İşte yasaklı Sur'dan görüntüler

img

DİYARBAKIR- Sur'da 6 yıldır halktan "saklanan" mahallelerin yasaklı yerlerini ilk kez görüntüledik. Erdoğan, Atatürk ve Türk bayrağının asıldığı evlerde ne tarih ne kültür kaldı. 

Kentler, fiziksel bir mekan olmaktan öte içerisinde yaşadığı toplumun özelliklerini ifade eder. Toplumun kültürel ve sosyal durumuna göre şekillenir, bir başka deyişle toplumun rengini yansıtır. Bu nedenle kentler ve içinde yaşayan toplum genelde birbirinden ayrılmaz parçalar olarak görülür. Farklı kimlik ve inançtan kesimlerin uzun yıllardır bir arada yaşadığı Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesi de tüm bu özellikleriyle bilinen kentlerden biri. Ancak kentin hafızası olan Sur, hem sokağa çıkma yasağı sonrası başlatılan yıkımla hem de yerlerine inşa edilen cezaevi mimarili evlerle bu özelliklerini bir bir yitiriyor. 
 
KAÇ YAPI YIKILDI?
 
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Sur'da, 6 Eylül, 13 Eylül, 10 Ekim ve 28 Kasım 2015 tarihlerinde toplam 4 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. En son aynı yılın 2 Aralık'ında Cevat Paşa, Dabanoğlu, Fatihpaşa, Hasırlı, Savaş ve Cemal Yılmaz mahallelerinde yasak ilan edildi. Bu yasak dünyanın en uzun süreli yasağı oldu. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) uydu görüntülerine dayandırarak hazırladığı raporlara göre, yasak sonrası 6 mahallenin yüzde 72'si tamamen yıkıldı. Yine cami, kilise, okul, hamamların da aralarında olduğu 334'ü tescilli olmak üzere 3 bin 569 yapı yıkıldı. Son yıllarda bu sayının daha da arttığı belirtiliyor. 
 
 
Bu yapılar yerlerine, F ve S Tipi cezaevlerine benzeyen evler inşa edildi. Daha önce hem havadan hem de iç kısımlarını görüntülediğimiz evler, makine kesimi bazalt taşlarla tek tip ve tek renk şeklinde yapıldı. Kent mimarisine aykırı olan evlerin etrafı uzun süre bariyerlerle kapalı tutuldu. Bir süre önce evlere giriş ve çıkışlara izin verildi. Sur Belediyesi kayyımı Abdullah Çiftçi, Aralık ayında yaptığı açıklamayla 6 mahalleye giriş-çıkış yasağının olmadığını ve sadece şantiye alanlarının kapalı olduğunu belirtti. 
 
İLK GÖRÜNTÜLEME
 
Şantiye alanı olarak gösterilen yerler, yasak sonrası yıkımın en çok yaşandığı Dabanoğlu, Fatihpaşa, Hasırlı, Savaş ve Cemal Yılmaz mahallelerini kapsıyor. Söz konusu yerleri, üzerinden 6 yılı aşkın bir süre geçen yasağın ardından ilk kez görüntüledik. Tek tip evler ile tarihi Hüsrev Paşa Camii'nin arasında kalan sokaktan ilerledikten sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı Toplu Konut İdaresi'nin (TOKİ) şantiye alanı içerisindeki bölgenin mimari planlaması göze çarpıyor. Demir saclarla kapalı alana giriş yaptığımızda ise, ellerinde hiltilerle birbirinden güzel tarihi yapılar üzerinde "restorasyon" adı altında çalışma yürüten işçiler ve yerle bir edilen dar sokaklar üzerinde takım elbiseleriyle çalışmaları denetleyen kişilerle karşılaşıyoruz. 
 
 
NEREDEN BAŞLAMALI?
 
Girişlere yasak olduğu söylense de ne şantiye çalışanları ne de restorasyondan sorumlu kişiler, ayakta kalan tarihi yapılar arasında gezilmesine karşı çıkmıyor. Belki de bizim de şantiyede görevli kişilerden olduğumuzu düşünerek, ses çıkarmıyorlar. Bunun üzerine yanımdaki arkadaşımla çantamızdaki fotoğraf makinesini çıkararak, 6 yıldır herkesten saklanan bölgede ayakta kalan tarihi evleri tek tek görüntülemeye başladık. 
 
ENDİŞE VE KORKU
 
Görüntülemeye çalıştığım yerlerin, gazeteciliğe yeni başladığım dönemde ilk haber takibi yaptığım rengarenk dar sokaklar olduğunu düşündüğümde üzerime ağırlık çöküyor. Attığın her adımda bir insan uzvuyla karşılaşacağımı düşünmek, "nereden başlasam" hissiyatı, 6 yıl öncesi yaşanan görüntüler hafızama geldikçe durakaldım; dakikalarca deklanşöre basamadım. Yine herhangi bir patlayıcıya basma ihtimali de üzerime çöken ağırlığın yanı sıra bir korkuyu da beraberinde getiriyor.  
 
Ancak karşımdaki "manzaranın" birkaç ay sonra tamamen değişeceği düşüncesinin aklıma düşmesiyle birlikte karşıma çıkan ilk evi görüntülemeye başlıyorum. Yanımdaki arkadaşımla, büyük oranda yenilenen evin içerisinde yaktıkları ateşin etrafında çalışan işçilerden, bulunduğumuz sokağın ismini soruyoruz. Ancak hiçbirinin Sur'u tanımadıklarını, farklı ilçelerden ve kentlerden taşeron firmalar üzerinden çalışmaları için getirildiğini anlıyoruz. "Film mi çekiyorsunuz" meraklarını, "Evet" şeklinde geçiştiriyoruz.
 
'YASAK ABÊ YASAK'
 
10-15 saniyelik görüntü ile birkaç fotoğraf karesi aldıktan sonra, halen 6 yıllık süreci bize özetleyecek bir mekanı çekmek için ilk evden çıkıyoruz. Dış çekimi yaptıktan sonra yanımıza dikilen ve kendisini "şantiye şefi" olarak tanıtan kişinin engeliyle karşılaşıyoruz. Daha "Abê izin belgeniz var mı?" sorusunun cevabını almadan, "Yoksa, çekim yapamazsınız" diye telkinde bulunuyor. Valilik ve kaymakamlığın yaptığı "Gezip, görebilirsiniz, herkese açık" açıklamalarını hatırlattığımızda ise "Tamam, ama burası yasak?" diyor. İkna olmayacağını anlayıp, elimizdeki birkaç kare fotoğrafımızın da az ileride bekleyen polisler tarafından el konulmasını istemediğimiz için çok da ısrarcı olmuyoruz ve bir sonraki tadilattaki tarihi avlulu eve geçiyoruz. Arkadan yine tanıdık ses: "Yasak abê, yasak."
 
NE RENGİ NE TARİHİ KALMIŞ 
 
İki aracın yan yana geçebileceği şekilde genişletilmiş sokağa tekrardan döndüğümüzde ve sağ tarafımızdaki yere baktığımızda asıl tahribatı daha iyi görebiliyoruz. Yine her 10-15 yapının farklı şirketlere milyonlarca TL karşılığında ihale edildiğini, saclarla çevrili bir başka evin bulunduğu alanda girdiğimizde bizi karşılayan "şantiye şefi"nin farklı bir kişi olmasından anlıyoruz. Hangisinin Hasırlı hangisinin Savaş hangisinin diğer 3 mahalleden biri olduğunu kestirmek zor. Rengarenk desenli ev ve diğer mekanların yerlerine, tek tip "tarihi" mekanlar yükseliyor. Ne eski avlular ne duvarlar ne zemin kaplamaları ne merdivenler ne kapılar ne de havuzlar... 
 
 
Yapıların sokak cephelerinde var olan geleneksel özelliklerinin tümü ortadan kalkmış. Özgün malzeme ve örme tekniğiyle yapılmış duvarlar yerine sade bazalt taşlı duvarlar, kemerli ve kenetli taşlar yerine kaplama bazalt taşlar, büyük avlular yerine küçükleri, killi toprak olan damlar yerine ise betonarme ya da bazalt kaplı damlar inşa ediliyor. Avlulardaki ağaç, havuz ve kuyu gibi önemli öğelerin birçoğundan ise eser yok.  
 
Tarihi evlerin ayakta kalan kısımlarından, üzerinden ağır bir çatışmanın geçtiğini anlamak zor. Ancak içerisine girdiğimiz evlerin hemen yanı başında olan ve ön cepheleri Gazi Caddesi'ne bakan 5-6 katlı binaların delik deşik olmuş duvarları her şeyi özetliyor. 
 
ATATÜRK, ERDOĞAN VE TÜRK BAYRAĞI
 
Biraz ilerledikten sonra Atatürk, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Türk bayrağının yan yana dalgalandığı restore edilmiş bir yapı ve yapının hemen yanında tüm yaşananlara rağmen ayakta kalmış bir eve rastlıyoruz. Daha fazla ilerlememize izin verilmemesi üzerine sağ taraftan kiliselerin de bulunduğu bölgeye geçiyoruz. Benzer tablo burada da hakim; bazı bölümleri tamamen öne eğilmiş, bazı duvarları tahtalarla ayakta tutulmaya çalışılan evler.
 
 
ELİNDE TELEFON, EVİNİ ARIYOR
 
Bir kadının, elinde telefonla yerle bir edilmiş iki katlı evinin altında çıkan kemer ile labirent şeklindeki kuyuları çektiğine şahitlik ediyoruz. Yine yan komşularının halen ayakta kalan evlerini görüntülüyor. Kim bilir belki kayıt altına aldığı yerleri, bir daha buraya ayak bas(a)mayacak ev sahibi komşularına gösterecek. 
 
HER ŞEYİN ŞAHİTLİĞİNİ YAPAN EV
 
Restorasyonu yapılan yapıların yanı sıra halen el atılmamış evler de beliriyor yanı başımızda. Hem de kentin tüm tarihine ve bütün yaşanmışlıklara şahitlik yapan bir ev. Dışarıdan yeni yapı olarak görünse de içerisine girdiğinizde geniş avlulu, Diyarbakır Evleri'nin tüm özelliklerini taşıyan bir ev. Üst üste atılmış molozların üzerinden dikkatli bir şekilde geçtikten sonra içine ulaştığımız evde, yanımdaki arkadaşımla birbirimizin yüzüne bakıyoruz ve sanki birbirimize "Evet, aradığımız her şey burada" diyoruz tek kelime etmeden. 
 
 
Evin içini gezdikçe bütün yaşanmışlıkları görmek mümkün; yıkılmış duvarlar, kurşunlanmış camlar, şarapnel parçalarıyla farklı desenlere bürünmüş tarihi taşlar, yakılmış eşyalar, çatışmada kullanılan mevziler, arkasına bakmadan göçe zorlanan ailenin açılmamış konserveleri, okunmayı bekleyen kitaplar, pelüş oyuncaklar, çıkan yangın nedeniyle karardığı anlaşılan rengarenk battaniyeler... 
 
İKİ 'HAFIZA' YAN YANA 
 
Evin duvarlarında tünel olarak kullanıldığı anlaşılan koca deliklerden görünen manzara ise, asıl "saklanmak" isteneni anlatıyor; kentin tarihi dokusunun nereden nereye evrildiğini özetliyor. Tek tipli ve tek renkli, cezaevi görünümlü iki katlı evlerden bahsediyorum. Binadaki ağır hava ve karşımdaki ucube yapılar, daha fazla içeride duramayıp biraz çekim yaptıktan sonra dışarıya çıkmama neden oluyor. 
 
KİLİSELERDEKİ DURUM
 
Sur'un tüm tarihini gözler önüne seren ev ve hemen yanı başındaki cezaevi görünümlü yapıları birlikte görüntüledikten sonra bu kez restorasyonu hızlıca tamamlanan kiliselerin olduğu alana geçiyoruz. Ermeni Katolik Kilisesi'nin restorasyonu tamamlanmış ve yeni eşyalarla içi doldurulurken; Mar Petyun Keldani Kilisesi'nin halen tadilatta olduğunu görüyoruz. Bizden kısa bir süre önce valinin ziyaret ettiğini öğrendiğimiz Katolik Kilise'nin ayaklarında halen çatışma izlerini görmek mümkün. Kilisenin yakın zamanda açılışı yapılması planlanırken, hemen yanı başındaki hafızanın nasıl saklanacağı ise meçhul!
 
 
Mar Petyun Keldani Kilisesi'nde ise hummalı bir çalışma yürütülüyor. İhaleyi alan firmanın, buradaki işin "hakkını" verdiğini söyleyebiliriz; Etrafındaki yapılarda kullandığı taşlar ve malzemeler arasındaki farktan yola çıkarak bunu söylemek mümkün. Burada da görüntü alınmasına "yasak" denilerek, izin verilmiyor. Buna rağmen mesleki alışkanlığı bir kenara bırakamayıp birkaç fotoğraf alıp çıkıyoruz. Kiliselerin diğer yanında bulunan alanda da tablo farksız değil. Attığımız her adımda bir çift gözün sizi ve elinizdeki makineyi süzdüğünü hissetmek mümkün. 
 
YAPILARA NE OLACAK?
 
"Yasak abê" diyenlere rağmen şantiye alanındaki son durumun kamuoyu tarafından görülmesini isteyen çalışanlar da yok değil. Biraz önce "şantiye şefi"yle yaptığımız tartışmaya rağmen çekime devam etmemizdeki ısrar mı yoksa fiziki özelliklerimizden mi anlamış bilmiyorum ama bizi "Kürt basını" olarak tarif eden bir şantiye çalışanı, çalışmaların yapıldığı alana parmağıyla işaret ederek, "Çekin, bu rezaleti herkes görsün" demekten kendini alamıyor. 
 
Prefabrik yapıların içinde kimi resmi evraklara göz gezdirenleri göz ucuyla kontrol ettikten sonra ise "Biraz hızlı olursanız iyi olur, sıkıntı çıkarmasınlar" diye uyarıyor. "Bu yapılara ne olacak" sorumuzu ise, "Yapıldıktan sonra ev sahiplerine teklif götürülecek; ya restorasyon çalışmalarının masrafını karşılayıp evini geri alacak ya da bunu karşılayamazsa devlete satacak. Devlet de artık bir vakfa tahsis eder herhalde" ifadeleriyle hızlıca yanıtlıyor. 
 
DUVARLARDAKİ İZLER
 
Mahcup bir tavırla daha fazla yardımcı olamayacağını belirten çalışanın endişesini daha da büyütmemek için bir başka şantiye alanına geçiyoruz. Üst üste yığılmış Sur'un eski taşlarının içerisinden geçtikten sonra halen restorasyon çalışmalarını başlatılmadığı ancak etrafı yavaştan saclarla kapatılmaya başlanan evlerin olduğu alanda buluyoruz kendimizi. Sadece yavru köpeklerin yiyecek aradığı alanda, Sur evlerinin ağır çatışmalara rağmen halen renkliliğini koruduğunu görüyoruz. Turuncu, kırmızı, sarı, mavi renklerinden bir şey kaybetmemişler.  
 
 
Ancak kurşun ve şarapnel parçalarıyla delik deşik olmuş duvarları, bebek resimlerinin çizili olduğu odaları, göç ettirilenlerin yanlarına almaya dahi fırsatı olmayan karşılıklı dizilmiş kanepelerin bulunduğu avluları anlatmaya kelimeler yetmiyor. Her bir kare, belki bir daha yaşadığı yere geri dönemeyecek bir ailenin hikayesi ve yaşanmışlıklarıyla dolu. 
 
Şantiye şantiye gezerken karşımıza çıkan yeni yapılmış karakoldan, yıkıntıların sonuna yani "yolun sonuna" geldiğimizi anlıyoruz. Bariyerlerle etrafı kapatılmış karakolun yanından, bizi takip eden Mobese kameraların altından geçtikten sonra kendimizi Gazi Caddesi'ne atıyoruz. Bazılarının "Toledo'yu görme" hayaliyle gelip ziyaret ettiği ve her şeye rağmen kentlerinden vazgeçmeyen Sur sakinlerinin olduğu cadde. Her adımımızda ara sokaktan görünen karakolun görüntüsü flulaşırken, yerini tarihi Sur'un ayakta kalan yerleri alıyor.
 
MA / Gökhan Altay

Diğer başlıklar

11:56 Qamışlo'da ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ yürüyüşü
11:02 Temelli: Komisyon özel yasa hazırlanması için rapor hazırlayacak YENİLENDİ
10:58 Çöpte buldukları para ve ziynet eşyalarını sahibine teslim ettiler
10:20 Dêrsimli yurttaşlar: Doğa talanına izin vermeyeceğiz
09:34 Şiyar Be Platformu Sözcüsü: Sadece bizimle sonuç alınmaz, tüm dinamiklerin sözü olmalı
09:30 ‘Komisyon Abdullah Öcalan’la görüşmeli’
09:22 Kerboran'da bir genç öldürüldü
09:19 ‘Topyekun mücadele erkeklerin dönüşümünü zorunlu kılar’
09:11 Hareket Yönetimi: Zap güçlerimizi uygun sahalara çektik
09:10 Wan Baro Başkanı Özaraz: Entegrasyon yasaları düzenlenmeli
09:02 Foza Yûsif: Dünyada kadın perspektifiyle örgütlenmeli
09:00 17 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:47 Trump’tan, ‘Epstein dosyaları’ çağrısı
08:45 Birçok kentte kuvvetli kar yağışı ve sağanak bekleniyor
16/11/2025
23:15 Riha Barosu: İki çocuğun öldüğü iş cinayeti denetimsizliği göstermiştir
22:44 Tuncer Bakırhan, Barış Akademisyenleri ile bir araya geldi
22:34 BMGK, Gazze’ye ‘çokuluslu güç konuşlandırılmasını' yarın oylayacak
22:19 Gazeteci Alican Uludağ'ın Akand paylaşımına soruşturma açıldı
21:29 Ahmet Kaya’nın 1996’daki sözleri yayınladı
20:44 Bakanlıktan Şule Çet'in faillerinden Berk Akand hakkında açıklama
19:47 Annesi kızı Rojbin Sönmez’i ağıtlarla andı
18:54 Ekoloji Kervanı 2'nci gününde: Talana karşı sesimizi yükseltiyoruz
18:50 Reqa'da 2 Kürt genci kaçırıldı
18:46 İHD’nin yeni Eş Genel Başkanları belli oldu
18:36 Devrimci Parti kuruluşunun 10'uncu yılını kutlandı
18:29 Riha'da iş cinayeti: 2 çocuk yaşamını yitirdi
17:54 Kayyımın kapattığı Şamiran Kadın Yaşam Merkezi yeniden açıldı
17:36 TJA, 25 Kasım startını Kadifekale'de verdi
17:24 Kadınlar barış için buluştu: Öcalan'ın özgürlüğünü istiyoruz
17:15 Colemêrg-Wan Karayolunda kaza
17:12 Qamişlo'da Abdullah Öcalan için yürüyüş düzenlenecek
16:48 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Kadının özgür olmadığı bir toplum demokratik olamaz
16:37 Mûş'ta kar yağışı: 14 köy yolu ulaşıma kapandı
16:34 Sırrı Süreyya Önder Barış Futbol Turnuvası başladı
16:10 Yaşamını yitiren 5 HPG’li için anma
15:48 Kadınlardan fuhuş ve uyuşturucuya karşı mücadele çağrısı
15:30 YPG'li Yıldız'ın taziyesine kitlesel ziyaret
14:47 Beton dökümü sırasında inşaat çöktü: 2 işçi yaşamını yitirdi
14:24 TJA’dan Dîlok’ta ‘şiddetle mücadele’ atölyesi
14:16 Silêmanî’de 25 Kasım’ın startı verildi
14:08 Wan'da Rojin Kabaiş Ormanı oluşturuldu
14:00 Tülay Hatimoğulları: Ey iktidar Dêrsim'den elini çek
13:57 Dêrsim’de miting öncesi kitlesel yürüyüş
13:39 Demirtaş: Eşit ve adil geleceği birlikte kuracağız
13:24 15 yaşındaki çocuktan 3 gündür haber alınamıyor
13:23 11’inci Yargı Paketi’nin bu hafta Meclis’e sunulması bekleniyor
12:47 Şule Çet'in faillerinden Berk Akand tahliye edildi
12:43 Saadet Partisi Grup Başkanı Kaya: Süreçten umutluyuz ama AKP yeteri katkı sunmuyor
12:17 OECD'nin sağlık raporunda Türkiye sonuncu
11:20 Jin dergi 'Dêrsim Katliamı'nı kapağına taşıdı
11:07 Riha’da işkence edilen çocuk ağır yaralandı
09:42 İki başarı hikayesi
09:35 25 Kasım Kadın Platformu: Taksim'e isyana çağırıyoruz
09:26 AKP’nin 23 yıllık 'suç' kaydı: En az 8 bin 33 kadın katledildi
09:23 Tutsak yakını: Devletin maskesi zindanlarda düşüyor
09:18 'Komisyon İmralı'ya gitmeli, kapılar ardına kadar açılmalı'
09:17 Engelli raporuna rağmen bir bırakıp bir tutukluyorlar
09:15 Wanlı yurttaşlar: Asgari ücret 50 bin TL olmalı
09:05 Metro inşaatındaki göçükte 1 işçi yaşamını yitirdi
09:04 Elektriğe gizli zam: 900 TL gelen fatura bin 900 TL olacak
09:00 16 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:09 Meteoroloji’den Colemêrg, Şirnex ve Wan için sarı kodlu uyarı
15/11/2025
22:11 Ege Denizi'nde deprem
22:05 Kabataş'ta metro inşaatında iskele çöktü
21:45 Zehirlenip yaşamını yitiren ailenin kaldığı otel boşaltıldı
21:39 Tiktok’tan Seyîd Rıza anmasına sansür
21:18 Tuncer Bakırhan: Komisyon derhal İmralı’ya gitmeli
20:59 Hayvansever kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi
20:54 Rojin Kabaiş eylemine ‘uyarı’ cezası
20:19 Brezilya’da binler iklim adaleti için yürüdü
20:07 Seyid Rıza ağıtlarla anıldı
19:55 MAF-DAD kongresinde süreç tartışıldı
19:17 Erzirom ve Xana Axpar’da kadın buluşması
19:07 Anne ve iki çocuğunun ölümüne dair gözaltı sayısı arttı
18:02 Dîlok’ta iş cinayetleri protesto edildi
17:58 Adalet Nöbeti'nde taciz failinin duruşmasına çağrı
17:46 EGEÇEP’ten ortak mücadele çağrısı
17:45 EHP: Asgari ücret 65 bin TL olmalı
17:40 Yazar-ressam Hüseyin Özsoy, Wan’da okurlarıyla buluştu
17:35 Mêrdîn’de taziye evine saldırı
17:33 Seyîd Riza ve arkadaşları için klip: Cigêram
17:30 DADER konferansı: Devlet adım atsın
17:24 ‘Barış ve özgürlükte ısrar ediyoruz’ buluşmasına çağrı
17:23 Barış gazeteciliği paneli: Militarist habercilik dili toplumda düşmanlık yaratır
17:18 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
17:13 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Demokratikleşme olmadan barış olmaz
17:11 Êlih’te taziyelere kitlesel ziyaret
17:02 Kadınlar alanlarda: Şiddetsiz yaşamı birlikte kuracağız
17:01 'Zindandaki Kadınların Öyküleri' okurlarla buluştu
16:49 57 bin ağacın kesileceği rant projesi yargıya taşındı
16:35 Dêrsim’deki doğa mitingine katılım çağrısı: Sesimize ses verin
16:14 Demokratik Birlik İnisiyatifi: Sürecin öncüsü olacağız
16:07 Seyîd Rıza ve yol arkadaşları birçok kentte anıldı
15:55 İzmir Bağımlılıkla Mücadele Platformu kuruluşunu ilan etti
15:51 Takas Pazarı’na yoğun ilgi
15:17 ‘Muhlise Karagüzel ve Kavak’ı derhal serbest bırakın’
14:33 Koğuş değiştirmek isteyen tutsak darp edildi
14:28 COP 30 tepkisi: Ekolojik yıkım derinleşiyor
14:04 Mêrdîn kısa süreli yağışta göle döndü
13:56 İHD 22'nci Genel Kurulu başladı: Devletin Kürt meselesindeki güvenlikçi politikası değişmedi
13:51 Kayıplar için beş kentte adalet talebi
12:56 Cumartesi Anneleri Nazım Gülmez için adalet istedi
12:28 Dêrsim’de Seyit Rıza anması: Mezar yerlerini açıklayın
12:18 Sındırgı’da art arda depremler
10:37 CHP Milletvekili Akgün Alp: Devlet, Abdullah Öcalan ile görüşüyorsa Komisyon neden görüşmesin?
10:28 İşçi servisi devrildi: 14 yaralı
10:14 Nizamettin Kabaiş: Tehditlere rağmen mücadelemiz sürecek
09:24 Dilovası’nda yaşamını yitiren işçi sayısı 7'ye yükseldi
09:23 HDP binalarına saldırı dosyası 10 yıldır neden kapalı tutuluyor?
09:22 Dêrsim'de yüzlerce toplu mezar var: Yüzleşme çağrısı
09:11 Ruhsatsız fabrika yangından sonra mühürlendi!
09:08 Dilan Mızrak: Devlet sürecin hukuki zeminini bir an önce oluşturmalı
09:07 Kültürel hafıza yok oluyor, Ermeni evleri bir bir çöküyor
09:06 Bataklığa sürüklenenler anlatıyor: Ayağım tekerlek olmuş, tamir etmeye çalışıyordum
09:05 Çöken bina, patlayan depo: İhmalin getirdiği ölümlere karşı mücadele edeceğiz
09:04 Selamet Yeşilmen’in failleri 10 yıldır bulunmadı: Adalet bekliyoruz
09:03 Soğuk havalar cep yakıyor
09:03 'Halk ve inançlar arasında problem yok; sorun kanun ve yasalardır'
09:02 'Barışa katkı için Seyîd Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın'
09:01 Devlet merkezli uygarlık sistemin yok edici düzeni: Kastik katil
09:00 15 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:59 Amed'de yollar göle döndü
08:22 Kürdistan kentleri için kuvvetli yağış uyarısı
14/11/2025
23:56 Yeni kurulan TELE2’nin haberine erişim engeli
23:42 Licê'nin Qelesi mezrasında ev baskını
23:19 Şam'da art arda patlamalar meydana geldi
22:50 Gençlerden Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için meşaleli yürüyüş
22:43 DEM Parti eski il eşbaşkanına 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
22:36 Mêrdîn'de fırtınada motosikleti devrilen kurye yaralandı
22:10 Rahman A. boşanma aşamasında olduğu kadını katletti
21:36 Kürdistan kentlerine ayrılan kültür ve turizm bütçesi yüzde 5'in altında
21:23 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê girişlerindeki kontrol noktaları kaldırıldı
21:20 Sabahat Tuncel: Barış bizim için bir tercih değil zorunluluktur
20:46 İstanbul'da Rojin Kabaiş için eylem
20:35 Êlih'te iş cinayeti
19:46 Gülhan'ı katleden faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
19:19 ‘Aç kalalım ama kültürsüz kalmayalım’
18:37 İşçiler 107 gündür eylemde: Taleplerimiz karşılansın
18:24 CHP'den İBB iddianamesine ilişkin HSK'ye başvuru
18:18 DEM Partili Oluç: Eli kulağındadır, kayyım rejiminin sonuna geliniyor
18:08 Riha’da toz taşınımı etkili oldu
18:02 HPG’li İş, kitlesel bir şekilde toprağa verildi
17:32 25 Kasım eylemleri: Dayanışmayla karanlığı yeneceğiz
17:06 Çetin'in taziyesine 'şehit namirin' sloganıyla ziyaret
17:01 Vince çıkan işçilerin eylemi kazanımla sonuçlandı
16:42 DEM Parti Kadın Meclisi direnişteki kadınları ziyaret etti
16:41 DEM Parti Turizm Bakanlığından Kürtçe ve diğer dilleri teşvik edilmesini istedi
15:52 Dilek İmamoğlu: Adalet yara alırsa umut yeşermez
15:19 İHD: 6 bin 94 kişinin yaşam hakkı ihlal edildi
15:00 Bireysel silahlanma protestosu