Mızraklı: Kayyımlar sarayın yereldeki prototipleridir

img
HABER MERKEZİ - Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı, belediyelere atanan kayyımların amaç ve sonuçlarını değerlendirerek, “Kayyım bir halkın özgürlüğüne pranga vurmadır. Ankara merkezli altın varaklı, büyük sarayların yereldeki prototipidir” dedi. 
 
AKP iktidarının 24 Temmuz 2015’te yeniden savaş ve çatışma sürecine dönmesinin ardından 11 Eylül 2016’da kayyım politikalarını devreye koydu. Bu süreçte, Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) yönetiminde olan 96 belediyenin eşbaşkanları görevden alınarak, yerlerine kayyımlar atandı. Bu politika, bu kez Halkların Demokratik Partisi’nin 31 Mart 2019 seçimlerinde kazandığı 65 belediye kayyım atanmasıyla sürdürüldü. İçişleri Bakanlığı kararıyla HDP’nin kazandığı 65 belediyeden 48’ine kayyım atandı. Görevden alınan birçok belediye eşbaşkanı da tutuklandı.
 
Bu süreç, seçimlerden 4 ay sonra 19 Ağustos 2019’da HDP yönetimindeki Diyarbakır, Mardin ve Van büyükşehir belediyelerine kayyım atanmasıyla sürdürüldü. Görevden alındıktan sonra Ekim 2019’da çıkarıldığı mahkemece tutuklanan ve “örgüt üyeliği” iddiasıyla 9 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verilen Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Selçuk Mızraklı ile iktidarın kayyım politikalarını, amaç ve sonuçlarını konuştuk. 
 
Mızraklı’nın tutuklu bulunduğu Kayseri Bünyan T2 Cezaevi’nden sorularımıza verdiği yanıtlar şöyle: 
 
Diyarbakır’ın seçilmiş bir vekili ve belediye eşbaşkanı olarak bir yılı aşkındır tutuklu bulunuyorsunuz. İçeriden dışarısını nasıl görüyorsunuz, gidişatı nasıl okuyorsunuz?
 
24 Haziran 2018’de HDP Diyarbakır Milletvekili, 31 Mart 2019 seçimlerinde Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı seçildim. 19 Ağustos 2019 tarihinde ise yasadışı bir şekilde kayyum ataması yapıldı. Ekim 2019’da da tutuklandım. Ben küçük bir cezaevindeyim ama dışarısı koca bir cezaevine çevrildi. Kendi koltukları için ülkeyi halklar hapishanesine çevirdiler. Bu da yetmedi, son süreçte yaşananlara bakarsak, şu anda ülkeyi halklar mezarlığına çevirmek istiyorlar. Basından takip ettiğimiz kadarıyla ülke doğa felaketlerle karşı karşıya kaldı. Bu doğa felaketleri doğal olmayan müdahaleler sonucunda yaşanıyor. Burada suçlu olan doğa değildir, doğayı rant uğruna bu hale getiren iktidardır. 20 yıllık iktidarlarına baktığımızda, yeşile dair ne varsa betonlaştıran, ucubeleştiren AKP ile karşı karşıyayız. Rant uğruna yakılan ormanlara göz yumanlar bellidir. Yakılan alanları imara açıp yandaşlarına otel yapanlar bellidir. Dereleri HES’lerle kurutan, yatağını değiştiren, bataklığa çeviren yine aynı kişilerdir. Bataklık alanları imara açan, her gördüğü boş alanı TOKİ’ye peşkeş çekenler, bugün afetlerin bir numaraları suçlularıdır. Bunca yiten canın katilidirler. Peş peşe orman yangınları çıktı, en ufak yağmurda seller oluştu. Bütün bunlar iktidarın politikaları sonucu meydana geldi. 
 
 
Bu kadar olumsuz görünen bir ülke tablosu var ama birde sol cevahirimizde büyüttüğümüz umut var. Tüm bu gidişe dur diyebilecek, tüm muhalifleri Üçüncü Yol ile buluşturacak bir umut var.
 
İçeriden dışarıya baktığımızda her yerin yangın yeri olduğunu görüyoruz. Uçuruma doğru hızla giden bir ülke görüyoruz. Doğru, hızlı ve yerinde müdahaleler olmazsa, ne yazık ki ülkenin gidişatı çokta iyi görünmüyor. Irkçılığın hortlatılmak istendiği, koltuklarını kaybetmemek için milyonlarca insanı bir iç çatışmaya sürüklemekten kaçınmayacak bir iktidar gerçekliği var. Bu kadar olumsuz görünen bir ülke tablosu var ama birde sol cevahirimizde koruduğumuz ve büyüttüğümüz umut var. Umut HDP’dir, umut bu halktır. Tüm bu gidişe dur diyebilecek, tüm muhalifleri Üçüncü Yol ile buluşturacak bir umut var. Bizlerde içerden dışarıya baktığımızda bu umudu görebiliyoruz. Bu umut son dönemde daha da büyüyor. Daha da büyüyecek. Kapı kapı, sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy, şehir şehir büyüyüp tüm ülkeyi kucaklayacaktır. Buna inancım vardır. Yeter ki herkesin buna inancı olsun, buna yönelik çalışmalar olsun, mücadele olsun. Tüm bu kötü gidişata rağmen yine de bir umudumuz var. 
 
Aynı zamanda bir sağlıkçısınız, Diyarbakır’da uzun yıllar hekimlik yaptınız. Pandemi koşullarında cezaevlerinde durum nedir? 
 
Öncelikle şuna açıklık getirmek lazım, bu iktidar pandemiyi bahane ederek, tüm hakları askıya alarak, yeni bir yönetim şekli oluşturmak istedi. Hala bunu sürdürmeye çalışıyor. Bunu sadece Türkiye yapmadı, dünyadaki birçok ülke yaptı. Pandemi koşullarını bahane ederek eylem ve etkinlikler yasaklandı. Halkın yaşam tarzına müdahale edildi. Muhalifler bastırıldı. Kendi yandaşlarına her şeyi serbest kılan bir anlayış gelişirken, muhaliflere ise müzik dinlemeyi bile yasakladılar. Sağlıkçılar köleleştirilmek istendi. İşçiler işten çıkarıldı. Eğitim pespaye bir hale getirilmek istendi. İnsanlar yetersiz sağlık hizmetlerinden dolayı yaşamlarını yitirdi. Kendi yandaşlarının rant alanlarını büyütmek uğruna pandemi ile ilgili sağlık tedbirleri alınmadı. Göstermelik birkaç tedbir hayata geçirildi. Bunun sonucunda yüz binlerce insan Kovid-19 olurken, on binlerce insan yaşamını yitirdi. Tüm bunlar alınmayan tedbirlerden kaynaklıdır. Yanlış bir yönetim anlayışından kaynaklıdır. Ama bu yanlış bilerek ve isteyerek yapılmıştır. Hala da yapılmaktadır. Dışarıdaki bu olumsuzluklar tabi ki de cezaevlerine de yansımaktadır. 
 
Şuan bulunduğunuz cezaevinde de tecride karşı açlık grevleri sürmektedir. Pandemi koşullarında açlık grevi ve tutukluların talebi için ne düşünüyorsunuz?
 
Zaten sağlıksız olan cezaevleri, böylesi bir süreçte daha da tehlikeli bir hal almaktadır. Tamamen kapalı bir ortamda yaşamın idame edildiği böylesi alanlar riskli bölge statüsündedirler. Cezaevlerinde insanlar kendi tedbirlerini kendileri almak zorunda. Daha dikkatli davranmak zorundadır. Yaşam bu şekilde sürmektedir. Pandemi risklerinin devam ettiği böylesi bir dönemde, açlık grevleri bu riski daha da arttırmaktadır. Kovid-19’a karşı sağlıklı beslenmenin önemi bilinmektedir. Fakat bu açlık grevleri ile zayıflayan bedenler bu riski büyük oranda taşımaktadırlar. Bu riskin bertaraf edilmesi için bir an önce açlık grevindeki insanların talepleri kabul edilmelidir. 
 
Açlık grevindeki insanların talepleri gayet insani taleplerdir. Tecrit insan hakkı ihlalidir. Cezaevi zaten bir tecrit etme şeklidir. Buna bir de tecrit içinde tecridi dayatırsan, yani insani ilişkileri yasaklarsan, en basit insani hak olan telefonla görüşmeyi, aile ve avukat görüşmelerini yasaklarsan, insanların tepkisi de açlık grevi ile olur. Cezaevindeki insanların en büyük direniş aracı bedenleridir. İnsanlar kendi bedenlerini ortaya koymaktadırlar. Bir an önce buna çözüm bulunmalıdır. Yitip giden canlar olmadan, bedensel hastalıklar kalıcılaşmadan, insani talepleri kabul görmelidir.
 
Gelelim röportajımızın gündemine. 19 Ağustos 2019’da HDP’li üç büyükşehir belediye eşbaşkanları görevden alındı, yerlerine kayyımlar atandı. 19 Ağustos’un üzerinden 2 yıl geçti. Bugünden dönüp o günlere baktığınızda, 19 Ağustos’ta neler oldu?
 
 
Şatafatlı yaşamlarını terk etmek istemeyenler, büyük sarayın ihtişamlı yaşamına özenenler, her ilde kendi küçük saraycıklarını inşa etmişlerdi. Bunu terk etmeyenler, seçimin ertesinde kayyım istemişlerdi.
 
Aslında 19 Ağustos değil, öncesinden bir şeyler oldu. 31 Mart seçimleri ile kayyım atanmış olan belediyeler, yine halkın oldu. Bu yenilgiyi kabul edemeyenler, seçimden bir gün sonra 1 Nisan’da İçişleri Bakanı’na resmi yazıyla başvurarak, kayyım atanmasını talep etmişlerdi. Şatafatlı yaşamlarını terk etmek istemeyenler, büyük sarayın ihtişamlı yaşamına özenenler, her ilde kendi küçük saraycıklarını inşa etmişlerdi. Kendilerine bol israflı bir saray yaşamı dizayn etmişlerdi. Bunu terk etmeyenler, halkın sırtından geçinenler, zaten seçimin ertesinde kayyım istemişlerdi. İçişleri Bakanlığı da daha seçimin ertesinde öncelikle birçok bahane ile HDP’li eşbaşkanlarımızın bir kısmına mazbata vermedi. Birkaç belediyemizi, seçimden birkaç gün sonra yasadışı bir şekilde el koyarak, AKP’lilere peşkeş çekti. Sonrasında ise belediyelerimizin çalışmalarını çok yakından izledi. Dört ay gibi kısa bir sürede eski kayyım dönemine yönelik değil, bizlere yönelik iki defa müfettişler görevlendirildi, denetleler yapıldı. Belediyelerin halkın nefes alma boruları olduğunu, belediyelerin tamamen halkın kontrolünde olduğunu görenler, bundan korktular. Rant araçları ellerinden alınanlar işbirlikçiler, bakanlığa baskı kurdu. Bunun yanı sıra yerel yönetimler ile halkı asimile etmeye çalışan, halkı kimliksizleştirmek isteyen kesimler, politikalarının çökeceğini fark edenler devreye girerek, 19 Ağustos darbesini gerçekleştirdiler.
 
* 2016 yılında da belediyelerinize kayyımlar atanmıştı; 19 Ağustos ikinci kayyım dönemleriydi. İktidarın kayyım politikalarını nasıl değerlendiriyorsunuz, sonuç alınır mı?
 
İktidar Kürt halkını kimliksizleştirme, asimile etme, kadın hareketini bastırmak için kayyımlar atadı. Yani bu iktidar kadına, çocuğa ve yeşile düşmandır. Halka düşmandır. Halk adına, toplum adına ne varsa, bunları yok etmek için yerel yönetimleri seçti. Yerel yönetimler burada yerelin sesiydi. Bu sesi kısmak istediler. Yandaşlarına yeni rant alanları oluşturmak istediler. Yerel yandaşlar oluşturmak istediler. Kürt halkını, Kürt siyasi hareketini çembere almak, yok etmek istediler. Ondan dolayı siyasetçileri tutukladılar, belediyelere kayyım atadılar, dernek ve vakıfları ise uydurma gerekçeler ile kapadılar. Basın organları, TV’lere el koydular. Tüm bunlar birbiri ile bağlantılıdır ve bir politikanın devamıdır. Günden güne güçlenen Kürt siyasi hareketini boğma çabalarıydı. Başaramadılar. İlk dönemler kendileri açısından başarılı bir sonuç yarattığını düşünenler olmuş olsa da bugüne baktığımızda beş yıl geçti ve başarılı olamadılar. 
 
Kürt siyasi hareketi daha da güçleniyor. Halk yerel yönetimler olmadan da birçok sorunu birlikte hareket ederek çözebileceğini görmektedir. Yerel yönetimler önemli mekanizmalardır. Sorunların çözülebileceği alanlardır ama yerel yönetimler dört duvar arasıyla sınırlı değildir. Belediye binaları ile sınırlı değildir. Bugün HDP’nin Yerel Yönetimler Kurulu var. Onlarca belediyemize kayyım atanmış olsa da yerel yönetimler kurulumuz görevi başında ve çalışmalarını yürütmektedir. Yani belediyeyi dört duvarlı bir bina, bir mekan olarak görmüyoruz. Ondan dolayı iktidar bu kayyım atamalarında başarısızlığa uğrarken, bizler ise tüm mekanları ve tüm alanları yerel yönetimlere dönüştürdüğümüz sürece başarılı olacağız.
 
31 Mart seçimlerinden sonra kayyımın arkasından bıraktığı şatafatı, belediyeye ayak bastığınız ilk gün toplumla paylaştınız ve o şatafat halleri ile har gelip harman savurma uygulamaları toplumda büyük tepki topladı. Toplumda kayyım deyince akıllara o görüntüler geliyor. Kayyımları nasıl tarif edersiniz?
 
 
Kayyım israfın görünen yüzüdür. Ankara merkezli altın varaklı, büyük sarayların yereldeki protipidir. Halka sırtını dönmenin, ahlaksız bir yaşamın izdüşümüdür. 
 
Kayyım kısaca bir halkın özgürlüğüne pranga vurmadır. Asimile etme çabasıdır. Yerelde yandaş oluşturma, yeni rant alanları oluşturma girişimidir. Kayyım israfın görünen yüzüdür. Ankara merkezli altın varaklı, büyük sarayların yereldeki protipidir. Halka sırtını dönmenin, ahlaksız bir yaşamın izdüşümüdür. Hamam görüntülerini milyonlarca insan izledi, gördü. Halk orada kayyımların gerçek yüzünü gördü. Zaten o görüntülerin intikamı olarak yeniden saldırıya geçtiler. Halkın gerçek yüzlerini görmesini istemeyenler, buna engel olmak için kayyım atamalarını istediler. Kayyım demek, bir yılda 2 ton fıstıklı kadayıf yemektir. Kayyım demek, İçişleri Bakanı ve eşrafına, milyonlarca liralık değerli mücevherleri belediye kasasından alıp, kanunsuzca hediye etmek demektir. Kayyım demek, kentleri yandaşlara peşkeş çekmek demektir. 
 
 2016 yılından sonra 2019 yerel seçimlerinde partiniz tekrardan belediyelerin yönetimlerine seçildi. 4 buçuk ay görevde kaldınız; şayet kayyım darbesi olmasaydı, Diyarbakır için neler yapacaktınız?
 
16 Nisan 2019’da mazbatayı aldığımızda, zaten bir enkaz ile karşılaştık. Maddi açıdan her şey talan edilmişti ama daha da önemlisi maneviyata saldırı olmuştu. Bir halkın diline, kimliğine, inançlarına saldırmışlardı. Belediyeler üzerinden bir halk kimliksizleştirilmek istenmişti. Yeniden yandaş bir şekilde dizayn edilmek istenmişti. Bizler belediye eşbaşkanları olarak seçildiğimizde, ilk olarak bunlarla mücadele etmek zorunda kaldık. Dört ay gibi kısa bir sürede, bakanlığın, valiliğin, devletin tüm resmi kurumlarının engellemelerine rağmen ilk olarak kapatılan Zarokistanlar açıldı. Kapatılan kadın birimleri yeniden açıldı. Kültür ve sanata dair ne varsa, yeniden toplumla buluşması sağlandı. Bunların yanı sıra, Amed için kanayan yara olan katı çöp toplama alanının ıslahı ve enerji elde etme projelerine başlandı. Amed için sorun hale gelmeye başlayan ulaşım için yeni yol güzergahları, yeni araçlar için girişimler başlatılmıştı. Karacadağ’ın turizme kazandırılması projesi vardı. Doğal üretim ve halka direk ucuz satış merkezlerinin kurulması, giysi fabrikaları, dayanışma ağları gibi birçok projeye başlanmıştı. Hepsi kayyımla birlikte heba oldu. 
 
 Kayyım politikaları, sizlerin tutuklanması, partiniz üzerindeki baskılar, siyasetteki çıkmaz ve toplumsal sorunların büyük kısmı Kürt sorununun varlığıyla bağlantılıdır. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana bir türlü çözülmek istenmeyen Kürt sorunu için ne söylemek istersiniz ve sizce çözümün yolu nereden, neyden geçer?
 
 
HDP’nin ortaya koyduğu Üçüncü Yol stratejisi ile çözülür. Çözmek istenirse, yol ve yöntemler var. Ama eski yöntemler ile çözülmez ve eski yöntemlerde başarılı olunmaz.
 
Osmanlı’nın son dönemlerinde başlayan Kürt isyanları, Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte artmıştır. Bunun sebebi yok sayılan bir halkın kendini var etme mücadelesidir. Kimliği tanınmayan, ‘Dağ Türkü’ olarak lanse edilen bir halkın haklı bir mücadelesini görmekteyiz. Bunu demokratik yöntemlerle çözmeye çalışmaktadır. Yüz yıllardır Kürt sorununu öteleyen, halının altına süpürüp erteleyen zihniyet, inkarcı zihniyet, bugün de aynı yöntemlerle sorunu çözmeye çalışmaktadır. Onlarca kez denenen ama başarılı olmayan bu yöntemleri teknolojik imkanları arkasına alarak, daha da baskıcı bir şekilde bir kez daha denemeye çalışmaktadırlar. Takriri sükun ile, tehcir ile sıkıyönetim ve OHAL’ler ile sorunu daha da büyütenler, bugün kayyımlar ile çözmeye çalışmaktadır. Kürt sorunu sadece kayyımların atanması sonucunu doğurmamıştır. Kürt sorununun çözümsüzlüğü, Türkiye’nin ekonomisinin çökmesinin, eğitimden sağlığa, tüm alanlarda bozulan gidişatının ana nedenidir. Sırf çözümsüzlüğü dayatanlar, ırkçılığı yükseltenlerdir. Bir arada kültürünü yok etmek isteyenlerdir. Bu ülkenin karanlığa teslim olmasını isteyenlerdir. Siyasi ve ekonomik rant elde edenler, bu sorunu çözmek istemeyenlerdir. 
 
Sorunun çözümü aslında bellidir. Halklar hapishanesine, mezarlığına çevrilmek istenilen bu ülkenin halklar bahçesine dönüştürülmesi ile çözülür. Sadece Kürt halkının değil, bu topraklarda yaşayan tüm halkların kimlikleri tanınarak, anayasal güvenceye alınarak çözülebilir. Anadilde eğitim hakkı ile çözülür. Halkların kültürlerini özgürce yaşayabilmesi ile çözülür. Yeni bir anayasa ile çözülür. Demokratik birlikte yaşam ile çözülür. Siyasi bir süreç ile çözülür. HDP ile çözülür. HDP’nin ortaya koyduğu Üçüncü Yol stratejisi ile çözülür. Çözmek istenirse, yol ve yöntemler var. Ama eski yöntemler ile çözülmez ve eski yöntemlerde başarılı olunmaz. Baskıcı yöntemler ile kayyımlar ile bu sorun çözülmeyeceği gibi daha da büyüyecektir. Baskı yöntemleri ile Kürt halkını dize getireceğini sananlar, geçmiş tarihte olduğu gibi bugünde yanılacaklardır. Yine hüsrana uğrayacaklardır. Bu halk çok fazla bedel ödedi. Bundan sonrada gözünü kırpmadan ödeyecektir. Ondan dolayı baskıcı ve zor yöntemler asla başarılı olmayacaktır. Bu halk her zaman olduğu gibi bugünde kazanacaktır. 
 
MA / Özgür Paksoy

Diğer başlıklar

09:50 Töreni hüzün ve mutlulukla izlediler: Başkana inancımız tam
09:39 Sebahat Tuncel: Sembolik adım atıldı, hukuki ve demokratik alan açılmalı
09:32 Saliha Aydeniz: Silahların yakılması yeni bir mücadelenin başlangıcı
09:30 Genel İş yöneticileri tahliye oldu
09:29 Yangın nedeniyle 2 mahalle tahliye edildi
09:07 Ünsal: Demokratik siyaset için anayasal düzenlemeler yapılmalı
09:06 Tarihi törene tanıklık edenler umutlu: Sorumluluk herkeste
09:04 Kalp krizi geçiren hasta tutsağın tahliyesi için yeni başvuru
09:04 Yazar Karakuş: Hukuksal reform yapılırsa süreç ilerler
09:02 Zîlan Katliamı'nın üzerinden 95 yıl geçti
09:01 Botanlılar Meclis'te düzenleme bekliyor
09:00 12 TEMMUZ 2025 GÜNDEMİ
08:48 Özgürlük öncüleri ateşin ışığıyla 'yeniden doğuşa' adım attı
07:55 Tetwan'da coşkulu konser
11/07/2025
23:24 Yakılan silahlar Casenê Mağarası’nda muhafaza edilecek
23:04 Halk buluşmaları: Devlet bir an önce somut adım atmalı
22:54 Mersin’de gençlerden havai fişekli kutlama
22:44 13 yıl aradan sonra tahliye edildi: Önderliğe güvenelim
21:45 Mesud Barzani: Uygun şartlar oluşursa Öcalan ile görüşme gerçekleşebilir
21:23 İmamoğlu: Sürece yapıcı desteğimiz sürecek
20:44 Agirî’de ‘Kadın Kurtuluş İdeolojisi’ atölyeleri sürüyor
20:36 Gerok MA Agirî’de çocukları eğlendirdi
20:26 İran'da 3 tutsak idam tehdidi altında
19:48 Danıştay’dan ‘Barış Akademisyenleri geri dönmeli’ kararı
19:43 Fransa’da X'e 'algoritma' soruşturması açıldı
19:36 İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan: Her iki taraf açısından da büyük bir kararlılık var
19:29 Bafil Talabani: PKK’nin yeni bir dönem başlatma kararı tarihi bir adımdır
19:23 Neçirvan Barzani: Üzerimize düşen her şeyi yapmaya hazırız
19:01 AİHM kararı sonrası mahkemeye tahliye başvurusu
18:50 Semsûr Belediye Başkanvekilliğine Ufuk Bayır seçildi
18:44 Besê Hozat: Çok netiz
18:18 Wan’da bir akademisyen tutuklandı
18:09 Fabrika patlamasında 4 kişiye ceza
18:05 Bakan Tunç: Bundan sonra çok işimiz var
17:59 30 yıllık tutsak Erdem’in tahliyesi 2’nci kez ertelendi
17:49 DEM Parti Eş Genel Başkanları: PKK'nin töreni demokratik ve özgür yaşama davettir
17:44 Sivas’ta toprak kayması: 2 işçi göçük altında kaldı
17:26 Erdoğan: Atılan adımın hayırlara vesile olmasını diliyorum
16:49 Davutoğlu: Yapmamız gereken yeni döneme öncülük etmek
16:23 Özel'den ilk açıklama: Süreç Meclis'te hızlı ve kararlı adımlarla yönetilmelidir
16:03 Leman Dergisi Yazı İşleri Müdürü gözaltına alındı
16:01 Kurtulmuş: Komisyonla ilgili çalışmalarımızın sonuna geldik
15:45 Silah yakma törenine katılanların isimleri
15:42 Tahliye olan Fikret Ataş: Önemli olan toplumsal özgürlük
15:33 Fis Ovası'nda tarihi anlara tanıklık
15:27 Tarihi törenin Amed'de yankısı: Silah bırakanlar için anayasal güvence istiyoruz
15:21 Dünya basının gündemi tarihi tören
15:20 Harun Karay için kurulan taziyeye ziyaret
15:11 Barış Anneleri: Devletin bahanesi kalmadı, adım atılsın
14:53 Beylikdüzü Belediye Başkanı Çalık hastaneden cezaevine gönderildi
14:53 30 yıllık tutsak: Artık devletin somut adım atması lazım
14:47 Neçirvan Barzani: Önemli ve sevindirici bir adım
14:15 ÇHD’den Alevi katliamları hakkında suç duyurusu
14:02 Tarihi töreni ekranların başında izlediler
14:00 İşte silah yakma töreninin görüntüleri
13:13 Tarihi törenin ayrıntıları: Yasal düzenlemelere ihtiyaç var
13:06 AKP Sözcüsü Çelik: Kritik eşik aşılmıştır
13:00 Tarihi gün: Barış ve Demokratik Toplum Grubu silahları imha etti
12:45 Besê Hozat da tarihi törende
12:45 Bahçeli: PKK'nin kurucu önderi sözünü tuttu
12:39 Tarihi törenden ilk görüntüler
12:20 Tarihi töreni izleyen heyet alandan çıkış yaptı
11:49 Barış ve Demokratik Toplum Grubu: Silahlarımızı özgür irademizle imha ediyoruz
11:16 Törenin adresi: Şikefta Casenê
11:06 UCM: Sudan’da insanlığa karşı suç işleniyor
11:01 DBP, HDK ve DEM Parti heyeti tören alanında
10:45 Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Yiğit Bulut yaşamını yitirdi
10:33 Halk ‘Barış ve Demokratik Toplum Grubu’nu bekliyor!
10:16 Halk maden ocağı araçlarını beldeden çıkardı
09:50 Uluslararası delegasyon tören alanına hareket etti
09:08 Trump Kanada’ya yüzde 35 gümrük vergisi uygulanacağını açıkladı
09:04 Tunç Soyer: İktidarın sillesini yiyenler ortaklığı büyütmeli
09:04 'Sahtecilik' tespit edilen Cengiz Holding projesini yargıya taşıyacaklar
09:03 33 'Düş Yolcusu' etkinliklerle anılacak: Birleşik zeminde buluşalım
09:03 YSP Eş Genel Sözcüsü Asena: Yeni bir mücadele süreci başlıyor
09:02 Halk buluşmaları: Çözüm isteniyorsa demokratik adımlar atılmalı
09:02 Emekliler düşük zamma tepkili: Yapılan zulümdür
09:01 Bozan: Sürecin yeni aşamasında Meclis'e tarihi görev düşüyor
09:01 Ömrünün 30 yılı cezaevinde geçti: Samimiyet için hasta tutsaklar bırakılmalı
09:01 Kobanê Davası’nda savunma kitabı: Jin Jiyan Azadî
09:00 Verem hastası tutsağa 3 yıldır kelepçeli muayene dayatılıyor
09:00 11 TEMMUZ 2025 GÜNDEMİ
07:49 Tarihin akışının değiştiği ana doğru yol almak
07:44 Töreni izleyecek heyet Süleymaniye yolunda
10/07/2025
23:17 Halk buluşmaları sürüyor: Bu süreç halkın sürecidir
22:48 Festivalin 14’üncü günü kadın ve çocuklara adandı
22:20 Siyasi partilerden Barrack’ın açıklamalarına tepki
21:03 Törene katılacak heyetten açıklama: Tarihi ana tanıklık edeceğiz
20:53 ‘Beşler’ anıldı
20:16 Hesendîn yaylasına dayanışma ziyareti: Direnişimizi büyütelim
20:09 DEM Parti ekolojistlerle buluştu
20:02 Törene katılacak heyet sınırdan geçti
19:59 Dêrsim’de uyuşturucu ve şiddete karşı yürüyüş
19:39 Riha’da Sit alanının kooperatiflere peşkeş çekilmesi protesto edildi
19:07 Ali İsmail Korkmaz darp edildiği sokakta anıldı
18:50 Agirî’de ‘Kadın Kurtuluş İdeolojisi’ atölyeleri
18:32 Törene katılacaklar Cizîr’den zılgıtlarla uğurlandı
18:17 Meclis 10 gün boyunca ara vermeden çalışacak
18:04 Lazkiye yangını büyüyor, konvoylar yola çıktı
18:00 Ege'de 3 kentte yangın
17:53 Yargıtay TTB Merkez Konseyi kararını bozdu
17:45 Danıştay Harmandalı kararını verdi: Depolama durdurulacak
17:41 Mağdur yakınları: En ağır şekilde cezalandırılsın
17:25 Adıyaman Belediye Başkanı Tutdere görevden uzaklaştırıldı
17:12 Ağuçan’da aşure pay edildi: Doğamız kutsalımızdır
17:04 11 yıl sonra tahliye edilen ağır hasta tutsak Aşa’ya coşkulu karşılama
17:01 Amed’den yola çıkanlar: Yarın yeni bir aşamaya geçilmiş olacak
17:00 Fens davasında tutsakların savunma yapmasına izin verilmedi
16:55 Yusuf Akın'ı öldüren askerler aklandı!
16:51 Gazeteci Hividar Önver ifade verdi
16:21 30 yıl sonra tahliye oldu: Mücadeleye devam edeceğiz
15:40 Abdullah Okur’un taziyesine kitlesel ziyaret
15:25 PKK’nin töreni için yola çıkan gazeteciler: Tarihi anlara tanıklık edeceğiz
14:34 İşkenceyle katledilen Kocakaya’nın ailesine ceza
14:18 İzmir’de belediye işçilerinden işten çıkarmalara karşı eylem
14:05 7 gazeteci için hapis talebi
13:56 Wan TUHAY-DER kongresinde 'görüntülü mesaj' coşkusu
12:20 PKK'nin töreni için Amed'den yola çıktılar
12:17 Gar Katliamı’nda yaşamını yitirenler anıldı
11:56 Amed’de petrol arama ruhsatı 2 yıl uzatıldı
11:47 İran rejiminin artan baskılarına karşı çağrı
11:34 Uşak'taki yangınlar kontrol altına alındı
11:29 Mêrdîn'de şüpheli kadın ölümü
11:20 İnstagram’dan Ajansa Welat’a sansür
10:43 Erdoğmuş: Gerekçe ortadan kalktı, herkese sorumluluk düşüyor
10:33 Tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı Çalık anjiyoya alındı
10:24 'Devlet süreci uzatmamalı'
10:01 Rusya'dan Ukrayna'ya hava saldırısı: 2 ölü
09:40 Teksas’taki selde yaşamını yitirenlerin sayısı 119’a yükseldi
09:39 Hamas, İsrailli rehineleri serbest bırakmayı kabul etti
09:28 Tahmaz: Öcalan’ın çağrısı demokratik siyasetin görevlerini tarif ediyor
09:23 ÖHD Eş Genel Başkanı: Artık yasal değişiklikler yapılmalı
09:21 AYM kayyım düzenlemesinin iptalini görüşecek
09:19 Hesendîn için direnişteler: Dayanışma bekliyoruz
09:18 26 yıl sonra Öcalan'ın sesini duyan anneler: Umudumuzu büyüttü
09:17 Ali İsmail Korkmaz'ın annesi: Hukuksuzluk canımızı daha çok yakıyor
09:16 Gazeteci Er: Sürecin geleceği hükümetin tutumuna bağlı
09:15 Tokat Cezaevi'nde 8 aydır tedavi edilmeyi bekleyen tutsaklar var
09:14 Francesco Cerasani: Öcalan çağrısıyla yeni bir kapı araladı
09:13 Çatışmalı süreçte 2 çocuğunu yitirdi: Komisyon kurulmalı, adım atılmalı
09:12 KHK’liler 9 yıldır işe iade edilmeyi bekliyor
09:11 Sanatçı Pınar Aydınlar: Barış ve özgürlük tüm ülkenin derdi olmalı
09:10 Mûş Baro Başkanı: Meclis üzerine düşen rolü oynamalı
09:10 Roboskîli anneler: El ele verirsek barış gelir, acılarımız azalır
09:04 Şirnex doğası 10 yeni enerji faaliyetiyle talan edilecek
09:02 Dengbêj Şakiro’nun adı Agirî’de yaşatılacak
09:00 10 TEMMUZ 2025 GÜNDEMİ
08:51 Şile Belediyesi Başkanı Kabadayı gözaltına alındı
08:00 KCK'den Öcalan'ın çağrısına yanıt: İstenilen somut adımı atacağız
07:38 Yüzde 91 engelli ağır hasta tutsak Hasan Aşa tahliye edildi