Barış Vakfı'ndan ‘Kürt Sorununa Toplumsal Bakış’ raporu

img

İSTANBUL- Barış Vakfı’nın “Kürt Sorununa Toplumsal Bakış” raporuna göre ülkede en büyük kutuplaşma Kürt varlığından kaynaklanmaktayken, sorunun “güvenlik ve demokrasi eksenli” çözülebileceği görüşü hakim.

Barış Vakfı, “Kürt Sorununa Toplumsal Bakış” başlığıyla hazırladığı raporu, İstanbul’da düzenledikleri bir toplantıda açıkladı. Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, Prof. Dr. Evren Balta ve Prof. Dr. Mehmet Gürses  tarafından hazırlanan rapor, el kitapçığı olarak da basıldı. Raporda, “Kürt Sorununun Kökeni ve Endişe Siyaseti”, “Ayrımcılık ve Toplumsal Kutuplaşma”, “Kürt Sorununda Kültürel Haklar”, “Kürt Sorununda Siyasal Haklar”, “Dış Politika ve Kürt Siyaseti”, “Kürt Sorunu Nasıl Çözülür?” ve “Müzakere Gündemi” yanı sıra bu konulara dair KONDA Araştırma şirketinin 2010 ile 2022 arasında Kürt soruna dair topluma yönlendirdiği sorulara verilen yanıtlara dair anketler ve sonuçları da yer aldı.

Raporun giriş bölümünde, Kürt sorununun tarihsel gelişiminin yanı sıra başlayan süreçlere ve sonuçlarına değinildi. “Türkiye’nin önemli bir siyasi ve toplumsal sorunu” olarak tanımlandığı raporda, “Bugün hâlâ çözülmemiş bir mesele olarak durmaktadır. Bu araştırmaya esas teşkil eden KONDA verileri göstermektedir ki güvenlikçi askerî çözüm, Kürt sorununun kendisini etnik olarak Türk olarak tanımlayan gruplar arasında önemini yitirmesine neden olmuştur. Bu gruplara göre Kürt sorunu Türkiye’nin eğitim, enflasyon, göçmenler, demokratikleşme, kadın-erkek eşitliği gibi pek çok yakıcı sorununun arkasında gelmektedir” ifadelerine yer verildi.

Raporda, KONDA’nın Ocak 2020 tarihinde yaptığı bir ankette yer alan “Türkiye’nin en öncelikli sorunu nedir” sorusuna ve verilen yanıtlara da yer verildi. Ankete göre; Türkiye’de yüzde 12’lik bir kesim Kürt sorununu öncelikli sorun olarak görüyor. Ankete göre kendini Kürt olarak tanımlayanların bu soruya “En öncelikli sorun” şeklinde yanıt verdiği ve oranın yüzde 40 civarında olduğu. Ankete göre en öncelikli sorun ise eğitim.

DEMOKRASİYE ENGEL POLİTİKALAR

Raporda, bu duruma ilişkin, “Geçmiş çatışma deneyimlerinin gösterdiği en önemli bulgulardan birisi askerî/güvenlikçi çözümlerin temel toplumsal sorunları kısa dönemli de olsa gündemden düşürebildiği, ancak bu sorunları yaratan yapısal/toplumsal koşullar hedef alınmadıkça ve herkesi içine alan eşit ve adil bir iç siyasal düzen kurulmadıkça sorunların ortadan kaybolmadığı gerçeğidir. Nitekim Türkiye’nin içinde bulunduğu olağanüstü hal rejiminin ve genel olarak bütün Türkiye’yi ilgilendiren güvenlikçi/otoriter uygulamaların bu son dönemde de meşruiyet kaynağı Kürt sorununun güvenlikleştirilmesi, yani sadece güvenlik odaklı siyaset yoluyla çözmeye dair bir yola girmiş olmasıdır. Bu soruna kalıcı bir çözüm bulmamak Türkiye’nin demokrasi/otoriterlik sarmalından çıkamamasının en temel nedenlerinden biridir” denildi.

FARKLI TANIMLANMASI SORUNU BÜYÜTÜYOR

Kürt sorununun yol açtığı çatışmaların farklı tanımlandığını işaret edilen raporda, “Çatışmanın farklı tanımlanması doğal olarak barışın nasıl olacağının da farklı tanımlanmasına yol açar. Örneğin; çatışmanın sadece bir ‘terör’ sorunundan kaynaklandığını düşünen kesimler için barış ancak ‘terörün bitirilmesi’yle mümkündür. Oysa yine diğer ülke örneklerinin gösterdiği odur ki özellikle uzun süren çatışmalar belli başlı ayrımcı politikalardan kaynaklansa bile yıllar içinde hem daha çok boyut kazanmış hem de bu sorunlar iç içe geçerek karmaşıklaşmıştır. Kürt sorunu eksenli çatışma ortamının neredeyse 40 yıla dayanan bir geçmişi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, siyasal, kültürel, ilişkisel, ekonomik ve güvenlik boyutlarında birçok sorunu barındıran bir toplumsal gerçeklik haline geldiğinin altını çizmekte fayda vardır. Sorunun bu denli karmaşık hale gelmesi aynı zamanda tarafları daha da kutuplaştırıp çatışmayı tetiklemektedir” diye belirtildi.

TÜRKLER NE DİYOR?

Çatışma sürecinin kısmen durduğu 2010’da KONDA tarafından yapılan ankette sorulan, “Güneydoğu ve Kürt sorunu, Kürtlerin ayrı bir devlet kurmak istemesinden mi kaynaklanıyor?” sorusuna dair verilen yanıtların yüzdesine yer verilen raporda, Türkiye’nin yüzde 55’lik kesiminin “evet” diye yanıt verdiğine işaret edildi. Ankette cevap veren ve kendini Türk olarak tanımlayanların oranının daha yüksek olduğu belirtilen raporda, ancak Türklerin yüzde 25’inin “hayır” dediğine, yüzde 16’lık bir kesimin ise görüşünün net olmadığına yer verildi.

AYRIŞMA VAR

Raporda, “Kürt sorununun ‘ayrı Devlet’ düşüncesinden kaynaklı olduğu görüşü yüzde 30’larda kalmaktadır. Daha detaylı bir analiz yaptığımızda Kürtlerin sorunu, ‘ayrılıkçılık’ olarak gördüğüne dair kanıt çok zayıf kalmaktadır. Daha açık bir deyişle, Kürtlerin yaklaşık yüzde 60’ı Kürt sorununun ‘ayrılıkçı’ dürtülerden kaynaklandığı fikrini ‘yanlış’ bulmakta ve sadece yüzde 25’lik bir Kürt kesimi bunun ‘ayrı devlet kurma isteği’nden kaynaklandığını söylemektedir. Bu resim bize çok net bir şekilde kendisini Kürt ve Türk olarak tanımlayanların algı ve söylemlerde önemli oranda ayrıştığını göstermektedir. Bu ayrışma ve algı farkı siyasi elitlerin istekli ve ciddi bir şekilde konuya el atmasıyla değişebilir ve böylece barışa önemli oranda katkı sağlanabilir” diye kaydedildi.

AKP-MHP’YE DOĞRU KAYDI

Raporda, 2015’ten sonra çatışmaların yeniden başlaması ardından yapılan ankette sorulan, “Kürt sorununun çözümü için, tek yol terörü yok etmek midir?” sorusuna katılımcıların yarısından fazlasının “evet” dediği aktarıldı. Raporda, şu ifadelere yer verildi: “Fakat bu soruyu parti seçmenleri bazında incelediğimizde ilginç bir sonuçla da karşılaşırız. Bu yanıtı ‘kesinlikle doğru’ destekleyen ve Barış Süreci’nin sıkı destekçileri olan AK Parti seçmelerinin sorunun ‘terörü yok etmekle’ çözüleceğine dair inancı artarak MHP seçmeni çizgisine yaklaşırken, CHP’li seçmenlerin kısmen de olsa ‘savaş’ diline karşı çıkmaya başladığı gözlenmektedir. AK Partili seçmenin yaklaşık yüzde 15’lik bir kesimi bu görüşü ‘yanlış’ bulurken, CHP’li seçmenlerde bu oran yüzde 30’lardadır. AK Partili ve MHP’li seçmenin yaklaşık yüzde 65’i ‘terörü yok etme’ eksenli düşünmekte, buna karşın CHP’li katılımcılarda bu oran yaklaşık yüzde 50’lerdedir.”

ÇALIŞMAYA İŞARET EDİLDİ

Raporda, Eylül 2015’te KONDA’nın katılımcılara sorduğu, “Kürt sorununu çözmek için ne yapmalıyız?” şeklindeki açık uçlu soruya da yer verildi. Soruya en çok “güvenlik eksenli ve demokrasi eksenli” yanıtların yer aldığına dikkat çekilen raporda, “Katılımcıların en çok söyledikleri yöntemler, güvenlik ve demokrasi eksenli çözümlerdir. Bu da 2010’daki çizgiye benzer bir çizgi olmakla birlikte bu dönemin çatışmalı bir dönem olduğu göz önünde bulundurulduğunda yaşanılan sıkıntılara rağmen demokratik çözümlerden vazgeçilmediğini görmek resmin olumlu yanıdır. Burada CHP’li seçmenin duruşunun kritik olduğunun da altı çizilmelidir. Eylül 2015 gibi bir dönemde, yani Barış Süreci’nin terk edilmesi, çatışmaların tekrar nüksetmesi, başkanlık sistemine geçişteki gerginlikler ve siyaset dilinin sertleşmesi göz önüne alındığında CHP’li seçmenin güvenlik odaklı çözümlere verdiği destekte bölünmüş olması, bu kesimin Barış Süreci konusunda sanıldığından daha kolay ikna edileceğini fakat demokratik haklar konusunda daha çok bilgilendirilmesi ve destekleri için çalışılmasının gerekli olduğuna işaret etmektedir” ifadeleri paylaşıldı.

SORUN EVLİLİK TERCİHİNİ DE ETKİLİYOR

Kürt sorununun Kürt ve Türk halkının birbirinden ayrıştırdığını, aynı zamanda başka kesimlerin de ayrışmasına neden olduğunu, bu kesimlerin başında Alevi-Sunilerin geldiğinin aktarıldığı raporda, sorun nedeniyle tam bir toplumsal kutuplaşma yaşandığına dikkat çekildi. Ayrışmaya dair KONDA’nın 2020’de yaptığı ankete işaret edilen raporda, şöyle devam edildi:  “Katılımcılara, ‘Başka etnik gruptan bireyleri evlilik yoluyla ailelerine kabul etme’ye ne derece olumlu baktıkları sorulduğunda bu fikir genel olarak olumlu karşılanmaktadır (kendini hem Türk hem de Kürt olarak tanımlayanlarda bu oran yüzde 60’larda). AK Partili katılımcıların yüzde 63’ü CHP’li katılımcıların da yüzde 78’i buna olumlu bakarken ikinci en yüksek destek BDP’li katılımcılardan (yüzde 74) geliyor. Fakat aynı soru farklı mezhepten birini kabule gelince bu destek yüzde 50’lilerin altına düşüyor. Kendini Türk olarak tanımlayanlarda kabul yüzde 51, Kürt olarak tanımlayanlarda ise yüzde 61’dir. AK Parti destekçilerinde kabul yüzde 48, CHP destekçilerin de ise yüzde 71’le en yüksek kabule rastlamaktayız.”

ANA DİLDE EĞİTİM

Raporda, kültürel haklar ve tanınma sorunu bağlamında ana dilde eğitime de dikkat çekildi. 2010’da yapılan ankete göre kendini Türk olarak tanımlayan ve ana dilde eğitimden yana olanların sayısı yüzde 35. Raporda dikkat çeken hususlardan bir tanesi de ana dilde eğitime karşı olan kesimin gençler olması oldu. Raporda, “Kürtlerin o dönemki siyasi temsilcisi olan BDP’ye 8 oy verenlerin neredeyse tamamının anadilde eğitim hakkını desteklediğini ve AK Parti’ye oy verenlerin anadilde eğitim hakkı konusunda daha olumlu bir tutum sergilediklerini, MHP’ye oy verenlerin en fazla karşı çıkanlar olduğunu ve CHP’ye oy verenler arasında da desteğin düşük olduğunu görmekteyiz. Bir diğer deyişle dönemin siyasi iklimini yansıtır bir şekilde bu temel talebe siyasi düzeyde en fazla destek AK Parti’ye ve BDP’ye oy verenlerden gelmektedir” denildi.

PARTİLERİN TUTUMUNA GÖRE

KONDA’nın 2020’de yaptığı bir ankette yer verdiği raporda, “AK Parti seçmeninin yüzde 43’ü anadilde eğitim hakkını desteklerken bu oran CHP seçmeni arasında yüzde 36’dır. Toplumun yüzde 40’lık bir bölümünün kültürel hakları desteklediğini, en düşük orana sahip MHP seçmeninde bile bu oranın yüzde 20’lerde olduğunun altını çizmekte fayda vardır. Bu desteğin hep aynı kişiler olmadığını, partilerin siyasi tutumuna göre yer değiştirdiğini de iddia edebiliriz. Siyasal haklar konusunda bir sonraki bölümde yaptığımız tartışma da bu bulguyu destekler niteliktedir” bilgileri aktarıldı.

KÜRTLERİN VARLIĞININ TANINMASINA KARŞI

Raporda, KONDA’nın Eylül 2010’de yaptığı ankete dair bilgiler de paylaşıldı. Bu bilgilere göre, Kürtlerin varlığının anayasada tanınmasına dair görüşe yüzde 58’lik kesimin karşı olduğu, yüzde 25’lik kesimin ise karşı olmadığına dair bilgiler yer aldı. Raporda, kendini Türk olarak tanımlayanların yüzde 65’nin karşı olduğu, yüzde 18’lik kesimin ise desteklerini beyan ettiği yer aldı.

TÜRKLER DE KAYYUMA KARŞI

Raporda, kayyumlara ilişkin yapılan anketlere de yer verildi. KONDA’nın 2019’da yaptığı anketten bilgilerin yer aldığı raporda, “Seçilmiş kişilerin görevden alınmasının yanlış olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 63’ken, bu pratiği onaylayanların oranı sadece yüzde 20 civarındadır. Oy verilen parti üzerinden dağılıma bakıldığında bunu en çok onaylayanların MHP’ye oy verenler olduğu (yüzde 30), ikinci sırada AK Parti’ye oy verenlerin geldiği (yüzde 29), en düşük oranların ise CHP’ye oy veren seçmenler arasında olduğu görülmektedir (yüzde 9).Etnik kimliğe göre baktığımızda genel olarak sorulduğunda kendisini Türk olarak tanımlayanların yüzde 60’ı, Kürt olarak tanımlamayanların ise yüzde 73’ü seçilmiş yönetimin görevden alınamayacağını düşünmektedir” ifadelerine dikkat çekildi.

KÜRT KENTLERİNE ATANAN KAYYUMLAR

Raporda, ayrıca Kürt belediyelerine kayyum atamalarının demokrasiye aykırı olup olmadığına dair yapılan ankette yer alan bilgilere de yer verildi. Raporda, şunlara yer verildi: “Ancak aynı değişken ‘Diyarbakır, Van, Hakkâri gibi illerdeki seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım atanması”’ olarak sorulduğunda ise bu durum değişmektedir. Kesinlikle kayyım atanamaya-cağını düşünenlerin oranı yüzde 18’ken, bunun doğru bir uygulama olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 38’dir. HDP’ye oy verenler arasında yüzde 10, CHP’ye oy verenler arasında yüzde 14, İyi Parti’ye oy verenler arasında yüzde 37, AKP’ye oy verenler arasında yüzde 62 ve MHP’ye oy verenler arasında yüzde 66’dır.”

OPERASYONA KARŞI

Raporda, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyona dair yapılan anketlere yansıyan bilgiler de yer aldı. Raporda, “KONDA’nın Eylül 2019’da yaptığı çalışmalardan yola çıkarak hükümetin Suriye konusundaki politikasını sadece yüzde 19’luk bir kesim desteklemekte ve yüzde 66 bu politikaya karşı çıkmaktadır. Üstelik ilginç bir şekilde Suriye politikasına destek AK Parti seçmeni arasında bile son derece düşüktür. AK Parti seçmeninin sadece yüzde 36’sı, MHP seçmenini de yüzde 29’u bu politikayı desteklemektedir. CHP, İyi Parti ve HDP seçmenleri bu politikaya karşı son derece eleştireldir” denildi.

EN ÖNEMLİ KUTUPLAŞMA KÜRT VARLIĞI

Konuya dair raporda şu bilgilere yer verildi: “Suriye’de Kürtlerin devlet kurması engellenmelidir şeklinde sorulduğunda HDP seçmenleri hariç tüm diğer partilere oy verenler bu ifadeyi güçlü bir biçimde desteklemektedir Genel ortalamada görüşmecilerin sadece yüzde 24’ü bu ifadenin yanlış olduğunu düşünmektedir. Yüzde 64’ü ise bu ifadeye katılmaktadır. MHP ve İyi Parti’de bu oranlar yüzde 75 civarında, AK Parti ve CHP’de yüzde 66 civarındadır. HDP’ye oy verenler ise tam tersi bir yaklaşım sergilemekte ve yüzde 75’i bu ifadenin yanlış olduğunu düşünmektedir. Bir diğer deyişle HDP seçmenleri ve diğer parti seçmenleri arasında Kürt sorununa yönelik en önemli kutuplaşma Suriye’deki Kürt varlığı üzerinden ilerlemektedir. Hem müzakere hem kültürel ve siyasal haklar konusunda görece olarak muhalefet partileri arasında varılan uzlaşma ve seçmenler arası yakınlaşma Suriye’de bir Kürt devleti olasılığı ve bu olasılığa Türkiye’nin yanıtı söz konusu olduğunda tamamen kaybolmaktadır.

DÜNYADA ÇÖZÜM: MÜZAKERE YÖNTEMİ

Dünyadaki etnik çatışmaların birçoğu devlet birimleri ile silahlı örgütlerin konuşması yani müzakere yöntemiyle çözülmüştür. 1940-1992 arası iç savaşların müzakere yöntemiyle sonuçlanma oranı yüz-de 62’dir.10 Bu oran Soğuk Savaş sonrası dönemde daha da artmış ve Guatemala’dan Endonezya’ya uzanan geniş bir coğrafyada çok sayıda silahlı çatışma kapsamlı müzakereler yoluyla sonlanmıştır.  11 Türkiye’de 2009-2011 ve 2013-2015 arasında yaşadığımız sürece “ön müzakere” adını verebiliriz. Bu süreç çatışma yaşamış tarafların liderlerinin barışçıl diyalogla Kürt sorunundaki önemli konuları masaya yatırmadan önceki ön görüşmeleridir.

SORUN İÇ VE DIŞ SİYASETİ ETKİLİYOR

Türkiye’nin iç ve dış siyasetini etkileyen en önemli sorunlarından biri olan Kürt sorununda Barış Süreci, Türkiye devleti kurumları ve PKK yöneticileri arasında görüşmelerin 2015’te sona ermesi ve tekrar çatışmalı dönemin başlamasına rağmen Türkiye toplumunda önemini koruyan bir konudur. Zaman zaman siyasi aktörlerce ‘helalleşme’, siyaset arenasında sınır ötesi çatışma, yeni anayasa yazma gerekliliği gibi başlıklar altında tartışılan birçok konu en nihayetinde gene Kürt sorununun çözülmeyen boyutlarıyla sıkı sıkıya ilintilidir.”

MECLİS'TE ÇÖZÜLÜR

Raporun devamında, “Kürt sorununun çözümünde hangi kurumlar katkı sağlar?” sorusuna verilen yanıtlarla oluşturulan grafiğe de yer verildi. Raporda, “Büyük çoğunluğunu AK Partili ve MHP’li seçmenlerin oluşturduğu kesimlerin bu sorunun çözümünde Cumhurbaşkanlığı’nı işaret eden tutumlarının aksine, muhalif partilerin büyük bir kesimi ilk tercih olarak TBMM’de oluşturulacak bir komisyonun barışa katkı sağlayacağını düşünüyor. İyimser bir okumayla iktidar ortağı MHP ve AK Parti’nin seçmenlerinin bile ikinci tercihinin bu komisyon olduğu ve üçte birinin buna destek verdiği düşünüldüğünde barış yapımı için uzlaşmacı bir tutumun halen toplum nezdinde bir karşılık bulduğu söylenebilir” ifadeleri kullanıldı.

Ankette verilen yanıtlara göre,CHP’li seçmenin yüzde 50’si, HDP’nin yüzde 45’i, AKP’nin yüzde 29’u, İYİ Parti’nin yüzde 44’u, MHP’nin 37’sinin çözümün TBMM’de olacağı yönünde.

GENÇLERİN ‘DEMOKRATİK ÇÖZÜME’ İNANCI DÜŞÜK

Raporda, anketlerin sonuçlarına işaret edilerek, son olarak şu ifadelere yer verildi:  “Çalışmamız özellikle genç neslin Kürt sorununun çözümüne dair inancının zayıf ve demokratik çözüm yollarına dair desteğinin düşük olduğunu göstermektedir. Bu belki de gençlerin gerçek anlamda barış ortamında hiç yaşamamış olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Bu açıdan da gençlere özel çalışmalar geliştirilmesinin aciliyeti ve önemini belirtmeliyiz. Yukarıda anlattığımız gibi gençlerle yapılan çalışmalarda da korkuları, beklentileri ve hayalleri üzerine konuşmak gençlerin farklı sesleri dinlemelerine yardımcı olabilir. Bu konuda liderlere de önemli görevler düşmektedir. Yeni nesillere barış ortamının en çok kendilerine huzur, güven, özgürlük ve ekonomik fırsat olarak döneceği anlatılmalıdır. Kürt sorununun artık sınırlar ötesi olduğu gerçeği de göz önünde bulundurulduğunda barışın ekonomik katkısının katlanacağı da hatırlatılmalıdır. Şu anda tehdit olarak görülen süreçlerin farklı bakış açılarıyla fırsat olarak görülmesi sağlanabilir. Suriye ve Irak’ta genç iş insanlarının önemli yatırımlara imza atabileceği ve dönüşen Ortadoğu coğrafyasında hâkim unsur rolü oynayabilecekleri konusunda ikna edilebilirler. Aksi takdirde, devam eden bir çatışma ortamı en çok yeni nesillerin geleceğini karartacaktır.”

Diğer başlıklar

08:16 Meteoroloji’den uyarı: Sağanak ve kar yağışı bekleniyor
23/01/2025
23:14 Minbic’teki patlamada 3 kişi hayatını kaybetti
23:08 Zırhlı aracın çarptığı genç tedavisi yapılmadan tutuklandı
22:58 Yangın nedeniyle gözaltı sayısı 12’ye çıktı
22:51 Gözaltına alınan Epözdemir'in ev ve ofis araması bitti
22:04 Tişrîn Barajı saldırılarında 21 kişi katledildi
21:10 ESP’lilerin gözaltı gerekçesi Pirsûs anması ve 33’lerin fotoğrafı!
21:02 ‘Rojava Kürt Kadın İnisiyatifi’ kuruldu
20:28 Minbîc’te patlama
19:59 30 yıllık tutsaklığın ardından tahliye edilen Eren’e ziyaret
19:49 ÖHD’den Epözdemir için çağrı: Meslektaşlarımızı Bakırköy ofisine bekliyoruz
19:45 İstanbul'da gözaltına alınanlardan 2 kişiye ev hapsi
19:39 Hakan Fidan, Sergey Lavrov ile görüştü
19:36 Bağdat'ta 188 ittifakı Kişisel Statü Yasası'nı kınadı
19:29 ‘Cezaevlerindeki dayatmalara derhal son verin’
19:22 Ankara'da gözaltılara tepki
18:55 Trump, Husileri yeniden 'terör örgütü' listesine ekledi
18:51 Tayvan 120 bin yeşil iguanayı öldürecek
18:46 İrlanda başbakanı yine Martin oldu
18:32 İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Fırat Epözdemir gözaltına alındı
18:29 10 Bahai kadın gözaltına alındı
18:25 Hesekê'de kadınlar Pexşan Ezîzî için alandaydı
18:22 Gazeteci Ahmet Ayva tahliye edildi
18:17 Mesud Barzani'nin oğlu Savunma Bakanı ile görüştü
17:49 Elazîz'de maden ocağında patlama
17:46 DEM Gençlik Bavê Teyar’ın pankartını astı
17:41 Uzun Yürüyüş 3'üncü gününde: Abdullah Öcalan'ın özgürlüğü hayati önemdedir
17:29 Yangın faciasının yaşandığı otelde inceleme
17:03 Narin davası gerekçeli karar: Cinayetin nerede nasıl işlendiği soruları talidir
16:52 Nergiz Muhammedi: İran idamlarla kadınlara geri adım attırmak istiyor
16:42 ‘Barış için bir milyon imza’ kampanyası Ankara'ya taşındı
16:37 Çocuğa yönelik cinsel tacize tepki yürüyüşü
16:34 Özerk Yönetim'e karşı saldırı nöbeti Dîlok'la devam ediyor
16:25 Abdullah Öcalan ikinci görüşmede ne dedi, detaylı açıklama neden yapılmadı?
16:04 Türkiye, Sirrîn beldesini bombaladı
15:56 Tişrîn için eylem: Saldırılar durmalı, çözüm için adım atılmalı
15:44 DBP yeni dönem MYK’sini belirledi
15:32 DEM Partili Rojbin Kartal Manzak tutuklandı
15:15 Kadınlar Tişrîn için yürüdü: Rojava devrimi halkların özgürlük umududur
15:12 Beşiktaş Belediyesi Başkan Vekilli seçildi
15:09 Emrullah Kalkan Amed’den Erzirom’a sevk edildi
14:45 DEM Parti İmralı Heyeti: Bu süreç herkesi, hepimizi birlikte ve özgürce yaşatacaktır
14:42 ESP'ye operasyon Dîlok'ta protesto edildi
14:26 İHD 'Basına Yönelik Hak İhlallerini İzleme Komisyonu' kurdu
14:21 Merkez Bankası'ndan faiz indirimi kararı
14:20 İzmir Barosu: Avukatlar ve barolar yok edilmek isteniyor
14:19 Haber-Sen: Emekliler ihtiyaçlarını karşılayamaz durumda
13:37 Gazetecilerin tutuklanması Dêrsim'de protesto edildi
13:28 Kayyıma karşı nöbetten Rojava için çağrı: Saldırıları durdurun
13:02 HDP’li eşbaşkan tahliye edildi
12:59 Şahin Öner'i zırhlı araçla ezen polise 'taksirden ceza' istemi
12:47 Irak'ta ‘Öcalan’a Özgürlük İnisiyatifi’ kuruldu
12:39 Beşiktaş Belediye Meclisi başkanvekilini seçecek
12:38 DEM Parti: Kartalkaya’daki katliamın sorumluları cezalandırılmalı
12:34 Özerk Yönetim’den ‘Hol Kampı’ açıklaması
12:30 İzmir'de bir kadın katledildi
11:47 Mêrdîn'de 2 haftada 5 sağlıkçı şiddete uğradı
11:44 Kadıköy’de gözaltına alınandan 35’i serbest bırakıldı
11:42 Ekonomiye güven azaldı
11:08 Abdullah Öcalan’ın avukatlarından görüşme başvurusu
10:50 Adalet Bakanlığı: Yangında 78 kişi hayatını kaybetti
10:40 DBP'den 'mücadele hattı' bildirgesi
10:34 Gazete dağıtımcısı Aslan’a 10 ay hapis cezası
10:13 Los Angeles'ta yeni yangın: 30 bin kişi için tahliye emri
10:12 Evli olduğu erkekten şiddet gören kadın beyin kanaması geçirdi
09:40 Kadıköylüler 'çözüm' tartışmaları hakkında ne diyor?
09:38 Abonman ve ücretsiz ulaşım kartı iptaline tepki
09:36 HDK'den muhalefete: Özgürlük alanlarımızı kendimiz inşa edelim
09:29 Gardiyanların kaburga ve dişlerini kırdığı tutsağın durumu kötüleşiyor
09:28 'AKP dilini ve pratiğini sürece denk hale getirmeli'
09:24 Onlarca yasa değişikliği: Afet mi, denetimsizlik mi?
09:17 Gazeteci meslek örgütleri: Bu bir korku iklimidir
09:13 Türkiye AİHM’in verdiği ‘Tanış ve Deniz’ kararını uygulamıyor
09:11 'Hak ihlalleri İmralı’daki tecritten bağımsız değil'
09:04 Gazeteci Cihan: Tişrîn'de uluslararası sözleşmeler, savaş hukuku hiçe sayılıyor
09:03 İHD'li Güldane Kılıç: Tecrit kalkmalı, müzakere yolu açılmalı
09:01 23 OCAK 2025 GÜNDEMİ
22/01/2025
23:54 Tişrîn saldırısında bir yurttaş katledildi
23:32 Slovenya'da maden göçüğü: 3 kişi hayatını kaybetti
23:20 Grand Kartal Otel'in ön hasar tespit raporu tamamlandı
22:29 Bolu Belediye Başkanı Özcan: Denetleme yetkisi bakanlığın sorumluluğunda
22:02 79 kişiye mezar olan otel hakkında yıkım kararı
21:59 BBP'den Suriye’ye ziyaret
21:41 Hakan Fidan, ABD'nin yeni Dışişleri Bakanı ile görüştü
21:38 Türkiye’de 24 yılda facialarda 54 bin kişi öldü, tek istifa yok!
21:33 Yönetmen Kazım Öz serbest bırakıldı
21:06 Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani, yaptırımların kaldırılmasını istedi
20:52 MGK'de 'Kırmızı Kitap' değişikliği
20:32 Grand Kartal’da inceleme yaptılar: Denetimsizlik ve ihmaller zinciri var
20:26 BM önünde Tişrîn’de sivillere saldırılara tepki
20:15 Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri: İnsanı değil rantı esas alan uygulamalar can alıyor
20:04 Tişrîn’de Al El Beyt Birliği Başkanı Ednan Ilêwî de yaralandı
19:59 KHK eylemi 315’inci haftasında: Mücadeleye devam edeceğiz
19:57 Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik saldırılar Almanya’da protesto edildi
19:53 Trump’tan Putin’e 'Ukrayna savaşını durdur' çağrısı
19:42 Tişrîn için Bavê Teyar’ın son sözleri ile seslendiler: Ölümden korkmuyoruz
19:34 Grand Kartal Otel’de hayatını kaybedenlerin sayısı 79’a yükseldi
19:32 Macron ve Scholz’dan Trump’a karşı güçlü Avrupa çağrısı
19:16 Pexşan Ezîzî'nin avukatı: İdam cezası durduruldu
19:10 Sağlık Bakanlığı: 12 yaralının tedavisi sürüyor
19:02 ESP'ye yönelik saldırı protesto edildi: En az 40 gözaltı
18:53 Fransa’daki ‘Uzun Yürüyüş’ 2’nci gününde
18:39 Esediyê köyü ağır silahlarla bombalanıyor
18:36 İfadeye çağrılan yönetmen Öz kelepçeyle adliyeye götürüldü
18:19 Sinan Ateş cinayetinde 22 isim hakkında takipsizlik kararı
18:17 Yangın soruşturmasında gözaltı sayısı 11’e yükseldi
17:46 Türkiye, Tişrîn Barajı’nda halka saldırdı
17:39 Haber-Sen: Gazetecilere baskı halkın haber alma hakkına saldırıdır
17:26 Tişrîn Barajı saldırısında yaralanan genç kadın hayatını kaybetti
17:10 İmralı Heyeti yarın açıklama yapacak
17:08 Üsküdar'da işçilerin kaldığı konteynerde yangın çıktı
16:33 İmralı Heyeti döndü: Görüşme 4 saat sürdü
16:10 Gözaltındaki gazeteciden mesaj
16:03 Amed'de ‘Adettendir, Üretiyoruz' projesi
15:32 Wan Tarım Platformu kuruldu
15:25 'Dema tu çûyî' kitabı için imza etkinliği
14:51 Tutsak Çelebi’nin tahliyesi bir kez daha engellendi
14:21 Rojhilat'ta idamlara karşı genel grev
14:19 Dêrsim ve Adana'da gözaltı protestosu
13:54 İHD'den Rojin Kabaiş açıklaması: Rapor eksik, sorular yanıtsız
13:52 Bakan Tunç’a soru: Ağız içi arama dayatmasının yasal dayanağı nedir?
13:48 ESP, SKM ve SGDF üyesi 40 kişi gözaltında
13:39 Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani'den Kürtlere çağrı
13:27 Kadınlar: Kayyım gasptır, meşru değildir
13:25 Şahin Öner davası: Katleden polis tali, katledilen kişi asli kusurlu!
13:24 Sakarya'da iş cinayeti
13:22 İmralı'da 144 ihlal tespit edildi
13:01 Önce el konuldu 37 gün sonra da toplatma kararı çıkarıldı
12:40 Eski belediye meclis üyesine ceza talebi
12:06 Otel yangınında ölenlerden 45'inin kimliği belli oldu
11:48 Haber-Sen'den 'sefalet' zammına tepki
11:35 Duran Kalkan: Ciddiyseniz pratik adım atın
11:32 Zırhlı araçla ezilen genç: Darp edildim, doktor muayene etmedi
10:52 DEM Parti heyeti İmralı'ya gitti
10:30 Gazeteci Eylem Babayiğit gözaltına alındı
10:29 Kayyımın işten çıkardığı işçiler: Hakkımızı alana kadar direneceğiz
10:23 Gavgas'ta asker gözetiminde maden talanı
09:43 İhlalleri yazdığı mektup ‘devletin birliği ve bütünlüğünü bozmak’ sayıldı!
09:41 Gazeteciler ve meslek örgütlerine 'seçici dayanışma' tepkisi
09:40 Filistinli kadın 'rehin' alınan bebeğine kavuştu
09:39 İktidarın kadını eve hapsetme hedefi: 'Aile Yılı'
09:34 Kürt sorunu tartışmalarına ‘kayıp yakınları’ ne diyor?
09:27 Karanlık hücrelerden karanlık bir dönemi aydınlatıyor
09:26 Av. Mızrak: Yaşam hakkını ihlal eden saldırılar durdurulmalı
09:16 90 gündür direnen kadın işçi: Kazanana kadar buradayım
09:11 Tutsak yakınları: Sorun masada çözülür
09:10 Raphaëlle Primet: Kürt sorununun çözümünde Öcalan vazgeçilmezdir
09:09 Belediyelere kaynak kesintisi en çok işçiyi etkiledi
09:06 Gazeteci Köylüoğlu: 2 isim yeni hükümetin kurulmasını kilitliyor
09:05 Muhasebecilikten Tezhip Sanatı’na