ANKARA - Son iki yılda yapılmaya başlanan S Tipi cezaevlerinin, F Tipi cezaevlerinin kapasitesinin artırılmış hali olduğuna dikkat çeken CİSST Savunuculuk Koordinatörü Berivan Korkut, bunun siyasi tutuklular için yeni tecrit alanları olduğunu söyledi.
Yapısı ve tecrit koşullarından dolayı çok eleştirilen F tipi cezaevlerine benzer yapılan S tipi cezaevleri de gündemdeki yerini koruyor. Iğdır S Tipi Cezaevi’nde Sezer Alan ve Sinan Kaya iki tutuklunun bir ay içinde şüpheli şekilde yaşamını yitirmesi, tecrit koşullarının ağırlaşmasıyla S Tipi cezaevleri tartışılıyor. 2021 yılından sonra açılmaya başlayan ve 2022 itibariyle 5 S tipi cezaevi bulunuyor. Antalya, Manavgat, Bodrum, Iğdır ve Samsun’da yapılan S tipi cezaevlerinde, tek ve üç kişilik hücreler yer alırken, 552 kişilik tutuklu kapasitesi var.
Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Savunuculuk Koordinatörü Berivan Korkut, S Tipi cezaevleri ve cezaevlerinde yaşananlara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
F TİPİ BENZERLİĞİ
S Tipi cezaevlerinin yüksek güvenlikli olduğunu dile getiren Korkut, bu cezaevlerinde çoğunlukla siyasi tutukluların bulunduğunu belirtti. S Tipi ve F Tipi cezaevleri arasında benzerlikler olduğuna dikkat çeken Korkut, “Bir kişilik ve üç kişilik koğuşlar iki cezaevinin ortak özellikleridir. Bunun dışında iki cezaevi kapasitesinde sayısal farklılıklar var. Türkiye’deki F Tipi hapishanelerinin kapasitesi 368 kişiliktir; S Tipi hapishaneler ise 552 kişilik kapasiteye sahiptir. Bu bakımdan biz S tipleri için, F Tipi cezaevlerinin kapasitesi arttırılmış ve yenilenmiş hali olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
BAKANLIK BİLGİ VERMİYOR
Adalet Bakanlığı’na F Tipi ve S Tipi cezaevleri arasındaki farklara ilişkin başvurular yaptıklarını söyleyen Korkut, buna karşın “Bu bilgi kurumların gizliliğini ilgilendirir, veremeyiz” cevabını aldıklarını belirtti. Bu cezaevleri hakkında yeterli bilgiye sahip olunmadığını aktaran Korkut, temel işlevlerinin siyasi tutuklular için yeni tecrit cezaevleri olduğuna vurgu yaptı.
İSİM DEĞİŞTİRİLDİ
F Tipi cezaevlerinin çok fazla gündem olduğunu hatırlatan Korkut, “Tepki çekti ve üzerine birçok yazılar yazıldı. Eğer kamuoyunda ‘5 tane F Tipi hapishane daha açıldı’ denseydi yine bu tepkiler gelecekti. S Tipi hapishanelerin açılmasının arkasındaki bir neden de budur. Şimdiye kadar 5 tane S Tipi hapishane açıldı, 2 tanesinin hazırlığı devam ediyor ancak kamuoyunda o kadar da büyük bir tepki oluşmadı. Kamuoyunun bu konudaki farkındalığının kırılma çabasını görüyoruz” şeklinde konuştu.
SEVKLER BAŞLADI
Tutukluların yeni yeni bu cezaevlerine sevk edildiği bilgisini de veren Korkut, yakın zamanda bu konuda bir raporlama yapmayı düşündüklerini ifade etti. Tutuklulardan kendilerine henüz ayrıntılı bilgilerin ulaşmadığını da söyleyen Korkut, gelen bazı başvuruların ise çıplak arama, katı kurallar gibi hak ihlalleri başlıkları altında olduğuna vurgu yaptı.
ATK’NİN BAĞIMSIZLIĞI!
Cezaevlerindeki hasta tutukluların durumuna da değinen Korkut, Adli Tıp Kurumu’nun (ATK) yapısal sorunlarını aktardı. Korkut, “Birçok sivil toplum kuruluşu, yıllardır ATK, yapısal olarak bağımsız bir kurum olmadığını, bünyesinde atanmış insanların bulunduğunu ve tarafsız olarak insanların sağlık durumlarını değerlendirmesinin mümkün olmadığını ifade ediyoruz. Sağlık örgütleri tarafından ATK’nin politik kararlar verdiğine yönelik yapılan birçok yorum var. Bunun yanında ATK ile görüşen mahpusların, karşılaştıkları yaklaşımlar üzerine bir sürü negatif izlenimi var. Buradaki temel sorun hasta mahpuslar gibi kritik bir konunun kararlarının atanmışların bulunduğu bir kurum tarafından verilmesidir” dedi.
ÇÖZÜM: TARAFSIZ MEKANİZMALAR
ATK yerine bağımsız üniversite hastanelerinin ve büyük tarafsız heyetlerin içerisinde bulunduğu karar mekanizmalarının oluşturulması gerektiğine vurgu yapan Korkut, söz konusu yapısal sorun çözülmediği sürece hasta tutukluların sorunlarının artarak devam edeceğine dikkat çekti. Korkut, “Yeri geldiğinde idare hasta mahpuslara karşı çok iyi niyetli yaklaşsa bile o kişinin hastaneye sevk edilmeden önceki bürokratik süreçte hayatını kaybeden birçok hasta mahpusun olduğunu biliyoruz. Bir an önce hasta sağlığını önceleyecek mekanizmaların kurulmasının çok temel bir gereklilik olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
HASTA TUTUKLULAR
Hayatını kaybeden hasta tutukluların sayısına ulaşmaya çalıştıklarının altını çizen Korkut, “Basında yayınlamayan çok büyük adli hasta mahpus kitlesi de var. Bunların sivil toplum kuruluşlarına ulaşmaları ve ailelerinin onlar için kamuoyu oluşturmaları çok zor. Bizim elimizdeki sayılar çok kısıtlı” dedi. Bu konuya dair CİMER’e ve Adalet Bakanlığı’na defalarca bilgi edinme başvurusunda bulunduklarını aktaran Korkut, bu sayıların kendilerine verilmediğini de belirtti.
MA / Fırat Can Arslan