Kuytul: Bunlar İslami hareketten nefret ediyorlar

img

ADANA - Adana’da üyelerine yönelik polis işkencesini “Devlet ile hükümet bize karşı birleşmiş” diyen Furkan Vakfı’nın kurucusu Alparsan Kuytul, “Bunlar İslami hareketten nefret ediyorlar” dedi.  

Son zamanlarda sıklıkla polis şiddetinin hedefinde olan Furkan Vakfı’nın 20 Mart’ta tutuklu 8 üyeleri için yapmak istediği yürüyüş işkence görüntüleriyle engellendi. Vakfın kurucusu Alparslan Kuytul'un 15 yaşındaki oğlunun da olduğu 600 kişi yaralandı. Ortaya çıkan görüntülerde özellikle başörtülü bir polisin tesettürlü bir kadını coplaması AKP’nin başörtü politikalarını bir kez daha teşhir etti. Kamuoyu, “Eskiden kadınlar başörtülerinden dolayı kamudan atılırken, gelinen aşamada başörtülerinden dolayı coplanıyor” şeklinde tepki verdi.
 
Vakfın kurucusu Alparslan Kuytul,  üyelerine yönelik saldırılar başta olmak üzere, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin eylemlerini kriminalize eden söylemlerine dair sorularımızı yanıtladı.
 
Tutuklu bulunan 8 üyeniz için yapmak istediği yürüyüş ya da açıklama polislerin saldırısıyla engellendi. Oğlunuz dahil birçok kişi ağır yaralandı. İşkence görüntüleri ortaya çıktı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Biz haksız ve hukuksuz yere tutuklanan sekiz arkadaşımız için bir yürüyüş düzenlemek istedik ve buna dair valiliğe bildirimde bulunduk. Ancak valilikte evrak kayıtlarına bakan memur, bildiri evrakımızı alamayacağını söyledi. Sonra arkadaşlarımızı hukuk işlerine yönlendirmişler, oradakiler de evrakımızı alamayacaklarını söyleyip, vali yardımcısına yönlendirmişler. Bunun üzerine arkadaşlarımız noterde valiliğe ihbar çekmek için gidiyor noter de evrakları almıyor. Noter de evrakları almayınca, arkadaşlarımız posta yolu ile valiliğe bildirimde bulunmak için evrak yolladı.
 
Hükümet izne bağladığı basın açıklaması, toplantı ve yürüyüş hakkı için yapmak istediğiniz başvuru fili olarak engelliyor. Bir devlet kurumunun bu keyfiliğini neye bağlıyorsunuz?
 
 
 Alanda siviller hariç yaklaşık 500 polis vardı. Çok sayıda arkadaşımızın kafası kırıldı, iki arkadaşımızın beli kırıldı, bir kişinin ayağı kırıldı. İşte benim oğlum beyin kanaması geçirdi.
 
Belli ki talimat almışlar. Biz ilk etapta tam anlayamadık ama şimdi çok daha iyi anlıyoruz ki, bunlar kasten evraklarımızı almadılar ve sonradan ‘sizin başvurunuz yok’ demek için’ Yaptığınız yasal değil onun için müdahale ettik’ demek için bunu yaptılar. Hâlbuki bildiri yapmış olmazsak dahi, böyle bir zülüm yapılmaz. Çünkü bizim yaptığımız şey anayasal bir haktır. Zaten anayasa izin verdiği için yani madde 34 diyor ki; herkes önceden izin almaksızın silahsız ve saldırısızı olmak şartıyla toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir. Meğer bu şekilde bir zulüm planlıyorlarmış. Zaten saldırıdan bir gün önce konferansta bulunan eşimin yanına gelen Adana İl Emniyeti Güvenlik Şube Müdürü, ‘Pazar günü sizinle müzakere bile yapmadan doğrudan saldıracağız’ demiş. Binlerce insana coplarla vurdular. Alanda siviller hariç yaklaşık 500 polis vardı. Bunlar çok büyük bir zülüm yaptılar. Çok sayıda arkadaşımızın kafası kırıldı, iki arkadaşımızın beli kırıldı, bir kişinin ayağı kırıldı. İşte benim oğlum beyin kanaması geçirdi.
 
Özellikle son beş yıldır vakfınızın çalışmalarına ve üyelerinize yönelik bir yönelim var. Bunu neye bağlıyorsunuz? 
 
Bunlar diyorlar ki, siz bize boyun eğmiyorsunuz. Evet eğmiyorum. Ben sana boyun eğmek zorunda değilim. Benim boynum Allah’ın önünde eğilmiş insanların önünde eğilmez. Bunlar bize boyun eğdirmek istiyorlar. Sekiz yıldan beridir bizimle uğraşıyorlar. Özellikle de son beş yıldır bizimle uğraşıyorlar. Velhasıl Türkiye’nin geldiği nokta bu. Diyorlar ki burası polis devletidir ve diyorlar ki,  anayasa da bizim için önemli değil, insan hakları da önemli değil. Hangi görüşten olursa olsun bunlarla hareket etmeyenlere bu zulümleri yapıyorlar. Kimine PKK deyip yapıyor, kimine FETO diyor yapıyor, kimine de Alevi deyip yapıyor. Mesele geçtiğimiz günlerde doktorlara bile yaptılar. Yine Mersin’de basın açıklaması yapmak isteyen avukatlara yaptılar. Bunar diyor ki, Türkiye’de bizden başka kimse olmasın. Biz de diyoruz bu ülke polis devleti olmasın. Bu haksızlıklar yapılmasın diyoruz.
 
 İktidar neden sizden rahatsız? 
 
Biz evvela İslami bir hareketiz. Asıl mesele bu. Bunlar İslami hareketten nefret ediyorlar. Bunlar laftan Müslüman. İslami bir hareket istemiyorlar. Çünkü biz tevhidi anlatıyoruz. Tevhidi anlattığımız için, la ilahe illallah’ın manasını, halkımıza anlayacağı dille anlattığımız için bize saldırıyorlar. La ilahe illallah demek, Allahtan başka ilah yok demek, Allahtan başka otorite yok demek ve itaat edilecek vatan yok demektir. Tevhidin manası bu. Biz bunları anlatınca bunlar rahatsız oluyor ve ‘Burada bizim dediğimiz olur’ diyorlar. Onun için bu saldırıları arttırıyorlar. Ayrıca bunun dışında da yapmış olduğumuz eleştiriler. Yani özetle tevhidi anlattığımız için devlet bizden rahatsız, yaptığımız eleştirilerde hükümet rahatsız. Devlet ile hükümet bize karşı birleşmiş vaziyette.
 
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ortaya çıkan görüntülerden sonra sizin için “Kökü dışarda olan bir adamdır” dedi. Bakan neden böyle bir açıklama yaptı? 
 
Bizim kökümüz burada. Ben buranın çocuğuyum. Burası benim vatanım. Anamda belli, babamda belli, görüştüğüm insanlarda belli. 24 saat polislerce takip ediliyorum. Nereye gitsem arkamdalar. Bununla ilgili daha evvel görüntüler de yayınladım. Ben hapiste çıktığım zamandan beri 24 saat boyunca takip altındayım. Eğer başkalarıyla benim diyaloğum varsa ya da köküm dışarıda ise neden ispat etmiyorlar. Sürekli peşimdeler. Tüm telefonlar dinleniyor hatta şu oda bile dinleniyor. Her taraf dinleniyor ve 24 saat boyunca takip altındayım. Eğer benim başkalarıyla diyaloğum varsa, ya da köküm dışarıdaysa neden ispat etmiyorlar. Bunu ispat etmeyen müfteridir, (İftira eden kimse) ve bundan dolayı ben gerek Soylu gerekse de Bahçeli ile ilgili suç duyurusunda bulunacağım. Hakkımı arayacağım. Bakalım bu savcılar milletin savcıları mı yoksa bunların savcıları mı? Bunu göreceğiz.
 
Devlet Bahçeli’den de şikayetçisiniz. Kendisi sizin için “Sokakları karıştırmak istiyor” ve “Görev yapan her polisin alnından öpüyorum” dedi…  
 
Biz ne zaman sokakları karıştırmışız. Bunlar diyorlar ki, yürüyüş, basın açıklaması yapmaya kalkarsan, ‘sokakları karıştırdın diye kabul ederiz’. Böyle saçmalık olabilir mi? O zaman Anayasa madde 34’ü, 2911 Sayılı Maddeyi değiştir, kimseye toplantı yürüyüş hakkına izin vermiyoruz deyin.  ‘Biz diktatörüz,  biz ceberut bir devletiz deyin’ olsun bitsin. Biz Libya’yız, biz Irak’ız, biz Saddam’ız de. Beşşar Esad’ız de. Ne dersen de… Yani Süleyman Soylu ile Devlet Bahçeli direk bu işin içinde. Devlet Bahçeli’nin alnından öptüğü şu polislere dünya lanet okurken, ‘Filistin’deki İsrail polislerini gördük’  diye insanlar tepki gösterirken ‘Acaba bu görüntüler İsrail’de mi çekildi’ diye insanlar tepki gösterirken, Devlet Bahçeli bu polislerin alnından öptüğünü söylüyor. Dolayısıyla bu işin arkasında Devlet Bahçeli’nin de olduğu açıkça ortadadır. Görüntülere de yansıdı. Dört beş polis bir arkadaşımızı köşeye sıkıştırıyor ve içlerinden bir tanesi testisini sıkıyor. Bağırttırmak için bunu yapıyor. Bu olacak iş mi? Bunun görüntüsü var. Devlet Bahçeli bu polislerin mi alnından öpüyor. Bunu yapan al… alnından mı öpüyor! 
 
İşkence görüntülerinden bahsettiniz. Bir diğer tepki toplayan görüntü ise başörtülü bir polisin başörtülü bir üyenizi coplamasıydı. AKP iktidara geldiği günden beri  “başörtü” söylemi üzerinden siyaset yapıyor. Buna dair neler söylemek istersiniz? 
 
Aslında hepsini bize karşı doldurmuşlar. O polis başörtülü ama başındaki örtünün ne olduğunu anlamamış ve sadece para kazanmak için o mesleğe atılmış. Başında bir örtü var ama demek ki örtü örtü değil. Bir çaput parçası anlaşılan. Bırakın bir başörtülünün bir başörtülüye vurmasını, bir başörtülü polisin açık saçık birine vurmasını da kabul edemeyiz. Yani bu işin bir kanunu var. Hiçbir zaman polis insanların başına copla vuramaz. Kadın polis de kadına öyle vuramaz. Ama benim gözümün önünde erkek polisler, kadınlara coplarla vurdu. Daha beter olaylarda var. İğrenç olaylar var.
 
Daha beter, daha iğrenç olaylar derken, görüntülere yansımayan farklı şeylerin olduğunu mu söylüyorsunuz?
 
Bu söyleyeceğim şeyi ilk defa sizinle paylaşıyorum. Ben de eşimden duydum. Bir kadın eşime erkek bir polisin kadınlardan birini taciz ettiğini söylemiş. Bunu ilk defa sizinle paylaşıyorum. Şu anda bunu hiç kimse bilmiyor. Bunu eşimden öğrendim. Polislerden biri böyle bir al… yapmış. Biz yalan söyleyecek insanlar değiliz, neyse onu söyleriz. Biz onlar gibi iftiracı değiliz ve kimseye iftira etmeyiz. Tüm polisleri suçlamıyorum ama içinden bir tane ş… bunu yapmış. Namussuzun biri böyle bir şey yapmış.  Yine birçok kardeşimizin telefonu kayıp. Polis arkadaşlarımızın elindeki telefonu almış ve vermemiş. Arkadaşlarımız soruyor emniyete ama telefonlar yok. Herhalde alıp ceplerine atmışlar. Evet, o hengâmede nasılsa kim kime dum duma. Yani kim vurduya gidiyor. Birçok telefon kırıldı parçalandı ve sadece elleri ayakları kafaları gözleri kırmadılar, telefonları da kırdılar, kameraları da kırdılar, gözlükleri de kırdılar. Olur, mu böyle şey?
 
 İşkenceye varan görüntülere rağmen hiçbir üyeniz gözaltına alınmadı. Bu size de ilginç gelmiyor mu?
 
 
 O kadar darp ettiler, daha doğrusu birkaç bin insanın katıldığı bir programa müdahale ediyorlar. Benim bildiğimi sadece darp edilenler 600-700 civarında ama bunlardan 300’ü kadar darp raporu alabildi. Diğerlerine hastaneler rapor vermiyor. 
 
Evet, çok ilginç. O kadar darp ettiler, daha doğrusu birkaç bin insanın katıldığı bir programa müdahale ediyorlar. Benim bildiğimi sadece darp edilenler 600-700 civarında ama bunlardan 300’ü kadar darp raporu alabildi. Diğerlerine hastaneler rapor vermiyor. Raporu alanlarda o raporu alana kadar canları çıkmış. Bunlar yasalara göre iş yapmak istemiyorlar. Yasaya göre yapacak olsalar,  gözaltı yapmaları lazım. Amaçları darp edip, korkutup bir daha kimsenin sokağa çıkmasını engellemek.  O yüzden gözaltı yapmıyor. Yine gözaltı yapsa o insanları hastaneye götürecek, savcıya götürecek gibi gibi. Bu kadar insana hangi birisini yapacak. O yüzden bunlar o işe girmek istemiyorlar. Ayrıca biz emniyette ifade vermek istemiyoruz. Savcıya ifade vermek istiyoruz diyoruz. Savcı bu kadar insanın ifadesini mi alacak. Bir de biz bir arkadaşımızın haksız yere gözaltına alınmasına ciddi direniş geliştiriyoruz. Onlar bundan çekiniyor diye yapmıyor olabilir.
 
Bu yöntem başka kesimlere karşı da sıklıkla kullanılıyor… 
 
Bunlar kendilerine muhalif olan herkesi ya dış güçlerle iş birliği yaptıklarını söylüyorlar ya da buradaki bir “terör örgütü” ile ilişkilendiriyorlar. Bunlar, bunu bir yöntem olarak kullanıyor. Yani şunu diyorlar, ‘Sen bize karşı gelirsen, bizi eleştirirsen, bize muhalefet edersen, rejimi eleştirirsen, laikliği eleştirirsen, Türkçülüğü eleştirirsen biz sana böyle bir damga vururuz’ Bu şekilde herkesi susturmak için bunu yapıyorlar. Bu bir strateji. Yoksa bunu yapmalarını gerektirecek bir şey yok ve bunu çok iyi biliyorlar. Bu devletin insanları susturma stratejisi aslında. Bunun manası budur.
 
 Son 20 yıldır kendisine İslami diyen hiçbir dernek, cemaat sokaklara çıkıp itirazlarda bulunmadı. Hatta hak talep eden kesimler kimi cemaat tarafından “dinsizlik”le hedef gösterildiler. Neden?  
 
 
 İslam’da iyilikleri söyleme bir de kötülüklere engel olma prensibi var. İslam’ın temel prensiplerindendir bunlar.  Şimdi bakıyoruz cemaatler bu ruhu kaybetmiş durumdalar. Devlet ile güzel geçinmek istiyorlar. Hâlbuki bu şekilde hiçbir yanlış düzelmez.
 
İnsanların fikir ve ifade hürriyeti var. Allah insanı şerefli yaratmıştır. Kur-an’i Kerim buyurur ki, ‘Biz insanoğlunu, âdemoğlunu şerefli kıldık, onurlu kıldık.’ İnsan onurlu bir varlıktır. İnsanın şerefli olmasının gereği,  insanın konuşma hakkı, fikir ve ifade hürriyetidir. Tüm dünyada da bu kabul edilmiştir. İslam’da bunu kabul ediyor ve ‘Dinde zorlama yoktur’ diyor. ‘Herkes kendi fikrini, zikrini söyleyebilir’ diyor. Biz bunu yapıyoruz. Diğerleri yapmıyorlarsa onların sorunu. Korkuyor olabilirler. Aslında bakarsanız yüzyıllardan beri korkutulmuş bir toplumuz. Bu ülkede zamanında Kur-an okunması yasaklanmış, camiler ahıra çevrilmiş ve 1949 yılında çıkartılan Kur-an öğretme yasağı hala da devam ediyor. Ondan dolayı insanlar korku içerisindeler. Sokağa çıkmamaları, kendi haklarını aramıyor olmaları bu korku ile ilgili bir durum. Ama bir Müslüman fikir ve ifade hürriyetini savunmak zorundadır. Bir Müslüman zulme karşı gelmek zorundadır. Mazlumların yanında yer almak zorundadır. İslam haktır, İslam hakkı savunmaktır, İslam mazlumun yanında yer almaktır zalime karşı gelmektir. İslam’da iyilikleri söyleme bir de kötülüklere engel olma prensibi var. İslam’ın temel prensiplerindendir bunlar.  Şimdi bakıyoruz cemaatler bu ruhu kaybetmiş durumdalar. Bu İslam’ın temel prensiplerinden namaz gibi, zekât gibi bu da temel prensiplerimizdendir. Yani eğer Kur-an’i okuyor olsalardı kesinlikle böyle olmazdı. Kur-an mücadeleyi emreder. Tüm peygamberler muhaliftir. Çünkü her toplumda yanlışlar var ve peygamberler de o yanlışlara muhalefet etmişlerdir. Ama cemaatler bu ruhu kaybettikleri için muhalefeti unuttular. Dinimizin ilk kelimesi La İlahe İllallah, muhalefettir. Allahtan başka ilah tanımıyorum, tek ilah o, tek otorite o, tek kanun koyucu o. Çünkü inanların menfaatleri var kendi menfaatlerine göre hükmederler. Allah ise tüm kullar Allah’ın kullarıdır ve Allah’ın bir menfaati olamaz, her şey zaten onundur o hükmetmeli. O hükmederse herksin hakkını verir. Yani cemaatler bunu anlatmıyorlar. Devlet ile güzel geçinmek istiyorlar. Hâlbuki bu şekilde hiçbir yanlış düzelmez.
 
Bunun böyle olmasını devlet mi istiyor? 
 
Türkiye’deki İslami eğitimin yanlışlığından kaynaklanıyor. Devlet İslamiyet’i zaten doğru şekilde anlatmaz. Diyanetten bunu bekleyemeyiz. Zaten diyanet bunu öğretmez. Yani devletin bir kurumu. Dolayısıyla bu işi devlete bırakır ve bunu insanlara anlatmaz. Hani onu anlıyorum da cemaatler neden böyle. Çünkü cemaatler yanlış eğitim aldılar kendi cemaatlerinde. Eksik eğitim aldılar. Yani sadece İslam’ın ibadet ve ahlak meseleleriyle ilgililer. Oysaki bu din değildir. Din ibadet ve ahlaktan ibaret değil. Dinin evvela tevhit diye bir davası var. Din bir davadır. Bunlar dini sadece Allah’ın varlığı ve birliği ile yaşıyor.  Böyle bir dava yok İslam’da. İslam’ın davası bu değil, Allah’tan başka ilahın olmaması. Tek otoriterin Allah olması, Allah’ın dediği gibi bir dünyanın meydana gelmesi... Ve ancak o zaman adalet gerçekleşebilir.  Yoka ya bir ırk diğer ırka zülüm eder, ya zenginler fakirlere zülüm eder, ya devlet milletine zülüm eder. Krallar halkına zülüm eder. Bunu engellemek için, İslam’ın davası Allah’ın dediği olacak. İşte İslam davası bu ama cemaatlerin böyle bir davası yok. Öyle olunca yani davasız oldukları için, tüm dertler ibadet ve ahlak olunca niye sokağa çıksınlar ki. İbadet zaten yapıyorlar. İbadetten anladıkları namaz niyaz. Ahlak da zaten sorun değil. Bunlar ne kadar zülüm olursa olsun, kendilerine de zülüm yapılıyor ona da sessiz kalıyorlar. Bu İslam değil. Hangi peygamber böyle mistiktir. Hangi peygamber böyle suskundur. Tüm peygamberler mücadele etmişler. Eğer din sadece ibadet ve ahlak olsaydı o zaman Peygamberimiz ve diğer peygamberlerin başına gelenler niye geldi o zaman. Eğer Kur-an’ı okurlarsa, peygamberimizin hayatını okurlarsa bunun böyle olmadığını görecekler.
 
Hareketinizi “terörle” ilintili gösteren itham ve açıklamalar oldu. Bu kavram hakkında ne düşünüyorsunuz? 
 
“Terör ve terörizm nedir. Terörist kimdir. Vatan haini kimdir” Bunların hepsinin yerine oturtulması ve tanımlanması lazım. Adam kendi gibi düşünmeyene ‘vatan haini’ diyor. Senin gibi düşünmeyebilir. O vatanın iyiliği için düşünüyor ve senin dediğini yanlış buluyor. Senin gibi düşünmediği için sen buna vatan haini diyemezsin. “Terörün” bir tanımı var. “Teröristin” bir tanımı var. Bunlar hakkını arayana “terörist” diyor. Bunlar işin kolayını bulmuşlar. Herkesi susturmanın yolunu bulmuşlar. “Terörist deriz” demek istiyorlar. Hak arayan insan ne zamandan beri “terörist” oldu. Ben basın açıklaması yapma hakkımı kullanıyorum. Yürüyüş yapmakta hakkım. Bu konunun hal edilmesi için ‘terör nedir’, ‘terörist kimdir’, ‘vatan haini’ kimdir, hatta devlet nedir. Bunların bir kere tanımlanması lazım. Mesela ‘Polis diyor ben devletim.’ Ya sen kimsin ki ben devletim diyorsun. Sen nesin de devletim diyorsun. Dün işsiz güçsüz gezen biriydin. Ne zaman devlet oldun.  Sen devletin memurusun. Sen anayasanın bana verdiği hakkı engelliyorsun ve ‘ben devletim’ diye engelliyorsun. Sen anayasadan üstün müsün? Yani böyle bir had bilmezlik var. Onun için bu kavramların tekrar tanımlanması lazım. Ben şahsen devletin kim olduğunu bilmiyorum. Ömrüm okumakla, anlatmakla geçti ama devlet kimdir bilmiyorum. Bilen varsa söylesin, ben de öğreneyim. Bunlar gerçekten tekrar tanımlanması gereken şeyler. 
 
Hareketiniz için “Bundan sonra sokağa çıkamazlar” diyenler de oldu. Sokakta kendinizi ifade etme yöntemlerini sürdürecek misiniz?  
 
Görecekler. Görecekler nasıl sokağa çıkıyoruz. Görecekler sokağa çıkabiliyor muyuz, çıkamıyor muyuz?
 
MA / Selman Güzelyüz - Hamdullah Yağız Kesen

Diğer başlıklar

22/01/2025
23:54 Tişrîn saldırısında bir yurttaş katledildi
23:32 Slovenya'da maden göçüğü: 3 kişi hayatını kaybetti
23:20 Grand Kartal Otel'in ön hasar tespit raporu tamamlandı
22:29 Bolu Belediye Başkanı Özcan: Denetleme yetkisi bakanlığın sorumluluğunda
22:02 79 kişiye mezar olan otel hakkında yıkım kararı
21:59 BBP'den Suriye’ye ziyaret
21:41 Hakan Fidan, ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı ile görüştü
21:38 Türkiye’de 24 yılda facialarda 54 bin kişi öldü, tek istifa yok!
21:33 Yönetmen Kazım Öz serbest bırakıldı
21:06 Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani, yaptırımların kaldırılmasını istedi
20:52 MGK'de 'Kırmızı Kitap' değişikliği
20:32 Grand Kartal’da inceleme yaptılar: Denetimsizlik ve ihmaller zinciri var
20:26 BM önünde Tişrîn’de sivillere saldırılara tepki
20:15 Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri: İnsanı değil rantı esas alan uygulamalar can alıyor
20:04 Tişrîn’de Al El Beyt Birliği Başkanı Ednan Ilêwî de yaralandı
19:59 KHK eylemi 315’inci haftasında: Mücadeleye devam edeceğiz
19:57 Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar Almanya’da protesto edildi
19:53 Trump’tan Putin’e 'Ukrayna savaşını durdur' çağrısı
19:42 Tişrîn için Bavê Teyar’ın son sözleri ile seslendiler: Ölümden korkmuyoruz
19:34 Grand Kartal Otel’de hayatını kaybedenlerin sayısı 79’a yükseldi
19:32 Macron ve Scholz’dan Trump’a karşı güçlü Avrupa çağrısı
19:16 Pexşan Ezîzî'nin avukatı: İdam cezası durduruldu
19:10 Sağlık Bakanlığı: 12 yaralının tedavisi sürüyor
19:02 ESP'ye yönelik saldırı protesto edildi: En az 40 gözaltı
18:53 Fransa’daki ‘Uzun Yürüyüş’ 2’nci gününde
18:39 Esediyê köyü ağır silahlarla bombalanıyor
18:36 İfadeye çağrılan yönetmen Öz kelepçeyle adliyeye götürüldü
18:19 Sinan Ateş cinayetinde 22 isim hakkında takipsizlik kararı
18:17 Yangın soruşturmasında gözaltı sayısı 11’e yükseldi
17:46 Türkiye, Tişrîn Barajı’nda halka saldırdı
17:39 Haber-Sen: Gazetecilere baskı halkın haber alma hakkına saldırıdır
17:26 Tişrîn Barajı saldırısında yaralanan genç kadın hayatını kaybetti
17:10 İmralı Heyeti yarın açıklama yapacak
17:08 Üsküdar'da işçilerin kaldığı konteynerde yangın çıktı
16:33 İmralı Heyeti döndü: Görüşme 4 saat sürdü
16:10 Gözaltındaki gazeteciden mesaj
16:03 Amed'de ‘Adettendir, Üretiyoruz' projesi
15:32 Wan Tarım Platformu kuruldu
15:25 'Dema tu çûyî' kitabı için imza etkinliği
14:51 Tutsak Çelebi’nin tahliyesi bir kez daha engellendi
14:21 Rojhilat'ta idamlara karşı genel grev
14:19 Dêrsim ve Adana'da gözaltı protestosu
13:54 İHD'den Rojin Kabaiş açıklaması: Rapor eksik, sorular yanıtsız
13:52 Bakan Tunç’a soru: Ağız içi arama dayatmasının yasal dayanağı nedir?
13:48 ESP, SKM ve SGDF üyesi 40 kişi gözaltında
13:39 Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani'den Kürtlere çağrı
13:27 Kadınlar: Kayyım gasptır, meşru değildir
13:25 Şahin Öner davası: Katleden polis tali, katledilen kişi asli kusurlu!
13:24 Sakarya'da iş cinayeti
13:22 İmralı'da 144 ihlal tespit edildi
13:01 Önce el konuldu 37 gün sonra da toplatma kararı çıkarıldı
12:40 Eski belediye meclis üyesine ceza talebi
12:06 Otel yangınında ölenlerden 45'inin kimliği belli oldu
11:48 Haber-Sen'den 'sefalet' zammına tepki
11:35 Duran Kalkan: Ciddiyseniz pratik adım atın
11:32 Zırhlı araçla ezilen genç: Darp edildim, doktor muayene etmedi
10:52 DEM Parti heyeti İmralı'ya gitti
10:30 Gazeteci Eylem Babayiğit gözaltına alındı
10:29 Kayyımın işten çıkardığı işçiler: Hakkımızı alana kadar direneceğiz
10:23 Gavgas'ta asker gözetiminde maden talanı
09:43 İhlalleri yazdığı mektup ‘devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak’ sayıldı!
09:41 Gazeteciler ve meslek örgütlerine 'seçici dayanışma' tepkisi
09:40 Filistinli kadın 'rehin' alınan bebeğine kavuştu
09:39 İktidarın kadını eve hapsetme hedefi: 'Aile Yılı'
09:34 Kürt sorunu tartışmalarına ‘kayıp yakınları’ ne diyor?
09:27 Karanlık hücrelerden karanlık bir dönemi aydınlatıyor
09:26 Av. Mızrak: Yaşam hakkını ihlal eden saldırılar durdurulmalı
09:16 90 gündür direnen kadın işçi: Kazanana kadar buradayım
09:11 Tutsak yakınları: Sorun masada çözülür
09:10 Raphaëlle Primet: Kürt sorununun çözümünde Öcalan vazgeçilmezdir
09:09 Belediyelere kaynak kesintisi en çok işçiyi etkiledi
09:06 Gazeteci Köylüoğlu: 2 isim yeni hükümetin kurulmasını kilitliyor
09:05 Muhasebecilikten Tezhip Sanatı’na
09:04 Mesajlarda ortaya çıktı: MR'a doktorsuz götürülen entübe hasta öldü
09:00 22 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:55 Irak ‘Kişisel Statü Yasası’nda değişikliği onayladı
08:53 DEM Parti heyeti bugün İmralı'ya gidecek
08:33 2 haftada 240 gözaltı
08:32 Meteoroloji’den sağanak ve kar uyarısı
07:51 Polis zırhlı araçla çarptığı gence şiddet uyguladı
21/01/2025
22:07 Yangın faciasında ölü sayısı 76’ya çıktı, 9 gözaltı
21:54 İsrail Genelkurmay Başkanı istifa etti
21:42 Tahliye olan gazeteci Süleyman Ahmet yaşadıklarını anlattı
21:02 Zafer Partisi Genel Başkanı Özdağ tutuklandı
20:44 ABD’nin dış yardımları 90 gün askıya alındı
20:30 Türkiye ile İsveç’ten ‘Güvenlik Mekanizması’ toplantısı
19:31 Kabine sonrası Erdoğan’dan açıklama
19:01 Morg doldu, cenazeler soğuk hava deposuna konuldu
18:52 Aysel Tuğluk’a 3 yıl ceza
18:31 Kobanê’de özsavunma taburu kuruldu
18:21 Özdağ hakkında tutuklama talebi
18:18 26 gün sürecek ‘Uzun Yürüyüş’ başladı
18:03 Özerk Yönetim'den Tişrîn’deki saldırıya tepki
17:54 Kayyım işçileri ‘zorunlu izne’ gönderdi
17:45 ‘Burhan’ın Kitabı’ hakkında toplatma kararı
17:40 ‘Bavê Teyar'ın ruhuyla toprağımızı koruyacağız’
17:16 Gazetecilerin tutukluluğuna devam kararı
17:01 Ümit Özdağ için savcının kararı bekleniyor
17:00 Wan'da Tişrîn Barajı'nda sivillerin katledilmesi protesto edildi
16:58 Otel yangını faciasında 4 gözaltı
16:54 Ege ormanlarına mermer ocağı işgali
16:20 Strasbourg’taki Özgürlük Nöbeti 657’nci haftasında
16:12 Onbinler Tişrîn’de katledilenleri son yolculuğuna uğurladı
16:10 AKP'nin seçim malzemesi yaptığı yol ‘güvenlik’ gerekçesiyle kapatıldı
15:55 Rojhilatlı tutsaklardan greve katılım çağrısı
15:44 QSD'nin DAİŞ’e karşı mücadelede 2024 bilançosu
15:30 Evrensel Gazetesi davası dosyanın incelenmesi için ertelendi
15:19 Bask ve Katalan seçilmişlerden Avrupa Konseyi’ne Abdullah Öcalan mektubu
15:18 Yangında ölü sayısı 66'ya çıktı
15:16 İHD'den Suriye çağrısı: Sivil katliamları önleyecek mekanizma kurulsun
14:51 Türkiye zeytin fabrikasını bombaladı
14:39 Bavê Teyar’ın tutsak kızından mesaj
14:23 Tişrîn’e saldırı: 2 kişi katledildi, 20 kişi yaralandı
13:42 Özdağ hakkındaki soruşturma genişletildi
13:31 Akdeniz’de kayyım protestosunda mücadeleyi yükseltme çağrısı
13:26 Kürt Edebiyatçılar Derneği 'korsan' baskını savcıya soracak
12:54 DEM Parti binasına saldıran Gün hakkında yakalama kararı
12:05 Bilirkişi heyeti oluşturuldu: Yangın merdiveni yoktu
12:01 AKP'li vekil belediye kapısını kırıp toplantı aldı
11:57 DBP Kadın Meclisi: Öcalan'ın özgürlüğü sağlanmalı
11:43 Yıldız Dağı'ndaki bir otelde patlama
11:42 Kayyımın işten çıkardığı işçi sayısı 236’ya yükseldi
11:23 Asrın Hukuk bürosundan İmralı başvurusu
11:21 Aydınlardan Avrupa Konseyi'ne Abdullah Öcalan mektubu
10:58 Kartalkaya'daki otel yangınına soruşturma
10:39 İstanbul merkezli soruşturmada gözaltı sayısı arttı
10:34 Tarımsal girdi fiyatları yıllık yüzde 41,64 arttı
10:18 Sevk ettikleri tutsağa 5 bin TL kargo masrafı çıkardılar
10:14 Bir ayda 13 gazeteciyi tutukladı: Tek fark 'tutuklandınız' demesi oldu
10:08 AKP'liler 'Proje Okul'u parti merkezine dönüştürdü!
10:07 BEKSAV’a baskın: Kapılar kırıldı, enstrümanlara el konuldu
09:46 Ekonomik kriz nedeniyle hobi işini geçim kapısına dönüştürdü
09:44 Tutuklanan gazetecilerin avukatı: Karar önceden verilmişti
09:20 Kürt Edebiyatçılar Derneği'ne 'korsan' baskını üstlenen yok!
09:15 Kelepçe dayatmasına karşı çıkan tutsak tedavi edilmedi
09:12 'Abdullah Öcalan özgür olmadan barış sağlanmaz'
09:10 Çırağı bulunmayan meslek
09:07 'Katliam Yasası' sonrası şiddet ve katliamda artış
09:06 Tan Atımında Kızılca Kıyamet: Şiirin zindanlarda yankılanan çığlığı
09:04 Kalkınma ve istihdam söyleminin ardına gizlenen yıkım: Madencilik
09:00 21 OCAK 2025 GÜNDEMİ
08:55 ESP ve SGDF'liler gözaltına alındı
08:13 Meteoroloji’den kuvvetli yağış uyarısı
08:07 Kolombiya’da ELN ve EMCB arasında çatışma: 80 ölü
07:48 Kayak merkezinde yangın: 10 ölü, 32 yaralı
20/01/2025
23:04 Trump yönetimi, ABD'ye yasal giriş için kullanılan sınır uygulamasını kaldırdı
22:47 Abdullah Öcalan için 26 kentte yürüyüş
21:32 Trump’tan başkanlık sonrası ilk konuşma
21:20 QSD: Dêrazor güvenliği kırmızı çizgimizdir
21:15 Ümit Özdağ gözaltına alındı