Rus akademisyen: Kürt Aleviliği görmezden gelindi

img

HABER MERKEZİ - Kürt Aleviliğinin uzun süre görmezden gelindiğini ifade eden Rus akademisyen Daria Zhigulskaya, bu durumun 1980’li yıllarda Kürt hareketiyle birlikte değiştiğini belirtti. 

Türk ulus-devletinin yüzleşmekle yükümlü olduğu ama ısrarla ötelediği temel sorunlar her geçen gün bir “kar topu” gibi büyüyor. Kürt sorunu, Ermeni Soykırımı, Alevi sorunu bu sorunların başında geliyor. Ulus-devletin 100 yılda başvurduğu tek yöntem “endoktrinasyon” oldu. Bu politika adeta bir “konglomerasyon” yarattı. Bu toprakların “çok renkli” olduğu gerçeği görmezden gelindi. Bu renklerden biri de hiç şüphesiz Alevilerdir. Hegemonya tarafından mülhit, facir, fasık, münkir, mürted gibi birçok sıfata “layık” görüldüler. Katliamlara uğradılar. Lakin eşit yurttaşlık mücadelesinden hiçbir zaman geri adım atmadılar. Şimdilerde yeni bir paradigmanın inşa edilmesini ve demokratik bir sistemin tesis edilmesini bekliyorlar. Aleviliğin tarihi, pratikleri ve teolojik yapısı hiç şüphesiz yurtdışından birçok araştırmacının da ilgisini çekiyor. Bu araştırmacılardan Doç. Dr. Daria Zhigulskaya, Rusya’da Moskova Devlet Üniversitesi Asya ve Afrika Ülkeleri Enstitüsü’nde bilimsel çalışma yürütüyor. “Türkiye Alevileri (Alevity Turtsii)” adlı bir de kitap yazdı. Alevilik üzerine Zhigulskaya’nın görüşlerini aldık. 
 
Öncelikle Alevilik ve Kızılbaşlık kavramlarıyla ilgili görüşünüzü merak ediyorum. Bu kavramlar “etimolojik” olarak nasıl yorumlanabilir?
 
 Kızılbaşlar iki imparatorluğun siyasi çıkarlarına kurban gitmişlerdi. Hem Osmanlı Sünnileri hem de ittifak halinde oldukları Safevi Şiileri tarafından marjinalize edilmişlerdi.
 
Alevilik kavramı oldukça yeni bir tabirdir. Özellikle 20’nci yüzyılda Kızılbaşlık sözcüğüyle (küçümseyici bir tonlaması vardı) yer değiştirdikten sonra yaygınlık kazanmaya başladı. Kızılbaş terimi Safevi hanedanlığıyla yakından bir bağa sahiptir. Bu hanedanlık, Aleviliğin tekâmülünde belirleyici bir faktör olarak görülmelidir. 15’inci yüzyılda İran’ın batısında kalan ve Anadolu’da yaşayan Türkmen (Oğuz) boyları ve bazı gezgin mistik Sufi gruplar (özellikle Vefai dervişleri) Safevilerin destek üssünü oluşturmaktaydı. İtibarı zedelenen Şah Cüneyt (1429-1460) bahsedilen boylar ve gruplar arasında Şii düşüncesini yaymaya başladı. Onun ölümünden sonra henüz 1 yaşında olan oğlu Haydar (1459-1488), müritleri tarafından Allah’ın yeryüzünde cisimleşmiş bir sureti olarak kutsandı. Şah Haydar’ın militan müritleri, başlarına taktıkları 12 dilimli kırmızı başlıklardan ötürü “Kızılbaş” olarak adlandırılıyordu. Bu başlıklar, 12 imamı sembolize etmekteydi. Haydar’ın 1487 yılında dünyaya gelen oğlu İsmail ise bir süre sonra İran’ın en güçlü şahı haline geldi ve Safevi hanedanlığını kurdu. 
Safeviler İran’da gücü ele geçirdikten sonra Kızılbaşlıktan uzaklaştılar ve Onikiciliği (İsnâaşeriyye) benimsediler. Kızılbaşlar, askeri bir elit olarak 1514 tarihli Çaldıran Savaşı’nda Safevilerin safında yer almışlardı. Bu savaştan sonra ise lağvedildiler. Şah Abbas (1587-1629) döneminde Kızılbaş hareketi Onikicilik içinde tamamen eritildi. Çok ilginçtir, Kızılbaşlar iki imparatorluğun siyasi çıkarlarına kurban gitmişlerdi. Hem Osmanlı Sünnileri hem de ittifak halinde oldukları Safevi Şiileri tarafından marjinalize edilmişlerdi. 
 
20’nci yüzyılda Kızılbaşları Alevi olarak yeniden tanımlayan milliyetçi anlatı, yalnızca şüpheli grupları Jön Türk milliyetine entegre etmekle kalmamış aynı zamanda bu grupların İslami mahiyetini onaylamış oluyordu. İslam’ı deneyimlemiş bu gruplar aslında heterodoks olarak görülüyordu. Hâsıl-ı kelam Kızılbaş grupların Alevi olarak yeniden kavramsallaştırılmasında siyasi çıkarlar oldukça etkili olmuştur. 
 
Bu kavramların dışında bazı Osmanlı kaynaklarında “Işık Taifesi” veya “Işıkçılar” gibi tabirler de geçmektedir. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Aleviler/Kızılbaşlar ve bu dinsel gruplar arasında bir bağ var mıdır? Yoksa bu gruplar İslam dışı mıdır? 
 
Biraz önce de bahsettiğim gibi Kızılbaşlık ve Alevilik aynı fenomenlerdir. Alevilik, 20’nci yüzyılın sosyopolitik şartlarında Kızılbaşlık kavramının yerini almıştır. Kimi kaynaklarda, hem akademik camiada hem de genel yazında bazı siyasi koşulların etkisiyle Aleviler, Ehl-i Hak (Yaresani ve Kakai olarak da biliniyor), Êzidîlik vb. diğer senkretik dinlerle aynı kategoride kabul edilmektedir. Senkretik yapıları gereği bazı ortak noktaları olsa da bu grupları aynı kategoride görmenin sağlam temelleri olmadığını düşünüyorum. 
 
Sorunuza bir kez daha dönmek gerekirse, Aleviler arasında son dönemde gelişen yeni bir akım var. Bu akım Aleviliğe ve onun tarihine alternatif bir bakış açısı geliştirmektedir. Işık Aleviliği veya Çınarcılık olarak adlandırılan bu akım, Erdoğan Çınar’ın fikirlerinden hareketle ortaya çıktı. Söz konusu akım 16’ncı yüzyılda bazı Osmanlı kaynaklarının bugünkü Alevilerden “Işık Taifesi” olarak bahsettiği gerçeğinden hareket ediyor. Bu görüşü savunanlara göre Işık Taifesi tabiri, Alevilerle Anadolu Luvileri arasındaki bağın ispatıdır. Luvi sözcüğünün ise Hitit dilinde “ışık insanları” anlamına geldiğini düşünüyorlar. 
 
Kızılbaşların Osmanlı uleması tarafından “mülhid”, “facir”  ve “fasık” gibi adlarla ötekileştirildiği ve devlet ricali tarafından marjinalize edildikleri malumdur. Kızılbaşlık sözcüğünün terminolojik olarak İslamî bir kökeni işaret ettiği düşünülse de bazı ritüellerin ve ibadet öğelerinin İslam dışı olduğu fark ediliyor. Politeist dönemle bir bağı olduğunu düşünüyor musunuz?  
 
Osmanlı İmparatorluğu’nda Alevilerin zulme maruz kaldığı ve ayrımcılığa uğradığı su götürmez bir gerçek… Alevilik bağımsız bir hayat felsefesi veya özgün bir yaşam rotası olarak tasvir edilmektedir. 
 
Osmanlı İmparatorluğu’nda Alevilerin zulme maruz kaldığı ve ayrımcılığa uğradığı su götürmez bir gerçek. Bu durum Alevileri büyük kentlerden uzak kırsal alanda gizemli bir yaşam tarzı benimsemeye ve Sünni çoğunlukla arasındaki münasebetleri minimize etmeye zorladı. Bir de Alevilerin büyük çoğunluğunun Sünnilerle eşit haklara sahip olmak ve tacize son vermek umuduyla laik bir cumhuriyetin kuruluşuna destek verdiği biliniyor. 
 
Aleviliğin yapısına ve temellerine gelince, akademik ve genel yazında son zamana kadar Aleviliğin İslam içi mi yoksa ondan ayrı bir din mi olduğu sorusuna ilişkin net bir cevap verilmemiştir. Genel hatlarıyla Alevilik bağımsız bir hayat felsefesi veya özgün bir yaşam rotası olarak tasvir edilmektedir. 
 
Aleviliğin Anadolu’da tam olarak hangi yüzyılda ortaya çıktığını tespit etmek oldukça zor. Elimizdeki kaynaklar Şiilerin Küçük Asya’da Osmanlı’ya karşı verdikleri mücadelenin gerçekleştiği 16’ncı yüzyıldan önce ayrı bir Alevi zümresinin olmadığını göstermektedir. Anadolu’da birbiriyle yakın ilişki içinde olan ve birbirini etkileyen Sufi akımların çeşitliliğinden bahsetmek muhtemelen daha doğru olacaktır. Sufi tarikatı Vefâiyye ile Şamanizm, Zerdüştlük gibi İslam öncesi inanışların Anadolu’daki eklektik dinsel tabloya olan etkisinden ayrıca bahsetmek gerek. 
 
Aleviliğin kökenlerine ilişkin araştırma yürüten 20’nci yüzyıl Türk tarih yazıcılığı, Mehmet Fuat Köprülü’nün nüfuzu altındaydı. Köprülü, Aleviliğin köklerinin Türklerin eski dini Şamanizm’de mahfuz olduğunu ileri sürmekteydi. Lakin bu teorinin ortaya çıktığı ortamı iyi bilmek gerek. Söz konusu teori, erken cumhuriyet döneminde yeni bir Türk ulusu yaratma idealiyle uyumluydu. Bu konu Markus Dressler’in “Writing Religion: The Making of Turkish Alevi Islam (Bir Din Yazımı: Türk-İslam Aleviliğinin İnşası)” adlı çalışmasında net bir şekilde analiz edilmektedir. 
 
20’nci yüzyılda Aleviler veya Alevilikle ilgili ortaya atılan muhtelif tezlerin (İslam öncesi Türk geleneği ve kültürünün bir mirasçısı Alevilik, sınıf mücadelesinin bir ideolojisi Alevilik, bir Türk felsefesi Alevilik, laik İslam formu Alevilik, Kürtlerin Post-Zerdüşt dini Alevilik vb.) Türkiye’de dinsel, etnik, milliyetçi çıkarların ve sınıf çıkarlarının çatışma halinde olduğu bir karmaşık kimlik politikasının yansımalarıdır. 
 
Özellikle Dersim’de (Tunceli) vuku bulan bazı inanç ritüelleri, son dönemde araştırmacıların dikkatini çekiyor. Bu bölgede yaşayanlar aslında güneşi kutsuyorlar ve Gağan’ı (Gaxand) bir yeni yıl töreni olarak kutluyorlar. Bu inanç öğelerinin İslam öncesine dayandığını veya Zerdüştlüğün izlerini taşıdığını düşünüyor musunuz? 
 
 Kürt Aleviliği kavramı uzun süre görmezden gelindi. 1980’li yıllarda Kürt hareketinin gelişmesiyle birlikte Alevi orijinli Kürt aydınları Türk ve Kürt Aleviliği arasında farklılıklar olduğunu daha gür bir sesle dile getirmeye başladı. Bu şekilde Türk merkezli Alevilik tanımı tartışmalı bir hal aldı.
 
Alevilik konusunda genellemeler yapmanın oldukça zor ve doğru olmadığını düşünüyorum. Alevilik sadece spesifik bir etnik ve linguistik forma indirgenemez. Sadece tek bir standart form esas alınamaz. Elbette Dersimli Kürt Alevilerle Muğla’daki Türk Alevilerin bazı gelenekleri ve ritüelleri büyük farklılık göstermektedir. Hatay’da Arapça konuşan Alevilerin gelenekleri de farklıdır. 
 
20’nci yüzyılda Alevileri yeni Türk toplumuna entegre etme amacıyla Aleviliği kapsamlı olarak yeniden tanımlama sürecinde yanlış bir anlayış ortaya çıktı. Bölgesel bazı farklılıklar teşkil etmesine rağmen Alevilerin ayrı ve homojen bir sosyodinsel grup olduğu yönünde bir anlayış baş gösterdi. Muhtelif Alevi grupları arasındaki iç farklılıklar modernist anlatı ve homojenleştiren ulus-devlet projesi içinde yok oldu. Bu açıdan Alevilik üzerine yapılacak her çalışmanın onun geçirdiği tarihsel ve kavramsal dönüşümü, metodolojik konuların hepsini ihtiva etmesi gerektiğini düşünüyorum. 
 
Türkiye’de Alevilik konusunda yapılan akademik çalışmalarda Anadolu Aleviliğinin Orta Asya’ya dayandığı tezi uzun süre hüküm sürdü. Bu eğilim dönemin siyasi atmosferinde yaşanan birçok baskıyla açıklanabilir. Kürt Aleviliği kavramı ise uzun süre görmezden gelindi. 1980’li yıllarda Kürt hareketinin gelişmesiyle birlikte Alevi orijinli Kürt aydınları Türk ve Kürt Aleviliği arasında farklılıklar olduğunu daha gür bir sesle dile getirmeye başladı. Bu şekilde Türk merkezli Alevilik tanımı tartışmalı bir hal aldı. Aleviliğin köklerinin Şamanizm’e dayandığı iddialarına karşı çıkan Alevi Kürt aydınlar, Zerdüştlük ve Mazdekçiliğin başat etkenler olduğunu ileri sürdü.
 
Yüzyıllar boyu Alevi Kürtler, içinde bulundukları coğrafik izolasyonun bir sonucu olarak Osmanlı-Türk kültüründen uzak kaldılar. Kapsamlı bir genelleme yapmak gerekirse, Alevi Türklerde Türk Şamanizmi, Tengricilik, Orta Asya dinsel motifleri göze çarparken Alevi Kürtlerde Mezopotamya ve eski İrani inanışlar ön plana çıkmaktadır. Örneğin güneş ve doğa güçlerine tapma Dersim toplumunda önemli bir yer kaplamaktadır. Araştırmacı Ali Kemali’ye göre Dersimliler, sabahları güneş ışınlarının toprağa ilk düştüğü yeri kutsarlar. Dersimliler, bu ritüelin Ali’ye dayandığını söylüyorlar. Efsaneye göre Ali, göğe yükselmiş ve güneş haline dönmüştür. Bu gelenek 19’uncu yüzyılda Mardin ve Diyarbakır’daki Êzidî ritüellerine benzemektedir. 
 
Dersim’deki bir diğer dinsel motif “yılan kültüdür”. Eskiden bölgedeki Ermeniler arasında da söz konusuydu. Yılan imgesi, birçok aşiretin ibadet merkezinde bir inanç öğesiydi. Bunun en iyi örneği Erzincan’a bağlı Kiştim köyüdür. 
 
Bahsettiğimiz bu inanç pratiklerinin eski Mezopotamya inanışlarına dayandığını söylemek akla uygundur. Tabii burada verdiğimiz birkaç örnek Alevi Kürtlerin sahip olduğu kültlerin çeşitliliğini yansıtmakta yetersizdir. Daha detaylı ve değerli bilgiler Peter Bumke, Martin (van) Bruinessen ve Erdal Gezik’in çalışmalarında bulunabilir. 
 
 Bildiğiniz üzere Alevilerde cem ritüeli büyük bir önem arz ediyor. Bazı araştırmacılara göre cem, “miracı” sembolize ediyor. Miraç kavramı üzerinden Alevilik, İslam’a dayandırılıyor. Sizce bu tutum doğru mudur? Ceme benzer bir ritüelin Sümerler ve Zerdüştler döneminde de tatbik edildiğine ilişkin bazı görüşler var. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
 
Bu soruya üç açıdan bakmak gerektiğini ifade etmek istiyorum. Üç unsurun ayrıca incelenmesi gerekir. Birincisi Alevilerdeki cem ritüelinin kökeni ve yapısı, ikincisi bu ritüelin Aleviler açısından sahip olduğu kilit işlev ve anlamı, üçüncüsü günümüzde kentleşme ve küreselleşmenin etkisi altında cemin değişen yapısı. Cem ritüelini Zerdüştlüğe ve Şamanizme dayandıran çeşitli teoriler var elbette. Lakin şu an için bu teorilerden herhangi birini mutlak şekilde doğru kabul etmek mümkün değil. 
 
Tanrı’ya ibadet etmeyi ve ruhsal yenilenmeyi sağlayan, sosyal ve bireysel bir kontrol mekanizması olan bu ritüelin amacını kavramak oldukça önemlidir. Cem ritüeli, geçmişte dinsel öneminin yanı sıra eğitim ve halkı bilgilendirme konusunda da bir işlev görmüştü. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde cem ayini, Osmanlı mahkemelerini kullanmayan Aleviler arasında aynı zamanda bir yargı organı gibi işlemişti. Kişisel konular, aile sorunları, birey ve toplum arasındaki sürtüşmeler cem esnasında tartışılırdı. 
 
İkrar/musahiplik cemi, görgü cemi, rızalık alma cemi, dârdan indirme cemi gibi farklı cem türleri var. Her biri, arketipinin taklidi gibidir. 
 
20’nci yüzyılda Türkiye’nin siyasi ve sosyo-ekonomik yapısında meydana gelen değişimler sonucunda yeni ve daha kapsamlı bir Alevilik kavramının ortaya çıktığı söylenebilir. Kentlere doğru yaşanan kitlesel göçler, öncesinde daha kısıtlı bir toplumsal yapıyla ve sözlü gelenekle sınırlı olan dinin mekansal ve sosyal boyutunu dramatik şekilde değiştirdi. Yeni şartlarda, Aleviliğin kollektif ibadet geleneği olan cem de ciddi değişimlere uğradı ve Alevi hareketinin kilit aygıtı haline geldi. Geleneksel cem, sınırlı bir dede-talip topluluğundan oluşurken modern cem daha açık bir yapıya büründü. Yeni cem modeli, Alevi toplumunun bireylerine ulaşmanın yanı sıra dış dünyaya kendini tanıtmaya da çalışmaktadır. 
 
Özcesi, bana göre Alevi çalışmalarının günümüzdeki kilit sorunu Aleviliğin köklerini tek bir spesifik geleneğe bağlamaya çalışmaktır. Bir sosyal ve dinsel fenomen olarak statik yapısının yanı sıra yaşadığı dönüşüm hesaba katılıp ele alınmalıdır. Dar bir coğrafik çerçevede değil de Aleviliği etkileyen bölgeler arası olaylar ve şartlar dikkate alınarak inceleme yapılmalıdır. 
 
Acaba Rus arşivlerinde sıra dışı vesikalara rastlıyor musunuz? Rus araştırmacılar genelde hangi varsayımda bulunuyorlar? İslam Aleviliği konusunda ne düşünüyorlar?
 
Maalesef Rus araştırmacılar, Alevilik ve Aleviler hakkında az şey biliyorlar. Bu konuda çalışma yapanlar arasında bahsedilmesi gereken iki kişi var. Biri akademisyen V.A. Gordlevskiy’in yazdığı makaleler. Diğeri ise Y.A. Averyanov’un yazdığı “Hacı Bektaş Veli ve Sufi Bektaşi Tarikatı” adlı monografidir. 
 
V.A. Gordlevskiy, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde bulunan inançlar ve kültlerle ilgili konulara ilgi göstermişti. Türkiye’deki Sufi tarikatların tarihi, Bektaşi ve Kızılbaş hareketlerin uygulamalarını konu edinen bir dizi makale yazmıştı. Aynı zamanda seyyah dervişler (kalenderler ve abdallar) ve İran Azerbaycan’ı Şiilerinin ritüellerine ilgi göstermişti. 
 
Y.A. Averyanov ise Bektaşiliğin tarihsel, teolojik ve felsefik yönleri üzerine incelemelerde bulundu. Bir de benim Rusya Bilimler Akademisi Şarkiyat Enstitüsü’nde 2014 yılında savunduğum doktora tezi, 20’nci ve 21’inci yüzyılda Alevilerin siyasi ve sosyal tarihini konu edinmektedir. Bu çerçevede “Türkiye Alevileri” adlı kitabım da yayımlandı. İncelemelerimin kapsamını daha da genişleterek bu konu üzerine çalışmaya devam etmekteyim. Ben daha çok Alevilerin modern tarihi, kendilerini kültürel ve siyasi olarak nasıl tanımladıkları, yönetici sınıfla ilişkileri ve sosyal süreçlere katılımı konularına yoğunlaşmaktayım. Aynı zamanda Alevi diasporası, tarihsel hafıza, Alevi farkındalığının yeniden ortaya çıkışı ile yakından ilgilenmekteyim. Çalışmalarımın kapsadığı tarihsel süreçten dolayı arşivlere daha az zaman ayırmak zorunda kalıyorum. Bunun yerine Aleviliğin günümüzdeki poziyonunu keşfetmek için alan çalışmalarına yoğunlaşıyorum. 
 
Rusya’da Alevilik konusunda gözle görülür pek araştırma olmadığı için son zamana kadar akademik çevreler ve yazın dünyası Türkiyeli Alevileri hep Şii olarak kategorize etti. Günümüzde geniş ölçekli bilgiye ulaşmanın etkisiyle Aleviliğe duyulan ilgi her geçen gün artıyor. Gelecekte Alevilikle ilgili yapılacak kapsamlı bir araştırmanın Aleviliğin tarihi ve mevcut pozisyonu konusunda var olan boşluğu dolduracağını düşünüyorum. 
 
MA / İsmet Konak

Diğer başlıklar

10:46 İHD Eş Genel Başkanı Küçükbalaban: Devlet yol haritasını açıklamalı
10:04 Gençler 1 Mayıs’ta kampüslerden alanlara akacak
09:54 Türkdoğan: Süreç Öcalan'ın çözüm paradigmasına uygun sonuçlanmalı
09:47 İBB soruşturmasında gözaltına alınanlar adliyeye sevk edildi
09:44 Aydın'da sağanak sonrası su baskını
09:42 Arife Çınar: Demokratik toplum şiarıyla 1 Mayıs’ta alanlarda olacağız
09:33 Meteorolojiden kuvvetli yağış ve toz taşınımı uyarısı
09:03 Çocuklarını çatışmalarda yitirdi: Çözüm için Meclis’te bir araya gelsinler
09:02 Genç kadınlar 1 Mayıs'ta eşitlik mücadelesini büyütecek
09:02 Besta'da asker gözetiminde korucular eliyle ağaç kesimi
09:01 Baharın nadide çiçeği: Guldexwîn
09:01 Kalp krizi geçiren tutsağın avukatı: Derhal tahliye edilmeli
09:00 'Kadına yönelik şiddet son buluncaya dek mücadelemiz sürecek'
09:00 29 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
07:46 1 Mayıs öncesi ev baskınları
28/04/2025
23:31 ABD Yemen’e saldırdı: 68 kişi hayatını kaybetti
22:42 Meral Danış Beştaş: Barış için hepimize büyük görevler düşüyor
22:30 HDK ve DEM Parti Gençlik Meclislerinden Taksim’e çağrı
21:43 Aksaray’da bir kadın katledildi
21:37 Irak ve Federe Kürdistan'da 1 Mayıs resmi tatil ilan edildi
21:27 DEM Parti: Ahmet Türk kemoterapi sürecini başarıyla atlattı
21:21 İsrail, ateşkes ve rehine takası teklifini reddetti
19:55 Mamak Emek ve Demokrasi Güçlerinden Menekşe Erbay anması
19:46 Gazeteci Ceren Kaynak İskit toprağa verildi
19:40 Erdoğan: Nüfus meselesi beka sorununa dönüşmektedir
19:30 SES, uluslararası sendikal örgütlerin katılımıyla forum düzenledi
19:06 Amediyê’de drone infilak etti: 3 peşmerge yaralandı
18:58 Karşıyaka Emek ve Demokrasi Platformu kuruldu
18:26 Çiftçileri mağdur eden 2 şirket hakkında soruşturma
18:17 Birleşik Kamu-İş: Açlık sınırı 26 bin lirayı aştı
18:13 Önder’in bulunduğu hastaneye ziyaretler sürüyor
18:09 Tunus açıklarında mülteci teknesi battı: 8 kişi hayatını kaybetti
18:07 EGM'den jammer açıklaması
17:51 Halit Oral’ın annesi hayatını kaybetti
17:48 İspanya ve Portekiz’de geniş çaplı elektrik kesintisi yaşanıyor
17:34 Yeni papanın seçileceği tarih belirlendi
17:21 Amed Tiyatro Festivali 4'üncü gününde
17:11 Öğrencilerden 'aile sempozyumuna' mor boyalı protesto
16:37 DBP ve DEM Parti'nin temasları sürüyor
16:05 EMEP'ten Adalet Bakanlığı önünde eylem
14:48 Birçok kentte 1 Mayıs'a çağrı açıklaması
14:43 ‘Roboskî'nin failleri 160 aydır yargılanmadı’
14:34 Irak, Şara'yı Arap Zirvesi’ne davet etti
14:22 12 yılda en az 764 çocuk iş cinayetinde katledildi
14:07 İstanbul'da hissedilen bir deprem daha
14:05 DEM Partili eşbaşkana 2 yıl 1 ay ceza
14:03 İran saldırısında 2 kolber yaralandı
14:02 Kazancı Yokuşu’nda katledilenler anıldı
13:55 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Temel talebimiz Öcalan’ın fiziki özgürlüğüdür
13:30 Depremde annesini kaybeden Kübra Özyurt ifade verdi
13:10 Pexşan Ezizi ile dayanışan öğrenci tutuklandı
13:06 Önder'in durumu kritik: Beyinle ilgili refleksleri azaldı
12:34 İHD güncel verileri açıkladı: 335’i ağır bin 412 hasta tutsak var
12:11 STÖ ve barolar: 'Umut hakkı' düzenlemesi ivedilikle yapılmalı
12:07 Askeri harcamalarda küresel çapta yüzde 9.4 artış
12:03 İBB soruşturmasında gözaltı sayısı 52'ye yükseldi
11:57 Sevk sonrası çıplak arama ve darp
10:26 ‘Konferansta kadın sözleşmesi gerekliliği açığa çıktı’
10:21 YNK ve KDP kabine görüşmelerinde 12’nci tur
10:20 Hastaneden açıklama: Önder'in hayati tehlikesi artarak devam ediyor
10:04 Gazeteci Levent: Türkiye Kıbrıs’taki ilişkilere ses çıkarabilecek pozisyonda değil
10:01 Direniş tarihiyle tanınan mahalle kentsel dönüşüm ve tarikatların hedefinde
09:01 'Şimdi sıra Kürt Ulusal Kongresi'nde'
09:01 'Karar süreçlerinde kadınlar söz sahibi olmalı'
09:00 DEM Parti Newroz coşkusuyla 1 Mayıs'a çağırdı
09:00 28 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
08:52 Kütahya’da 3.9 büyüklüğünde deprem
08:37 Geneviève Garrigos: Rojava’da inşa edilen model Suriye'nin geleceği için önemli
08:24 PKK'den 'kongre' açıklaması
08:21 Samsun'da heyelan: 2'si çocuk 3 kişi öldü
27/04/2025
23:14 İstanbul’da 3.5 büyüklüğünde deprem
22:36 Ankara’da 4 genç tutuklandı
21:35 Xarpêt'te 4.9 büyüklüğünde deprem
20:56 Gazeteci Ceren Kaynak İskit hayatını kaybetti
20:35 Xîzan ve Tetwan’da askeri operasyon başlatıldı
20:11 İran’da patlama: 40 kişi hayatını kaybetti, ulusal yas ilan edildi
20:01 Darp edilerek gözaltına alınan gençlere tutuklama talebi
19:31 DAİŞ’ten kurtarılan Êzidî gençler ailelerine kavuştu
19:13 Xarpêt-Amed yolunda kaza: 25 yaralı
19:07 HDK ve DEM Parti’den 1 Mayıs forumu
18:44 Tanrıkulu: AKP iktidarında 34 bin 908 işçi hayatını kaybetti
18:33 ‘Hapishane Çalıştayı’ sona erdi: Ortak mücadele yöntemleri ele alındı
18:20 Kanada'daki festivalde katledilenlerin sayısı belli oldu
18:11 Gever’de 1 Mayıs’a katılım çağrısı
17:24 Irak’ta seçim zamanında yapılacak
17:19 Önder’in doktorlarının yarın açıklama yapması bekleniyor
17:03 Bismil’de Kadın Emeği Buluşması'na büyük ilgi
16:26 'Kötülerin inşa ettiği sistemini kibritle tutuşturacağız'
16:20 İdam cezalarına sessizliğe karşı açlık grevi başlattı
15:37 ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ talebiyle yürüyüş
15:30 DBP ve DEM Parti heyeti Reqa'da temaslarını sürdürüyor
15:29 'Rojin Kabaiş'in dosyasında bağımsız soruşturma başlatılsın'
15:17 Tanju Kaya için taziye kuruldu
14:57 MATUHAYDER yeni yönetimini belirledi: Tecrit kalkmalı
14:35 Hums’ta toplu mezar bulundu
14:12 Meral Danış Beştaş: Süreçte en önemli nokta Öcalan'ın özgür çalışma koşullarıdır
13:55 İstanbul Maratonu’nda KHK eylemi
13:46 İran’daki liman patlamasının bilançosu ağırlaşıyor
13:22 İdam edilen Heydaranlu'nun cenazesi ailesine verilmiyor
12:53 Kadın Sığınakları Kurultayı ara toplantısı sona erdi
12:52 Ateşkese rağmen üç günde bin 164 saldırı
12:22 Çiğdem Kılıçgün Uçar: Öcalan’ın özgürlüğü sağlanmalı
12:18 İşte Rojava Kürt Birliği ve Ortak Tutum Konferansı’nda onaylanan belge
12:11 Cizîr ve Amed'de yerel yönetimler kadın toplantısı
11:26 Kanada'da bir araç, festivaldeki kalabalığın arasına daldı
09:46 Kenanoğlu: Sırrı Süreyya Önder’in barışın toplumsallaşmasına rolü büyük
09:39 ‘Kürt Birliği Konferansı Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine toplandı’
09:35 Mersin'de 'çatı zorunluluğu' kararına tepki
09:31 DGD-SEN Genel Başkanı Neslihan Acar’dan 1 Mayıs çağrısı
09:24 Kadınlar uyuşturucuya karşı mücadelede kararlı
09:17 Amed’de 1 milyon kişiye süreç anlatılacak
09:14 Muğla Emek Benim Kadın Derneği Başkanı: Eşitsizlik şiddeti de besliyor
09:10 Tokat Cezaevi'nde 7 aydır tutsakların tedavisi engelleniyor
09:09 Gazeteci Tar: Kıbrıs önemli bir güzergahta, Kürtler önemli bir pozisyonda duruyor
09:08 Çatışmalı süreçte ailesinden 19 kişi yaşamını yitirdi: Devlet adım atsın
09:04 Kürt Dirilişi Belgeseli: Bir külliyat, bir referans, bir kaynak
09:00 27 NİSAN 2025 GÜNDEMİ
08:51 Jin Dergi'nin yeni sayısı: Benim Bedenim! Benim Kararım!
00:03 Kürt birliği coşkusu: Kuzey ve Doğu Suriye’de kutlamalar
26/04/2025
23:58 İran'daki patlamada 14 kişi hayatını kaybetti
23:19 MSD: Konferans kolektif ruhun direnişini ortaya koyan tarihi bir adımdır
23:08 Dêrik'te şüpheli çocuk ölümü
22:50 Rojava’ya Destek Cephesi’nden Özerk Yönetim Temsilciliği’ne ziyaret
22:34 Manisa'da 9 inşaat işçisi yaralandı
22:06 Meral Danış Beştaş: Özgür yarınları hep birlikte inşa edeceğiz
21:41 Romeo û Juilet oyununa izleyicilerden tam not
21:36 Macron ve Zelenski, ateşkesi görüştü
21:30 Binlerin katıldığı şölende Abdullah Öcalan posteri açıldı
21:21 ‘Diplomasız Erdoğan’ sloganı atan 20 yaşındaki genç tutuklandı
21:18 AKP döneminde İBB’de yapılan yolsuzluğu paylaştı: Soruşturun da görelim
21:14 Almanya’da Demokratik Kürt Toplum Merkezi’ne polis baskını
20:45 Gençlerin darp edilerek gözaltına alınması protesto edildi
19:34 İbrahim Ahmed ödülleri Mazlum Ebdî ve Amedspor’a verildi
19:06 Kandilli Rasathanesi: İstanbul’da artçı depremler sürecek
19:03 İran-ABD 3’üncü tur görüşmeleri sona erdi
18:32 ‘Toprağın kültürü, doğanın bilgeliği’ paneli düzenlendi
17:52 DEM Parti İzmir İl Örgütünden 1 Mayıs'a çağrı
17:39 HDK’den barış paneli: Barışın kendisi bir yoldur
17:31 Kahire’de ‘Öcalan’ın düşüncelerinde Ermeni Davası’ paneli
17:14 DEM Parti'den İBB'ye yönelik operasyonlara tepki
17:11 9 yaşındaki çocuk tarla sürerken ağır yaralandı
17:10 GES projesine karşı kazanan köylüler: Toprağımızı koruyacağız
16:30 Önder’in tedavisi 11’inci gününde: Hayati tehlike devam ediyor
16:11 Kürt Birliği Konferansı’nın sonuç bildirgesi açıklandı: Ortak heyet kurulacak
14:59 4 yıldır talanın sürdüğü Besta’da fidan dikildi
14:38 Ağır hasta tutsak Yanık ve Elbi'nin tahliyesi için çağrı
14:31 Konferans katılımcıları: Kobanê Direnişi’nde Kürtlerin birliği sağlandı
14:28 Uyuşturucuya karşı ‘Şiyar Be Platformu’nun kuruluşu deklere edildi
14:07 Kayıp yakınlarından Amed, Colemêrg, Êlih ve İzmir’de eylem
14:05 Xorkom'da 1 ayda 3 yangın