Bakanlıklar Anter davasında 3 yıldır mahkemeye yanıt vermedi

img
DİYARBAKIR - Adalet ve Dışişleri bakanlıkları, zaman aşımına bir yıl kalan Musa Anter Davası'nda, mahkemenin tetiği çekenin Hamit Yıldırım olduğunu söyleyen ve İsveç'te yaşayan JİTEM itirafçısı Abdulkadir Aygan'ın dinlenmesi talebine 3 yıldır yanıt vermedi. 
 
Kürt bilge Musa Anter (Apê Musa), 20 Eylül 1992'de Kültür ve Sanat Festivali'ne katılmak için geldiği Diyarbakır'da, uğradığı silahlı saldırıda katledildi. Bir anlaşmazlığı çözmek için aracına bindiği kişilerce Ergani ilçesine götürülmek istenen Anter, Seyrantepe Semti'nde bulunduğun araçtan indirilerek, uzun namlulu silahlarla sokak ortasında öldürüldü. Suikasta uğrayan Anter’in yanında, daha sonra AKP'den milletvekili seçilen ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Kontrterör eski Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün "Tayfun" kod adlı MİT çalışanı olduğunu açıkladığı Orhan Miroğlu bulunuyordu. 
 
Eymür, 4 Mart 2016 tarihinde Ankara 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada kullandığı bu ifadenin, MİT'in JİTEM'de görev aldığı tespit edilen “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım'dan alınan 100 sayfalık ifadesinde yer aldığını söyleyip, o ifadeyi mahkemeye sundu. 
 
Yeşil'in ifadesinde Orhan Miroğlu'nu "Tayfun" olarak tanıdığını belirttiğini söyleyen Eymür’ün, yine Yeşil'in o dönem MİT'e değil, jandarmaya çalıştığını söylemesi, Miroğlu'nun da Anter cinayetini işleyen JİTEM'le ilişkili olabileceğini akıllara getirdi.
 
"Tayfun" isminin ortaya atılmasıyla ilgili Anter'in oğlu Dicle Anter, o dönem “Orhan Miroğlu ile ilgili uzun süredir böylesi spekülasyonlar vardı, babam vurulduktan sonra uzun seneler zaten hiç konuşmadı. Sonradan ifade vermeye başladı. İnsanın ister istemez aklına bazı şeyler geliyordu ancak biz öyle değerlendirmemiştik. Orhan Miroğlu’nun o zaman samimiyetine güvenmiştik. Nihayetinde o da mağdur bir insandı, yaralanmıştı. O şüphemiz ‘Tayfun’ isminin ortaya atılmasıyla yüzde 100 arttı” değerlendirmelerinde bulundu.
 
SUSURLUR RAPORU
 
Üzerinden 29 yıl geçen cinayete ilişkin farkı kurguların oluşturulması, farklı isimlerin cinayetle ilişkilendirilmesi, yapay izlerin çoğaltılarak cinayete giden asıl izlerin takip edilmesinin zorlaştırılması, belirsizleştirilmesi, devletin cinayeti gizleme stratejinin bir parçası olarak yorumlanıyor. 
 
Kutlu Savaş'ın hazırladığı ve JİTEM ile MİT'teki yasadışı oluşumların işlediği suçlar ve bu suçlara adı karışanlara ilişkin bilgilerin yer aldığı Susurluk Raporu’nun 12’nci sayfasının "devlet sırrı" denilerek kamuoyuna açıklanmaması da bu stratejinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. 
 
GAZETECİ 26 YIL SONRA KONUŞTU
 
Devletin varlığını kabul etmediği JİTEM'in Anter cinayetteki rolünü teyit edenlerden biri ise yıllar sonra konuşan gazeteci Ferit Aslan oldu. Cinayetin ardından olay yerine gidince failler tarafından kaçırıldığını 26 yıl sonra açıklayıp, Anter davasında dinlenen Aslan, o güne dair anlatımlarında "Emniyet’te verilen ifadeler ve çizilen robot resimlerle bizi kaçıran şahıslardan birinin JİTEM'ci, 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım olduğunu öğrendik" dedi. 
 
NELER YAŞANDI?
 
Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı’nın Anter cinayetine dair başlattığı 1992/2598 numaralı soruşturma dosyası uzun yıllar raflarda kaldı. 2004 yılına gelindiğinde itirafçı Abdülkadir Aygan’ın o dönem işlenen pek çok faili meçhul cinayete ve JİTEM’in yapısına ilişkin itirafları Ülkede Özgür Gündem gazetesinde yayınlandı. 
 
Aygan hem verdiği röportajlarında hem de aynı yıl yayınlanan “İtirafçı Bir JİTEM’ci Anlattı” isimli kitabında Musa Anter cinayetini gerçekleştiren JİTEM timinin içerisinde yer aldığını anlattı ve cinayetin “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından planlandığını söyledi. Aygan, kendisinin ve “Hogir” kod adlı Cemil Işık’ın cinayet sırasında bölgede olduklarını, tetiği ise Şırnaklı Hamid’in çektiğini kaydetti.  Ancak Aygan’ın bu itiraflarına rağmen yargı harekete geçmedi.
 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2005 yılında Anter cinayetine dair Türkiye'yi “yaşam hakkını ihlal etmek”ten ve "mahkemeye etkin erişim hakkını engellemek”ten mahkum etti. 
 
AYGAN'IN İTİRAFLARI 
 
2009 yılına gelindiğinde ise Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, Abdülkadir Aygan’ın itiraflarını ihbar kabul ederek katliamdan 17 yıl sonra, dosyanın zamanaşımına uğramasına 3 yıl kala yeniden soruşturma başlattı. İtirafçılar Cemil Işık, Ali Ozansoy, Abdulkadir Aygan, Hamit Yıldırım, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Abdülkadir Aygan’ın dosyası İsveç’ten “ivedilikle” iadesi için Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Diğer şüphelilerin yeni kimlik alıp almadıkları konusunda ve yurt dışına giriş çıkışlarıyla ilgili Emniyet Genel Müdürlüğüne ve İçişleri Bakanlığına bildirimler yapıldı. Ancak soruşturmanın derinleştirilmesi yine mümkün olmadı.
 
2012’DE İLK GÖZALTI
 
Musa Anter’in 20 Eylül 1992’de öldürülmesiyle ilgili Aygan’ın fail olarak işaret ettiği Hamit Yıldırım, davanın zaman aşımına uğramasına 3 ay kala 29 Haziran 2012’de gözaltına alındı. Yıldırım’ın 2 Temmuz 2012’de tutuklanmasıyla dava zamanaşımından kurtuldu. Başlatılan soruşturma sonucu hazırlanan 25 Haziran 2013 tarihli iddianame, 5 Temmuz 2013’te Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
 
JİTEM ANA DAVASIYLA BİRLEŞTİRİLDİ
 
Ancak açılan bu dava, önce 1999 yılında açılan 11 sanıklı ve 2005 yılında açılan 5 sanıklı davalarla, akabinde ise süren JİTEM Ana Davası ile birleştirilerek 2015 yılında “güvenlik” gerekçesiyle Ankara’ya nakledildi. Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi, birleştirme kararına itiraz etti. Mahkemenin itirazını değerlendiren Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi’nin 29 Ocak 2016 tarihli kararıyla iki davanın birleşmesi kesinleşti.
 
2022’DE ZAMAN AŞIMI DOLUYOR
 
Ankara’da görülmeye devam edilen davanın Haziran 2017’deki duruşmasında sanık Hamit Yıldırım, “tutukluluk süresi dolduğu” gerekçesiyle tahliye edildi. 
2016 yılından bu yana Ankara’da görülen dava dosyasının Eylül 2022’de zaman aşımından düşme riski var.
 
CENAZESİ KAÇIRILARAK DEFNEDİLDİ
 
Musa Anter cinayetini ve yılardır süren yargılama süreçlerini konuştuğumuz oğlu Dicle Anter, babasının ölüm haberini aldıkları zaman yaşadıklarını, şu sözlerle dile getirdi: "Eylül ayı çok önemli olayların yaşandığı bir ay. Babamın vurulduğu günde bu günlerden biridir. Diyarbakır Seyrantepe’de tuzağa düşürülerek katledildi. Ben annem ve kardeşlerim İsveç’teydik. Haberi aldıktan sonra aynı gün uçağa binip gelmek istedik. Diyarbakır’a bilet olmadığı için diğer gün İstanbul’a geldik. Daha sonra uçak ile Batman’a geldik. Oradan da Diyarbakır’a geldik. Geldiğimizde babamın cenazesinin kaçırılarak defnedildiğini öğrendik. Bizi defnetmek istedik ancak cenazeyi bizden kaçırarak erken saatlerde vasiyet ettiği yere değil, Zivînge’ye askeri konvoy ile götürüp defnedildi. Bu an içimizde büyük bir yara. Onun ve bizim istediğimiz gibi bir defin olmadı." 
 
55 YILLIK TANIKLIK 
 
Cesur olması ve hiçbir zaman geri adım atmamasının babasını hedef haline getirildiğini ifade eden Anter, "Musa Anter’in en büyük tanımını arkadaşı, yoldaşı Cahit Yıldırım yapmıştır. 'Musa Anter dahilik ile delilik arasında ince bir çizgide yürür' derdi. Babamın topu tüfeği olan barbar bir devletle elinde kalemi ile savaşmasını delilik olarak tanımlıyordu. Babamın bu kadar birikiminin olması ve Türkiye’yi iyi bir şekilde tanıyor olması, onu hedef haline  getirdi. Diyor ya; 'Türkiye’deki 55 yıllık katliam, baskı ve şiddetin sanığı, tanığı ve davacısıyım.' Buradan da yola çıksak, O’nun neden hedef haline getirildiğini öğrenebiliriz. Aslında Türkiye davacısını, tanığını ve sanığını katletti" diye konuştu.
 
MUSA ANTER’İ ‘APÊ MÛSA’ YAPAN ŞEY?
 
Musa Anter’in “Apê Mûsa” olmasının ise Kürt halkını çok iyi tanımasından geldiğini söyleyen Anter, "Annesi Fesla Anter, Türkiye’nin ilk muhtarlarından biri. Gençliğinde yaşanan Dersim Soykırımı’na olan tepkisi, İstanbul’da arkadaşları ile birlikte verdiği mücadelesi, idealist olması, Kürt halkına verdiği sözü hayatı pahasına savunması, babamı Kürt halkının için Apê Mûsa yapmıştır. 50’li yıllarda Diyarbakır’da ilaç işi yaptığında bölgeyi çok iyi tanıyan biri haline geldi. Müthiş bir birikim sahibi oldu. Adana’dan Kars’a her yere hakim biriydi. Bilgi ve birikimi çok iyi bir insan. Cegerxwîn ile mücadele vermiş bir insan. Avrupa'da ve daha birçok yerde direnişi biliniyordu. O dönem direnen sayısı çok azken babam öncü rolü oynuyordu. Kürtlerin olduğu her yerde şu an Anter tanınıyor. Mücadelesi kitaplarda ve hala tanığı olan kişiler tarafından tanınıyordu" şeklinde konuştu.
 
'MİZAHIYLA KİTLELERİ İKNA EDERDİ'
 
Babasının mizah yönünü öne çıkartarak kitleleri ikna ettiğini belirten Dicle Anter, "En büyük özelliğini 7’den 70’e herkes anlaşan biriydi. Çocukla çocuk. Genç ile genç olan biriydi. Bir filozof tarzında değil, halkın anlayacağı dil ile konuşurdu. Anlatmak istediğini fıkra ile anlatır. Aradan uzun yıllarda geçse de bu fıkralar unutulmazdı. Batman’da düzenlenen HEP buluşmasında söylediği hem kuş hem hırsız fıkrası halen dillerde. Günlük yaşamı boyunca mizahı çok seven bir insan.  İstanbul veya köyde olduğu zaman mizahını korurdu. Halk üzerinde etkisi çok büyük" ifadelerini kullandı. 
 
DAVA ZAMAN AŞIMINDA
 
Anter, babasının cinayetine dair yıllardır süren yargılamalara dair ise şunları söyledi: "1995’te İsveç’ten dava için döndüğümüzde eskiden mor dosya vardı. O dosyada A-4 sayfası vardı. O sayfadan yola çıkarak her şeyi ortaya çıkardık. Her şey biliniyor artık. Kimin yaptığı belli. Ağar diyordu ya 'Bin operasyon yaptık.' Derin devletin adamı diye biliyorduk. Sedat Peker de bunu itiraf etti. Gerekli bilgileri bilen kişiler öldürülüyor.  Cem Ersever bunlardan biri. Peker bu konuda ne biliyor? Onu açıklaması gerekiyor. O dönem yaşananlar mutlaka onunla konuşulmuştur. O da biliyor. Cinayet ortaya çıkarılsa birçok katliamın sorumlu olanlar ve detayları ortaya çıkar. Ceza da alacaklar. 40 senelik bir cinayet ağı, babamın cinayetinde yer aldı. İşte sorumlular açığa çıkarsa 40 yıllık cinayet ağı ortaya çıkar. Dava zaman aşımı ile de karşı karşıya. Önümüzdeki sene 30 sene oluyor. 24 Kasım’da mahkemesi var. Ondan sonra 9 ay kalıyor."
 
KATLEDİLMEDEN 3 HAFTA ÖNCE GÖRÜŞMÜŞTÜ
 
Babası ile toplamda 4 yıllık bir süre geçirdiğini dile getiren Anter, "Babam katledildiğinde 42 yaşındaydım. Cezaevi, sürgün ile geçen bir hayatı vardı. Ben de dışarıda okudum. Pek görüşemedik. 25 sene yurt dışında kaldım. Mektuplar ile haberleşiyorduk. Vurulmadan 3 hafta önce beraberdik. Ona yazdığım makaleleri gösteriyordum. En çok acı çektiğim nokta. Fikren ona kendimi yakın hissettiğim zamanda kaybetmiştim. Danışarak birçok şeyi öğrenebilme aşamasına gelmiştim. Anılarımız vardı tabi. Nusaybin’e geldiğinde futbol oynuyordum. O zaman da iki gol attım. Onu görünce, Dicle Anter’in babası dediler. Oda, 'Ben bu halk için bu kadar mücadele vereyim, 2 gol attı diye beni Dicle ile tanıyorlar' esprisi yapmıştı" dedi.
 
MİT-JANDARMA-EMNİYET ÜÇGENİ 
 
Anter ailesinin avukatı Selim Okçuoğlu ise dava dosyası için hazırlanan iddianameyle JİTEM yapılanmasının deşifre olmasına rağmen, JİTEM'in devlet görevlileri tarafından kabul edilmediğini, dava dosyasına gelen bir takım yazışmalardan JİTEM'in 80’lerin sonunda bir yasal dayanağı olmadan kurulduğunu ve yasallık getirilmeye çalışıldığını, ancak daha sonra da lağvedildiğinin anlaşıldığını söyledi. Av. Okçuoğlu, iddianameden hareketle JİTEM'in devlet tarafından kurulduğunun kabul edildiğini söyleyebileceklerini ifade ederek, şöyle konuştu: "Tabiî JİTEM terörle mücadele için kurulan illegal para militer bir yapı. Onun faaliyetlerine konusunda dosyaya yansıyan bilgilere göre haberdarız. Bu yapıda kimler görev almış, somut anlaşılır bir şekilde bu iddianame ile ortaya konmuş. Yargılama sırasında edindiğimiz bilgilere göre, terörle mücadele bahanesiyle o dönem bu tür illegal yapılar oluşturuldu. Buradan özellikle bölgede ve batı metropollerinde Kürt iş insanlarına, aydınlarına, sayılan sevilen kanaat önderlerine yönelik cinayet organizasyonlarının planlandığı deşifre oldu. Özellikle MİT, Jandarma ve Emniyet üçgeninde illegal yapıların işbirliği yaptığı ortaya çıktı."
 
EKİBİN BAŞINDA CEM ERSEVER VARDI
 
Okçuoğlu, dava dosyasına yansıyan bilgilere göre Anter cinayetinin o dönem Ankara'da bulunan JİTEM Komutan Vekili Binbaşı Cem Ersever'in başkanlığında bir grup tarafından planlandığını kaydetti. Okçuoğlu, "Bu olayın organizasyonu için Musa ağabeyin Diyarbakır Belediyesi'nin düzenlediği kültür etkinliğine çekildiği, burada bir takım itirafçıları kullanılarak kendisiyle iletişime geçildiği ve bir bahaneyle bulunduğu yerden alınarak infaz edildiği ortaya çıkmış durumda. Dosyaya yansıyan bilgilere göre, Belediye Başkanı Turgut Atalay, Musa Anter'in festivale çağrılmasına karşı çıkıyor. Ancak kurulan Kültür Komisyonunun ısrarı üzerine kabul etmek zorunda kalıyor. Bize göre, o Kültür Komisyonu organizasyonu da bu yapının manipülasyonuyla Musa Anter'i Diyarbakır'a çekti. Bize göre, tetiği çeken planlamayı yapan, organizasyonu yapan, kişiler net. Kafamızda olayı çözmüş durumdayız. Musa Anter'in katledilmesindeki sorumluluk o dönemin devlet görevlilerine ait" dedi.
 
3 YILDIR YANIT VERİLMEDİ 
 
Av. Okçuoğlu, mahkemenin ‘Tetiği Hamit Yıldırım çekti’ diyen eski JİTEM elamanı ve İsveç'te yaşayan Abdulkadir Aygan'ın dinlenilmesi için 13 Kasım 2018'de kurduğu ara kararla Adalet ve Dışişleri bakanlıklarına yazdığı müzekkereye 3 yıldır yanıt verilmediğini de hatırlattı.
 
"Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım'ın 70’lerden itibaren istihbarat elemanı olduğu söyleyen Okçuoğlu, MİT'in saha elemanı, istihbarat elemanı olduğu daha sonra Jandarma İstihbaratına geçtiği, cinayet işlendiğinde Jandarma İstihbaratı için görev yaptığı, 1994 yılında da MİT'e geçtiğinin sabit bir biçimde ortada olduğunu kaydetti. Okçuoğlu, “Bizim dosyamızda Abdulkadir Aygan sanık, Mahmut Yıldırım sanık, Mahmut Yıldırım kayıp. Hakkında kırmızı bülten çıkarıldı. Abdulkadir Aygan İsveç'te yaşıyor. Hem sanık olarak yargılanıyor hem de Hamit Yıldırım'ın teşhisini yönelik ciddi anlatımları var. Abdulkadir Aygan'ın İsveç'te ifadesinin alınması konusunda bir tıkanma yaşıyoruz. Çünkü bir kaç yıl önce mahkeme heyetinin gidip İsveç'te Aygan'ın savunmasının alınması konusunda bir ara karar oluşturdu ve bu kararın gereğinin yerine getirme konusunda Adalet Bakanlığına ve Dış İşleri Bakanlığı'na çok sayıda yazı yazdı. Ancak bakanlıklardan hiçbir olumlu dönüş yapılmadı. Mahkeme, Aygan'ın ifadesi alınamadığı için bu yargılamayı bitiremedi. Biz dosyanın tefrik kararı vermesini talep ediyorduk, ama mahkeme bu talebimizi kabul etmedi. Bu noktada bir tıkanma yaşıyoruz. Zamanımız kısıtlı, bir yılık süremiz var. Bu sürede yargılamanın bitmesi bir karara bağlanması mümkün görünmüyor" dedi.
 
SONUÇ ENGELLENİYOR 
 
90’lı yıllara dair bazı davaların demokratikleşme süreciyle birlikte açıldığını vurgulayan Okçuoğlu, fakat sürecinin sona erdirilmesiyle birlikte AKP’nin Ergenekon ve 90’larda yeraltı faaliyetlerini yürüten yapılarla ve aktörleriyle işbirliği yaptığını gördüklerini ifade etti. Bunun en somut örneği olarak “Mehmet Ağar”a işaret eden Okçuoğlu “Kürt meselesinde güvenlikçi politikaların ön plana çıkarılmasıyla oluşan sonuçları görüyoruz. Bazı yapılarla işbirliği yapıldı ve bu iş birliği bütün devlet bürokrasisine yansıdı. Dışişleri, Adalet Bakanlığı bürokrasisi, davalarda çok fazla sonuç alıcı gelişmelerin alınmasını engellemeye çalışıyorlar" dedi.
 
MA / Fethi Balaman - Mehmet Aslan

Diğer başlıklar

17/11/2025
23:59 ‘Kamu görevlileri tarafından uyuşturucu dağıtımı yapılıyor’
23:37 Irak seçimlerinin nihai sonuçları açıklandı
23:20 Çiçek Otlu: Bakanlık ve ATK, Rojin Kabaiş'in cinayetine ortaktır
23:11 ‘İçişleri Bakanlığı bütçesinde barışa, adalete ve ekmeğe tek bir kuruş yok’
22:24 'Bîra Sûrê' Rojava Film Festivalinde
21:51 Süveyda’nın batısı ağır silahlarla bombalanıyor
21:29 Kayseri'de 74 kişi gıda zehirlenmesi şüphesiyle hastaneye başvurdu
20:44 Dilek İmamoğlu'ndan 'toplumsal sorumluluk' çağrısı
20:38 Tanhan: Kayyım ve bürokratlar hakkında mali soruşturma açılsın
20:13 Zehirlenme faciasında baba Servet Böcek de hayatını kaybetti
19:40 Kadınlardan Berk Akand protestosu
19:35 DEM Parti Kadın Meclisi'nden direnişteki işçilere ziyaret
19:16 DEM Parti Eş Genel Başkanlarından Berivan Kutlu için taziye mesajı
18:53 Suriye’de Alevi evleri işaretlendi, evleri boşaltma çağrısı yapıldı
18:49 Kuzey Ege için fırtına uyarısı
18:47 Devrilen kepçenin altında kalan Akkaya yaşamını yitirdi
18:43 Gazeteci Aykol'un tedavisi ek ilaçlarla devam ediyor
18:33 Kadınlar şiddete karşı mücadele yöntemlerini konuştu
18:30 Dilovası'ndaki iş cinayeti protestosu: Susmayacağız
17:36 ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ katliamı davasında ‘zaman aşımı’ kararı
17:26 Tutsakların tahliyelerinin engellenmesi Meclis gündeminde
17:20 Ayşe Tokyaz cinayetinde iddianame hazırlandı
17:16 Cizîr Belediyesi eski Eşbaşkanı Berivan Kutlu hayatını kaybetti
16:55 Irak'ta seçimi kazanan 6 adayın oyları iptal edildi
16:48 Meclis tutanaklarda yer verdiği Kürtçe ifadeleri sildi
16:10 'Barış, Demokrasi ve Sağlık Çalışma Grubu' kuruldu
15:34 İZBB işçileri: İşimizi geri istiyoruz
15:13 Meclis tutanaklarında ilk defa Kürtçe ifadeler yer aldı
14:51 TTB Demokrasi ve Sağlık Çalışma Grubu: Çözüm demokratikleşme programıyla mümkündür
14:41 Bütçe görüşmelerinde Yerlikaya'ya tepki: Huzur bu mu?
14:39 Eğitim Sen’den rapor: 2026 Eğitim Bütçesini kabul etmiyoruz
14:36 Kadın tutsaklar için birçok kentte açıklama: Dayanışmayı büyütelim
14:35 Fadime Elkan’ın taziyesi kitlesel ziyaret
14:05 Asistan hekimler eylemde
13:49 Barış İçin Toplumsal Girişim: 'umut hakkı'nın uygulanması talep edilmeli
11:56 Qamışlo'da ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ yürüyüşü
11:02 Temelli: Komisyon özel yasa hazırlanması için rapor hazırlayacak
10:58 Çöpte buldukları para ve ziynet eşyalarını sahibine teslim ettiler
10:20 Dêrsimli yurttaşlar: Doğa talanına izin vermeyeceğiz
09:34 Şiyar Be Platformu Sözcüsü: Sadece bizimle sonuç alınmaz, tüm dinamiklerin sözü olmalı
09:30 ‘Komisyon Abdullah Öcalan’la görüşmeli’
09:22 Kerboran'da bir genç öldürüldü
09:19 ‘Topyekun mücadele erkeklerin dönüşümünü zorunlu kılar’
09:11 Hareket Yönetimi: Zap güçlerimizi uygun sahalara çektik
09:10 Wan Baro Başkanı Özaraz: Entegrasyon yasaları düzenlenmeli
09:02 Foza Yûsif: Dünyada kadın perspektifiyle örgütlenmeli
09:00 17 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:47 Trump’tan, ‘Epstein dosyaları’ çağrısı
08:45 Birçok kentte kuvvetli kar yağışı ve sağanak bekleniyor
16/11/2025
23:15 Riha Barosu: İki çocuğun öldüğü iş cinayeti denetimsizliği göstermiştir
22:44 Tuncer Bakırhan, Barış Akademisyenleri ile bir araya geldi
22:34 BMGK, Gazze’ye ‘çokuluslu güç konuşlandırılmasını' yarın oylayacak
22:19 Gazeteci Alican Uludağ'ın Akand paylaşımına soruşturma açıldı
21:29 Ahmet Kaya’nın 1996’daki sözleri yayınladı
20:44 Bakanlıktan Şule Çet'in faillerinden Berk Akand hakkında açıklama
19:47 Annesi kızı Rojbin Sönmez’i ağıtlarla andı
18:54 Ekoloji Kervanı 2'nci gününde: Talana karşı sesimizi yükseltiyoruz
18:50 Reqa'da 2 Kürt genci kaçırıldı
18:46 İHD’nin yeni Eş Genel Başkanları belli oldu
18:36 Devrimci Parti kuruluşunun 10'uncu yılını kutlandı
18:29 Riha'da iş cinayeti: 2 çocuk yaşamını yitirdi
17:54 Kayyımın kapattığı Şamiran Kadın Yaşam Merkezi yeniden açıldı
17:36 TJA, 25 Kasım startını Kadifekale'de verdi
17:24 Kadınlar barış için buluştu: Öcalan'ın özgürlüğünü istiyoruz
17:15 Colemêrg-Wan Karayolunda kaza
17:12 Qamişlo'da Abdullah Öcalan için yürüyüş düzenlenecek
16:48 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Kadının özgür olmadığı bir toplum demokratik olamaz
16:37 Mûş'ta kar yağışı: 14 köy yolu ulaşıma kapandı
16:34 Sırrı Süreyya Önder Barış Futbol Turnuvası başladı
16:10 Yaşamını yitiren 5 HPG’li için anma
15:48 Kadınlardan fuhuş ve uyuşturucuya karşı mücadele çağrısı
15:30 YPG'li Yıldız'ın taziyesine kitlesel ziyaret
14:47 Beton dökümü sırasında inşaat çöktü: 2 işçi yaşamını yitirdi
14:24 TJA’dan Dîlok’ta ‘şiddetle mücadele’ atölyesi
14:16 Silêmanî’de 25 Kasım’ın startı verildi
14:08 Wan'da Rojin Kabaiş Ormanı oluşturuldu
14:00 Tülay Hatimoğulları: Ey iktidar Dêrsim'den elini çek
13:57 Dêrsim’de miting öncesi kitlesel yürüyüş
13:39 Demirtaş: Eşit ve adil geleceği birlikte kuracağız
13:24 15 yaşındaki çocuktan 3 gündür haber alınamıyor
13:23 11’inci Yargı Paketi’nin bu hafta Meclis’e sunulması bekleniyor
12:47 Şule Çet'in faillerinden Berk Akand tahliye edildi
12:43 Saadet Partisi Grup Başkanı Kaya: Süreçten umutluyuz ama AKP yeteri katkı sunmuyor
12:17 OECD'nin sağlık raporunda Türkiye sonuncu
11:20 Jin dergi 'Dêrsim Katliamı'nı kapağına taşıdı
11:07 Riha’da işkence edilen çocuk ağır yaralandı
09:42 İki başarı hikayesi
09:35 25 Kasım Kadın Platformu: Taksim'e isyana çağırıyoruz
09:26 AKP’nin 23 yıllık 'suç' kaydı: En az 8 bin 33 kadın katledildi
09:23 Tutsak yakını: Devletin maskesi zindanlarda düşüyor
09:18 'Komisyon İmralı'ya gitmeli, kapılar ardına kadar açılmalı'
09:17 Engelli raporuna rağmen bir bırakıp bir tutukluyorlar
09:15 Wanlı yurttaşlar: Asgari ücret 50 bin TL olmalı
09:05 Metro inşaatındaki göçükte 1 işçi yaşamını yitirdi
09:04 Elektriğe gizli zam: 900 TL gelen fatura bin 900 TL olacak
09:00 16 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:09 Meteoroloji’den Colemêrg, Şirnex ve Wan için sarı kodlu uyarı
15/11/2025
22:11 Ege Denizi'nde deprem
22:05 Kabataş'ta metro inşaatında iskele çöktü
21:45 Zehirlenip yaşamını yitiren ailenin kaldığı otel boşaltıldı
21:39 Tiktok’tan Seyîd Rıza anmasına sansür
21:18 Tuncer Bakırhan: Komisyon derhal İmralı’ya gitmeli
20:59 Hayvansever kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi
20:54 Rojin Kabaiş eylemine ‘uyarı’ cezası
20:19 Brezilya’da binler iklim adaleti için yürüdü
20:07 Seyid Rıza ağıtlarla anıldı
19:55 MAF-DAD kongresinde süreç tartışıldı
19:17 Erzirom ve Xana Axpar’da kadın buluşması
19:07 Anne ve iki çocuğunun ölümüne dair gözaltı sayısı arttı
18:02 Dîlok’ta iş cinayetleri protesto edildi
17:58 Adalet Nöbeti'nde taciz failinin duruşmasına çağrı
17:46 EGEÇEP’ten ortak mücadele çağrısı
17:45 EHP: Asgari ücret 65 bin TL olmalı
17:40 Yazar-ressam Hüseyin Özsoy, Wan’da okurlarıyla buluştu
17:35 Mêrdîn’de taziye evine saldırı
17:33 Seyîd Riza ve arkadaşları için klip: Cigêram
17:30 DADER konferansı: Devlet adım atsın
17:24 ‘Barış ve özgürlükte ısrar ediyoruz’ buluşmasına çağrı
17:23 Barış gazeteciliği paneli: Militarist habercilik dili toplumda düşmanlık yaratır
17:18 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
17:13 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Demokratikleşme olmadan barış olmaz
17:11 Êlih’te taziyelere kitlesel ziyaret
17:02 Kadınlar alanlarda: Şiddetsiz yaşamı birlikte kuracağız
17:01 'Zindandaki Kadınların Öyküleri' okurlarla buluştu
16:49 57 bin ağacın kesileceği rant projesi yargıya taşındı
16:35 Dêrsim’deki doğa mitingine katılım çağrısı: Sesimize ses verin
16:14 Demokratik Birlik İnisiyatifi: Sürecin öncüsü olacağız
16:07 Seyîd Rıza ve yol arkadaşları birçok kentte anıldı
15:55 İzmir Bağımlılıkla Mücadele Platformu kuruluşunu ilan etti
15:51 Takas Pazarı’na yoğun ilgi
15:17 ‘Muhlise Karagüzel ve Kavak’ı derhal serbest bırakın’
14:33 Koğuş değiştirmek isteyen tutsak darp edildi
14:28 COP 30 tepkisi: Ekolojik yıkım derinleşiyor
14:04 Mêrdîn kısa süreli yağışta göle döndü
13:56 İHD 22'nci Genel Kurulu başladı: Devletin Kürt meselesindeki güvenlikçi politikası değişmedi
13:51 Kayıplar için beş kentte adalet talebi
12:56 Cumartesi Anneleri Nazım Gülmez için adalet istedi
12:28 Dêrsim’de Seyit Rıza anması: Mezar yerlerini açıklayın
12:18 Sındırgı’da art arda depremler
10:37 CHP Milletvekili Akgün Alp: Devlet, Abdullah Öcalan ile görüşüyorsa Komisyon neden görüşmesin?
10:28 İşçi servisi devrildi: 14 yaralı
10:14 Nizamettin Kabaiş: Tehditlere rağmen mücadelemiz sürecek
09:24 Dilovası’nda yaşamını yitiren işçi sayısı 7'ye yükseldi
09:23 HDP binalarına saldırı dosyası 10 yıldır neden kapalı tutuluyor?
09:22 Dêrsim'de yüzlerce toplu mezar var: Yüzleşme çağrısı
09:11 Ruhsatsız fabrika yangından sonra mühürlendi!
09:08 Dilan Mızrak: Devlet sürecin hukuki zeminini bir an önce oluşturmalı
09:07 Kültürel hafıza yok oluyor, Ermeni evleri bir bir çöküyor
09:06 Bataklığa sürüklenenler anlatıyor: Ayağım tekerlek olmuş, tamir etmeye çalışıyordum
09:05 Çöken bina, patlayan depo: İhmalin getirdiği ölümlere karşı mücadele edeceğiz