İşte yasaklı Sur'dan görüntüler

img

DİYARBAKIR- Sur'da 6 yıldır halktan "saklanan" mahallelerin yasaklı yerlerini ilk kez görüntüledik. Erdoğan, Atatürk ve Türk bayrağının asıldığı evlerde ne tarih ne kültür kaldı. 

Kentler, fiziksel bir mekan olmaktan öte içerisinde yaşadığı toplumun özelliklerini ifade eder. Toplumun kültürel ve sosyal durumuna göre şekillenir, bir başka deyişle toplumun rengini yansıtır. Bu nedenle kentler ve içinde yaşayan toplum genelde birbirinden ayrılmaz parçalar olarak görülür. Farklı kimlik ve inançtan kesimlerin uzun yıllardır bir arada yaşadığı Diyarbakır'ın tarihi Sur ilçesi de tüm bu özellikleriyle bilinen kentlerden biri. Ancak kentin hafızası olan Sur, hem sokağa çıkma yasağı sonrası başlatılan yıkımla hem de yerlerine inşa edilen cezaevi mimarili evlerle bu özelliklerini bir bir yitiriyor. 
 
KAÇ YAPI YIKILDI?
 
Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) Dünya Kültür Mirası Listesi'nde yer alan Sur'da, 6 Eylül, 13 Eylül, 10 Ekim ve 28 Kasım 2015 tarihlerinde toplam 4 kez sokağa çıkma yasağı ilan edildi. En son aynı yılın 2 Aralık'ında Cevat Paşa, Dabanoğlu, Fatihpaşa, Hasırlı, Savaş ve Cemal Yılmaz mahallelerinde yasak ilan edildi. Bu yasak dünyanın en uzun süreli yasağı oldu. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'nin (TMMOB) uydu görüntülerine dayandırarak hazırladığı raporlara göre, yasak sonrası 6 mahallenin yüzde 72'si tamamen yıkıldı. Yine cami, kilise, okul, hamamların da aralarında olduğu 334'ü tescilli olmak üzere 3 bin 569 yapı yıkıldı. Son yıllarda bu sayının daha da arttığı belirtiliyor. 
 
 
Bu yapılar yerlerine, F ve S Tipi cezaevlerine benzeyen evler inşa edildi. Daha önce hem havadan hem de iç kısımlarını görüntülediğimiz evler, makine kesimi bazalt taşlarla tek tip ve tek renk şeklinde yapıldı. Kent mimarisine aykırı olan evlerin etrafı uzun süre bariyerlerle kapalı tutuldu. Bir süre önce evlere giriş ve çıkışlara izin verildi. Sur Belediyesi kayyımı Abdullah Çiftçi, Aralık ayında yaptığı açıklamayla 6 mahalleye giriş-çıkış yasağının olmadığını ve sadece şantiye alanlarının kapalı olduğunu belirtti. 
 
İLK GÖRÜNTÜLEME
 
Şantiye alanı olarak gösterilen yerler, yasak sonrası yıkımın en çok yaşandığı Dabanoğlu, Fatihpaşa, Hasırlı, Savaş ve Cemal Yılmaz mahallelerini kapsıyor. Söz konusu yerleri, üzerinden 6 yılı aşkın bir süre geçen yasağın ardından ilk kez görüntüledik. Tek tip evler ile tarihi Hüsrev Paşa Camii'nin arasında kalan sokaktan ilerledikten sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'na bağlı Toplu Konut İdaresi'nin (TOKİ) şantiye alanı içerisindeki bölgenin mimari planlaması göze çarpıyor. Demir saclarla kapalı alana giriş yaptığımızda ise, ellerinde hiltilerle birbirinden güzel tarihi yapılar üzerinde "restorasyon" adı altında çalışma yürüten işçiler ve yerle bir edilen dar sokaklar üzerinde takım elbiseleriyle çalışmaları denetleyen kişilerle karşılaşıyoruz. 
 
 
NEREDEN BAŞLAMALI?
 
Girişlere yasak olduğu söylense de ne şantiye çalışanları ne de restorasyondan sorumlu kişiler, ayakta kalan tarihi yapılar arasında gezilmesine karşı çıkmıyor. Belki de bizim de şantiyede görevli kişilerden olduğumuzu düşünerek, ses çıkarmıyorlar. Bunun üzerine yanımdaki arkadaşımla çantamızdaki fotoğraf makinesini çıkararak, 6 yıldır herkesten saklanan bölgede ayakta kalan tarihi evleri tek tek görüntülemeye başladık. 
 
ENDİŞE VE KORKU
 
Görüntülemeye çalıştığım yerlerin, gazeteciliğe yeni başladığım dönemde ilk haber takibi yaptığım rengarenk dar sokaklar olduğunu düşündüğümde üzerime ağırlık çöküyor. Attığın her adımda bir insan uzvuyla karşılaşacağımı düşünmek, "nereden başlasam" hissiyatı, 6 yıl öncesi yaşanan görüntüler hafızama geldikçe durakaldım; dakikalarca deklanşöre basamadım. Yine herhangi bir patlayıcıya basma ihtimali de üzerime çöken ağırlığın yanı sıra bir korkuyu da beraberinde getiriyor.  
 
Ancak karşımdaki "manzaranın" birkaç ay sonra tamamen değişeceği düşüncesinin aklıma düşmesiyle birlikte karşıma çıkan ilk evi görüntülemeye başlıyorum. Yanımdaki arkadaşımla, büyük oranda yenilenen evin içerisinde yaktıkları ateşin etrafında çalışan işçilerden, bulunduğumuz sokağın ismini soruyoruz. Ancak hiçbirinin Sur'u tanımadıklarını, farklı ilçelerden ve kentlerden taşeron firmalar üzerinden çalışmaları için getirildiğini anlıyoruz. "Film mi çekiyorsunuz" meraklarını, "Evet" şeklinde geçiştiriyoruz.
 
'YASAK ABÊ YASAK'
 
10-15 saniyelik görüntü ile birkaç fotoğraf karesi aldıktan sonra, halen 6 yıllık süreci bize özetleyecek bir mekanı çekmek için ilk evden çıkıyoruz. Dış çekimi yaptıktan sonra yanımıza dikilen ve kendisini "şantiye şefi" olarak tanıtan kişinin engeliyle karşılaşıyoruz. Daha "Abê izin belgeniz var mı?" sorusunun cevabını almadan, "Yoksa, çekim yapamazsınız" diye telkinde bulunuyor. Valilik ve kaymakamlığın yaptığı "Gezip, görebilirsiniz, herkese açık" açıklamalarını hatırlattığımızda ise "Tamam, ama burası yasak?" diyor. İkna olmayacağını anlayıp, elimizdeki birkaç kare fotoğrafımızın da az ileride bekleyen polisler tarafından el konulmasını istemediğimiz için çok da ısrarcı olmuyoruz ve bir sonraki tadilattaki tarihi avlulu eve geçiyoruz. Arkadan yine tanıdık ses: "Yasak abê, yasak."
 
NE RENGİ NE TARİHİ KALMIŞ 
 
İki aracın yan yana geçebileceği şekilde genişletilmiş sokağa tekrardan döndüğümüzde ve sağ tarafımızdaki yere baktığımızda asıl tahribatı daha iyi görebiliyoruz. Yine her 10-15 yapının farklı şirketlere milyonlarca TL karşılığında ihale edildiğini, saclarla çevrili bir başka evin bulunduğu alanda girdiğimizde bizi karşılayan "şantiye şefi"nin farklı bir kişi olmasından anlıyoruz. Hangisinin Hasırlı hangisinin Savaş hangisinin diğer 3 mahalleden biri olduğunu kestirmek zor. Rengarenk desenli ev ve diğer mekanların yerlerine, tek tip "tarihi" mekanlar yükseliyor. Ne eski avlular ne duvarlar ne zemin kaplamaları ne merdivenler ne kapılar ne de havuzlar... 
 
 
Yapıların sokak cephelerinde var olan geleneksel özelliklerinin tümü ortadan kalkmış. Özgün malzeme ve örme tekniğiyle yapılmış duvarlar yerine sade bazalt taşlı duvarlar, kemerli ve kenetli taşlar yerine kaplama bazalt taşlar, büyük avlular yerine küçükleri, killi toprak olan damlar yerine ise betonarme ya da bazalt kaplı damlar inşa ediliyor. Avlulardaki ağaç, havuz ve kuyu gibi önemli öğelerin birçoğundan ise eser yok.  
 
Tarihi evlerin ayakta kalan kısımlarından, üzerinden ağır bir çatışmanın geçtiğini anlamak zor. Ancak içerisine girdiğimiz evlerin hemen yanı başında olan ve ön cepheleri Gazi Caddesi'ne bakan 5-6 katlı binaların delik deşik olmuş duvarları her şeyi özetliyor. 
 
ATATÜRK, ERDOĞAN VE TÜRK BAYRAĞI
 
Biraz ilerledikten sonra Atatürk, AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Türk bayrağının yan yana dalgalandığı restore edilmiş bir yapı ve yapının hemen yanında tüm yaşananlara rağmen ayakta kalmış bir eve rastlıyoruz. Daha fazla ilerlememize izin verilmemesi üzerine sağ taraftan kiliselerin de bulunduğu bölgeye geçiyoruz. Benzer tablo burada da hakim; bazı bölümleri tamamen öne eğilmiş, bazı duvarları tahtalarla ayakta tutulmaya çalışılan evler.
 
 
ELİNDE TELEFON, EVİNİ ARIYOR
 
Bir kadının, elinde telefonla yerle bir edilmiş iki katlı evinin altında çıkan kemer ile labirent şeklindeki kuyuları çektiğine şahitlik ediyoruz. Yine yan komşularının halen ayakta kalan evlerini görüntülüyor. Kim bilir belki kayıt altına aldığı yerleri, bir daha buraya ayak bas(a)mayacak ev sahibi komşularına gösterecek. 
 
HER ŞEYİN ŞAHİTLİĞİNİ YAPAN EV
 
Restorasyonu yapılan yapıların yanı sıra halen el atılmamış evler de beliriyor yanı başımızda. Hem de kentin tüm tarihine ve bütün yaşanmışlıklara şahitlik yapan bir ev. Dışarıdan yeni yapı olarak görünse de içerisine girdiğinizde geniş avlulu, Diyarbakır Evleri'nin tüm özelliklerini taşıyan bir ev. Üst üste atılmış molozların üzerinden dikkatli bir şekilde geçtikten sonra içine ulaştığımız evde, yanımdaki arkadaşımla birbirimizin yüzüne bakıyoruz ve sanki birbirimize "Evet, aradığımız her şey burada" diyoruz tek kelime etmeden. 
 
 
Evin içini gezdikçe bütün yaşanmışlıkları görmek mümkün; yıkılmış duvarlar, kurşunlanmış camlar, şarapnel parçalarıyla farklı desenlere bürünmüş tarihi taşlar, yakılmış eşyalar, çatışmada kullanılan mevziler, arkasına bakmadan göçe zorlanan ailenin açılmamış konserveleri, okunmayı bekleyen kitaplar, pelüş oyuncaklar, çıkan yangın nedeniyle karardığı anlaşılan rengarenk battaniyeler... 
 
İKİ 'HAFIZA' YAN YANA 
 
Evin duvarlarında tünel olarak kullanıldığı anlaşılan koca deliklerden görünen manzara ise, asıl "saklanmak" isteneni anlatıyor; kentin tarihi dokusunun nereden nereye evrildiğini özetliyor. Tek tipli ve tek renkli, cezaevi görünümlü iki katlı evlerden bahsediyorum. Binadaki ağır hava ve karşımdaki ucube yapılar, daha fazla içeride duramayıp biraz çekim yaptıktan sonra dışarıya çıkmama neden oluyor. 
 
KİLİSELERDEKİ DURUM
 
Sur'un tüm tarihini gözler önüne seren ev ve hemen yanı başındaki cezaevi görünümlü yapıları birlikte görüntüledikten sonra bu kez restorasyonu hızlıca tamamlanan kiliselerin olduğu alana geçiyoruz. Ermeni Katolik Kilisesi'nin restorasyonu tamamlanmış ve yeni eşyalarla içi doldurulurken; Mar Petyun Keldani Kilisesi'nin halen tadilatta olduğunu görüyoruz. Bizden kısa bir süre önce valinin ziyaret ettiğini öğrendiğimiz Katolik Kilise'nin ayaklarında halen çatışma izlerini görmek mümkün. Kilisenin yakın zamanda açılışı yapılması planlanırken, hemen yanı başındaki hafızanın nasıl saklanacağı ise meçhul!
 
 
Mar Petyun Keldani Kilisesi'nde ise hummalı bir çalışma yürütülüyor. İhaleyi alan firmanın, buradaki işin "hakkını" verdiğini söyleyebiliriz; Etrafındaki yapılarda kullandığı taşlar ve malzemeler arasındaki farktan yola çıkarak bunu söylemek mümkün. Burada da görüntü alınmasına "yasak" denilerek, izin verilmiyor. Buna rağmen mesleki alışkanlığı bir kenara bırakamayıp birkaç fotoğraf alıp çıkıyoruz. Kiliselerin diğer yanında bulunan alanda da tablo farksız değil. Attığımız her adımda bir çift gözün sizi ve elinizdeki makineyi süzdüğünü hissetmek mümkün. 
 
YAPILARA NE OLACAK?
 
"Yasak abê" diyenlere rağmen şantiye alanındaki son durumun kamuoyu tarafından görülmesini isteyen çalışanlar da yok değil. Biraz önce "şantiye şefi"yle yaptığımız tartışmaya rağmen çekime devam etmemizdeki ısrar mı yoksa fiziki özelliklerimizden mi anlamış bilmiyorum ama bizi "Kürt basını" olarak tarif eden bir şantiye çalışanı, çalışmaların yapıldığı alana parmağıyla işaret ederek, "Çekin, bu rezaleti herkes görsün" demekten kendini alamıyor. 
 
Prefabrik yapıların içinde kimi resmi evraklara göz gezdirenleri göz ucuyla kontrol ettikten sonra ise "Biraz hızlı olursanız iyi olur, sıkıntı çıkarmasınlar" diye uyarıyor. "Bu yapılara ne olacak" sorumuzu ise, "Yapıldıktan sonra ev sahiplerine teklif götürülecek; ya restorasyon çalışmalarının masrafını karşılayıp evini geri alacak ya da bunu karşılayamazsa devlete satacak. Devlet de artık bir vakfa tahsis eder herhalde" ifadeleriyle hızlıca yanıtlıyor. 
 
DUVARLARDAKİ İZLER
 
Mahcup bir tavırla daha fazla yardımcı olamayacağını belirten çalışanın endişesini daha da büyütmemek için bir başka şantiye alanına geçiyoruz. Üst üste yığılmış Sur'un eski taşlarının içerisinden geçtikten sonra halen restorasyon çalışmalarını başlatılmadığı ancak etrafı yavaştan saclarla kapatılmaya başlanan evlerin olduğu alanda buluyoruz kendimizi. Sadece yavru köpeklerin yiyecek aradığı alanda, Sur evlerinin ağır çatışmalara rağmen halen renkliliğini koruduğunu görüyoruz. Turuncu, kırmızı, sarı, mavi renklerinden bir şey kaybetmemişler.  
 
 
Ancak kurşun ve şarapnel parçalarıyla delik deşik olmuş duvarları, bebek resimlerinin çizili olduğu odaları, göç ettirilenlerin yanlarına almaya dahi fırsatı olmayan karşılıklı dizilmiş kanepelerin bulunduğu avluları anlatmaya kelimeler yetmiyor. Her bir kare, belki bir daha yaşadığı yere geri dönemeyecek bir ailenin hikayesi ve yaşanmışlıklarıyla dolu. 
 
Şantiye şantiye gezerken karşımıza çıkan yeni yapılmış karakoldan, yıkıntıların sonuna yani "yolun sonuna" geldiğimizi anlıyoruz. Bariyerlerle etrafı kapatılmış karakolun yanından, bizi takip eden Mobese kameraların altından geçtikten sonra kendimizi Gazi Caddesi'ne atıyoruz. Bazılarının "Toledo'yu görme" hayaliyle gelip ziyaret ettiği ve her şeye rağmen kentlerinden vazgeçmeyen Sur sakinlerinin olduğu cadde. Her adımımızda ara sokaktan görünen karakolun görüntüsü flulaşırken, yerini tarihi Sur'un ayakta kalan yerleri alıyor.
 
MA / Gökhan Altay

Diğer başlıklar

09:25 ‘DEDAŞ mafya olmuş’
09:20 Tahliyesi 3’üncü kez engellenen tutsak: Ölmemi bekliyorlar
09:19 ‘Sorunların çözümü Abdullah Öcalan'ın özgürlüğüne bağlı’
09:13 Rojin Kabaiş’in sıra arkadaşları: Rektör neden saklanıyor?
09:11 Agirî’nin 576 köyünden 379’unun ismi değiştirildi
09:07 Esenyurt’taki mitinge çağrı
09:05 Abdullah Öcalan 2009'da da 'terörist' kavramı için 'gelin tartışalım' demişti
09:00 19 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:54 Birçok kentte kuvvetli yağışlar bekleniyor
08:49 Kuzey Kıbrıs’ta halk sandık başında
18/10/2025
23:53 Dêrazor’un El Bûkemal kentinde patlama
20:55 Mehmet Çetin-Emirali Yağan Dêrsim Kültür ve Sanat Günleri sona erdi
20:36 Amedspor’un yeni başkanı Nahit Eren oldu
20:14 Gazze İnsan Hakları Merkezi: Ateşkese rağmen 35 Filistinli katledildi
19:33 Sigaraya yine zam
18:47 Kadınlar alanlara çıktı: Rojin Kabaiş’in ölümü aydınlatılsın
18:19 Eskişehir'de madencilik faaliyetleri halk sağlığını olumsuz etkiliyor
17:56 Cizîr 1. Kadın Govend Festivali'ne çağrı ziyareti yürüyüşe döndü
17:51 Gençler Abdullah Öcalan için yürüdü: Özgür olana kadar kesintisiz mücadele edeceğiz
17:43 Kutlu ve Akbalık taziyesine kitlesel ziyaret
17:12 'Kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesini büyütmeliyiz'
17:06 'Abdullah Öcalan'la görüşme iradesi ortaya çıkmalı'
16:39 ESP: AKP'ye karşı özgürlük mücadelesini yükselteceğiz
16:04 Hasta tutsaklar Keskin ve İnci için tahliye talebi
15:57 Bakanlıktan Cengiz Holding'e 57 bin ağaç kesmesi için izin
15:53 Amed'te 9'uncu kitap fuarı başladı: 31’i Kürtçe 200 yayınevi okurları bekliyor
14:43 Kadınlar: Cinsiyetçi yaklaşımı kabul etmiyoruz
14:35 Siyasetçilere ceza: Hukukun değil, siyasetin kararıdır
14:15 'Tosun'un katledilmesi münferit değil, bir politikanın sonucudur'
14:14 16 barodan ortak açıklama: Rojin Kabaiş dosyasının takipçisi olacağız
14:03 Dört kentte adalet talebi: Kayıpların akıbeti açıklanmadan barış sağlanmaz
14:00 Gülben Duru'yu katleden fail tutuklandı
13:35 Barış Anneleri konferansı: Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü sağlanmalı
13:34 Agirî'de verilen hapis cezalarına 'provokasyon' tepkisi
13:15 Cumartesi Anneleri: Fehmi Tosun dosyasında adaleti sağlayın
12:49 Cizîr'de taciz failinin cezalandırılması için Adalet Nöbeti başlatıldı
12:35 Entübe edilen gazeteci Aykol'un refleksleri izlenecek
12:06 Gençler Amed'e doğru yola çıktı
11:53 Mezopotamya Su Forumu 2’nci gününde atölyelerle devam ediyor
11:50 Abdullah Öcalan’dan Barış Anneleri’ne mesaj: Özgür kadın kimliği ve bilincinizle mücadele edin
11:13 Eşit ve özgür bir yaşam için Alevilik tartışılacak
11:10 Şemrex'teki şölende Rojin Kabaiş için adalet istendi
09:31 Pontos belgeselleri yapan Yunan gazeteci Türkiye'ye alınmadı
09:27 CHP İstanbul Kongresi’nin de durdurulması istendi
09:02 Kürtçe için çağrı: Anadil mücadelesi toplumsal bir sorumluluktur
09:02 'Kalıcı barışın yolu hapishanelerden geçiyor'
09:01 Bakanlığın iş başvurularında ‘ırkçı’ soru
09:00 ‘Komisyon İmralı'ya gitmeli’
09:00 18 EKİM 2025 GÜNDEMİ
17/10/2025
23:39 Agirî'de 10 kişiye 177 yıl 7 ay hapis cezası
22:39 Beyaz Saray'da Trump-Zelenskiy görüşmesi
22:24 Polis ablukasını aşan gençler, Amed'e doğru yola çıktı
21:52 DEM Partili Berdan Öztürk’e 6 yıl 4 ay ceza
21:25 Mehmet Çetin-Emirali Yağan Dêrsim Kültür ve Sanat Günleri başladı
21:12 Suriye Geçici Hükümeti, Şêxmeqsûd’da 2 genci kaçırdı
20:45 223 işçinin direnişi 79’uncu gününde
19:58 Kadın Zamanı Derneği’nden meme kanseri farkındalık atölyesi
19:48 DEM Parti'den tütün üreticilerine dayanışma ziyareti
19:43 Trump: Abraham Anlaşmaları'na herkes dahil olsun
19:14 Öğrenciler Rojin Kabaiş için ATK'ye yürüdü
19:05 KESK’ten ihraçlar için adalet çağrısı
18:57 KESK’lilerin yürüyüşü sona erdi: Mücadele sürecek
18:53 CHP’li kadınlardan yoksulluğa karşı ses çıkarma eylemi
18:26 Mehmet Nimet Yılmaz 31 yıldan sonra tahliye edildi
18:14 900 milyon yoksul iklim krizinin doğrudan etkisi altında
18:08 Doktorlar yarın Aykol ile iletişim kurmaya çalışacak
17:50 HRW : Kadınlara karşı ayrımcılık kurumsallaştırılıyor
17:47 Rojin Kabaiş’in kardeşi: Bir asır da geçse mücadelemiz devam edecek
17:43 Kurtulmuş’un Amed ziyareti sürüyor: Halkın iradesi esas alınmalı
17:36 Devletin Kürtçe ile imtihanı: Amed’de ‘barış’ sözü, Meclis’te ‘bilinmeyen dil’
17:34 Şemrex'te kadın şöleni panelle başladı
17:25 Yılmaz ve Sıvacı’nın taziyelerine kitlesel ziyaret
17:10 Rezan Epözdemir'in ilk duruşması 19 Aralık'ta
16:26 Aykol'un reflekslerinin ölçümü için ilaçları büyük oranda kesildi
16:21 Yaşamını yitiren Yıldırım için taziye kuruldu
16:14 HPG, YJA Star ve YPS'lilerin taziyesine kitlesel ziyaret
15:53 'Deywan Futbol Turnuvası'nda şampiyon belli oldu
15:42 Kutlu ve Akbalık için Pirsûs'ta taziye kuruldu
15:04 Yurttaşları 'dosyanız var' diyerek dolandıran 2 polis tutuklandı
14:36 Amed'de Kurtulmuş'a 'süreç' tepkisi: Somut adım atın
14:34 Kurtulmuş, Amed Büyükşehir Belediyesi’nde
14:14 Tülay Hatimoğulları KESK heyetiyle görüştü
13:58 Ege Üniversitesi'nden Rojin Kabaiş yürüyüşü: Susmayacağız
13:57 Dêrsim'de KHK eylemi: İhraçlar görevlerine iade edilsin
13:56 Sağlıkçılardan Adalet Nöbeti'ne destek
13:08 ESP'den hapis cezası protestosu
12:58 Gazeteci Aykol'un gün içerisinde uyandırılması bekleniyor
12:50 Kurtulmuş Amed’de: Bu sefer başaracağız
12:42 Emekçiler Madenci Anıtı önünde oturma eylemi başlattı
12:29 Mezopotamya Su Formu başladı: Doğaya ve su varlıklarına sahip çıkalım
12:12 DEM Parti: Savaş ekonomisine karşı dayanışma ekonomisini büyütelim
11:59 Abdullah Öcalan: Umut ilkesi devletin atması gereken bir adımdır
11:57 Ağır yaralanan Suzan Elik yaşamını yitirdi
11:51 Jandarma kelepçeli muayeneye karşı çıkan tutsağı darp etti
11:50 Sermayenin sığınağı AKP: 3 trilyon 597 milyar TL vergiden vazgeçildi
11:12 Gazetecilerden talep: Komisyon gazetecileri dinlemelidir
11:01 Meclis önüne gitmek isteyen KESK'liler ablukaya alındı
11:00 30 yıllık tutsağın tahliyesi 3'üncü kez ertelendi
10:28 Aram Yayınevi'nden 7 yeni kitap
09:34 'Suça karşı farkındalığı oluşmadı' denilerek tahliyesi ertelendi
09:20 Mazlum Ebdî: Entegrasyon konusunda prensipte anlaşmaya vardık
09:19 Birdal: Komisyondan bir heyetin mutlaka İmralı'ya gitmesi gerekiyor
09:18 'Kıbrıs'ta seçimler irademizi yansıtmıyor'
09:17 'Türkiye mültecilerin geri dönüşünü engelliyor'
09:14 Kadınlardan ATK'ye Rojin Kabaiş sorusu: Neyi korumaya çalışıyorsunuz?
09:13 'Çözüm' konuşulurken iktidar ‘güvenlik yolları’ yapıyor
09:12 Rojin Kabaiş’in otopsi işlemine katılan doktor: Tahkikat eksikliği süreci zorlaştırdı
09:04 Azerbaycan’a AİHM kararını uygulatan Komite Türkiye’ye neden uygulatmıyor?
09:00 17 EKİM 2025 GÜNDEMİ
08:25 Can Holding'e ikinci operasyon: 26 gözaltı
16/10/2025
23:06 ESP Eş Genel Başkanı ve 3 kişi hakkında 69 yıl hapis cezası kararı
22:34 İsrail, Lübnan'a hava saldırısı düzenledi
22:25 Engellilik oranı düşürülerek tahliyesi engellendi
22:02 Geçiş Hükümeti güçlerine yönelik saldırıda ölü sayısı 5’e yükseldi
21:59 İsrail askerleri 1 Filistinli çocuğu katletti
21:53 2026 yılı bütçe teklifi Meclis'e sunuldu
21:19 Trump ile Putin'den telefon görüşmesi
20:56 Rojin Kabaiş dosyasında yeni talep: DNA’ların tam tespiti istendi
20:49 DFG, siyasi parti ve komisyon üyeleri ile görüştü
19:42 KESK'lilerden polis ablukasında açıklama: İşimizi geri alacağız
19:34 Dêrsim'de Hakan Tosun için eylem: Hakikatin sesi susturulamaz
19:26 DTK davasında beraat kararı
19:23 Tacize karşı Adalet Nöbeti tutulacak
18:54 Rojîn Kabaiş için eylem: Failler derhal tespit edilsin
18:27 Dil Çalıştayı sona erdi: Kürtçenin statüsü için seferberlik çağrısı yapıyoruz
18:03 İzmir'de kadın cinayeti
17:31 32 yıldan sonra tahliye edilen Öztürk'e memleketinde kitlesel karşılama
17:24 31 yıldan sonra tahliye edildi: Öcalan özgür olmadan hiçbir özgürlüğün anlamı yok
17:08 Dil çalıştayının son oturumu yapıldı: Kürtçe yayın kültürel bir sorumluluktur
17:04 Musa Orhan'ın tutuklanması talebi yine reddedildi
16:58 Gazeteci Hakan Tosun son yolculuğuna uğurlandı
16:26 KHK'lere karşı yürüyen KESK'liler Ankara'da ablukaya alındı
16:00 Dêrsim Barosu’ndan Gülistan Doku davasına dair sorular
15:59 DEM Parti: Saldırılara boyun eğmeyeceğiz
15:54 DEM Parti ve DBP husumetli aileleri barıştırdı
15:50 Silopiya'da bir kadına kesici aletle saldırı düzenlendi
15:49 Kurtulmuş Amed Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret edecek
15:45 Gençlerden yürüyüşe çağrı: Önder Apo’nun fiziki özgürlüğü hayatidir
15:42 Rojin Kabaiş için yürüdüler: Failler bulunsun
15:22 Barış konuşulurken Irak ve Suriye'ye asker gönderme tezkeresi
15:08 Gençliğin 'özgürlük' yürüyüşünün programı netleşti
14:50 Gazeteci Aykol için hastaneye ziyaretler sürüyor
14:14 Dêrsim ve Wan'da öğrenciler Rojin Kabaiş için yürüdü
14:12 Adana’da ‘plastik atık’ yangınına ilişkin suç duyurusu
13:56 Dil çalıştayı: Dil yasağına karşı direnmeliyiz
13:55 Gazeteci Rabia Önver’e ölüm tehdidi
13:54 'Gazeteci Tosun’un ölümüne ilişkin etkin soruşturma yürütülmelidir'
13:20 Bayar, 31 yıl 6 ayın ardından tahliye edildi
13:14 Madagaskar Cumhurbaşkanı ülkeden kaçtı
12:46 Yusuf Gücel’in taziyesine kitlesel ziyaret