Bozarslan: Putin Ukrayna savaşıyla Türkiye’yi tuzağa çekti

img

İSTANBUL - Rusya- Ukrayna savaşında diplomatik bir çözüm bulunmazsa dünyanın 10 yıllık bir gerilla savaşıyla karşı karşıya kalabileceğine dikkat çeken tarihçi Prof. Dr. Hamit Bozarslan, Putin’in aynı zamanda Erdoğan üzerinden Türkiye’yi kendisine bağımlı kılarak tuzağa çektiğini söyledi. 

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik savaş 20’inci gününde sürüyor. “Hegemonya savaşı” olarak tanımlanan bu savaş nedeniyle binlerce sivil, kadın, çocuk ve asker yaşamını yitirdi. Bunun yanı sıra milyonlarca insan da yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kaldı. Dünya eko-sistemi ağır silahlarla tahrip ediliyor, kentler yakılıp yıkılıyor. ABD, İngiltere ve AB ülkeleri bir yandan Rusya’ya yaptırım uygularken diğer yandan Ukrayna’yı silah deposuna dönüştürüldü. Rus ordusunun saldırıları ise durmuyor. 
 
Savaşın seyri, gelişimi ve sonuçlarıyla Türkiye, Suriye ve Ortadoğu’ya yansımasını Paris’te yaşayan Sosyal Bilimler İleri Araştırmalar Okulu (EHESS) Öğretim üyesi tarihçi ve siyaset bilimci Prof. Dr. Hamit Bozarslan’la konuştuk. 
 
Öncelikle şunu sormak istiyorum. Bu savaş kimin savaşı, halkların mı, devletlerin mi, egemen güçlerin mi? 
 
Bu savaşı anlayabilmek için öncelikle son 20 yılın literatürüne, Putin’in söylemlerine bakmak gerekiyor. Bu söylemler arasındaki en önemlisi Putin’in 21 Şubat’taki konuşmasıdır. Bu konuşma 11 sayfadan oluşan çok uzun bir konuşma. Konuşmanın 9’uncu sayfasında Putin “Ukrayna diye bir halk yoktur, Ukrayna hiçbir zaman olmadı. Ukrayna eşittir komünizm. Ukrayna’yı komünizm kurdu, Lenin kurdu. Stalin, Lenin’in hatalarını düzeltmeye çalıştı fakat başarılı olmadı” diyordu.  Burada söz konusu olan durum bir halkın varlığının tamamen reddedilmesidir. İkinci olarak da Putin; geçmişten, tarihten intikam almak istiyor. Son 20 yıllık söylemlerinde bu hissediliyordu ama kimse ciddiye almak istemedi. Fakat Putin, yaşanan dönemin geçmişten intikam almanın yolu olarak değerlendiriyor. Geçmişten intikam alınması aynı zamanda Putin’in kendisini bir imparatorluk kurucusu olarak görmesinden kaynaklanıyor. Rusya tarihinde 3-4 tane imparatorluk kurucusu var. Bunlardan ilki Vladimir’dir. Ki Vladimir Rus imparatorluğunu kuran çar olarak ortaya çıkmakta. Bunlar arasında 4’üncü İvan var ve Stalin de var. Putin’in yapmak istediği 4’üncü ya da 5’inci kurucu İmparator olarak tarihe geçmek istiyor. O açıdan bunları ele almadan olup bitenleri anlayabilmek çok zor. Çünkü söz konusu olan iki halk arasındaki bir savaş değil. Ukrayna hiçbir zaman Rusya’ya saldırmadı. Hatta Donbass’ta çatışmalara rağmen bir savaştan bahsedebilmek mümkün değil. Söz konusu olan şey Putin’in Ukrayna’nın, Ukrayna halkının varlığını tümüyle reddetmesidir.
 
 Putin’in bu hamlesini nasıl buluyorsunuz? 
 
Putin’in bu hamlesi kendisi açısından rasyonel değildi. İki nedenden dolayı rasyonel değil. Birinci nedeni İbn Haldun çok açık bir şekilde ortaya koyuyor. İbn Haldun bir Arap. Fakat Arapların yeniden imparatorlaşma projesini büyük bir çirkinlik olduğunu görüyor. Çünkü imparatorlaşma projesi 3 şeyi beraberinde getiriyor. Bunlardan birincisi asabiyet diğer bir deyişle gerginlik. İkincisi bir dava, üçüncüsü fedakarlık duygusu. İbn Haldun imparatorluğun kurulmasının çok büyük bir maliyetinin de olduğunu belirtiyor. Fakat Rusya’da saydığımız bu üç şey de yok. Kısmen de olsa Rusya’dan bir asabiyet var ama kendisini feda etme tahammülleri yok ve bir dava da yok. Bu nedenle stratejik olarak Putin’in yeniden kalkıp imparatorluk hayali kurması ve bunu kurmaya çalışması akıl almaz bir mantıksızlık. Evet, belki Rusya Ukrayna’yı yerle bir edebilir. Fakat bu durum bir imparatorluğun kurulabileceği anlamına gelmemektedir.
 
Putin savaş kararını açıklarken Lenin üzerinden komünizmi suçladı. Ancak bir yandan da Ukrayna’da Neo-Nazizm suçlamalarında bulundu. Hitler dönemine ait ritüellerin revaçta olduğu ileri sürdü. Bir biriyle çelişkili bu tutumu nasıl değerlendiriyorsunuz? 
 
Ukrayna milisleri arasında Nazizm’e hayranlık besleyen bazı milislerin olduğu kesin. Ukrayna milliyetçiliğinin bir kısmının anti-Rus birlikteliğe sahip olduğu da kesin. Fakat Rusya’da da son 20 yıldır hakim olan ideoloji Nasyonal Bolşevizm. Nasyonal Bolşevizm, faşizmin ya da Nazizm’in Rusyalaştırılmış bir versiyonudur. Putin’in 21 Şubat söyleminde kullandığı kategorilerin hemen hemen tümü Nazizm’den gelen kategoriler. Hem düşünce düzeyinde hem milisler düzeyinde Nazizm’i bulmak isteniyorsa Rusya’ya bakmak gerekiyor. Wagner şirketinin adının Wagner olması dahi Nazi perspektifinden kaynaklıdır. Yani o yüzden kalkıp Ukrayna’yı Nazizm’le suçlamak akıl alacak bir şey değil. Eğer Ukrayna’da Nazi milisleri varsa bunların temizlenmesi gerekiyordu, hala da gerekli. Fakat bugün Nazizm’e en çok benzeyen rejim Putin’in Rusya’sıdır. Bunu da görmek gerekiyor.
 
 Bu savaş aynı zamanda “Oligarkların savaşı” olarak değerlendirenler de var. Yani Ukrayna’ya hakim olan 7 oligark ile Putin’in yanında yer alan 30’dan fazla oligarkın savaşı… Siz buna nasıl bakıyorsunuz? 
 
Putin,  “Ukrayna milleti yok. Ukrayna’yı komünistsizleştirmek gerekiyor” diyor. Ukrayna’nın komünistsizleştirilmesinin anlamı Komünistler tarafından kurulan Ukrayna’nın yok edilmesidir. Ancak burada bir hata var. Ukrayna’yı Lenin kurmadı, ondan önce de vardı. 
 
Rusya’nın bir ologarklar İmparatorluğu olduğu çok kesin. Ama ekonomi her şeyi açıklamıyor. Oligarklar ekonomiye sahip olsalar bile siyasi kararları onlar almıyor. Sanırım Karl Marx bunu 1850’lerde görmüştü. Marx açısından Bonapartizm ille de burjuvazinin bir iktidarı değildi. Evet, iktidar ile ekonomik güç arasında her zaman bir devamlılık olmuştur. Bu Nazi Almanya’sından da geçerliydi. Fakat Nazi Almanya’sını yöneten bu güçler değildi. Bu durum Ukrayna için de geçerli. Ukrayna’da da oligarkların olduğu kesin. Fakat orada olup bitenler çok uzun yıllara dayanan bir demokrasi ve millet olarak var olabilme beklentisiydi.
 
Şuan ki Ukrayna lideri Zelenskiy’i ele aldığımızda şunu görüyoruz; Birinci olarak bu kişi bir Yahudi. Hem annesi hem de babası bir Yahudi. Onun için kalkıp Yahudi’nin yönettiği bir ülkeyi Neo-Nazi ile suçlayabilmek olacak bir şey değil. İkincisi bu kişinin anadili Rusça. Kültürel olarak Zelenskiy’nin geldiği yer Rus kültürü. Zelenskiy’nin en çok istediği şey batıya entegre olmuş bir Ukrayna’nın Rusya’yla düşmanlaşmadan bir kardeşlik ve eşitlik ilişkisi içerisinde yaşamak. O yüzden diyorum Putin’in 21 Şubat’taki metnini tekrar tekrar okumak gerekir.
 
Putin,  “Ukrayna milleti yok. Ukrayna’yı komünistsizleştirmek gerekiyor” diyor. Ukrayna’nın komünistsizleştirilmesinin anlamı Komünistler tarafından kurulan Ukrayna’nın yok edilmesidir. Ancak burada bir hata var. Ukrayna’yı Lenin kurmadı, ondan önce de vardı. Ukrayna’yı aslında Sovyetleştiren Lenin ve Troçki idi. Putin, Boris Nikolayeviç Yeltsin konusunda en ufak bir söz söylemiyor. Halbuki Sovyet İmparatorluğunun çöküşünde en önemli rolü oynayan Yeltsin’in kendisidir. Rusya’nın imparatorluktan bağımsız olması gerektiğini, Rusya’nın Sovyet Cumhuriyetlerinden kurtulması gerektiğini dile getiren Yeltsin ve o dönemin Rus elitleridir. Bunlar eleştirilmeden sorumluluğun Lenin’e yüklenilmesi de doğru değildir. O yüzden oligarlklar arasındaki bir savaşta, emperyalisler arasındaki paylaşım savaşında değiliz. Tümüyle şiddetli bir imparatorluk nostalyasının yaşandığı bir dönem. 
 
 Bu nostalya sadece Rusya’da mı yaşanıyor?
 
Tabiiki de değil. Türkiye’de Erdoğanizmin söylemlerine baktığınız zaman aynı durumu görürüz. O yüzden her şeyi bir paylaşım savaşıyla açıklamak veya açıklamamak ya da bir oligarkların savaşıyla açıklamamak gereklidir.
 
  ABD başta olmak üzere çok sayıda devlet Rusya’ya yönelik yaptırımlar uyguluyor. Bundan dolayı da birçok kriz ortaya çıkmış durumda. Bunlardan birisi de petrol krizi. ABD başkanı Biden, geçtiğimiz gün petrol için Venzüella lideri Maduro’yla görüştü. ABD-Rusya arasında bir denge değişikliği mi oluyor?
 
Bu sorulara şimdiden yanıt vermek çok erken. 3-4 ay sonra belki de güz aylarında bu sorulara cevap verebilecek durumda olacağız. Fakat şunu görüyoruz; Avrupa’da her şeye rağmen Putin’e belli bir güven vardı ve “sözünün eri” olarak değerlendiriliyordu. Hiç kimse Avrupa’da böyle bir saldırının başlayabileceğini tahmin etmiyordu. Bu durum Avrupa liderleri arasında ABD’yle bir ittifak yapmaktan başka bir çare olmadığının açıkça anlaşılması anlamına gelmektedir. Çünkü Avrupa son 20 yıldır hiç bu kadar ABD’ye ve NATO’ya yakınlaşmamıştı. Buna bakarak Putin’in çok yanlış bir hesap yaptığını da görebiliyoruz. Yaşanan bu savaştan dolayı Avrupa şiddetli bir kriz döneminden geçebilir, bazı memnuniyetsizlikler de olabilir. Ama Kovid-19 krizi Avrupa ülkelerinin gerekirse bütçe açıklığını çok daha fazla arttırabileceğini de gösterdi. Yani Avrupa’da maddi imkanlar çok fazla. Dünyada petrole ve gaza olan ihtiyacın azalması, yeni teknolojiler, yeni enerji kaynaklarının bulunması ve Maduro gibi antidemokratik iktidarlara da belli bir tolerans gösterilmesi söz konusu olabilir.
 
Ukrayna’nın bu süreçte yalnız bırakıldığı bu nedenle NATO’nun zayıfladığını düşünen bazı kesimler de var…
 
1945’te başlayan Ukrayna ve Beyaz Rusya gerillası arasındaki savaş dışarıdan hiçbir destek almamalarına rağmen ne kadar devam etti? Şuanda çok büyük bir ihtimalle eğer Rusya geri çekilmezse veya diplomatik bir çözüm bulunmazsa 4-5 hatta 10 yıllık bir gerilla savaşıyla karşı karşıyayız diyebiliriz.
 
Bu denklemin çok bilinmeyen terimleri var. Bu terimler nasıl ortaya çıkacak ve nasıl gelişecek bilemiyoruz. Şu kesin; ABD dahil sanırım hiç kimse 3 ay önce böyle bir senaryonun ortaya çıkabileceğini tahmin edememekteydi. Bugün Ukrayna’nın yalnız bırakıldığı kısmen doğru. Kısmen diyoruz çünkü en azından Almanya’nın binlerce roket gönderdiğini biliyoruz. Bu roketler aynı zamanda Sovyetlerin Afganistan’daki yenilgisini açıklayan roketler. Şuan Rus helikopterlerin, uçaklarının düşmesine neden olan roketler. Savaşın 4’üncü günlerinde TASS haber ajansında küçük bir haber geçti. Bu haber büyük ihtimalle Rus ordusunun içerisinden gelen bir haberdi. 4 günde 26 uçağın, 27 helikopterin yüzlerce tankın ve 450’den fazla zırhlı aracın yok edildiğini dile getirmekteydi. Burada çok uzun erimli bir savaşla karşı karşıyayız. 1945’te başlayan Ukrayna ve Beyaz Rusya gerillası arasındaki savaş dışarıdan hiçbir destek almamalarına rağmen ne kadar devam etti? Şuanda çok büyük bir ihtimalle eğer Rusya geri çekilmezse veya diplomatik bir çözüm bulunmazsa 4-5 hatta 10 yıllık bir gerilla savaşıyla karşı karşıyayız diyebiliriz. Burada NATO’nun zayıfladığını pek düşünmüyorum.  Avrupa’da Rusya’ya çok büyük hayranlık duyan hatta Rusya’nın finanse ettiği radikal saha hareketler bile artık kalkıp Rusya’yı savunamıyor. Bu kısmen radikal sol içinde geçerli. Putin’e çok büyük bir hayranlık duyanlar da vardı. Bugün bu hayranlıktan artık hiçbir şey kalmadı.
 
İkinci olgu Avrupa’nın tümünde ABD ile ittifaklaşmanın artık bir zorunluluk olduğu bilinci veya fikri oluşmakta. Bu nereye kadar gider bilinmez. Avrupa içerisinde çok uzun zamandır Avrupa’nın kendi stratejik vizyonuna sahip olması gerektiğini düşünenler de var. Böyle bir vizyon oluşabilir mi?
 
Bu konuda bir şey söyleyebilmem mümkün değil. Bu sorulara çok çabuk cevap vermektense beklemek daha doğru. Çünkü ortadaki dinamikler aynı zamanda gelişen dinamikler. Yani çok büyük bir hızla değişebilen dinamikler. Bu dinamikler nereye yol alacak bunları şu anda bilebilmenin imkanı yok.
 
Peş peşe büyük yaptırım kararları açıklanıyor. Savaşın Rusya’ya ekonomisine yansıması nasıl olacak?
 
Büyük ihtimalle Rusya veya Putin “Ukrayna iki gün direnecek. İki günde her şey bitmiş olacak. Bunu büyük bir oldubitti olarak dünyaya dayatabileceğim” diye düşünüyordu. Fakat bu olmadı. Tam aksine hem Ukrayna direndi hem de dünyada Rusya’ya karşı büyük bir öfke oluştu. Rus ekonomisi bu kısa süre içerisinde bir yıkım noktasına geldi. Bunun ötesi de gelebilir. Yani 3 ay sonrasına, Kasım-Aralık sonlarına kadar ne kadar dayanabilirler, bunun cevabı açık. Tabii bu durum Putin’in devrileceği anlamına gelmemekte. Rusların kalkıp Putin’e karşı bir isyan girişiminde başlayacağı anlamına gelmemekte. Fakat bu durumun ekonomik bedeli çok büyük. Bu ekonomik bedeli şu şekilde özetlemek mümkün; Sadece Pentagonun bütçesi Rus milli gelirinin yarısıdır. Pentagonun bütçesi 750 Milyar Dolar iken Rusya’nın milli geliri Bin 600 Milyar Dolar kadardı. Şuanda rublenin erimesiyle bu çok daha fazla düşmüş durumdadır. Bunun üzerinde Rusya’nın kalkıp da yeni bir soğuk savaşa girişmesi, bu savaşı kazanması mümkün değil.
 
 Buradaki savaşın bir de Türkiye’ye yansıması var. Türkiye şu an Ukrayna özellikle de Rusya’ya birçok açıdan bağımlı. Siz bu etkiyi nasıl görüyorsunuz? Bu savaş Türkiye’yi nasıl etkiliyor, etkiler?
 
Türkiye’nin kalkıp bugün Rusya’ya karşı manevra yapmasının getireceği çok büyük bedelleri var. Bu bedel her şeyden önce ekonomik bir bedel. Gaz ve petrol açısından ha keza çok büyük bir bağımlılığı var. 
 
Her şeyden önce Türkiye Rusya’nın tutsağı olarak değerlendirebiliriz. Bu tutsaklık Suriye’de çok açık bir şekilde ortaya çıktı. Rusya’nın Kürtlere en ufak bir nefreti dahi yok. Ama Afrin’i çok rahat feda edebildiler. Türkiye, Afrin’i 72 gün boyunca bombaladıktan sonra tam cihadistana dönüştürdü ve orada etnik bir temizlik yaşandı. Rusya buna karşı en ufak bir tepkide bulunmadı. İnsan hakları konusunda bir iki küçük demeç verme dışında. Türkiye bugün Ukrayna’ya bağımlı değil. Ukrayna’yı rahatlıkla feda edebilecek bir konumda. Bunu Uygur Türkleri olarak tanımladığı grubun nasıl feda edildiğinden biliyoruz. Yarın Filistin meselesi çok büyük bir ihtimalle feda edilebilecek. Türkiye’de ezilenlere karşı çok büyük bir sempati olduğunu söylemek mümkün değil. En azından Erdoğanizmin siyaseti bu perspektifle değerlendirilebilinir.
 
Fakat bu yaşananlar aynı zamanda Türkiye’nin tamamen Rusya’nın tutsağı olmasını da beraberinde getirdi. Türkiye’nin kalkıp bugün Rusya’ya karşı manevra yapmasının getireceği çok büyük bedelleri var. Bu bedel her şeyden önce ekonomik bir bedel. Gaz ve petrol açısından ha keza çok büyük bir bağımlılığı var. Aynı zamanda İdlib ve Afrin’de de Türk varlığının kurulması ancak ve ancak Rusya’nın izniyle mümkün olabilir. O yüzden Türkiye’nin kalkıp bir manevra sahasına sahip olduğunu düşünmek zor.
 
Erdoğan’da Putin gibi tarihten bir rövanş almak istemekteydi. Rojava’nın yok edilmesi düşüncesi bunun bir parçasıydı. Bugün Kuzey Irak’ta, Güney Kürdistan’da yapılan saldırılar Türkiye’nin nasıl bir imparatorluk kurmak istediğinin, imparatorluk çizgisinin hayata geçirilmek istendiğinin bir göstergesidir.
 
Türkiye bu savaşta tarafsız bir pozisyonda durmaya çalışıyor. Ne kadar sürdürülebilir bir politikadır? 
 
Ne kadar sürer bilemiyorum. Çünkü her iki taraf da şu anda Türkiye’nin zayıflamasını istememekte. Türkiye’nin tamamıyla karşı tarafa geçmesini de istememekte. Fakat dediğim gibi en belirleyici olan olgu Türkiye’nin manevra sahasını yok etmiş olmasıdır. Eğer Putin bir karar verirse bugün İdlib’te çok büyük bir saldırı başlayabilir. Bu saldırının fiyatı Türkiye açısından prestij olarak çok büyük olabilir. Türkiye tümüyle bunun bilincinde. Zaten bunun bilincinde olduğu için bir taraf tutmak istememektedir. Eğer Rusya gaz ve petrol konusunda Türkiye’ye bir ambargo uygulamaya kalkarsa bu Türkiye ekonomisinin felç olmasını da beraberinde getirir.
 
Türkiye’nin tarihsel Kürt korkusu yaşanan savaşta taraf tutmanın önüne geçiyor diyebilir miyiz?
 
 
 Bu tarihsel korku bir türlü aşılamayan bir korku. Çünkü nasıl ki Putin Ukraynalıları bir millet olarak kabul etmiyorsa Türkiye’de Kürtleri bir millet, tarihin bir öznesi olarak var olmasını kabul edemiyor.
 
 
Bu tarihsel korku zaten Türkiye’nin Suriye siyasetini belirledi. Hatta S-400’lerin alınması bile bu tarihsel korkunun bir parçası. Bu tarihsel korku bir türlü aşılamayan bir korku. Çünkü nasıl ki Putin Ukraynalıları bir millet olarak kabul etmiyorsa Türkiye’de Kürtleri bir millet, tarihin bir öznesi olarak var olmasını kabul edemiyor. Bundan dolayı ister istemez şiddet siyasetin dışında başka bir siyaset geliştiremiyor. Bazen reform dönemleri olabiliyor. Bu bir yıl-iki yıl sürüyor. Ondan sonra yeniden titreyip kendisine geliyor. Titreyip kendisine gelmek aynı zamanda anti-Kürt politikalarına dönmek oluyor.
 
Fakat Avrupa şu anda kesinlikle S-400’lerin kullanılmamasını istiyor. Günün birinde özellikle şimdiki NATO sekreterinin görevinden ayrılmasından sonra Türkiye’nin NATO’ya çok daha sadık olması istenecek. Onun için Türkiye ne yapabilecek. Şu anda bunu öngörmek mümkün değil. Evet, Ukrayna savaşının hedefi Türkiye değildi fakat Putin bu savaşla Türkiye’yi tam bir tuzağa soktu.
 
*Nasıl bir tuzak?
 
“Benden ayrılamazsın, Avrupa’ya ABD’ye daha fazla yaklaşamazsın. Benim boyunduruğumdasın” tuzağı ve mesajı verilmektedir.
 
Bir de Suriye’deki paramiliter güçlerin Ukrayna’ya savaş için götürüleceği söylentileri var. Bu sahadaki durumu nasıl etkiler? Bir vekalet savaşına döner mi?
 
Ukrayna’da şuanda iki kuvvet sahaya sürümüş durumda. Birincisi Rus ordusu. Ki bu ordunun ne kadar beceriksiz olduğu şimdiye kadarki süreçte ortaya çıktı. Özellikle kara ordusunun ne kadar beceriksiz olduğu ortaya çıktı. İkincisi de kısmen Kozak paramiliter ve Wagner kuvvetleri şimdiden orda. Suriye’den ve Irak’ta gidecek paramiliter güçlerin çok büyük bir yıkma tecrübeleri var. Putin bu tecrübeyi kullanmak isteyebilir. Fakat bunlar Ukrayna gibi bir yerde ölmeyi kabul edebilirler mi ondan pek emin değilim. Bunu Türkiye Suriye’de yapmak istedi ve kısmen yapabildi. Çünkü hava sahasını kontrol edebiliyordu. Fakat Karabağ’da, Libya ve Lübnan’da pek büyük bir güç gösteremediler. Şimdi kalkıp cihatçı olmayan, Esad rejimine yakın olan ya da İran’a yakın olan Şii milislerden alınacak güçler Ukrayna’da ölmeyi kabul ederler mi, ne kadar kabul ederler bilemiyorum.
 
 Rusya ve Ukrayna Dışişleri Bakanları geçtiğimiz gün Türkiye’de görüştüler. Bu görüşmenin Türkiye’de yapılması nasıl bir anlam taşıyor?
 
Benim açımdan pek bir anlam taşımıyor. Yani buna büyük bir anlam yüklememek gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bundan önce de değişik görüşmeler yapılmıştı. Avrupa’da temaslar devam etmekte, Macron neredeyse iki günde bir Putin’e telefon etmekte. Bunlar daha çok bir umut uyandırmadır. Fakat bu umudun hemen söndürülmesi anlamından başka bir anlam taşımamaktadır. Yarın şöyle bir durum söz konusu olabilir; Eğer Rusya çok zor durumda olursa ve bir strateji aramak isterse o zaman “İsrail istiyor, İsrail arabulucu oldu. Türkiye istiyor, arabulucu oldu” diye bir söylem ortaya çıkabilir. Fakat en azından şimdilik bu noktada olduğumuzu düşünmüyorum. 
 
MA/ Ferhat Çelik
 

Diğer başlıklar

22:11 Ege Denizi'nde deprem
22:05 Kabataş'ta metro inşaatında iskele çöktü
21:45 Zehirlenip yaşamını yitiren ailenin kaldığı otel boşaltıldı
21:39 Tiktok’tan Seyîd Rıza anmasına sansür
21:18 Tuncer Bakırhan: Komisyon derhal İmralı’ya gitmeli
20:59 Hayvansever kadın şüpheli şekilde yaşamını yitirdi
20:54 Rojin Kabaiş eylemine ‘uyarı’ cezası
20:19 Brezilya’da binler iklim adaleti için yürüdü
20:07 Seyid Rıza ağıtlarla anıldı
19:55 MAF-DAD kongresinde süreç tartışıldı
19:17 Erzirom ve Xana Axpar’da kadın buluşması
19:07 Anne ve iki çocuğunun ölümüne dair gözaltı sayısı arttı
18:02 Dîlok’ta iş cinayetleri protesto edildi
17:58 Adalet Nöbeti'nde taciz failinin duruşmasına çağrı
17:46 EGEÇEP’ten ortak mücadele çağrısı
17:45 EHP: Asgari ücret 65 bin TL olmalı
17:40 Yazar-ressam Hüseyin Özsoy, Wan’da okurlarıyla buluştu
17:35 Mêrdîn’de taziye evine saldırı
17:33 Seyîd Riza ve arkadaşları için klip: Cigêram
17:30 DADER konferansı: Devlet adım atsın
17:24 ‘Barış ve özgürlükte ısrar ediyoruz’ buluşmasına çağrı
17:23 Barış gazeteciliği paneli: Militarist habercilik dili toplumda düşmanlık yaratır
17:18 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
17:13 Gülistan Kılıç Koçyiğit: Demokratikleşme olmadan barış olmaz
17:11 Êlih’te taziyelere kitlesel ziyaret
17:02 Kadınlar alanlarda: Şiddetsiz yaşamı birlikte kuracağız
17:01 'Zindandaki Kadınların Öyküleri' okurlarla buluştu
16:49 57 bin ağacın kesileceği rant projesi yargıya taşındı
16:35 Dêrsim’deki doğa mitingine katılım çağrısı: Sesimize ses verin
16:14 Demokratik Birlik İnisiyatifi: Sürecin öncüsü olacağız
16:07 Seyîd Rıza ve yol arkadaşları birçok kentte anıldı
15:55 İzmir Bağımlılıkla Mücadele Platformu kuruluşunu ilan etti
15:51 Takas Pazarı’na yoğun ilgi
15:17 ‘Muhlise Karagüzel ve Kavak’ı derhal serbest bırakın’
14:33 Koğuş değiştirmek isteyen tutsak darp edildi
14:28 COP 30 tepkisi: Ekolojik yıkım derinleşiyor
14:04 Mêrdîn kısa süreli yağışta göle döndü
13:56 İHD 22'nci Genel Kurulu başladı: Devletin Kürt meselesindeki güvenlikçi politikası değişmedi
13:51 Kayıplar için beş kentte adalet talebi
12:56 Cumartesi Anneleri Nazım Gülmez için adalet istedi
12:28 Dêrsim’de Seyit Rıza anması: Mezar yerlerini açıklayın
12:18 Sındırgı’da art arda depremler
10:37 CHP Milletvekili Akgün Alp: Devlet, Abdullah Öcalan ile görüşüyorsa Komisyon neden görüşmesin?
10:28 İşçi servisi devrildi: 14 yaralı
10:14 Nizamettin Kabaiş: Tehditlere rağmen mücadelemiz sürecek
09:24 Dilovası’nda yaşamını yitiren işçi sayısı 7'ye yükseldi
09:23 HDP binalarına saldırı dosyası 10 yıldır neden kapalı tutuluyor?
09:22 Dêrsim'de yüzlerce toplu mezar var: Yüzleşme çağrısı
09:11 Ruhsatsız fabrika yangından sonra mühürlendi!
09:08 Dilan Mızrak: Devlet sürecin hukuki zeminini bir an önce oluşturmalı
09:07 Kültürel hafıza yok oluyor, Ermeni evleri bir bir çöküyor
09:06 Bataklığa sürüklenenler anlatıyor: Ayağım tekerlek olmuş, tamir etmeye çalışıyordum
09:05 Çöken bina, patlayan depo: İhmalin getirdiği ölümlere karşı mücadele edeceğiz
09:04 Selamet Yeşilmen’in failleri 10 yıldır bulunmadı: Adalet bekliyoruz
09:03 Soğuk havalar cep yakıyor
09:03 'Halk ve inançlar arasında problem yok; sorun kanun ve yasalardır'
09:02 'Barışa katkı için Seyîd Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın'
09:01 Devlet merkezli uygarlık sistemin yok edici düzeni: Kastik katil
09:00 15 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:59 Amed'de yollar göle döndü
08:22 Kürdistan kentleri için kuvvetli yağış uyarısı
14/11/2025
23:56 Yeni kurulan TELE2’nin haberine erişim engeli
23:42 Licê'nin Qelesi mezrasında ev baskını
23:19 Şam'da art arda patlamalar meydana geldi
22:50 Gençlerden Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için meşaleli yürüyüş
22:43 DEM Parti eski il eşbaşkanına 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
22:36 Mêrdîn'de fırtınada motosikleti devrilen kurye yaralandı
22:10 Rahman A. boşanma aşamasında olduğu kadını katletti
21:36 Kürdistan kentlerine ayrılan kültür ve turizm bütçesi yüzde 5'in altında
21:23 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê girişlerindeki kontrol noktaları kaldırıldı
21:20 Sabahat Tuncel: Barış bizim için bir tercih değil zorunluluktur
20:46 İstanbul'da Rojin Kabaiş için eylem
20:35 Êlih'te iş cinayeti
19:46 Gülhan'ı katleden faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
19:19 ‘Aç kalalım ama kültürsüz kalmayalım’
18:37 İşçiler 107 gündür eylemde: Taleplerimiz karşılansın
18:24 CHP'den İBB iddianamesine ilişkin HSK'ye başvuru
18:18 DEM Partili Oluç: Eli kulağındadır, kayyım rejiminin sonuna geliniyor
18:08 Riha’da toz taşınımı etkili oldu
18:02 HPG’li İş, kitlesel bir şekilde toprağa verildi
17:32 25 Kasım eylemleri: Dayanışmayla karanlığı yeneceğiz
17:06 Çetin'in taziyesine 'şehit namirin' sloganıyla ziyaret
17:01 Vince çıkan işçilerin eylemi kazanımla sonuçlandı
16:42 DEM Parti Kadın Meclisi direnişteki kadınları ziyaret etti
16:41 DEM Parti Turizm Bakanlığından Kürtçe ve diğer dilleri teşvik edilmesini istedi
15:52 Dilek İmamoğlu: Adalet yara alırsa umut yeşermez
15:19 İHD: 6 bin 94 kişinin yaşam hakkı ihlal edildi
15:00 Bireysel silahlanma protestosu
14:07 Silahlı saldırıda 4 kişiyi yaralayan korucular serbest bırakıldı
13:54 LeMan davasında Pehlevan hakkında tahliye kararı
13:09 KESK'li kadınlar 25 Kasım programını açıkladı: Barış talebinde ısrarcıyız
12:26 MB anketine göre enflasyon beklentisi yükseldi
11:45 Çakıroğlu: Cumhuriyetin 2'nci yüzyılının kurucularından biri Abdullah Öcalan olacak
11:31 Tanrıkulu: Güven artırıcı adımlar atılmalı
Ekmen: Toplumun desteği süreç için önemli
11:13 AB Türkiye Delegasyonu Amed Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etti
11:09 Sürecin etkili öncülere ihtiyacı var
10:55 Seyîd Rıza'nın mezar yeri açıklansın: Gidersem gözüm açık kalacak
10:51 Bakırhan: Süreçte belediyelere büyük sorumluluk ve görev düşüyor
09:58 92 yaşındaki tutsak annesi: Ölmeden oğlumu görebilecek miyim?
09:44 Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde ‘suça göre’ muamele!
09:43 'Katliama işveren yer hazırlıyor, devlet göz yumuyor'
09:41 Prof. Dr. Nilgün Toker: Süreç hukuki güvence altına alınmalı
09:39 Barış Anneleri'nden komisyona çağrı: Komisyon önderliğimizle görüşsün
09:33 Wan'da Mısır Çarşısı metruk bir yapıya dönüştü
09:31 ÖHD’li Güneş: 'Umut hakkı’nın uygulanmaması demokratikleşmeye dirençtir
09:30 Her okulun kapısındalar: Çocuklar ve kadınlar 'özel' hedef
09:11 MARSU daire başkanı hakkında ‘taciz ve mobing’ten suç duyurusu
09:09 'Ölümlerin önüne geçmek için acil gündem hasta tutsaklar olmalı'
09:07 Engellenen röportajın 4. bölümü: Devleti demokratikleştirmek lazım
09:00 14 KASIM 2025 GÜNDEMİ
13/11/2025
23:46 Süveyda’da çatışmalar şiddetleniyor
23:37 DEM Partili Uysal: Gençlerin soluyacağı temiz hava kalmadı
21:30 Hatay Arsuz’da orman yangını
21:21 DEM Partili Hun: Her 4 gençten biri Türkiye’yi terk etmek istiyor
20:45 Sırrı Süreyya anısına turnuva: Her gol barış sözü olacak
20:40 Hatimoğulları ve Bakırhan, Demokratik Yerel Yönetimler Kuruluyla bir araya geldi
20:35 AB delegasyonu Amed'de
20:29 Uyuşturucuya karşı mücadeleye ayrılan bütçe yüzde 0,02
20:22 Kuzey ve Doğu Suriye’de üçlü görüşme
20:01 Meteoroloji'den 6 il için 'sarı kod 'uyarısı
19:58 Halkevleri: Polis eliyle özel bir saldırı programı uygulanıyor
19:55 Erdoğan, Erhürman'la görüştü
19:33 DEM Parti'den bütçe görüşmelerinde gençler için fon önerisi
19:22 'Yaşamlarımızı örgütlü mücadelemize emanet edeceğiz'
19:17 Şemrex’te kadınlar fidanları toprakla buluşturdu
19:11 Amedspor’dan 'bahis' açıklaması
19:07 Pasûr'daki iş cinayeti protesto edildi: Önlemler alınmadı
19:01 Dilovası Belediye Başkanı'nın eleştirilere yanıtı 'çoğu yer kaçak' oldu
18:47 223 işçinin direnişi 106'ncı gününde
17:51 Rusya: Ukrayna'ya saldırılar sürecek
17:37 Madde bağımlılığı ve fuhuşa karşı yürüyüşe çağrı
17:25 Adlığ ve Edemen’in taziyesine kitlesel ziyaret
16:59 Gazeteci Aykol'un hayati riski sürüyor
16:45 Mûş’ta ‘Kadın kurtuluş ideolojisi’ atölyesi
16:33 Pasûr’daki iş cinayetindeki ihmaller zinciri
16:30 TFF, bahis soruşturmasında futbolcuların cezalarını duyurdu
16:18 Ferdi Zeyrek'in ölümüne ilişkin iddianame kabul edildi
16:15 Suriye'nin Londra Büyükelçiliği 13 yıl sonra açıldı
16:13 Barrack: QSD’nin entegrasyonunu görüştük
16:07 HPG’li Öztürk’ün taziyesine kitlesel ziyaret
15:55 Komisyonun toplanacağı tarih belli oldu
15:45 İmamoğlu'nun hesabına erişim engeli
15:40 Wan Barosu: Rojin’in faillerinin bulunması için mücadelemiz sürecek
15:01 Cenazelere dönük saldırılara tepki: Barış sadece silahların susması değildir
14:58 Demokratik Modernite'nin yeni sayısı çıktı
14:56 Gazeteci Rahime Karvar’a ceza
14:25 ABD'den Türkiye'deki 7 şirkete yaptırım
14:24 Ahmet Özer’den DEM Parti’ye ziyaret
14:11 '6 kişinin öldüğü işyeri ruhsatsızdı, belediye göz yumdu'
14:07 Mûş'ta 'Çocuk yaşta zorla evlilikle mücadele' çalıştayı