Bakanlıklar Anter davasında 3 yıldır mahkemeye yanıt vermedi

img
DİYARBAKIR - Adalet ve Dışişleri bakanlıkları, zaman aşımına bir yıl kalan Musa Anter Davası'nda, mahkemenin tetiği çekenin Hamit Yıldırım olduğunu söyleyen ve İsveç'te yaşayan JİTEM itirafçısı Abdulkadir Aygan'ın dinlenmesi talebine 3 yıldır yanıt vermedi. 
 
Kürt bilge Musa Anter (Apê Musa), 20 Eylül 1992'de Kültür ve Sanat Festivali'ne katılmak için geldiği Diyarbakır'da, uğradığı silahlı saldırıda katledildi. Bir anlaşmazlığı çözmek için aracına bindiği kişilerce Ergani ilçesine götürülmek istenen Anter, Seyrantepe Semti'nde bulunduğun araçtan indirilerek, uzun namlulu silahlarla sokak ortasında öldürüldü. Suikasta uğrayan Anter’in yanında, daha sonra AKP'den milletvekili seçilen ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Kontrterör eski Daire Başkanı Mehmet Eymür’ün "Tayfun" kod adlı MİT çalışanı olduğunu açıkladığı Orhan Miroğlu bulunuyordu. 
 
Eymür, 4 Mart 2016 tarihinde Ankara 6'ncı Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada kullandığı bu ifadenin, MİT'in JİTEM'de görev aldığı tespit edilen “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım'dan alınan 100 sayfalık ifadesinde yer aldığını söyleyip, o ifadeyi mahkemeye sundu. 
 
Yeşil'in ifadesinde Orhan Miroğlu'nu "Tayfun" olarak tanıdığını belirttiğini söyleyen Eymür’ün, yine Yeşil'in o dönem MİT'e değil, jandarmaya çalıştığını söylemesi, Miroğlu'nun da Anter cinayetini işleyen JİTEM'le ilişkili olabileceğini akıllara getirdi.
 
"Tayfun" isminin ortaya atılmasıyla ilgili Anter'in oğlu Dicle Anter, o dönem “Orhan Miroğlu ile ilgili uzun süredir böylesi spekülasyonlar vardı, babam vurulduktan sonra uzun seneler zaten hiç konuşmadı. Sonradan ifade vermeye başladı. İnsanın ister istemez aklına bazı şeyler geliyordu ancak biz öyle değerlendirmemiştik. Orhan Miroğlu’nun o zaman samimiyetine güvenmiştik. Nihayetinde o da mağdur bir insandı, yaralanmıştı. O şüphemiz ‘Tayfun’ isminin ortaya atılmasıyla yüzde 100 arttı” değerlendirmelerinde bulundu.
 
SUSURLUR RAPORU
 
Üzerinden 29 yıl geçen cinayete ilişkin farkı kurguların oluşturulması, farklı isimlerin cinayetle ilişkilendirilmesi, yapay izlerin çoğaltılarak cinayete giden asıl izlerin takip edilmesinin zorlaştırılması, belirsizleştirilmesi, devletin cinayeti gizleme stratejinin bir parçası olarak yorumlanıyor. 
 
Kutlu Savaş'ın hazırladığı ve JİTEM ile MİT'teki yasadışı oluşumların işlediği suçlar ve bu suçlara adı karışanlara ilişkin bilgilerin yer aldığı Susurluk Raporu’nun 12’nci sayfasının "devlet sırrı" denilerek kamuoyuna açıklanmaması da bu stratejinin bir parçası olarak değerlendiriliyor. 
 
GAZETECİ 26 YIL SONRA KONUŞTU
 
Devletin varlığını kabul etmediği JİTEM'in Anter cinayetteki rolünü teyit edenlerden biri ise yıllar sonra konuşan gazeteci Ferit Aslan oldu. Cinayetin ardından olay yerine gidince failler tarafından kaçırıldığını 26 yıl sonra açıklayıp, Anter davasında dinlenen Aslan, o güne dair anlatımlarında "Emniyet’te verilen ifadeler ve çizilen robot resimlerle bizi kaçıran şahıslardan birinin JİTEM'ci, 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım olduğunu öğrendik" dedi. 
 
NELER YAŞANDI?
 
Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) Başsavcılığı’nın Anter cinayetine dair başlattığı 1992/2598 numaralı soruşturma dosyası uzun yıllar raflarda kaldı. 2004 yılına gelindiğinde itirafçı Abdülkadir Aygan’ın o dönem işlenen pek çok faili meçhul cinayete ve JİTEM’in yapısına ilişkin itirafları Ülkede Özgür Gündem gazetesinde yayınlandı. 
 
Aygan hem verdiği röportajlarında hem de aynı yıl yayınlanan “İtirafçı Bir JİTEM’ci Anlattı” isimli kitabında Musa Anter cinayetini gerçekleştiren JİTEM timinin içerisinde yer aldığını anlattı ve cinayetin “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım tarafından planlandığını söyledi. Aygan, kendisinin ve “Hogir” kod adlı Cemil Işık’ın cinayet sırasında bölgede olduklarını, tetiği ise Şırnaklı Hamid’in çektiğini kaydetti.  Ancak Aygan’ın bu itiraflarına rağmen yargı harekete geçmedi.
 
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2005 yılında Anter cinayetine dair Türkiye'yi “yaşam hakkını ihlal etmek”ten ve "mahkemeye etkin erişim hakkını engellemek”ten mahkum etti. 
 
AYGAN'IN İTİRAFLARI 
 
2009 yılına gelindiğinde ise Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, Abdülkadir Aygan’ın itiraflarını ihbar kabul ederek katliamdan 17 yıl sonra, dosyanın zamanaşımına uğramasına 3 yıl kala yeniden soruşturma başlattı. İtirafçılar Cemil Işık, Ali Ozansoy, Abdulkadir Aygan, Hamit Yıldırım, “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım hakkında yakalama kararı çıkartıldı. Abdülkadir Aygan’ın dosyası İsveç’ten “ivedilikle” iadesi için Adalet Bakanlığı’na gönderildi. Diğer şüphelilerin yeni kimlik alıp almadıkları konusunda ve yurt dışına giriş çıkışlarıyla ilgili Emniyet Genel Müdürlüğüne ve İçişleri Bakanlığına bildirimler yapıldı. Ancak soruşturmanın derinleştirilmesi yine mümkün olmadı.
 
2012’DE İLK GÖZALTI
 
Musa Anter’in 20 Eylül 1992’de öldürülmesiyle ilgili Aygan’ın fail olarak işaret ettiği Hamit Yıldırım, davanın zaman aşımına uğramasına 3 ay kala 29 Haziran 2012’de gözaltına alındı. Yıldırım’ın 2 Temmuz 2012’de tutuklanmasıyla dava zamanaşımından kurtuldu. Başlatılan soruşturma sonucu hazırlanan 25 Haziran 2013 tarihli iddianame, 5 Temmuz 2013’te Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi.
 
JİTEM ANA DAVASIYLA BİRLEŞTİRİLDİ
 
Ancak açılan bu dava, önce 1999 yılında açılan 11 sanıklı ve 2005 yılında açılan 5 sanıklı davalarla, akabinde ise süren JİTEM Ana Davası ile birleştirilerek 2015 yılında “güvenlik” gerekçesiyle Ankara’ya nakledildi. Ankara 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi, birleştirme kararına itiraz etti. Mahkemenin itirazını değerlendiren Yargıtay 5'inci Ceza Dairesi’nin 29 Ocak 2016 tarihli kararıyla iki davanın birleşmesi kesinleşti.
 
2022’DE ZAMAN AŞIMI DOLUYOR
 
Ankara’da görülmeye devam edilen davanın Haziran 2017’deki duruşmasında sanık Hamit Yıldırım, “tutukluluk süresi dolduğu” gerekçesiyle tahliye edildi. 
2016 yılından bu yana Ankara’da görülen dava dosyasının Eylül 2022’de zaman aşımından düşme riski var.
 
CENAZESİ KAÇIRILARAK DEFNEDİLDİ
 
Musa Anter cinayetini ve yılardır süren yargılama süreçlerini konuştuğumuz oğlu Dicle Anter, babasının ölüm haberini aldıkları zaman yaşadıklarını, şu sözlerle dile getirdi: "Eylül ayı çok önemli olayların yaşandığı bir ay. Babamın vurulduğu günde bu günlerden biridir. Diyarbakır Seyrantepe’de tuzağa düşürülerek katledildi. Ben annem ve kardeşlerim İsveç’teydik. Haberi aldıktan sonra aynı gün uçağa binip gelmek istedik. Diyarbakır’a bilet olmadığı için diğer gün İstanbul’a geldik. Daha sonra uçak ile Batman’a geldik. Oradan da Diyarbakır’a geldik. Geldiğimizde babamın cenazesinin kaçırılarak defnedildiğini öğrendik. Bizi defnetmek istedik ancak cenazeyi bizden kaçırarak erken saatlerde vasiyet ettiği yere değil, Zivînge’ye askeri konvoy ile götürüp defnedildi. Bu an içimizde büyük bir yara. Onun ve bizim istediğimiz gibi bir defin olmadı." 
 
55 YILLIK TANIKLIK 
 
Cesur olması ve hiçbir zaman geri adım atmamasının babasını hedef haline getirildiğini ifade eden Anter, "Musa Anter’in en büyük tanımını arkadaşı, yoldaşı Cahit Yıldırım yapmıştır. 'Musa Anter dahilik ile delilik arasında ince bir çizgide yürür' derdi. Babamın topu tüfeği olan barbar bir devletle elinde kalemi ile savaşmasını delilik olarak tanımlıyordu. Babamın bu kadar birikiminin olması ve Türkiye’yi iyi bir şekilde tanıyor olması, onu hedef haline  getirdi. Diyor ya; 'Türkiye’deki 55 yıllık katliam, baskı ve şiddetin sanığı, tanığı ve davacısıyım.' Buradan da yola çıksak, O’nun neden hedef haline getirildiğini öğrenebiliriz. Aslında Türkiye davacısını, tanığını ve sanığını katletti" diye konuştu.
 
MUSA ANTER’İ ‘APÊ MÛSA’ YAPAN ŞEY?
 
Musa Anter’in “Apê Mûsa” olmasının ise Kürt halkını çok iyi tanımasından geldiğini söyleyen Anter, "Annesi Fesla Anter, Türkiye’nin ilk muhtarlarından biri. Gençliğinde yaşanan Dersim Soykırımı’na olan tepkisi, İstanbul’da arkadaşları ile birlikte verdiği mücadelesi, idealist olması, Kürt halkına verdiği sözü hayatı pahasına savunması, babamı Kürt halkının için Apê Mûsa yapmıştır. 50’li yıllarda Diyarbakır’da ilaç işi yaptığında bölgeyi çok iyi tanıyan biri haline geldi. Müthiş bir birikim sahibi oldu. Adana’dan Kars’a her yere hakim biriydi. Bilgi ve birikimi çok iyi bir insan. Cegerxwîn ile mücadele vermiş bir insan. Avrupa'da ve daha birçok yerde direnişi biliniyordu. O dönem direnen sayısı çok azken babam öncü rolü oynuyordu. Kürtlerin olduğu her yerde şu an Anter tanınıyor. Mücadelesi kitaplarda ve hala tanığı olan kişiler tarafından tanınıyordu" şeklinde konuştu.
 
'MİZAHIYLA KİTLELERİ İKNA EDERDİ'
 
Babasının mizah yönünü öne çıkartarak kitleleri ikna ettiğini belirten Dicle Anter, "En büyük özelliğini 7’den 70’e herkes anlaşan biriydi. Çocukla çocuk. Genç ile genç olan biriydi. Bir filozof tarzında değil, halkın anlayacağı dil ile konuşurdu. Anlatmak istediğini fıkra ile anlatır. Aradan uzun yıllarda geçse de bu fıkralar unutulmazdı. Batman’da düzenlenen HEP buluşmasında söylediği hem kuş hem hırsız fıkrası halen dillerde. Günlük yaşamı boyunca mizahı çok seven bir insan.  İstanbul veya köyde olduğu zaman mizahını korurdu. Halk üzerinde etkisi çok büyük" ifadelerini kullandı. 
 
DAVA ZAMAN AŞIMINDA
 
Anter, babasının cinayetine dair yıllardır süren yargılamalara dair ise şunları söyledi: "1995’te İsveç’ten dava için döndüğümüzde eskiden mor dosya vardı. O dosyada A-4 sayfası vardı. O sayfadan yola çıkarak her şeyi ortaya çıkardık. Her şey biliniyor artık. Kimin yaptığı belli. Ağar diyordu ya 'Bin operasyon yaptık.' Derin devletin adamı diye biliyorduk. Sedat Peker de bunu itiraf etti. Gerekli bilgileri bilen kişiler öldürülüyor.  Cem Ersever bunlardan biri. Peker bu konuda ne biliyor? Onu açıklaması gerekiyor. O dönem yaşananlar mutlaka onunla konuşulmuştur. O da biliyor. Cinayet ortaya çıkarılsa birçok katliamın sorumlu olanlar ve detayları ortaya çıkar. Ceza da alacaklar. 40 senelik bir cinayet ağı, babamın cinayetinde yer aldı. İşte sorumlular açığa çıkarsa 40 yıllık cinayet ağı ortaya çıkar. Dava zaman aşımı ile de karşı karşıya. Önümüzdeki sene 30 sene oluyor. 24 Kasım’da mahkemesi var. Ondan sonra 9 ay kalıyor."
 
KATLEDİLMEDEN 3 HAFTA ÖNCE GÖRÜŞMÜŞTÜ
 
Babası ile toplamda 4 yıllık bir süre geçirdiğini dile getiren Anter, "Babam katledildiğinde 42 yaşındaydım. Cezaevi, sürgün ile geçen bir hayatı vardı. Ben de dışarıda okudum. Pek görüşemedik. 25 sene yurt dışında kaldım. Mektuplar ile haberleşiyorduk. Vurulmadan 3 hafta önce beraberdik. Ona yazdığım makaleleri gösteriyordum. En çok acı çektiğim nokta. Fikren ona kendimi yakın hissettiğim zamanda kaybetmiştim. Danışarak birçok şeyi öğrenebilme aşamasına gelmiştim. Anılarımız vardı tabi. Nusaybin’e geldiğinde futbol oynuyordum. O zaman da iki gol attım. Onu görünce, Dicle Anter’in babası dediler. Oda, 'Ben bu halk için bu kadar mücadele vereyim, 2 gol attı diye beni Dicle ile tanıyorlar' esprisi yapmıştı" dedi.
 
MİT-JANDARMA-EMNİYET ÜÇGENİ 
 
Anter ailesinin avukatı Selim Okçuoğlu ise dava dosyası için hazırlanan iddianameyle JİTEM yapılanmasının deşifre olmasına rağmen, JİTEM'in devlet görevlileri tarafından kabul edilmediğini, dava dosyasına gelen bir takım yazışmalardan JİTEM'in 80’lerin sonunda bir yasal dayanağı olmadan kurulduğunu ve yasallık getirilmeye çalışıldığını, ancak daha sonra da lağvedildiğinin anlaşıldığını söyledi. Av. Okçuoğlu, iddianameden hareketle JİTEM'in devlet tarafından kurulduğunun kabul edildiğini söyleyebileceklerini ifade ederek, şöyle konuştu: "Tabiî JİTEM terörle mücadele için kurulan illegal para militer bir yapı. Onun faaliyetlerine konusunda dosyaya yansıyan bilgilere göre haberdarız. Bu yapıda kimler görev almış, somut anlaşılır bir şekilde bu iddianame ile ortaya konmuş. Yargılama sırasında edindiğimiz bilgilere göre, terörle mücadele bahanesiyle o dönem bu tür illegal yapılar oluşturuldu. Buradan özellikle bölgede ve batı metropollerinde Kürt iş insanlarına, aydınlarına, sayılan sevilen kanaat önderlerine yönelik cinayet organizasyonlarının planlandığı deşifre oldu. Özellikle MİT, Jandarma ve Emniyet üçgeninde illegal yapıların işbirliği yaptığı ortaya çıktı."
 
EKİBİN BAŞINDA CEM ERSEVER VARDI
 
Okçuoğlu, dava dosyasına yansıyan bilgilere göre Anter cinayetinin o dönem Ankara'da bulunan JİTEM Komutan Vekili Binbaşı Cem Ersever'in başkanlığında bir grup tarafından planlandığını kaydetti. Okçuoğlu, "Bu olayın organizasyonu için Musa ağabeyin Diyarbakır Belediyesi'nin düzenlediği kültür etkinliğine çekildiği, burada bir takım itirafçıları kullanılarak kendisiyle iletişime geçildiği ve bir bahaneyle bulunduğu yerden alınarak infaz edildiği ortaya çıkmış durumda. Dosyaya yansıyan bilgilere göre, Belediye Başkanı Turgut Atalay, Musa Anter'in festivale çağrılmasına karşı çıkıyor. Ancak kurulan Kültür Komisyonunun ısrarı üzerine kabul etmek zorunda kalıyor. Bize göre, o Kültür Komisyonu organizasyonu da bu yapının manipülasyonuyla Musa Anter'i Diyarbakır'a çekti. Bize göre, tetiği çeken planlamayı yapan, organizasyonu yapan, kişiler net. Kafamızda olayı çözmüş durumdayız. Musa Anter'in katledilmesindeki sorumluluk o dönemin devlet görevlilerine ait" dedi.
 
3 YILDIR YANIT VERİLMEDİ 
 
Av. Okçuoğlu, mahkemenin ‘Tetiği Hamit Yıldırım çekti’ diyen eski JİTEM elamanı ve İsveç'te yaşayan Abdulkadir Aygan'ın dinlenilmesi için 13 Kasım 2018'de kurduğu ara kararla Adalet ve Dışişleri bakanlıklarına yazdığı müzekkereye 3 yıldır yanıt verilmediğini de hatırlattı.
 
"Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım'ın 70’lerden itibaren istihbarat elemanı olduğu söyleyen Okçuoğlu, MİT'in saha elemanı, istihbarat elemanı olduğu daha sonra Jandarma İstihbaratına geçtiği, cinayet işlendiğinde Jandarma İstihbaratı için görev yaptığı, 1994 yılında da MİT'e geçtiğinin sabit bir biçimde ortada olduğunu kaydetti. Okçuoğlu, “Bizim dosyamızda Abdulkadir Aygan sanık, Mahmut Yıldırım sanık, Mahmut Yıldırım kayıp. Hakkında kırmızı bülten çıkarıldı. Abdulkadir Aygan İsveç'te yaşıyor. Hem sanık olarak yargılanıyor hem de Hamit Yıldırım'ın teşhisini yönelik ciddi anlatımları var. Abdulkadir Aygan'ın İsveç'te ifadesinin alınması konusunda bir tıkanma yaşıyoruz. Çünkü bir kaç yıl önce mahkeme heyetinin gidip İsveç'te Aygan'ın savunmasının alınması konusunda bir ara karar oluşturdu ve bu kararın gereğinin yerine getirme konusunda Adalet Bakanlığına ve Dış İşleri Bakanlığı'na çok sayıda yazı yazdı. Ancak bakanlıklardan hiçbir olumlu dönüş yapılmadı. Mahkeme, Aygan'ın ifadesi alınamadığı için bu yargılamayı bitiremedi. Biz dosyanın tefrik kararı vermesini talep ediyorduk, ama mahkeme bu talebimizi kabul etmedi. Bu noktada bir tıkanma yaşıyoruz. Zamanımız kısıtlı, bir yılık süremiz var. Bu sürede yargılamanın bitmesi bir karara bağlanması mümkün görünmüyor" dedi.
 
SONUÇ ENGELLENİYOR 
 
90’lı yıllara dair bazı davaların demokratikleşme süreciyle birlikte açıldığını vurgulayan Okçuoğlu, fakat sürecinin sona erdirilmesiyle birlikte AKP’nin Ergenekon ve 90’larda yeraltı faaliyetlerini yürüten yapılarla ve aktörleriyle işbirliği yaptığını gördüklerini ifade etti. Bunun en somut örneği olarak “Mehmet Ağar”a işaret eden Okçuoğlu “Kürt meselesinde güvenlikçi politikaların ön plana çıkarılmasıyla oluşan sonuçları görüyoruz. Bazı yapılarla işbirliği yapıldı ve bu iş birliği bütün devlet bürokrasisine yansıdı. Dışişleri, Adalet Bakanlığı bürokrasisi, davalarda çok fazla sonuç alıcı gelişmelerin alınmasını engellemeye çalışıyorlar" dedi.
 
MA / Fethi Balaman - Mehmet Aslan

Diğer başlıklar

09:24 Bolu’da 13 tutsağın tahliyesi engellendi: Sürecin ruhuna aykırı
09:23 Cizîr'deki sokağa çıkma yasağının 10'uncu yılı: 52 dosya AİHM’de
09:21 Yönetmen Kilo: Efrîn'i barış kenti yapalım
09:17 Ra belgeseliyle Alevilik inancındaki asimilasyona dikkat çekiyor
09:16 Licê'deki yürüyüşe çağrı: Özel savaş politikalarına cevap olalım
09:09 Eski Diyanet İşleri Başkanı Görmez rektör olarak atandı
09:06 Aliye Timur'u anlattılar: Dava insanıydı
09:05 Efrîn’deki cezaevleri ve ajanlaştırma ağları
09:01 Cezaevinden mektuba sansür: Tek satır bırakıldı
09:00 12 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:31 Kürt seçmen, İmralı kararı nedeniyle CHP'yi terk etti
08:29 Birçok kentte karla karışık yağmur uyarısı
11/12/2025
23:54 Portekiz’de 24 saatlik genel grev
23:13 Dilan Ayan: Silivri'deki 3 bin kişilik duruşma salonunun amacı nedir?
22:09 Eskişehir'de barış konuşuldu: Toplumsallaştırmalıyız
21:22 Özel ile görüşen Ahmet Özer'den 'barış süreci' mesajı
20:30 DEM Parti'nin 'ekmek ve barış için bütçe' yürüyüşü yarın başlıyor
20:20 Mêrdîn’de zincirleme kaza: 4 kişi hayatını kaybetti
20:09 DEM Parti ve HDK'den 'asgari ücret 46 bin TL olsun' çağrısı
19:45 31 yıl sonra tahliye olan Öncü: Hep birlikte özgürlüğü kutlayacağız
19:41 Ayşe İnceyol davası yine ertelendi
19:24 Bulgaristan Başbakanı Jelyazkov istifa etti
19:07 Meclis'te çocukları taciz eden personel tutuklandı
19:02 Avukat Naim Eminoğlu tutuklandı
17:42 3. Amed Uluslararası Film Festivali sürüyor
17:24 Onur Yaser Can davasında Yargıtay'a uyma kararı
17:03 Erdoğan: Komisyonun ortak bir perspektif çizmesini temenni ediyorum
16:58 Meclis'te çocuk istismarı: Meclis dahi çocuklar için güvenli alan olmaktan çıktı
16:29 Colemêrg’te serbest kürsü kuruldu
16:26 Özel Okmeydanı Hastanesi çalışanlarından açıklama
16:17 Çetin Arkaş: Demokratik ulus çatısı altında bir arada yaşayabiliriz
16:15 MESEM'in çocuk işçi cinayetinde sanıklara indirim
16:11 DEM Parti İmralı Heyeti Babacan ve Bahçeli'yi ziyaret edecek
15:26 Aykol'un tedavisine yeni antibiyotiklerle devam edilecek
15:25 Roman dernekleri temsilcileri DEM Parti İzmir İl Örgütünü ziyaret etti
15:24 İşçilerden belediyelerden SGK borcu kesintisi yapılmasına tepki
15:00 Kadınlardan Meclis'teki istismara tepki
14:56 DEM Partili Parlak: Fidan ülkeleri silahlandırmaya teşvik ediyor
14:53 Nisêbîn’de ‘Barış ve Demokratik Toplum’ buluşması: Barış en acil ihtiyaç
14:52 MB politika faizini düşürdü
13:30 İzBB işçileri belediyeyi diyaloga çağırdı
13:23 Cezaevleri raporu: Sürece rağmen tutuklular her alanda hukuksuzluklara maruz kalıyor
12:54 Savcılık '19 Aralık Katliamı'nın zaman aşımı kararına itiraz etti
12:46 Cengiz Çiçek: Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı 100 yıllık ezberin bozulmasını gerektirir
12:44 MHP de süreç raporunu Meclis’e iletti: İnfaz düzenlemesi mutlaka yapılacak
12:18 'Uluslararası Konferans' sonuç bildirgesi: Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü barışın gereğidir
11:45 Myanmar'da cunta yönetimi hastane bombaladı: En az 31 ölü
11:39 Gazeteci Akyüz'e verilen hapis cezasına itiraz reddedildi
10:26 'Türk'ün gücünü göreceksin' işkencesine suç duyurusu
10:07 Kayyımın Newala Qasaba'yı imara açma kararı durduruldu
09:58 FED politika faizini 25 baz puan indirdi
09:39 Adliyede intihar eden polis öldü
09:27 Hasta tutsak hastanede bir hafta elleri ve ayakları kelepçeli tutuldu
09:12 Suriyeli Aleviler için 'acil adım' çağrısı
09:09 Avukat Kaya: ‘Umut hakkı’ tercih ya da lütuf değil, zorunluluktur
09:07 Sembolîzmin Kürt edebiyatına etkisi
09:05 BES: Antalya Defterdarlığı Memur-Sen aklıyla yönetiliyor
09:03 Tarihi Ermeni bahçeleri kurutulup yapılaşmaya açıldı
09:00 Av. Özoral: Abdullah Öcalan artık serbest kalmalı
09:00 11 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:42 Pendik’de yangın: 2 çocuk hayatını kaybetti
10/12/2025
23:59 Ulaştırma ve Ticaret Bakanlığı bütçeleri kabul edildi
22:22 Fed, yılın son faiz kararını açıkladı
20:53 Licê’de fuhuşa karşı yürüyüş düzenlenecek
20:48 Barış temalı müzik festivali ilk gününde
20:44 Dîlok’ta ambalaj fabrikasında yangın
20:40 DEM Parti'li Eren: Özerk Yönetim'e kapıları açın
20:23 Sendikalardan MESEM protestosu
20:16 DEM Parti: Meclis çatısı altında işlenen istismar örtülmemeli
20:11 Dindar: Milyonların konuştuğu Kürtçe, yok saymanızla yok olmaz
20:06 İzmir’de su kesintileri her gün uygulanacak
20:03 Wan’da Bîra Sûr’ê gösterimi: İhlal 10 yıldır sürüyor
19:48 Cenevre’den çağrı: Abdullah Öcalan derhal özgür olmalı
19:28 KHK eylemi 350'nci haftasında
19:18 DEM Parti milletvekilleri: İktidarın yaptığı, yapmadığı yollar halkın canına mal oluyor
19:11 Beritan Güneş Altın: Meclis çocuklar için suç mahali
19:02 Kanireş depreme hazır değil
18:58 Werîşe Mûradî’ye verilen idam cezası iptal edildi
18:50 Amed Film Festivali'ne yoğun ilgi
18:35 İsrail mülteci kampına saldırdı
17:47 ABD’nin yeni bütçe tasarısı: QSD Suriye'nin siyasi çerçevesinin parçası olmalıdır
17:24 Yasin B. kendisinden boşanmak isteyen kadına saldırdı
17:20 Avustralya'da çocuklara sanal medya yasağı başladı
17:13 Meclis'ten kız çocuklarının taciz edilmesine dair açıklama
16:57 TKDF Kasım ayı şiddet çağrısı raporunu açıkladı
16:13 Tetwan’da halk buluşması: Sayın Öcalan ilk defa bir sürece bu kadar umutla bakıyor
16:08 Gazeteci Aykol'a bir kez daha kan takviyesi yapıldı
16:06 Veysi Aktaş: Kim örgütlenirse o kazanacak
15:47 DEM Parti, CHP ve EMEP ‘çözüm’ raporlarını Meclis’e verdi
15:28 TÜMBEL-SEN 'Emek ve Demokrasi Sempozyumu' düzenleyecek
15:10 Yaşamını yitiren PKK'liler için taziye kuruldu, mevlit verildi
14:50 BM’ye mektup: ‘Umut hakkı’ kararı konusunda teşvik edici olun
14:48 Kürtçe kurs engeli protestosu: Dilimiz, onurumuzdur
14:28 Hak ve hukuk örgütlerinden İnsan Hakları Haftası açıklaması: İhlaller artarak devam ediyor
14:23 Suriye Abdullah Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’nden ‘umut hakkı’ açıklaması
14:03 ‘Taliban İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni çiğniyor’
13:46 İzBB'den iş bırakan işçilere soruşturma
13:22 İşten çıkarılan maden işçileri: Maden bizim emek bizim
12:54 TJA, DBP ve DEM Parti’den İnsan Hakları Haftası açıklaması
12:37 Antalya’da 'Geçinemiyoruz' mitingine katılım çağrısı
12:35 HTŞ’nin bir yıllık iktidarında kadınlar: Kaçırılma, katliam, cinsel şiddet
12:28 Barış Anneleri: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep ediyoruz
12:18 Amed’de insan hakları yürüyüşü: Kürt sorunu çözülmeli
11:43 ÇHD’li avukat gözaltına alındı
11:39 Gar Katliamı anması: Savaş severliğinizi alt edeceğiz
10:57 MKG'nin Kasım raporu: Kadın gazetecilere baskılar sürüyor
10:54 İzBB işçilerinin eylemi 3'üncü gününde
10:23 Mahkeme durdurdu, bakanlık tekrar ÇED süreci başlattı
10:15 Araştırma: DEM Parti seçmeninin yüzde 97'si İmralı ziyaretinin sürmesini istiyor
10:04 Amed'de yoğun sis zor anlar yaşattı
10:00 Tarım işçilerini taşıyan minibüs devrildi: 18 yaralı
09:43 600 haneye ceza kesen DEDAŞ, hızını alamayıp sağlık ocağının da elektriğini kesti
09:29 Ermeni Meclisi Eşbaşkanı: Heval Apo'nun felsefesiyle kendimizi tanıdık
09:22 'Xwêfiroş'un yönetmeninden doğaya sahip çıkma çağrısı
09:21 Ayşe İnceyol'u kaçırarak tecavüz eden Oral aynı gece jandarmayla mesajlaşmış
09:19 'Eğitime ayrılan bütçe yanlış kullanılıyor'
09:13 Oscar adayı filmin yönetmeni: Amed Kürdistan'ın Cannes'ı olmalı
09:13 Fırat Acar’ın IFC adına hazırladığı sahte projeyle 30 milyon TL aldığı iddiası
09:11 DEM Parti 'Ekmek ve Barış' için Ankara'ya yürüyecek
09:06 Artemêt kadınların özgür ve ekolojik kenti oluyor
09:04 Dr. Yaviç: Hasta tutsakların durumu ATK’nin insafına bırakılmamalı
09:04 Basklı avukat Azurtza: Abdullah Öcalan'ın kilit kişi olduğunu anlamak gerekir
09:01 Panos'ta Girêsor, çöp tepesi oldu
09:00 10 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:45 Mısırlı akademisyen: Öcalan'ı özgür koşullarda Riha'da görmek isterim
08:33 Abdullah Öcalan’dan toplumsal sorunlara dair önemli mesajlar
09/12/2025
23:51 Qers’te kar yağışı: 17 köyün yolları kapandı
23:08 Meclis, AYM, Sayıştay, Adalet ve Dışişleri Bakanlığı'nın bütçeleri kabul edildi
22:45 KYK yurdunda öğrenciler tarihi geçmiş mantıdan zehirlendi
22:32 Süveyda’da 3 toplu mezar bulundu
21:16 İzBB işçilerinden meşaleli yürüyüş: Müzakere masası kuralım
21:01 Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Ersoy gözaltına alındı
20:33 Dêrazor’da operasyon: 3 DAİŞ'li yakalandı
20:22 Mülkiyeliler Birliği tiyatro gösterimi için salon vermedi
19:47 ÖHD'den Burdur Cezaevi için çağrı: Soruşturma başlatılsın
19:43 İşçilerin eylemi 133'üncü gününde
19:38 Amed Film Festivali'nde 14 film ve belgesel izleyicisiyle buluşturuldu
19:12 Sevilay Çelenk: Türkiye, Suriye Kürtlerinin kazanımlarını korumalı
19:08 Alevilere dönük katliamlar protesto edildi
18:39 Karşıyaka Emek ve Demokrasi Platformu: Savaşa değil barışa bütçe
17:52 DEM Partili Dilan Ayan: Barış ve demokratik toplum yasaları çıkarılmalı
17:45 Gazze’de ateşkese rağmen 70 çocuk katledildi
17:42 İsrail askerleri Kuneytra’da yurttaşlara ateş açtı
17:39 Torununa tecavüz eden erkek yine tutuklanmadı
17:36 Sakık’tan Fidan’a: Şam yerine kardeşlerimizin olduğu Rojava’ya gidin
17:18 Çanakkale'de bir kadın katledildi
16:43 Serap Avcı cezaevi önünde alkışlarla karşıladı
16:15 Dêrsim'de 4.2 şiddetinde deprem
15:56 Öz savunmada bulunan Serap Avcı için tahliye kararı
15:39 Haber telif hakkının 'örgüte yardım' olarak değerlendirildiği dava görüldü