Bakanlıklar Anter davasında 3 yıldır mahkemeye yanıt vermedi

img
DİYARBAKIR - Adalet ve Dışişleri bakanlıkları, zaman aşımına bir yıl kalan Musa Anter Davası'nda, mahkemenin tetiği çekenin Hamit Yıldırım olduğunu söyleyen ve İsveç'te yaşayan JİTEM itirafçısı Abdulkadir Aygan'ın dinlenmesi talebine 3 yıldır yanıt vermedi. 
 
Kürt bilge Musa Anter (Apê Musa), 20 Eylül 1992'de Kültür ve Sanat Festivali'ne katılmak için geldiği Diyarbakır'da, uğradığı silahlı saldırıda katledildi. Bir anlaşmazlığı çözmek için aracına bindiği kişilerce Ergani ilçesine götürülmek istenen Anter, Seyrantepe Semti'nde bulunduğun araçtan indirilerek, uzun namlulu silahlarla sokak ortasında öldürüldü. Suikasta uğrayan Anter’in yanında, daha sonra AKP'den milletvekili seçilen ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Kontrterör eski Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün "Tayfun" kod adlı MİT çalışanı olduğunu açıkladığı Orhan Miroğlu bulunuyordu. 
 
Eymür, 4 Mart 2016 tarihinde Ankara 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada kullandığı bu ifadenin, MİT'in JİTEM'de görev aldığı tespit edilen “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım'dan alınan 100 sayfalık ifadesinde yer aldığını söyleyip, o ifadeyi mahkemeye sundu. 
 
Yeşil'in ifadesinde Orhan Miroğlu'nu "Tayfun" olarak tanıdığını belirttiğini söyleyen Eymür’ün, yine Yeşil'in o dönem MİT'e değil, jandarmaya çalıştığını söylemesi, Miroğlu'nun da Anter cinayetini işleyen JİTEM'le ilişkili olabileceğini akıllara getirdi.
 
"Tayfun" isminin ortaya atılmasıyla ilgili Anter'in oğlu Dicle Anter, o dönem “Orhan Miroğlu ile ilgili uzun süredir böylesi spekülasyonlar vardı, babam vurulduktan sonra uzun seneler zaten hiç konuşmadı. Sonradan ifade vermeye başladı. İnsanın ister istemez aklına bazı şeyler geliyordu ancak biz öyle değerlendirmemiştik. Orhan Miroğlu’nun o zaman samimiyetine güvenmiştik. Nihayetinde o da mağdur bir insandı, yaralanmıştı. O şüphemiz ‘Tayfun’ isminin ortaya atılmasıyla yüzde 100 arttı” değerlendirmelerinde bulundu.
 
SUSURLUR RAPORU
 
Üzerinden 29 yıl geçen cinayete ilişkin farkı kurguların oluşturulması, farklı isimlerin cinayetle ilişkilendirilmesi, yapay izlerin çoğaltılarak cinayete giden asıl izlerin takip edilmesinin zorlaştırılması, belirsizleştirilmesi, devletin cinayeti gizleme stratejinin bir parçası olarak yorumlanıyor. 
 
Kutlu Savaş'ın hazırladığı ve JİTEM ile MİT'teki yasadışı oluşumların işlediği suçlar ve bu suçlara adı karışanlara ilişkin bilgilerin yer aldığı Susurluk Raporu’nun 12’nci sayfasının "devlet sırrı" denilerek kamuoyuna açıklanmaması da bu stratejinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. 
 
GAZETECİ 26 YIL SONRA KONUŞTU
 
Devletin varlığını kabul etmediği JİTEM'in Anter cinayetteki rolünü teyit edenlerden biri ise yıllar sonra konuşan gazeteci Ferit Aslan oldu. Cinayetin ardından olay yerine gidince failler tarafından kaçırıldığını 26 yıl sonra açıklayıp, Anter davasında dinlenen Aslan, o güne dair anlatımlarında "Emniyet’te verilen ifadeler ve çizilen robot resimlerle bizi kaçıran şahıslardan birinin JİTEM'ci, 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım olduğunu öğrendik" dedi. 
 
NELER YAŞANDI?
 
Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı’nın Anter cinayetine dair başlattığı 1992/2598 numaralı soruşturma dosyası uzun yıllar raflarda kaldı. 2004 yılına gelindiğinde itirafçı Abdülkadir Aygan’ın o dönem işlenen pek çok faili meçhul cinayete ve JİTEM’in yapısına ilişkin itirafları Ülkede Özgür Gündem gazetesinde yayınlandı. 
 
Aygan hem verdiği röportajlarında hem de aynı yıl yayınlanan “İtirafçı Bir JİTEM’ci Anlattı” isimli kitabında Musa Anter cinayetini gerçekleştiren JİTEM timinin içerisinde yer aldığını anlattı ve cinayetin “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından planlandığını söyledi. Aygan, kendisinin ve “Hogir” kod adlı Cemil Işık’ın cinayet sırasında bölgede olduklarını, tetiği ise Şırnaklı Hamid’in çektiğini kaydetti.  Ancak Aygan’ın bu itiraflarına rağmen yargı harekete geçmedi.
 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2005 yılında Anter cinayetine dair Türkiye'yi “yaşam hakkını ihlal etmek”ten ve "mahkemeye etkin erişim hakkını engellemek”ten mahkum etti. 
 
AYGAN'IN İTİRAFLARI 
 
2009 yılına gelindiğinde ise Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, Abdülkadir Aygan’ın itiraflarını ihbar kabul ederek katliamdan 17 yıl sonra, dosyanın zamanaşımına uğramasına 3 yıl kala yeniden soruşturma başlattı. İtirafçılar Cemil Işık, Ali Ozansoy, Abdulkadir Aygan, Hamit Yıldırım, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Abdülkadir Aygan’ın dosyası İsveç’ten “ivedilikle” iadesi için Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Diğer şüphelilerin yeni kimlik alıp almadıkları konusunda ve yurt dışına giriş çıkışlarıyla ilgili Emniyet Genel Müdürlüğüne ve İçişleri Bakanlığına bildirimler yapıldı. Ancak soruşturmanın derinleştirilmesi yine mümkün olmadı.
 
2012’DE İLK GÖZALTI
 
Musa Anter’in 20 Eylül 1992’de öldürülmesiyle ilgili Aygan’ın fail olarak işaret ettiği Hamit Yıldırım, davanın zaman aşımına uğramasına 3 ay kala 29 Haziran 2012’de gözaltına alındı. Yıldırım’ın 2 Temmuz 2012’de tutuklanmasıyla dava zamanaşımından kurtuldu. Başlatılan soruşturma sonucu hazırlanan 25 Haziran 2013 tarihli iddianame, 5 Temmuz 2013’te Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
 
JİTEM ANA DAVASIYLA BİRLEŞTİRİLDİ
 
Ancak açılan bu dava, önce 1999 yılında açılan 11 sanıklı ve 2005 yılında açılan 5 sanıklı davalarla, akabinde ise süren JİTEM Ana Davası ile birleştirilerek 2015 yılında “güvenlik” gerekçesiyle Ankara’ya nakledildi. Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi, birleştirme kararına itiraz etti. Mahkemenin itirazını değerlendiren Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi’nin 29 Ocak 2016 tarihli kararıyla iki davanın birleşmesi kesinleşti.
 
2022’DE ZAMAN AŞIMI DOLUYOR
 
Ankara’da görülmeye devam edilen davanın Haziran 2017’deki duruşmasında sanık Hamit Yıldırım, “tutukluluk süresi dolduğu” gerekçesiyle tahliye edildi. 
2016 yılından bu yana Ankara’da görülen dava dosyasının Eylül 2022’de zaman aşımından düşme riski var.
 
CENAZESİ KAÇIRILARAK DEFNEDİLDİ
 
Musa Anter cinayetini ve yılardır süren yargılama süreçlerini konuştuğumuz oğlu Dicle Anter, babasının ölüm haberini aldıkları zaman yaşadıklarını, şu sözlerle dile getirdi: "Eylül ayı çok önemli olayların yaşandığı bir ay. Babamın vurulduğu günde bu günlerden biridir. Diyarbakır Seyrantepe’de tuzağa düşürülerek katledildi. Ben annem ve kardeşlerim İsveç’teydik. Haberi aldıktan sonra aynı gün uçağa binip gelmek istedik. Diyarbakır’a bilet olmadığı için diğer gün İstanbul’a geldik. Daha sonra uçak ile Batman’a geldik. Oradan da Diyarbakır’a geldik. Geldiğimizde babamın cenazesinin kaçırılarak defnedildiğini öğrendik. Bizi defnetmek istedik ancak cenazeyi bizden kaçırarak erken saatlerde vasiyet ettiği yere değil, Zivînge’ye askeri konvoy ile götürüp defnedildi. Bu an içimizde büyük bir yara. Onun ve bizim istediğimiz gibi bir defin olmadı." 
 
55 YILLIK TANIKLIK 
 
Cesur olması ve hiçbir zaman geri adım atmamasının babasını hedef haline getirildiğini ifade eden Anter, "Musa Anter’in en büyük tanımını arkadaşı, yoldaşı Cahit Yıldırım yapmıştır. 'Musa Anter dahilik ile delilik arasında ince bir çizgide yürür' derdi. Babamın topu tüfeği olan barbar bir devletle elinde kalemi ile savaşmasını delilik olarak tanımlıyordu. Babamın bu kadar birikiminin olması ve Türkiye’yi iyi bir şekilde tanıyor olması, onu hedef haline  getirdi. Diyor ya; 'Türkiye’deki 55 yıllık katliam, baskı ve şiddetin sanığı, tanığı ve davacısıyım.' Buradan da yola çıksak, O’nun neden hedef haline getirildiğini öğrenebiliriz. Aslında Türkiye davacısını, tanığını ve sanığını katletti" diye konuştu.
 
MUSA ANTER’İ ‘APÊ MÛSA’ YAPAN ŞEY?
 
Musa Anter’in “Apê Mûsa” olmasının ise Kürt halkını çok iyi tanımasından geldiğini söyleyen Anter, "Annesi Fesla Anter, Türkiye’nin ilk muhtarlarından biri. Gençliğinde yaşanan Dersim Soykırımı’na olan tepkisi, İstanbul’da arkadaşları ile birlikte verdiği mücadelesi, idealist olması, Kürt halkına verdiği sözü hayatı pahasına savunması, babamı Kürt halkının için Apê Mûsa yapmıştır. 50’li yıllarda Diyarbakır’da ilaç işi yaptığında bölgeyi çok iyi tanıyan biri haline geldi. Müthiş bir birikim sahibi oldu. Adana’dan Kars’a her yere hakim biriydi. Bilgi ve birikimi çok iyi bir insan. Cegerxwîn ile mücadele vermiş bir insan. Avrupa'da ve daha birçok yerde direnişi biliniyordu. O dönem direnen sayısı çok azken babam öncü rolü oynuyordu. Kürtlerin olduğu her yerde şu an Anter tanınıyor. Mücadelesi kitaplarda ve hala tanığı olan kişiler tarafından tanınıyordu" şeklinde konuştu.
 
'MİZAHIYLA KİTLELERİ İKNA EDERDİ'
 
Babasının mizah yönünü öne çıkartarak kitleleri ikna ettiğini belirten Dicle Anter, "En büyük özelliğini 7’den 70’e herkes anlaşan biriydi. Çocukla çocuk. Genç ile genç olan biriydi. Bir filozof tarzında değil, halkın anlayacağı dil ile konuşurdu. Anlatmak istediğini fıkra ile anlatır. Aradan uzun yıllarda geçse de bu fıkralar unutulmazdı. Batman’da düzenlenen HEP buluşmasında söylediği hem kuş hem hırsız fıkrası halen dillerde. Günlük yaşamı boyunca mizahı çok seven bir insan.  İstanbul veya köyde olduğu zaman mizahını korurdu. Halk üzerinde etkisi çok büyük" ifadelerini kullandı. 
 
DAVA ZAMAN AŞIMINDA
 
Anter, babasının cinayetine dair yıllardır süren yargılamalara dair ise şunları söyledi: "1995’te İsveç’ten dava için döndüğümüzde eskiden mor dosya vardı. O dosyada A-4 sayfası vardı. O sayfadan yola çıkarak her şeyi ortaya çıkardık. Her şey biliniyor artık. Kimin yaptığı belli. Ağar diyordu ya 'Bin operasyon yaptık.' Derin devletin adamı diye biliyorduk. Sedat Peker de bunu itiraf etti. Gerekli bilgileri bilen kişiler öldürülüyor.  Cem Ersever bunlardan biri. Peker bu konuda ne biliyor? Onu açıklaması gerekiyor. O dönem yaşananlar mutlaka onunla konuşulmuştur. O da biliyor. Cinayet ortaya çıkarılsa birçok katliamın sorumlu olanlar ve detayları ortaya çıkar. Ceza da alacaklar. 40 senelik bir cinayet ağı, babamın cinayetinde yer aldı. İşte sorumlular açığa çıkarsa 40 yıllık cinayet ağı ortaya çıkar. Dava zaman aşımı ile de karşı karşıya. Önümüzdeki sene 30 sene oluyor. 24 Kasım’da mahkemesi var. Ondan sonra 9 ay kalıyor."
 
KATLEDİLMEDEN 3 HAFTA ÖNCE GÖRÜŞMÜŞTÜ
 
Babası ile toplamda 4 yıllık bir süre geçirdiğini dile getiren Anter, "Babam katledildiğinde 42 yaşındaydım. Cezaevi, sürgün ile geçen bir hayatı vardı. Ben de dışarıda okudum. Pek görüşemedik. 25 sene yurt dışında kaldım. Mektuplar ile haberleşiyorduk. Vurulmadan 3 hafta önce beraberdik. Ona yazdığım makaleleri gösteriyordum. En çok acı çektiğim nokta. Fikren ona kendimi yakın hissettiğim zamanda kaybetmiştim. Danışarak birçok şeyi öğrenebilme aşamasına gelmiştim. Anılarımız vardı tabi. Nusaybin’e geldiğinde futbol oynuyordum. O zaman da iki gol attım. Onu görünce, Dicle Anter’in babası dediler. Oda, 'Ben bu halk için bu kadar mücadele vereyim, 2 gol attı diye beni Dicle ile tanıyorlar' esprisi yapmıştı" dedi.
 
MİT-JANDARMA-EMNİYET ÜÇGENİ 
 
Anter ailesinin avukatı Selim Okçuoğlu ise dava dosyası için hazırlanan iddianameyle JİTEM yapılanmasının deşifre olmasına rağmen, JİTEM'in devlet görevlileri tarafından kabul edilmediğini, dava dosyasına gelen bir takım yazışmalardan JİTEM'in 80’lerin sonunda bir yasal dayanağı olmadan kurulduğunu ve yasallık getirilmeye çalışıldığını, ancak daha sonra da lağvedildiğinin anlaşıldığını söyledi. Av. Okçuoğlu, iddianameden hareketle JİTEM'in devlet tarafından kurulduğunun kabul edildiğini söyleyebileceklerini ifade ederek, şöyle konuştu: "Tabiî JİTEM terörle mücadele için kurulan illegal para militer bir yapı. Onun faaliyetlerine konusunda dosyaya yansıyan bilgilere göre haberdarız. Bu yapıda kimler görev almış, somut anlaşılır bir şekilde bu iddianame ile ortaya konmuş. Yargılama sırasında edindiğimiz bilgilere göre, terörle mücadele bahanesiyle o dönem bu tür illegal yapılar oluşturuldu. Buradan özellikle bölgede ve batı metropollerinde Kürt iş insanlarına, aydınlarına, sayılan sevilen kanaat önderlerine yönelik cinayet organizasyonlarının planlandığı deşifre oldu. Özellikle MİT, Jandarma ve Emniyet üçgeninde illegal yapıların işbirliği yaptığı ortaya çıktı."
 
EKİBİN BAŞINDA CEM ERSEVER VARDI
 
Okçuoğlu, dava dosyasına yansıyan bilgilere göre Anter cinayetinin o dönem Ankara'da bulunan JİTEM Komutan Vekili Binbaşı Cem Ersever'in başkanlığında bir grup tarafından planlandığını kaydetti. Okçuoğlu, "Bu olayın organizasyonu için Musa ağabeyin Diyarbakır Belediyesi'nin düzenlediği kültür etkinliğine çekildiği, burada bir takım itirafçıları kullanılarak kendisiyle iletişime geçildiği ve bir bahaneyle bulunduğu yerden alınarak infaz edildiği ortaya çıkmış durumda. Dosyaya yansıyan bilgilere göre, Belediye Başkanı Turgut Atalay, Musa Anter'in festivale çağrılmasına karşı çıkıyor. Ancak kurulan Kültür Komisyonunun ısrarı üzerine kabul etmek zorunda kalıyor. Bize göre, o Kültür Komisyonu organizasyonu da bu yapının manipülasyonuyla Musa Anter'i Diyarbakır'a çekti. Bize göre, tetiği çeken planlamayı yapan, organizasyonu yapan, kişiler net. Kafamızda olayı çözmüş durumdayız. Musa Anter'in katledilmesindeki sorumluluk o dönemin devlet görevlilerine ait" dedi.
 
3 YILDIR YANIT VERİLMEDİ 
 
Av. Okçuoğlu, mahkemenin ‘Tetiği Hamit Yıldırım çekti’ diyen eski JİTEM elamanı ve İsveç'te yaşayan Abdulkadir Aygan'ın dinlenilmesi için 13 Kasım 2018'de kurduğu ara kararla Adalet ve Dışişleri bakanlıklarına yazdığı müzekkereye 3 yıldır yanıt verilmediğini de hatırlattı.
 
"Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım'ın 70’lerden itibaren istihbarat elemanı olduğu söyleyen Okçuoğlu, MİT'in saha elemanı, istihbarat elemanı olduğu daha sonra Jandarma İstihbaratına geçtiği, cinayet işlendiğinde Jandarma İstihbaratı için görev yaptığı, 1994 yılında da MİT'e geçtiğinin sabit bir biçimde ortada olduğunu kaydetti. Okçuoğlu, “Bizim dosyamızda Abdulkadir Aygan sanık, Mahmut Yıldırım sanık, Mahmut Yıldırım kayıp. Hakkında kırmızı bülten çıkarıldı. Abdulkadir Aygan İsveç'te yaşıyor. Hem sanık olarak yargılanıyor hem de Hamit Yıldırım'ın teşhisini yönelik ciddi anlatımları var. Abdulkadir Aygan'ın İsveç'te ifadesinin alınması konusunda bir tıkanma yaşıyoruz. Çünkü bir kaç yıl önce mahkeme heyetinin gidip İsveç'te Aygan'ın savunmasının alınması konusunda bir ara karar oluşturdu ve bu kararın gereğinin yerine getirme konusunda Adalet Bakanlığına ve Dış İşleri Bakanlığı'na çok sayıda yazı yazdı. Ancak bakanlıklardan hiçbir olumlu dönüş yapılmadı. Mahkeme, Aygan'ın ifadesi alınamadığı için bu yargılamayı bitiremedi. Biz dosyanın tefrik kararı vermesini talep ediyorduk, ama mahkeme bu talebimizi kabul etmedi. Bu noktada bir tıkanma yaşıyoruz. Zamanımız kısıtlı, bir yılık süremiz var. Bu sürede yargılamanın bitmesi bir karara bağlanması mümkün görünmüyor" dedi.
 
SONUÇ ENGELLENİYOR 
 
90’lı yıllara dair bazı davaların demokratikleşme süreciyle birlikte açıldığını vurgulayan Okçuoğlu, fakat sürecinin sona erdirilmesiyle birlikte AKP’nin Ergenekon ve 90’larda yeraltı faaliyetlerini yürüten yapılarla ve aktörleriyle işbirliği yaptığını gördüklerini ifade etti. Bunun en somut örneği olarak “Mehmet Ağar”a işaret eden Okçuoğlu “Kürt meselesinde güvenlikçi politikaların ön plana çıkarılmasıyla oluşan sonuçları görüyoruz. Bazı yapılarla işbirliği yapıldı ve bu iş birliği bütün devlet bürokrasisine yansıdı. Dışişleri, Adalet Bakanlığı bürokrasisi, davalarda çok fazla sonuç alıcı gelişmelerin alınmasını engellemeye çalışıyorlar" dedi.
 
MA / Fethi Balaman - Mehmet Aslan

Diğer başlıklar

01/12/2025
23:52 Amasya'da cezaevi nakil aracı kaza yaptı
23:48 2026 yılı bütçe teklifi komisyonda kabul edildi
23:01 Geçiş Hükümeti, Süveyda'da bir kişiyi katletti
22:16 Trump, Netanyahu ile görüştü
22:12 Humus’un doğu kırsalında işkence ile toplu gözaltılar
21:15 Barrack, Şara ile görüştü, Trump desteğini yineledi
20:45 Özgür Özel'e yanıt: Kürtleri sadece sıkıştığınızda hatırlamayın
20:16 Bankacı Seçil Erzan'a 102 yıl 2 ay hapis cezası
19:41 Erdoğan: Süreç yeni bir dönemin kapısını açacak
19:34 Ukraynalı yetimler Türkiye'de tecavüze uğradı!
19:15 31 yıldan sonra tahliye edilen Esen: Başaracağımız günler yakın
18:24 15 yaşındaki MESEM öğrencisi ölü bulundu
18:12 Beyza Yavuz'un şüpheli ölümüyle ilgili 1 kişi tutuklandı
17:35 Gazeteci Aykol’un tedavisi devam ediyor
17:32 ÖHD: Kadın tutsaklar çifte görünmezlik yaşıyor
15:45 Barış Annesi Aliye Timur yaşamını yitirdi
15:25 Şirnex'teki baskı ve provokasyon girişimleri bütçe görüşmelerine taşındı
15:22 30 yılın ardından tahliye olan Çirik’ten örgütlülük vurgusu
15:19 Erkek şiddetine karşı işbirliği ve koordinasyon sağlanacak
14:50 DİSK 2026 asgari ücreti araştırma raporunu açıkladı
14:27 Emeklilerden ‘bütçe’ protestosu
13:24 Evrensel Gazetesi'ne saldıran sanık tahliye edildi
13:16 DEM Parti her yıl Engelliler Onur Yürüyüşü düzenleyecek
13:15 Özerk Yönetim: Adem-i merkeziyetçi bir Suriye inşa edilebilir
12:26 Sosyolog Griffin: Türk ve Kürt barışı insanlık için hayati önemde
11:35 TÜİK üçüncü çeyrek büyüme verileri açıklandı
10:52 Sudani ile Tom Barrack bir araya geldi
10:51 Köylüler, Sekasur'da maden şirketi çalışanlarını kovdu
10:40 Güney Afrika’dan Trump’ın ‘beyaz soykırımı’ iddialarına yanıt
09:20 Birçok kentte sağanak ve kar yağışı bekleniyor
09:17 Qoser’de öldürülen ailenin avukatları: Medyanın yaklaşımı insani değil
09:03 Down sendromlu Zınar ilk hayalini gerçekleştirdi, sıra ikincisinde
09:02 'Şirnex'te süreç karşıtı bir akıl var'
09:01 Hasta tutsağın eşi: Orada kalırsa yaşamını yitirecek
09:00 01 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
30/11/2025
22:50 Radyoya Dengê Gel yayın hayatını sonlandırdı
21:39 Ekoloji Derneği toprak buluşturulmak üzere 30 bin palamut dağıttı
21:26 'Kovid Yasası siyasi tutsakları kapsayacak şekilde düzenlemeli'
20:58 Tarsus'ta 'Demokratik toplumla yeniden doğuş' şöleni
20:37 Sosyalist Enternasyonal'den Kürtlere özyönetimin tanınması çağrısı
19:22 Bayındır: Devlete adım attıran Kürtlerin mücadelesiydi
19:03 'Çocuklarımız okula aç giderken huzur içinde yaşayamayacaksınız'
18:40 Goma Hûsika da maden ocağına karşı palamut ekildi
18:26 'Herkesin kendisi olarak var olduğu bir düzenlemeye ihtiyaç var'
17:45 Êlih'te 5 HPG'li için kurulan taziyelere kitlesel ziyaret
17:42 'Suriye'de Alevilere yeni bir Kerbela yaşatılıyor'
17:01 'Kadın ve annelerin mücadelesiyle zorla kaybedilmelerle hesaplaşıldı'
16:59 Ekin Kültür ve Sanat Komünü’nden asimilasyon politikalarına karşı konser
16:45 Sağlıkçılardan 'il dışı görevlendirme' protestosu
16:30 Gimgim'da 'Ava Spî'yi kurutacak proje protesto edildi
16:00 Zeynep Ersönmez'in taziyesine kitlesel ziyaret
15:59 Gimgim'da 30 bin meşe palamudu ekildi
15:53 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
15:45 ZIWAN-KURD’un açılışı gerçekleştirildi
15:18 Mêrdîn’de Şîyar Be Uyuşturucu ile Mücadele Platformu kuruluşunu ilan etti
15:12 Peru, Şili sınırında OHAL ilan etti
14:11 Mersin'de barış paneli: Artık konuşma değil adım atma zamanı
13:55 PKK’nin 'terör listesi'nden çıkarılması için AB’ye soru önergesi
13:51 Barajda yaşamını yitirenlerin isimleri belli oldu
13:21 Yemen’de kadınlar sanal şiddeti tartıştı
13:07 Süheyla Baytekîn için kurulan taziyeye ziyaret
12:36 Sri Lanka’dan kasırga sonrası yardım çağrısı
12:21 Cizîr belediye eşbaşkanlarının tehdit edilmesine tepki: Sorumlular hesap vermeli
12:06 Faik Özgür Erol: Demokratik entegrasyon karşılıklı tanınmaya dayalı birlikteliktir
11:45 Colemêrg-Wan yolunda otomobil baraja düştü: 3 kişi kayıp
11:34 Rotinda’nın ‘Çîroka Zarokên Roj û Agir I’ kitabı çıktı
10:59 Afganistan’da mezhepsel baskı derinleşiyor
10:53 Eskişehir’de şüpheli kadın ölümü
10:20 Yolcu otobüsü devrildi: 2 ölü, 21 yaralı
10:09 ‘Ekonomik krizden çıkış yolu barıştır’
10:04 Venezuela’dan Trump’a: Sömürgeci bir saldırı
09:41 Tahliye olan hasta tutsak Muhlise Karagüzel: Bu barışı sağlayacağız
09:26 Jin derginin 144’üncü sayısı yayında
09:05 ‘Şirnex’te hukuksuzluğa imza atan mülkü amirler yasalara uysun’
09:02 'Umut hakkı için Anayasa’nın 90’ıncı maddesi yeterlidir'
09:00 30 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:55 Gine Bissau'da darbe sonrası yeni hükümet kuruldu
29/11/2025
23:44 Sağlık Bakanı Memişoğlu sezaryen doğumu hedef aldı
22:44 Bayındır: Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı ekseninde harekete geçin
21:21 Erdoğan'dan 'süreç' açıklaması: Sabotajların üstesinden geliyoruz
21:05 Adana'da 27 Kasım kutlaması
20:57 SYRİZA ve Avrupa Solu'ndan DEM Parti'ye 'süreç' ziyareti
20:23 Ege İnsan Hakları Okulu: Demokratik toplum sosyalizmi özgürlük çağının hamlesi
20:17 Kaya ailesinin öldürülmesinde tutuklu sayısı 3'e yükseldi
18:51 Ahmet Özer, DEM Parti Eş Genel Başkanlarıyla görüştü
18:48 Dêrazor'da komün konferansı düzenlendi
18:27 Özgür Özel yeniden CHP Genel Başkanı seçildi
18:24 Şam’da bakanlık binasına giren Süveydalı gençten haber alınamıyor
18:20 Doğu ve Güneydoğu Dernekleri Platformu'ndan sürece destek çağrısı
17:58 Erdoğan ile Kurtulmuş bir araya geldi
17:51 Hesekê'de binlerce kişi Abdullah Öcalan için yürüdü
17:47 'İsrail ile ticareti sürdürenler Filistin'in yanında değildir'
17:41 'Suriye'de Aleviler için insani yardım koridoru açılsın'
17:27 Sancaktepe mitingine çağrı: Onurlu bir yaşam için ses yükseltelim
16:50 Kadınlardan ‘Yükselen sesler, ortaklaşan mücadeleler’ paneli
16:42 Hewler’de eylemcilere ateş açıldı: 3 ölü iddiası
16:25 Kayyımın AKP’li aday için dağıttığı kolilerin görüntüsünü paylaştı
16:25 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
15:40 PKK’li Yürür ve Taş anıldı
15:20 Çocuk işçi ölümleri için sorumluluk çağrısı
15:16 KESK'ten Ege'de genel grev çağrısı
14:58 Hasta tutsaklar Delal Tekdemir ve Salih Gün için tahliye talebi
14:22 Ege İnsan Hakları Okulu: Kapitalizm yerine komünalite
14:10 İmralı'ya üye göndermeyen CHP’den istifa etti
14:03 Kayıp yakınları: Sürecin temel parçası adalet ve yüzleşmedir
13:58 Emekçiler Wan’dan seslendi: Savaşa değil barışa bütçe
13:23 Cumartesi Anneleri Mahmut Doğan için adalet istedi
13:11 Suriye'deki Alevilere dönük katliam protesto edildi
12:38 Emniyet Amiri'nden Cizîr Belediye eşbaşkanlarına tehdit ve darp
12:18 Halk şölenine katılan yurttaşlar: Onurlu barış için mücadele edelim
12:11 CHP Genel Başkanı Özel'den kurultayda 'süreç' açıklaması
11:27 Tayip Temel: İlham Ehmed’in de konferansa katılmasını bekliyoruz
11:05 Tutsak Filiz Işık’ın tahliyesi 6 ay ertelendi
11:02 Mesûd Barzanî’den Abdullah Öcalan'a teşekkür: Süreci desteklemeye hazırız
10:08 Besê Hozat: İktidar süreç konusunda halen kararsızdır
09:46 Ankara'da gençlerden kuruluş kutlaması
09:43 Sağkan: Barışın inşası için hukukun üstünlüğü tesis edilmeli
09:39 İstanbul 'ekmek' mitingine hazırlanıyor
09:03 Eski polis okulu yerine bina yapılmak isteniyor
09:02 Halep'te yeniden DAİŞ tehdidi!
09:00 Bir poster nedeniyle 10 yıldır yargılanıyor
09:00 29 KASIM 2025 GÜNDEMİ
28/11/2025
22:02 Okmeydanı Demokrasi Platformu'ndan direnişteki sağlık emekçilerine destek
21:27 ‘Enflasyona göre yapılacak ücret artışları halkı daha da yoksullaştıracak’
20:58 Kadın+ Edebiyatçılar Grubu'ndan yayın sektörüne 'şiddete karşı adım at' çağrısı
20:50 Şam'da Alevi yurttaşa suikast
20:32 Bayındır: İktidara adım attıracak gücümüz var
19:54 Maden ve kum ocağına karşı nöbete geçtiler
19:50 Rusya’da WhatsApp’a kademeli kısıtlama
19:44 Ege İnsan Hakları Okulu: Barışın inşası toplumsal müzakeredir
19:15 Amedspor’dan önemli galibiyet
19:11 Papa 14. Leo İstanbul'da
19:02 Suriye’deki Alevi katliamı protesto edildi
18:57 Bermal Nergis ve Muhlise Karagüzel tahliye edildi
18:51 Dilan Karaman için inceleme komisyonu kuruldu
18:28 Peyas Belediyesi’nden ‘heykel’ açıklaması
18:24 KESK'ten işçilerin direnişine destek
18:16 Amedspor’dan Elçi kareografisi
17:48 Abdullah Öcalan'ın çağrısı Almanya mahkemesinde okundu
16:44 'İslam'da Barış ve Demokratik Toplum' paneli: İnsanlığın ortak hakikati barıştır
16:04 Eski Belediye Eşbaşkanının tahliyesi üçüncü kez engellendi
15:48 'Hasta tutsakları serbest bırakın, ihlalleri sonlandırın'
14:49 Roboskî için Adalet Girişimi: Hakikat ve Adalet Yasası çıkarılmalı
14:44 Dilan Karaman zılgıtlarla defnedildi
14:23 Tahir Elçi mezarı başında anıldı
14:00 Elçi anıldı: Geçmişle yüzleşin, cinayeti aydınlatın
13:48 Ege İnsan Hakları Okulu başladı
12:51 'Özgür Halk' yeni yıla dijital yayınla başlayacak
12:48 CHP 39'uncu Kurultayı başladı
11:38 Kerboran'da doğa için palamutlar toplandı