Doç. Dr. Özgün: Aysel’i özgürleştirene kadar mücadele devam edecek

  • kadın
  • 09:14 20 Mayıs 2022
  • |
img
ANKARA - Aysel Tuğluk’un, kadın gücünü siyasette gösteren Kürt kimliğinden dolayı tahliye edilmediğini belirten Doç. Dr. Yasemin Özgün, “Aysel’i özgürleştirene kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.
 
Hasta tutuklu Kürt siyasetçi Aysel Tuğluk için kadınların başlattığı mücadele sürüyor. Bin kadına ulaşmak amacıyla başlatılan “Aysel Tuğluk’a Özgürlük İçin 1000 Kadın” kampanya grubu mücadelesine 54 ülkeden 6 bini aşkın kadın dahil oldu.  
 
Kampanya grubu, bugüne kadar Birleşmiş Milletler (BM) Yüksek Komiserliği, Uluslararası İnsan Hakları Mahkemesi, Avrupa Konseyi Başkanlığı, BM Sağlıktan Sorumlu Raportör, BM İşkenceden Sorumlu Raportör, Avrupa İşkenceyi ve İnsanlık Dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Cezayı Önleme Komitesi gibi birçok uluslararası kurum ve kuruluşa mektup gönderdi. Kampanya kapsamında  feminist yazar, filozof ve akademisyen Silvia Federici ile feminist yazar, aktivist ve akademisyen Angela Davis gibi isimlerden de destek geldi.
 
Aysel Tuğluk’a Özgürlük İçin 1000 Kadın kampanya grubuna Ankara Kadın Platformu adına katılan Barış Akademisyeni Doç. Dr. Yasemin Özgün ile kadınların yürüttüğü mücadele ve hasta tutuklulara uygulanan politikanın yanı sıra var olan baskı ortamına dair konuştuk.  
 
Aysel Tuğluk’a özgürlük için ortak ses çıkaran, 54 ülkeden 6 bini aşkın kadının imzacı olduğu “Aysel Tuğluk’a Özgürlük İçin 1000 Kadın” kampanya grubunun çalışmalarından bahseder misiniz?
 
Kampanya aylar önce başladı. Aysel Tuğluk’a demans teşhisi konulmasına rağmen 434 gündür tahliye edilmiyor. Bu teşhise, birçok doktor ve kurum tarafından verilen raporlara rağmen Aysel Tuğluk’un tahliye edilmemesi üzerine 'Aysel Tuğluk’a Özgürlük için 1000 Kadın' çağrısını 8 ayrı dilde yaparak yola çıktık. Küçük bir grup olarak başladık, giderek büyüdük. 1000 kadına ulaşmak için başladık ama binleri de aşan bir sayıya ulaştık. Dünyanın her köşesinden 54 ülkeden çok sayıda kadın imza verdi. Aysel’in yanında olduklarını duyurdular ve bu zulmün son bulmasını istediklerini bildirdiler. Mücadelemiz bununla da kalmadı, pek çok demokratik kitle örgütü, barolar, Türk Tabipleri Birliği (TTB) gibi kurumlara da ulaştık.
 
Tuğluk için ulaştığınız baro ve kurumların yaklaşımı nasıl oldu?
 
Kurumlar zaten ellerinden geleni yapıyorlardı. Durumun aciliyetinin altını bir kez daha çizmek için mücadele verdik. Kampanya grubunda pek çok kadın platformundan temsilcilerin yanı sıra bireysel katılımlar da var. Dolayısıyla çok yere ulaşabilme şansımız oldu. Bir yandan da kadın dayanışmasının, örgütlülüğünün gücünü de göstermiş olduk. Özellikle Türkiye Tabipler Birliği’nden doktor arkadaşlarımız kamuoyunun gerçekleri bilmesi için harekete geçtiler; hastalığın seyrini, Aysel’in yaşadığı durumu tıbbi açıdan irdelediler, anlattılar. Aysel’in durumunun ne kadar ağır olduğunu ve giderek daha ağırlaştığını, cezaevi koşullarında kalmasının mümkün olmadığının, bu yapılanın hasta haklarına aykırı olduğunun altını çizdiler. Ancak 81 ilden sadece 20 baro maalesef imza verdi. Aysel hukukçu ve İstanbul Barosu’na kayıtlı bir avukat. Aynı zamanda kadın mücadelesi yürüten ve yıllardır siyaset içinde barış mücadelesi yürüten bir kadın. Tüm dünyadan pek çok kurum, sivil toplum kuruluşları, kadın platformu, yazar, akademisyen Aysel’in çığlını duyurmak için yanında olurken 81 ilden sadece 20 baronun imza vermesi çok üzücü.
 
Aysel Tuğluk'un durumu şu an nasıl? Bilgi alabiliyor musunuz?
 
 
 Aysel’in durumu giderek ağırlaşıyor. O koşullarda bakımı giderek zorlaşıyor. Bu hastalığın tamamen tedavi olması zaten mümkün değil. Ama ev koşullarında biraz daha süreci yavaşlatmak mümkün
 
Durumu giderek ağırlaşıyor ve çok endişeliyiz. Cezaevlerindeki hasta tutsakların sayısı çok fazla ve cezaevlerinden sürekli cenazeler çıkıyor. Biz, bir cenaze daha çıksın istemiyoruz. Aysel’i kaybetmek istemiyoruz. O koşullarda bakımı giderek zorlaşıyor. Bu hastalığın tamamen tedavi olması zaten mümkün değil. Ama ev koşullarında biraz daha süreci yavaşlatmak mümkün. Ayrıca Edibe Şahin ve Gültan Kışanak’la birlikte kalıyor. Onların yanında kalması hem çok iyi ama bir yandan tutsak oldukları bir ortamda yoldaşlarına destek olmaya çabalamak onlar için de çok zor ve ağır bir durum. Sonuçta Aysel tıbbi bakım gerektiren bir hasta.
 
Aysel Tuğluk’un birçok kimliğinden bahsettiniz. Devletin Aysel Tuğluk’u tahliye etmemesindeki ısrarında bu kimliklerin etkisi nedir?
 
Tüm kimliklerinin bunda rolü olabilir ama özellikle mücadele eden bir Kürt kadın kimliğinin, siyasette sözünü söyleyen bir kadın oluşunun, eşbaşkanlık sistemini hayata geçiren, kadının gücünü siyasette de gösteren, toplumun pek çok ezilen kesimi için de hak mücadelesi yürüten bir kadın olmasıyla ilgili. Kadın düşmanı bir bakış açısına sahip bir iktidar var. Sürekli güçlü kadını ezmeye çalışan, sözünü sesini duyuran kadını susturmaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız maalesef.
 
Bu anlayış karşısında nasıl bir adalet mücadelesi veriliyor? Kadınların bu mücadeledeki öncülüğünü nasıl tariflersiniz?
 
Koşullar çok zor. Gerçekten çok ağır dönemlerden geçtik ve geçiyoruz. Hasta tutsaklar, sadece bunun bir parçası. Cezaevlerinde çok sayıda siyasi tutuklu var. Neredeyse siyasi bir partinin HDP’nin yarısı cezaevinde. Çocuklardan tutun da, yaşlı hasta tutuklulara kadar varan bir kitle var cezaevlerinde. Çok kötü koşullarda tutuluyorlar. Havasız koşullarda, ring araçlarıyla nakilleri yapılıyor. En temel insan haklarından mahrum kalmak ve bir yandan da bu neoliberal koşullarda cezaevinin de özelleşmesi, her şeyin paraya tahvil edilmesi çok daha sıkıntılı bir hale sokuyor. Sadece tutsaklar için değil, dışarıdakiler için de adaletsizlik hüküm sürüyor. Ülke kocaman bir hapishane gibi. Ama umudumuzu da korumak, mücadele etmek zorundayız. Özellikle kadınlar bunu hiçbir zaman bırakmadılar. Kadınlar; en kötü koşullarda, en sıkı, otoriter ve faşizme varan pratiklerin yükseldiği dönemlerde bile sokağa çıkmaktan, seslerini sözlerini söylemekten vazgeçmedi. Toplumun pek çok kesimi için de bunu söyleyebiliriz. Mücadele etmekten ve adaletin peşinde olmaktan başka çare yok. Daha fazla mücadele, daha fazla adalet arayışı olmalı. Son derece otoriter, anti-demokratik bir yönetim anlayışının olduğu, baskının, şiddetin olağan üstü olduğu bir dönemden geçiyoruz. Demokrasi bu topraklara hiçbir zaman tam anlamıyla yerleşmedi, hep bunun mücadelesini verdik. Ama hiçbir zaman bu kadar uzağına düştüğümüzü de hatırlamıyorum.  Baskı koşulları, giderek ağırlaşan hayat pahalılığı, işsizlik… Tüm bunlara isyan ettiğinde başı ezilen, sesi kesilen bir toplumsal durumdan söz ediyoruz. İşçiler seslerini çıkardıklarında, kadınlar sokağa döküldüklerinde tutuklulukla tehdit ediliyorlar. Gezi Davası’nda verilen kararlar, Canan Kaftancıoğlu tutuklanmanın eşiğinde. Dolayısıyla pek çok olumsuz duruma, haksızlığa, hukuksuzluğa karşı ses çıkaran bir toplumsal muhalefet var ve her şeye rağmen mücadelede sürüyor.
 
Bahsettiğiniz baskıcı süreç birden gelişmedi. Sizin gibi Barış Akademisyenleri’ne uygulanan hukuksuzluk karşısındaki sessizlik de aslında gelinen süreci ören taşlardan oldu. Ülkenin bu duruma gelmesinde elbette ki iktidar sorumlu ama demokratik kitle örgütleri ve muhalefetin bu noktada nasıl bir eksikliği oldu?
 
 
 
 Bu duruma gelinmesinde maalesef muhalefet partilerinin çok fazla rolü var. Özelikle 1 Haziran 2015 seçimlerinin iptal edilmesinden sonra, bir yandan savaş politikalarının uygulanması, ardı ardına tezkerelerin geçmesi ve bu tezkerelere ‘evet’ diyen başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin payını sorgulamadan geçemeyiz.  
 
Evet, bu duruma birden gelinmedi. Bu duruma gelinmesinde maalesef muhalefet partilerinin çok fazla rolü var. Özelikle 1 Haziran 2015 seçimlerinin iptal edilmesinden sonra, bir yandan savaş politikalarının uygulanması, ardı ardına tezkerelerin geçmesi ve bu tezkerelere ‘evet’ diyen muhalefet partileri başta CHP olmak üzere. Bunların payını sorgulamadan geçemeyiz. Bunların, çok kritik dönemlerde, yerlerde bir şekilde iktidarla mutabakatlara varıp, ‘devletin milletin birliği bütünlüğü’ söylemleri altında bugüne varan uygulamaların adım adım örülmesini sağladıklarını düşünüyorum. Umarım bundan sonra hükümetin ekmeğine yağ sürecek ya da varlığını onaylayacak, devamlılığını sağlayacak pratiklerden uzak dururlar. Bugüne kadar gerçekten kötü bir sınav verdiler. Şu anki güvensizliğimizin arkasında yatan da bugüne kadar yaşadıklarımız. Tek tek teslim edilen küçük küçük mevziler, alanlar bunların birleşip bu hale gelmesinden söz ediyoruz.
 
Dünyanın pek çok yerine ulaştınız ama Türkiye’de hasta tutukluların durumunu görmezden gelen bir anlayış var. Burada medyanın rolünü nasıl okumak gerekiyor?
 
Ses çıkaran, muhalefet eden pek çok medya kuruluşu da kapatıldı, kayyım atandı. Ülkede, gerçek anlamıyla halkın haber alma hakkına saygı duyup bunun peşinde görevini sürdüren çok az sayıda basın kuruluşu, gazeteci kaldı. Diğer var olan kuruluşlar ise bir şekilde iktidarla ortaklıkları sayesinde varlar ve bunun gereğini de yerine getirmekten hiçbir zaman kaçınmıyorlar. Aysel Tuğluk’ta da bunu gördük.  Artık siyaset yapamayacak, hasta bir kadın arkadaşımızdan söz ediyoruz. Temel insan haklarından yararlanması gereken bir insanı, zulüm olsun, diğerlerine gözdağı olsun diye esir tutuyorsunuz. Dünyanın her yerinden pek çok insana ulaşıyoruz ama bir yandan da bunu Türkiye’de çok az insan biliyor. Bu en başta halkın haber alma hakkına bir saldırıdır.
 
Tekrar Aysel Tuğluk için kadınların ortaklaşarak başlattığı mücadeleye dönecek olursak, bu tür hak ihlalleri karşısında kadınların ortak tavırlarını ortaya koymasının etkisi nedir, bundan sonraki süreçte neler yapacaksınız?
 
Kadınların ortak bir şekilde buna tepki göstermesi mücadele başlatması gerçekten çok gurur verici. Bir toplantı çağrısıyla bu gruba dahil oldum. Bu kadar güçlü bir mücadele ağı örebileceğimizi gerçekten o zaman düşünememiştim. ‘Birkaç şey yaparız ama elimizden de çok fazla bir şey gelmez’ diye düşünüyordum. Ama çok şey yaptık. Çok ses çıkardık. Toplumun pek çok kesiminden farklı siyasi duruşlara, tutumlara sahip kadınlarla bu dayanışma mücadelesinde ortaklaşmayı başardık. Yurt dışından pek çok isme ulaşmak, binlerin imzasını almak, her il ve ilçede basın açıklaması yapmak tamamen dayanışmayla, herkesin elinden ne geliyorsa ortaya koymasıyla oldu. Ben Ankara Kadın Platformu adına katılıyorum. Türkiye’nin pek çok ilinden ilçesindeki kadın platformlarından kadınlar da var. Kadın dayanışmasından aldığımız güçle pek çok yere ulaştık. Sesimizi sözümüzü duyurduk.  Kadın dayanışması gerçekten çok önemli. Hele ki böyle baskıların, faşizmin olduğu topraklarda çok değerli. Başka bir seçeneğimiz yok, onu kaybetme lüksümüz de yok.
 
Türkiye’nin her yerinden kadınlar ses oldu. Bir şekilde Aysel’in sesi olmaya devam ediyoruz. Basın açıklamalarımız, çalışmalarımız devam edecek. Mücadele sürüyor. Aysel’i özgürleştirene kadar, Aysel’i oradan çıkarana kadar, hak ettiği tıbbi bakım ve şefkati alabileceği bir ortama ulaştırana kadar mücadelemiz devam edecek.
 
MA / Zemo Ağgöz
 

Diğer başlıklar

07/12/2025
23:48 Muğla'da 11 mahalle karantinaya alındı
22:55 Wan'da 4.6 büyüklüğünde deprem
21:32 DEM Parti'den Kumluca’da şölen
20:53 Amed Film Festivali, Barış ve Demokratik Toplum Süreci’ne adandı
20:02 Wan’da şüpheli ölüm
19:58 Colemêrg’te heyelan
19:40 Uluslararası Savaş Karşıtı Film Festivali ödülleri sahiplerine verildi
19:24 Eskişehir’de Kürtçe'ye engel
19:08 Mazlum Ebdî: Şara’dan gerçek bir değişim görmemiz gerekiyor
18:17 PYD: Yeni Suriye’nin kurulması ademi merkeziyetçilikle mümkün
17:54 Konferans sona erdi: Öcalan’ın sözlerinin gücünü ülkemize götürmek için geldik
17:42 10 yaşındaki çocuk gömüldüğü topraktan yaralı çıkarıldı
17:40 İsrail'in saldırıları sürüyor: 70 bin 360 kişi katledildi
16:37 Gazeteci Aykol'un tedavisi devam ediyor
16:27 Anavarza Kültür ve Sanat Derneği açıldı
16:18 Haydar Ergül: O ışık Öcalan'ın kendisidir
16:07 Marksist John Hollaway: Abdullah Öcalan’ın yaktığı ışık beni buraya getirdi
15:47 İzmir'de asgari ücret ve bütçe tepkisi
15:15 Nobel Ödüllü Shirin Ebadi: Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sürecin temel koşuludur
15:12 Macaristan Başbakanı Orban yarın Türkiye'ye geliyor
14:59 Dil kurumlarından çocuklara alfabe öğretme etkinliği
14:26 PKK'liler için kurulan taziye ve verilen mevlide kitlesel ziyaret
14:08 Demirtaş: Süreç parçalanma değil, onurlu birliği sağlayacak bir süreç
Figen Yüksekdağ: Yeni bir dönemin kapıları açıldı
14:00 Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'nın ikinci oturumu
13:57 Seferleri azaltan kayyım öğrencileri mağdur etti
13:30 Mêrdîn’de sağanak: Caddeler göle döndü
13:03 Prof. Paech: Kürtlerin ve azınlıkların varlığı kolektif haklarla korunmalı
12:17 Dubbins: 27 Şubat çağrısı Türkiye ve Ortadoğu için muazzam fırsat yarattı
10:30 DEM Parti'nin 'Uluslararası Konferansı' konuşmalarla sürdü
10:08 Hindistan’da gece kulübü yangını: En az 25 ölü
09:57 Jin dergi ‘Komün’ kapağıyla çıktı
09:53 Hintli eski Parlamenter: Öcalan'ın ilkeleri bütün dünyaya barış getirecektir
09:43 Konferansa katılanlar: Tarihi seyreden değil, yapan bir dönemdeyiz
09:24 Psikolog Hatice Göz: Güçlü bir çocuk hakları hareketi oluşturulmalı
09:21 Çok sayıda bölgede sağanak bekleniyor
09:19 Emekliler: 2026 yılını emeklilere düşman yılı kabul ediyoruz
09:12 Cezaevindeki yemek borcu gerekçesiyle kızının bursuna el konuldu
09:12 Wan kayyımı ‘Sit alanı’ olan yapıyı bakanlığa devretti
09:10 Licê’deki fuhuş ağına karşı komisyon kurulacak
09:08 Dêrsim’de fuhuşa tepki: Yapılanlar bilinçli bir politikanın devamıdır
09:06 Özgür sinemanın adresi
09:02 Anneler: Önderliğimiz özgür olmadan barış olmaz
09:00 07 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
06/12/2025
23:49 Yemeklerinde ölü fare çıktığını söyleyen öğrencilerden protesto
23:23 Paramiliter grupların işkence ettiği Efrînli M.S. yaşamını yitirdi
23:13 Uluslararası konferansta yarın da önemli başlıklar tartışılacak
23:07 Metin ve Kemal Kahraman’ın konserine yoğun ilgi
22:54 Muhittin Böcek hastaneye kaldırıldı
22:51 Hatun Esen: Doğayı katledenler değil mücadele kazanacak
22:11 BMGK'den Lübnan'a destek açıklaması
22:01 Ankara'da 'Ev' filmi gösterimi ve söyleşisi
21:14 'Hakikat ve adalet olmadan barış inşa edilemez'
20:49 Kaldırım çalışmaları esnafı da yurttaşı da mağdur etti
18:41 Halep’te Abdullah Öcalan için özgürlük çağrısı
18:33 Fidan: Öcalan Suriye'de rol oynayabilir
18:08 BM: Suriye’de insan hakları ihlalleri devam ediyor
18:04 Azime Işık: Dönüşüm için ilkin adalet kıstası benimsenmeli
17:56 Êlih'te panel: Barışı örgütlemek zorundayız
17:48 İsrail, 70 bin 354 Filistinliyi katletti
17:45 Afşin Belediyesi’nin işine son verdiği işçi intihar etti
17:01 Cizîr'de mağarada bir kişiye ait cenaze bulundu
16:32 Aydın Erdem mezarı başında anıldı
16:31 İrlandalı milletvekili Kearney: Sivil toplum sürece dahil edilmeli
Katalonya eski Başbakanı Garcia: En önemlisi halkınızla yaptığınız sözleşmedir
16:20 Bahçeli: Barış kuşunun ikinci kanadı takılacak ve herkes uçuşunu görecektir
16:18 Wan’da Şiyar Be Platformu kitlesel yürüyüşle deklere edildi
16:01 Gazeteci Aykol’un tedavisi sürüyor
15:54 Suriye’de Alevilere dönük saldırılar Amed’de protesto edildi
15:52 Prof Köker: Nihai hedef barış ve demokratik toplumun inşasıdır
15:19 Neçirvan Barzani: Barışın inşa edilmesi tüm bölgeyi etkiler
15:18 Amed Sağlık Platformu çalıştayının sonuç bildirgesi açıklandı
15:04 Üç kentte hasta tutsaklar için çağrı
15:03 CHP'de yeni MYK belli oldu
15:01 Güney Afrikalı Senatör Bhabha: Yasal kılındığımız an dönüm noktası yaşandı
14:49 Arzu Yılmaz: Abdullah Öcalan’ın söylediği entegrasyon, birlikte yaşamın formülüdür
Nobel Ödüllü Oleksandra Viacheslavivna Matviichuk: Kadınları sürece dahil etmeliyiz
14:19 DAİŞ saldırısı ihtimaline karşı kutlama yasağı
14:02 İstanbul’da Barış Çalıştayı: Süreçte aktif rol almak istiyoruz
13:59 Suriye’de savaş kalıntıları nedeniyle 665 kişi yaşamını yitirdi
13:44 İmralı Heyeti üyesi Erol: Abdullah Öcalan Kürtlerin hukuka dahil edilmesini istiyor
13:36 İmralı’ya giden komisyon üyesi Yıldız: Süreç ertelenmeyecek bir devlet meselesidir
13:27 Yiğit ve Turgut’un taziyelerine kitlesel ziyaret
13:19 'Esas duruş' dayatmasını reddeden tutsak, 10 gardiyan tarafından darp edildi
13:13 Mehmet Güler, Rojhat Özdel ve Faik Kevci için adalet istendi
13:11 Cumartesi Anneleri Hüseyin Taşkaya’nın akıbetini sordu
12:28 İstinaf da 'yetki davası'nda DİSK Basın-İş'i haklı buldu
12:26 Barzani: Sürece her anlamda katkı sunmaya hazırım
Talabani: Barış ve demokrasi umudu için atılan her adımı savunuruz
12:01 Îlham Ehmed: Kendimizi Türkiye’de, Türkiye’yi burada görmek istiyoruz
11:26 15'inci İnsan Hakları Film Günleri başlıyor
11:18 Boşanmak isteyen kadın ve kız kardeşine saldırı
11:07 Abdullah Öcalan: Demokratik toplum sosyalizmi temelinde kurtuluşa yürüme zamanı
10:53 ‘Uluslararası konferasta’ barış deneyimleri tartışılacak
10:38 Uluslararası konferans: Abdullah Öcalan’ın demokratik paradigması büyük bir çözümdür
10:30 Osmaniye'de kaza: Çok sayıda ölü ve yaralı var
09:41 Dilan Karaman’ın ölümüne dair açılan soruşturma ne aşamada?
09:31 DAİŞ Suriye'de yeniden varlık gösteriyor
09:13 Kuvvetli yağış ve rüzgar uyarısı
09:12 ‘Katıldığı sınav bulunmadı’ iddiasıyla 30 yıllık tutsağın tahliyesi 9 ay ertelendi
09:11 1 ayda 4 kez hastane sevk edildi: Artık beni hastaneye götürmesinler
09:09 Her Yer Çocuk Derneği gönüllüsü: İktidarın politikalarıyla çocukluk kısalıyor
09:08 Wan-Bedlîs-Colemêrg Eczacılar Odası Başkanı: Fiyat belirsizliği ilaçları vurdu
09:07 'Savaş engelliliği artırıyor, barış için mücadele edeceğiz'
09:07 Kayyıma gerekçe yapılan davadan beraat etti: Belediye iade edilmeli
09:06 Avukat Özdemir: 11'inci Yargı Paketi beklentileri karşılamadı
09:05 ÖHD'li Kantarci: Abdullah Öcalan'ın özgür yaşar ve çalışır koşulları sağlanmalı
09:04 Türkdoğan: Komisyon raporunun en önemli başlığı entegrasyon olacak
09:04 Licêlilerden 'fuhuş ağına' karşı birlik çağrısı
09:03 31 yıllık tutsağı arkadaşı anlattı:Yaşamını halkının mücadelesine adadı
09:02 Kırmızı halısız festival
09:00 06 ARALIK 2025 GÜNDEMİ
05/12/2025
23:34 Rojin Kabaiş’in telefonu 10 gün içinde İspanya’ya gönderilecek
22:56 BM: Gazze'de insani kriz kritik seviyede
22:38 Suriye Geçiş Hükümeti’ne bağlı silahı grup, Alevi türbelerini yaktı
22:06 Abdullah Öcalan'dan komisyona: Görüşme tarihidir
21:37 Provokatör polis açığa alındı
21:27 Barış paneli: Daha somut uygulamaların tartışılması gerekiyor
21:06 Licê’de fuhuşa karşı çalışmalar 5’inci gününde
20:52 Tetwan’da Zîn Kadın Dinlenme Merkezi açıldı
19:35 SAMER araştırması: Katılımcıların yüzde 70'i boykotu etkili buluyor
19:25 Alevi katliamına karşı birlik olma çağrısı
19:17 30 yıldan sonra tahliye edildi: Artık Kürt halkının özgürlüğünün zamanı
19:08 Erxenî'de kavga: İki kişi hayatını kaybetti
19:01 İşçilerin hak arayışı 129'uncu gününde
18:15 Ferdi Zeyrek davasında tahliye
18:08 İstanbul’da yapılacak konferansın hazırlıkları tamamlandı
17:34 Son bir yılda 85 çocuk işçi yaşamını yitirdi
16:40 Gazeteci Aykol’un tedavisi antibiyotiklerle sürüyor
16:30 Cizîr’de Kezi Dayanışma Mağazası açıldı
16:29 ÇHD: İdare ve Gözlem Kurulları lağvedilmeli
16:20 Kadri Bağdu'nun anısına 'Yara' belgeseli yayımlandı
16:05 Kadınlardan uyuşturucu ve fuhuşa karşı ortak mücadele çağrısı
15:30 İzBB işçileri, eylem takvimini açıkladı
15:29 Rapçı Barody madde bağımlılığına karşı şarkı besteledi
15:26 'Hasta tutsak Yıldırım tahliye edilmeli'
14:42 Şerzan Kurt öykü ödülü sahiplerini buldu
14:41 Sosyolog Holloway’den Asrın Hukuk Bürosu’na ziyaret
14:39 BM ve AK'ye Suriye'deki katliamlara karşı sorumluluk alma çağrısı
14:11 Neslihan Şedal hakkında beraat kararı
13:49 Îlham Ehmed de İstanbul’daki konferansta konuşacak
13:44 BES'ten 'adil ücret' çağrısı
12:56 HPG'li Ali Kaya'nın taziyesine kitlesel ziyaret
12:34 Ajanlaştırma baskısı ve takip tacizine suç duyurusu yapılacak
11:54 Filozof Bourg: Kürtlerin siyasete aktif katılımı demokratikleşme için zorunlu
11:41 Eğitim Sen: MESEM iktidarın eğitimi piyasalaştırma politikasıdır
11:36 İmralı görüşmesini anlattı: Bir güç orduya katılacak, diğer güç asayişi sağlayacak
11:22 Abdullah Öcalan’dan Mexmûr Kadın Meclisi Konferansı’na mesaj
11:12 Barış ve Demokratik Toplum Konferansı'na kimler katılacak, neler tartışılacak?
10:39 Kayyım atama davasında beraat
10:34 Bahis soruşturmasında 46 kişi hakkında gözaltı kararı verildi
10:02 Ebru Günay: Kürt sorunu uluslararası zeminde tartışılacak
10:00 11. Yargı Paketi Adalet Komisyonu'nda kabul edildi
09:22 Siyaset bilimci İnsel: Bütüncül hukuk ikili hukuk yapısına son vermektir