yaşam alanlarını savunulması gerektiğinin politik düzleminde buluşmamız gerekiyor. Kapitalizm ve faşizme karşı duramazsak, orman yangınları için  daha çok kendimizi paralarız.
Bu tahribattan geri dönüş için bu siyasi akıldan vazgeçmek gerekiyor. Bundan vazgeçmedikten sonra yapılabilecek bir şey yok. İkizköy’de gördüğümüz gibi yasaklarla halkın yaşam alanlarını korumasına engel olacak bir yönetim tarzı söz konusu. Bunu iş cinayetlerinde, sağlık politikalarında, nefret söyleminin dönüşümünde de yaşıyoruz. Siyasi iktidarın yürüttüğü politikaların sonucudur bunlar. Bunu aşmak için hep beraber özgürlükçü, demokratik bir rejimi inşa etmeliyiz. Bunu da ancak çok kararlı bir şekilde inşa etmek gerekiyor. Bu sisteme son vermek içinde 3’üncü Yol diye söylediğimiz siyaset hattının iyi düşünülmesi gerekiyor. Bu yolda sistemle uzlaşmacı bir yer yok. Bugüne kadar öğretilen egemen sistemin getirdiği politikalar yok. Bu yolda halklar eşit ve özgür bir arada karar verip, yöneteceği bir sistemi inşa edecekler. Buna herkesin bakması gerekir. Ekolojik toplum paradigmasının ne olduğu, kapitalizme karşı yaşam alanlarını savunulması gerektiğinin politik düzleminde buluşmamız gerekiyor. Kapitalizm ve faşizme karşı duramazsak, orman yangınları için daha çok kendimizi paralarız. Yok olan derelerin ardından gözyaşları ile bakarız. Birkaç tane basın açıklaması ile bu olaylar kapanır, onlar yollarına devam eder. Hiç vaktimiz kalmadı. Bırakın bunları söyleyen politikacıları sürekli tutuklamalarını, yaşam ölüyor. 10 gün önce burada yaşayan canlıları geri getirme şansımız yok ya da nefret söylemi ile linç edilen Meram’daki aileyi geri alma şansımız yok. Bunların hepsi siyasi iktidar aklının toplumsallaşmasından kaynaklanıyor. Bunlardan siyasi iktidar sorumludur. 
 
Bizleri patriarkal, kapitalist bir sistemle yaşatan iktidarın sonuçlarını yaşıyoruz. Onun için her ne olursa olsun bizler kararlıyız. Tutuklansak da söylediğimiz söz aynı. Biz bu topraklarda yaşam alanlarını koruyacağız, halklar birlikte karar vereceğiz. Emeğin sömürüsüne, kadınların, çocukların katledilmesine son vereceğiz. Bu kapitalist, patriarkal, faşist akıldan kurtulacağız. Eşit ve özgür yaşayacağız. Sadece yapacağız diyen bir hatta yürümüyoruz. Hemen yapmamız gerekiyor. Yeter ki 3’üncü Yol siyasetini hep beraber sahiplenelim.
 
MA / Hakan Yalçın 

Diğer başlıklar

11:46 Kürt Özgürlük Hareketi’nden üçüncü geri çekilme kararı
11:30 Sabri Ok: Hukuksal çalışmalar yapılmalı
11:27 İşte tarihi açılamanın görüntüleri
11:21 DEM Parti, tarihi adıma dair açıklamasını 27 Ekim'de yapacak
11:09 AKP'den Kürt harketinin Türkiye'den çekilme kararına ilişkin ilk açıklama
10:55 Arjantin’de halk parlamento seçimleri için sandık başında
10:49 Esenyurt mitingine katılan yurttaşlar: Abdullah Öcalan özgür olmalı
10:47 Rusya’dan Kiev’e hava saldırısı: 3 ölü, 29 yaralı
10:30 Kürdistan'da yüzde 70 'umut hakkı'nın tanınmasını istiyor
09:47 Tarihi açıklamanın ilk fotoğrafları
09:37 Tarihçi Aydın: Kürtler, 1924'ten itibaren ağır bir tasfiye sürecine uğradı
09:08 PKK Kongre kararları kapsamında yeni bir tarihi adım: Güçlerimizi çekiyoruz
09:01 Jin dergi Rojin Kabaiş’i kapağına taşıdı
09:00 İzmir’deki cezaevlerinde 15 tutsak tahliye edilmiyor
09:00 26 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:04 İstanbul’un 4 ilçesinde eylem yasağı
25/10/2025
21:56 Ateşkesi ihlal eden İsrail Gazze’yi havadan vurdu
21:33 Koma Amed konseri coşkuyla başladı coşkuyla bitti
19:58 Halk Koma Amed konserinde: Hedefimiz Öcalan’ın özgürlüğü
19:34 Muğla’da İsrail protestosu: Halkların birliği Ortadoğu’yu özgürleştirecek
19:16 Öğrenciler Rojin Kabaiş için 13 gündür eylemde
19:07 Zeren Ertaş ölümünün yıldönümünde anıldı
18:48 30 yılın ardından Koma Amed konseri
18:47 Newroz Alanı’nda Koma Amed coşkusu
17:29 Gülcan Budak’ın taziyesine kitlesel ziyaret
17:09 Wan’da ‘Sonbahar Şenliği’
16:40 Miting alanında Abdullah Öcalan flaması açıldı
16:39 İmamoğlu ‘casusluk’ soruşturması için yarın ifade verecek
16:38 Gazeteci Hüseyin Aykol'un hayati riski devam ediyor
16:13 Esenyurt’ta miting: Sınır ötesi operasyona değil halklarla müzakereye ihtiyaç var
15:57 Kayyım TELE1'in YouTube kanalını kapattı
15:38 Demokratik Birlik İnisiyatifi’nden Êlih’te buluşma
15:08 Basın örgütlerinden TELE1’e destek: Kayyımlar hakikati susturamaz
14:55 Hasta tutsaklar için üç kentte eylem
14:41 Kadınlardan 'barış ağacı' etkinliği: Devlet somut adımlar atmalı
14:02 Evli olduğu kadını katleden faile ağırlaştırılmış müebbet
14:00 Kayıp yakınları 3 kentte adalet talep etti
13:53 Cizîr'de 'Adalet Nöbeti' ikinci haftasında: Mücadelemiz sürecek
13:19 Koma Amed konseri için hazırlıklar tamamlandı
12:54 Cumartesi Anneleri Yusuf Nergis’in akıbetini sordu
11:22 Kulîlka Azadiyê’nin ölümsüzleşen ismi: Evdilmelik Şêx Bekir
10:55 Kürdistan'da 2 milyon palamut fidesi dikilecek
10:36 Gerilla yarın tarihi bir adım daha atacak
10:32 Gazeteci Yanardağ'ın gözaltı süresi uzatıldı
09:56 Meteoroloji’den sağanak yağış ve kuvvetli rüzgar uyarısı
09:44 Koma Amed’den Rojin Kabaiş’in ailesine ziyaret
09:40 İşçileri taşıyan midibüs devrildi: 1 ölü 19 yaralı
09:38 Amed Büyükşehir çağrı merkezi 6 ayda 25 bin Kürtçe çağrı aldı
09:24 Akın Olgun: Süreç karşıtı kesimlerin tutumu halkları düşmanlaştırıyor
09:22 ABD’den Çin’e ticaret soruşturması
09:10 Tutsak Karaman'ın kitapları kendisine verilmiyor
09:09 'Cinsel suçu' görmeyen savcı ‘şantaj ve ihlal’den iddianame hazırladı
09:08 DAD Eş Genel Başkanı: Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmadan sorun çözülmez
09:07 Wan’da sobacıların yoğun mesaisi başladı
09:06 'KYK yurtlarında güvende değiliz, öz savunmayı örgütlemeliyiz'
09:06 Yüzölçümü 290 kilometrekare olan ilçenin yarısı GES ve maden işgali altında!
09:05 Filistinli Dr. Saidoğlu: Trump'ın planını onaylayanlar kolonyal projenin destekçisidir
09:04 Doğan Erbaş: Entegrasyon çözümün formülüdür, devleti de değiştirecektir
09:00 25 EKİM 2025 GÜNDEMİ
24/10/2025
22:53 DEM Parti Çocuk Komisyonu: Çocuk adalet sistemi sil baştan düzenlenmelidir
22:17 Heskîf’teki talan 'Keypa 12500' oyunuyla canlandırıldı
21:54 Colemêrg Barosu ırkçı söylemlere karşı suç duyurusunda bulunulacak
21:27 30 yılın ardından Şêxmeqsûd’da coşkuyla karşılandılar
20:53 TELE1'e kayyım atanmasına Özel'den tepki
20:42 TELE1'e kayyım atandı
20:06 ‘Demokratik Sosyalizm’ panelinde Zeki Bayhan’ın mesajı okundu
19:36 2 gün süren DEM Parti MYK'si sona erdi
19:16 223 işçi eylemi 86’ıncı gününde: Demokrasi sandıktır
19:08 Katledilen Cansever Sucu’nun ilk duruşması görüldü: Fail ailesini de tehdit etti
18:58 Ekinci’nin taziyesine kitlesel ziyaret
18:13 Rojin Kabaiş paylaşımlarına getirilen ‘erişim’ engeli protesto edildi
18:07 Amed ve İstanbul’da 8 genç tutuklandı
17:59 Wan’da şüpheli kadın ölümü
17:33 TPİ İşçileri: Hakkımızı çalandan hesap soracağız
17:25 Komisyon Fidan ve Tunç’u dinleyecek
17:01 Adana'da bir genç tutuklandı
16:58 Entübe edilen Gazeteci Aykol uyutulmaya devam edilecek
16:49 Sönmez’e memleketinde kitlesel ziyaret
16:47 İstanbul'da vapur ve teleferik seferlerine hava muhalefeti engeli
16:12 RTÜK Başkanlığı'na Mehmet Daniş seçildi
15:32 Amed Büyükşehir'de 'katılımcı bütçe' oylamasında 3 proje seçildi
15:19 Çiğli Belediyesi'nde memurlar iş bıraktı
15:18 Koma Amed Elçi'yi vurulduğu yerde andı
14:53 'Asker ve polis kontrol noktalarındaki keyfi baskı ve ihlallere son verilsin'
14:43 Saliha Aydeniz: Devlet Sayın Öcalan'ın özgürlüğünü sağlamalı
14:40 Eylem takibi yapan gazetecilerin davasında mütalaa hazırlanacak
14:36 Süreç tartışmaları ve büyüyen özgürlük mücadelesi
14:28 Amedspor: Hedefimiz Süper Lig
13:48 Erdoğan'a göre sınır ötesi tezkere 'ülke bekası' için
13:09 Muğla'da mülteci botu battı: 14 ölü
12:56 Foça’da sel: Doğanın tahribatının sonucu
12:17 CHP kurultayı davasında karar açıklandı
12:12 Gazeteci Öznur Değer'e Rojin Kabaiş soruşturması
11:14 Amed’de ‘kentsel dönüşüm’ çalıştayı düzenlenecek
10:58 Van M Tipi Cezaevi’nde şüpheli ölüm
10:49 Jandarma dini vecibeleri engelledi, kaymakam taziye evi vermedi
10:12 Heskîf’in tarihi ‘Keypa 12500’ isimli tiyatro oyunuyla canlandırılıyor
09:45 Koma Amed üyeleri: Konseri Newroz coşkusuyla vereceğiz
09:36 Çin ile ABD arasındaki değerli toprak madeni gerilimi!
09:33 Xana Axpar'da kaza: 1 ölü, 3 yaralı
09:27 İstanbul’da ev baskınları: En az 9 genç gözaltında
09:20 ‘Kız ortaokulları’ tepkisi: Yaşam tarzına müdahale
09:11 Ortak bir mücadele için Esenyurt mitingine çağrı
09:04 Öztürk: Devlet işlerini mali müşavirlere yüklüyor, yasal düzenleme yapılmalı
09:01 Abdullah Öcalan'ın perspektifinde demokratik entegrasyon
09:00 24 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:50 Engellenen Abdullah Öcalan röportajının ikinci bölümü yayınlandı
07:48 TELE1’e 'casusluk' baskını: İmamoğlu hakkında soruşturma
23/10/2025
23:31 Kerkûk'te Kürt çiftçilerin arazilerini işgal etme girişimi
22:51 DBP’den kadın gazetecilere yönelik artan baskılara karşı açıklama
22:14 Amedspor yönetiminden İsmail Beşikçi’ye ziyaret
21:43 Rojin Kabaiş paylaşımlarına erişim engeli
21:30 Amedspor yeni yönetim kurulu görev dağılımını belirledi
21:06 Gülcan Budak’ın cenazesi 9 yıl sonra teslim alındı
20:35 Uyuşturucu satıcılarının öldürdüğü Kabak için anma
20:15 Cinsel saldırı davasında fail yine tutuklanmadı
20:03 Yanarak hayatını kaybeden Mustafa Eti için eylem
19:54 11'inci Yargı Paketi'ne 'çocuk' tepkisi
19:30 Öğrencilerden Rojin Kabaiş için sahilde yürüyüş
18:44 223 işçi direnişte: Wan emeğe sahip çıkıyor, kayyıma hayır diyor
18:34 Gazeteci Dilan Babat'a Rojin Kabaiş soruşturması
18:25 Koma Amed, Amedspor taraftarlarıyla buluştu
17:45 İzmir'de sağanak yağış: Foça'da 1 kişi kayıp
17:23 Amed’de Medya Eğitim Çalıştayı
17:04 Serhat’ta 700 bin ağaç tohum topladılar
16:48 Rojin Kabaiş dosyasında yurt ve Üniversite soruşturması ayrı yürütülecek
16:31 DEM Parti Wan'da iki aileyi barıştırdı
16:30 YJA Star'lı Sultan Ete'nin taziyesine kitlesel ziyaret
16:26 Katı atık tesisinde patlama
15:42 Gazeteci Aykol'un hayati riski devam ediyor
15:28 Wan depreminde yaşamını yitirenler anıldı
14:58 'Savunma üzerinde 10 yıldır baskılar devam ediyor'
14:46 Belediye Eşbaşkan Neslihan Şedal'ın duruşması ertelendi
14:30 Gazeteci Akdeniz hakkında tahliye kararı
14:20 ESP'den cezalara tepki: Birleşik mücadeleyi büyütelim
14:07 Sêrt’te tecavüz davası: Failin tutuklanması talebine ret
13:54 Serra Bucak ile Doğan Hatun’dan Koma Amed’e karşılama
13:42 Ahmet Türk, kayyıma gerekçe yapılan davadan beraat etti
13:26 Koma Amed üyeleri, Amed'de şarkılarla karşılandı
12:13 Amed ve Besta'da operasyon
12:12 Engellenen Abdullah Öcalan röportajı 28 yıl sonra yayınlandı
11:38 'Halk DAİŞ zihniyetli örgütlenmelere alan açmamalı'
11:00 DEM Parti MYK'si toplandı
10:51 İmralı Heyeti-Erdoğan görüşmesinin tarihi belli oldu
10:48 Polisin gençleri darp ettiği anın görüntüleri ortaya çıktı
09:47 Dargeçit belgeseli: Kuyudan çıkardığımız kemikleri unutmayacağız
09:37 Yoğun bakımdaki gazeteci Aykol tutsakların sesi olmaya devam ediyor
09:37 'Yargı kararlarıyla Koza Altın'ın önü açılıyor'
09:31 İmralı Heyeti tutsak siyasetçileri ziyaret etti
09:19 Yıldız Önen: Kürt sorunu çözülmeden Türkiye demokratikleşmez