Barış Vakfı'ndan ‘Kürt Sorununa Toplumsal Bakış’ raporu

img

İSTANBUL- Barış Vakfı’nın “Kürt Sorununa Toplumsal Bakış” raporuna göre ülkede en büyük kutuplaşma Kürt varlığından kaynaklanmaktayken, sorunun “güvenlik ve demokrasi eksenli” çözülebileceği görüşü hakim.

Barış Vakfı, “Kürt Sorununa Toplumsal Bakış” başlığıyla hazırladığı raporu, İstanbul’da düzenledikleri bir toplantıda açıkladı. Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, Prof. Dr. Evren Balta ve Prof. Dr. Mehmet Gürses  tarafından hazırlanan rapor, el kitapçığı olarak da basıldı. Raporda, “Kürt Sorununun Kökeni ve Endişe Siyaseti”, “Ayrımcılık ve Toplumsal Kutuplaşma”, “Kürt Sorununda Kültürel Haklar”, “Kürt Sorununda Siyasal Haklar”, “Dış Politika ve Kürt Siyaseti”, “Kürt Sorunu Nasıl Çözülür?” ve “Müzakere Gündemi” yanı sıra bu konulara dair KONDA Araştırma şirketinin 2010 ile 2022 arasında Kürt soruna dair topluma yönlendirdiği sorulara verilen yanıtlara dair anketler ve sonuçları da yer aldı.

Raporun giriş bölümünde, Kürt sorununun tarihsel gelişiminin yanı sıra başlayan süreçlere ve sonuçlarına değinildi. “Türkiye’nin önemli bir siyasi ve toplumsal sorunu” olarak tanımlandığı raporda, “Bugün hâlâ çözülmemiş bir mesele olarak durmaktadır. Bu araştırmaya esas teşkil eden KONDA verileri göstermektedir ki güvenlikçi askerî çözüm, Kürt sorununun kendisini etnik olarak Türk olarak tanımlayan gruplar arasında önemini yitirmesine neden olmuştur. Bu gruplara göre Kürt sorunu Türkiye’nin eğitim, enflasyon, göçmenler, demokratikleşme, kadın-erkek eşitliği gibi pek çok yakıcı sorununun arkasında gelmektedir” ifadelerine yer verildi.

Raporda, KONDA’nın Ocak 2020 tarihinde yaptığı bir ankette yer alan “Türkiye’nin en öncelikli sorunu nedir” sorusuna ve verilen yanıtlara da yer verildi. Ankete göre; Türkiye’de yüzde 12’lik bir kesim Kürt sorununu öncelikli sorun olarak görüyor. Ankete göre kendini Kürt olarak tanımlayanların bu soruya “En öncelikli sorun” şeklinde yanıt verdiği ve oranın yüzde 40 civarında olduğu. Ankete göre en öncelikli sorun ise eğitim.

DEMOKRASİYE ENGEL POLİTİKALAR

Raporda, bu duruma ilişkin, “Geçmiş çatışma deneyimlerinin gösterdiği en önemli bulgulardan birisi askerî/güvenlikçi çözümlerin temel toplumsal sorunları kısa dönemli de olsa gündemden düşürebildiği, ancak bu sorunları yaratan yapısal/toplumsal koşullar hedef alınmadıkça ve herkesi içine alan eşit ve adil bir iç siyasal düzen kurulmadıkça sorunların ortadan kaybolmadığı gerçeğidir. Nitekim Türkiye’nin içinde bulunduğu olağanüstü hal rejiminin ve genel olarak bütün Türkiye’yi ilgilendiren güvenlikçi/otoriter uygulamaların bu son dönemde de meşruiyet kaynağı Kürt sorununun güvenlikleştirilmesi, yani sadece güvenlik odaklı siyaset yoluyla çözmeye dair bir yola girmiş olmasıdır. Bu soruna kalıcı bir çözüm bulmamak Türkiye’nin demokrasi/otoriterlik sarmalından çıkamamasının en temel nedenlerinden biridir” denildi.

FARKLI TANIMLANMASI SORUNU BÜYÜTÜYOR

Kürt sorununun yol açtığı çatışmaların farklı tanımlandığını işaret edilen raporda, “Çatışmanın farklı tanımlanması doğal olarak barışın nasıl olacağının da farklı tanımlanmasına yol açar. Örneğin; çatışmanın sadece bir ‘terör’ sorunundan kaynaklandığını düşünen kesimler için barış ancak ‘terörün bitirilmesi’yle mümkündür. Oysa yine diğer ülke örneklerinin gösterdiği odur ki özellikle uzun süren çatışmalar belli başlı ayrımcı politikalardan kaynaklansa bile yıllar içinde hem daha çok boyut kazanmış hem de bu sorunlar iç içe geçerek karmaşıklaşmıştır. Kürt sorunu eksenli çatışma ortamının neredeyse 40 yıla dayanan bir geçmişi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, siyasal, kültürel, ilişkisel, ekonomik ve güvenlik boyutlarında birçok sorunu barındıran bir toplumsal gerçeklik haline geldiğinin altını çizmekte fayda vardır. Sorunun bu denli karmaşık hale gelmesi aynı zamanda tarafları daha da kutuplaştırıp çatışmayı tetiklemektedir” diye belirtildi.

TÜRKLER NE DİYOR?

Çatışma sürecinin kısmen durduğu 2010’da KONDA tarafından yapılan ankette sorulan, “Güneydoğu ve Kürt sorunu, Kürtlerin ayrı bir devlet kurmak istemesinden mi kaynaklanıyor?” sorusuna dair verilen yanıtların yüzdesine yer verilen raporda, Türkiye’nin yüzde 55’lik kesiminin “evet” diye yanıt verdiğine işaret edildi. Ankette cevap veren ve kendini Türk olarak tanımlayanların oranının daha yüksek olduğu belirtilen raporda, ancak Türklerin yüzde 25’inin “hayır” dediğine, yüzde 16’lık bir kesimin ise görüşünün net olmadığına yer verildi.

AYRIŞMA VAR

Raporda, “Kürt sorununun ‘ayrı Devlet’ düşüncesinden kaynaklı olduğu görüşü yüzde 30’larda kalmaktadır. Daha detaylı bir analiz yaptığımızda Kürtlerin sorunu, ‘ayrılıkçılık’ olarak gördüğüne dair kanıt çok zayıf kalmaktadır. Daha açık bir deyişle, Kürtlerin yaklaşık yüzde 60’ı Kürt sorununun ‘ayrılıkçı’ dürtülerden kaynaklandığı fikrini ‘yanlış’ bulmakta ve sadece yüzde 25’lik bir Kürt kesimi bunun ‘ayrı devlet kurma isteği’nden kaynaklandığını söylemektedir. Bu resim bize çok net bir şekilde kendisini Kürt ve Türk olarak tanımlayanların algı ve söylemlerde önemli oranda ayrıştığını göstermektedir. Bu ayrışma ve algı farkı siyasi elitlerin istekli ve ciddi bir şekilde konuya el atmasıyla değişebilir ve böylece barışa önemli oranda katkı sağlanabilir” diye kaydedildi.

AKP-MHP’YE DOĞRU KAYDI

Raporda, 2015’ten sonra çatışmaların yeniden başlaması ardından yapılan ankette sorulan, “Kürt sorununun çözümü için, tek yol terörü yok etmek midir?” sorusuna katılımcıların yarısından fazlasının “evet” dediği aktarıldı. Raporda, şu ifadelere yer verildi: “Fakat bu soruyu parti seçmenleri bazında incelediğimizde ilginç bir sonuçla da karşılaşırız. Bu yanıtı ‘kesinlikle doğru’ destekleyen ve Barış Süreci’nin sıkı destekçileri olan AK Parti seçmelerinin sorunun ‘terörü yok etmekle’ çözüleceğine dair inancı artarak MHP seçmeni çizgisine yaklaşırken, CHP’li seçmenlerin kısmen de olsa ‘savaş’ diline karşı çıkmaya başladığı gözlenmektedir. AK Partili seçmenin yaklaşık yüzde 15’lik bir kesimi bu görüşü ‘yanlış’ bulurken, CHP’li seçmenlerde bu oran yüzde 30’lardadır. AK Partili ve MHP’li seçmenin yaklaşık yüzde 65’i ‘terörü yok etme’ eksenli düşünmekte, buna karşın CHP’li katılımcılarda bu oran yaklaşık yüzde 50’lerdedir.”

ÇALIŞMAYA İŞARET EDİLDİ

Raporda, Eylül 2015’te KONDA’nın katılımcılara sorduğu, “Kürt sorununu çözmek için ne yapmalıyız?” şeklindeki açık uçlu soruya da yer verildi. Soruya en çok “güvenlik eksenli ve demokrasi eksenli” yanıtların yer aldığına dikkat çekilen raporda, “Katılımcıların en çok söyledikleri yöntemler, güvenlik ve demokrasi eksenli çözümlerdir. Bu da 2010’daki çizgiye benzer bir çizgi olmakla birlikte bu dönemin çatışmalı bir dönem olduğu göz önünde bulundurulduğunda yaşanılan sıkıntılara rağmen demokratik çözümlerden vazgeçilmediğini görmek resmin olumlu yanıdır. Burada CHP’li seçmenin duruşunun kritik olduğunun da altı çizilmelidir. Eylül 2015 gibi bir dönemde, yani Barış Süreci’nin terk edilmesi, çatışmaların tekrar nüksetmesi, başkanlık sistemine geçişteki gerginlikler ve siyaset dilinin sertleşmesi göz önüne alındığında CHP’li seçmenin güvenlik odaklı çözümlere verdiği destekte bölünmüş olması, bu kesimin Barış Süreci konusunda sanıldığından daha kolay ikna edileceğini fakat demokratik haklar konusunda daha çok bilgilendirilmesi ve destekleri için çalışılmasının gerekli olduğuna işaret etmektedir” ifadeleri paylaşıldı.

SORUN EVLİLİK TERCİHİNİ DE ETKİLİYOR

Kürt sorununun Kürt ve Türk halkının birbirinden ayrıştırdığını, aynı zamanda başka kesimlerin de ayrışmasına neden olduğunu, bu kesimlerin başında Alevi-Sunilerin geldiğinin aktarıldığı raporda, sorun nedeniyle tam bir toplumsal kutuplaşma yaşandığına dikkat çekildi. Ayrışmaya dair KONDA’nın 2020’de yaptığı ankete işaret edilen raporda, şöyle devam edildi:  “Katılımcılara, ‘Başka etnik gruptan bireyleri evlilik yoluyla ailelerine kabul etme’ye ne derece olumlu baktıkları sorulduğunda bu fikir genel olarak olumlu karşılanmaktadır (kendini hem Türk hem de Kürt olarak tanımlayanlarda bu oran yüzde 60’larda). AK Partili katılımcıların yüzde 63’ü CHP’li katılımcıların da yüzde 78’i buna olumlu bakarken ikinci en yüksek destek BDP’li katılımcılardan (yüzde 74) geliyor. Fakat aynı soru farklı mezhepten birini kabule gelince bu destek yüzde 50’lilerin altına düşüyor. Kendini Türk olarak tanımlayanlarda kabul yüzde 51, Kürt olarak tanımlayanlarda ise yüzde 61’dir. AK Parti destekçilerinde kabul yüzde 48, CHP destekçilerin de ise yüzde 71’le en yüksek kabule rastlamaktayız.”

ANA DİLDE EĞİTİM

Raporda, kültürel haklar ve tanınma sorunu bağlamında ana dilde eğitime de dikkat çekildi. 2010’da yapılan ankete göre kendini Türk olarak tanımlayan ve ana dilde eğitimden yana olanların sayısı yüzde 35. Raporda dikkat çeken hususlardan bir tanesi de ana dilde eğitime karşı olan kesimin gençler olması oldu. Raporda, “Kürtlerin o dönemki siyasi temsilcisi olan BDP’ye 8 oy verenlerin neredeyse tamamının anadilde eğitim hakkını desteklediğini ve AK Parti’ye oy verenlerin anadilde eğitim hakkı konusunda daha olumlu bir tutum sergilediklerini, MHP’ye oy verenlerin en fazla karşı çıkanlar olduğunu ve CHP’ye oy verenler arasında da desteğin düşük olduğunu görmekteyiz. Bir diğer deyişle dönemin siyasi iklimini yansıtır bir şekilde bu temel talebe siyasi düzeyde en fazla destek AK Parti’ye ve BDP’ye oy verenlerden gelmektedir” denildi.

PARTİLERİN TUTUMUNA GÖRE

KONDA’nın 2020’de yaptığı bir ankette yer verdiği raporda, “AK Parti seçmeninin yüzde 43’ü anadilde eğitim hakkını desteklerken bu oran CHP seçmeni arasında yüzde 36’dır. Toplumun yüzde 40’lık bir bölümünün kültürel hakları desteklediğini, en düşük orana sahip MHP seçmeninde bile bu oranın yüzde 20’lerde olduğunun altını çizmekte fayda vardır. Bu desteğin hep aynı kişiler olmadığını, partilerin siyasi tutumuna göre yer değiştirdiğini de iddia edebiliriz. Siyasal haklar konusunda bir sonraki bölümde yaptığımız tartışma da bu bulguyu destekler niteliktedir” bilgileri aktarıldı.

KÜRTLERİN VARLIĞININ TANINMASINA KARŞI

Raporda, KONDA’nın Eylül 2010’de yaptığı ankete dair bilgiler de paylaşıldı. Bu bilgilere göre, Kürtlerin varlığının anayasada tanınmasına dair görüşe yüzde 58’lik kesimin karşı olduğu, yüzde 25’lik kesimin ise karşı olmadığına dair bilgiler yer aldı. Raporda, kendini Türk olarak tanımlayanların yüzde 65’nin karşı olduğu, yüzde 18’lik kesimin ise desteklerini beyan ettiği yer aldı.

TÜRKLER DE KAYYUMA KARŞI

Raporda, kayyumlara ilişkin yapılan anketlere de yer verildi. KONDA’nın 2019’da yaptığı anketten bilgilerin yer aldığı raporda, “Seçilmiş kişilerin görevden alınmasının yanlış olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 63’ken, bu pratiği onaylayanların oranı sadece yüzde 20 civarındadır. Oy verilen parti üzerinden dağılıma bakıldığında bunu en çok onaylayanların MHP’ye oy verenler olduğu (yüzde 30), ikinci sırada AK Parti’ye oy verenlerin geldiği (yüzde 29), en düşük oranların ise CHP’ye oy veren seçmenler arasında olduğu görülmektedir (yüzde 9).Etnik kimliğe göre baktığımızda genel olarak sorulduğunda kendisini Türk olarak tanımlayanların yüzde 60’ı, Kürt olarak tanımlamayanların ise yüzde 73’ü seçilmiş yönetimin görevden alınamayacağını düşünmektedir” ifadelerine dikkat çekildi.

KÜRT KENTLERİNE ATANAN KAYYUMLAR

Raporda, ayrıca Kürt belediyelerine kayyum atamalarının demokrasiye aykırı olup olmadığına dair yapılan ankette yer alan bilgilere de yer verildi. Raporda, şunlara yer verildi: “Ancak aynı değişken ‘Diyarbakır, Van, Hakkâri gibi illerdeki seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım atanması”’ olarak sorulduğunda ise bu durum değişmektedir. Kesinlikle kayyım atanamaya-cağını düşünenlerin oranı yüzde 18’ken, bunun doğru bir uygulama olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 38’dir. HDP’ye oy verenler arasında yüzde 10, CHP’ye oy verenler arasında yüzde 14, İyi Parti’ye oy verenler arasında yüzde 37, AKP’ye oy verenler arasında yüzde 62 ve MHP’ye oy verenler arasında yüzde 66’dır.”

OPERASYONA KARŞI

Raporda, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyona dair yapılan anketlere yansıyan bilgiler de yer aldı. Raporda, “KONDA’nın Eylül 2019’da yaptığı çalışmalardan yola çıkarak hükümetin Suriye konusundaki politikasını sadece yüzde 19’luk bir kesim desteklemekte ve yüzde 66 bu politikaya karşı çıkmaktadır. Üstelik ilginç bir şekilde Suriye politikasına destek AK Parti seçmeni arasında bile son derece düşüktür. AK Parti seçmeninin sadece yüzde 36’sı, MHP seçmenini de yüzde 29’u bu politikayı desteklemektedir. CHP, İyi Parti ve HDP seçmenleri bu politikaya karşı son derece eleştireldir” denildi.

EN ÖNEMLİ KUTUPLAŞMA KÜRT VARLIĞI

Konuya dair raporda şu bilgilere yer verildi: “Suriye’de Kürtlerin devlet kurması engellenmelidir şeklinde sorulduğunda HDP seçmenleri hariç tüm diğer partilere oy verenler bu ifadeyi güçlü bir biçimde desteklemektedir Genel ortalamada görüşmecilerin sadece yüzde 24’ü bu ifadenin yanlış olduğunu düşünmektedir. Yüzde 64’ü ise bu ifadeye katılmaktadır. MHP ve İyi Parti’de bu oranlar yüzde 75 civarında, AK Parti ve CHP’de yüzde 66 civarındadır. HDP’ye oy verenler ise tam tersi bir yaklaşım sergilemekte ve yüzde 75’i bu ifadenin yanlış olduğunu düşünmektedir. Bir diğer deyişle HDP seçmenleri ve diğer parti seçmenleri arasında Kürt sorununa yönelik en önemli kutuplaşma Suriye’deki Kürt varlığı üzerinden ilerlemektedir. Hem müzakere hem kültürel ve siyasal haklar konusunda görece olarak muhalefet partileri arasında varılan uzlaşma ve seçmenler arası yakınlaşma Suriye’de bir Kürt devleti olasılığı ve bu olasılığa Türkiye’nin yanıtı söz konusu olduğunda tamamen kaybolmaktadır.

DÜNYADA ÇÖZÜM: MÜZAKERE YÖNTEMİ

Dünyadaki etnik çatışmaların birçoğu devlet birimleri ile silahlı örgütlerin konuşması yani müzakere yöntemiyle çözülmüştür. 1940-1992 arası iç savaşların müzakere yöntemiyle sonuçlanma oranı yüz-de 62’dir.10 Bu oran Soğuk Savaş sonrası dönemde daha da artmış ve Guatemala’dan Endonezya’ya uzanan geniş bir coğrafyada çok sayıda silahlı çatışma kapsamlı müzakereler yoluyla sonlanmıştır.  11 Türkiye’de 2009-2011 ve 2013-2015 arasında yaşadığımız sürece “ön müzakere” adını verebiliriz. Bu süreç çatışma yaşamış tarafların liderlerinin barışçıl diyalogla Kürt sorunundaki önemli konuları masaya yatırmadan önceki ön görüşmeleridir.

SORUN İÇ VE DIŞ SİYASETİ ETKİLİYOR

Türkiye’nin iç ve dış siyasetini etkileyen en önemli sorunlarından biri olan Kürt sorununda Barış Süreci, Türkiye devleti kurumları ve PKK yöneticileri arasında görüşmelerin 2015’te sona ermesi ve tekrar çatışmalı dönemin başlamasına rağmen Türkiye toplumunda önemini koruyan bir konudur. Zaman zaman siyasi aktörlerce ‘helalleşme’, siyaset arenasında sınır ötesi çatışma, yeni anayasa yazma gerekliliği gibi başlıklar altında tartışılan birçok konu en nihayetinde gene Kürt sorununun çözülmeyen boyutlarıyla sıkı sıkıya ilintilidir.”

MECLİS'TE ÇÖZÜLÜR

Raporun devamında, “Kürt sorununun çözümünde hangi kurumlar katkı sağlar?” sorusuna verilen yanıtlarla oluşturulan grafiğe de yer verildi. Raporda, “Büyük çoğunluğunu AK Partili ve MHP’li seçmenlerin oluşturduğu kesimlerin bu sorunun çözümünde Cumhurbaşkanlığı’nı işaret eden tutumlarının aksine, muhalif partilerin büyük bir kesimi ilk tercih olarak TBMM’de oluşturulacak bir komisyonun barışa katkı sağlayacağını düşünüyor. İyimser bir okumayla iktidar ortağı MHP ve AK Parti’nin seçmenlerinin bile ikinci tercihinin bu komisyon olduğu ve üçte birinin buna destek verdiği düşünüldüğünde barış yapımı için uzlaşmacı bir tutumun halen toplum nezdinde bir karşılık bulduğu söylenebilir” ifadeleri kullanıldı.

Ankette verilen yanıtlara göre,CHP’li seçmenin yüzde 50’si, HDP’nin yüzde 45’i, AKP’nin yüzde 29’u, İYİ Parti’nin yüzde 44’u, MHP’nin 37’sinin çözümün TBMM’de olacağı yönünde.

GENÇLERİN ‘DEMOKRATİK ÇÖZÜME’ İNANCI DÜŞÜK

Raporda, anketlerin sonuçlarına işaret edilerek, son olarak şu ifadelere yer verildi:  “Çalışmamız özellikle genç neslin Kürt sorununun çözümüne dair inancının zayıf ve demokratik çözüm yollarına dair desteğinin düşük olduğunu göstermektedir. Bu belki de gençlerin gerçek anlamda barış ortamında hiç yaşamamış olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Bu açıdan da gençlere özel çalışmalar geliştirilmesinin aciliyeti ve önemini belirtmeliyiz. Yukarıda anlattığımız gibi gençlerle yapılan çalışmalarda da korkuları, beklentileri ve hayalleri üzerine konuşmak gençlerin farklı sesleri dinlemelerine yardımcı olabilir. Bu konuda liderlere de önemli görevler düşmektedir. Yeni nesillere barış ortamının en çok kendilerine huzur, güven, özgürlük ve ekonomik fırsat olarak döneceği anlatılmalıdır. Kürt sorununun artık sınırlar ötesi olduğu gerçeği de göz önünde bulundurulduğunda barışın ekonomik katkısının katlanacağı da hatırlatılmalıdır. Şu anda tehdit olarak görülen süreçlerin farklı bakış açılarıyla fırsat olarak görülmesi sağlanabilir. Suriye ve Irak’ta genç iş insanlarının önemli yatırımlara imza atabileceği ve dönüşen Ortadoğu coğrafyasında hâkim unsur rolü oynayabilecekleri konusunda ikna edilebilirler. Aksi takdirde, devam eden bir çatışma ortamı en çok yeni nesillerin geleceğini karartacaktır.”

Diğer başlıklar

03/12/2025
23:47 Tecavüz faillerine beraat!
23:43 Stutgart’ta Alevi ve Durzi halka saldırılar protesto edildi
23:03 Çocuk ölümlerini protesto eden 16 TİP'li genç tutuklandı
22:54 Amedspor Down Sendromlu Zınar’ın hayalini gerçekleştirecek
22:50 İsrail 10 yıl sonra Lübnanlı yetkililerle görüştü
21:01 Akış’ın tutukluluğuna devam kararına tepki: Darbe sürüyor
20:37 KDP, Xebat ve Lecan’a ağır silahlı güçleri yerleştirdi
20:18 BMGK 14 yıl sonra Şam’ı ziyaret edecek
20:16 Cenevre eyleminde Abdullah Öcalan'ın fiziki özgürlüğü istendi
19:00 Şam’a füzeli saldırı
18:52 Serra Bucak’tan Ongözlü Köprü ve Hevsel Bahçeleri açıklaması
18:49 KHK eylemi: Arkadaşlarımız derhal görevlerine iade edilmeli
18:31 Asgari ücret için ilk toplantı tarihi belli oldu
18:24 TÖP üyeleri serbest bırakıldı
18:19 30 yıldan sonra tahliye edilen Çirik: Diğer tutsakların da özgürlüğü yakındır
18:03 Barış Annesi Aliye Timur son yolculuğuna uğurlandı
17:49 Colemêrg Belediye Eşbaşkanı Akış’ın tutukluluğuna devam kararı
17:37 Kuzey ve Doğu Suriye Halklar Meclisi tüzüğünü kabul etti
17:34 Divandere'de 8 kadın öğrenci zehirlendi
17:30 İran güçleri Ezîze Mûradiyan adlı Kürt kadını gözaltına aldı
17:17 AB ülkeleri Rusya'dan gaz ithalatı yapmamak üzere anlaştı
17:13 KESK: İktidarın sadık bürokratlarına 30 bin TL seyyanen zam
16:56 HPG'li Serhat Korkmaz'ın taziyesine kitlesel ziyaret
16:49 Katledilmek istenen Yasemin Durbak'a dayanışma ziyareti
16:35 Barzani: Entegrasyon garantisi olmadan QSD'nin silah bırakması beklenemez
15:38 'Engelliler ayrımcılığa, izolasyona mahkum ediliyor'
15:37 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
14:47 Okullarda ücretsiz yemek davası görüldü: 3 çocuktan 1'i okuldan aç dönüyor
14:04 Erdoğan: Kürt sorunu 'benim sorunumdur' iradesini bugün de taşıyoruz
12:16 Gülistan Kılıç Koçyiğit'ten 'Bahçeli'ye darbe olur' iddiasına yalanlama
12:10 Abdullah Öcalan’dan bütüncül hukuk mesajı: Demokrasi dışı müdahale olgusu Türkiye gündeminden çıkar
12:05 İngiltere'den sürece destek
11:39 Prof. Bose’den Abdullah Öcalan’ın çağrısına destek: Taraflar bu umut anını değerlendirmeli
11:30 TÜİK'in enflasyon oranı yine düşük çıktı
11:25 Okullarda ücretsiz yemek davası: Ne bakanlık ne de yargı çocukları aç bırakamaz
11:12 Bahçeli: Süreçten asla geri adım atmayacağız
10:52 Dêrsim’de fuhuş ağı: İsim isim teşhir ederek anlattı
10:34 DEM Parti MYK toplandı
10:32 Gazeteciler raporu: Gözaltı, soruşturma tutuklama, ceza, işten çıkarmalar sürüyor
10:16 Özgür Ülke anması: Hakikat açığa çıkarsa barışa o kadar yakın oluruz
10:08 TÖP üyesi 5 kişi gözaltına alındı
10:03 Dicle Nehri'ne düşen çocuğun cenazesi bulundu
09:55 Nahit Eren'den 'transfer' müjdesi: Söylemler kulübü yıpratmamalı
09:33 Urartular'ın 'başkenti işgal' altında
09:31 Hastane yol gösterdi: İhtiyaçlarını karşılayamaz, ancak R Tipi'ne sevk edilebilir!
09:20 Dr. Gezer: Engellilerin ailelerinin kaygıları ortadan kaldırılmalı
09:19 Prof. Dr. Şebnem Oğuz: Süreç, Türkiye'nin geleceğini belirleyen bir eşik
09:17 Mêrdîn’de uyuşturucuya karşı harekete geçtiler
09:15 Öldürülen gazeteci Hakan Tosun'un ablası: Adalet yerini bulmalı
09:07 Wan’da 10 ayda 158 hak ihlali yaşandı
09:05 Gençlerden çağrı: Uyuşturucu ve fuhuşa karşı birlikte önlem alalım
09:00 Dêrazor'un bir yanı yıkım, diğer yanı inşa
09:00 03 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
00:05 Amedspor’dan SMS kampanyası
02/12/2025
23:34 'Qamişlo’dan göçertilenlerin geri dönüşü sağlansın' çağrısı
23:23 Trump'tan Venezuela ve Kolombiya’ya kara operasyonu tehdidi
23:00 AB'nin eski dışişleri şefine gözaltı
22:11 Licê’deki fuhuş çetesine karşı toplantılar yapıldı
20:36 Dicle Nehri'ne düştüğü iddia edilen çocuk bulunamadı
20:33 Savcılıktan öz savunmaya ceza istemi
20:29 Putin: Avrupa savaş istiyorsa, hazırız
20:08 BM: Sudan savaşında 14 milyon kişi yerinden edildi
20:03 Gazeteci Karabay cezaevinden çıktı
19:10 İsrail saldırılarında 257 gazeteci katledildi
18:31 Mahkeme, hasta tutsağın tahliyesini engelleyen İGK kararını yasaya uygun buldu!
18:09 223 işçinin eylemi sürüyor: Ranta geçit vermeyeceğiz
18:07 Netanyahu: Şam’dan Hermon Dağı’na kadar silahsız bölge istiyoruz
17:46 Manavgat Belediyesi soruşturmasında 19 gözaltı
17:42 DEM Parti Heyeti İmralı'dan döndü
17:34 Lacan'da gerginlik sürüyor: Gazetecilerin ekipmanlarına el konuldu
17:15 Şüpheli çocuk ölümü davasında tahliye kararı
16:41 Ankara'da Savunmaya Özgürlük Nöbeti: Adaletin sesi yeniden yükselecek
16:19 ABD Adana konsolosu DEM Parti'yi ziyaret etti
15:59 Cinsel saldırıya uğrayan çocuk mahkemede dinlenecek
15:43 Gazeteci Karabay'a ceza ve tahliye
15:31 Besta’da asker gözetiminde ağaç kıyımı sürüyor
15:27 Amed'de Jineolojî atölyeleri başlıyor
15:22 Gazeteci Aykol'un tedavisi sürüyor
14:24 Dêrsim Emek ve Demokrasi Platformu: Alevi katliamına karşı ortak irade büyütülmeli
14:10 İzmir Barosu: Avukatların çalışma koşulları adil olmalı
14:04 Danıştay'a çağrı: Okullarda ücretsiz yemek davasını kabul et
13:36 Mîdyad’ta şüpheli kadın ölümü
13:34 Mahalleliler, taş ocağı çalışmalarını durdurdu
12:45 Bakırhan: Abdullah Öcalan'la görüşülmesi sorunun siyasal zemine taşınmasını sağladı
12:42 DSİ barajında çalışan işçi yüksekten düşerek hayatını kaybetti
12:13 İmralı Heyeti Abdullah Öcalan ile görüşmek için yola çıktı
12:02 Özgür Ülke gazetesinin bombalanması protesto edilecek
12:00 Federe Kürdistan ve idaresi dışındaki bölgelerde Kürt nüfus 10 buçuk milyona ulaştı
11:57 Filozof Ceruti: Abdullah Öcalan'ın çağrısı Ortadoğu'ya örnek olabilir
11:41 Amed Büyükşehir’den Hevsel Bahçeleri ve Dicle Vadisi açıklaması: Kararlıyız
11:36 Arap Alevileri: Suriye'deki Alevi katliamı derhal durdurulmalı
11:22 Duruşma için getirildiği Ahlat'ta 3 ay hücrede tutulacak
11:05 31 yıllık tutsağın tahliyesi Seyit Rıza'nın sözleri gerekçe gösterilerek ertelendi
11:02 Salih Müslim: Demokrasi yoksa entegrasyon da yok
11:01 Kürt mahallelerinde çete yapılanmaları
10:48 Putin ve ABD Ortadoğu Temsilcisi Witkoff Ukrayna'yı görüşecek
10:44 Bahçeli’den süreç açıklaması: Ok yaydan çıkmıştır, gemiler yakılmıştır
10:10 'Burası Kürdistan'dır' diyen Taşkesen'e sanal medya paylaşımından 4 yıl 2 ay ceza
09:40 5 kentte ‘borsa manipülasyonu’ soruşturması: 10 gözaltı
09:40 Alagöz'ün Giresun'daki maden genişletme isteği askıya çıktı
09:38 Hakime rüşvet suçlaması, eşine 9 milyon TL avukatlık ücreti kararı
09:05 Tehdit edilen eşbaşkanlar: Halkın iradesine saygı göstermek zorundalar
09:04 Mazgêrt avcıların hedefinde: Halk ve canlılar tedirgin
09:03 11'inci Yargı Paketi yarın görüşülecek: ‘Yama’ değil yeni bir İnfaz Kanunu lazım
09:03 Yerine kayyım atanan Akış’ın davası yeniden görülüyor
09:02 Yanlış restorasyon Wan'ın belleğini yok ediyor
09:01 Her yönüyle 'yaralı' bir kent: Şam
09:00 02 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
01/12/2025
23:52 Amasya'da cezaevi nakil aracı kaza yaptı
23:48 2026 yılı bütçe teklifi komisyonda kabul edildi
23:01 Geçiş Hükümeti, Süveyda'da bir kişiyi katletti
22:16 Trump, Netanyahu ile görüştü
22:12 Humus’un doğu kırsalında işkence ile toplu gözaltılar
21:15 Barrack, Şara ile görüştü, Trump desteğini yineledi
20:45 Özgür Özel'e yanıt: Kürtleri sadece sıkıştığınızda hatırlamayın
20:16 Bankacı Seçil Erzan'a 102 yıl 2 ay hapis cezası
19:41 Erdoğan: Süreç yeni bir dönemin kapısını açacak
19:34 Ukrayna'da ailelerini yitiren çocuklar Türkiye'de tecavüze uğradı
19:15 31 yıldan sonra tahliye edilen Esen: Başaracağımız günler yakın
18:24 15 yaşındaki MESEM öğrencisi ölü bulundu
18:12 Beyza Yavuz'un şüpheli ölümüyle ilgili 1 kişi tutuklandı
17:35 Gazeteci Aykol’un tedavisi devam ediyor
17:32 ÖHD: Kadın tutsaklar çifte görünmezlik yaşıyor
15:45 Barış Annesi Aliye Timur yaşamını yitirdi
15:25 Şirnex'teki baskı ve provokasyon girişimleri bütçe görüşmelerine taşındı
15:22 30 yılın ardından tahliye olan Çirik’ten örgütlülük vurgusu
15:19 Erkek şiddetine karşı işbirliği ve koordinasyon sağlanacak
14:50 DİSK 2026 asgari ücreti araştırma raporunu açıkladı
14:27 Emeklilerden ‘bütçe’ protestosu
13:24 Evrensel Gazetesi'ne saldıran sanık tahliye edildi
13:16 DEM Parti her yıl Engelliler Onur Yürüyüşü düzenleyecek
13:15 Özerk Yönetim: Adem-i merkeziyetçi bir Suriye inşa edilebilir
12:26 Sosyolog Griffin: Türk ve Kürt barışı insanlık için hayati önemde
11:35 TÜİK üçüncü çeyrek büyüme verileri açıklandı
10:52 Sudani ile Tom Barrack bir araya geldi
10:51 Köylüler, Sekasur'da maden şirketi çalışanlarını kovdu
10:40 Güney Afrika’dan Trump’ın ‘beyaz soykırımı’ iddialarına yanıt
09:20 Birçok kentte sağanak ve kar yağışı bekleniyor
09:17 Qoser’de öldürülen ailenin avukatları: Medyanın yaklaşımı insani değil
09:03 Down sendromlu Zınar ilk hayalini gerçekleştirdi, sıra ikincisinde
09:02 'Şirnex'te süreç karşıtı bir akıl var'
09:01 Hasta tutsağın eşi: Orada kalırsa yaşamını yitirecek
09:00 01 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
30/11/2025
22:50 Radyoya Dengê Gel yayın hayatını sonlandırdı
21:39 Ekoloji Derneği toprak buluşturulmak üzere 30 bin palamut dağıttı
21:26 'Kovid Yasası siyasi tutsakları kapsayacak şekilde düzenlemeli'
20:58 Tarsus'ta 'Demokratik toplumla yeniden doğuş' şöleni
20:37 Sosyalist Enternasyonal'den Kürtlere özyönetimin tanınması çağrısı
19:22 Bayındır: Devlete adım attıran Kürtlerin mücadelesiydi
19:03 'Çocuklarımız okula aç giderken huzur içinde yaşayamayacaksınız'