Öcalan'ın avukatı: AK Bakanlar Komitesi görevini yerine getirsin

img
DİYARBAKIR - AK Bakanlar Komitesi, PKK Lideri Öcalan ve üç tutukluya ilişkin başvuruyu 7 yıl sonra gündemine alacak. Öcalan'ın avukatı Newroz Uysal, Komite'den kuruluş gayesini ve görevini yerine getirmesini beklediklerini söyledi.
 
Türkiye’deki hukuksuzluk halinin kendisini en somut biçimde gösterdiği yerlerin başında cezaevleri geliyor. 22 yıldır İmralı Adası'nda tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile Veysi Aktaş, Hamili Yıldırım ve Ömer Hayri Konar, ne aileleri ne de avukatlarıyla görüştürülüyor. Öcalan'la 8 yıl aradan sonra en son 2019 yılı içerisinde 5 kez görüştürülen avukatları, bir daha adaya gidişlerine izin verilmediği için adadaki diğer isimlerle de bir araya gelemedi. Yasal bir hak olmasına rağmen telefonla görüş hakkından 21 yıl sonra 27 Nisan 2020'de ilk kez yararlandırılan Öcalan'ın geçtiğimiz 25 Mart'ta kardeşi Mehmet Öcalan'la yaptığı ikinci telefon görüşmesi de yarıda kesilip, bir daha bu hakkından yararlandırılmadı. İmralı'da uygulanan tecrit politikasının son örneği ise, Öcalan’a “volta attığı” gerekçesiyle Eylül 2018’de disiplin cezası verilmesi oldu. 
 
Öcalan ile başka cezaevlerinde tutulan Hayati Kaytan, Emin Gurban ve Civan Boltan’a verilen “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası” ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) aldığı "ihlal" kararlarının Türkiye tarafından yerine getirilmemesi, Avrupa Konseyi (AK) Bakanlar Komitesi'nin 30 Kasım-2 Aralık’ta yapılacak toplantı gündeminde tartışılacak. Komite, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) tarafından yapılan başvuruyu 7 yıl sonra gündemine aldı.
 
 
TÜRKİYE HİLEYE BAŞVURDU 
 
Başvurunun kabulü sonrasında Komite'nin yanıt istediği Türkiye Hükümeti, geçtiğimiz 7 Eylül’de verdiği yanıtta AİHM'in verdiği ihlal kararı ve “umut hakkı” konusundaki esaslara girmek yerine hukuk hilesine başvurdu. Yanıtta, sadece Avrupa İşkence ve Kötü Muameleyi Önleme Komitesi'nin (CPT) İmralı’nın fiziki koşullarına ilişkin raporlarına yer verilirken, bu konuda Türkiye’ye yapılan tavsiyeler de yine görmezden gelindi. 
 
AV. UYSAL DEĞERLENDİRDİ
 
Öcalan ve adada tutulan diğer isimlerin müdafiliğini yürüten Asrın Hukuk Bürosu avukatlarından Newroz Uysal, İmralı'da kendisini farklı biçimlerde gösteren tecridi, ülkedeki yargı mekanizmasının bu konudaki yaklaşımını ve AK Bakanlar Komitesi'ne yapılan başvuruyu değerlendirdi. 
 
YASAKLAR BİRÇOK EVREDEN GEÇTİ
 
İmralı’da kurgulanan ve 22 yıldır uygulana gelen sistemde çoğu zaman insana absürt gelen, anlamsız görünen ya da cezaevinde çok olağan bir durumun bile bu sistem tarafından tahammül edilemez noktalara eriştiğini görebildiklerini dile getiren Uysal, tecridin bir parçası olarak avukat aile ziyaret yasaklarının geçen 22 yıl boyunca birçok evreden geçtiğini söyledi. Geldikleri en son evrede, 2018 yılında OHAL'in sona ermesiyle birlikte görüş engellemesine dair 3 ve 6 aylık periyotlar halinde verilen disiplin cezaları ile karşı karşıya bırakıldıklarını belirten Uysal, bu aşamada karşılaştıkları bir diğer önemli yeni hususun avukatlar olarak disiplin cezası süreçlerinden men edilip, tecridin hukuki süreçte de uygulaması olduğunun altını çizdi.
 
'SÜRECİN BİTİMİNDE HABERDAR EDİLİYORUZ'
 
Uysal, aile ve avukat ziyaretleri için düzenli görüş başvuruları yaptıklarını belirterek,  “Başvurularımıza cevaben disiplin cezası olduğu, bu nedenle görüşme başvurusunun reddedildiği şeklinde fax ile cevap veriliyor. Bizlerin disiplin cezalarına ulaşma, örnek alma, itiraz etme, hukuki sürecini yürütmesi, yani bir avukatın yapabileceği en doğal hukuki süreçler bile infaz hakimlikleri tarafından engelleniyor ya da hukuki itiraz süreleri bitiminde ancak haberdar ediliyoruz. Bu duruma dair yaptığımız başvuru ve itirazlar da ağır ceza mahkemeleri tarafından reddediyor. 2018’den bugüne hem aile hem de avukat görüşmelerinin engellenmesine gerekçe gösterilen disiplin cezalarından örnek alamadık. Hangi disiplin cezasının niçin verildiğini şu ana kadar hukuki prosedür içerisinde olağan şekilde öğrenebilmiş değiliz" dedi.
 
‘CEZA KABUL EDİLEMEZ’
 
Öcalan'a volta attığı gerekçesiyle disiplin cezasını verilmesini de AİHM'e yapılan bir başvuruya Türkiye'nin 9 yıl sonra verdiği yanıttan öğrendiklerini ifade eden Uysal,  Öcalan’ın cezaevinde volta atmasının evrensel bir kural olduğu, böylesi bir nedenle kendisine verilen cezanın kabul edilemez olduğunu belirterek, bu cezaya iki kez itiraz ettiğini paylaştı.
 
TAHAMMÜLSÜZLÜĞÜN GÖSTERGESİ
 
Yaşananları tahammülsüzlük olarak değerlendiren Uysal, "Burada önemli husus, cezaevinin disipline etme ya da hizaya getirme mantığında ne kadar uçlaşabildiği. İmralı Cezaevi’nde Sayın Öcalan ile birlikte 3 müvekkilimiz daha var. Bunların haftalık görüşme sınırı çok kısıtlı, sadece spor aktivitesi için bir araya getiriliyorlar. Haftanın 4 günü birer saat. Burada 'siz neden spor yapmıyorsunuz da volta atıyorsunuz' ya da 'spor aktivitesinde neden konuşuyorsunuz' denilerek sosyalleşmelerinin, sohbet etmelerinin engellenmesi, tecridin artık en ufak bir harekete indirildiğinin, devletin neye, ne kadar tesir etmek istediğini, o tahammülsüzlüğü bize gösteriyor" diye konuştu.
 
TECRİDE KILIF
 
Bu yaklaşımın tecride kılıf yaratma amacı taşıdığını ve hukuken kabuk edilebilir bir yanının olmadığını vurgulayan Uysal, CPT'nin Ağustos 2020'de açıkladığı raporunda da bunu çok net biçimde vurguladığını kaydetti. İmralı Cezaevi'nin tek kişinin barınabileceği bir mantıkla inşa edilip, PKK Liderinin burada 10 yılı aşkın bir süre boyunca tek başına tutulduğunu hatırlatan Uysal, 5 ismin Öcalan’ın yanına getirilmesi sonrasında bu kişilerin haklarının nasıl tesis edileceğinin kendileri açısından başlangıçta merak edilen bir husus olduğunu dile getirdi. Uysal, zira bu kişilerin daha önce bulundukları cezaevinde koğuşta toplu kalabildiğini, aile görüşü ve telefon görüşmesi yapabildiğini, mektup alıp gönderebildiğini, Tv, gazete ve radyoya erişip, sosyal aktivitelere katılabildiğine dikkati çekti. 
 
Fakat İmralı'ya götürüldüğü andan itibaren buradaki tecrit sisteminin içine dahil edilip, avukat, aile, sosyal aktivite, telefon hakkı, dışarıyla iletişim, sağlığa erişim gibi her türlü haktan mahrum bırakıldıklarını belirten Uysal, "Biz bunu toplu tecrit olarak ifade ettik, ediyoruz. Bununla ilgili AİHM'e yaptığımız başvuru mahkeme önünde karar verilmesini bekliyor. İmralı’ya götürülmelerinin tek başına haklarından mahrum bırakılmalarına gerekçe yapıldığını, bunun yetkinin kötüye kullanımı ve aslında sayın Öcalan özelinde bir sistemin yansıması, açıkça bir ayrımcılık uygulaması olduğunu hukuken birçok kez dile getirdik. Ancak uluslararası alanda buna dair bir karar yok. Anayasa Mahkemesi de bu durumu kabul etmemeye çalışıyor. En son Nasrullah Kuran ve Çetin Arkaş ilgili bir telefon başvurusu vardı ve AYM şunu söylemişti; 'Telefonla görüşme hakkı tek başına adada bulunmanın fiziki imkanları gerekçe yapılarak engellenemez ve bu kişilerin telefon hakkı tanınmalı.' Bu kişiler geldikleri cezaevinde zaten bu hakkı kullanıyorlardı. O günden bugüne ne adaya götürülen diğer mahkumlar ne de sayın Öcalan’ın telefonla görüşme hakkı düzenli bir şekilde tanınmadı. Aksine en son götürülen 3 müvekkilimiz aynı şekilde telefon hakkından mahrum bırakılıp, avukat ve aile görüşleri engelleniyor" dedi.
 
AYM'NİN MİSYONU
 
Hal böyle iken Anayasa Mahkemesi’nin verilen disiplin cezalarını aile ve avukat görüşü engellemelerine gerekçe olarak kabul etmesinin hukuken hiçbir açıklaması olmadığını dile getiren Uysal, yaptıkları başvuruları zamana yayarak, tecride göz yuman AYM'nin hukuk sitemindeki yerinin uluslararası mahkemelere başvuruların önünü biraz olsun kesmek üzere olduğunun zaten herkesin malumu olduğunu kaydetti. Uysal, bu nedenle İmralı ile ilgili objektif ve hukuki temelde bir yaklaşım sergilenmesini beklemelerinin gerçekçi olmadığını belirttiği AYM'nin kararlarıyla ilgili de AİHM’e başvuru yaptıklarını aktardı.
 
'KURUMLAR TÜRKİYE'Yİ ABSORBE ETTİ'
 
Türkiye, 22 yıldır İmralı'da asgari düzeyde de olsa kendi iç hukukunu uygulamaya hiçbir vakit yanaşmadığını söyleyen Uysal, uluslararası kurumların bu konudaki sorumluluğuna da işaret etti. Uysal'a göre, Avrupa Konseyi ile bu kuruma bağlı olan AİHM, CPT ve Bakanlar Komitesi, bu güne kadarki yaklaşımları ile açıkça kendi iç hukukunu uygulamayıp, uluslararası sözleşmelere aykırı davranan Türkiye'yi çoğu zaman absorbe etti.
 
Uysal, bu konuda şunları ekledi: "AİHM, tecritle ya da sayın Öcalan’ın koşullarıyla ilgili kimi kararlarında çok net bir şekilde 'bu kabul edilemez, bu işkencedir' dediği noktada, kimi haklarının elinden alınmasını kabul edilebilir bir noktaya çekti. Ya da CPT gibi bir kurum 22 yılda İmralı'yı sadece 8 kez ziyaret ederek, görevini yerine getirdiğini kabul ettirmeye çalışıyor. AK Bakanlar Komitesi aynı şekilde AİHM kararlarının denetim konusunda 7 yıllık bir süreye rağmen başvuruları gündeme almaktan imtina edebiliyor. Bunun hukuka aykırılığı ya da hukuksuzluğu gerektiği gibi tespit eden, karşı çıkan, üstüne düşen görevleri yapan bir tutum  olamadığı açık. Bu durum yine Türkiye’nin başvurduğu uygulamaların tek başına kendi kararı olmadığını, siyaseten uluslararası ortak bir görüşün olduğunu, hukuken de yine ortak bir zeminde buluşulduğunu, bunun devamının ya da bir şekilde sürdürülebilirliğinin önünün açıldığını gösteriyor. Söz konusu kurumlar için içler açısı olan bu hal, yılları bulan bu tavırlarından dolayı herkesin görebildiği bir düzeyde açığa çıkmıştır. Biz ise görevlerini yerine getirmeleri noktasında bu kuruların göreve çağırmaktan geri durmuyoruz." 
 
TÜKİYE ALEYHİNE İLK KARAR!
 
AİHM'in, Öcalan’a dair ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının “işkence yasağına aykırı olduğuna” dair 2014 tarihli kararının Türkiye aleyhine verilen ilk karar olduğunun altını çizen Uysal, bu tespitin kaynağının ise, TCK’de devletin güvenliğine karşı, anayasal düzene karşı kimi suçlarda kişinin sadece ağırlaştırılmış müebbet cezası alması değil, aynı zamanda hiçbir şekilde koşullu salıverilmeden yararlanamamasının çok net bir şekilde hem İnfaz Kanunu'nda hem TMK’de açıkça yazılması olduğunu ifade etti.
 
AİHM'in de bu nedenle ihlal kararı verdiğini söyleyen Uysal, karara karşı Türkiye’nin vermiş olduğu yanıtı baktıklarında sanki böylesi bir durum kanunlarda yer almıyormuş gibi “Biz de koşullu salıverme var, bunun bazı hususlarını uygulayabiliyoruz. Ya da bizim ilkemizde af var, her ne kadar kanunda yer almasa da Cumhurbaşkanı affı var, genel af, özel af var” denilip, aslında tamamen laf ebeliği yapılan ve kararı çarpıtan bir noktada durulduğunu dile getirdi. 
 
KOMİTE NE KARAR VERECEK?
 
Uysal, “AİHM kararında tecrit ile ilgili kısmına dayanarak asıl olan noktadan uzaklaştırıyor. Lakin ihlalin sonlanması için kanuni değişiklik gerektirdiği kısmını yok sayıyor. En son cevabı da bu şekilde. ‘Koşullu salıverilme benim kanunlarımda var’ diyor. ‘Koşullu salıverilme imkanı veriyorum, bazı istisnalar hariç’ diyor. Peki nedir bu istisnalar? Yok. Yazmamış. Bunun yazılmaması onun yok olduğu anlamına gelmiyor. Türkiye, Komiteyi aslında Sayın Öcalan’ın 2007’de yeniden yargılama kararının eliyle hasır altı edilen ve kapatılan dosya üzerinden istediği noktaya çekmeye çalışıyor" diye konuştu. 
Bu konuda Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyesi Cemil Çiçek'in “Biz Öcalan kararında Komite'yle dosyayı kapatabildiysek, bugün güncelde tartışılan Demirtaş-Kavala kararı verilse de aynı şekilde bu dosyaları kapatabiliriz” şeklindeki sözlerini hatırlatan Uysal, "Türkiye'nin siyasi pazarlık konusu ettiği temel bir başlık oluyor bu durum. Bunun engellenebilmesi için insan hakları ve hukuk kurumları Temmuz 2021'de bir başvuruda bulundular. Bu başvurudan sonra Komite, Eylül ayı toplantısında Öcalan kararının Kasım-Aralık toplantısında ele alınmasına karar verdi. Komite hem Sayın Öcalan’ın avukatları olarak bizler hem de ihlal kararı verilen diğer kişilerin avukatlarının ve STÖ’lerin yaptığı başvuruları değerlendirerek, Türkiye'nin gerçekten üstüne düşeni yapıp, yapmadığı konusunda bir değerlendirmede bulunacak. Ya Türkiye’den bilgi istenecek ya da bu kararın uygulanıp uygulanmadığı konusunda bir çağrıda, bir davette bulunacak" dedi.
 
Uysal, başvuruları 7 yıl sonra gündeme alınmış olsa da, Komite'den kendi denetim prosedürü ne ise Öcalan’la ilgili başvuruda da aynı yaklaşımı göstermesini, siyasi pazarlık konusu yapılmamasını ve hukuken aciliyetinin esas alınması noktasında etkili bir tutum beklediklerini kaydetti. 
 
ETKİN DENETİM TALEBİ 
 
Uysal,  etkili yaklaşımın, Türkiye’nin vermiş olduğu bu cevabın, ayan beyan yanıltıcı olduğunun tespiti olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye’den yeniden ağırlaştırılmış hapis cezası alanların koşulları salıverilmesini engelleyen yasa maddelerinin açıkça değiştirilmesinin talep edilmesini istiyoruz. Bunun etkili olması için de bir süre verilmesini istiyoruz. Bunun ucu açık, yıllara yayan bir durumda bekletilmesini istemiyoruz. Çünkü bugün dünyada belli bazı ülkelerde kaldı bu durum. Birçok ülke bunu değiştirmek zorunda kaldı. AİHM’in bu kararından sonra bir prosedür getirildi. Ya bir tarih tespiti getirildi ya bir prosedür, hukuki bir mekanizma getirildi. Bu kişilerin başvuru yapılarak, bir gün koşullu salıverilme umudunun oluşturulmasının önü açıldı. Türkiye’de Sayın Öcalan ve benzeri ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarının böyle bir başvuru hakları bile yok. Bu kanun açıkça yasaklı, 'hiçbir zaman dışarı çıkamayacaksınız' deniyor. Bu kanun değişiklinin de yakın zamanda yapılması için Komite'nin etkin bir şekilde Türkiye üzerinde hukuki bir denetim yapmasını istiyoruz" dedi.
 
Komite'den olumsuz bir karar çıkıp, çıkmayacağı konusunda kaygı taşıyıp taşımadıkları yönündeki soruya Uysal, "Böyle bir kaygı daha önceki pratiklere bakıldığında şu anda da canlılığını koruyor" yanıtı verdi.
 
'KURULUŞ GAYESİNE GÖRE HAREKET ETMELİ'
 
Öcalan’ın Kürt meselesi konusunda içerisinde bulunduğu siyasi pozisyon ve rolün gün geçtikçe güçlendiğini, bunun hem Türkiye ve Ortadoğu’da hem de uluslararası arenada karşılığı olduğunu vurgulayan Uysal, "Maalesef hukuki süreç ve insan hakları kurumları ya da Avrupa Konseyi gibi birçok kurum, tek başına çok da hukuki yaklaşımını taşıyamayabiliyor. Aynı zamanda siyasi geleceklerini ve genel politikalar ile uyumlu durmaya çalışmaktadırlar. Bugün ihlal kararı üzerinden geçen 7 yıla karşın gündeme alınmamasında bile bir pazarlık olduğunu düşünülmelidir. Bu saatten sonra Türkiye’nin bu tarz çabalarına devam edeceği açık, vermiş olduğu cevapta bile yaklaşımını çok açık bir şekilde gösteriyor. Komite nasıl bir değerlendirme yapacak, önümüzdeki toplantıda göreceğiz. Komite olağan toplantı sonunda kamuoyuna dönük bir açıklama yapılacaktır. Komite'nin ihlal kararı verilmesi sonrası neler yapılması gerektiği kendi iç tüzüklerinde açık. Bu tüzüğe ve uygulamalarına uygun yapılacak mı yapılmayacak mı? Ya da 2007’deki yeniden yargılamadaki gibi Türkiye’nin göstermelik bir uygulamasına göz mü yumacaklar, yoksa gerçekten Sayın Öcalan ve onunla beraber yüzlerce mahkumu ilgilendiren bu konuda gerçek bir adım atacaklar mı? Biraz bu pazarlığın, çarpıtma çabalarının sonuç vermediğini komitenin tutumundan görebileceğiz ancak. 7 yılda gündeme alınmaması aslında bu pazarlığın bir yerde sonuç verdiğinin sinyaliydi bizler açısından. Bu saatten sonra gerçekten Komite'nin bu tarz pazarlıkları değil, kendi kuruluş gayesini içeren, hukuki metinlere ve kendi görevini yerine getirmesini istiyor ve bekliyoruz" diye konuştu.
 
MA / Ömer Çelik - Özgür Paksoy

Diğer başlıklar

26/07/2024
22:19 Kayyım nöbetleri: Toplumsal direniş olmazsa bu ateş herkesin evine düşecek
21:20 Festivalde çocuk etkinliği ve tiyatro gösterimi
21:17 Bolu F Tipi Cezaevi’ndeki tutsaklar zehirlendi
21:14 TJA’nın okuma etkinlikleri sürüyor
21:07 Ataşehir’de halk buluşması: İmralı’da büyük bir direniş var
20:24 BM Türkiye’den İmralı’daki tecridin kaldırılmasını istedi
20:04 Ege Denizi’nde 4.5 büyüklüğünde deprem
20:00 DEM Partili Özperçin tahliye edildi
19:39 DEDAŞ protestosunda yüzde 96 engelli yurttaş darp edildi
19:34 Suruç'ta katledilen Özkan’ın annesi defnedildi
19:28 İntihar eden işçi Yavuz için mücadeleyi büyütme çağrısı
19:18 Gabar’da kesilen ağaçları taşıyan TIR şarampole yuvarlandı
18:59 Mezopotamya Ajansı’na erişim engeli
17:51 DEM Parti MYK üyesi Birol cezaevine götürüldü
17:37 Hatay’da Befesa işçileri greve çıktı
17:33 'Dilimiz, asimilasyon ve biz' paneli: Anadilde konuşmalıyız
17:19 DEDAŞ’a karşı çıkan 4 kişi gözaltına alındı
17:11 Irkçı yazılama kaldırıldı, 'Pêşî Peya' yeniden yazıldı
17:10 İzmir'de orman yangını
17:07 57 vekilden Adalet Bakanı’na 'tecavüz' soruları
16:20 Tutsak yakınlarından uluslararası kurumlara 'sorumluluk alın' çağrısı
16:03 Mutlu: Aleviler asimilasyona karşı mücadele vermeli
14:27 31 yıllık tutsak köyünde coşkuyla karşılandı
14:18 Marmara cezaevlerinde 2 bin 916 hak ihlali
13:33 İzBB'ye çağrı: Emekçileri enflasyona ezdirmeyin
13:27 Şii lider Necefi: Türkiye'nin operasyonlarını reddediyoruz
13:14 Gece boyunca 15 köy bombalandı
12:37 DEM Parti ve TJA heyeti, Hewlêr’de kadınlarla buluştu
12:35 9 gündür kayıp olan kadının şüpheli ölümü
12:11 Nobel ödüllü isimlerden 'Abdullah Öcalan' mektubu
11:37 Türkiye’den Berwarî Bala’da kimlik kontrolü!
11:15 Abdullah Öcalan'ın ailesinden görüşme başvurusu
11:11 Paris Olimpiyatları öncesi demiryoluna saldırı
10:56 SOHR: Türkiye 400 paralı askeri Suriye'den Federe Kurdistan’a taşıdı
10:35 Seçim öncesi tutuklanan 6 siyasetçi tahliye edildi
10:20 15 il için sarı ve turuncu kodlu uyarı
09:32 'Pêşî Peya'yı silip ırkçı yazılama yaptılar
09:25 Yeni vergi teklifinin 18 maddesi Meclis'ten geçti
09:21 Çıplak arama dayatılan tutsak anneler: Bu yaşımıza kadar böyle bir şey görmedik
09:10 İmralı 13 yıldır avukatlara yasak: Sonucu toplumsal mücadele belirleyecek
09:08 İklim krizi dünyayı yok oluşa götürüyor
09:07 Siyaset bilimci İnsel: Savaşın ülkeye bir getirisi yok
09:05 2 yıl ömür biçilen tutsak tahliye edilmiyor
09:03 Av. Ergül: Türkiye 'disiplin cezaları' sorularını yanıtlamadı
09:01 Ekolojistlere '28 Temmuz'da Şirnex'te buluşalım' çağrısı
09:00 Gazeteci Oremar: Saldırılardaki bir başka hedef yeraltı kaynakları
09:00 26 TEMMUZ 2024 GÜNDEMİ
25/07/2024
23:14 Münih’teki hayvan hakları savunucuları: Kanlı yasayı derhal geri çekin
23:06 DEM Parti: Kürtlere karşı nefret ve ırkçılık suçu işlemekten vazgeçin
22:23 Hayvan hakları aktivistleri: Gelin beraber ses çıkaralım
22:13 Kayyım nöbetinde KDP’ye ‘ihanet çizginden vazgeç’ çağrısı
21:59 Kürtçe şarkılar eşliğinde halay çeken 6 kişi gözaltına alındı
21:25 Hatimoğulları: Barış ve adalet için il il, ilçe ilçe gezeceğiz
20:49 DEM Parti'den Gülsever ve Toktaş hakkında suç duyurusu
20:18 Mêrdîn’de arazi kavgası: 2 ölü
20:13 Wan'da gözaltına alınanlar serbest
20:04 Uçar: 2’nci yüzyılın savaş yüzyılı olmasına izin vermeyeceğiz
20:04 Festivalde irade gaspına karşı yürüyüş
19:47 Ahmet Zenger, 31 yılın ardından tahliye edildi
19:05 Çêwlîg’de özel savaş politikalarına tepki gösterildi
18:36 Munzur festivalinde ‘Horasan’dan Dêrsim’e, Dêrsim’den Horasana’ paneli
18:17 Halayda olmayanlar da tutuklandı: Talimat verilmiş!
17:21 Gazeteci Karakoç’un Almanya’ya iade talebi 7 Ağustos’ta açıklanacak
17:07 DEM Parti ve HDP’den Hewler’e ziyaret
16:30 'Kayyım Türkiye halklarının iradesini gasp etme girişimidir'
16:29 Wêranşar Kent Konseyi kuruluyor
16:05 Elektrik kaçağı soruşturmasında İZSU müdürü gözaltına alındı
15:45 Halay çeken 9 genç tutuklandı
15:34 İran rejimi Kürt tutsağı idam etti
15:30 Hatimoğulları Gürbulak Sınır Kapısı’nda konuştu: Amaçları halkı yoksullaştırmak
14:01 Milletvekilleri Dışişleri Komisyon toplantısından çıkarıldı
13:59 'Taşımalı asker' görüntüsü paylaşan gazeteciye soruşturma
13:50 Depremzedelerin kaldığı konteynerlerde yangın
13:24 Kaya: Amed'de kayyım çetesi devrede
13:13 AYM'den polis saldırısında yaralanan vekil için ihlal kararı
13:10 Putin ve Esad Moskova’da görüştü
13:06 Mersin’de erkek şiddeti: 3 ölü
13:02 Belediyelere ‘borcunuzu ödeyin’ bildirimi
12:01 AYM'den 3 ayda 529 ihlal kararı
12:00 'Kadın Stratejik Plan Çalıştayı’nın sonuç bildirgesi açıklandı
11:51 İstanbul'da toplu ulaşıma zam
11:45 Avukatlar İmralı'ya gitmek için başvurdu
11:39 8 gazeteciye cezanın gerekçesi: Algı oluşturma!
11:33 Wan’da ‘Stratejik Plan Çalıştayı’ başladı: Halk başardı, sıra bizde
11:24 FMF hastası tutsağın eşi: Böbreklerini kaybedebilir
11:18 22. Munzur Kültür ve Doğa Festivali başladı
10:43 Kayyım vergi borcuna karşılık parkı devretmiş
10:12 Çewlîg'deki saldırıda ölü sayısı 4'e çıktı
10:00 Amedliler saldırılara tepkili: KDP'nin tutumu Kürtlere kaybettiriyor
09:52 Hayvan hakları aktivistleri serbest
09:46 Muğla'da bir kadın katledildi
09:41 Müdür değişti baskılar arttı
09:34 Jîn Art'ta yeni dönem: Kayıtlar başladı, Ağustos takvimi belli oldu
09:24 Yönetmen ve kameraman serbest: Gözaltı gerekçesi Demirtaş tişörtü
09:09 İmralı tecridi 41’inci ayında: 574 başvuru yanıtsız
09:07 Tecride karşı yeni eylem planı
09:02 Baro orman kıyımına karşı bakanlığa dava açacak
09:01 Temelli: Savaşta ısrar edilirse sofradaki çeyrek ekmek de kalmayacak
09:00 25 TEMMUZ 2024 GÜNDEMİ
24/07/2024
23:29 Yönetmen Leventoğlu ve kameraman Altürk’ten haber alınamıyor
22:10 Kayyım nöbetinde iktidara ‘belediyeyi kazananlara ver’ çağrısı
21:51 Cisim patlaması sonucu yaşamını yitiren Düzen, defnedildi
21:35 Dep’teki yangın kontrol altına alındı
21:29 Hayvan hakları eyleminde 4 gözaltı
19:44 Denizli D Tipi Cezaevi'nde zehirlenme: Ailelere bilgi verilmiyor
19:07 DEM Partili Bozan’a Meclis’te yumruklu saldırı
18:47 2 kişiyi öldüren Zazaoğlu’nun babası 8 ay önce tedavisi için başvuruda bulunmuş
18:08 Özel savaş politikaları: Fuhuş ve madde bağımlılığı arttı
18:01 Halay çeken gençlerin emniyet ifadeleri alındı
16:44 CHP’den Erdoğan’a: Kaybetmeye mecbursun
16:31 Ankara'da ulaşıma yüzde 40 zam yapıldı
16:10 Efrîn'de gasp edilen evini isteyen kişi kaçırıldı
15:47 DEM Partili Özperçin’in tutukluluğuna itiraz
15:40 Çewlîg'de saldırı: 2 ölü, 7 yaralı
15:38 İYİ Parti'den istifalar sürüyor
15:18 Pasûr'da maden protestosu
14:28 İzmir'de belediye memurları iş bıraktı
14:11 Bakırhan’ın annesi toprağa verildi
13:30 'Vergide adalet' eylemi 20'nci haftasında
13:25 Erdoğan: Bakanlık belediye borçlarının tahsiline başlayacak
12:16 Ahtamar Adası’nda yavru martı ölümleri
12:14 İran'da tutsak Kürt gazeteciye idam cezası
12:05 Bozan yargı kararlarını sıraladı: ‘Bijî Serok Apo' suç değil
11:51 Gever’de cisim patlaması sonucu bir çoban hayatını kaybetti
11:19 DEM Parti: İletişim Başkanlığı Goebbels rolünü tam gaz sürdürmekte
10:58 Savaş uçaklarının bombaladığı bölgede yangın çıktı
10:52 Nepal'de uçak düştü: 18 ölü
10:21 'Halkın özgürlüğü için siyaset yapacağım' diyen tutsağın tahliyesine 3'üncü engel
10:07 Gazeteci Karakoç için 'özgürlük' çağrısı
09:53 İzmir'de şüpheli kadın ölümü
09:31 22. Munzur Festivali yarın başlıyor
09:29 Av. Erol: Tecride karşı mücadele çözümde ısrar mücadelesidir
09:25 Hatip Dicle: Çözüm 1921 Anayasası’nın güncellenmesi
09:19 Êlih kayyımı 16 bin Aziz Sancar kitabı almış
09:14 Birbirlerine el ve ayak olan 3 tutsak
09:13 Halay çeken gençlere gözaltında 'Ölürüm Türkiyem' şarkısı dinletildi
09:08 Ekoloji Birliği'nden 28 Temmuz çağrısı: Şirnex'te buluşalım
09:03 Selin vurduğu mahalleler dayanışma bekliyor
09:02 24 Temmuz: Basın özgürlüğü uçurumun kenarında
09:01 Gazeteci Köylüoğlu: KDP Kurdistan'ın statüsünü tehlikeye soktu
09:00 24 TEMMUZ 2024 GÜNDEMİ
08:33 Belgelendirme Merkezi: 300 çete Kurdistan’a gönderildi
00:39 'Öldürme’ yasasına tepki: Sokağın gücünü göstermesi gerektiği bir sürece girdik
23/07/2024
22:57 Hayvanları ‘öldürme’ yasası komisyondan geçti
21:38 Kayyım nöbeti 42’nci gününde: Kurdistan’ı görün
20:43 İntihar eden işçiyi LC Waikiki önünde andılar
20:38 'Öldürme' yasası protesto edildi: AKP elini hayvanlardan çek
19:47 TJA’dan Silopiya’da okuma etkinliği
19:45 ‘Ulusal birlik ruhuyla kenetlenmeye çağırıyoruz’
19:32 Amed’de kadınlar özel savaş politikalarını konuştu