ANKARA - Kobanê Davası’nda yaşanan hukuksuzlukları aktaran dava avukatları, dosyanın tanıklar silsilesiyle devam ettirildiğini vurgulayarak, yargılamanın bir intikam aracı haline geldiğini belirtti.
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk Komisyonu ve dava avukatları, Kobanê Davası'nda yaşanan gelişmelere ilişkin Ankara’daki bir otelde basın toplantısı düzenledi. Toplantı konuşan HDP Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu’ndan Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede, davanın kumpastan ibaret olduğunu söyledi. Dede, iddianameye kabul kararı veren ve yargılamayı başlatan mahkeme başkanının bir çete üyesi olduğunu ifade etti.
‘İKTİDARIN DAVAYA MÜDADALELERİ’
Avukat Cahit Kırkazak, duruşmanın başlangıcından itibaren iktidarın müdahalesini hatırlattı. Kırkazak, “Yargılama pratiği içinde gerek siyasal iktidar ve ortağı ve gerekse de bunlar üzerinden heyetin tutumu bunu gösteriyordu. Gelinen noktada Bir kez daha ortaya çıktı ki Türkiye yargısı çeteler cemaatler ve örgütlere teslim olmuş. Türkiye’deki iktidar Atadedeler çetesi ve Bahtiyar Çolak üzerinden Kobanê kumpas davasında, ajandasını uygulamak için bu davaya müdahale ettiği, basına yansıyan bilgilere göre Atadeleler çetesinin iki numaralı üyesi olarak etkin pişmanlıktan yararlandı. İktidarın çete üzerinden Kobanê kumpas davasını yürüttüğü ortaya çıktı. Bahtiyar Çolak’ın iktidarla ve çete ile ilişkisini nereden kuruyoruz. Atadeleler çetesine ilişkin soruşturma yürütülürken çete üyelerinin verdiği ifadelerde, bu çete faaliyetini yürütürken referans olarak Bahçeli'yi, Soylu ve MİT’i refere ettiklerini söylüyorlar. Bahçeli ve Soylu'nun Kobani kumpas davasında nasıl bir rolü var? Biliyoruz ki 22 Aralık 2020’de AİHM, Demirtaş kararı açıklandığında, Bahçeli çıkıp açıktan talimat vererek bu dava 2021 yılı bitmeden sonuçlanmalı talimatından bir hafta sonra bu dava açıldı” diye konuştu.
‘TANIKLAR SİLSİLESİYLE YÜRÜTÜLEN BİR DOSYA’
Davanın görülen 11’inci duruşmasında bir kısım tanıkların dinlendiğini söyleyen Kırkazak, “Bu dosyanın ana omurgası HDP’nin attığı tweet ve savcının bulmaya çalıştığı tanıklarla oluşturuldu. Dinlenen bazı tanıklar, sadece protesto haklarını kullandıklarını söyledi. Mahkeme bizlerin olmadığı, duruşmaya ara verilen çarşamba gününde, ABC123 isimli gizli tanığı dinledi. Orda olmamamız, sorular sormamızın mahkemenin işine geldi. Tanıklar silsilesiyle yürütülen bir dosya olduğunu söylemiştik. Mahkemede celse arasında tanık dinleyerek bunu gösterdi. Bu duruşmada açık tanık Sami Baran ve Kerem Gökalp dinlendi. Mahkeme istediğini alamadı. Sami Baran rahatsız olduğunu ifade verdiği sırada da ilaçlar kullandığını gözlerinin görmediğini bunu da ifadesini alan emniyet mensuplarına beyan ettiğini söyledi. Kendisi emniyet mensuplarının hazır birtakım evraklarla yanına gittiklerini anlattıktan daha uzun ifade yazdırıldığını ama Sami Baran “benim bunları okuma şansımı gözlerim görmüyor ama benim söylediklerim dışında şeyleri buraya yazmışsanız ben bunları ileride söylerim ve kıyameti koparırım” dediğini, Facebook’ta yaptığı paylaşımda da duruşmada da Sami Baran bunları ifade etti. Yargılananlarla ilgili kalıplaşmış ifadeleri kendisinin vermediğini açıklıkla ifade etti. Dosyada yargılananları sadece HDP’de legal faaliyet yürüttüğü insanlar olarak tanıdığını söyledi ve emniyette verdiği ifadeyi kabul etmedi” ifadelerini kullandı.
‘DAVAYI KAMUOYUNA MHP DUYURDU’
Davanın kamuoyuna duyurulmasının MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız tweetiyle olduğunu dile getiren Kırkazak, “Bu dosya Ulusal Yargı Ağı Projesi’ne (UYAP) düştükten 20 dakika sonra avukatların ve kamuoyunun haberi olmadan, dosyanın tarafı olmayan, dosyada yetkisi olmayan Fethi Yıldız twit atarak dosyanın numarasını isnat edilen suçları detaylıca açıkladı. Bu da bize şunu gösteriyor ya dosya MHP Genel Merkezi'nde hazırlandı ya da Atadedeler çetesi üzerinden iddianame MHP’ye verildi. Biliyoruz ki HSK üyesi istifa ederken MHP Genel Başkanın talebiyle istifa ettiğini açıklamıştı. MHP’nin müdahalesi açıktır.”
SOYLU’NUN DAVAYA MÜDAHALESİ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun davaya müdahalesinin kamuoyu tarafından yakından bilindiğini belirten Kırkazak, “Soylu sosyal medya üzerinden bu davaya açıktan müdahale etti. Türkiye yargısı çeteler cemaatlere teslim edildi. Özellikle Yargıtay’ın cemaatler arasında bölüştürüldüğü biliniyor. FETÖ mensubu yargı bürokrasisinin KCK davalarında Kürt siyasetini tasfiye etmeye çalıştığını biliyoruz. Gelinen aşamada Kürt siyaseti Atadeleler çetesi, MHP ve Soylu tarafından tasfiye edilmeye çalışıyor” diye belirtti.
‘MAHKEME İSTEDİĞİNİ ALAMADI’
Kırkazak’tan sonra söz alan Avukat Çiğdem Kozan, son celsede dinlenen bir kısım tanıkları hatırlattı. Kozan, “Bu dosyanın ana omurgası HDP’nin attığı tweet ve savcının bulmaya çalıştığı tanıklarla oluşturuldu. Dinlenen bazı tanıklar, sadece protesto haklarını kullandıklarını söyledi. Mahkeme bizlerin olmadığı, duruşmaya ara verilen çarşamba gününde, ABC123 isimli gizli tanığı dinledi. Orda olmamamız, sorular sormamızın mahkemenin işine geldi. Tanıklar silsilesiyle yürütülen bir dosya olduğunu söylemiştik. Mahkemede celse arasında tanık dinleyerek bunu gösterdi. Bu duruşmada açık tanık Sami Baran ve Kerem Gökalp dinlendi. Mahkeme istediğini alamadı” diye ifade etti.
GÖZLERİ GÖRMEYEN TANIK İFADELERİ
Tanık olarak ifadesi alınan Sami Baran’ın emniyette ifade verdiği sırada rahatsız olduğunu ve gözlerinin görmediğini dile getirdiğini aktaran Kozan, “Sami Baran ifadesini alan emniyet mensuplarına bu durumunu da beyan ettiğini söyledi. Kendisi emniyet mensuplarının hazır bir takım evraklarla yanına gittiklerini anlattıktan daha uzun ifade yazdırıldığını ama Sami Baran ‘benim bunları okuma şansımı gözlerim görmüyor ama benim söylediklerim dışında şeyleri buraya yazmışsanız ben bunları ileride söylerim ve kıyameti koparırım’ dediğini, Facebook’ta yaptığı paylaşımda da duruşmada da Sami Baran bunları ifade etti. Yargılananlarla ilgili kalıplaşmış ifadeleri kendisinin vermediğini açıklıkla ifade etti. Dosyada yargılananları sadece HDP’de legal faaliyet yürüttüğü insanlar olarak tanıdığını söyledi ve emniyette verdiği ifadeyi kabul etmedi” bilgilerini paylaştı.
‘TANIK İFADELERİ KENDİ İÇİNDE ÇELİŞKİLİ’
Diğer açık tanık Kerem Gökalp’in dinlenmesinde mahkemeye yansıyanlarını ifade eden Kozan, “Kerem Gökalp etkin pişmanlıktan faydalanmış ve bu davaya ilişkin de ifadeye vermek istediğini söyledi bize mahkeme. Kerem Gökalp Şırnak’ta ifade veriyor ve ifadesi 6 saat sürüyor ama Şırnak’taki ifade tutanağında ifade 1 saat 20 dakika görülüyor. Kerem Gökalp savcının Kobanê davasıyla ilgili ifadesini almak istediğini söyledi. Şırnak’taki bir savcı, nasıl Ankara’daki bir dosyadan haberdar oluyor. Bunun mümkün olmadığını söyledik. Kerem Gökalp Ankara’ya getiriliyor ve kendisinden bir dilekçe alınıyor ama defalarca istememize rağmen bu dilekçe dosyaya gelmiş değil. Kerem Gökalp uzun uzun konuştu ama bu dosya kapsamında herhangi bir somut tanıklığı olmadı. Mahkeme hiç müdahale etmeden kendisinden bir şey almak için dinledi. Tanıkların ifadesinin talimatla alındığı söyleniyor ama tanıklar farklı şekilde bu ifadeye vermeye geldiklerini söylüyor. Tanık ifadeleri kendi içinde çelişkili. Ahmet Altun’un hazırladığı ve tanıkların yaptıkları çökmüş durumda tanıkların hiçbiri aleyhte beyanda bulundu” dedi.
MAHKEMENİN USULSÜZLÜKLERİ
Toplantıda konuşan Avukat Maviş Aydın da dosyanın bir yılı aşkın süredir kovuşturma aşamasında olduğunu hatırlattı. Aydın, “Tanıkların ifadelerinin TEM’de alınmış olması bir hukuksuzluktur. Tanıklar CMK’ya aykırı bir şekilde dinlendi” dedi. Mahkemenin önceki başkanı Bahtiyar Çolak’ın 2021’in sonlarına doğru Kovid olduğu gerekçesiyle duruşmaya ara verildiğini ve ardından yeni bir heyet başkanının atandığını belirten Aydın, “Onun gelmesiyle hiç tahliye almamıştık ancak dün gece Vezir Çakan tahliye oldu. Bu bizim için sevindirici bir gelişme oldu” diye belirtti.
‘DAVA BİR İNTİKAM ALMA ARACI’
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şube Başkanı ve dava avukatlarından Şevin Kaya ise, yeni bir ceza yargılamasıyla karşı karşıya olduklarını söyledi. Kaya, “Bu yargılama bir intikam alma aracı haline gelmiş durumda. Adeta yargılananlardan bir intikam alma durumu var. Birçok hukuksuzlukla karşı karşıya kaldık. Hala avukatlarımızın ve yargılanan arkadaşlarımızın mikrofonunun kapatıldığı ve usulsüz müştekilerin dinlenmesi gibi hukuksuzluklarla karşı karşıya kalıyoruz. Duruşma periyodları ise bizim için bir işkence haline geldi. Avukatların başkaca dosyaları yargılananların ise başka işleri ve programları var. Defalarca ifade ettik ancak değişmedi. Sağlıksız bir ortamda duruşma yapıyoruz. Müvekkillerimizin Kovid olduklarını öğrenmiş olduk. 25 Nisan’da başlayacak olan duruşma için tüm demokratik kamuoyunu duruşmaya katılmaya davet ediyoruz” şeklinde ifade etti.