Karadeniz’den Kürt özgürlük mücadelesine katılan Haki Karer’in “ajan” suçlamasıyla Alaattin Kapan tarafından katledilmesinin üzerinden 45 yıl geçti. PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın “Benim gizli ruhum” dediği Karer, 18 Mayıs 1978 tarihinden bu yana her yıl yaşamını yitirmesinin yıl dönümünde çeşitli etkinliklerle anılıyor. Karer ile Antep’te lise okuduğu dönemde tanışan ve anlattıklarından etkilenen Müslüm Erikli, anılarını ajansımızla paylaştı. 

DDKD'Lİ YILLAR

 

Halfeti ilçesinden 1973 yılında lise okumak için Antep'e geldiğini belirten Erikli, burada Devrimci Demokratik Kültür Dernekleri’nde (DDKD) örgütlenmeye başladığını söyledi. O yıllarda Kürt olduklarının farkında olmadıklarını ifade eden Erikli, “O dönem Kürt hareketleri yeni yeni çıkmaya başlamıştı. Biz de gittiğimiz demokratik kitle örgütlerinde Kürt olduğumuzu söylemeye başlamıştık. 1974 yılında Urfa’da bir miting yapıldı, biz de Demokratik Kültür Dernekleri ile birlikte mitinge gittik. O miting esnasında biz birkaç arkadaş ‘Kürtlere özgürlük’ sloganı attık. Ondan sonra biz Demokratik Kültür Dernekleri’ne gittiğimiz zaman bize ‘Kürtçü Bozkurtlar’, ‘Yandım Allah çetesi’ demeye başladılar. Bizi aşağılayıp, bizimle dalga geçmeye başladılar” diye konuştu.

 

‘ÇOK SAKİN BİRİYDİ’

 

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın Halfetili olmasından kaynaklı etkilendiklerini dile getiren Erikli, 1976 yılında Kemal Pir ve Cemil Bayık’la tanıştığını söyledi. Pir ve Bayık’la tanıştıktan sonra onların aracılığıyla Haki Karer’le tanıştığını anlatan Erikli, “Haki çok sakin biriydi. Ağırbaşlıydı. Çok konuşmazdı. Kürtler gibi esmer bir teni vardı. Biz ona ilk başlarda ‘Sen Kürt müsün?’ diye hep sorardık, ancak o hep mütevazi bir şekilde Kürt olmadığını belirtirdi. Fedakar, çalışkan bir arkadaştı” dedi. 

 

‘UNUTAMADIĞIM ANI…’

 

Karer’le birçok anısı olduğunu ifade eden Erikli, en çok etkilendiği anısını şu şekilde anlattı: “Okuduğumuz lise 1976 yılında kapatıldı. Bazı arkadaşlar başka illere okumaya gittiler. Ben de Halfeti’ye gittim, ancak haftanın 5 günü Halfeti’deydim hafta sonu ise Antep’e gelirdim. Yine geldiğim bir hafta sonu Haki’nin kaldığı eve gittim. Öğrenci evindeydi. Haki’nin üstünde yırtık bir pantolon vardı ve yemek yapıyordu. Evde pişirecek bir şey olmadığı için Haki kasaptan ‘köpeğime vereceğim’ diyerek kemik almış, onları yapıyordu. Her hatırladığımda ağlarım. O kemikleri suda kaynatarak içine bir tane patates atmış yemek yapıyor. Ekmek dahi yok. Bende de para yoktu, bir arkadaştan borç para alarak Haki’ye verdim. Sonraki gün yine parası yoktu. O parayı çocukları olan Numan Uçar’a vermiş. ‘Biz aç yatabiliriz, ancak çocuklar aç yatamaz’ diyerek vermiş.” 

 

‘GİTMEMESİ İÇİN YALVARDIM’

 

Karer’in ikna etme yeteneğini olduğunu vurgulayan Erikli, vurulmasına dair tanıklıklarını ise şu şekilde anlattı: “Katledilmeden önceki günlerde hep beraberdik. Mehmet Uzun diye bir kişi vardı. Biz beraber evde otururken Alaattin Kapan’ın kahvede ‘Kim kendine güveniyorsa gelsin benimle tartışsın' dediğin söyledi. Ben Haki’yi gitmemesi için uyardım. Alaattin’in provokatör ve ajan olduğunu, ona zarar vereceğini belirttim. Bir gün sonra Kırkayak parkında Haki ve Mehmet Uzun yanıma gelerek, Hacıbaba Mahallesi’ne gideceklerini söylediler. Ben yine gitmemesi için yalvardım, ancak her ne kadar ‘tamam’ dese de gitti. Akşam Mehmet Uzun kaldığımız eve gelerek Haki’nin vurulduğunu söyledi. O an dünyamız yıkıldı. Çaresiz kaldık.” 

 

CENAZEYİ ALMAK İÇİN PLAN YAPTIK

 

Arkadaşlar olarak Haki Karer’in cenazesini polislerin elinden almak için plan yaptıklarını anlatan Erikli, “Cenazeyi alarak Ordu’ya götürmek için hastaneye geçtik, ancak hastanede polisler bekliyordu. Sivil araçlarla birçok uzun namlulu polis getirilmiş, bekliyorlardı. Sonra arkadaşlar cenazeyi alma planının iptal olduğunu belirterek bizim dağılmamızı söylediler. Nedenini ise sonradan öğrendik. Sayın Abdullah Öcalan Antep'e gelmiş, ben görmedim o dağılmamız gerektiğini söylemiş. Sayın Öcalan katliam yapmak istediklerini hissetmiş, onun için buna müsaade etmedi” konuştu. 

 

‘KÜRT HALKI ONU HİÇ UNUTMAMALI’

 

Hayatı boyunca unutamadığı iki ismin Kemal Pir ve Haki Karer olduğunu sözlerine ekleyen Erikli, devamında şunları söyledi: “Bütün arkadaşları unutmam ama bu iki ismin yeri farklı. Haki çok özel bir insandı. Herkes onu severdi. Haki’yi unutmak mümkün mü? Misafirliğe gittiği evlerde yemek yapar, bulaşık yıkar, çocuklarını eğlendirirdi. Kendinden önce arkadaşını düşünürdü. Acıktığı zamanlarda bile önce arkadaşını doyurmaya bakardı. Kürt halkını çok severdi, harekete çok bağlı biriydi. Kürt halkı onu hiç unutmamalı. Vurulduğu yer günü geldiğinde müze yapılmalı. Onu sadece yıl dönemlerinde değil her gün hatırlamamız gerekir.” 

 

MA / Emrullah Acar