Buldan: Bu bütçe iktidarınızın son bütçesidir

img

ANKARA - Meclis Genel Kurul’da konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, “Bu bütçe iktidarınızın son bütçesidir. Dönüşü olmayan gidiş bütçenizdir” dedi.

2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi ve 2020 Merkezi Yönetim Bütçe Kesin Hesapları’nın Genel Kurul görüşmeleri başladı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın sunumu ardından İYİ Parti Grup Başkanvekilleri Müsavat Dervişoğlu ile Erhan Usta söz aldı. MHP adına ise Grup Başkanvekilleri Erkan Akçay ve M. Levent Bülbül konuştu. Ardından söz alan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan bütçeye ilişkin açıklamalarda bulundu. 
 
Buldan, 2022 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi’ne dair değerlendirmelerde bulundu. Buldan, tutuklu siyasetçiler Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Sebahat Tuncel, İdris Baluken, Gültan Kışanak, Leyla Güven, Ayşe Gökkan ve tüm tutuklu arkadaşlarını anarak, söze başladı. Görüşülmekte olan bütçenin, geçim derdindeki halkın değil, seçim derdindeki bir iktidarın bütçesi olduğunu söyleyen Buldan, “Halkın bütçe hakkının yok sayıldığı, katılımdan uzak, sarayın emir ve isteğine göre hazırlanan bir bütçedir. Asgari ücret artışı başta olmak üzere grubumuzun bütçeye ilişkin verdiği tüm değişiklik önergeleri bir bir ret edildi, çünkü bu bütçe retçi iktidarınızın retçi bütçesidir” dedi. 
 
 
 
‘GİDİŞ BÜTÇENİZDİR’
 
Bütçenin ekmeği büyütme bütçesi olmadığını ifade eden Buldan, “Halkın sofrasındaki ekmeği daha da küçültme, yoksulluğu, açlığı daha da büyütme bütçesidir. Bu bütçe, adaletsizliği ve eşitsizliği daha da çoğaltma bütçesidir. Saraya kemer gevşettiren, halka ise kemer sıktıran bir bütçedir. Toplumsal barış taleplerini ve bu ülkenin çoğulculuğunu, farklılıkları reddeden tekçi sistemin retçi bütçesidir. Kadınları ve eşitlik talebini reddeden erkek düzenin bütçesidir. Ve bu bütçe iktidarınızın son bütçesidir. Dönüşü olmayan gidiş bütçenizdir” dedi. 
 
‘HALKIN TALEBİ BARIŞTIR’
 
Gelinen noktada Türkiye toplumunun talep ve ihtiyaçlarıyla iktidarın tercihlerinin keskin bir şekilde ayrıştığına ifade eden Buldan, şöyle devam etti: “Halkın talebi; huzurdur, refahtır, adalettir, gelir dağılımı eşitliğidir, toplumsal barıştır, özgürlüktür, güven duyacağı demokratik bir sistemdir. İktidarınızın hedefi ise, çoklu kriz üreten bu yozlaşmış otoriter, rantçı sistemin ömrünü biraz daha uzatmaktır. Ekonomik ve sosyal olarak çökmekte olan halka, diriliş, şahlanış, uçuş hamasetini izlettirmek isteyen, kitlesel açlığın karşısında iktidar yandaşlarının tokluğunu güvence altına almaya çalışan bir anlayış bu ülkeden de halktan da sokağın gerçekliğinden de çoktan kopmuştur. 
 
YÜKSEK ZAMLAR İFLASIN FOTOĞRAFIDIR
 
Tanzim kuyruklarından sonra halkın ekmek kuyruklarına girdiği, bebek mamalarının raflara kelepçelendiği, açlığın sefaletin kol gezdiği, kasapların sadece camından bakıldığı bir ülke, iktidarınızın bir özetidir. Marketlerde ürünlere uygulanan kotalar, Saray sefanızı sürdürmek için temel gıdalara, elektriğe, suya, gaza, benzine varıncaya kadar her şeye yaptığınız yüksek zamlar, iflasın, çöküşün birer fotoğrafıdır. 

YOKSULLAR İKTİDARINIZIN ÖZETİDİR

İşsizlikten intihar eden insanlar, inşaatlarda can veren ataması yapılmayan gençler, yurt bulamayan öğrenciler, borcu nedeniyle cezaevine atılan çiftçiler, geleceği çalınan gençler, her gün katledilen kadınlar, çocukları uyuduktan sonra evine gidebilen işsiz babalar, geçinemiyoruz diye sokaklara dökülen yoksullar iktidarınızın özetidir. Halk yokluk içindeyken rantın bolluğu içindeki TÜGVA’larınız, torpilli yandaş atamalarınız, çifter maaşlarınız, bitmek tükenmek bilmeyen saray israfınız, 5’li çetenize vergi aflarınız, iktidarınızın bir özetidir.

ÜLKEYİ BU HALE GETİREN SİZİN İKTİDARINIZDIR

Pandemide, yangında, selde, depremde kaderiyle baş başa bıraktığınız, destek yerine tepelerine çay attığınız halkın yaşadıkları iktidarınızın bir özetidir. Sokaklarda kıtlığın konuşulduğu günlerden geçiyoruz. Ülkeyi bu hale getiren sizin iktidarınızdır. Dış güçler değildir. Sizsiniz, siz. Herkese yetecek kaynaklara sahip olan bu bereketli ülkeyi, tarımda, hayvancılıkta, gıdada dışa bağımlı hale getirdiniz. Eli nasırlı üreticilerin yerine yandaş ithalat vurguncularınızı, verimli toprakların yerine ithalat limanlarını koydunuz.

DİLİNİZ FAİZ İNDİRMEKTE ELİNİZ YÜKSELTMEKTE

Bir taraftan ‘Bu ülke bolluk içinde’ yalanına sarılırken, diğer taraftan tahıl ambarı olan bir ülkeyi, ithalat ambarına çevirdiniz. Daha geçenlerde 285 milyon dolarlık buğday, arpa, yağ ihalesi yaptınız. Açlığı ihaleye çevirip üzerinden ithalat zenginleri yaratan bir iktidar olarak tarihe geçtiniz. Aynı zihniyet iki de bir çıkıp, ‘halkı faize ezdirtmeyeceğiz’ diyor.  2022 bütçesinde yurttaşın sırtına yüklediğiniz faiz borcu 240 milyardır. Diliniz faiz indirmekte, eliniz ise durmadan faiz borcunu arttırmaktadır.

AÇLIK SINIRI ASGARİ ÜCRETİ GEÇTİ

Nas ortadaysa, buyurun ilk devletten başlayın, öğrenciden, çiftçiden, borçlu vatandaştan aldığınız yüksek borç faizlerini hemen silin. Nas yurttaş için geçerli değil midir? Kendinize gelince Nas, yurttaşa gelince acı reçete. Öylemi? Dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 10 bin 396 liraya ulaştı. Sarayınızın zenginlik sınırı ise 128 milyar dolardır. Açlık sınırı asgari ücreti geçti. Bugün açlık sınırı 3 bin 192 liradır. İktidarınızın tokluk sınırı ise çifter, hatta üçer, beşer maaşlarınızdır. Yarattığınız ülke tablosu işte budur.

‘ŞAHA KALKIYOR’ SONUÇ MİLLİ ÇÖKÜŞ

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminiz; yüksek kur, yüksek enflasyon, yüksek faiz borcu, yüksek işsizlik, yüksek yoksulluk sistemidir. Kitabını yazamıyorsunuz ama faizi, rantı, yolsuzluğu kitabına gayet iyi uyduruyorsunuz. İşte bütçeniz de budur. ‘Kriz yok’ dediniz. ‘En kötüsünü geride bıraktık’ dediniz. ‘Türkiye şaha kalkıyor’ dediniz. Sonuç ortadadır; tam anlamıyla yerli ve milli bir çöküştür. Katar’ı, Birleşik Arap Emirlikleri’ni kayyım yaptığınız ekonomi hızla çökmektedir. Haksız ve emeksiz zenginleşen iktidar düzeniniz sebeptir, ekmeksiz bırakılan halk ise sonuçtur. Saraylarınızın sınırsız israfı sebeptir, ülkenin topyekün iflası ise sonuçtur.

SİZİN DERDİNİZ ‘SEÇİMİ NASIL KAZANIRIZ’ DERDİ

Suriye savaşına, çetelere, S400'e harcadığınız paralar, 2022 bütçesinde güvenlikçi politikalara ayırdığınız 246 milyar sebeptir, ekmek kuyrukları, işsizlikten intiharlar, kararan hayatlar sonuçtur. Bir de kalkmış ‘ekonomik kurtuluş savaşı’ diyorsunuz. Sizinki ekonomiyi değil, tek adamı kurtarma savaşıdır. Buradan söylüyorum: Sizin savaşınızın finali ‘Er Rayn’ı Kurtarma’ filminin finali gibi olmayacaktır. Çünkü sizin derdiniz; vatandaşın geçimi değildir, seçimi nasıl kazanırız, derdidir. Derdiniz, enflasyonu, işsizliği, hayat pahalılığını düşürmek değildir, 50+1'i düşürme derdidir. Amacınız; yurttaşın huzuru değildir, yandaşlarınızın huzur hakkıdır. Amacınız; milletin aşını çoğaltmak değildir, çifter maaşlarınızı çoğaltmaktır. Amacınız; vatandaşın borcunu silmek değildir, 5’li çetenizin vergi borçlarını sıfırlamaktır. Hedefiniz, gençlere istihdam yaratmak değildir, eş dost, akrabalarınızı kamuya doldurmaktır. Amacınız hukuka uymak değildir, hukuku kendinize uydurmaktır. Artık şapkadan tavşan çıkarma döneminiz çoktan bitmiştir. Tavşanı da yürüttüğünüz için şapka artık boştur.

YALANLARINIZ SİZİ KURTARMAYA YETMEYECEK

Zihniyetinizi değiştirmeden sık sık hazine bakanı, merkez bankası başkanı değiştirerek farklı sonuç beklemeniz beyhudedir. Einstein’in dediği gibi; ‘Bir sorunu ortaya çıkaran zihniyet o sorunu çözemez’ TÜİK’in yalan rakamları bir yana, halkın mutfağındaki gerçek enflasyon bugün yüzde 60’adayanmış durumdadır. AKP Genel Başkanı ise, ‘Göreceksiniz seçim öncesi enflasyon düşecek’ diyor.  Evet, iki düşüşü birden göreceğiz. Önce iktidarınız sandıkta düşecektir, sonra da mutfaktaki enflasyon düşecektir. TÜİK’niz de yalanlarınız da sizi kurtarmaya yetmeyecektir. Bunu biz başaracağız, enflasyon altında inim inim inlettiğiniz emekçi yoksul halklarımız başaracaktır.

BARIŞ ORTAMI YOKSA İSTİKRAR OLMAZ

Eğer bir ülkede kalıcı barış ortamı yoksa, demokrasi her gün siyasi darbe uygulamalarıyla karşı karşıya ise, denge denetleme, demokratik tartışma zemini, adalet, hukuk yoksa, kayyım rejimi devredeyse o ülkede güven ve ekonomik istikrar olmaz, olamaz. Her şeyden önce sistem demokrasiye kapalıysa, halk iradesini dışlıyorsa, çoğulculuğu reddediyorsa, o ülke düzlüğe çıkamaz. Bugün yaşamakta olduğumuz çöküş; büyük bir demokrasi krizidir, iktidar ortaklarının yarattığı çoklu siyaset krizidir. Toplumsal alanı olabildiğince daraltan, demokratik sivil siyaseti yok etmeye çalışan, bunun karşısında ise otoriter iktidarı devasa büyüterek devletleştiren bir siyasal anlayış, krizin en temel nedenidir.

TEKÇİ, OTORİTER SİSTEMİN YENİ SAHİPLERİSİNİZ

Mutlak güç ve otoriteyle bu ceberut düzeni ayakta tutmak için kaynakları askeri güvenlikçi politikalara ayıran anlayış, krizin sebebidir. Bir asırlık tekçi, inkârcı, otoriter sistemin, vesayetin ve statükonun yeni sahipleri olarak, bir yüz yıl daha bu sistemi ayakta tutma çabası içerisinde olduğunuzu biliyoruz. Sisteminiz, bu ülkenin tüm kurucu halklarının, ötekileştirilen, tekleştirilmek istenen kimliklerin, inançların, yoksulların, emekçilerin ülke yönetiminde söz sahibi olmaması, eşit ortaklığa dayalı yeni bir yaşam ve demokratik bir gelecek oluşturmaması için örülen bir duvardır.

HIZLI İŞLEYEN KARARINIZ ADALETİN KAPISINI KAPATMADIR

Kürd’ün de, Alevi’nin de, Arabın da, Ermeni’nin de, Süryani’nin de, Ezidi’nin de, Rum’un da, Roman’ın da, Çerkes’in de, Laz’ın da, Pomak’ın da, Yahudi’nin de, Hristiyan’ın da, haklar ve kimlikler temelinde güvende olmadığı, eşit olmadığı bir düzendir bu. Hızlı karar alma mekanizması vs. diyerek; bu sistemi allayıp, pullayamazsınız. Hızlı kararlarınızın ne olduğunu halk gayet iyi biliyor. Hızlı işleyen kararınız; halkı sopayla, baskı ve korkuyla hizaya getirme kararıdır. Yurttaşların hak taleplerini bastırma ve ezme, kapısına kolluk gücünü dayama kararıdır. Kadınların eşitlik talebini engelleme kararıdır. Adalet arayan insanlara adaletin kapısını kapatma kararıdır.

EMİNE ŞENYAŞAR AYLARDIR ADALETİ SOKAKLARDA ARIYOR

Roboski’de, Soma’da, Çorlu’da, Suruç’ta, Ankara Gar’da gerçek adaleti işletmeme kararıdır. Urfa’da iki oğlu ve eşi gözlerinin önünde katledilen bir anne, Emine Şenyaşar, adaleti aylardır sokaklarda, vicdanlarda aramaktadır. Siz, kadim peygamberler şehri olan Urfa’yı adaletin yerin dibine gömülen çorak bir toprağa çevirdiniz. Mısra Öz’ün üç yıldır yollara düşerek aradığı adaleti, Çorlu’da rayların altına gömdünüz. Cumartesi Annelerinin adalet ve hakikat mücadelesini engelleyerek, 1990’ların Susurluk karanlığına sahip çıktınız. İşte Türkiye’nin ortak vicdanı olan annelerin yaşadıkları, iktidarınızın da düzeninizin de bir özetidir.

PARTİ DEVLETİNİ ADIM ADIM HAYATA GEÇİRDİĞİNİZİN FARKINDAYIZ

Ayrımcı, ötekileştirici, hedef gösterici, tehdit edici dille, toplumu kutuplaştırdınız, ülkeyi kamplaştırdınız. ‘Biz ve onlar’ diyerek birbirine sırtını dönen ‘bizler’ ve ‘onlar’ yaratmaya çalıştınız. Ortak duyguyu, ortak değerleri hedef aldınız. Erdemli olmayan bir siyaset anlayışı toplumu da, ülkeyi de yıkıma uğratır, siyaset kurumunu çökertir. İşte bugün yürüttüğünüz siyaset tam anlamıyla değerler sistemini tüketen, toplumu yıkıma uğratan bir anlayışa dayanmaktadır. Siyaset denilince bugün Türkiye toplumunun tanıklıkları ile tecrübe ettiği; yalan siyasetidir, dolandırıcılık ve talan düzenidir, kayırmacılıktır, iktidar yandaşçılığıdır, partizanlıktır, başkasının hak ve hukukunu çiğnemektir, kibirdir, güç zehirlenmesidir. Kurumsallaştırmaya çalıştığınız partizanlık sistemiyle, parti devleti, parti yargısı, parti kurumları, parti bürokrasisi, parti medyası projesini adım adım hayata geçirmeye çalıştığınızı görüyor ve biliyoruz.

KRİZİ KENDİ ÜLKENİZDE BÜYÜTTÜNÜZ

Her gün düşman üreten, düşmansız ayakta kalamayan güvenlikçi sistemin ömrünü uzatabilmek için iç politikada, dış politikada, her yerde çatışma politikasından beslendiniz. Yayılmacı, emperyal hayallere kapıldınız. ‘Oyun bozacağız’ derken, izlediğiniz yanlış politikalarla kendi ülkenizin içini bozdunuz. Oraya buraya parmak sallarken, ülke parasını pula çevirdiniz. Uluslararası alanda kriz fırsatçılığına çıktınız, krizi kendi ülkenizde büyüttünüz.

KRİZİN NEDENİ KİN, NEFRET VE DÜŞMAN STOKÇULUĞUDUR

Kürtler hiçbir yerde rahat nefes almasın diye her yerde Kürt düşmanlığı yürüttünüz, çatışma politikasıyla Türkiye'yi nefes alamaz hale getirdiniz. Kürde kaybettirme politikasıyla, Türkiye’ye kaybettirdiniz! Hem de büyük kaybettirdiniz. Rotası barış olmayanlar, kriz ve istikrarsızlıktan kurtulamaz. Ekonomi politikasını polisiye yöntemlerle yürütmek için yeniden Milli Güvenlik Kurulu’nu devreye koydunuz. Oysa ekonomideki yıkımın sebeplerinden birini görmek istiyorsanız çözüm sürecini bitirerek, savaş kararı aldığınız Aralık 2014’teki MGK toplantısına bakmanız yeterlidir. Çöküşün temellerinden birini ta o gün attınız. Bugünkü yıkımın sebebi; ürün stokçuluğu değildir, iktidarınızın savaş ve kriz stokçuluğudur. Kin, nefret ve düşman stokçuluğudur.

ÖCALAN’IN ÇÖZÜM ÇAĞRISINA TECRİTLE YANIT VERDİNİZ

Çözüm sürecinde 12 bin dolar olan milli gelir, bugün 8 bin dolara inmiştir. Kişi başı 4 bin doları savaşa harcadınız. Oysa çözüm sürecinde ekonomi de büyüyordu, demokrasi de gelişiyordu. Barış çabaları büyürse ekonomi de büyür, istikrar da gelişir. Savaşı büyüttüğünüzde ise ekonomiyi yerlerde süründürürsünüz. ‘Bu sorunu izin verilirse bir haftada çözerim’ diyerek cesur bir irade ortaya koyan Sayın Öcalan’ın çözüm çağrısına tecritle karşılık verdiniz. Hukuka aykırı görüş engelleriyle çözümsüzlüğü büyüttünüz. Sonuç: Her yönüyle çözülen Türkiye’dir.

ÇÖZÜLENLE SORUN ÇÖZÜLMEZ

İçeride barışa kapattığınız kapı sebeptir, dışarıda uluslararası alanda medet umduğunuz, saatlerce bekletildiğiniz kapılar ise birer sonuçtur. 2013’teki çözüm iradesinin reddi sebeptir, 2021 Türkiye’sinin çöküşü ise sonuçtur. ‘Ne Dolmabahçe’si?’, ‘Ne çözümü’ diyen akıl; bugün Kürt sorununun çözüldüğünü savunmaktadır. Dik duramayanlar, cesaretli olamayanlar, inkâra sarılanlar sorunu çözemez. Dolmabahçe Masası’nın yerine savaş koalisyonuyla çözümsüzlük masası kuranlar sorunun karşısında çözülür, nitekim çözülüyor da. Evet, çözülenlerle, sorun çözülemez. Bu mesele; samimiyetle yaklaşan, geçmişten ders alan, demokratik müzakereye, diyaloğa inanan bir irade ve siyasi akılla çözülür ve çözülecektir de. Bu irade de Türkiye halklarının ve demokrasi güçlerinin bugünkü ortak barış iradesidir ve demokratik parlamenter zemindir.

HDP ÇÖZÜMÜN ORTAK AKTÖRÜDÜR

HDP, demokratik müzakerenin ve ortak çözümün siyasi bir aktörü ve öznesidir. Çözümsüzlüğü büyütmek için HDP’ye ve demokratik siyasete karşı her gün siyasi darbe politikası yürütüyorsunuz. Ülkede o kadar çürümüşlük, yolsuzluk, dolandırıcılık, çetecilik, varken partimiz hakkında açılan Kobanê Kumpas ve siyasi intikam amaçlı kapatma davası siyasi bir darbe girişimidir. Türkiye’nin üçte birinde halk iradesini hiçe sayarak belediyelerimize kayyım atamanız siyasi bir darbedir. Eşbaşkanlık sistemimizi hedef alan tüm saldırılarınız kadına karşı erkek darbesidir. Sevgili Demirtaş ve Sevgili Yüksekdağ başta olmak üzere tutuklu binlerce seçilmiş, siyasetçi arkadaşımız darbe hukukuyla cezaevlerinde tutulmaktadır.

KOMPLO SİYASETİ YENİLECEKTİR

Kobanê Kumpas davası, iktidarınızın bir seçim kampanyasıdır. Merkez Bankası Başkanı değiştirir gibi sık sık değiştirdiğiniz mahkeme üyeleri Saray’ınızın birer partizanıdır. IŞİD’in Kobanê’de kendi karanlığına gömülmesi, politikalarınızı çökertti. Siz de HDP’yi ve demokratik siyaseti tasfiye ederek, intikam almak istiyorsunuz. 7 Haziran’ın, 31 Mart’ın siyasi intikamı peşindesiniz. Ortada bir hukuk yoktur, bağımsız bir yargı yoktur. Engizisyon mahkemeleriniz vardır. Ama unutmayın. Darbe mahkemelerinizle siyaseti de geleceği de şekillendiremeyeceksiniz. Sandıkta, meydanlarda yenemediğiniz HDP’yi mahkeme salonlarında da yenemeyeceksiniz. Kumpas ve komplo siyaseti yenilecektir.

DİZ ÇÖKMEYİZ

Şunu da hatırlatırım:HDP’nin mücadele geleneği, bugüne değin sayısız yargı darbesi, siyasi kumpas ve komplo gördü. 1990’larda Mehmet Sincar’ları, Vedat Aydın’ları katleden zihniyetin bugünkü sahipleri İzmir’de parti binamızda Sevgili Deniz Poyraz’ı katletti. HDP’yi suikast, linç, siyasi soykırım operasyonları ve yargı kumpasları kıskacına alarak siyaset yapamaz hale getirmek isteyenler iyi bilsin: Biz diz çökmeyiz, boyun eğmeyiz, demokratik siyasetten ve barış mücadelemizden asla vazgeçmeyiz.

Siz yasakladıkça, demokratik siyaseti yaşamın her alanında daha fazla büyütmeye devam edeceğiz.Tutuklu ama özgür siyasetimiz mutlaka kazanacaktır, iradeye kelepçe vuran erdemsiz, yozlaşmış, korkak siyaset ise büyük kaybedecektir.  

Musa Anter’in dediği gibi: ‘Ve cellat uyandı yatağında bir gece/tanrım dedi bu ne zor bilmece/öldükçe çoğalıyorlar/ben tükenmekteyim öldürdükçe.’

İşte HDP budur. Bir gidip, bin gelen, milyonlarla yoluna devam eden, cezaevlerine de meydanlara da sığmayan köklü bir mücadele deryasıdır. Halkları hak, adalet, eşitlik ve barış temelinde birleştiren ve Türkiye'nin özgür geleceğinin teminatı olan bir fikriyattır. Bir ucu Anadolu’da, diğer ucu Mezopotamya’da olan bu fikriyatı durduramayacaksınız, engelleyemeyeceksiniz.

YARATTIĞINIZ TABLOYLA MUTLAKA YÜZLEŞECEKSİNİZ

Ülke olarak yaşadığımız büyük çöküş, aynı zamanda çıkış için de önemli fırsatlar yaratmaktadır. İktidarın her ne kadar uykuları kaçsa da ülke artık bir seçim sürecine girmiştir. Buradan çağrı yapıyorum: Politikanıza güveniyorsanız, cesaretiniz varsa buyurun sandığı hemen getirin. Halk kararını versin! Seçim koşulları çoktan oluşmuştur. Halk sabırsızlıkla sandığı beklemektedir. Oyalamayla, zaman kazanmaya çalışmayın. Ne yaparsanız yapın o büyük yüzleşme günü gelecektir. Eninde sonunda o sandık kurulacak ve gerçeklerle, yarattığınız tabloyla mutlaka yüzleşeceksiniz.

BU SEÇİM BİR REJİM SEÇİMİDİR

Yurttaşlarımız bilmelidir: Bu seçim bir cumhurbaşkanlığı seçimi değildir. Bu; bir rejim seçimidir. Gelecek yüz yılı belirleme seçimidir. Bu seçim; halkın huzur ve refah içinde eşitçe yaşayacağı güçlü bir demokrasi ve herkes için adalet düzeniyle, hukuksuzluk, talan ve soygun düzeni arasındaki bir seçimdir. Haksız zenginleşme ve yolsuzluk düzeniyle, ekmeği, aşı büyütme arasındaki bir seçimdir. Bu seçim, halklarımıza tekçiliği dayatan düzenle, kimliği, dili, inancı ve kültürü reddedilmeden herkesin eşit ve özgürce birlikte yaşayacağı ortak gelecek arasındaki bir seçimdir. Bu seçim; eşitsizlikle en büyük şiddet ve ayrımcılığa uğrayan, kazanımları her gün saldırı altında olan kadınların özgürlük ısrarıyla erkek düzen arasındaki seçimdir.

DEMOKRATİK DÖNÜŞÜMÜ MUTLAKA BAŞARACAĞIZ

Bu seçim; özgür bir gelecek kuracak olan gençlerle, bu geleceği karartmak isteyen kötülük düzeni arasındaki bir seçimdir. Bu seçim; en büyük barış ittifakıyla, ülkeyi yıkıma götüren savaş koalisyonu arasındaki seçimdir. Bu seçim; rant için talan edilen ormanlarla, derelerle, rantçı iktidar arasındaki bir seçimdir. Evet, Türkiye halkları asla karamsarlığa ve kaygıya kapılmamalıdır. Büyük demokratik dönüşümü mutlaka başaracağız. İşçisiyle, emekçisiyle, esnafıyla, çiftçisiyle, kadınıyla, genciyle omuz omuza vererek, ortak mücadeleyi büyüterek, bu düzeni birlikte değiştireceğiz. Mücadelemize güveniyor ve inanıyoruz.

SÖKE SÖKE ALACAĞIZ

Bu mücadele; ekmeğimizi de aşımızı da büyütme mücadelesidir. Herkes için ekmek, herkes için barış, herkes için adalet, herkes için demokrasi mücadelesidir. Ortak, eşit gelecek mücadelesidir. Bu mücadele; bizim olan kazanımlarımızı söke söke bu düzenden geri alma mücadelesidir. Halktan gasp ettiğiniz hakları, özgürlükleri, alınterinin hakkını söke söke misliyle geri alacağız. Kadınlar, İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere gasp ettiğiniz tüm hakları söke söke erkek düzeninizden geri alacak ve bu erkek düzeninize son verecektir. Gasp ettiğiniz belediyelerimizi, yolsuzluk ve yüzsüzlük yarışına giren o kayyımlarınızdan bir bir geri alacağız. Halkın ekmeğiyle, geleceğiyle oynamanın siyasi bedelini sandıkta çok ağır ödeyeceksiniz.

GELİN EN GÜÇLÜ BİRLİKTELİĞİ KURALIM

Demokrasiden, barıştan, adaletten, emekten, birlikte yaşamdan yana olan, bu düzenin zulmü altında her gün bedel ödeyen tüm yurttaşlarımıza, toplumsal muhalefete, tüm demokratik muhalefete buradan mücadele ortaklığı çağrısı yapıyorum: Gelin yeni bir dönemi hep birlikte başlatalım. Korkuları, siyasi kaygıları, hesapları bir kenara bırakalım. Siyaset üstü bakalım. Bu ülke halklarının enkazdan kurtarılması için en güçlü birlikteliği kuralım. Türkiye toplumunu yoksulluk-işsizlik-açlık-adaletsizlik sarmalıyla kuşatan bu zulüm düzeninin karşısında demokrasi, adalet, barış, özgürlük ve ekmek mücadelesini büyütelim.

CUMHURİYETİ BÜYÜK BARIŞLA BULUŞTURALIM

En güçlü demokrasi ittifakıyla, büyük barış ittifakıyla yüzüncü yılında cumhuriyeti büyük demokrasiyle, büyük barışla buluşturalım. HDP buna vardır, bu cesarete ve kararlılığa her zamankinden daha fazla sahiptir. Ve bunu başaracaktır. Herkes umutlu olmalıdır. Değişim gücü halklarımızın elindedir. Karunlaşan iktidar düzenini değiştirecek olan halklarımızın Harunlaşan mücadelesi olacaktır. Unutulmamalıdır: Karanlığın en koyu olduğu an aydınlığın en yakın olduğu andır. Ve O an hızla yaklaşmaktadır. Büyük değişime az bir süre kalmıştır. Ve bu büyük değişimin kapısını HDP şimdiden açmıştır. Milyonların iradesi ve umudu yeni bir dönemi başlatacaktır. Güneşi gülüşüne, direnişi yaşamına sığdıran kadınlar, cesaretini gelecekle buluşturan gençler, bu yüzyılı demokrasi ve özgürlük yüz yılına çevirmeyi başaracaktır.”

 

Diğer başlıklar

20:49 Mêrdîn’de 'mera kavgası': 1 çocuk yaşamını yitirdi
20:40 Tişrîn'in 2 günlük bilançosu: 5 kişi katledildi, 40 kişi yaralandı
20:21 Dîloklu kadınlar Rojin Kabaiş'in akibetini sordu
20:15 Akdeniz'de halk buluşması: Kayyım ile sonuç alamayacaklar
20:07 Riha merkezli gözaltına alınanlardan 3'ü serbest
20:02 Danıştay Başsavcılığına Erkan seçildi
19:43 Soylu siyaseti bırakacağını duyurdu
19:35 Rojin Kabaiş’in ailesinin tekrar ifadesi alındı
19:30 Topraklarından edilen Efrînlilerden BM'ye mektup
19:17 Sahte içki nedeniyle 30 kişi hayatını kaybetti
19:06 Sinop’ta üniversite öğrencisi yaşamını yitirdi
18:46 Barzanî ve Talabanî görüştü
18:43 Kadınlar Pexşan Ezîzî'ye verilen cezayı protesto etti
18:33 Akdeniz kayyımını protesto eden 3 kişiye tutuklama
18:22 Özgür Özel: İrademize sahip çıkmaya devam edeceğiz
18:16 Kayyım, belediye meclisinin görevlerini devretti
18:13 QSD Genel Komutanı Mazlum Abdî Hewlêr'de | YENİLENDİ
18:09 KJK: Herkes saldırılara karşı eyleme geçmeli
17:54 QSD: Tişrîn'deki katliamın ve felaketin sorumlusu Türkiye'dir
17:30 Tişrîn’deki saldırıda 4 gazeteci yaralandı
17:26 Sine-Sen: Sanat ve emeğin tekkelleşmesine karşı birlikte set kuralım
16:46 Kadına yönelik şiddete karşı farkındalık çalışması
16:44 AFD ile Hafif Raylı Sistem Projesi için teknik iş birliği kararı
16:11 Tişrîn bombalandı: 1 ölü, 10 yaralı
16:00 Marmaris'te marina tepkisi
15:55 Hasta tutsak Üstek’e dönük hak ihlalleri İHİK’e taşındı
15:54 Tutsak gazeteciden Nazım ve Cihan için mektup
15:52 Bianet: 2024’te en az 378 kadın katledildi
15:14 Halkevleri: Ulaşım zammını aklınızdan bile geçirmeyin
15:03 Üç kentte 7 gözaltı
14:48 İzmir'de 25 kişiye 'kayyım protestosu' davası
14:47 Kobanê’de binler Tişrîn’deki katliama karşı alanlara çıktı
14:45 'Halk kayyımı geldiği yere geri gönderecek'
14:35 Tişrîn’de bombardıman sürüyor
14:09 Eğitim Sen: 612 bin 814 çocuk eğitim dışında kaldı
14:07 Özgür Basın'ın Kalo'su mezarı başında anıldı
13:40 Ayşegül Doğan: Çözüm ihtimali için güvene ihtiyaç var
13:25 Avukatlardan İmralı başvurusu
13:24 BM Raportörü Lawlor'dan Türkiye'ye 'tutukluluk' tepkisi
12:59 Bileşenlerden kampanyaya tam destek
12:51 Tülay Hatimoğulları: Devlet diyalog çizgisini geliştirirse çözüm olur
12:27 Gazetecilerin 28'nci duruşması da ertelendi
12:18 Tişrîn'de direnen kadınlar: İşgale izin vermeyeceğiz
11:55 Pervin Buldan: Öcalan’ın kadınlara özel bir çağrısı olacak
11:23 Artuklu Belediyesi 5 TL’den halk ekmek satışına başladı
11:14 HDK'den 'Barış için 1 milyon imza' kampanyası
11:06 Abdullah Öcalan 37 yıldır bir muhatap arıyor
10:48 Prof. Cavalli: Hiçbir garanti olmadan silah bırakma çağrısı anlam bulmaz
10:31 Tecride Karşı Adalet Girişimi: Öcalan'ın özgürlük koşulları sağlansın
10:24 Hênê Belediye Eşbaşkanına ceza talebi
10:17 Abdullah Zeydan’ın davası 30 Ocak’a ertelendi
09:39 Birdal: Henüz güven verecek adımlar atılmadı
09:35 'Muhalefet çözüm koşullarını sağlamak için mücadele etmeli'
09:12 Doğum masrafını ödeyemeyen Filistinli kadının bebeği 'rehin' alındı
09:03 Kalo’nun hakikat mücadelesi sürüyor
09:02 Mîr Perwer’in cenazesine katılan 22 kişiye ceza
09:01 Restore edilmeyen tarihi medresenin duvarı yıkıldı
09:00 16 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:18 Serhat’ta kar, Karadeniz’de sağanak bekleniyor
08:12 Beşiktaş Belediye Başkanı Akpolat adliyeye sevk edildi
08:11 Motorine zam
15/01/2025
23:59 Tişrîn Barajı'nda katledilenlerin isimleri netleşti
23:12 Fidan ve Şeybani’den ortak açıklama
22:59 MSD’den Suriye’de barış ve istikrar için ‘federatif yapı’ önerisi
21:50 İsrail’den HTŞ’ye saldırı: 3 ölü
21:45 Dört çocuğa cinsel tacizde bulunan faile ödül gibi ceza!
21:29 İpek Çiçek’i katleden faile ağırlaştırılmış müebbet
21:23 Gençlerin kayyıma karşı direnişi mahallelere yayıldı
20:28 Akdeniz’de halk buluşması: Geri adım atmayacağız
20:10 Trump'tan Gazze açıklaması: Anlaşmaya vardık
20:06 Erdoğan, Suriye’nin yeni bakanı Şeybani ile görüştü
19:59 İsrail: Erdoğan'a gereksiz tehditlerden kaçınmasını tavsiye ediyoruz
19:37 KHK eylemi 314'ncü haftada
19:25 Keskin Bayındır: Tişrîn ve çevresi derhal uçuşa yasak bölge ilan edilsin
19:11 İstanbul Barosu’ndan olağanüstü kurultay kararı
19:06 Pexşan Ezîzî için çağrı: İdam durdurulsun
18:41 Cenevre eylemi: Rojava’ya saldırılar tecritten bağımsız değil
18:32 Operasyona katılmayı reddeden korucunun silahına el konuldu
17:38 Mêrdîn’de uzman çavuş evinde ölü bulundu
17:32 BES-AR: Açlık sınırı 30 bin 617 TL
17:23 Feministlerden direnişteki TKIS işçisi kadınlara ziyaret
17:04 Tişrîn Barajı’na gidenlere saldırı: 3 yurttaş katledildi
16:58 Kayyım atanan Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan’ın ev hapsi kaldırıldı
16:40 Meryem Sevim’i katleden faile ağırlaştırılmış müebbet
16:00 Halk saldırılara rağmen Tişrîn’i terk etmiyor
15:34 Emekliler 2025'i 'iktidarın gidiş yılı' ilan etti!
15:18 Yazar Leyla Saraç Cizîr'de okurlarıyla buluştu
15:18 Adana'daki cinayetlerin faili polis çıktı
14:56 2 ilde krom madeni kapasitesi 3 katına çıkarılacak!
14:55 Para cezalarına karşı tutsaklarla dayanışma eylemi
14:47 Cezaevleri raporu: Tutsaklar hijyensiz koşullarda ameliyata zorlanıyor
14:33 Şam'da Kürtlere saldırı
14:03 Tişrîn Barajı çevresine hava saldırısı
14:01 Erdoğan yine tehdit etti
13:52 Kayyımdan 'hayali seçmenlere' çifte müdürlük
13:48 Siyasi parti temsilcileri kayyım protestosunda: Boyun eğmeyeceğiz
13:35 İmralı Heyeti 17 Ocak'ta açıklama yapacak
13:12 İmralı Heyeti: En kısa sürede İmralı için başvuracağız
12:52 DEM Parti: İstanbul Barosu’nun yanındayız
11:32 İstanbul'da toplu ulaşıma zam
11:20 Adana'da bir evde 3 kişi ölü bulundu
11:07 Üzerine kepçe kovası düşen işçi hayatını kaybetti
10:04 DEM Partili Bozan: Rant için kayyım atadılar
09:56 Sağlıkta yeni dönem: Muayene ücreti 10 kat arttı
09:31 Güney Kore Devlet Başkanı Yoon Suk tutuklandı
09:28 Abdullah Öcalan: Devlet bana ciddi yaklaşmazsa, doğru sonuç alamaz
09:26 Kürt kadınların direniş sembolü
09:22 Kayyıma karşı direnişteler: İrademizden vazgeçmeyiz
09:20 89 kişinin öldüğü Galeria Davası'nda kararın bozulması istemi
09:19 Hasta tutsağa tekerlekli sandalyesi verilmiyor
09:18 Foza Yûsif: Özerk Yönetim modeli Suriye için en doğru çözümdür
09:17 Yaman: 7 madde çözüm için büyük bir fırsat sunuyor
09:16 KNK'den 'ulusal birlik' seferberliği
09:13 AYM’nin 2 kez iptal ettiği madde halen uygulamada
09:07 Av. Gülizar Tuncer: Somut adımlar atılmalı
09:05 Üsterci: Demokrasi ve barış olmazsa karanlıkta kaybolacağız
09:00 15 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:23 Serhed için kar yağışı uyarısı
14/01/2025
22:53 İstanbul Barosu’na açılan davaya tepki: Savunmaya saldırıdır
22:41 Edirne’de şüpheli kadın ölümü
22:16 Sirîn’e saldırıda bir aile enkaz altında kaldı
21:57 Özerk Yönetim İngiliz yetkililerle görüştü
21:46 Sûr’da Serê Salê kutlaması
21:36 Gençlerin kayyıma karşı direnişi sürüyor
21:30 Akdeniz'de kayyım protestosu
20:20 Ankara’da kayyım protestosu: Siyasi darbeden vazgeçin
20:12 İstanbul Barosu başkanı ve yönetimine dava açıldı
19:34 HDP’ye saldırının cezası sadece 17 bin TL!
19:28 TTB’den ‘yenidoğan çetesi’ ön raporu: Piyasa odaklı sağlık politikalarının sonucu
19:13 ‘Yenidoğan çetesi’ davası ertelendi: Reddi hakim talebi değerlendirilecek
18:14 Silêmaniye’de bir yılda 3 bin 310 kişiye kanser teşhisi konuldu
16:58 BM uzmanları Pexşan Ezîzî için devrede
16:33 Êlih’te kayyım protestosu
16:31 Sûr'da Serê Salê coşkusu
15:42 Özgür Özel: Getir sandığı göreceksin kırmızı kartı
15:40 Amedspor'dan Ümit Özdağ hakkında suç duyurusu
15:38 Saldırılara bir tepki de İzmir’den
15:09 Wan'da Kuzey ve Doğu Suriye'ye destek eylemi
14:56 Kalp hastası tutsak: İlaçlar verilmiyor, ölüme terk edildik
14:48 Sûr'da halk lokantası açıldı
14:06 Gazetecilere konuşan Bakırhan: Hükümete sormak gerekiyor
13:59 Sanatçı Kasım Taşdoğan'a Kürtçe şarkı cezası
13:51 Bayındır: Ya demokratik çözümü seçersiniz ya da muhatap olmaktan çıkarsınız
13:14 12 yaşındaki çocuğu öldürdüğünü itiraf etti
12:58 Amed'de Kadın Eserleri Kütüphanesi açıldı
12:56 Tişrîn Barajı’nda nöbet 7’nci gününde
12:43 Bakırhan’dan Erdoğan'a: Amed'in huzuru demokratik çözümdür
12:10 HTŞ'nin bakanları yarın Türkiye'ye gelecek
11:36 Bahçeli hem tehdit etti hem 'barış' dedi
11:18 Avukatlardan iki ayrı başvuru