Baluken: HDP ‘ölüm ve sıtma’ arasında tercihe zorlanacak parti değil

img

ANKARA - Muhalefetin HDP’yle kurduğu ilişki tarzının “ölümü gösterip sıtmaya razı etme” kısırlığında olduğunu dile getiren İmralı Heyeti üyesi İdris Baluken, “HDP, kasaba kurnazlığı ile kendisine ölüm ve sıtma arasında tercih yapma teklifini, bedel ödemeyi göze alarak reddeder ve mücadelesini yürütür" dedi.

Çözüm sürecinin bitirilmesiyle birlikte başlayan çatışmalı süreç, Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yönelik baskılar ve siyasette yapılan darbelerle derinleşti. AKP-MHP iktidarına karşı bir araya gelen 6 “muhalefet partisi” 28 Şubat’ta bir mutabakat metni imzaladı. Türkiye’de Millet ve Cumhur İttifakı’na karşı HDP, bileşenleri ve ittifak halindeki güçlerle üçüncü yol perspektifini sürdürüyor. 
 
Sincan F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan İmralı Heyeti Üyesi İdris Baluken, Türkiye’de derinleşen krizler ve muhalefetin durumuna dair Mezopotamya Ajansı’nın (MA) sorularını yanıtladı.
 
Çözüm sürecinin sonlandırılması ve çatışmaların yeniden başlamasının ardından milletvekili olduğunuz dönemde tutuklandınız ve yaklaşık beş buçuk yıldır cezaevinde tutuluyorsunuz. O günden bugüne neler değişti, değişim dinamiği ne yöne evirildi?
 
Sorunuza olumlu anlamda cevap vermeyi her şeyden çok isterdim. Maalesef, önümüze gelen gerçek, bu istencin tam aksi yönünde şekillendi. İktidar olanaklarını ellerinde tutanlar ve bunlar tarafından beslenen irili ufaklı bir takım yapılanmalar dışında, işlerin iyiye gittiğini söyleyeni bulmak artık mümkün görünmüyor. Mevcut devletin ve yönetim anlayışının büyük çöküşüyle toplumsal ve siyasal alanda ortaya çıkan sefalet üzerinden, beş yıllık sürecin yıkıcı sonuçlarını özetleyebiliriz. İşin kötüsü, kısa veya orta vadede köklü bir değişim dinamiği ortaya çıkarılamazsa, mevcut tablonun daha da ağırlaşacağı gerçeği önümüzde duruyor.
 
Bahsettiğiniz mevcut tablonun ağırlığından kim sorumlu?
 
Bu tablonun asıl sorumluğu, tabii ki, siyasi iktidarda ve devletin yönetim kademesindedir. Burası net ve tartışmasızdır. Ancak siyasi partiler başta olmak üzere tüm toplumsal muhalefet bileşenlerinin de toplumu koruyamama ve bu kıyıcı zulüm cenderesini kıramama sorumluğunu anımsatmamız gerekiyor. İktidarın yarattığı tahribatı, yıkımı, talanı uzun uzadıya detaylandırmaya gerek yok. Herkes biliyor zaten.
 
Daha önce bir röportajlarınızda iktidarın mevcut durumunu, “çılgınlık nöbeti geçiren bir Amok koşucusu”na benzetmiş, bu koşunun her şeyi tuzla buz etmesine seyirci kalınmaması ikazında bulunmuştunuz. Muhalefet sürece seyirci mi kalıyor?
 
Siyasal ve toplumsal muhalefetin içine düştüğü dağınıklığı, acziyeti, çaresizliği, çözümsüzlüğü haklı gösterecek hiçbir gerekçeden bahsedilemez.  Bir ülke ve bir toplum sicili ve pratiği ortada olan bir iktidarın insafına terk edilmemeli, bu düzeyde sahipsiz bırakılmamalıdır. Toplumun neredeyse ezici bir çoğunluğunun, bu süreçte bu düzeyde bir umutsuzluk, karamsarlık ve kötümserlik havasında tutmaya hiç kimsenin hakkı olmamalıydı. Maalesef muhalefetsizliğin konformizmini yaşayan siyasi iktidar, her şeyi tuz buz edip yıktıktan sonra takatten düştü, gücünü kaybetti. Bu saatten sonra iflah olması, belini doğrultması da mümkün görünmüyor. Hal böyleyken bile topluma güven veren, barışçıl ve demokratik bir gelecek müjdeleyen, körelmiş umutları yenileyen, bütüncül bir seçeneğini şekillendiğini söyleyemeyiz. Bu kısır döngüyü kırmaya yönelik HDP’nin ortaya koyduğu çaba ve çalışmalar istenen düzeyde bir öncülük ve örgütlenmeye erişemedi. Fakat bu kısır döngüyü kırmaya muktedir tek güç de HDP ve onun fikriyatıdır.
 
 HDP’ye nasıl bir sorumluluk düşüyor?
 
HDP hala bu döngüyü kırmak, kararlı ve net tutumlarla topluma alternatif bir yolun, çözüme dair gerçek bir adresin sunulması sorumluluğuyla karşı karşıyadır. Bunun için seçim endeksli bir takım arayışlar ya da politikaların yerine, siyasi hedefi belli güçlü programlarla yanıt olması gerekliliği açık ve nettir. Tüm topluma hatta iktidarı ve muhalefeti ile mevcut siyasi aktörlerin tümüne, yerel ve evrensel ölçekte geçerliliği kanıtlanmış birkaç hususu hatırlatmakta fayda var.
İlkini Kırgız yazar Aytmatov’un söylemi üzerinden ifade edelim. Aytmatov, iktidarını kan ve ateş üzerine kurmaya yeltenenlerin tarih boyunca, doğanın bu iki büyük gücüne kurban olmaktan kurtulamadığını söylerken haksız mıydı? İkincisi için, insanlık tarihinin uzun serüvenine bir göz atalım. Tarihi büyük acılar ve travmatik yaşantılarla dolu, insanlık, en kötü barışın bile en iyi savaştan daha iyi olduğuna açık ve net bir şekilde tanık olmuştur. Güncelde yaşanan çatışma ve savaş süreçlerinin ortaya çıkardığı manzaralar bile tek başına bu kadim deneyimin doğruluğunu onaylar niteliktedir. Savaş makinalarının harıl harıl çalıştığı yerlerde ne toplumsal uzlaşıya dayanan barışı yakalamak mümkündür ne de insan ve doğayı içeren yaşamsal değerleri korumak. Savaşın karadeliğinin yutup ortadan kaldıramadığı hiçbir yaşamsal veya insani değerden bahsedilemez.
 
Kürt sorununu çözmeyen çözülür…
 
Konuyu daha fazla dallanıp budaklandırmadan, bu bilgiler ışığında üçüncü hususu da kısaca vurgulayayım. Yerel bazda defalarca doğrulanmış bir tez olarak ülke ve bölge nezdinde Kürt meselesini çözmeyen çözülür, gerçeğidir. Güncelde AKP ve irili ufaklı ortaklarının yaşadığı akıbet de bundan ibarettir. Demokratik değerleri ve halkın iradesini çökertmeyi hedefleyenler, çöker. Günübirlik siyasetin içine saplandığı sığlıktan tarihsel yaşanmışlıkların derinliklerine başvurarak kurtulmaya çalışmak öncelenmelidir. Israrlı anlatımlara rağmen görmek istemeyen ve anlamaktan çekinenlere karşı siyasi ve insani tavırlar geliştirmek önemli bir gerekliliktir.
 
Bugün ülkede ekonomide yaşanan krizlere dair itirazlar yükseliyor. Ekonomide girilen çıkmazın temel sebebini neye bağlıyorsunuz? 
 
 
 Temel değerlerde iyileşmeler olmadan ekonomik göstergelerde düzelme olmaz. Keza devasa bir savaş aygıtının makinalarıyla kalabalık bir toplumun fertleri aynı anda doymaz, doyamaz.
 
Sosyal, siyasal, hukuksal, ekonomik ve hemen her alanda yaşanan krizlerin geldiği düzeyden ve bunların birey ya da toplum yaşamını etkileme düzeyinden haberdarız. Hatta bu krizin dört duvar arasındaki doğrudan tanıkları, mağdurları, sanıkları konumundayız. Politik tutsaklar olarak derdest edilip zindan duvarları arasına kapatılmadan önce siyasi ve insani kimliklerimizle yaptığımız bütün uyarılar, bugünlerde ortaya çıkan ağır tablolara yönelik ön alma girişimleriydi. Aynı çabaları, zindandayken dışarıya iletimiz mesajlar üzerinden yinelemeye çalıştık. Maalesef dikkate alınmadı ve felaket göz göre göre gelen büyük bir pervasızlığın sonucu olarak kayda geçti. Yargının içine düştüğü durum, basına yönelik saldırıların vardığı düzeyi, temel hak ve özgürlüklere dair hukuksuzluklar beraberin ekonomik sefalet, açlık, yoksulluk ve işsizliği getirdi. Ekonomik felaketler, yolsuzluk, hırsızlık ve usulsüzlük üzerinden yaşanan yozlaşmalar ve benzeri her konuda bütün dünyaya ders olan trajik bir safhaya ulaşıldı.
 
Demokrasi, özgürlük, adalet başta olmak üzere bütün insani değerlerle ilgili uluslararası karnelerde muz cumhuriyetlerinin dahi gerisine düşen bir aymazlığa varıldı. Tabii ki bu duruma üzülüyor ve çıkış için aklın, mantığın gerektirdiği rasyonel arayışlara girilmesini umuyoruz. Keşke toplumda doğrudan etkilendiği ekonomik kriz kapıya dayanmadan önce diğer alanlarla ilgili krizlere yeterince duyarlılık geliştirseydi. Cüzdanı boşalmış insanların tepkilerindense, vicdani ayaklanmış duyarlılıkları görmeyi herkesten çok bizler isterdik. Dileğimiz yaşananlardan doğru dersler çıkarılması ve geleceğe dair akılcı muhakemelerin yapılmasıdır.
 
Devasa bir savaş aygıtının makinalarıyla kalabalık bir toplumun fertleri aynı anda doymaz, doyamaz…
 
Kamuoyu araştırmalarında en önde gelen ekonomik sorunlarla demokrasi, barış, adalet, özgürlük değerlerinin geriye gitmesi arasında doğru temelde ilişkiler kurulması şarttır. Temel değerlerde iyileşmeler olmadan ekonomik göstergelerde düzelme olmaz. Keza devasa bir savaş aygıtının makinalarıyla kalabalık bir toplumun fertleri aynı anda doymaz, doyamaz. Birinin doyması diğerinin açlığı demektir. Savaş zihniyeti ve politikaları her alanda felaket olduğu gibi ekonomik alanda da karşı konamaz bir sefalet demektir. Haksızlığı her kabullenişin daha büyüğünü doğuracağı gerçeği unutulmamalıdır. Tüm bu dramatik tablo içinde, iktidarda bulunanların açlıkla boğuşan insanlara ‘daha az yemelerini’ öğütlemesi ahlaksızlığı ve muhalefetin de aynı insanlara ‘seçime kadar dişinizi sıkın’ teklifinde bulunma aymazlığı oldukça sorunlu ve ibretlik yaklaşımlar olarak belirtilebilir. Barış, yaşamlarımızı, çocuklarımızı, doğayı, aynı dünyayı paylaştığımız can yoldaşlarımızı koruyacağı gibi sofralarımızı, lokmalarımızı, huzur içinde alınacak soluklarımızı da koruyacak en şifalı ilaçtır…
 
HDP’nin demokrasi ittifakı yanı sıra 6 muhalefet partisi de bir mutabakat metni imzaladı. Bir yandan yargı bağımsızlığı, demokrasi çağrıları yapan muhalefetin ilk pratiği de bir kez daha dokunulmazlıklar konusunda iktidarın sınırlarına çekilme oldu. Muhalefetin bu durumuna dair eleştirileriniz var mı?
 
 
 Muhalefet kendisini Erdoğan ve Bahçeli’nin belirlediği dar sınırlara hapsetmiş görüntüsündedir. Oyun kurma yeterliliği ve yeteneğinden mahrum gibi görünmekteler. Türkiye’nin temel meselelerine dair cesur tartışmalar yürütmekten ya da bunlara dair köklü çözümler geliştirmekten ısrarla imtina etmekteler.
 
Muhalefet kendisini Erdoğan ve Bahçeli’nin belirlediği dar sınırlara hapsetmiş görüntüsündedir. Oyun kurma yeterliliği ve yeteneğinden mahrum gibi görünmekteler. Türkiye’nin temel meselelerine dair cesur tartışmalar yürütmekten ya da bunlara dair köklü çözümler geliştirmekten ısrarla imtina etmekteler. İki adım geri, bir adım ileri sığlığından sıyrıldıklarını söylemek mümkün değil. Siyasal ve toplumsal beklentileri karşılamaktan çok uzaklar. HDP ile ilişkileri bir kenara bırakırsak dahi, kendi aralarında bile her açıdan topluma güven ve umut verecek bir birlikteliği başardıkları söylenemez. Bilinen yumuşak karınlarını ve açıkta duran sinir uçlarını ortadan kaldırabilmiş değiller.
Oysaki bu zayıflıkları çoktan aşmış, HDP ile ilişkiler dâhil olmak üzere tüm topluma ‘otoriter bir rejim mi, demokratik bir gelecek mi’ seçeneğini korkusuzca sunmuş olmaları gerekirdi. Yapmadılar. Böylece Erdoğan ve Bahçeli’nin oyun kurma iştahını, birlikteliği dağıtma hevesini diri tuttular.
 
Muhalefet HDP ile nasıl bir ilişki geliştiriyor?
 
Muhalefetin HDP’yle kurduğu ilişki tarzı, ‘ölümü gösterip sıtmaya razı etme’ kısırlığını aşamadı. Bunu kapatma davası, hukuksuz kumpaslar, kayyum darbesi gibi çok sayıda hukuksuzluk üzerinden mevcut iktidar da yapıyor, zaten. Kendileri bilir. HDP her iki tarafa da pabuç bırakmayacak kadar yeterli politik birikim ve deneyime sahiptir. HDP, kasaba kurnazlığı ile kendisine ölüm ve sıtma arasında tercih yapma teklifini, bedel ödemeyi göze alarak ret eder ve mücadelesini yürütür. HDP ile ortak hareket etmek, HDP için hayati olmaktan çok muhatapları açısından hayatidir. Kaldı ki, mevcut siyasi aktörler içinde geçmişteki hatalar, suçlar, günahlar açısından HDP’ye parmak sallayacak, had bildirecek cüreti kendinde görecek tek bir özneden bahsedilemez.
 
Biliyoruz ki, kolektif umut, eski defterler arasında gezinmeyi pek sevmez. O geleceğe dair vizyonun ışıltısıyla ilgilenmeyi tercih eder. Buna saygının gereği olarak biz de eski defterleri açıp kirli defterleri okumaktan çok, herkesi yeni sayfalarda temiz ve aydınlık bir gelecek kurma aklına davet etmeyi uygun görüyoruz. Baldıran ekip, buğday biçilemeyeceği gerçeğini bir kez daha herkese hatırlatıyorum. Yaklaşım bu olursa, ülkeyi demokratik ve barışçıl bir geleceğe taşımak mümkün olur. Aynı şekilde toplumun huzur içinde bir soluk nefes, bir lokma yemek özlemini sonlandırmak hiç de zor olmaz.
 
HDP çözüm ışığı saçan bir kutup yıldızı gibi parlayabilir…
 
Muhataplarının tavırlarından bağımsız olarak HDP’nin bu güveni, umudu, cesareti, rahatlığı, tüm topluma göstermesi, ulaştırması oldukça önemlidir. Mevcut durumda, karanlık vaat etmenin ötesine geçemeyen iki yapı arasında, HDP çözüm ışığı saçan bir kutup yıldızı gibi parlayabilir. Yeter ki, özgüven içinde hareket edilsin. Muhataplarının sandık hesaplarından çok, toplumun tüm kesimlerinin saygısı önemsensin. Yüzde doksanı bir şekilde mağdur edilmiş, ezilen konumunda olan bir toplumdan ve ezilenlerin partisi olduğunu iddia eden bir gerçeklik üzerinden konuştuğumuz düşünülürse, HDP’nin olası hedeflerini gerçekleştirme potansiyeli de açığa çıkar. HDP, hükmetme heveslisi olmayan bir yönetimi topluma vaat edip, karar süreçlerinin her aşamasında halkın dâhil olduğu, kendi kendini yöneten, katılımcı ve kapsayıcı bir demokrasi modelini topluma kazandırmayı amaç edinirse bu potansiyeli hakkıyla yaşama geçirebilir.
 
Siyaseti çok konuştuk. Röportaj talebimiz sırasında “Sincan’dan Edirne’ye - Hasbıhal-Name” kitabınızda Dipnot yayınlarından çıktı. Kitabınızla ilgili yorumlarınızı alsak neler söylersiniz?
 
 
 İki yılı aşkın bir süredir dinlenmeyi bekleyen bir çalışmaydı. Kıvamını bulduğuna getirilen bir kanaatle, süt beyazı bir güvercinin iki kanadına sıkıştırıldı, bu notlar. Biri Edirne F Tipi Hapishanesinde hücresine sığmayan koca bir yüreğe, diğeri de dışarıda bizlerle birlikte çarpan sevgi dolu binlerce- milyonlarca yüreğe ulaşacaktı.
 
Yeni kitapla ilgili, en azından bu aşamada, söz söyleme, yorum yapma hakkını kendimde görmüyorum. Söz, yorum ve eleştiri hakkı, kitap yayınlandığı andan itibaren okuyucuya geçmiştir. Herhangi bir yönlendirme olmaksızın, okuyucudan gelen geri dönütlerin kıymetine inananlardanım. Onlardan öğrenecek çok şey var ve ben bu öğrencilikten mahrum kalmak istemem.
 
Hapishane yaşamında yazının önemi, üretim ve yaratım süreçlerinin gücünü içselleştiren biri olarak, yeni bir çalışma sunmanın mutluluğunu paylaşabilirim. İki yılı aşkın bir süredir dinlenmeyi bekleyen bir çalışmaydı. Kıvamını bulduğuna getirilen bir kanaatle, süt beyazı bir güvercinin iki kanadına sıkıştırıldı, bu notlar. Biri Edirne F Tipi Hapishanesinde hücresine sığmayan koca bir yüreğe, diğeri de dışarıda bizlerle birlikte çarpan sevgi dolu binlerce- milyonlarca yüreğe ulaşacaktı. Güvercinimizin bir şey yapmasından memnunum. Günün birinde ağzındaki zeytin dalı ile gönül zenginliklerinde özgürce kanat çırptığını görmeyi ise her şeyden çok isterim.
 
 Mart ayı aynı zamanda Newroz’un da kutlandığı bir ay. Newroz’a dair bir mesajınız var mı?
 
Bu ay hem halkımız hem de bütün insanlık açısından muazzam bir geçmişi barındırıyor. Öncelikle 8 Mart vesilesiyle Dünya Kadınlar Gününü kutlarım. Kadın mücadelesi ve kadın özgürlük değerleri uğruna yaşamını yitirmiş bütün kadınların anısını saygıyla yâd ediyorum. Yeryüzünün herhangi bir yerinde, mücadeleyi sürdüren bütün kadınlara en özel selam, sevgi ve saygılarımı göndermek istiyorum. Her gün büyük bir keder ve öfke eşliğinde öğrenme durumunda kaldığımız kadın katliamlarını, kadına yönelik her türlü şiddeti, ayrımcılığı, ötekileştirici tutumları kınıyor, erkek egemen zihniyetin sürdürdüğü katliamcı yaklaşımları lanetliyorum. Tarih boyunca, yaşamı, doğayı, dünyayı kirleten, talan eden, yok etmeyi hedefleyen bütün savaşların, erkek eliyle yaratıldığını belirtmezsek eksik kalacak. Geçmişi erkekler mahvetti, geleceği kadınlar kurtaracak. İnsanlığı erkekler köleleştirdi, eninde sonunda muhakkak kadınlar özgürleştirecek. Özgür dünyanın kaderi, özgür kadınların avuçlarındadır. Gecikmemesini diliyorum…
 
Mart ayı, aynı zaman zamanda Halepçe katliamı başta olmak üzere, Kürt halkı ve tüm halklarımız ile ezilen dünya halkları açısından büyük acıların, katliamların, yıkımların yaşandığı bir ay. Keza bu ayda büyük mücadelelerin, destansı direnişlerin, baş edilemez iradelerin de tarihe geçtiğini biliyoruz. Özgürlüğün ve barışın bayramını, yani. Baharın müjdesini, zulme karşı başkaldırıda ortaklaşan halkların kardeşliğini… Bu anlamda Halepçe ve Newroz başta olmak üzere, bu ay içinde yapılan bütün katliamlarda yaşamını yitiren canları saygıyla anıyor, insanlık değerlerinin çiğnenmediği özgür ve barışçıl bir gelecek diliyorum.
 
Tüm halkımızın ve dünya halklarının Newroz bayramını kutluyor, 2022 Newroz’unun barış, demokrasi, özgürlük, adalet, kardeşlik, eşitlik başta olmak üzere tüm insani değerlere katkı sunmasını temenni ediyorum. Özgür Newroz’larda, barış halaylarında buluşma temennisiyle…
 
İDRİS BALUKEN KİMDİR?
 
İdris Baluken, 1976’da Bingöl’de doğdu. İlk ve orta öğrenimini Bingöl’de tamamladı. 1992’de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kaydoldu. 1998’de bu fakülteden mezun oldu. Heybeliada Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Hastanesi’nde ihtisas yaptı. Bingöl ve Diyarbakır’da uzman doktor olarak çalıştı. SES, TTB başta olmak üzere çeşitli sivil toplum örgütlerinde yer aldı. 24. dönem Bingöl, 25. dönem Diyarbakır milletvekilliği yaptı. Çatışmalı sürecin sonlandırılmasına yönelik başlatılan çözüm sürecinde Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’la birlikte İmralı Heyeti’nde yer aldı.  4 Kasım 2016 tarihinde HDP’ye yönelik operasyonlar kapsamında tutuklandı. 30 Ocak 2017’de ilk duruşmada tahliye edildi. Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki bir ilkle tahliye kararına yapılan itiraz sonucu 21 Şubat 2017’de yeniden tutuklandı. Baluken, 16 yıl 8 ay hapis cezası aldı. Şuan Sincan F Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuluyor.
 
MA/ Berivan Altan 

Diğer başlıklar

09:37 DTSO: Türkiye güvenlik endeksli yaklaşımından vazgeçmeli
09:32 'Gaxan komün yaşamın ruhu'
09:25 Siyaset Bilimci Aksoyoğlu: Süreç Suriye'ye endekslenmek isteniyor
09:23 Wan'da halk artık bayat ekmek alıyor!
09:19 Bakırhan: Komisyon pozitif barışa geçişi sağlayacak düzenlemelerin mutfağı olmalı
09:16 Kürt kadının direniş hafızası: Mestûre Kurdistanî
09:14 ÖHD’li Baskak: Uyuşturucu çocuklar üzerinden büyüyen bir sektöre dönüştü
09:08 Siyasetçilerden 4 Ocak mitingine katılım çağrısı
09:07 Lübnanlı kadınlar hem yaşam hem kimlik mücadelesinde
09:06 1 yılda 100 bin kişiye Kürt sözlü kültürü ulaştırdılar
09:02 Mitinge çağrı: Abdullah Öcalan özgür olmadan Ortadoğu'da çatışma son bulmaz
09:00 31 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
30/12/2025
22:44 ABD’den Venezuela ve İran'a yaptırım
21:54 Şam'da Cumhurbaşkanlığı Sarayı etrafında yoğun silahlı sesleri duyuldu
21:43 Mûş'ta dengbêj gecesi Mîr Perwer’e adandı
21:38 Abdullah Öcalan için yeni şarkı
21:27 Mitinge çağrı: En büyük hedef Önder Apo’nun özgürlüğü
21:11 Rojda Yakışıklı'nın katledilmesi protesto edildi
20:11 Wan’da erkek şiddeti
20:07 QSD: Tişrîn Barajı’na saldırılara yanıt verdik
19:59 30 yıldan sonra tahliye edildi: Önder Apo'suz sevinçli değiliz
19:49 Adana'da 'Serê salê' etkinliği
19:43 4 Ocak'a davet: Miting tarihi önemde
19:09 Lazkiye’de sokağa çıkma yasağı
19:05 Yargıtay, Nuriye Gülmen'e verilen cezayı bozdu
18:31 Colemêrg’te şüpheli kadın ölümü
18:06 İstanbul’da bir erkek, kız çocuğuna ateş açtı
17:59 İşçilerin direnişi 154’üncü gününde
17:43 Gazeteci Aykol’un tedavisi antiboyitiklerle devam ediyor
17:41 Amed, Mêrdîn ve Şirnex’te uçuşlar iptal
17:24 Tutsaklara yılbaşı kartları gönderildi
17:22 ABD’den Venezuela’ya ilk saldırı
17:20 Amed’de eğitime kar engeli
17:18 Aybeniz Top’u katleden faile ağırlaştırmış müebbet
17:11 ÖHD raporu: Cezaevlerinde işkence iddiaları artıyor
16:34 Geçiş hükümeti güçleri Tişrîn Barajı çevresini bombaladı
16:30 Tecavüz faili korucunun tutuklanması talebine yine ret
16:20 İran bir ayda en az 96 tutsağı idam etti
16:14 Suriye’deki Alevi halkıyla dayanışma çağrısı
16:10 Sokak sokak ‘Umut ve Özgürlük’ mitingine çağrı
15:55 Ambargo nedeniyle Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê’de eğitime ara verildi
15:17 Ankara'da birçok sokak ve cadde trafiğe kapatılacak
14:45 Amedspor Tarkan Serbest'i renklerine bağladı
14:43 Halkevleri'nden TÜİK protestosu
14:37 Tutsaklara yeni yıl kartları gönderildi: Özgürlüğe vesile olsun
14:27 Şiddete karşı meşru müdafaaya ceza talebi
13:31 İran’da esnafların eylemine öğrenciler de dahil oldu
13:17 Suriye’de saldırılar devam ediyor
13:05 Mahkemeden CHP İstanbul Kongresi kararı
12:19 Savcı da avukatlar da Ayşe Gökkan'ın tahliyesini istedi, mahkeme reddetti
12:12 Kürt Dil Kurumları'ndan 'Umut ve Özgürlük' mitingine katılım çağrısı
11:45 Sigaraya 'yeni yıl' zammı
11:37 AYM, 'tek zarfta birden fazla mektup' engelini haklı buldu
11:27 TÜİK işgücü istatistikleri açıklandı: İşsizlik yükselirken çalışma süreleri arttı
10:54 Abdullah Öcalan'dan Türkiye'ye Suriye çağrısı: Kolaylaştırıcı ve yapıcı rol üstlenin
10:45 'Özgürlük yasaları pazarlık ya da jest aracı değildir'
09:58 HTŞ, son bir yılda binlerce Alevi'yi katletti
09:42 Rüya Kurtuluş: 2026 kadınlar için mücadele yılı olacak
09:26 Ankara ve İstanbul'da DAİŞ operasyonu
09:23 İmralı Heyeti üyesi Erol: ‘Barış Yasası’ yeni bir Türk-Kürt yüzyılının önünü açacak
09:17 Bayındır: Öcalan, çağrısıyla 1 yıla bir tarihi sığdırdı
09:08 Endemik tür zengini Zap, HES ve kum ocakları tehdidi altında
09:07 2025'te siyasetin gündemine 'süreç' damgasını vurdu
09:00 30 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:59 Yenişafak'tan saldırıya kılıf
08:49 İzBB eski Başkanı Soyer tutuklandı
29/12/2025
23:39 Lazkiye’de Alevilere saldırılar devam ediyor
23:14 Bursa'da iş cinayeti
23:12 Trump’tan Türkiye'nin Gazze’ye asker göndermesine 'iyi' yorumu
22:45 10 yılda yalnızca 4 akademisyen göreve iade edildi!
21:25 Riha ve Dîlok’ta 4 Ocak mitingi çalışmaları sürüyor
20:48 Denizli'de kadınlardan eylem: Direneceğiz
20:34 Abdullah Öcalan’ın yeni yıl mesajı yayınlanacak
19:50 8 kentte kar tatili
19:40 Avukattan çocuğa darp, aileye ‘istihbarat' tehdidi
19:32 Şam’a bağlı güçler Tişrîn Barajı’na saldırdı
19:30 Koma Amed'in Ankara konserinin bilet satışı başladı
19:21 Ukrayna’dan Putin’in konutuna saldırı
18:46 Hamas Ebu Ubeyde’nin öldüğünü doğruladı
18:43 Gazze’de soğuktan 25 kişi yaşamını yitirdi
18:41 Herran'da 3 çocuğun cenazesine ulaşıldı
18:00 Zelenski: 50 yıllık güvenlik istiyoruz
17:57 Mêrdîn ve Mersin'de 'Umut ve Özgürlük' mitingine katılım çağrısı
17:56 Gazeteci Aykol 14 Ekim'den bu yana yoğun bakımda
17:50 Çin’den Tayvan çevresinde tatbikat: Tayvan Ordusu alarmda
17:47 Manisa'da bir kadın katledildi
17:27 Kar yağışına rağmen 4 Ocak çağrısı: Sessiz kalırsak özgürlük gecikir
17:19 Gazeteci Altaylı hakkında tahliye kararı
17:14 Elif Kumal’dan 2 gündür haber yok
16:58 Emekliler 'insanca yaşam' talebiyle yürüdü
16:54 3 kentte tutsaklara yeni yıl kartı gönderildi
16:46 Yalova’da çatışma: 3 polis ve 6 DAİŞ’li yaşamını yitirdi, 9 yaralı
16:25 Colemêrg-Şirnex Karayolu ulaşıma kapandı
16:18 5 yıl sonra karın düştüğü Cizîr'den kareler
16:17 Wan’da cadde ve sokakları halk temizledi
16:03 Cizîr'den 'Umut ve Özgürlük" mitingi çağrısı
15:50 Sulama kanalına düşen araçta 4 kişi kayboldu
15:43 Narin Güran davası: Yargıtay anne, ağabey ve amcanın cezasını onadı
15:19 Tahran'daki eylemlere saldırı: Çok sayıda gözaltı
15:12 Bakırhan: DAİŞ’e karşı ortak tutum sergilenmeli
15:01 Free Web Turkey 2025 İnternet Raporu: Kürt basını hedefte
14:59 Devlet hastanesinde güvenlikten saldırı iddiası: Gözümü kaybedebilirdim
14:55 Kürdistan kara teslim: 502 köy yolu ulaşıma kapandı
14:53 SAMER’den rapor: Amed’de uyuşturucu kullanım yaşı 5-11’e düştü
14:30 Serhatlı seçilmişlerden miting çağrısı: Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü şarttır
14:08 Selçuk Kozağaçlı’nın durumuna ilişkin açıklama
14:01 Karayollarının işini de belediye yaptı: Yollar temizlendi
13:45 Mêrdîn ve Şirnex’te yollar kapandı: Öğrenciler mahsur kaldı
13:33 İran’da ekonomik kriz: Halk sokağa çıktı
12:28 DAİŞ operasyonunda 3 polis yaşamını yitirdi
11:45 Amed BB Kadın Politikaları Daire Başkanlığı faaliyet raporunu açıkladı
11:43 Amed’de eğitime ara verildi
11:22 Suriye Êzidîler Birliği, Alevilere yönelik saldırıları kınadı
11:06 Yolava’daki DAİŞ operasyonuna yayın yasağı
10:46 Tarihi surlarda kartpostallık görüntüler
10:43 Özerk Yönetim ile Şam görüşmesi ertelendi
10:01 Dêrsim'de tamamlanan GES mühürlendi, köylüler projenin iptalini istedi
09:26 Abdullah Öcalan'ın avukatı: Çözümün aktörlerinin önü açılmalı
09:23 Karakuş: Pozitif entegrasyon özyönetim ve konfederal yapılara açıktır
09:22 İklim krizini yaratanların zirvesine karşı halk zirvesi düzenlenecek
09:20 Rosa Kadın Derneği 8 yaşında: Tek hedef kadınlara ulaşmak
09:19 Rojhilatlı avukatın ölümü: Dosyada görüntülerin saklanması cinayet ihtimalini güçlendiriyor
09:13 ‘Failler cezasız kaldıkça hiçbir kadın güvende değil’
09:10 Canpolat: Süreç cezaevlerine uğramadı, tam tersini yaşıyoruz
09:07 Sağlıkta 2025: Sorunlar daha da derinleşti
09:00 29 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
08:41 Mêrdîn beyaza büründü
08:17 Yalova'da DAİŞ operasyonu: 7 polis yaralandı, çatışma sürüyor
07:50 Amed’de ilk karla kent beyaza büründü
28/12/2025
23:47 38 siyasi parti ve örgütten Geçiş Hükümeti’nin saldırılarına tepki
23:42 Trump, Zelenski ile görüştü
23:32 Bedlîs'te dengbêj gecesi
23:00 DEM Parti Eş Genel Başkanları: Demokratik Suriye eşit yurttaşlıkla mümkün”
22:17 PCCWS: Suriye’de yurttaşlara ateş açıldı, uluslararası koruma şart
22:12 Cezaevinden tahliye edilen Okan Gür, bir kadını katletti
21:32 Libya heyetini taşıyan jetin olay yeri incelemesi tamamlandı
21:29 Amedspor maçında Leyla Zana sloganları durmadı
21:12 Pirsûs'ta Noel kutlaması
19:26 Mêrdîn’de ev ev, sokak sokak ‘Umut ve Özgürlük’ çağrısı
19:12 Özerk Yönetim saldırıları kınadı: Sorumlu Geçiş Hükümeti'dir
18:52 Suriye Alevi Yüksek İslam Konseyi: Geçiş Hükümeti devleti temsil etmiyor
18:41 Suriye'de Alevilerin federalizm talebine saldırı: Ölü ve yaralılar var
18:12 Sırrı Süreyya Önder Barış Futbol Turnuvası: Herkesin değeriydi
18:02 4 Ocak mitingi için çalışmalar sürüyor
17:45 Gazeteci Aykol iki ayı aşkın süredir yoğun bakımda
17:24 Binlerce kişi Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için yürüdü
17:18 DMS 1’nci Olağanüstü Kongresini gerçekleştirdi
17:01 Din alimleri yeni yönetimlerini belirledi
16:50 Kayyım, belediye taşınmazı satışını eleştiren eşbaşkana tazminat davası açtı
16:44 Demokratik Birlik İnisiyatifi Mersin'de iki aileyi barıştırdı