İZMİR - Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde gardiyanların baskı ve işkencesi sonucu intihara sürüklenen Halil Kasal annesi Beyaz Çelik’le yaptığı görüşmede, gardiyanların kendilerini asmak için ip ve bıçak verdiğini, kabuslar gördüğünü ve korkuyla yaşadığını söyledi.
Silivri 5 No’lu L Tipi Kapalı Cezaevi’nde gardiyanların baskı ve işkencesinin ardından intihara sürüklenen 10 tutukludan Ferhan Yılmaz yaşamını yitirirken, Coşkun Ağca, Abdulmenav Çetin, Halil Kasal, Tolga Okçu, Orhan Hacıoğlu, H. Masal ve Ali adlı tutuklular farklı cezaevlerine sürgün edildi.
İzmir 1 No'lu F Tipi Cezaevi'ne sürgün edilen tutuklulardan Halil Kasal'ın annesi Beyaz Çelik, oğlu ile 19 Nisan'da görüştü. Kasal, annesine yaşadıklarını ve maruz kaldığı etkileri anlattı. Görüşmenin sonucuna ilişkin bilgi veren anne Çelik, oğlunu görmeye gittiğinde, oğlunun insanlara korkuyla baktığını ve gözlerinin görmediğini, ciddi işkencelere maruz kaldığını kaydetti. Çelik, “Gardiyanlar odaya sayım için geldikleri sırada, ortada bir şey yokken oğlumun arkadaşlardan birini dövmeye başlamışlar. Oğlum gardiyanlara ‘neden böyle yapıyorsunuz? Ramazandır ortada bir suç yokken böyle yapıyorsunuz’ demiş. Oğlum bunları söyledikten sonra gardiyanlar odada ki herkesi dövmeye başlıyor” diyerek oğlundan aldığı bilgileri paylaştı.
‘SES KAYDINI NEDEN PAYLAŞTIN?’
Oğlunun bulunduğu odaya işkenceci 30 gardiyandan sonra odaya 30 gardiyanın daha geldiğini ve bu gardiyanlarında işkence uyguladığını aktaran Çelik, oğlunun bulunduğu odanın dağıttıklarını belirtti. Çelik, oğlundan aldığı bilgileri şöyle aktardı: “Oğlumun ne kadar eşyaları varsa hepsini yere atıyorlar. Oğlum Kur’an okuyor. Kur’an’ı da yere atıyorlar, namazlıklarını yere atıp basıyorlar. Dövdükten sonra oğlumlar beraber arkadaşlarını bahçe dedikleri bir yere götürüyorlar. Orada da işkenceye maruz kalıyorlar ve tek kişilik hücreye götürülüyorlar. Orada da işkence bitmiyor, işkenceye devam ediyorlar. Oğlum telefon görüşünde bana bunları anlatı ben de ses kaydı alıp paylaştım. Ses kaydı kamuoyunda duyulunca da gardiyanlar oğlumun yanına gidip, ‘sen neden annene söyledin’ deyip bir kez daha dövmüşler.”
‘GARDİYANLAR İP VE BIÇAK VERİYOR’
Olayın duyulması üzerine cezaevine avukatların gittiğini hatırlatan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: “Avukatlar gittiği için gardiyanlar özür diliyor. Oğlum ve arkadaşları, ‘tamam olay artık geçmişte kaldı’ diyor. Ondan sonra sabah başgardiyan gelmiş bütün odayı arıyorlar. Gardiyanlar oğlumun üstünü, odasını arıyorlar. Ondan sonra gardiyanlar oğluma ip verip, ‘kendini as’ diyorlar. Oğlumun başında beklemişler kendisini assın diye. Oğlumda kendini asıyor, kendinden geçtikten sonra onu alıp başka odaya götürüyorlar. Oğlum sürekli işkenceye maruz kalmış, boğazından üç farklı ip izi hala duruyor. Boğazında morluklar var. Gardiyanlar oğluma tıraş bıçağı verip ‘intihar et diyorlar. Oğlumda artık baskılara dayanamayıp intihar ediyor. Oğlum yerdeyken bile şiddet uyguluyorlar. Daha sonra insan dışkısının olduğu bir hücreye götürüyorlar ve orada gardiyanlar, ‘siz bu pisliği yiyeceksiniz’ demiş. Oğlum o sırada oruçluydu" diye konuştu.
'KABUSLAR GÖRÜYOR'
Oğluyla yaptığı görüşmede ellerinde yara izlerinin hala olduğunu kaydeden Çelik, gardiyanlardan fotoğraf çekmelerini istediğini, ancak kabul edilmediğini söyledi. Oğlunun kabuslar görmeye başladığını dile getiren Çelik, oğlunun artık cezaevinde kalmak istemediğini, kimseye güvenemediğini ve sürekli korkuyla yaşadığını söyledi. Çelik, sözlerini şöyle tamamladı: “Oğlum cezaevinde kalamadığını ya açık cezaevine ya da ev hapsine alınmak istediğini söyledi. Benim de psikolojim bozulmuş elimden bir şey gelmiyor. Oğlum o kadar işkencelere maruz kalmış. Ben de bir anne olarak oğlumun tahliye edilmesini istiyorum. Oğlum çocukken cezaevine girdi. Kimse işkenceyi hak etmiyor.”
MA / Delal Akyüz