Ezîzê Cewo: Zerdüştlük Medlere dayanıyor

img
HABER MERKEZİ - Zerdüştlük hakkında çok sayıda tahrifat yapıldığını belirten Kürdolog Ezîzê Cewo, bu inancın kökenini Medlere bağlıyor. Rusça ve Ermenice kaynakları esas alan Cewo, birçok çarpıtmaya cevap veriyor. 
 
Cenap Şahabettin’in deyimiyle insan, tarihe her istediğini söyletebilir. Çünkü ölüler itiraz etmezler. Kürt tarihi konusunda da genelde Kürt kimliğinin varlığını tehdit olarak gören devletlerin tarihçileri bu yöntemi uyguladılar. Hegemonyanın taleplerine göre tarih yazdılar. “Zekâ” ürünü tezlerini, tahrifatlar, çarpıtmalar ve manipülasyonlar üzerine bina ettiler. Bu yöntemi Zerdüştlük bağlamında da tatbik ettiler. Bu konuda Sovyet Kürdolog Ezîzê Cewo (Mamoyan), tahrifatlara karşı önemli incelemelerde bulunuyor. "'Kayıp' Tarihin Sayfalarında Zerdüşt Peygamber" adlı eserinde Zerdüşt'ün hayatı, yaşadığı dönem ve Avesta’nın tarihsel gelişimiyle ilgili yararlı bilgiler takdim ediyor. Özellikle Rusça ve Ermenice kaynakları ayrıntılı şekilde inceleyen Ezîzê Cewo’yla bu mevzuları konuştuk.
 
Son çıkan kitabınızın adı “‘Kayıp’ Tarihin Sayfalarında Zerdüşt Peygamber”. Sıra dışı bir başlık izlenimi veriyor. Neden bu adı tercih ettiniz? Ne anlatmak istediniz? 
 
Kitap başlığı okuyucuyu çağırmalıdır. Onun dikkatini araştırmanın özüne çekmelidir. Yani sadece başlık olarak kalmamalıdır. Kitabın nüvesi veya ana teması niteliğinde olmalıdır. Aslında başlığı koyarken öyle bir hışımla belirlemedim. Önce “kayıp” yerine “çalınmış” veya “araklanmış” gibi sözcükleri düşünmüştüm. Bir ara şu başlığı da planlamıştım: “Zerdüşt Peygamber: Onunla İlgili Tüm Gerçeği Biliyor muyuz?”. Bu başlık altında birçok makalem de çıkmıştı. Ancak sonradan vazgeçtim. Yukarıdaki başlıklardan birinin daha etkili olabileceğini düşündüm ve “kayıp” sözcüğünde karar kıldım. Zira bu başlık daha nesnel, kapsamlı ve anlamlı duruyordu. Bazıları soruyor “niye özellikle ‘kayıp’, zaten son iki yüzyılda bu konuda çok sayıda araştırma yapılmadı mı?” diye. 
 
Evet yapıldı. Lakin yazarlar, bilim insanları, ressamlar, müzisyenler bu inancın sadece felsefik özüne ve insanlığın düşünce dünyasındaki önemine yoğunlaşmıştı. Mevcut inancın tarihsel kökeni ve Zerdüşt peygamberin hayatı onların pek ilgisini çekmemişti. Pers sarayının etkisi altındaki “hikâyecilerden” kalma çarpıtılmış ve tahrif edilmiş bilgilerle yetinip kaldılar. Sadece bu inancın özü ve Zerdüşt peygamberin “yüceliği” ile ilgilendiler. Bu yüzden Zerdüşt’ün hayat hikâyesi ve yaşadığı ülkenin tarihi hep mitler ve peri masalları ile örtülü kaldı. 
 
İnsanlar gerçeği tüm çıplaklığıyla bilmelidir. Özellikle tarihsel verilerin kim tarafından ve nasıl çarpıtıldığını iyi bilmeliler. Hazırladığım bu kitap, bu açıdan başlangıç niteliğindedir. Yapılan çarpıtmalar, tarihsel ve linguistik açıdan bir analize tabi tutulmakta ve hepsine bilimsel açıdan bir cevap aranmaktadır. 
 
Bu bağlamda hemen sorayım. Zerdüştlüğün kökenini nerede aramak gerek? Köken açısından Kürtlerle doğrudan bir bağı var mıdır? Hala bu inanışın izlerine rastlamak mümkün müdür?
 
“Bu dini önce Medler ve Baktriler, sonra Persler, Akamenidler ve Sasaniler kabul etmişlerdir. Bu halklar arasında yalnızca Kürtler hala Zerdüştlüğün bazı motiflerini ve inanç öğelerini muhafaza ediyorlar.”
 
Uzun yıllardır yaptığım incelemeler sonrası Zerdüştlüğün Medya’da yani Medler döneminde ortaya çıktığını ve yayıldığını söyleyebilirim. Medler yani proto-Kürtler bu dini ilk kabul edenler arasındadır. Bu anlamda 1907 yılında F.A. Brockhaus ve İ.A. Efron tarafından hazırlanan bir ansiklopedik sözlükte Zerdüştlük inancının İranî halkların eski bir dini olduğu yazılmaktadır. Buna göre bu dini önce Medler ve Baktriler, sonra Persler, Akamenidler ve Sasaniler kabul etmişlerdir. 
 
Bu halklar arasında yalnızca Kürtler hala Zerdüştlüğün bazı motiflerini ve inanç öğelerini bir ölçüde muhafaza ediyorlar. Ne ateş, ne kılıç, ne yıkım ne işgalciler bu inancı Kürtlerin hafızasından ve manevi hayatından silebildi. Özellikle Êzidî Kürtler arasında bu dinin izlerine tesadüf etmek mümkündür. Bu minvalde Êzidî ve Yezidî sözcüklerini birbirine karıştırmamak gerek. Êzidîler, Zerdüştlük öncesi dönemde Êzidîliğe mensup olan Kürtlerdir. Yezidîler ise Sufî İslam’a tabidirler. Etnik kimlikleri ağırlıklı olarak Arap’tır. Bu yüzden Yezidîler “biz Kürt değiliz” derler. Özellikle Şeyh Adiy’in “reformundan” sonra Êzidîlik İslamî bir mezhebe yani “Yezidîliğe” dönüştürüldü. Êzidîliğin temelleri tahrif veya tahrip edildi. Lakin Sufi Yezidizm’de dahi Zerdüştlüğün bazı izlerine rastlamak hala mümkün. Mesela “qewl” adlı dualarda bazı motifler söz konusudur. Bu bağlamda “Zerdüşt’ten Vahiyler” ve “Zerdüşt Konuşuyor” isimli ilahi şiirlerde bu motifleri görebiliyoruz. Mesela bir kesit şöyle:
 
         ...Zerdeşt got: ‘Ya Xwedê tu xwedayî!’ 
         Tu layîqê medih û senayî, 
         Tu kesê bêkesa yî, 
         Tu mefera bê meferayî! 
 
         Türkçesi:
 
         ...Zerdüşt dedi ki ‘Ya Hüda sen yücesin!’
         Sen her övgüye layıksın,
         Sen kimsesizlerin kimsesisin,
         Sen savunmazları koruyansın!
 
Zerdüştlüğün izlerine tesadüf edebileceğimiz vesikalardan biri de 7’nci yüzyıla ait Süleymaniye Parşömeni’dir. 20’nci yüzyılda Federe Kürdistan’ın Süleymaniye kenti yakınlarında bir mağarada bulunan parşömene yazılmış 8 satırlık bir şiir oldukça önemlidir. Bu şiir Aramice harflerle ama Kürtçe yazılmıştır. Kim tarafından yazıldığı belli değildir. Söz konusu parşömen hakkında bazı akademik çalışmalar da yapılmıştır. Mesela G.B. Akopov’un “Süleymaniye Parşömeni Hakkında” adlı makalesi veya M.U. Hamoyan’ın “7’nci Yüzyıl Süleymaniye Parşömenindeki Metnin İki Sözlü Varyantı” adlı incelemesi dikkate değerdir. Şiiri, aslına sadık kalarak şu şekilde yeniden düzenledim:
        
         Hürmüzgahlar viran oldu, ateşler söndü,
         Başımıza büyük bir bela geldi,
         Zorba Araplar her tarafı harap ettiler,
         Hatta Şehrizor’a yetiştiler,
         Kadınları, kızları esir aldılar,
         Tüm erkekleri kana boyadılar,
         Zerdüşt’ün ayini sahipsiz kaldı,
         Ne Hürmüz ne kimse yardım etti. 
 
Buna benzer ağıtlar Zaza Kürtler arasında da yakılmıştır. Kürt yazar Nuri Dersimi, bu konuda bazı bilgiler vermektedir. Dersim halkının da Arap istilasına maruz kaldığını yazmaktadır. Fakat Dersim Kürtleri Arap saldırısına karşı koymuş ve Zerdüşt inancını bir ölçüde korumuşlardır. Kürdistan’ın diğer bölgeleri ise zorla İslam’ı benimsemiştir. 
 
Süleymaniye Parşömeni’ndeki satırların bir benzerini Ermenistan’daki Kürtlerde de görüyoruz. M.U. Hamoyan’ın 1969 yılında aldığı kayıtlara göre Tigranê Zaza (Pogosyan) isimli bir Kürt (aslen Amed’in Pîran ilçesinden ve Zaza Kürt’tür) bu satırları ezbere bilmektedir. Fark edildiği üzere Zerdüştlüğün izleri farklı Kürt grupları arasında hala devam etmektedir. Bu inanç ile bağlantılı manevi değerler Kürt halkı açısından çok önemlidir ve Kürtlere kendi milli varlıklarını koruma olanağı tanımıştır. 
 
 Zerdüşt'ün hayatı ve yaşadığı dönemle ilgili çok sayıda tahrifat veya temelsiz sav olduğunu belirttiniz. Bu bağlamda Zerdüşt’ün Akamenidler döneminde ortaya çıktığı ve yaşadığı yönünde bazı varsayımlar var. Sizce bu doğru mu? Yoksa Fars tarihçiler çarpıtıyor mu?
 
 “Avesta’da Akamenidlerin hanedan üyelerine dair tek bir bilgi dahi yok. Zira Zerdüşt M.Ö. 550 yılından önce yaşamış ve öğretisini yaymıştır. Dolayısıyla Akamenid Kralı I. Artaksersk’in (M.Ö. 464-425) kardeşi olan bir satrapla görüşmesi ihtimal dışıdır.”
 
Kesinlikle çarpıtmadır. Akamenidler devletinin herhangi şekilde Zerdüşt peygamberle bir bağ kurması mümkün değil. Çünkü Zerdüşt, Med sarayına karşı yapılan darbeden 1 yıl sonra yani M.Ö. 551 yılında ölmüştü. 
 
Zerdüştlüğün ortaya çıkışı, Zerdüşt’ün hayatı ve Kürtlerin tarihi ile ilgili var olan “keşmekeşin” asıl müsebbibi saray yanlısı Fars “palavracılarıdır.” Asıl şaşırtıcı olan ise tarihçilerin geçmişte ve günümüzde bu palavracıların uydurmalarını ve mitlerini esas alarak tarih yazmalarıdır. Ancak gerçekler inatçıdır. Onlara karşı direnmek mümkün değil. İnsanlığın tarihi veya Zerdüştlüğün tarihi sadece İran’la sınırlı değildir. 
 
Gerçeklerin değiştirilmesi ve tarihsel verilerin çarpıtılması Pers satrapının oğlu ve Med Kralı Astyages’in/Astiages’in torunu II. Kiros (Astyages’in kızı Madana’nın oğlu) tarafından Med sarayına karşı organize edilen ve soyluların desteğini alan bir darbe ile başladı. II. Kiros dedesine ihanet etti ve onu tahtından indirdi. Bu konuda Albert T. Olmstead’in “Pers İmparatorluğu Tarihi” ve İ.M. Diyakonov’un “Medya Tarihi” gibi eserlerine göz atılabilir. 
İranlı tarihçilerin en büyük tahrifatlarından biri Zerdüşt’ün hamisi olduğu düşünülen “Viştaspa” ile ilgilidir. Buna göre Viştaspa adında iki ayrı dönemde yaşamış yönetici güya Zerdüşt’le “karşılaşmıştır”. Biri Akamenidlerin Baktriya (Bahtarya) bölgesinin yöneticisi iken, diğeri yine Akamenidlerin kuzey topraklarını idare eden kişiydi. Bazı araştırmacılara göre Zerdüşt’ün gerçek hamisi Baktriyalı Viştaspa iken, kimilerine göre kuzey topraklarının yöneticisi Viştaspa’dır. 
 
Bu konu üzerinde biraz durmak gerek. Öncelikle Akamenidler sarayında ve yönetici sınıfı arasında sonu gelmez bir taht kavgası, komplolar, suikastlar, tezgâhlar vardı. O ortamda Zerdüşt’e yardım etmek, onu korumak ve öğretisini yaymanın pek mümkün olmadığını düşünüyorum.
 
Bir başka unsur, Avesta’da Akamenidlerin hanedan üyelerine dair tek bir bilgi dahi yok. Zira Zerdüşt M.Ö. 550 yılından önce yaşamış ve öğretisini yaymıştır. Dolayısıyla Akamenid Kralı I. Artaksersk’in (M.Ö. 464-425) kardeşi olan bir satrapla görüşmesi ihtimal dışıdır. Gatalarda Kavi Viştaspa isminde bir kişinin Zerdüşt’ün koruyucusu olduğu ve onun öğretisini yaydığı yazılmaktadır. Yalnız Zerdüşt ondan bahsederken “öncü, lider” sözcüğünü kullanmaktadır. Yani “satrap” olarak adlandırmamaktadır. 
 
“Viştaspa” isimleri üzerinde yeniden durmak istiyorum. Akamenid satrapları dışında bir Viştaspa ismi olduğunu siz de söylüyorsunuz. Avesta’da geçen “Kavi Viştaspa” tam olarak kimdir? 
 
 “Kral Keyaksar’ın diğer adının Kavi Viştaspa olduğunu tahmin etmekteyim. Keyaksar (Kiaksar) sözcüğü bildiğiniz üzere Yunanca’dır. Taht esnasında kullanılan bir isimdi. Kanımca Kral Keyaksar’ın özel yaşamında kullandığı isim Kavi Viştaspa idi.” 
 
Bu konu üzerine çok kafa yordum. Farklı cenahtan muhtelif kaynakları incelemeye çalıştım. Kendi kendime hep şu soruyu sordum “Neden tarihsel kronolojide Kavi Viştaspa’nın adı geçmiyor? Avesta’da Zerdüşt peygamber onu çok övüyorken, eski Ermeni kaynaklarında Medlerin son kralı Astyages, Medlerin kendisi ve Kürtler Kavi Viştaspa’nın torunları olarak adlandırılıyorken bu ismin tarihsel kronolojide yer almaması ilginç değil mi?”
 
Kavi Viştaspa’nın kim olduğunu tahmin etmek veya bulabilmek için dört kriterin göz önünde bulundurulması gerek. Birincisi biraz önce de bahsettiğim gibi Zerdüşt Medya’da yaşadı ve M.Ö. 551 yılına kadar peygamberlik yaptı. İkincisi Amerikalı tarihçi Richard Frye’nin nazariyesine göre Zerdüşt M.Ö. 588 yılında Kavi Viştaspa’yı Zerdüştlüğe davet etti. Üçüncüsü ise Kral Keyaksar M.Ö. 625-585 yılları arasında Medleri yönetti. Dördüncüsü ise İ.M. Diyakonov’a göre o dönemde krallar hem aile içinde hem de tahtta farklı isimler kullanmaktaydı. 
 
Tüm verileri dikkate aldığımızda Kral Keyaksar’ın diğer adının Kavi Viştaspa olduğunu tahmin etmekteyim. Keyaksar (Kiaksar) sözcüğü bildiğiniz üzere Yunanca’dır. Taht esnasında kullanılan bir isimdi. Kanımca Kral Keyaksar’ın özel yaşamında kullandığı isim Kavi Viştaspa idi. 
 
Son olarak Avesta’nın ciltlerinin orijinalliğini sormak istiyorum. Var olan bilgiler günümüze kadar nasıl ulaştı acaba? Büyük İskender’in saldırısı esnasında çok zarar gördüğü doğru mudur?
 
 “Gataları yakından inceleyen araştırmacı İ.M. Steblin-Kamenskiy, Avesta’nın Pehlevi kâtipler ve Sasani tercümanlar tarafından değiştirildiği veya tahrif edildiğini düşünmektedir.”
 
Avesta’nın şu anda ihtiva ettiği bazı bilgiler kesinlikle tartışmalıdır. Bahsettiğiniz gibi Büyük İskender’in M.Ö. 331-330 yıllarındaki saldırısı esnasında Avesta nerdeyse tamamen yok edilmiştir. Birçok cilt denize atılmış veya yakılmıştır. Geriye kalan bilgiler aslında sözlü olarak aktarılmış ve sonrasında yazıya dökülmüştür. Dolayısıyla araştırmacıların hiçbiri bu kitabın orijinalini görmemiştir. 
 
Bu konuda Sovyet İranolog İ.M. Diyakonov’un tespitine göre gatalar Zerdüşt din adamları tarafından sözlü olarak korunmuş ve Akamenidler döneminde I. Darius’tan sonra yazıya dökülmüştür. Bu dönem İran yazılı kültürün de gelişmeye başladığı dönemdir. Özellikle yazıya geçirildikten sonra bazı “tahrifatların” olması muhtemeldir. Bu bağlamda yine gataları yakından inceleyen araştırmacı İ.M. Steblin-Kamenskiy, Avesta’nın Pehlevi kâtipler ve Sasani tercümanlar tarafından değiştirildiği veya tahrif edildiğini düşünmektedir. 
 
Avesta’nın orijinal metinlerinin yok olmasına ve tahrifatlara rağmen Zerdüştlüğün emarelerine farklı topluluklarda rastlamak hala mümkündür. Kürdî unsurlarda ve özellikle Êzidî Kürtlerde bu inancın öğeleri hala etkisini sürdürmektedir. 
 
MA / İsmet Konak

Diğer başlıklar

21:29 Ahmet Kaya’nın 1996’daki sözleri yayınladı
20:44 Bakanlıktan Şule Çet'in faillerinden Berk Akand hakkında açıklama
19:47 Annesi kızı Rojbin Sönmez’i ağıtlarla andı
18:54 Ekoloji Kervanı 2'nci gününde: Talana karşı sesimizi yükseltiyoruz
18:50 Reqa'da 2 Kürt genci kaçırıldı
18:46 İHD’nin yeni Eş Genel Başkanları belli oldu
18:36 Devrimci Parti kuruluşunun 10'uncu yılını kutlandı
18:29 Riha'da iş cinayeti: 2 çocuk yaşamını yitirdi
17:54 Kayyımın kapattığı Şamiran Kadın Yaşam Merkezi yeniden açıldı
17:36 TJA, 25 Kasım startını Kadifekale'de verdi
17:24 Kadınlar barış için buluştu: Öcalan'ın özgürlüğünü istiyoruz
17:15 Colemêrg-Wan Karayolunda kaza
17:12 Qamişlo'da Abdullah Öcalan için yürüyüş düzenlenecek
16:48 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Kadının özgür olmadığı bir toplum demokratik olamaz
16:37 Mûş'ta kar yağışı: 14 köy yolu ulaşıma kapandı
16:34 Sırrı Süreyya Önder Barış Futbol Turnuvası başladı
16:10 Yaşamını yitiren 5 HPG’li için anma
15:48 Kadınlardan fuhuş ve uyuşturucuya karşı mücadele çağrısı
15:30 YPG'li Yıldız'ın taziyesine kitlesel ziyaret
14:47 Beton dökümü sırasında inşaat çöktü: 2 işçi yaşamını yitirdi
14:24 TJA’dan Dîlok’ta ‘şiddetle mücadele’ atölyesi
14:16 Silêmanî’de 25 Kasım’ın startı verildi
14:08 Wan'da Rojin Kabaiş Ormanı oluşturuldu
14:00 Tülay Hatimoğulları: Ey iktidar Dêrsim'den elini çek
13:57 Dêrsim’de miting öncesi kitlesel yürüyüş
13:39 Demirtaş: Eşit ve adil geleceği birlikte kuracağız
13:24 15 yaşındaki çocuktan 3 gündür haber alınamıyor
13:23 11’inci Yargı Paketi’nin bu hafta Meclis’e sunulması bekleniyor
12:47 Şule Çet'in faillerinden Berk Akand tahliye edildi
12:43 Saadet Partisi Grup Başkanı Kaya: Süreçten umutluyuz ama AKP yeteri katkı sunmuyor
12:17 OECD'nin sağlık raporunda Türkiye sonuncu
11:20 Jin dergi 'Dêrsim Katliamı'nı kapağına taşıdı
11:07 Riha’da işkence edilen çocuk ağır yaralandı
09:42 İki başarı hikayesi
09:35 25 Kasım Kadın Platformu: Taksim'e isyana çağırıyoruz
09:26 AKP’nin 23 yıllık 'suç' kaydı: En az 8 bin 33 kadın katledildi
09:23 Tutsak yakını: Devletin maskesi zindanlarda düşüyor
09:18 'Komisyon İmralı'ya gitmeli, kapılar ardına kadar açılmalı'
09:17 Engelli raporuna rağmen bir bırakıp bir tutukluyorlar
09:15 Wanlı yurttaşlar: Asgari ücret 50 bin TL olmalı
09:05 Metro inşaatındaki göçükte 1 işçi yaşamını yitirdi
09:04 Elektriğe gizli zam: 900 TL gelen fatura bin 900 TL olacak
09:00 16 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:09 Meteoroloji’den Colemêrg, Şirnex ve Wan için sarı kodlu uyarı
15/11/2025
22:11 Ege Denizi'nde deprem
22:05 Kabataş'ta metro inşaatında iskele çöktü
21:45 Zehirlenip yaşamını yitiren ailenin kaldığı otel boşaltıldı
21:39 Tiktok’tan Seyîd Rıza anmasına sansür
21:18 Tuncer Bakırhan: Komisyon derhal İmralı’ya gitmeli
20:59 Hayvansever kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi
20:54 Rojin Kabaiş eylemine ‘uyarı’ cezası
20:19 Brezilya’da binler iklim adaleti için yürüdü
20:07 Seyid Rıza ağıtlarla anıldı
19:55 MAF-DAD kongresinde süreç tartışıldı
19:17 Erzirom ve Xana Axpar’da kadın buluşması
19:07 Anne ve iki çocuğunun ölümüne dair gözaltı sayısı arttı
18:02 Dîlok’ta iş cinayetleri protesto edildi
17:58 Adalet Nöbeti'nde taciz failinin duruşmasına çağrı
17:46 EGEÇEP’ten ortak mücadele çağrısı
17:45 EHP: Asgari ücret 65 bin TL olmalı
17:40 Yazar-ressam Hüseyin Özsoy, Wan’da okurlarıyla buluştu
17:35 Mêrdîn’de taziye evine saldırı
17:33 Seyîd Riza ve arkadaşları için klip: Cigêram
17:30 DADER konferansı: Devlet adım atsın
17:24 ‘Barış ve özgürlükte ısrar ediyoruz’ buluşmasına çağrı
17:23 Barış gazeteciliği paneli: Militarist habercilik dili toplumda düşmanlık yaratır
17:18 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
17:13 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Demokratikleşme olmadan barış olmaz
17:11 Êlih’te taziyelere kitlesel ziyaret
17:02 Kadınlar alanlarda: Şiddetsiz yaşamı birlikte kuracağız
17:01 'Zindandaki Kadınların Öyküleri' okurlarla buluştu
16:49 57 bin ağacın kesileceği rant projesi yargıya taşındı
16:35 Dêrsim’deki doğa mitingine katılım çağrısı: Sesimize ses verin
16:14 Demokratik Birlik İnisiyatifi: Sürecin öncüsü olacağız
16:07 Seyîd Rıza ve yol arkadaşları birçok kentte anıldı
15:55 İzmir Bağımlılıkla Mücadele Platformu kuruluşunu ilan etti
15:51 Takas Pazarı’na yoğun ilgi
15:17 ‘Muhlise Karagüzel ve Kavak’ı derhal serbest bırakın’
14:33 Koğuş değiştirmek isteyen tutsak darp edildi
14:28 COP 30 tepkisi: Ekolojik yıkım derinleşiyor
14:04 Mêrdîn kısa süreli yağışta göle döndü
13:56 İHD 22'nci Genel Kurulu başladı: Devletin Kürt meselesindeki güvenlikçi politikası değişmedi
13:51 Kayıplar için beş kentte adalet talebi
12:56 Cumartesi Anneleri Nazım Gülmez için adalet istedi
12:28 Dêrsim’de Seyit Rıza anması: Mezar yerlerini açıklayın
12:18 Sındırgı’da art arda depremler
10:37 CHP Milletvekili Akgün Alp: Devlet, Abdullah Öcalan ile görüşüyorsa Komisyon neden görüşmesin?
10:28 İşçi servisi devrildi: 14 yaralı
10:14 Nizamettin Kabaiş: Tehditlere rağmen mücadelemiz sürecek
09:24 Dilovası’nda yaşamını yitiren işçi sayısı 7'ye yükseldi
09:23 HDP binalarına saldırı dosyası 10 yıldır neden kapalı tutuluyor?
09:22 Dêrsim'de yüzlerce toplu mezar var: Yüzleşme çağrısı
09:11 Ruhsatsız fabrika yangından sonra mühürlendi!
09:08 Dilan Mızrak: Devlet sürecin hukuki zeminini bir an önce oluşturmalı
09:07 Kültürel hafıza yok oluyor, Ermeni evleri bir bir çöküyor
09:06 Bataklığa sürüklenenler anlatıyor: Ayağım tekerlek olmuş, tamir etmeye çalışıyordum
09:05 Çöken bina, patlayan depo: İhmalin getirdiği ölümlere karşı mücadele edeceğiz
09:04 Selamet Yeşilmen’in failleri 10 yıldır bulunmadı: Adalet bekliyoruz
09:03 Soğuk havalar cep yakıyor
09:03 'Halk ve inançlar arasında problem yok; sorun kanun ve yasalardır'
09:02 'Barışa katkı için Seyîd Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın'
09:01 Devlet merkezli uygarlık sistemin yok edici düzeni: Kastik katil
09:00 15 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:59 Amed'de yollar göle döndü
08:22 Kürdistan kentleri için kuvvetli yağış uyarısı
14/11/2025
23:56 Yeni kurulan TELE2’nin haberine erişim engeli
23:42 Licê'nin Qelesi mezrasında ev baskını
23:19 Şam'da art arda patlamalar meydana geldi
22:50 Gençlerden Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için meşaleli yürüyüş
22:43 DEM Parti eski il eşbaşkanına 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
22:36 Mêrdîn'de fırtınada motosikleti devrilen kurye yaralandı
22:10 Rahman A. boşanma aşamasında olduğu kadını katletti
21:36 Kürdistan kentlerine ayrılan kültür ve turizm bütçesi yüzde 5'in altında
21:23 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê girişlerindeki kontrol noktaları kaldırıldı
21:20 Sabahat Tuncel: Barış bizim için bir tercih değil zorunluluktur
20:46 İstanbul'da Rojin Kabaiş için eylem
20:35 Êlih'te iş cinayeti
19:46 Gülhan'ı katleden faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
19:19 ‘Aç kalalım ama kültürsüz kalmayalım’
18:37 İşçiler 107 gündür eylemde: Taleplerimiz karşılansın
18:24 CHP'den İBB iddianamesine ilişkin HSK'ye başvuru
18:18 DEM Partili Oluç: Eli kulağındadır, kayyım rejiminin sonuna geliniyor
18:08 Riha’da toz taşınımı etkili oldu
18:02 HPG’li İş, kitlesel bir şekilde toprağa verildi
17:32 25 Kasım eylemleri: Dayanışmayla karanlığı yeneceğiz
17:06 Çetin'in taziyesine 'şehit namirin' sloganıyla ziyaret
17:01 Vince çıkan işçilerin eylemi kazanımla sonuçlandı
16:42 DEM Parti Kadın Meclisi direnişteki kadınları ziyaret etti
16:41 DEM Parti Turizm Bakanlığından Kürtçe ve diğer dilleri teşvik edilmesini istedi
15:52 Dilek İmamoğlu: Adalet yara alırsa umut yeşermez
15:19 İHD: 6 bin 94 kişinin yaşam hakkı ihlal edildi
15:00 Bireysel silahlanma protestosu
14:07 Silahlı saldırıda 4 kişiyi yaralayan korucular serbest bırakıldı
13:54 LeMan davasında Pehlevan hakkında tahliye kararı
13:09 KESK'li kadınlar 25 Kasım programını açıkladı: Barış talebinde ısrarcıyız
12:26 MB anketine göre enflasyon beklentisi yükseldi
11:45 Çakıroğlu: Cumhuriyetin 2'nci yüzyılının kurucularından biri Abdullah Öcalan olacak
11:31 Tanrıkulu: Güven artırıcı adımlar atılmalı
Ekmen: Toplumun desteği süreç için önemli
11:13 AB Türkiye Delegasyonu Amed Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etti
11:09 Sürecin etkili öncülere ihtiyacı var
10:55 Seyîd Rıza'nın mezar yeri açıklansın: Gidersem gözüm açık kalacak
10:51 Bakırhan: Süreçte belediyelere büyük sorumluluk ve görev düşüyor
09:58 92 yaşındaki tutsak annesi: Ölmeden oğlumu görebilecek miyim?
09:44 Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde ‘suça göre’ muamele!
09:43 'Katliama işveren yer hazırlıyor, devlet göz yumuyor'
09:41 Prof. Dr. Nilgün Toker: Süreç hukuki güvence altına alınmalı
09:39 Barış Anneleri'nden komisyona çağrı: Komisyon önderliğimizle görüşsün
09:33 Wan'da Mısır Çarşısı metruk bir yapıya dönüştü
09:31 ÖHD’li Güneş: 'Umut hakkı’nın uygulanmaması demokratikleşmeye dirençtir
09:30 Her okulun kapısındalar: Çocuklar ve kadınlar 'özel' hedef