Barış Vakfı'ndan ‘Kürt Sorununa Toplumsal Bakış’ raporu

img

İSTANBUL- Barış Vakfı’nın “Kürt Sorununa Toplumsal Bakış” raporuna göre ülkede en büyük kutuplaşma Kürt varlığından kaynaklanmaktayken, sorunun “güvenlik ve demokrasi eksenli” çözülebileceği görüşü hakim.

Barış Vakfı, “Kürt Sorununa Toplumsal Bakış” başlığıyla hazırladığı raporu, İstanbul’da düzenledikleri bir toplantıda açıkladı. Prof. Dr. Ayşe Betül Çelik, Prof. Dr. Evren Balta ve Prof. Dr. Mehmet Gürses  tarafından hazırlanan rapor, el kitapçığı olarak da basıldı. Raporda, “Kürt Sorununun Kökeni ve Endişe Siyaseti”, “Ayrımcılık ve Toplumsal Kutuplaşma”, “Kürt Sorununda Kültürel Haklar”, “Kürt Sorununda Siyasal Haklar”, “Dış Politika ve Kürt Siyaseti”, “Kürt Sorunu Nasıl Çözülür?” ve “Müzakere Gündemi” yanı sıra bu konulara dair KONDA Araştırma şirketinin 2010 ile 2022 arasında Kürt soruna dair topluma yönlendirdiği sorulara verilen yanıtlara dair anketler ve sonuçları da yer aldı.

Raporun giriş bölümünde, Kürt sorununun tarihsel gelişiminin yanı sıra başlayan süreçlere ve sonuçlarına değinildi. “Türkiye’nin önemli bir siyasi ve toplumsal sorunu” olarak tanımlandığı raporda, “Bugün hâlâ çözülmemiş bir mesele olarak durmaktadır. Bu araştırmaya esas teşkil eden KONDA verileri göstermektedir ki güvenlikçi askerî çözüm, Kürt sorununun kendisini etnik olarak Türk olarak tanımlayan gruplar arasında önemini yitirmesine neden olmuştur. Bu gruplara göre Kürt sorunu Türkiye’nin eğitim, enflasyon, göçmenler, demokratikleşme, kadın-erkek eşitliği gibi pek çok yakıcı sorununun arkasında gelmektedir” ifadelerine yer verildi.

Raporda, KONDA’nın Ocak 2020 tarihinde yaptığı bir ankette yer alan “Türkiye’nin en öncelikli sorunu nedir” sorusuna ve verilen yanıtlara da yer verildi. Ankete göre; Türkiye’de yüzde 12’lik bir kesim Kürt sorununu öncelikli sorun olarak görüyor. Ankete göre kendini Kürt olarak tanımlayanların bu soruya “En öncelikli sorun” şeklinde yanıt verdiği ve oranın yüzde 40 civarında olduğu. Ankete göre en öncelikli sorun ise eğitim.

DEMOKRASİYE ENGEL POLİTİKALAR

Raporda, bu duruma ilişkin, “Geçmiş çatışma deneyimlerinin gösterdiği en önemli bulgulardan birisi askerî/güvenlikçi çözümlerin temel toplumsal sorunları kısa dönemli de olsa gündemden düşürebildiği, ancak bu sorunları yaratan yapısal/toplumsal koşullar hedef alınmadıkça ve herkesi içine alan eşit ve adil bir iç siyasal düzen kurulmadıkça sorunların ortadan kaybolmadığı gerçeğidir. Nitekim Türkiye’nin içinde bulunduğu olağanüstü hal rejiminin ve genel olarak bütün Türkiye’yi ilgilendiren güvenlikçi/otoriter uygulamaların bu son dönemde de meşruiyet kaynağı Kürt sorununun güvenlikleştirilmesi, yani sadece güvenlik odaklı siyaset yoluyla çözmeye dair bir yola girmiş olmasıdır. Bu soruna kalıcı bir çözüm bulmamak Türkiye’nin demokrasi/otoriterlik sarmalından çıkamamasının en temel nedenlerinden biridir” denildi.

FARKLI TANIMLANMASI SORUNU BÜYÜTÜYOR

Kürt sorununun yol açtığı çatışmaların farklı tanımlandığını işaret edilen raporda, “Çatışmanın farklı tanımlanması doğal olarak barışın nasıl olacağının da farklı tanımlanmasına yol açar. Örneğin; çatışmanın sadece bir ‘terör’ sorunundan kaynaklandığını düşünen kesimler için barış ancak ‘terörün bitirilmesi’yle mümkündür. Oysa yine diğer ülke örneklerinin gösterdiği odur ki özellikle uzun süren çatışmalar belli başlı ayrımcı politikalardan kaynaklansa bile yıllar içinde hem daha çok boyut kazanmış hem de bu sorunlar iç içe geçerek karmaşıklaşmıştır. Kürt sorunu eksenli çatışma ortamının neredeyse 40 yıla dayanan bir geçmişi olduğu göz önünde bulundurulduğunda, siyasal, kültürel, ilişkisel, ekonomik ve güvenlik boyutlarında birçok sorunu barındıran bir toplumsal gerçeklik haline geldiğinin altını çizmekte fayda vardır. Sorunun bu denli karmaşık hale gelmesi aynı zamanda tarafları daha da kutuplaştırıp çatışmayı tetiklemektedir” diye belirtildi.

TÜRKLER NE DİYOR?

Çatışma sürecinin kısmen durduğu 2010’da KONDA tarafından yapılan ankette sorulan, “Güneydoğu ve Kürt sorunu, Kürtlerin ayrı bir devlet kurmak istemesinden mi kaynaklanıyor?” sorusuna dair verilen yanıtların yüzdesine yer verilen raporda, Türkiye’nin yüzde 55’lik kesiminin “evet” diye yanıt verdiğine işaret edildi. Ankette cevap veren ve kendini Türk olarak tanımlayanların oranının daha yüksek olduğu belirtilen raporda, ancak Türklerin yüzde 25’inin “hayır” dediğine, yüzde 16’lık bir kesimin ise görüşünün net olmadığına yer verildi.

AYRIŞMA VAR

Raporda, “Kürt sorununun ‘ayrı Devlet’ düşüncesinden kaynaklı olduğu görüşü yüzde 30’larda kalmaktadır. Daha detaylı bir analiz yaptığımızda Kürtlerin sorunu, ‘ayrılıkçılık’ olarak gördüğüne dair kanıt çok zayıf kalmaktadır. Daha açık bir deyişle, Kürtlerin yaklaşık yüzde 60’ı Kürt sorununun ‘ayrılıkçı’ dürtülerden kaynaklandığı fikrini ‘yanlış’ bulmakta ve sadece yüzde 25’lik bir Kürt kesimi bunun ‘ayrı devlet kurma isteği’nden kaynaklandığını söylemektedir. Bu resim bize çok net bir şekilde kendisini Kürt ve Türk olarak tanımlayanların algı ve söylemlerde önemli oranda ayrıştığını göstermektedir. Bu ayrışma ve algı farkı siyasi elitlerin istekli ve ciddi bir şekilde konuya el atmasıyla değişebilir ve böylece barışa önemli oranda katkı sağlanabilir” diye kaydedildi.

AKP-MHP’YE DOĞRU KAYDI

Raporda, 2015’ten sonra çatışmaların yeniden başlaması ardından yapılan ankette sorulan, “Kürt sorununun çözümü için, tek yol terörü yok etmek midir?” sorusuna katılımcıların yarısından fazlasının “evet” dediği aktarıldı. Raporda, şu ifadelere yer verildi: “Fakat bu soruyu parti seçmenleri bazında incelediğimizde ilginç bir sonuçla da karşılaşırız. Bu yanıtı ‘kesinlikle doğru’ destekleyen ve Barış Süreci’nin sıkı destekçileri olan AK Parti seçmelerinin sorunun ‘terörü yok etmekle’ çözüleceğine dair inancı artarak MHP seçmeni çizgisine yaklaşırken, CHP’li seçmenlerin kısmen de olsa ‘savaş’ diline karşı çıkmaya başladığı gözlenmektedir. AK Partili seçmenin yaklaşık yüzde 15’lik bir kesimi bu görüşü ‘yanlış’ bulurken, CHP’li seçmenlerde bu oran yüzde 30’lardadır. AK Partili ve MHP’li seçmenin yaklaşık yüzde 65’i ‘terörü yok etme’ eksenli düşünmekte, buna karşın CHP’li katılımcılarda bu oran yaklaşık yüzde 50’lerdedir.”

ÇALIŞMAYA İŞARET EDİLDİ

Raporda, Eylül 2015’te KONDA’nın katılımcılara sorduğu, “Kürt sorununu çözmek için ne yapmalıyız?” şeklindeki açık uçlu soruya da yer verildi. Soruya en çok “güvenlik eksenli ve demokrasi eksenli” yanıtların yer aldığına dikkat çekilen raporda, “Katılımcıların en çok söyledikleri yöntemler, güvenlik ve demokrasi eksenli çözümlerdir. Bu da 2010’daki çizgiye benzer bir çizgi olmakla birlikte bu dönemin çatışmalı bir dönem olduğu göz önünde bulundurulduğunda yaşanılan sıkıntılara rağmen demokratik çözümlerden vazgeçilmediğini görmek resmin olumlu yanıdır. Burada CHP’li seçmenin duruşunun kritik olduğunun da altı çizilmelidir. Eylül 2015 gibi bir dönemde, yani Barış Süreci’nin terk edilmesi, çatışmaların tekrar nüksetmesi, başkanlık sistemine geçişteki gerginlikler ve siyaset dilinin sertleşmesi göz önüne alındığında CHP’li seçmenin güvenlik odaklı çözümlere verdiği destekte bölünmüş olması, bu kesimin Barış Süreci konusunda sanıldığından daha kolay ikna edileceğini fakat demokratik haklar konusunda daha çok bilgilendirilmesi ve destekleri için çalışılmasının gerekli olduğuna işaret etmektedir” ifadeleri paylaşıldı.

SORUN EVLİLİK TERCİHİNİ DE ETKİLİYOR

Kürt sorununun Kürt ve Türk halkının birbirinden ayrıştırdığını, aynı zamanda başka kesimlerin de ayrışmasına neden olduğunu, bu kesimlerin başında Alevi-Sunilerin geldiğinin aktarıldığı raporda, sorun nedeniyle tam bir toplumsal kutuplaşma yaşandığına dikkat çekildi. Ayrışmaya dair KONDA’nın 2020’de yaptığı ankete işaret edilen raporda, şöyle devam edildi:  “Katılımcılara, ‘Başka etnik gruptan bireyleri evlilik yoluyla ailelerine kabul etme’ye ne derece olumlu baktıkları sorulduğunda bu fikir genel olarak olumlu karşılanmaktadır (kendini hem Türk hem de Kürt olarak tanımlayanlarda bu oran yüzde 60’larda). AK Partili katılımcıların yüzde 63’ü CHP’li katılımcıların da yüzde 78’i buna olumlu bakarken ikinci en yüksek destek BDP’li katılımcılardan (yüzde 74) geliyor. Fakat aynı soru farklı mezhepten birini kabule gelince bu destek yüzde 50’lilerin altına düşüyor. Kendini Türk olarak tanımlayanlarda kabul yüzde 51, Kürt olarak tanımlayanlarda ise yüzde 61’dir. AK Parti destekçilerinde kabul yüzde 48, CHP destekçilerin de ise yüzde 71’le en yüksek kabule rastlamaktayız.”

ANA DİLDE EĞİTİM

Raporda, kültürel haklar ve tanınma sorunu bağlamında ana dilde eğitime de dikkat çekildi. 2010’da yapılan ankete göre kendini Türk olarak tanımlayan ve ana dilde eğitimden yana olanların sayısı yüzde 35. Raporda dikkat çeken hususlardan bir tanesi de ana dilde eğitime karşı olan kesimin gençler olması oldu. Raporda, “Kürtlerin o dönemki siyasi temsilcisi olan BDP’ye 8 oy verenlerin neredeyse tamamının anadilde eğitim hakkını desteklediğini ve AK Parti’ye oy verenlerin anadilde eğitim hakkı konusunda daha olumlu bir tutum sergilediklerini, MHP’ye oy verenlerin en fazla karşı çıkanlar olduğunu ve CHP’ye oy verenler arasında da desteğin düşük olduğunu görmekteyiz. Bir diğer deyişle dönemin siyasi iklimini yansıtır bir şekilde bu temel talebe siyasi düzeyde en fazla destek AK Parti’ye ve BDP’ye oy verenlerden gelmektedir” denildi.

PARTİLERİN TUTUMUNA GÖRE

KONDA’nın 2020’de yaptığı bir ankette yer verdiği raporda, “AK Parti seçmeninin yüzde 43’ü anadilde eğitim hakkını desteklerken bu oran CHP seçmeni arasında yüzde 36’dır. Toplumun yüzde 40’lık bir bölümünün kültürel hakları desteklediğini, en düşük orana sahip MHP seçmeninde bile bu oranın yüzde 20’lerde olduğunun altını çizmekte fayda vardır. Bu desteğin hep aynı kişiler olmadığını, partilerin siyasi tutumuna göre yer değiştirdiğini de iddia edebiliriz. Siyasal haklar konusunda bir sonraki bölümde yaptığımız tartışma da bu bulguyu destekler niteliktedir” bilgileri aktarıldı.

KÜRTLERİN VARLIĞININ TANINMASINA KARŞI

Raporda, KONDA’nın Eylül 2010’de yaptığı ankete dair bilgiler de paylaşıldı. Bu bilgilere göre, Kürtlerin varlığının anayasada tanınmasına dair görüşe yüzde 58’lik kesimin karşı olduğu, yüzde 25’lik kesimin ise karşı olmadığına dair bilgiler yer aldı. Raporda, kendini Türk olarak tanımlayanların yüzde 65’nin karşı olduğu, yüzde 18’lik kesimin ise desteklerini beyan ettiği yer aldı.

TÜRKLER DE KAYYUMA KARŞI

Raporda, kayyumlara ilişkin yapılan anketlere de yer verildi. KONDA’nın 2019’da yaptığı anketten bilgilerin yer aldığı raporda, “Seçilmiş kişilerin görevden alınmasının yanlış olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 63’ken, bu pratiği onaylayanların oranı sadece yüzde 20 civarındadır. Oy verilen parti üzerinden dağılıma bakıldığında bunu en çok onaylayanların MHP’ye oy verenler olduğu (yüzde 30), ikinci sırada AK Parti’ye oy verenlerin geldiği (yüzde 29), en düşük oranların ise CHP’ye oy veren seçmenler arasında olduğu görülmektedir (yüzde 9).Etnik kimliğe göre baktığımızda genel olarak sorulduğunda kendisini Türk olarak tanımlayanların yüzde 60’ı, Kürt olarak tanımlamayanların ise yüzde 73’ü seçilmiş yönetimin görevden alınamayacağını düşünmektedir” ifadelerine dikkat çekildi.

KÜRT KENTLERİNE ATANAN KAYYUMLAR

Raporda, ayrıca Kürt belediyelerine kayyum atamalarının demokrasiye aykırı olup olmadığına dair yapılan ankette yer alan bilgilere de yer verildi. Raporda, şunlara yer verildi: “Ancak aynı değişken ‘Diyarbakır, Van, Hakkâri gibi illerdeki seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyım atanması”’ olarak sorulduğunda ise bu durum değişmektedir. Kesinlikle kayyım atanamaya-cağını düşünenlerin oranı yüzde 18’ken, bunun doğru bir uygulama olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 38’dir. HDP’ye oy verenler arasında yüzde 10, CHP’ye oy verenler arasında yüzde 14, İyi Parti’ye oy verenler arasında yüzde 37, AKP’ye oy verenler arasında yüzde 62 ve MHP’ye oy verenler arasında yüzde 66’dır.”

OPERASYONA KARŞI

Raporda, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik operasyona dair yapılan anketlere yansıyan bilgiler de yer aldı. Raporda, “KONDA’nın Eylül 2019’da yaptığı çalışmalardan yola çıkarak hükümetin Suriye konusundaki politikasını sadece yüzde 19’luk bir kesim desteklemekte ve yüzde 66 bu politikaya karşı çıkmaktadır. Üstelik ilginç bir şekilde Suriye politikasına destek AK Parti seçmeni arasında bile son derece düşüktür. AK Parti seçmeninin sadece yüzde 36’sı, MHP seçmenini de yüzde 29’u bu politikayı desteklemektedir. CHP, İyi Parti ve HDP seçmenleri bu politikaya karşı son derece eleştireldir” denildi.

EN ÖNEMLİ KUTUPLAŞMA KÜRT VARLIĞI

Konuya dair raporda şu bilgilere yer verildi: “Suriye’de Kürtlerin devlet kurması engellenmelidir şeklinde sorulduğunda HDP seçmenleri hariç tüm diğer partilere oy verenler bu ifadeyi güçlü bir biçimde desteklemektedir Genel ortalamada görüşmecilerin sadece yüzde 24’ü bu ifadenin yanlış olduğunu düşünmektedir. Yüzde 64’ü ise bu ifadeye katılmaktadır. MHP ve İyi Parti’de bu oranlar yüzde 75 civarında, AK Parti ve CHP’de yüzde 66 civarındadır. HDP’ye oy verenler ise tam tersi bir yaklaşım sergilemekte ve yüzde 75’i bu ifadenin yanlış olduğunu düşünmektedir. Bir diğer deyişle HDP seçmenleri ve diğer parti seçmenleri arasında Kürt sorununa yönelik en önemli kutuplaşma Suriye’deki Kürt varlığı üzerinden ilerlemektedir. Hem müzakere hem kültürel ve siyasal haklar konusunda görece olarak muhalefet partileri arasında varılan uzlaşma ve seçmenler arası yakınlaşma Suriye’de bir Kürt devleti olasılığı ve bu olasılığa Türkiye’nin yanıtı söz konusu olduğunda tamamen kaybolmaktadır.

DÜNYADA ÇÖZÜM: MÜZAKERE YÖNTEMİ

Dünyadaki etnik çatışmaların birçoğu devlet birimleri ile silahlı örgütlerin konuşması yani müzakere yöntemiyle çözülmüştür. 1940-1992 arası iç savaşların müzakere yöntemiyle sonuçlanma oranı yüz-de 62’dir.10 Bu oran Soğuk Savaş sonrası dönemde daha da artmış ve Guatemala’dan Endonezya’ya uzanan geniş bir coğrafyada çok sayıda silahlı çatışma kapsamlı müzakereler yoluyla sonlanmıştır.  11 Türkiye’de 2009-2011 ve 2013-2015 arasında yaşadığımız sürece “ön müzakere” adını verebiliriz. Bu süreç çatışma yaşamış tarafların liderlerinin barışçıl diyalogla Kürt sorunundaki önemli konuları masaya yatırmadan önceki ön görüşmeleridir.

SORUN İÇ VE DIŞ SİYASETİ ETKİLİYOR

Türkiye’nin iç ve dış siyasetini etkileyen en önemli sorunlarından biri olan Kürt sorununda Barış Süreci, Türkiye devleti kurumları ve PKK yöneticileri arasında görüşmelerin 2015’te sona ermesi ve tekrar çatışmalı dönemin başlamasına rağmen Türkiye toplumunda önemini koruyan bir konudur. Zaman zaman siyasi aktörlerce ‘helalleşme’, siyaset arenasında sınır ötesi çatışma, yeni anayasa yazma gerekliliği gibi başlıklar altında tartışılan birçok konu en nihayetinde gene Kürt sorununun çözülmeyen boyutlarıyla sıkı sıkıya ilintilidir.”

MECLİS'TE ÇÖZÜLÜR

Raporun devamında, “Kürt sorununun çözümünde hangi kurumlar katkı sağlar?” sorusuna verilen yanıtlarla oluşturulan grafiğe de yer verildi. Raporda, “Büyük çoğunluğunu AK Partili ve MHP’li seçmenlerin oluşturduğu kesimlerin bu sorunun çözümünde Cumhurbaşkanlığı’nı işaret eden tutumlarının aksine, muhalif partilerin büyük bir kesimi ilk tercih olarak TBMM’de oluşturulacak bir komisyonun barışa katkı sağlayacağını düşünüyor. İyimser bir okumayla iktidar ortağı MHP ve AK Parti’nin seçmenlerinin bile ikinci tercihinin bu komisyon olduğu ve üçte birinin buna destek verdiği düşünüldüğünde barış yapımı için uzlaşmacı bir tutumun halen toplum nezdinde bir karşılık bulduğu söylenebilir” ifadeleri kullanıldı.

Ankette verilen yanıtlara göre,CHP’li seçmenin yüzde 50’si, HDP’nin yüzde 45’i, AKP’nin yüzde 29’u, İYİ Parti’nin yüzde 44’u, MHP’nin 37’sinin çözümün TBMM’de olacağı yönünde.

GENÇLERİN ‘DEMOKRATİK ÇÖZÜME’ İNANCI DÜŞÜK

Raporda, anketlerin sonuçlarına işaret edilerek, son olarak şu ifadelere yer verildi:  “Çalışmamız özellikle genç neslin Kürt sorununun çözümüne dair inancının zayıf ve demokratik çözüm yollarına dair desteğinin düşük olduğunu göstermektedir. Bu belki de gençlerin gerçek anlamda barış ortamında hiç yaşamamış olmalarından kaynaklanıyor olabilir. Bu açıdan da gençlere özel çalışmalar geliştirilmesinin aciliyeti ve önemini belirtmeliyiz. Yukarıda anlattığımız gibi gençlerle yapılan çalışmalarda da korkuları, beklentileri ve hayalleri üzerine konuşmak gençlerin farklı sesleri dinlemelerine yardımcı olabilir. Bu konuda liderlere de önemli görevler düşmektedir. Yeni nesillere barış ortamının en çok kendilerine huzur, güven, özgürlük ve ekonomik fırsat olarak döneceği anlatılmalıdır. Kürt sorununun artık sınırlar ötesi olduğu gerçeği de göz önünde bulundurulduğunda barışın ekonomik katkısının katlanacağı da hatırlatılmalıdır. Şu anda tehdit olarak görülen süreçlerin farklı bakış açılarıyla fırsat olarak görülmesi sağlanabilir. Suriye ve Irak’ta genç iş insanlarının önemli yatırımlara imza atabileceği ve dönüşen Ortadoğu coğrafyasında hâkim unsur rolü oynayabilecekleri konusunda ikna edilebilirler. Aksi takdirde, devam eden bir çatışma ortamı en çok yeni nesillerin geleceğini karartacaktır.”

Diğer başlıklar

10:37 CHP Milletvekili Akgün Alp: Devlet, Abdullah Öcalan ile görüşüyorsa Komisyon neden görüşmesin?
10:28 İşçi servisi devrildi: 14 yaralı
10:14 Nizamettin Kabaiş: Tehditlere rağmen mücadelemiz sürecek
09:24 Dilovası’nda yaşamını yitiren işçi sayısı 7'ye yükseldi
09:23 HDP binalarına saldırı dosyası 10 yıldır neden kapalı tutuluyor?
09:22 Dêrsim'de yüzlerce toplu mezar var: Yüzleşme çağrısı
09:11 Ruhsatsız fabrika yangından sonra mühürlendi!
09:08 Dilan Mızrak: Devlet sürecin hukuki zeminini bir an önce oluşturmalı
09:07 Kültürel hafıza yok oluyor, Ermeni evleri bir bir çöküyor
09:06 Bataklığa sürüklenenler anlatıyor: Ayağım tekerlek olmuş, tamir etmeye çalışıyordum
09:05 Çöken bina, patlayan depo: İhmalin getirdiği ölümlere karşı mücadele edeceğiz
09:04 Selamet Yeşilmen’in failleri 10 yıldır bulunmadı: Adalet bekliyoruz
09:03 Soğuk havalar cep yakıyor
09:03 'Halk ve inançlar arasında problem yok; sorun kanun ve yasalardır'
09:02 'Barışa katkı için Seyîd Rıza ve arkadaşlarının mezar yerleri açıklansın'
09:01 Devlet merkezli uygarlık sistemin yok edici düzeni: Kastik katil
09:00 15 KASIM 2025 GÜNDEMİ
08:59 Amed'de yollar göle döndü
08:22 Kürdistan kentleri için kuvvetli yağış uyarısı
14/11/2025
23:56 Yeni kurulan TELE2’nin haberine erişim engeli
23:42 Licê'nin Qelesi mezrasında ev baskını
23:19 Şam'da art arda patlamalar meydana geldi
22:50 Gençlerden Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için meşaleli yürüyüş
22:43 DEM Parti eski il eşbaşkanına 13 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
22:36 Mêrdîn'de fırtınada motosikleti devrilen kurye yaralandı
22:10 Rahman A. boşanma aşamasında olduğu kadını katletti
21:36 Kürdistan kentlerine ayrılan kültür ve turizm bütçesi yüzde 5'in altında
21:23 Şêxmeqsûd ve Eşrefiyê girişlerindeki kontrol noktaları kaldırıldı
21:20 Sabahat Tuncel: Barış bizim için bir tercih değil zorunluluktur
20:46 İstanbul'da Rojin Kabaiş için eylem
20:35 Êlih'te iş cinayeti
19:46 Gülhan'ı katleden faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
19:19 ‘Aç kalalım ama kültürsüz kalmayalım’
18:37 İşçiler 107 gündür eylemde: Taleplerimiz karşılansın
18:24 CHP'den İBB iddianamesine ilişkin HSK'ye başvuru
18:18 DEM Partili Oluç: Eli kulağındadır, kayyım rejiminin sonuna geliniyor
18:08 Riha’da toz taşınımı etkili oldu
18:02 HPG’li İş, kitlesel bir şekilde toprağa verildi
17:32 25 Kasım eylemleri: Dayanışmayla karanlığı yeneceğiz
17:06 Çetin'in taziyesine 'şehit namirin' sloganıyla ziyaret
17:01 Vince çıkan işçilerin eylemi kazanımla sonuçlandı
16:42 DEM Parti Kadın Meclisi direnişteki kadınları ziyaret etti
16:41 DEM Parti Turizm Bakanlığından Kürtçe ve diğer dilleri teşvik edilmesini istedi
15:52 Dilek İmamoğlu: Adalet yara alırsa umut yeşermez
15:19 İHD: 6 bin 94 kişinin yaşam hakkı ihlal edildi
15:00 Bireysel silahlanma protestosu
14:07 Silahlı saldırıda 4 kişiyi yaralayan korucular serbest bırakıldı
13:54 LeMan davasında Pehlevan hakkında tahliye kararı
13:09 KESK'li kadınlar 25 Kasım programını açıkladı: Barış talebinde ısrarcıyız
12:26 MB anketine göre enflasyon beklentisi yükseldi
11:45 Çakıroğlu: Cumhuriyetin 2'nci yüzyılının kurucularından biri Abdullah Öcalan olacak
11:31 Tanrıkulu: Güven artırıcı adımlar atılmalı
Ekmen: Toplumun desteği süreç için önemli
11:13 AB Türkiye Delegasyonu Amed Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret etti
11:09 Sürecin etkili öncülere ihtiyacı var
10:55 Seyîd Rıza'nın mezar yeri açıklansın: Gidersem gözüm açık kalacak
10:51 Bakırhan: Süreçte belediyelere büyük sorumluluk ve görev düşüyor
09:58 92 yaşındaki tutsak annesi: Ölmeden oğlumu görebilecek miyim?
09:44 Erzincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde ‘suça göre’ muamele!
09:43 'Katliama işveren yer hazırlıyor, devlet göz yumuyor'
09:41 Prof. Dr. Nilgün Toker: Süreç hukuki güvence altına alınmalı
09:39 Barış Anneleri'nden komisyona çağrı: Komisyon önderliğimizle görüşsün
09:33 Wan'da Mısır Çarşısı metruk bir yapıya dönüştü
09:31 ÖHD’li Güneş: 'Umut hakkı’nın uygulanmaması demokratikleşmeye dirençtir
09:30 Her okulun kapısındalar: Çocuklar ve kadınlar 'özel' hedef
09:11 MARSU daire başkanı hakkında ‘taciz ve mobing’ten suç duyurusu
09:09 'Ölümlerin önüne geçmek için acil gündem hasta tutsaklar olmalı'
09:07 Engellenen röportajın 4. bölümü: Devleti demokratikleştirmek lazım
09:00 14 KASIM 2025 GÜNDEMİ
13/11/2025
23:46 Süveyda’da çatışmalar şiddetleniyor
23:37 DEM Partili Uysal: Gençlerin soluyacağı temiz hava kalmadı
21:30 Hatay Arsuz’da orman yangını
21:21 DEM Partili Hun: Her 4 gençten biri Türkiye’yi terk etmek istiyor
20:45 Sırrı Süreyya anısına turnuva: Her gol barış sözü olacak
20:40 Hatimoğulları ve Bakırhan, Demokratik Yerel Yönetimler Kuruluyla bir araya geldi
20:35 AB delegasyonu Amed'de
20:29 Uyuşturucuya karşı mücadeleye ayrılan bütçe yüzde 0,02
20:22 Kuzey ve Doğu Suriye’de üçlü görüşme
20:01 Meteoroloji'den 6 il için 'sarı kod 'uyarısı
19:58 Halkevleri: Polis eliyle özel bir saldırı programı uygulanıyor
19:55 Erdoğan, Erhürman'la görüştü
19:33 DEM Parti'den bütçe görüşmelerinde gençler için fon önerisi
19:22 'Yaşamlarımızı örgütlü mücadelemize emanet edeceğiz'
19:17 Şemrex’te kadınlar fidanları toprakla buluşturdu
19:11 Amedspor’dan 'bahis' açıklaması
19:07 Pasûr'daki iş cinayeti protesto edildi: Önlemler alınmadı
19:01 Dilovası Belediye Başkanı'nın eleştirilere yanıtı 'çoğu yer kaçak' oldu
18:47 223 işçinin direnişi 106'ncı gününde
17:51 Rusya: Ukrayna'ya saldırılar sürecek
17:37 Madde bağımlılığı ve fuhuşa karşı yürüyüşe çağrı
17:25 Adlığ ve Edemen’in taziyesine kitlesel ziyaret
16:59 Gazeteci Aykol'un hayati riski sürüyor
16:45 Mûş’ta ‘Kadın kurtuluş ideolojisi’ atölyesi
16:33 Pasûr’daki iş cinayetindeki ihmaller zinciri
16:30 TFF, bahis soruşturmasında futbolcuların cezalarını duyurdu
16:18 Ferdi Zeyrek'in ölümüne ilişkin iddianame kabul edildi
16:15 Suriye'nin Londra Büyükelçiliği 13 yıl sonra açıldı
16:13 Barrack: QSD’nin entegrasyonunu görüştük
16:07 HPG’li Öztürk’ün taziyesine kitlesel ziyaret
15:55 Komisyonun toplanacağı tarih belli oldu
15:45 İmamoğlu'nun hesabına erişim engeli
15:40 Wan Barosu: Rojin’in faillerinin bulunması için mücadelemiz sürecek
15:01 Cenazelere dönük saldırılara tepki: Barış sadece silahların susması değildir
14:58 Demokratik Modernite'nin yeni sayısı çıktı
14:56 Gazeteci Rahime Karvar’a ceza
14:25 ABD'den Türkiye'deki 7 şirkete yaptırım
14:24 Ahmet Özer’den DEM Parti’ye ziyaret
14:11 '6 kişinin öldüğü işyeri ruhsatsızdı, belediye göz yumdu'
14:07 Mûş'ta 'Çocuk yaşta zorla evlilikle mücadele' çalıştayı
13:54 HDP binasını yakma girişimi davasının gerekçeli kararı açıklandı
13:26 Epstein’ın mesajlarında Barrack’ın adı geçiyor
13:21 Nev Bahçe’de toplanan ayvalar reçele dönüştü
12:43 Sinemada katledilen çocuklara adanan festival başlıyor
12:22 DEM Parti: Alevilerin rızasının olmadığı çalışmaları durdurun
12:19 Tayfun Kahraman'ın tahliye talebine ret
12:13 Gazeteci Şahin’in yurt dışı yasağı 7 yıldır kaldırılmıyor
11:59 Behdînan’da seçim protestoları sürüyor
11:34 'İktidar Abdullah Öcalan'la görüşme konusunda yaklaşımını ortaya koymalı'
11:18 Taliban kadınlara okuma yazma veren kursları kapattı
11:16 Amûdê Katliamı kınandı:Unutmayacağız, unutturmayacağız
10:42 Şara’nın ABD ziyareti sonrası Suriye’yi ne bekliyor?
10:37 Pervin Buldan: Süreç yasal düzenlemeyle birlikte ilerler
10:18 Yangından kurtuldu: Hiçbir koruyucu önlem alınmıyordu
10:14 Rojin’in vücudundaki 2 DNA’nın bulaş olmadığı kesinleşti
09:50 Jeoloji Mühendisi: Deprem basıncı ve enerjisi batıya kaydı
09:47 Mersin'de 18 tutsak hastalıklarına rağmen tahliye edilmiyor
09:46 Cezaevinde ‘disiplin cezası’ alsan dert almasan ayrı bir dert!
09:45 Wan sokakları: Demokrasi için haklarımız tanınmalı
09:33 Tek saha çalışmasının koordinatörü: Stratejik planlar gerekli
09:25 Bahçeli’nin ‘sonuna geldik’ dediği süreç hangi aşamada?
09:18 Çevre mitingine katılım çağrısı: Direniş meşrudur
09:17 18 kez anjiyo olan tutsak tahliye edilmiyor
09:08 Tutsaklardan Aykol'a: Devrimci iradenle bu illeti de bertaraf edeceğine inanıyoruz
09:07 Sındırgı'da peş peşe üç deprem meydana geldi
09:05 Rojhilatlı hukukçudan Kürtçe için mücadele
09:03 TJA'lılar: Kadınlar süreçte öncü rol oynayacak
09:02 'Küçük Mardin' kentsel dönüşüm kıskacında: Nereye gidelim?
09:00 13 KASIM 2025 GÜNDEMİ
12/11/2025
23:50 KKTC Cumhurbaşkanı Erhürman, Ankara'da
22:54 Irak seçim sonuçları açıklandı
22:33 'Türkiye Kadınlar ve çocuklar için cehenneme dönüştürüldü'
22:25 Kayyımın işten çıkardığı işçiler 104 gündür direniyor
21:38 Irak seçimlerine katılım oranı yüzde 56,11 oldu
21:05 Antalya’da bir polis evli olduğu kadını ve kızlarını katletti
21:00 İmamoğlu: Temelsiz davalarla hedef alındık
20:55 31 yıldan sonra tahliye edildiler: Daha kararlı bir sesin çıkması gerekiyor
20:42 Mereş depreminde yıkılan Hacı Ömer Apartmanı Davası görüldü
19:32 Erdoğan ve Bahçeli bir araya geldi
19:27 Ordu’da maden ocağında çalışan şoför yaşamını yitirdi
19:20 KHK eylemi 346'ıncı haftasında: Direnişimizi sürdürüyoruz
19:11 SES İstanbul Şubeleri: 2026 yılı bütçesi toplumsal gerçeklikten kopuk