Barış Vakfı'ndan ‘Kürt Sorununa Toplumsal Bakış’ raporu

img

İSTANBUL- Barış Vakfı’nın “Kürt Sorununa Toplumsal Bakış” raporuna göre ülkede en büyük kutuplaşma Kürt varlığından kaynaklanmaktayken, sorunun “güvenlik ve demokrasi eksenli” çözülebileceği görüşü hakim.

Barış Vakfı, “Kürt Sorununa Toplumsal Bakış” başlığıyla hazırladığı raporu, İstanbul’da düzenledikleri bir toplantıda açıkladı. Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, Prof. Dr. Evren Balta ve Prof. Dr. Mehmet Gürses  tarafından hazırlanan rapor, el kitapçığı olarak da basıldı. Raporda, “Kürt Sorununun Kökeni ve Endişe Siyaseti”, “Ayrımcılık ve Toplumsal Kutuplaşma”, “Kürt Sorununda Kültürel Haklar”, “Kürt Sorununda Siyasal Haklar”, “Dış Politika ve Kürt Siyaseti”, “Kürt Sorunu Nasıl Çözülür?” ve “Müzakere Gündemi” yanı sıra bu konulara dair KONDA Araştırma şirketinin 2010 ile 2022 arasında Kürt soruna dair topluma yönlendirdiği sorulara verilen yanıtlara dair anketler ve sonuçları da yer aldı.

Raporun giriş bölümünde, Kürt sorununun tarihsel gelişiminin yanı sıra başlayan süreçlere ve sonuçlarına değinildi. “Türkiye’nin önemli bir siyasi ve toplumsal sorunu” olarak tanımlandığı raporda, “Bugün hâlâ çözülmemiş bir mesele olarak durmaktadır. Bu araştırmaya esas teşkil eden KONDA verileri göstermektedir ki güvenlikçi askerî çözüm, Kürt sorununun kendisini etnik olarak Türk olarak tanımlayan gruplar arasında önemini yitirmesine neden olmuştur. Bu gruplara göre Kürt sorunu Türkiye’nin eğitim, enflasyon, göçmenler, demokratikleşme, kadın-erkek eşitliği gibi pek çok yakıcı sorununun arkasında gelmektedir” ifadelerine yer verildi.

Raporda, KONDA’nın Ocak 2020 tarihinde yaptığı bir ankette yer alan “Türkiye’nin en öncelikli sorunu nedir” sorusuna ve verilen yanıtlara da yer verildi. Ankete göre; Türkiye’de yüzde 12’lik bir kesim Kürt sorununu öncelikli sorun olarak görüyor. Ankete göre kendini Kürt olarak tanımlayanların bu soruya “En öncelikli sorun” şeklinde yanıt verdiği ve oranın yüzde 40 civarında olduğu. Ankete göre en öncelikli sorun ise eğitim.

DEMOKRASİYE ENGEL POLİTİKALAR

Raporda, bu duruma ilişkin, “Geçmiş çatışma deneyimlerinin gösterdiği en önemli bulgulardan birisi askerî/güvenlikçi çözümlerin temel toplumsal sorunları kısa dönemli de olsa gündemden düşürebildiği, ancak bu sorunları yaratan yapısal/toplumsal koşullar hedef alınmadıkça ve herkesi içine alan eşit ve adil bir iç siyasal düzen kurulmadıkça sorunların ortadan kaybolmadığı gerçeğidir. Nitekim Türkiye’nin içinde bulunduğu olağanüstü hal rejiminin ve genel olarak bütün Türkiye’yi ilgilendiren güvenlikçi/otoriter uygulamaların bu son dönemde de meşruiyet kaynağı Kürt sorununun güvenlikleştirilmesi, yani sadece güvenlik odaklı siyaset yoluyla çözmeye dair bir yola girmiş olmasıdır. Bu soruna kalıcı bir çözüm bulmamak Türkiye’nin demokrasi/otoriterlik sarmalından çıkamamasının en temel nedenlerinden biridir” denildi.

FARKLI TANIMLANMASI SORUNU BÜYÜTÜYOR

Kürt sorununun yol açtığı çatışmaların farklı tanımlandığını işaret edilen raporda, “Çatışmanın farklı tanımlanması doğal olarak barışın nasıl olacağının da farklı tanımlanmasına yol açar. Örneğin; çatışmanın sadece bir ‘terör’ sorunundan kaynaklandığını düşünen kesimler için barış ancak ‘terörün bitirilmesi’yle mümkündür. Oysa yine diğer ülke örneklerinin gösterdiği odur ki özellikle uzun süren çatışmalar belli başlı ayrımcı politikalardan kaynaklansa bile yıllar içinde hem daha çok boyut kazanmış hem de bu sorunlar iç içe geçerek karmaşıklaşmıştır. Kürt sorunu eksenli çatışma ortamının neredeyse 40 yıla dayanan bir geçmişi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, siyasal, kültürel, ilişkisel, ekonomik ve güvenlik boyutlarında birçok sorunu barındıran bir toplumsal gerçeklik haline geldiğinin altını çizmekte fayda vardır. Sorunun bu denli karmaşık hale gelmesi aynı zamanda tarafları daha da kutuplaştırıp çatışmayı tetiklemektedir” diye belirtildi.

TÜRKLER NE DİYOR?

Çatışma sürecinin kısmen durduğu 2010’da KONDA tarafından yapılan ankette sorulan, “Güneydoğu ve Kürt sorunu, Kürtlerin ayrı bir devlet kurmak istemesinden mi kaynaklanıyor?” sorusuna dair verilen yanıtların yüzdesine yer verilen raporda, Türkiye’nin yüzde 55’lik kesiminin “evet” diye yanıt verdiğine işaret edildi. Ankette cevap veren ve kendini Türk olarak tanımlayanların oranının daha yüksek olduğu belirtilen raporda, ancak Türklerin yüzde 25’inin “hayır” dediğine, yüzde 16’lık bir kesimin ise görüşünün net olmadığına yer verildi.

AYRIŞMA VAR

Raporda, “Kürt sorununun ‘ayrı Devlet’ düşüncesinden kaynaklı olduğu görüşü yüzde 30’larda kalmaktadır. Daha detaylı bir analiz yaptığımızda Kürtlerin sorunu, ‘ayrılıkçılık’ olarak gördüğüne dair kanıt çok zayıf kalmaktadır. Daha açık bir deyişle, Kürtlerin yaklaşık yüzde 60’ı Kürt sorununun ‘ayrılıkçı’ dürtülerden kaynaklandığı fikrini ‘yanlış’ bulmakta ve sadece yüzde 25’lik bir Kürt kesimi bunun ‘ayrı devlet kurma isteği’nden kaynaklandığını söylemektedir. Bu resim bize çok net bir şekilde kendisini Kürt ve Türk olarak tanımlayanların algı ve söylemlerde önemli oranda ayrıştığını göstermektedir. Bu ayrışma ve algı farkı siyasi elitlerin istekli ve ciddi bir şekilde konuya el atmasıyla değişebilir ve böylece barışa önemli oranda katkı sağlanabilir” diye kaydedildi.

AKP-MHP’YE DOĞRU KAYDI

Raporda, 2015’ten sonra çatışmaların yeniden başlaması ardından yapılan ankette sorulan, “Kürt sorununun çözümü için, tek yol terörü yok etmek midir?” sorusuna katılımcıların yarısından fazlasının “evet” dediği aktarıldı. Raporda, şu ifadelere yer verildi: “Fakat bu soruyu parti seçmenleri bazında incelediğimizde ilginç bir sonuçla da karşılaşırız. Bu yanıtı ‘kesinlikle doğru’ destekleyen ve Barış Süreci’nin sıkı destekçileri olan AK Parti seçmelerinin sorunun ‘terörü yok etmekle’ çözüleceğine dair inancı artarak MHP seçmeni çizgisine yaklaşırken, CHP’li seçmenlerin kısmen de olsa ‘savaş’ diline karşı çıkmaya başladığı gözlenmektedir. AK Partili seçmenin yaklaşık yüzde 15’lik bir kesimi bu görüşü ‘yanlış’ bulurken, CHP’li seçmenlerde bu oran yüzde 30’lardadır. AK Partili ve MHP’li seçmenin yaklaşık yüzde 65’i ‘terörü yok etme’ eksenli düşünmekte, buna karşın CHP’li katılımcılarda bu oran yaklaşık yüzde 50’lerdedir.”

ÇALIŞMAYA İŞARET EDİLDİ

Raporda, Eylül 2015’te KONDA’nın katılımcılara sorduğu, “Kürt sorununu çözmek için ne yapmalıyız?” şeklindeki açık uçlu soruya da yer verildi. Soruya en çok “güvenlik eksenli ve demokrasi eksenli” yanıtların yer aldığına dikkat çekilen raporda, “Katılımcıların en çok söyledikleri yöntemler, güvenlik ve demokrasi eksenli çözümlerdir. Bu da 2010’daki çizgiye benzer bir çizgi olmakla birlikte bu dönemin çatışmalı bir dönem olduğu göz önünde bulundurulduğunda yaşanılan sıkıntılara rağmen demokratik çözümlerden vazgeçilmediğini görmek resmin olumlu yanıdır. Burada CHP’li seçmenin duruşunun kritik olduğunun da altı çizilmelidir. Eylül 2015 gibi bir dönemde, yani Barış Süreci’nin terk edilmesi, çatışmaların tekrar nüksetmesi, başkanlık sistemine geçişteki gerginlikler ve siyaset dilinin sertleşmesi göz önüne alındığında CHP’li seçmenin güvenlik odaklı çözümlere verdiği destekte bölünmüş olması, bu kesimin Barış Süreci konusunda sanıldığından daha kolay ikna edileceğini fakat demokratik haklar konusunda daha çok bilgilendirilmesi ve destekleri için çalışılmasının gerekli olduğuna işaret etmektedir” ifadeleri paylaşıldı.

SORUN EVLİLİK TERCİHİNİ DE ETKİLİYOR

Kürt sorununun Kürt ve Türk halkının birbirinden ayrıştırdığını, aynı zamanda başka kesimlerin de ayrışmasına neden olduğunu, bu kesimlerin başında Alevi-Sunilerin geldiğinin aktarıldığı raporda, sorun nedeniyle tam bir toplumsal kutuplaşma yaşandığına dikkat çekildi. Ayrışmaya dair KONDA’nın 2020’de yaptığı ankete işaret edilen raporda, şöyle devam edildi:  “Katılımcılara, ‘Başka etnik gruptan bireyleri evlilik yoluyla ailelerine kabul etme’ye ne derece olumlu baktıkları sorulduğunda bu fikir genel olarak olumlu karşılanmaktadır (kendini hem Türk hem de Kürt olarak tanımlayanlarda bu oran yüzde 60’larda). AK Partili katılımcıların yüzde 63’ü CHP’li katılımcıların da yüzde 78’i buna olumlu bakarken ikinci en yüksek destek BDP’li katılımcılardan (yüzde 74) geliyor. Fakat aynı soru farklı mezhepten birini kabule gelince bu destek yüzde 50’lilerin altına düşüyor. Kendini Türk olarak tanımlayanlarda kabul yüzde 51, Kürt olarak tanımlayanlarda ise yüzde 61’dir. AK Parti destekçilerinde kabul yüzde 48, CHP destekçilerin de ise yüzde 71’le en yüksek kabule rastlamaktayız.”

ANA DİLDE EĞİTİM

Raporda, kültürel haklar ve tanınma sorunu bağlamında ana dilde eğitime de dikkat çekildi. 2010’da yapılan ankete göre kendini Türk olarak tanımlayan ve ana dilde eğitimden yana olanların sayısı yüzde 35. Raporda dikkat çeken hususlardan bir tanesi de ana dilde eğitime karşı olan kesimin gençler olması oldu. Raporda, “Kürtlerin o dönemki siyasi temsilcisi olan BDP’ye 8 oy verenlerin neredeyse tamamının anadilde eğitim hakkını desteklediğini ve AK Parti’ye oy verenlerin anadilde eğitim hakkı konusunda daha olumlu bir tutum sergilediklerini, MHP’ye oy verenlerin en fazla karşı çıkanlar olduğunu ve CHP’ye oy verenler arasında da desteğin düşük olduğunu görmekteyiz. Bir diğer deyişle dönemin siyasi iklimini yansıtır bir şekilde bu temel talebe siyasi düzeyde en fazla destek AK Parti’ye ve BDP’ye oy verenlerden gelmektedir” denildi.

PARTİLERİN TUTUMUNA GÖRE

KONDA’nın 2020’de yaptığı bir ankette yer verdiği raporda, “AK Parti seçmeninin yüzde 43’ü anadilde eğitim hakkını desteklerken bu oran CHP seçmeni arasında yüzde 36’dır. Toplumun yüzde 40’lık bir bölümünün kültürel hakları desteklediğini, en düşük orana sahip MHP seçmeninde bile bu oranın yüzde 20’lerde olduğunun altını çizmekte fayda vardır. Bu desteğin hep aynı kişiler olmadığını, partilerin siyasi tutumuna göre yer değiştirdiğini de iddia edebiliriz. Siyasal haklar konusunda bir sonraki bölümde yaptığımız tartışma da bu bulguyu destekler niteliktedir” bilgileri aktarıldı.

KÜRTLERİN VARLIĞININ TANINMASINA KARŞI

Raporda, KONDA’nın Eylül 2010’de yaptığı ankete dair bilgiler de paylaşıldı. Bu bilgilere göre, Kürtlerin varlığının anayasada tanınmasına dair görüşe yüzde 58’lik kesimin karşı olduğu, yüzde 25’lik kesimin ise karşı olmadığına dair bilgiler yer aldı. Raporda, kendini Türk olarak tanımlayanların yüzde 65’nin karşı olduğu, yüzde 18’lik kesimin ise desteklerini beyan ettiği yer aldı.

TÜRKLER DE KAYYUMA KARŞI

Raporda, kayyumlara ilişkin yapılan anketlere de yer verildi. KONDA’nın 2019’da yaptığı anketten bilgilerin yer aldığı raporda, “Seçilmiş kişilerin görevden alınmasının yanlış olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 63’ken, bu pratiği onaylayanların oranı sadece yüzde 20 civarındadır. Oy verilen parti üzerinden dağılıma bakıldığında bunu en çok onaylayanların MHP’ye oy verenler olduğu (yüzde 30), ikinci sırada AK Parti’ye oy verenlerin geldiği (yüzde 29), en düşük oranların ise CHP’ye oy veren seçmenler arasında olduğu görülmektedir (yüzde 9).Etnik kimliğe göre baktığımızda genel olarak sorulduğunda kendisini Türk olarak tanımlayanların yüzde 60’ı, Kürt olarak tanımlamayanların ise yüzde 73’ü seçilmiş yönetimin görevden alınamayacağını düşünmektedir” ifadelerine dikkat çekildi.

KÜRT KENTLERİNE ATANAN KAYYUMLAR

Raporda, ayrıca Kürt belediyelerine kayyum atamalarının demokrasiye aykırı olup olmadığına dair yapılan ankette yer alan bilgilere de yer verildi. Raporda, şunlara yer verildi: “Ancak aynı değişken ‘Diyarbakır, Van, Hakkâri gibi illerdeki seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım atanması”’ olarak sorulduğunda ise bu durum değişmektedir. Kesinlikle kayyım atanamaya-cağını düşünenlerin oranı yüzde 18’ken, bunun doğru bir uygulama olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 38’dir. HDP’ye oy verenler arasında yüzde 10, CHP’ye oy verenler arasında yüzde 14, İyi Parti’ye oy verenler arasında yüzde 37, AKP’ye oy verenler arasında yüzde 62 ve MHP’ye oy verenler arasında yüzde 66’dır.”

OPERASYONA KARŞI

Raporda, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyona dair yapılan anketlere yansıyan bilgiler de yer aldı. Raporda, “KONDA’nın Eylül 2019’da yaptığı çalışmalardan yola çıkarak hükümetin Suriye konusundaki politikasını sadece yüzde 19’luk bir kesim desteklemekte ve yüzde 66 bu politikaya karşı çıkmaktadır. Üstelik ilginç bir şekilde Suriye politikasına destek AK Parti seçmeni arasında bile son derece düşüktür. AK Parti seçmeninin sadece yüzde 36’sı, MHP seçmenini de yüzde 29’u bu politikayı desteklemektedir. CHP, İyi Parti ve HDP seçmenleri bu politikaya karşı son derece eleştireldir” denildi.

EN ÖNEMLİ KUTUPLAŞMA KÜRT VARLIĞI

Konuya dair raporda şu bilgilere yer verildi: “Suriye’de Kürtlerin devlet kurması engellenmelidir şeklinde sorulduğunda HDP seçmenleri hariç tüm diğer partilere oy verenler bu ifadeyi güçlü bir biçimde desteklemektedir Genel ortalamada görüşmecilerin sadece yüzde 24’ü bu ifadenin yanlış olduğunu düşünmektedir. Yüzde 64’ü ise bu ifadeye katılmaktadır. MHP ve İyi Parti’de bu oranlar yüzde 75 civarında, AK Parti ve CHP’de yüzde 66 civarındadır. HDP’ye oy verenler ise tam tersi bir yaklaşım sergilemekte ve yüzde 75’i bu ifadenin yanlış olduğunu düşünmektedir. Bir diğer deyişle HDP seçmenleri ve diğer parti seçmenleri arasında Kürt sorununa yönelik en önemli kutuplaşma Suriye’deki Kürt varlığı üzerinden ilerlemektedir. Hem müzakere hem kültürel ve siyasal haklar konusunda görece olarak muhalefet partileri arasında varılan uzlaşma ve seçmenler arası yakınlaşma Suriye’de bir Kürt devleti olasılığı ve bu olasılığa Türkiye’nin yanıtı söz konusu olduğunda tamamen kaybolmaktadır.

DÜNYADA ÇÖZÜM: MÜZAKERE YÖNTEMİ

Dünyadaki etnik çatışmaların birçoğu devlet birimleri ile silahlı örgütlerin konuşması yani müzakere yöntemiyle çözülmüştür. 1940-1992 arası iç savaşların müzakere yöntemiyle sonuçlanma oranı yüz-de 62’dir.10 Bu oran Soğuk Savaş sonrası dönemde daha da artmış ve Guatemala’dan Endonezya’ya uzanan geniş bir coğrafyada çok sayıda silahlı çatışma kapsamlı müzakereler yoluyla sonlanmıştır.  11 Türkiye’de 2009-2011 ve 2013-2015 arasında yaşadığımız sürece “ön müzakere” adını verebiliriz. Bu süreç çatışma yaşamış tarafların liderlerinin barışçıl diyalogla Kürt sorunundaki önemli konuları masaya yatırmadan önceki ön görüşmeleridir.

SORUN İÇ VE DIŞ SİYASETİ ETKİLİYOR

Türkiye’nin iç ve dış siyasetini etkileyen en önemli sorunlarından biri olan Kürt sorununda Barış Süreci, Türkiye devleti kurumları ve PKK yöneticileri arasında görüşmelerin 2015’te sona ermesi ve tekrar çatışmalı dönemin başlamasına rağmen Türkiye toplumunda önemini koruyan bir konudur. Zaman zaman siyasi aktörlerce ‘helalleşme’, siyaset arenasında sınır ötesi çatışma, yeni anayasa yazma gerekliliği gibi başlıklar altında tartışılan birçok konu en nihayetinde gene Kürt sorununun çözülmeyen boyutlarıyla sıkı sıkıya ilintilidir.”

MECLİS'TE ÇÖZÜLÜR

Raporun devamında, “Kürt sorununun çözümünde hangi kurumlar katkı sağlar?” sorusuna verilen yanıtlarla oluşturulan grafiğe de yer verildi. Raporda, “Büyük çoğunluğunu AK Partili ve MHP’li seçmenlerin oluşturduğu kesimlerin bu sorunun çözümünde Cumhurbaşkanlığı’nı işaret eden tutumlarının aksine, muhalif partilerin büyük bir kesimi ilk tercih olarak TBMM’de oluşturulacak bir komisyonun barışa katkı sağlayacağını düşünüyor. İyimser bir okumayla iktidar ortağı MHP ve AK Parti’nin seçmenlerinin bile ikinci tercihinin bu komisyon olduğu ve üçte birinin buna destek verdiği düşünüldüğünde barış yapımı için uzlaşmacı bir tutumun halen toplum nezdinde bir karşılık bulduğu söylenebilir” ifadeleri kullanıldı.

Ankette verilen yanıtlara göre,CHP’li seçmenin yüzde 50’si, HDP’nin yüzde 45’i, AKP’nin yüzde 29’u, İYİ Parti’nin yüzde 44’u, MHP’nin 37’sinin çözümün TBMM’de olacağı yönünde.

GENÇLERİN ‘DEMOKRATİK ÇÖZÜME’ İNANCI DÜŞÜK

Raporda, anketlerin sonuçlarına işaret edilerek, son olarak şu ifadelere yer verildi:  “Çalışmamız özellikle genç neslin Kürt sorununun çözümüne dair inancının zayıf ve demokratik çözüm yollarına dair desteğinin düşük olduğunu göstermektedir. Bu belki de gençlerin gerçek anlamda barış ortamında hiç yaşamamış olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Bu açıdan da gençlere özel çalışmalar geliştirilmesinin aciliyeti ve önemini belirtmeliyiz. Yukarıda anlattığımız gibi gençlerle yapılan çalışmalarda da korkuları, beklentileri ve hayalleri üzerine konuşmak gençlerin farklı sesleri dinlemelerine yardımcı olabilir. Bu konuda liderlere de önemli görevler düşmektedir. Yeni nesillere barış ortamının en çok kendilerine huzur, güven, özgürlük ve ekonomik fırsat olarak döneceği anlatılmalıdır. Kürt sorununun artık sınırlar ötesi olduğu gerçeği de göz önünde bulundurulduğunda barışın ekonomik katkısının katlanacağı da hatırlatılmalıdır. Şu anda tehdit olarak görülen süreçlerin farklı bakış açılarıyla fırsat olarak görülmesi sağlanabilir. Suriye ve Irak’ta genç iş insanlarının önemli yatırımlara imza atabileceği ve dönüşen Ortadoğu coğrafyasında hâkim unsur rolü oynayabilecekleri konusunda ikna edilebilirler. Aksi takdirde, devam eden bir çatışma ortamı en çok yeni nesillerin geleceğini karartacaktır.”

Diğer başlıklar

14/09/2024
23:13 İstanbul’un iki ilçesinde ‘Özgürlük Okumaları’
21:31 Düğün konvoyuna silahlı saldırı
20:00 Hunergeha Welat’tan yeni klip
19:11 'Abdullah Öcalan'ın tek bir sözü Ortadoğu'da dengeleri değiştirir'
18:42 Fernas işçileri Ankara'ya gidiyor
18:28 Colemêrg’te yaşam alanları bombalandı
18:04 2 Rojhilatlı için deport kararından vazgeçildi
17:50 İstanbul’da bir kadın katledildi
16:49 EGE-TUHAYDER kongresi: Temel gündemimiz tecrit olmalı
16:26 Meclis’teki Adalet Nöbeti 24’üncü gününde
16:10 Kadın Örgütlenme Konferansı sonuç bildirgesi: Üçüncü Yol’da özgürlük mücadelemizi yükselteceğiz
15:54 Tamir edilmeyen elektrik telleri bir kez daha yangına neden oldu
15:34 DEDAŞ protestosunda gözaltına alınanlar serbest
14:34 ‘F Oturması’nda hasta tutsak İsmail Tüzün için özgürlük istendi
14:23 103 haftadır sokaktalar: KHK’ler gidecek biz kalacağız
14:13 'Yaşamı risk altında' olan Kaya'nın tahliyesi istenildi
13:23 Mahkeme iptal etti, Cengiz Holding yeniden başvurdu
13:16 12 Eylül’ün ilk kaybı Cemil Kırbayır’ın akıbeti soruldu
12:30 Avrupa’nın Ermeni katliamındaki tutumunu işleyen eser Aram Yayınevi’nden çıktı
12:24 Dört kentte kayıp eylemi: Vazgeçmeyeceğiz
12:04 Federe Kurdistan’a askeri sevkiyat sürüyor
11:46 Hatimoğulları: Demokratik güç birliğine ihtiyacımız var
10:25 İstanbul'da 6 kişi tutuklandı
10:18 Bakırhan: Güçlü örgütlenme ile güçlü parti olabiliriz
10:16 Şirnex’te 41 kişi İYİ Parti’den istifa etti
09:42 Salih Müslim: Tarih Kobanê'de değişti
09:19 Gençler Avrupa'da Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü için yürüyecek
09:04 ÖHD’li Gezer: Mülteciler adil yargılanma hakkı istiyor
09:03 Gaz fişeğiyle katledilen bebeğin faili 15 yıldır tutuklanmadı
09:02 Hasandin sakinleri madene karşı tetikte: İzin vermeyiz
09:01 Yayla yasakları ve artan girdi maliyetleri hayvancılığı bitiriyor
09:01 Jineoloji üyesi Kaya: Jin, jiyan, azadî direnişi özgürlüğün arkeolojisi oldu
09:00 Ömer Öcalan'dan 13 Ekim çağrısı: Tecride 'dur' demeli
09:00 Tutsaklara 'iyi hal' işkencesi: 1 yılda 426 tahliyeye engel
09:00 14 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
07:41 Narin Güran soruşturmasında 1 kişi daha tutuklandı
13/09/2024
23:03 Peyas’ta 5’inci kadın buluşması
22:43 Amed’deki fırın işçileri 15 Eylül’de iş bırakacak
22:29 Ömer Öcalan: İmralı'da yasayı uygulayın görüşmek istiyoruz
22:06 Reşit Kibar eylemleri gerekçesiyle 2 kişi tutuklandı
22:01 Wan’da ‘Çîrokên Mûzîkal’e yoğun ilgi
21:35 Hollanda’da süresiz sığınma hakkı kalkıyor
18:17 Çerkezoğlu: Kara tablo, AKP'nin sınıfsal ve siyasal tercihlerinin sonucudur
17:55 Beden eğitimi dersinde fenalaşan çocuk yaşamını yitirdi
17:20 Kibar'ın katledilmesiyle ilgili AKP'li vekil hakkında suç duyurusu
17:15 Salim Güran’ın ifadesi yeniden alınıyor
17:11 DEDAŞ protestosu: 7 kişi gözaltına alındı
16:30 Hasta tutsak Oduncu sevke rağmen hastaneye götürülmüyor
16:23 GGM'de tutulan İranlı Kürt göçmenler Meclis gündeminde
15:59 Bakandan Narin açıklaması: Adli Tıp zaman alacak
15:56 Baba Güran: Misafirdik, gözaltında değildik
15:31 Jîna Emînî'nin babası: Anma töreni düzenleyeceğiz
15:21 CHP Grup Başkanvekili Emir, Emine Şenyaşar'ı ziyaret etti
15:04 İBB Meclisi, cemevlerini ibadethane olarak kabul etti
14:56 Bakanlar Komitesi'ne Abdullah Öcalan kararı çağrısı
14:35 Yagi tayfunu nedeniyle ölenlerin sayısı 280’e çıktı
14:30 Cezaevine ait drenaj çalışmasında bir tutuklu hayatını kaybetti
14:12 Ahmet Türk: Tehdit ediliyoruz!
13:31 Narin Güran soruşturmasında neler yaşandı?
13:25 Amed’de ücretsiz sinema ve tiyatro gösterimleri düzenlenecek
13:02 Soruşturmaya dair merak edilenleri açıkladı: Amca Güran’ın ifadesi alınmalı
12:54 Şirnex kırsalındaki 'yasak' uzatıldı
12:08 Erdoğan'a hakaretten yargılanan gazetecilerin cezalandırılması istendi
11:35 Narin Güran ismi parka verildi
11:15 Cumartesi Anneleri'nin duruşması mütalaa için ertelendi
10:40 Ailelerden İmralı’ya gitmek için başvuru
09:37 ‘Sınırsız Kütüphane’ sergisi ziyaretçilerini bekliyor
09:33 DEM Parti gizliliği ihlal edenler hakkında suç duyurusunda bulunacak
09:22 Dünyayı saran 'özgürlük' ateşi yanmaya devam ediyor
09:21 Mûş’ta çıkan yangın kontrol altına alındı
09:10 Prefabrik evlerde yaşayan depremzedelere 15 gün süre
09:08 Hukukçu Kanar: 'Umut hakkı'nın sağlanması barış ve eşit yaşamın yolunu açar
09:07 Ağaçlar kesim ve yangınlara direniyor!
09:05 Emniyette taciz: Kıyafetleri çıkartılarak görüntüleri çekildi
09:04 Ankara-Bağdat mutabakatı: Büyük bir tehdit
09:03 Mexmûr saldırı altında: Boyun eğmeyiz
09:02 Küçükbalaban: Abdullah Öcalan yüzyıllık sorunun en anlamlı muhatabıdır
09:00 13 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
07:47 Narin Güran soruşturmasında 8 tutuklama
12/09/2024
23:59 Mûş’ta yangın
23:35 71 yaşındaki tutuklu tahliye olacağı gün yaşamını yitirdi
23:25 Narin Güran soruşturması: Geriye dönük kamera kayıtlarına bakıldı
22:23 Narin soruşturmasını takip eden Tanhan: Avukatlar, sevki yandaş medyadan öğrendi
21:39 Narin Güran soruşturması: 9 kişiye tutuklama talebi
21:25 Mêrdîn'de akrabalar arasında kavga: 1 ölü
20:49 Bir genci darp eden polislere yurttaşlardan tepki
19:39 Tamamlanmayan hastanede 2’nci yangın çıktı
19:26 Narin için Denizli'de eylem
19:21 Günlerce su altında kaldığı için farklı bir DNA’ya rastlanmadı
19:03 Afganistanlı kadınlardan Taliban’a karşı yeni eylem planı
18:14 İYİ Parti'den bir istifa daha: Vekil sayısı 30'a düştü
18:09 Konya'da beş aydır kayıp olan kadının cenazesi bulundu
16:56 SGDF önceki dönem Eşbaşkanı Yaren Tuncer tutuklandı
16:55 Narin Güran soruşturmasında 14 kişinin savcılık ifadesi tamamlandı
16:51 Tekirdağ'da cinsel saldırıya uğrayan bebek entübe edildi
16:03 Şırnex'te trafik kazası: 2 ağır yaralı
15:59 12 Eylül protestosu: Darbeci anlayış tekçi rejimle sürüyor
15:50 Emine Şenyaşar tutuklu oğlunun tahliyesini istedi
15:31 Fındıklık ve sit alanında taş ocağı açılması için 'ÇED gerekli değil' kararı
15:30 Mêrdîn Belediyesi'nden şiddete maruz kalan kadınlar için adli yardım protokolü
15:29 Federe Kurdistanlı 5 kişinin öldürülmesi davası ertelendi
15:28 Motor sürücüsü çocuk kazada hayatını kaybetti
15:27 Gimgim’de ilk defa toplu taşıma hizmeti
15:27 21 milyon işçi ve işverenin tüm SGK bilgileri çalındı
15:02 Kuran Kursu'nda çocuğu taciz edilen anne: Nedeni cezasızlık politikası
14:26 Efrîn’de 6 günde 19 yurttaş kaçırıldı
14:19 Av. Özbey'in duruşması mütalaa için ertelendi
14:18 SGDF'lilerin serbest bırakılması istendi
13:29 Zeydan’ın davasında keşif kararı
13:27 Xoşab Kalesi ışıklandırıldı
13:05 İstanbul'da demokrasi güçlerine 'Özgürlük Yürüyüşü’ çağrısı
13:01 Bakan Tunç’tan Narin açıklaması
12:46 Bayındır: Yüzbinlerle birlikte çözüm iradesini göstereceğiz
12:40 5 Nolu Cezaevi önünden seslendiler: 12 Eylül’le yüzleşin
12:32 Soma Davası'nda ailelerin katılım talebi kabul edildi
12:22 TRT İstanbul Radyosu önünde 12 Eylül açıklaması
12:02 PTT’de yaşanan sorunlara karşı taleplerini açıkladılar
12:01 Avukatlar İmralı'ya gitmek için başvurdu
11:24 Bismil’de ‘Açık Hava Film Günleri’ başlıyor
11:17 Demokratik Kurumlar Platformu: 13 Ekim'de 'özgürlük' için Amed'de buluşuyoruz
10:54 İran Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan Hewlêr’de
10:32 Kadınlardan 16 Eylül çağrısı
10:24 DEM Parti Kadın Konferansı: Ev ev gezip, örgütlülüğü büyüteceğiz
10:14 Vietnam’da Yagi Tayfunu: 197 ölü, 128 kayıp
09:42 Güran soruşturmasında gözaltına alınanlar adliyeye sevk edildi
09:40 Saldırıda yaralanan kadınlar: KDP ve Irak da ortak
09:30 5 aydır haber alınamayan Demir ölü bulundu
09:28 DBP örgütleme çalıştayının sonuç bildirgesini açıkladı
09:25 Safitürk soruşturmasındaki 'gizlilik' 7 yıldır neden kaldırılmıyor?
09:14 12 Eylül'ün tanıkları: 44 yılda kanunsuzluk arttı
09:12 Arka planı aydınlatılmayan katliam
09:11 Narin Güran cinayeti: Susan ve koruyanlar da suçlu
09:10 Ekonomist Müftüoğlu: Savaş politikaları sofradaki ekmeğe bile yansıyor
09:09 İşkencenin yenemediği yurtseverlik: Agit Malgaz
09:08 Agirî Belediyesi'nden kesintisiz hizmet
09:07 Tecride Karşı Adalet Girişimi siyasi partilere bilgilendirme yapacak
09:06 Türkiye’nin 10 yıldır 'ihlal' ettiği karara dair yaşananlar
09:05 Noruzi: 'Jin, jiyan, azadî' mücadelesi İran'ın kalbine ulaştı
09:00 12 EYLÜL 2024 GÜNDEMİ
08:48 4 Rojhilatlı İran’a iade edilmek isteniyor
11/09/2024
23:42 İsrail Gazze'de BM okulunu vurdu: 18 ölü
22:56 DBP'li Hüseyin Memiş hayatını kaybetti
21:39 Cîran filmi Wan’da sinemaseverlerle buluştu
19:54 ÇHD: Avukat Aytaç Ünsal fiziki darp ve ölümle tehdit edildi
18:57 Narin için eylem: Önleyici tedbirler alınsın
18:49 Narin’in mezarını ziyaret eden bakanlar mahalleliyle görüşmedi
18:42 ARÎ-DER’den ‘yaşamın her alanını Kürtçe’ye çevirelim’ çağrısı
17:45 Federe Kurdistan Bölgesi sınır hattında yangın çıktı
17:12 ‘Toplumsal çürümenin reçetesi ahlaki politik toplum inşasıdır’
17:02 Yılmaz Güney İstanbul’da anılacak