Kuytul: Bunlar İslami hareketten nefret ediyorlar

img

ADANA - Adana’da üyelerine yönelik polis işkencesini “Devlet ile hükümet bize karşı birleşmiş” diyen Furkan Vakfı’nın kurucusu Alparsan Kuytul, “Bunlar İslami hareketten nefret ediyorlar” dedi.  

Son zamanlarda sıklıkla polis şiddetinin hedefinde olan Furkan Vakfı’nın 20 Mart’ta tutuklu 8 üyeleri için yapmak istediği yürüyüş işkence görüntüleriyle engellendi. Vakfın kurucusu Alparslan Kuytul'un 15 yaşındaki oğlunun da olduğu 600 kişi yaralandı. Ortaya çıkan görüntülerde özellikle başörtülü bir polisin tesettürlü bir kadını coplaması AKP’nin başörtü politikalarını bir kez daha teşhir etti. Kamuoyu, “Eskiden kadınlar başörtülerinden dolayı kamudan atılırken, gelinen aşamada başörtülerinden dolayı coplanıyor” şeklinde tepki verdi.
 
Vakfın kurucusu Alparslan Kuytul,  üyelerine yönelik saldırılar başta olmak üzere, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin eylemlerini kriminalize eden söylemlerine dair sorularımızı yanıtladı.
 
Tutuklu bulunan 8 üyeniz için yapmak istediği yürüyüş ya da açıklama polislerin saldırısıyla engellendi. Oğlunuz dahil birçok kişi ağır yaralandı. İşkence görüntüleri ortaya çıktı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
 
Biz haksız ve hukuksuz yere tutuklanan sekiz arkadaşımız için bir yürüyüş düzenlemek istedik ve buna dair valiliğe bildirimde bulunduk. Ancak valilikte evrak kayıtlarına bakan memur, bildiri evrakımızı alamayacağını söyledi. Sonra arkadaşlarımızı hukuk işlerine yönlendirmişler, oradakiler de evrakımızı alamayacaklarını söyleyip, vali yardımcısına yönlendirmişler. Bunun üzerine arkadaşlarımız noterde valiliğe ihbar çekmek için gidiyor noter de evrakları almıyor. Noter de evrakları almayınca, arkadaşlarımız posta yolu ile valiliğe bildirimde bulunmak için evrak yolladı.
 
Hükümet izne bağladığı basın açıklaması, toplantı ve yürüyüş hakkı için yapmak istediğiniz başvuru fili olarak engelliyor. Bir devlet kurumunun bu keyfiliğini neye bağlıyorsunuz?
 
 
 Alanda siviller hariç yaklaşık 500 polis vardı. Çok sayıda arkadaşımızın kafası kırıldı, iki arkadaşımızın beli kırıldı, bir kişinin ayağı kırıldı. İşte benim oğlum beyin kanaması geçirdi.
 
Belli ki talimat almışlar. Biz ilk etapta tam anlayamadık ama şimdi çok daha iyi anlıyoruz ki, bunlar kasten evraklarımızı almadılar ve sonradan ‘sizin başvurunuz yok’ demek için’ Yaptığınız yasal değil onun için müdahale ettik’ demek için bunu yaptılar. Hâlbuki bildiri yapmış olmazsak dahi, böyle bir zülüm yapılmaz. Çünkü bizim yaptığımız şey anayasal bir haktır. Zaten anayasa izin verdiği için yani madde 34 diyor ki; herkes önceden izin almaksızın silahsız ve saldırısızı olmak şartıyla toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahiptir. Meğer bu şekilde bir zulüm planlıyorlarmış. Zaten saldırıdan bir gün önce konferansta bulunan eşimin yanına gelen Adana İl Emniyeti Güvenlik Şube Müdürü, ‘Pazar günü sizinle müzakere bile yapmadan doğrudan saldıracağız’ demiş. Binlerce insana coplarla vurdular. Alanda siviller hariç yaklaşık 500 polis vardı. Bunlar çok büyük bir zülüm yaptılar. Çok sayıda arkadaşımızın kafası kırıldı, iki arkadaşımızın beli kırıldı, bir kişinin ayağı kırıldı. İşte benim oğlum beyin kanaması geçirdi.
 
Özellikle son beş yıldır vakfınızın çalışmalarına ve üyelerinize yönelik bir yönelim var. Bunu neye bağlıyorsunuz? 
 
Bunlar diyorlar ki, siz bize boyun eğmiyorsunuz. Evet eğmiyorum. Ben sana boyun eğmek zorunda değilim. Benim boynum Allah’ın önünde eğilmiş insanların önünde eğilmez. Bunlar bize boyun eğdirmek istiyorlar. Sekiz yıldan beridir bizimle uğraşıyorlar. Özellikle de son beş yıldır bizimle uğraşıyorlar. Velhasıl Türkiye’nin geldiği nokta bu. Diyorlar ki burası polis devletidir ve diyorlar ki,  anayasa da bizim için önemli değil, insan hakları da önemli değil. Hangi görüşten olursa olsun bunlarla hareket etmeyenlere bu zulümleri yapıyorlar. Kimine PKK deyip yapıyor, kimine FETO diyor yapıyor, kimine de Alevi deyip yapıyor. Mesele geçtiğimiz günlerde doktorlara bile yaptılar. Yine Mersin’de basın açıklaması yapmak isteyen avukatlara yaptılar. Bunar diyor ki, Türkiye’de bizden başka kimse olmasın. Biz de diyoruz bu ülke polis devleti olmasın. Bu haksızlıklar yapılmasın diyoruz.
 
 İktidar neden sizden rahatsız? 
 
Biz evvela İslami bir hareketiz. Asıl mesele bu. Bunlar İslami hareketten nefret ediyorlar. Bunlar laftan Müslüman. İslami bir hareket istemiyorlar. Çünkü biz tevhidi anlatıyoruz. Tevhidi anlattığımız için, la ilahe illallah’ın manasını, halkımıza anlayacağı dille anlattığımız için bize saldırıyorlar. La ilahe illallah demek, Allahtan başka ilah yok demek, Allahtan başka otorite yok demek ve itaat edilecek vatan yok demektir. Tevhidin manası bu. Biz bunları anlatınca bunlar rahatsız oluyor ve ‘Burada bizim dediğimiz olur’ diyorlar. Onun için bu saldırıları arttırıyorlar. Ayrıca bunun dışında da yapmış olduğumuz eleştiriler. Yani özetle tevhidi anlattığımız için devlet bizden rahatsız, yaptığımız eleştirilerde hükümet rahatsız. Devlet ile hükümet bize karşı birleşmiş vaziyette.
 
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, ortaya çıkan görüntülerden sonra sizin için “Kökü dışarda olan bir adamdır” dedi. Bakan neden böyle bir açıklama yaptı? 
 
Bizim kökümüz burada. Ben buranın çocuğuyum. Burası benim vatanım. Anamda belli, babamda belli, görüştüğüm insanlarda belli. 24 saat polislerce takip ediliyorum. Nereye gitsem arkamdalar. Bununla ilgili daha evvel görüntüler de yayınladım. Ben hapiste çıktığım zamandan beri 24 saat boyunca takip altındayım. Eğer başkalarıyla benim diyaloğum varsa ya da köküm dışarıda ise neden ispat etmiyorlar. Sürekli peşimdeler. Tüm telefonlar dinleniyor hatta şu oda bile dinleniyor. Her taraf dinleniyor ve 24 saat boyunca takip altındayım. Eğer benim başkalarıyla diyaloğum varsa, ya da köküm dışarıdaysa neden ispat etmiyorlar. Bunu ispat etmeyen müfteridir, (İftira eden kimse) ve bundan dolayı ben gerek Soylu gerekse de Bahçeli ile ilgili suç duyurusunda bulunacağım. Hakkımı arayacağım. Bakalım bu savcılar milletin savcıları mı yoksa bunların savcıları mı? Bunu göreceğiz.
 
Devlet Bahçeli’den de şikayetçisiniz. Kendisi sizin için “Sokakları karıştırmak istiyor” ve “Görev yapan her polisin alnından öpüyorum” dedi…  
 
Biz ne zaman sokakları karıştırmışız. Bunlar diyorlar ki, yürüyüş, basın açıklaması yapmaya kalkarsan, ‘sokakları karıştırdın diye kabul ederiz’. Böyle saçmalık olabilir mi? O zaman Anayasa madde 34’ü, 2911 Sayılı Maddeyi değiştir, kimseye toplantı yürüyüş hakkına izin vermiyoruz deyin.  ‘Biz diktatörüz,  biz ceberut bir devletiz deyin’ olsun bitsin. Biz Libya’yız, biz Irak’ız, biz Saddam’ız de. Beşşar Esad’ız de. Ne dersen de… Yani Süleyman Soylu ile Devlet Bahçeli direk bu işin içinde. Devlet Bahçeli’nin alnından öptüğü şu polislere dünya lanet okurken, ‘Filistin’deki İsrail polislerini gördük’  diye insanlar tepki gösterirken ‘Acaba bu görüntüler İsrail’de mi çekildi’ diye insanlar tepki gösterirken, Devlet Bahçeli bu polislerin alnından öptüğünü söylüyor. Dolayısıyla bu işin arkasında Devlet Bahçeli’nin de olduğu açıkça ortadadır. Görüntülere de yansıdı. Dört beş polis bir arkadaşımızı köşeye sıkıştırıyor ve içlerinden bir tanesi testisini sıkıyor. Bağırttırmak için bunu yapıyor. Bu olacak iş mi? Bunun görüntüsü var. Devlet Bahçeli bu polislerin mi alnından öpüyor. Bunu yapan al… alnından mı öpüyor! 
 
İşkence görüntülerinden bahsettiniz. Bir diğer tepki toplayan görüntü ise başörtülü bir polisin başörtülü bir üyenizi coplamasıydı. AKP iktidara geldiği günden beri  “başörtü” söylemi üzerinden siyaset yapıyor. Buna dair neler söylemek istersiniz? 
 
Aslında hepsini bize karşı doldurmuşlar. O polis başörtülü ama başındaki örtünün ne olduğunu anlamamış ve sadece para kazanmak için o mesleğe atılmış. Başında bir örtü var ama demek ki örtü örtü değil. Bir çaput parçası anlaşılan. Bırakın bir başörtülünün bir başörtülüye vurmasını, bir başörtülü polisin açık saçık birine vurmasını da kabul edemeyiz. Yani bu işin bir kanunu var. Hiçbir zaman polis insanların başına copla vuramaz. Kadın polis de kadına öyle vuramaz. Ama benim gözümün önünde erkek polisler, kadınlara coplarla vurdu. Daha beter olaylarda var. İğrenç olaylar var.
 
Daha beter, daha iğrenç olaylar derken, görüntülere yansımayan farklı şeylerin olduğunu mu söylüyorsunuz?
 
Bu söyleyeceğim şeyi ilk defa sizinle paylaşıyorum. Ben de eşimden duydum. Bir kadın eşime erkek bir polisin kadınlardan birini taciz ettiğini söylemiş. Bunu ilk defa sizinle paylaşıyorum. Şu anda bunu hiç kimse bilmiyor. Bunu eşimden öğrendim. Polislerden biri böyle bir al… yapmış. Biz yalan söyleyecek insanlar değiliz, neyse onu söyleriz. Biz onlar gibi iftiracı değiliz ve kimseye iftira etmeyiz. Tüm polisleri suçlamıyorum ama içinden bir tane ş… bunu yapmış. Namussuzun biri böyle bir şey yapmış.  Yine birçok kardeşimizin telefonu kayıp. Polis arkadaşlarımızın elindeki telefonu almış ve vermemiş. Arkadaşlarımız soruyor emniyete ama telefonlar yok. Herhalde alıp ceplerine atmışlar. Evet, o hengâmede nasılsa kim kime dum duma. Yani kim vurduya gidiyor. Birçok telefon kırıldı parçalandı ve sadece elleri ayakları kafaları gözleri kırmadılar, telefonları da kırdılar, kameraları da kırdılar, gözlükleri de kırdılar. Olur, mu böyle şey?
 
 İşkenceye varan görüntülere rağmen hiçbir üyeniz gözaltına alınmadı. Bu size de ilginç gelmiyor mu?
 
 
 O kadar darp ettiler, daha doğrusu birkaç bin insanın katıldığı bir programa müdahale ediyorlar. Benim bildiğimi sadece darp edilenler 600-700 civarında ama bunlardan 300’ü kadar darp raporu alabildi. Diğerlerine hastaneler rapor vermiyor. 
 
Evet, çok ilginç. O kadar darp ettiler, daha doğrusu birkaç bin insanın katıldığı bir programa müdahale ediyorlar. Benim bildiğimi sadece darp edilenler 600-700 civarında ama bunlardan 300’ü kadar darp raporu alabildi. Diğerlerine hastaneler rapor vermiyor. Raporu alanlarda o raporu alana kadar canları çıkmış. Bunlar yasalara göre iş yapmak istemiyorlar. Yasaya göre yapacak olsalar,  gözaltı yapmaları lazım. Amaçları darp edip, korkutup bir daha kimsenin sokağa çıkmasını engellemek.  O yüzden gözaltı yapmıyor. Yine gözaltı yapsa o insanları hastaneye götürecek, savcıya götürecek gibi gibi. Bu kadar insana hangi birisini yapacak. O yüzden bunlar o işe girmek istemiyorlar. Ayrıca biz emniyette ifade vermek istemiyoruz. Savcıya ifade vermek istiyoruz diyoruz. Savcı bu kadar insanın ifadesini mi alacak. Bir de biz bir arkadaşımızın haksız yere gözaltına alınmasına ciddi direniş geliştiriyoruz. Onlar bundan çekiniyor diye yapmıyor olabilir.
 
Bu yöntem başka kesimlere karşı da sıklıkla kullanılıyor… 
 
Bunlar kendilerine muhalif olan herkesi ya dış güçlerle iş birliği yaptıklarını söylüyorlar ya da buradaki bir “terör örgütü” ile ilişkilendiriyorlar. Bunlar, bunu bir yöntem olarak kullanıyor. Yani şunu diyorlar, ‘Sen bize karşı gelirsen, bizi eleştirirsen, bize muhalefet edersen, rejimi eleştirirsen, laikliği eleştirirsen, Türkçülüğü eleştirirsen biz sana böyle bir damga vururuz’ Bu şekilde herkesi susturmak için bunu yapıyorlar. Bu bir strateji. Yoksa bunu yapmalarını gerektirecek bir şey yok ve bunu çok iyi biliyorlar. Bu devletin insanları susturma stratejisi aslında. Bunun manası budur.
 
 Son 20 yıldır kendisine İslami diyen hiçbir dernek, cemaat sokaklara çıkıp itirazlarda bulunmadı. Hatta hak talep eden kesimler kimi cemaat tarafından “dinsizlik”le hedef gösterildiler. Neden?  
 
 
 İslam’da iyilikleri söyleme bir de kötülüklere engel olma prensibi var. İslam’ın temel prensiplerindendir bunlar.  Şimdi bakıyoruz cemaatler bu ruhu kaybetmiş durumdalar. Devlet ile güzel geçinmek istiyorlar. Hâlbuki bu şekilde hiçbir yanlış düzelmez.
 
İnsanların fikir ve ifade hürriyeti var. Allah insanı şerefli yaratmıştır. Kur-an’i Kerim buyurur ki, ‘Biz insanoğlunu, âdemoğlunu şerefli kıldık, onurlu kıldık.’ İnsan onurlu bir varlıktır. İnsanın şerefli olmasının gereği,  insanın konuşma hakkı, fikir ve ifade hürriyetidir. Tüm dünyada da bu kabul edilmiştir. İslam’da bunu kabul ediyor ve ‘Dinde zorlama yoktur’ diyor. ‘Herkes kendi fikrini, zikrini söyleyebilir’ diyor. Biz bunu yapıyoruz. Diğerleri yapmıyorlarsa onların sorunu. Korkuyor olabilirler. Aslında bakarsanız yüzyıllardan beri korkutulmuş bir toplumuz. Bu ülkede zamanında Kur-an okunması yasaklanmış, camiler ahıra çevrilmiş ve 1949 yılında çıkartılan Kur-an öğretme yasağı hala da devam ediyor. Ondan dolayı insanlar korku içerisindeler. Sokağa çıkmamaları, kendi haklarını aramıyor olmaları bu korku ile ilgili bir durum. Ama bir Müslüman fikir ve ifade hürriyetini savunmak zorundadır. Bir Müslüman zulme karşı gelmek zorundadır. Mazlumların yanında yer almak zorundadır. İslam haktır, İslam hakkı savunmaktır, İslam mazlumun yanında yer almaktır zalime karşı gelmektir. İslam’da iyilikleri söyleme bir de kötülüklere engel olma prensibi var. İslam’ın temel prensiplerindendir bunlar.  Şimdi bakıyoruz cemaatler bu ruhu kaybetmiş durumdalar. Bu İslam’ın temel prensiplerinden namaz gibi, zekât gibi bu da temel prensiplerimizdendir. Yani eğer Kur-an’i okuyor olsalardı kesinlikle böyle olmazdı. Kur-an mücadeleyi emreder. Tüm peygamberler muhaliftir. Çünkü her toplumda yanlışlar var ve peygamberler de o yanlışlara muhalefet etmişlerdir. Ama cemaatler bu ruhu kaybettikleri için muhalefeti unuttular. Dinimizin ilk kelimesi La İlahe İllallah, muhalefettir. Allahtan başka ilah tanımıyorum, tek ilah o, tek otorite o, tek kanun koyucu o. Çünkü inanların menfaatleri var kendi menfaatlerine göre hükmederler. Allah ise tüm kullar Allah’ın kullarıdır ve Allah’ın bir menfaati olamaz, her şey zaten onundur o hükmetmeli. O hükmederse herksin hakkını verir. Yani cemaatler bunu anlatmıyorlar. Devlet ile güzel geçinmek istiyorlar. Hâlbuki bu şekilde hiçbir yanlış düzelmez.
 
Bunun böyle olmasını devlet mi istiyor? 
 
Türkiye’deki İslami eğitimin yanlışlığından kaynaklanıyor. Devlet İslamiyet’i zaten doğru şekilde anlatmaz. Diyanetten bunu bekleyemeyiz. Zaten diyanet bunu öğretmez. Yani devletin bir kurumu. Dolayısıyla bu işi devlete bırakır ve bunu insanlara anlatmaz. Hani onu anlıyorum da cemaatler neden böyle. Çünkü cemaatler yanlış eğitim aldılar kendi cemaatlerinde. Eksik eğitim aldılar. Yani sadece İslam’ın ibadet ve ahlak meseleleriyle ilgililer. Oysaki bu din değildir. Din ibadet ve ahlaktan ibaret değil. Dinin evvela tevhit diye bir davası var. Din bir davadır. Bunlar dini sadece Allah’ın varlığı ve birliği ile yaşıyor.  Böyle bir dava yok İslam’da. İslam’ın davası bu değil, Allah’tan başka ilahın olmaması. Tek otoriterin Allah olması, Allah’ın dediği gibi bir dünyanın meydana gelmesi... Ve ancak o zaman adalet gerçekleşebilir.  Yoka ya bir ırk diğer ırka zülüm eder, ya zenginler fakirlere zülüm eder, ya devlet milletine zülüm eder. Krallar halkına zülüm eder. Bunu engellemek için, İslam’ın davası Allah’ın dediği olacak. İşte İslam davası bu ama cemaatlerin böyle bir davası yok. Öyle olunca yani davasız oldukları için, tüm dertler ibadet ve ahlak olunca niye sokağa çıksınlar ki. İbadet zaten yapıyorlar. İbadetten anladıkları namaz niyaz. Ahlak da zaten sorun değil. Bunlar ne kadar zülüm olursa olsun, kendilerine de zülüm yapılıyor ona da sessiz kalıyorlar. Bu İslam değil. Hangi peygamber böyle mistiktir. Hangi peygamber böyle suskundur. Tüm peygamberler mücadele etmişler. Eğer din sadece ibadet ve ahlak olsaydı o zaman Peygamberimiz ve diğer peygamberlerin başına gelenler niye geldi o zaman. Eğer Kur-an’ı okurlarsa, peygamberimizin hayatını okurlarsa bunun böyle olmadığını görecekler.
 
Hareketinizi “terörle” ilintili gösteren itham ve açıklamalar oldu. Bu kavram hakkında ne düşünüyorsunuz? 
 
“Terör ve terörizm nedir. Terörist kimdir. Vatan haini kimdir” Bunların hepsinin yerine oturtulması ve tanımlanması lazım. Adam kendi gibi düşünmeyene ‘vatan haini’ diyor. Senin gibi düşünmeyebilir. O vatanın iyiliği için düşünüyor ve senin dediğini yanlış buluyor. Senin gibi düşünmediği için sen buna vatan haini diyemezsin. “Terörün” bir tanımı var. “Teröristin” bir tanımı var. Bunlar hakkını arayana “terörist” diyor. Bunlar işin kolayını bulmuşlar. Herkesi susturmanın yolunu bulmuşlar. “Terörist deriz” demek istiyorlar. Hak arayan insan ne zamandan beri “terörist” oldu. Ben basın açıklaması yapma hakkımı kullanıyorum. Yürüyüş yapmakta hakkım. Bu konunun hal edilmesi için ‘terör nedir’, ‘terörist kimdir’, ‘vatan haini’ kimdir, hatta devlet nedir. Bunların bir kere tanımlanması lazım. Mesela ‘Polis diyor ben devletim.’ Ya sen kimsin ki ben devletim diyorsun. Sen nesin de devletim diyorsun. Dün işsiz güçsüz gezen biriydin. Ne zaman devlet oldun.  Sen devletin memurusun. Sen anayasanın bana verdiği hakkı engelliyorsun ve ‘ben devletim’ diye engelliyorsun. Sen anayasadan üstün müsün? Yani böyle bir had bilmezlik var. Onun için bu kavramların tekrar tanımlanması lazım. Ben şahsen devletin kim olduğunu bilmiyorum. Ömrüm okumakla, anlatmakla geçti ama devlet kimdir bilmiyorum. Bilen varsa söylesin, ben de öğreneyim. Bunlar gerçekten tekrar tanımlanması gereken şeyler. 
 
Hareketiniz için “Bundan sonra sokağa çıkamazlar” diyenler de oldu. Sokakta kendinizi ifade etme yöntemlerini sürdürecek misiniz?  
 
Görecekler. Görecekler nasıl sokağa çıkıyoruz. Görecekler sokağa çıkabiliyor muyuz, çıkamıyor muyuz?
 
MA / Selman Güzelyüz - Hamdullah Yağız Kesen

Diğer başlıklar

22:22 Kuzey ve Doğu Suriye’de tarlalar ateşe verildi
22:09 Mersin ve Manisa’da kadın katliamı
20:35 Ayşenur Zarakolu Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü sahiplerine verildi
20:16 Ege için toz taşınımı uyarısı
18:56 Otlu’dan Sabah Gazetesi’ne: İyi ki sizin gibi yalancı değiliz
18:35 Êzidî kız çocuğunu kaçıran DAİŞ’lilerin davası ertelendi
17:57 Nisêbîn Belediyesi eski Eşbaşkanı Kaya’ya 10 yıl hapis ve tahliye kararı
17:53 Taksim tutuklamaları Hopa'da protesto edildi
17:48 Ankara İl Emniyet Müdürlüğünde 1 müdür ve 2 yardımcıya uzaklaştırma
17:39 Eğitim sendikalarından şiddet karşı iş bırakma kararı
17:17 Emine Şenyaşar’ın Adalet Nöbeti 98’inci gününde
17:04 Kürt Dil Bayramı deklerasyonu: Kürtçe eğitim dili olsun
16:48 Koca Sabah gazetesini yalanladı: Annem 2016’da vefat etti
16:09 Hüseyin Deniz öykü yarışması için son başvuru yarın
16:06 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından yeni başvuru
15:53 Türkiye, Demokrasi Algısı Endeksi'nde 47'nci sırada
15:12 DEM Parti binasına saldırıdan gözaltına alınan Begit tutuklandı
15:10 DEM Parti'ye saldırılar protesto edildi: Çetelerden korkmayız
14:42 Amedspor'un kupa töreni programı belli oldu
14:36 Eğitim sendikaları Oktugan'ın katledilmesini protesto etti
14:11 Bir haftada 4 kolber katledildi
14:04 ‘Özgürlüğe ses ver’ eyleminin Wan ayağı yarın başlıyor
13:24 Gazze’de yaşamını yitirenlerin sayısı 35 bine yaklaştı
13:17 Gözaltılara tepki: Örgütlü mücadelemiz kazanacak
13:11 Doğan beraat etti
12:12 20 gazetecinin davasında adli kontrol kaldırılmadı
11:45 Özgürlükçü Demokrasi çalışanlarına ceza
11:43 21 yıl önce kayıt altına alınan 'Dualar Beyitler Semahlar' dinleyiciyle buluşuyor
11:16 Filozof Morin: Abdullah Öcalan için mücadele etmeliyiz
11:15 Amed’de Rastak konseri
10:43 Cûdî ve Gabar'a girişlere 15 gün yasak getirildi
10:35 Kavala: Yeniden yargılama hukukun temel ilkelerindendir
10:18 DEM Parti: Engelli bireyler için seferberlik başlatılmalı
10:02 10 ilde 72 gözaltı
09:51 Bêrecûk'te DEM Parti binasına ikinci saldırı
09:50 ‘700 bin öğretmen ucuz iş gücü olarak kullanılıyor’
09:46 Lise öğrencisine ‘Diktatör Erdoğan' cezası
09:32 MKM'nin izinde bir kurum: JÎN ART açılıyor
09:21 Belediyeleri hedef alan 'gazeteci'nin kayyımdan milyonlar aldığı ortaya çıktı
09:16 Tutsaklar ‘özgürlük’ eyleminde
09:15 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 198 gündür haber alınamıyor
09:12 'Özgürlüğe ses ver' eylemi: Sonuç alıncaya kadar sürecek
09:07 Gazeteci Dal: Tecritteyim, mesleki faaliyetlerim illegalize edildi
09:04 Çay hasadı alım fiyatı belli olmadan başladı
09:03 Acılar içinde kıvranan hasta tutsağa ayakta tedavi
09:01 Eylemdeki tutsağın en son mesajı: Biz direniyoruz, siz de direnin
09:00 09 MAYIS 2024 GÜNDEMİ
08/05/2024
23:30 Kimlik kontrolü yapan polislerce darp edildi
20:52 Okul müdürünü öldüren Y.K. tutuklandı
20:41 Öldürülen Oktugan için Wan’da meşaleli yürüyüş
20:10 Vekillerden Şenyaşar için çağrı: Milyonların talebini dinleyin
19:52 JES kuyusu günlerdir doğayı zehirliyor
19:45 KHK eyleminde MEB’e çağrı: Önlem al
18:46 Gözaltına alınan 14 kişi serbest
18:18 Küçük Elif’e istediği akülü tekerlekli sandalye temin edildi
18:12 Danıştay ‘ses ve görüntü kaydı alınması’ konulu genelgeyi iptal etti
18:07 DBP PM sonuç bildirgesi: Tecridi mutlaka kıracağız
17:59 Özel Sektör Öğretmenleri TED önünde
17:49 DEM Parti-Saadet görüşmesinde diyalog ve müzakere mesajı
17:42 AKP'li belediyedeki ‘yolsuzluk davasında 1 kişi tahliye edildi
17:13 Efrîn davasında 6 siyasetçiye beraat
16:59 Tutsak yakınları Ankara'da: Kabul etmeseniz de tecrit var
16:58 Meclis'te 'kayyım' tartışması
16:47 Kamu görevlilerinin yargılandığı Soma davası ertelendi
16:21 İşçiler hak gaspına karşı eylem başlattı
16:09 Uğur ve Örkmez için cezaevi önünden seslendiler
15:40 Bakırhan: Bizi haklı davamızdan vazgeçirecek bir güç yoktur
15:38 Aile hekimlerinden 'vergide adalet' eylemi
15:18 Riha'da 17 kişi serbest bırakıldı
15:17 Şirnex’teki STÖ’lerden sel açıklaması
15:14 Kayyımın fazladan kiraladığı araçlar iade edildi
15:12 Kürt Dil Bayramı programının startı verilecek
15:05 Eğitim Sen: Şiddetin sorumlusu bakanlıktır
15:00 Sağlıkçılardan muayene süresini 2 dakikaya düşüren hastaneye protesto
14:59 'Kanun Hükmü' sansürüne karşı sinemacılardan çağrı
14:26 Yargıtay'da 35'inci turda da başkan seçilemedi
14:24 SMA hastası Mirza bebek için çağrı
14:09 YNK seçim komisyonunun erteleme kararını reddetti
13:32 DEM Parti'ye saldırı protesto edildi: Korkmuyoruz, buradayız
13:27 Partizan ve YDG’den 1 Mayıs tutukluları için çağrı
12:43 DEM Parti saldırısında Begit'in ağabeyi gözaltına alındı
12:32 Peace in Kurdistan’dan CPT’ye İmralı mektubu
12:18 Singapur'da F-16 savaş uçağı düştü
11:34 Polisin çarptığı Öztürk toprağa verildi
11:32 Kurdistan Bölgesi parlamento seçimleri hazırlıkları durduruldu
11:31 İsrail saldırılarında 7 sivil yaşamını yitirdi
09:55 Birçok kentte ev baskınları
09:21 Bêrecûk'te DEM Parti binasına saldırı
09:21 Cezaevlerinde ‘Abdullah Öcalan’a özgürlük’ eylemi
09:18 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 197 gündür haber yok
09:15 Bakanın 'uyuşturucuyla yakalandılar' dediği kişiler polis çıktı
09:10 Bakanlığın 'tecrit' yanıtına tepki: Yokmuş gibi davranamazsınız
09:07 Gazeteciler dosya savcısı izindeyken tutuklandı
09:04 'Sığınmacı kadınlar ırkçılık, baskı ve tacize maruz kalıyor'
09:02 Gazeteciler tecridi değerlendirdi: Buna karşı çıkmadan özgürlüklerden bahsedilemez
09:02 Begit’in istifaya zorladığı meclis üyesi: Rüşvet teklif etti
09:00 08 MAYIS 2024 GÜNDEMİ
08:18 Polisin çarptığı Öztürk yaşamını yitirdi
07/05/2024
22:49 Türkiye ile Kuveyt arasında 6 anlaşma imzalandı
21:50 İran’da 5 Kürt aktivist gözaltına alındı
21:02 Avrupa Kürt Kadın Hareketi’nden CPT’ye yüzlerce mektup
20:26 Polisin çarptığı Öztürk yoğun bakımda
18:53 Silopiya’da Kürtçe dil kursu açıldı
18:29 Kültür merkezinin devrine tepki: Bu bir işgaldir
17:57 Şenyaşar’ı ziyaret eden Karaca: Hem Meclis’te hem sokakta bu sesi büyüteceğiz
17:40 DEM Parti Curnê Reş'te seçim startı verdi: Birkez daha kazanacağız
17:19 Üç hesaba Türkiye’den erişim engeli
17:09 Bakanlığın ‘İmralı’da tecrit yok’ sözlerine karşı komisyon talebi
15:58 Düğünde açılan ateş sonucu anne karnındaki bebek öldü
15:42 Babasının yaraladığı Buse Erkin yaşamını yitirdi
15:35 Tutsakların yemeğinden mermi çıktı
15:22 Gazetecilerin de aralarında olduğu 7 kişi serbest bırakıldı
15:07 Özel: Milletten kanuna uymasını isteyenler önce anayasaya uysun
15:02 Gazeteci Dal ‘güvenlik gerekçesi’ iddiasıyla tecritte tutuluyor
15:00 Riha’daki sürgünlere tepki: Tecridi derinleştiriyor
14:46 Amed’te gözaltılar protesto edildi
14:38 Mısır, İsrail'in saldırısını kınadı
14:33 Gazeteciler adliyeye çıkartıldı
14:29 Begit'e dönük tepkiler sürüyor: Hırsıza ve ihanete geçit vermeyeceğiz
14:05 'Para karşılığında tahliye' operasyonunda 9 tutuklama
13:49 Bahçeli ve Özel Meclis'te bir araya geldi
13:08 Mêrdîn’de yılının ilk hasadını yapan çiftçiye altın hediye edildi
12:52 Çevre yolu mağdurları Van Valiliği önünde eylem yaptı
12:46 Hatimoğulları: Demokratik Cumhuriyet’i üçüncü yolla inşa edebiliriz
12:31 Kavala’nın avukatlarından yeniden yargılama talepli başvuru
12:01 Bahçeli 1 Mayıs’a katılanları hedef aldı
11:50 JINNEWS: Nisan'da 30 kadın katledildi
11:39 Sanatçı Aydınlar’a hapis cezası
11:38 MKG: Nisan ayında 10 gazeteci gözaltına alındı
11:35 Kayyımın harabeye çevirdiği tiyatro salonu yenilenecek
11:25 Avukatlardan İmralı’ya gitmek için yeni başvuru
10:54 Bakan Tekin 20 bin öğretmen ataması yapılacağını duyurdu
10:10 İstanbul Tabip Odası: Hasta randevu aralığı 2 dakikaya düştü
10:00 Abdullah Öcalan’a 3 aylık yeni bir aile görüş yasağı
09:49 Riha’daki cezaevlerinden 45 günde 35 sevk
09:34 KDP’nin alıkoyduğu gazeteciden 196 gündür haber yok
09:32 Tutsaklar ‘özgürlük’ eyleminde
09:30 İsrail askeri araçları Refah Sınır Kapısı’nda
09:26 Riha’da ev baskınları: En az 14 gözaltı
09:24 Emniyet çalışanı çocuğunu ve eşini katletti
09:23 30 yıllık tutsağın müddetnamesinin neden uzatıldığı bilinmiyor
09:22 Türkiye’nin utanç tarihine ışık tutan sergi: Cem, Cemaat, Cemiyet
09:15 14 yıldır bitmeyen yolun çilesini hak sahipleri çekiyor
09:14 Kerboran JİTEM Davası: İstinaf beraat kararını ‘yerinde’ buldu
09:12 ‘Özgürlüğe ses ver’ eylemi: Hedef Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü
09:09 Gülistan Doku Futbol Turnuvası: Bağımlılığa karşı takımını kur
09:06 Bilirkişi raporu: Mermer ocağı inanç merkezine zarar verir
09:02 Baskılara tepki: Özgür Basın halka uzanan bir köprü
09:02 Mücadeleden vazgeçmeyen Aycan'ın hikayesi
09:01 PEN Norveç 29 gazetecinin iddianamesini inceledi: Mesnetsiz