ANKARA - AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın, iktidarda oldukları son 19 yılda Kürt sorununa dair sarf ettiği sözler ve açıklamalar, çıkar üzerine kurulu siyasetin en somut örneği durumunda. Diyarbakır'da "benim sorunum" dediği Kürt sorununu Ankara'ya dönüşte unutan Erdoğan, her dönemin ruhuna göre yeni bir tanımlama geliştirdi. Erdoğan'ın son durağı ise "Sorun yok, biz onu çözdük" oldu.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana ülkenin en büyük sorunu olan ve bugüne dek izlenen politikalarla daha da derinleşen, küreselleşen Kürt sorunu, siyaset gündeminin merkezinde. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Kürt sorununu HDP’yle çözeriz” çıkışında bulunması sonrası havuz medyası ve MHP’nin kışkırtıcı yaklaşımları ile birlikte PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ismi etrafında başlayan “muhataplık” tartışmasına son noktayı HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar koydu ve çözüm yeri olarak Meclis’i işaret edip, hiçbir aktörün göz ardı edilemeyeceğini söyledi.
CHP’nin çözümüne talip olduğunu gösterdiği Kürt sorununa dair AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın cephesinden ise, “Türkiye’de böyle bir sorun yok. Biz bu işi çoktan çözdük, aştık, bitirdik” açıklaması geldi.
19 yıldır iktidarda olan AKP’nin başında bulunan Erdoğan’ın bu sözleri, siyasi çıkar doğrultusunda döneme ve koşullara göre farklı yaklaştığı Kürt sorununa dair izlenen zikzaklı siyasetin son perdesi oldu.
2002’DE ‘YOK DERSEN, SORUN ORTADAN KALKAR’
2002 yılında Moskova’da, Türk Ticaret Merkezi’nin inşaat çalışmalarını yerinde incelerken Karslı bir işçiyle Kürt sorununa dair girdiği diyalog sırasında “Sorun var diye inanırsan sorun olur. Sorun yok dersen, sorun ortadan kalkar. Biz böyle bir sorun yok diyoruz” sözlerini sarf etti.
2005’TE ‘BENİM DE SORUNUMDUR’ OLDU
Erdoğan, 2005 yılında da bölgeden aldığı oylarla tek başına iktidar olmanın akabinde bu kez “Kürt sorunu var” noktasına diyecekti. Dönemin Başbakanı Erdoğan, partisinin Diyarbakır’da düzenlenen mitinginde, “İlla her soruna bir ad koymak da gerekmez. Çünkü sorunlar hepimizindir. Ama illa ‘Ad koyalım’ diyorsanız Kürt sorunu bu milletin bir parçasının değil, hepsinin sorudur. Benim de sorunumdur” ifadelerini kullandı.
2009’DA ‘ADINA NE DERSEK DİYELİM’
2009 yılına gelindiğinde ise Erdoğan, Kürt sorununa dair bu kez “Buna ister Kürt sorunu deyin, ister Güneydoğu sorunu deyin, ister Doğu sorunu deyin, isterse son olarak yine adlandırdığımız Kürt açılımı diyelim. Ne dersek diyelim bunun üzerinde bir çalışmayı başlattık” açıklamasında bulundu.
2010’DA ‘KÜRT SORUNUNU SAVUNUYORUM’
Erdoğan, Kürt sorununa dair başlattıklarını açıkladığı bu çalışma doğrultusunda 27 Aralık 2010 tarihinde Meclis’te yaptığı bir konuşmada bu kez şu sözleri ifade etti: “73 milyon insanımız Türkiye Cumhuriyeti üst kimliği altında birdir. Üst kimlik TC. vatandaşlığıdır. Bunun altında bir çok etnik unsur vardır. Başbakan olarak Kürt sorununu savunuyorum, savunmaya devam edeceğiz.”
2011’DE MAKAS DEĞİŞİKİLİĞİ İLE ‘KÜRT SORUNU YOKTUR’A DÖNÜŞ
Fakat Kürdün kabulü gibi sorunun kabulü de izlenen politikalara göre dönem dönem değişti. 2005’te Kürt sorununu “kendi sorunu” olarak gören Erdoğan, 2011 yılında makas değiştirip bir kez daha makas değiştirerek, “yok”a geçiş yapacaktı. Bu geçişle birlikte de Gülen cemaat eliyle Kürt siyasetçilere yönelik “KCK” adı altında operasyonlar çekilip, savaş siyaseti devreye sokuldu.
Erdoğan, 30 Nisan 2011 tarihinde Muş’ta katıldığı bir mitingde, “Bırakın benim vatandaşım kendi iradesiyle oyunu kullansın. Bunu yapıyorlar mı? Bakıyorsunuz, tehditler… Demokrasi bu değil, özgürlük bu değil, temel haklar bu değil. Bu ülkede artık Kürt sorunu yoktur. Kabul etmiyorum. Bu ülkede Kürt kardeşimin sorunu var, ama Kürt sorunu artık yok” diyecekti.
Bu sözleriyle Kürt sorununu “Kürt kardeşlerimin sorunu var” söylemine indirgeyen Erdoğan, 15 Temmuz 2011 tarihinde Cuma namazı çıkışımda sorularını yanıt verdiği basın mensuplarına bu kez şunları söyledi: “Bu ülkede Kürt sorunu yoktur bu ülkede PKK sorunu vardır. Kürt vatandaşlarımıza en büyük desteği biz verdik.”
2013’TE 2 YIL SONRA 76 MİLYON KUCAKLAŞMASI
Bunları söyleyen Erdoğan, sadece iki yıl sonra yeni bir manevra yapıp 16 Kasım 2013’de Diyarbakır’da gerçekleştirilen mitingde Mesut Barzani ve Şivan Perwer ile birlikte sahneye çıkıp, bir kez daha “Kürt sorunu vardır” diyecekti. O mitingde Erdoğan’ın dilinden “Nasıl ki Türk’ü, Kürt’ten ayıramazlarsa, Kürt’ü de Türk’ten ayıramazlar. Bir annenin çocuğuyla anadilinde konuşamıyor olmasından büyük azap ne olabilir? Dağdakilerin indiğini, cezaevlerinin boşaldığını, 76 milyonun kucaklaştığını, birlikte yeni Türkiye olduklarını göreceğiz” cümleleri döküldü.
2015: NEYİN EKSİK?
Başlatılan süreçle birlikte Kürt sorununda çözüme en çok yaklaşılıp, 28 Şubat 2013’de Dolmabahçe Mutabakatı’nın imzalanmasının üzerinden daha bir ay geçmemişken Erdoğan, yeni bir “U dönüşü” ile “Kürt sorununu” inkar etti. 15 Mart 2015’te Balıkesir Ticaret Odası ve Balıkesir Sanayi Odası’nca düzenlenen “Ekonomi Ödülleri 2015” töreninde konuşan Erdoğan, “Şimdi varsa yoksa bakıyorsun Kürt sorunu. Kardeşim ne Kürt sorunu ya. Artık böyle bir şey yok. Neyin eksik senin? Başbakan çıkardın mı, bakan çıkardın mı, çıkardın. TSK’de var mısın varsın. Ne istiyorsun, daha ne istiyorsun?” sözleriyle yeniden inkar siyasetine döndü.
7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde tek başına iktidar olma şansını yitiren AKP, meydanlarda ardı ardına patlayan bombalarla insanların katledildiği bir süreçte 1 Kasım 2015’te yenilenen seçimler tekrar iktidar koltuğuna oturdu. İzlenen savaş siyaseti 15 Temmuz darbe girişimi ile birlikte bir bütüten ülkeye yayıldı.
Tarihler 3 Haziran 2018’i gösterdiğinde Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, daha önce ilk kez “Kürt sorunu”nu dillendirdiği Diyarbakır İstasyon Meydanı’ndan bu kez şunları söyleyecekti: “Biz Kürt sorunu yoktur diyoruz. Herkes gibi sizlerin de özgürlüklerini biz güvence altına aldık. Her kim hangi Kürt kardeşimin hakkını gasp etmeye kalkarsa karşısında beni bulur. Var mı engel? Dininizin inancınızın geleneklerini serbestçe yerine getirebiliyorsunuz. Kimliğimizin inancımızın önünde hiçbir yasak yok.”
2019: KÜRT SORUNU VAR DEMEK BANA HAKARET
AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Temmuz 2019 ise “Kürt sorunu” ile ilgili düşüncelerini bir adım ileri taşıyarak, sorunun varlığını kendisine hakaret olarak algıladığını duyurdu. Erdoğan, “Biz Kürtler için her şeyi yaptık. Kürt meselesi var demek bana, bize hakarettir. Türkiye meselesi vardır, Türkiye’yi bir bütün olarak ele almak gerekir. Ben Kürtleri ayırmadım” sözleriyle çizgisindeki yeni yeri gösterdi.
2020: NE KÜRT SORUNU YA? BUNLARI BİR ÇÖZDÜK
Yeniden çatışmalı sürecin başladığı 2015’ten sonra ise Kürde yine inkar, asimilasyon, gözaltı, tutuklama, yok sayma kaldı. Daha önce Kürt sorunu için “Benim sorunum” diyen Erdoğan, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada bir kez daha “Kürt sorununun” olmadığını savundu. Erdoğan, “Kürt sorunu diyorlar, ne Kürt sorunu ya? 2005’te Diyarbakır’daki konuşmamda, ‘Bu ülkede Kürt sorunu yoktur, varsa da bunun sorumlusu benim ve biz çözeceğiz’ dedim. Bunları biz çözdük. Bu ülkede Kürt sorunu yoktur. Bu ülkede uzunca bir süre en çok sıkıntıyı Kürtlerin çektiği bir özgürlük sorunu vardır. Geri kalmışlık zincirini de kırdık” ifadelerini kullandı
İzlenen çözümsüzlük politikalarının iktidarların kendisini çözdüğü Kürt sorunu, HDP’nin izlediği politika ile 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara gibi büyükşehirlerin elinden alındığı AKP için baş aşağı gidişi başlatan tarih oldu.
9 TEMMUZ: KÜRT SORUNUNU AĞZINA DAHİ ALMADI
Anketlere de yansıdığı ölçüde partisi giderek oy kaybı yaşayan Erdoğan, 9 Temmuz 2021’e gelindiğinde daha önce kendisine hakaret olarak gördüğü ve çözdüğünü iddia ettiği Kürt sorununu ağzına almadan son 20 yılın muhasebesini yapmaya girişti. "Samimi şekilde başlattıklarını" savunduğu sürecin sona ermesinden HDP'yi sorumlu tutan Erdoğan, "Baldıran zehri de olsa, bu meydanda söyledim, içeriz dedim. Samimiyetle başlattığımız bir süreci bunlar provoke ettiler, zehirlediler, istismar ettiler ve sonunda tamamen yıktılar…Küresel emperyalizmin ülkemizde yaklaşık bir buçuk asırdır kaşıdığı bir yarayı kapatmak için çözüm sürecini biz başlattık. Ama çözüm sürecini sonlandıran biz olamadık, çünkü çözüm sürecini bunların kötü niyeti, gizli gündemleri sonlandırdı" diyecekti.
23 EYLÜL : ÇOKTAN ÇÖZDÜK, AŞTIK, BİTİRDİK
2013’te yaptığı grup toplantısında bugünkü ortağı Bahçeli’ye “Meclis tutanaklarına bakarlarsa, orada ‘Kürdistan’ kelimesini görecekler” diye ders vermeye kalkan Erdoğan, 23 Eylül’de ABD dönüşü konuştuğu gazetecilere yaptığı “Yok Kürt sorununu çözmektir, yok şudur, yok budur… Türkiye’de böyle bir sorun yok. Biz bu işi çoktan çözdük, aştık, bitirdik” açıklamalarıyla bir kez daha Kürt sorunu çözdüğünü öne sürdü.
MA/ Berivan Altan