MERSİN - İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'nde duruşma öncesi tutuklulara yapılan işkenceye karşı sessiz kalmayacaklarını belirten aileler, suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi. 

 

İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'nde 13 Kasım 2015'te koğuşlarına takılan kameraları kırdıkları iddiasıyla gardiyanlarca darp edilen 22 tutuklu hakkında adli soruşturma başlatıldı. Tutuklulara şiddet uygulayan gardiyanlar hakkında her hangi bir adli ve idari soruşturma açılmazken, İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı, tutuklular hakkında "Hükümlü veya tutukluların ayaklanması" ve "Kamu malına zarar verme" iddiasıyla iddianame hazırladı. İddianamenin İskenderun 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi. Dosyanın üçüncü duruşması ise 6 Haziran'da aynı mahkemede görüldü.

TUTANAK SAVCILIĞA GÖNDERİLDİ

 

Farklı cezaevlerinde tutuklu bulunan Emrullah Abay, Mehmet Şafak Elçiçek, Süleyman Benzer ve İsmail Genç, duruşma için 5 Haziran akşamı İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'ne getirildi. Cezaevi girişinde çıplak arama dayatmasını kabul etmeyen 4 tutuklu, gardiyanlarca işkence edildi. Cezaevi revirine götürülen tutuklulara, itirazlara rağmen gardiyanların talepleri doğrultusunda rapor verildi. Üzerlerindeki kanlı elbiseleriyle duruşmaya katılan tutuklular, suç duyurusu taleplerini mahkeme hakimine iletti ve kayda geçti. Tutukluların işkence nedeniyle suç duyurusu taleplerini, kendileri yasal şikayet haklarına sahip oldukları gerekçesiyle reddeden mahkeme, duruşma tutanağının İskenderun Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar verdi. 

 

'HANİ HUKUK, ADALET'

 

Yaşananlara tepki gösteren tutuklu aileleri, tutukluların vücudunda darp izi olduğunu belirterek, yapılanın düşmanca olup, bu durum karşısında sessiz kalmayacaklarını ifade etti. Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi’nden duruşma için getirildiği İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'nde işkenceye maruz kalan tutuklulardan Süleyman Benzer’in kardeşinin eşi Gülten Benzer, Pazartesi görülen duruşmaya gittiklerini, tutukluların kıyafetlerinde kan izlerini gördüklerini, tutukluların savunmalarında yaşadıkları işkenceyi anlattığını ve kendilerinin yaşanan insanlık suçu karşısında şok olduklarını dile getirdi. Tutukluların gardiyanların yönlendirilmesiyle yapılan darp raporunu kabul etmediğini ifade eden Benzer, avukatları aracılığıyla yapılan işkenceye karşı dava açacaklarını söyleyerek, “Bu tür düşmanca yaklaşımları kabul etmiyoruz. Tutuklular çıplak arama dayatmasını kabul etmedikleri için işkence etmişler. Tutuklulara karşı insan onuruna aykırı yaklaşımların karşısındayız. Hani hukuk, adalet? Her gün kardeşlik diyorlar. Bu mu dur kardeşlik” diye sordu. 

 

‘SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ’

 

Oğlu Emrullah Abay’ın 11  yıldır cezaevinde olduğunu belirten Halide Abay, oğlunun 2015'te İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'nde işkenceye maruz kalıp, Giresun L Tipi Cezaevi’ne sevk edildiğini, duruşma için getirildiği İskenderun’da yine işkenceye tabi tutulduğunu anlattı. Anne Abay, "Ben de oğlumu görmek için duruşmaya gittim. Oğluma sarılmak istedim, izin vermediler. Oğlumu ve onunla getirilen arkadaşları  5 Haziran’da işkence etmişlerdi. Darp izleri halen vücutlarında vardı. Mahkemede suç duyurusunda bulundular. Fakat mahkeme kabul etmedi, başka yere suç duyurusunda bulunmaları gerektiğini ifade etti. Zaten verilen darp raporu da gardiyanların isteği gibi hazırlanmış” diye konuştu. 

 

Abay, işkenceye karşı suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek, bu durumu kabul etmeyeceklerini söyledi. 

 

OLANLARI DURUŞMAYA KATILANLARDAN ÖĞRENDİ

 

İşkenceye maruz kalan tutuklu Mehmet Şafak Elçiçek’in ağabeyi Garip Elçiçek, kardeşinin yaşadıklarını duruşmaya katılanlardan öğrendiğini belirtti. Kardeşine yapılan işkenceyi “insanlık suçu” olarak tanımlayan Elçiçek, yapılan haksızlığı kabul etmediğini, işkenceye karşı suç duyurusunda bulunacaklarını kaydetti. 

 

DEMİRBAŞ YAŞADIKLARINI ANLATTI

 

Ferhat Demirbaş'ın annesi Faika Demirbaş da, İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'nde açık görüşte görüştüklerini, vücudunun çeşitli yerlerinde darp izinlerini gözlemlediklerini belirtti. Ferhat Demirbaş'ın kendilerine, "Pazar günü İskenderun M Tipi Kapalı Cezaevi'nden İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'ne getirildim. İskenderun M ve T Tipi Kapalı Cezaevi'nde sebepsiz yere darp edildim. İşkenceye maruz kaldım. Ellerimi ve ayaklarımı bağlayarak, hakaret ve sinkaflı küfürler eşliğinde darp ve işkenceye maruz kaldım. Hiç bir başvurumu ve suç duyurusunu işleme almadılar. Cezaevi idaresi psikolojik ve fiziki şiddetinin dozunu daha da artırmıştır. Olayla ilgili cezaevi revirinden yüzeysel bir şekilde, 'sıyrık, sürtünme' türünden ifadelerle  olayın üstü örtünmeye çalışılmıştır" dediğini kaydetti. 

 

Yaşanan işkencenin 2015 yılında meydana gelen olayı kin ve öfkesinden kaynaklı yaşandığını belirten anne Faika Demirbaş, “Oğlunun can güvenliğinden endişe etmekteyim. İskenderun Cezaevi idaresi açıkça canlarına kast etmektedir. Hiçbir yasa ve kuralı tanımamaktadır. Oğlum ve diğer tutukluların can güvenliğinden İskenderun cezaevi yetkilileri ve bağlı bulunduğu yargı birimi sorumludur" dedi. 

 

İŞKENCE GÖZLE GÖRÜNÜYOR

 

Ailelerin başvurusu üzerine İHD Cezaevi Komisyonu avukat Mehtap Sert ve Mizgin Doğan ile Hatay Barosu üyesi Mustafa Çamlıbel, İskenderun T Tipi Kapalı Cezaevi'ne giderek Demirbaş'la görüştü. Görüşmenin ardından avukat Mehtap Sert, cezaevi önünde yaptığı açıklamada, “İskenderun T Tipi Cezaevi’nde 2015 yılında koğuşlara kamera takıldı. Bu durumu tutuklular protesto ederek kameraları kırdılar. Olaya karıştıkları iddia edilen 22 tutuklu darp edilerek başka cezaevlerine sürgün edildi. Olaya ilişkin dava açıldı. 4 tutuklu duruşma için İskenderun’a getirildi. Tutukluların darp edildiği gözlerle görünüyordu. Ferhat Demirbaş ile bugün görüşmeye geldim. Görüşmede gözle görülür bir şekilde  sağ ve sol bilekte sıkı bağlanmış kelepçeden kaynaklı izler. Sağ ayak bileğinde kelepçe izleri, sağ omuzunda morluklar ve sağ omuzunun hareket ettiremiyor. Vücudunun çeşitli yerlerinde morluklar gözlemlendi ve tutanak tutuldu. Duruşmada aleyhte beyanda bulunmamak için darp edildiler. Ailesi suç duyurusunda bulundu. Bizde İHD olarak suç duyurusunda bulunacağız" dedi.