ANKARA - Polis tarafından “Seni dörde bölerim” diye tehdit edilen gazeteci Tamer Arda Erşin, “Ankara’daki bu durum artık kronikleşti ve haber takip edemez duruma geldik” dedi.
DAİŞ’in bombalı saldırısı sonucu 104 kişinin yaşamını yitirdiği 10 Ekim Ankara Katliamı’nın yıldönümünde Ankara Gar önünde yapılmak istenen anmayı takip eden ANKA muhabiri Tamer Arda Erşin, polis tarafından “seni dörde bölerim” diye ölümle tehdit edildi. Uzun süredir Ankara’da gazetecilik yapan Erşin, polisin hakaret ve küfürlerine de maruz kaldı.
Yaşananları Mezopotamya Ajansı’na (MA) anlatan Erşin, bir gece öncesinde Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 10 Ekim’de ölenler için yerleştirdiği anıt ağaçların Ankara Valiliği tarafından kaldırılmasıyla bir gerginlik oluşacağını tahmin ettiğini söyledi. Erşin, “Gece yaşanan bu gerginlik sabaha da yansımış görünüyordu. Aileler Gar’a belli bir noktadan girmek istedi, ben de Ulus Metro çıkışında olan bir grubu takip etmek ve alana girmek istedim. Bulunduğum gruba polis önce dağılın anonsu yaptı daha sonra ise o gruba fiziki müdahalede bulunup biber gazı sıktı. Bu sırada basın mensubu arkadaşlarımla beraber görüntü almaya çalıştık. Polis bize ve kameralarımıza müdahale etmeye başladı” dedi.
POLİS: SENİ DÖRDE BÖLERİM
Kitlenin uzağından yollarına devam ettiklerini aktaran Erşin, “Opera Köprüsü’nün altında nöbet tutan iki polise ‘Anmanın olacağı alana basın mensupları olarak nereden girebiliriz’ diye sordum. Tam o sırada başka bir sivil polis yanıma koşarak geldi. ‘Ben size gidin demedim mi lan’ diyerek müdahalede bulundu ve ben de derdimi anlatmaya çalıştım. Boynumda sonuçta Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın verdiği Turkuaz Basın Kartı var. Bir gazeteci olarak alana nasıl girebileceğimizi sordum sadece. Yalnız o polis arkadaş bir anda diğer çevik kuvvetleri de çağırdı. Bana sinkaflı bir küfretti ve daha sonra ‘Seni dörde bölerim’ dedi” ifadelerini kullandı.
İlk kez böylesi bir tehditle karşı karşıya kaldığını söyleyen Erşin, polise tekrar basın mensubu olduğunu ve bu muamelenin nedenini sorduğunu belirterek, şöyle devam etti: “Daha sonra diğer sivil polisler o agresif polisi sakinleştirmeye çalıştılar ve aramıza girdiler. O an bulunduğumuz yer çok tenha bir alandı, bir darp yaşansa görgü tanığımız bile olmayacaktı. Yanımdaki gazeteciler bile tedirgindi. Bir şekilde oradan çıktık ve alana girmek için devam ettik. Alan girişinde polis, sadece Turkuaz Basın Kartı’na sahip olan ben ve bir başka gazeteci arkadaşımı içeri aldı.”
HABER TAKİP EDEMEZ HALE GELDİK
Yaşadığı olayın Ankara’daki polislerin gazetecilere yönelik olan tutumlarına bir örnek olduğunu belirten Erşin, “Bir süredir Ankara’daki basın mensupları olarak nerede bir eyleme gitse, nerede bir habere gitsek sivil polisler bize zorluk çıkarmak için ellerinden geleni yapıyor. Ankara’daki bu durum artık kronikleşti ve haber takip edemez duruma geldik. Daha önce başka arkadaşlarımın da başına bu tarz şeyler geldi” ifadesinde bulundu.
'GAZETECİLİĞİ KRİMİNALİZE ETMESİNLER'
Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) yöneticisi olduğunu hatırlatan Erşin, polisin tutumuna ilişkin daha önce eylem yaptıklarını ve suç duyurusunda bulunduklarını söyledi. Şu ana kadar Valiliğin ve polisin tutumunun değişmediğini de sözlerine ekleyen Erşin, "Artık bu şehirde bir şeylerin değişmesi gerekiyor. Valiliğe, İçişleri Bakanlığı’na çağrım Emniyet Teşkilatı’ndaki polislere bir eğitim verilmesi gerektiğidir. Gazeteciler polisle ve eylemcilerle didişmeye gitmiyor. Biz 3’ncü bir göz olarak oradayız. Ne yaşandıysa tüm gerçekçiliğiyle toplumla buluşturmaya çalışıyoruz. Gazeteciliği kriminalize etmeye çalışmasınlar” diye konuştu.